- TSK'yı desteklemek
- Savaştan uzak durmak (Pek hayırlı bir ihtimal olarak gözükmüyor çünkü bu istila neticesinde illaki canımız yanıcak)
- Müslümanların birlik olması ve kendi başlarının çaresine bakması ve fırsatları değerlendirmesi.
İmam Serahsinin bu konuda bir fetvası var, bunu size nakledince demek istediğimi sizde onaylayacaksınız;
Eğer müslümanlardan oluşan bir kavim daru'l-harb memleketinde eman içinde yaşıyorlar ve akabinde harb ehlinden bir güruh bu daru'l-harb'e saldırıyorlarsa bu istilacılara karşı müslümanların savaşması caiz olmaz.
Çünkü savaşmak can ortaya koymaktır ve bu ancak dini aziz kılmak için ya da Allah'ın kelimesini yüceltmek için caiz olur, bu şartlarda bu durumda mevcud gözükmemektedir. Çünkü şirk ehlinin ahkamı hüküm sürmektedir ve müslümanlar da ehlu'l-islam'ın ahkamıyla hükmedememektedirler. Bu durumda savaşmak şirk kelimesini yüceltemek olur böyle bir durumda savaşmak ancak kendi canlarından endişe duydukları zamanda caiz olur. O zaman şirk kelimesini yüceltmek için değilde nefislerini müdafaa etmek için savaşmakta bir beis yoktur.
Bu fetvanın aslı Ca'fer رضى الله عنه'ya dayanır, zira o (ve müslümanlar) Habeşlilerle birlikte Necaşi'ye kasteden düşmana karşı savaşmışlardı. Evet bunu yaptı, çünkü Necaşi'nin devletinde emniyet içerisinde yaşarlarken kendilerini canlarının telaşeşi yakalamıştı. (tercüme sona erdi)
Son olarak aklıma gelen bir kafa karışıklığını da izale edeyim, Müslümanlar bu devlette eman içinde değil ki... Şimdi şöyle bir durum var, AKP iktidarından önce din camilere evlere hapsedilmişti, sosyal çevrede ve iş hayatında bile dinini ikame edemiyordun. Yiğidi öldür hakkını yeme; Bu hükümet zamanında her ne kadar şeriat isteyince hapse tıkılsak da, şeriatın ikamesi için harekata geçmeyen müslümanlar dilediği görüşünü kitap halinde bastırabiliyor, davetçiler selef menhecini youtube gibi mecralarda en ayrıntılı detaylarına kadar anlatabiliyor ve selefi mescid/derneklerine de göz yumuluyor, kısacası islama dair her bir davete göz yumuluyor. Tasavvufçular devasa külliyeler inşa edip orada talebe yetiştiriyor. Askeriyyede bile müsbet adımlar atılabiliyor, mesela tanrımıza hamdolsun sözü yerine Allahımıza hamdolsun sözü söylenmesi, namaza karışılmaması hatta cemaatle bayram namazı kılınması gibi... eğer söz konusu bir istilada ABD, Rusya gibi dev ülkeler başımıza çökerde canımızın, namusumuzun, dinimizin endişesine düşersek TSK ile işbirliği yapılabileceği kanaatindeyim. Allahu A'lem