Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Ahir Zamanın Unutkan ve Konsantrasyon Sorunu Olan Müslümanları

Ummu Aişe Çevrimiçi

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Evet, sesli konuşmak hoşuma gidiyor. Birilerine bir şeyler anlatmak hoşuma gidiyor. Kitab okurken dahi sessiz, içinden okumanın daha faydalı olduğu öğretilmiş olsada ben sesli okuyunca daha fazla anlıyorum.
Kişinin kendine en faydalı gelen yolu benimsemesi ideal olanı. Birlikte bulunulan ortamlarda diğerlerinin dikkatini dağıtmamak açısından sessiz okumak vb iyidir. Ancak kimsenin rahatsız olmayacağı bir yer veya anda, istediğimizi yapmakta özgürüz elhamdülillah.
 
Ummu Aişe Çevrimiçi

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Bu arada odak sorunumu nasıl hallettim (büyük oranda)

Odak sorunumun, bir odak sorunu olmadığını fark ettim ) Nitekim bu bir sorun değil, sonuçtu.

Neyin sonucu denilirse:

Daha evvelce de dediğim üzere:

Aciliyet/Önem sıralamasını yapamamak.

Gün içindeki standart işlerimiz haricinde, karşımıza çeşitli sürpriz durumlar da çıkabiliyor ve bu tür durumlarda "neyin öncelikli olduğunun" daha önceden esaslı bir şekilde düşünüp, sabit bir fikir haline getirilmesi gerekiyor.

Misal, bir ev hanımı için, o gün etraftaki genel dağınıklık ve günün yemekleri dışında hiçbir şeyin standart olarak bir önemi yoktur. Mesela düzeltilmesi gereken bir çekmece, hiç de acil değildir, bekleyebilir.

Veya çocuk ağlarken, Kur'an-ı Kerim okumak acil bir durum değildir.

Veya komşu gelmişken, gelen acil olmayan bir mesaja dönmek, acil değildir.

Odak sorunu olan kişiler, istemsiz bir şekilde "gördükleri her işe" anında mudahele etmek istiyorlar ve ellerinde bulunan işi yarım bırakarak bile olsa bunu yapabiliyorlar.

Bazı işlerin yarım bırakılması gerekir, evet.

Ama bazı işlerin yarım bırakılmaması gerekir.

Kimi işlerde ise, araya kısa bir ara verilip, işin başına geri dönülebilir.

Tüm bunları düzeltebilecek birincil etken ise "gerçekte neyin önemli ve acil olduğunun" daimi bilincinde olmak.

İkinci olarak ise:

Beynimiz bir konuya odaklandığında, benzer işleri de ardışık şekilde kolaylıkla yapabilir. Mesela bir yandan bir konuda okurken, diğer yandan aynı konu üzerinde birileri ile yazışabiliriz.

Benzer bir kolaylık ise mekân birliğinde olur. Mesela, bir yandan yemek yaparken, bir yandan masa ve tezgahı silebiliriz.

Birisi zihnin içinde düşündüğümüz tek bir konuya odaklanmakken, ötekisi gözlerimizle gördüğümüz işlere bütüncül olarak odaklanmak.

Tüm bunların farkında olan birisi, yeri geldiğinde hangi işlere ne tür bir sıra ile yaklaşabileceğini bilir.

Bir odaktan bir diğer odağa geçmek ise, genel olarak kişiyi zorlayan bir şey. Ancak ruh haline ve enerji düzeyine göre kişiler kendilerine sabit rotalar oluşturabilir. Mesela "yorgunken şu şu işler, enerjikken şu şu işler" şeklinde bir sabit oluşturabilirler.

Ve bazı işleri set halinde yapmak; mesela her namazın öncesinden veya ardından 1-2 sayfa Kur'an-ı Kerim okumak, ardından 5 dk dinlenme arası koymak gibi; bunlar hatırlamayı zaman içinde garantiler. Aynı şey ev işleri için de geçerli; akşamları etrafı toparlamak, çaydanlığı temizleyip, çöpleri atmak gibi sabit rutinler...

Kısaca: gün içinde zorunlu olan işler, acil ve önemli olanlar, ve olmayanlar arasında sürekli bocalamamak için, genel bir farkındalık halinde olmamız gerekiyor. Sabah-akşam sabit rutinleri herkes için çok önemli. Namazlar, kişisel bakım, evin/çalışma alanının temizlik ve düzenini sağlamak; hepsinin belli bir standartı olmalı.

Kalan zamanlarda ise, önümüzde acil bir iş varsa, diğer konuları "bilinçli bir şekilde" sonraya ertelemeliyiz. Tümden görmezden gelerek değil ama, bilinçli bir şekilde, sonra muhakkak o işlere dönmek üzere... Çünkü, şu an acil olmayan o işler, biriktikçe bir dağ olup omuzlarımıza çökecek. Bu, şey gibi: hani küçük günahlar önemsenmezse, bunlar bize büyük günah olarak geri döner ya, aynı o hesap.

Bu açıdan işin acil olan veya olmayanı vardır ama işin büyüğü veya küçüğü yoktur, küçük işler de biriktikçe büyüdüğü için onlara da vakit ayırılmalıdır.

Kişinin standart yaşam alanı, düzeni ne kadar sabit olursa, odak sorunu o kadar geride kalır.

Bu arada faydasız ilimden sakınmak gerektiği, haliyle keşfetlerde çok dolanarak kendimizi gereksiz bilgiyle yormamamız gerektiğini de tekraren hatırlatırım. Her gereksiz bilgi, zihne bırakılan bir çöp gibidir. "Kişinin kendini ilgilendirmeyen şeyleri terk etmesi, Müslümanlığının güzelliğindendir." hadisi boşa olmasa gerek.

Ve, her şey bir araya geldiğinde, zihin zaman içinde kendine uygun bir rota oluşturabiliyor. Yeter ki bizi sürükleyen düşüncelerin (vesveselerin) farkında olalım ve onlara gereken şekilde karşılık verebilelim.
 
H Çevrimdışı

hutbetussahra

Hayat, İman ve Cihad...
İslam-TR Üyesi
Bu arada odak sorunumu nasıl hallettim (büyük oranda)

Odak sorunumun, bir odak sorunu olmadığını fark ettim ) Nitekim bu bir sorun değil, sonuçtu.

Neyin sonucu denilirse:

Daha evvelce de dediğim üzere:

Aciliyet/Önem sıralamasını yapamamak.

Gün içindeki standart işlerimiz haricinde, karşımıza çeşitli sürpriz durumlar da çıkabiliyor ve bu tür durumlarda "neyin öncelikli olduğunun" daha önceden esaslı bir şekilde düşünüp, sabit bir fikir haline getirilmesi gerekiyor.

Misal, bir ev hanımı için, o gün etraftaki genel dağınıklık ve günün yemekleri dışında hiçbir şeyin standart olarak bir önemi yoktur. Mesela düzeltilmesi gereken bir çekmece, hiç de acil değildir, bekleyebilir.

Veya çocuk ağlarken, Kur'an-ı Kerim okumak acil bir durum değildir.

Veya komşu gelmişken, gelen acil olmayan bir mesaja dönmek, acil değildir.

Odak sorunu olan kişiler, istemsiz bir şekilde "gördükleri her işe" anında mudahele etmek istiyorlar ve ellerinde bulunan işi yarım bırakarak bile olsa bunu yapabiliyorlar.

Bazı işlerin yarım bırakılması gerekir, evet.

Ama bazı işlerin yarım bırakılmaması gerekir.

Kimi işlerde ise, araya kısa bir ara verilip, işin başına geri dönülebilir.

Tüm bunları düzeltebilecek birincil etken ise "gerçekte neyin önemli ve acil olduğunun" daimi bilincinde olmak.

İkinci olarak ise:

Beynimiz bir konuya odaklandığında, benzer işleri de ardışık şekilde kolaylıkla yapabilir. Mesela bir yandan bir konuda okurken, diğer yandan aynı konu üzerinde birileri ile yazışabiliriz.

Benzer bir kolaylık ise mekân birliğinde olur. Mesela, bir yandan yemek yaparken, bir yandan masa ve tezgahı silebiliriz.

Birisi zihnin içinde düşündüğümüz tek bir konuya odaklanmakken, ötekisi gözlerimizle gördüğümüz işlere bütüncül olarak odaklanmak.

Tüm bunların farkında olan birisi, yeri geldiğinde hangi işlere ne tür bir sıra ile yaklaşabileceğini bilir.

Bir odaktan bir diğer odağa geçmek ise, genel olarak kişiyi zorlayan bir şey. Ancak ruh haline ve enerji düzeyine göre kişiler kendilerine sabit rotalar oluşturabilir. Mesela "yorgunken şu şu işler, enerjikken şu şu işler" şeklinde bir sabit oluşturabilirler.

Ve bazı işleri set halinde yapmak; mesela her namazın öncesinden veya ardından 1-2 sayfa Kur'an-ı Kerim okumak, ardından 5 dk dinlenme arası koymak gibi; bunlar hatırlamayı zaman içinde garantiler. Aynı şey ev işleri için de geçerli; akşamları etrafı toparlamak, çaydanlığı temizleyip, çöpleri atmak gibi sabit rutinler...

Kısaca: gün içinde zorunlu olan işler, acil ve önemli olanlar, ve olmayanlar arasında sürekli bocalamamak için, genel bir farkındalık halinde olmamız gerekiyor. Sabah-akşam sabit rutinleri herkes için çok önemli. Namazlar, kişisel bakım, evin/çalışma alanının temizlik ve düzenini sağlamak; hepsinin belli bir standartı olmalı.

Kalan zamanlarda ise, önümüzde acil bir iş varsa, diğer konuları "bilinçli bir şekilde" sonraya ertelemeliyiz. Tümden görmezden gelerek değil ama, bilinçli bir şekilde, sonra muhakkak o işlere dönmek üzere... Çünkü, şu an acil olmayan o işler, biriktikçe bir dağ olup omuzlarımıza çökecek. Bu, şey gibi: hani küçük günahlar önemsenmezse, bunlar bize büyük günah olarak geri döner ya, aynı o hesap.

Bu açıdan işin acil olan veya olmayanı vardır ama işin büyüğü veya küçüğü yoktur, küçük işler de biriktikçe büyüdüğü için onlara da vakit ayırılmalıdır.

Kişinin standart yaşam alanı, düzeni ne kadar sabit olursa, odak sorunu o kadar geride kalır.

Bu arada faydasız ilimden sakınmak gerektiği, haliyle keşfetlerde çok dolanarak kendimizi gereksiz bilgiyle yormamamız gerektiğini de tekraren hatırlatırım. Her gereksiz bilgi, zihne bırakılan bir çöp gibidir. "Kişinin kendini ilgilendirmeyen şeyleri terk etmesi, Müslümanlığının güzelliğindendir." hadisi boşa olmasa gerek.
günlük program yapmak da yardımcı olacaktır
 
Ummu Aişe Çevrimiçi

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
günlük program yapmak da yardımcı olacaktır
Aynen ahi.

Ve o programı tümden dolu yapmamak, toplamda 1-2 saat boşluklar bırakmak, acil durumlarda ve genel olarak manen çok yorulmamak için önemli. Bu şekilde sürpriz durumlarda çok paniklemeyiz inşaAllah.

Bu arada, bu boşluk zamanlarında, eğer enerjim de varsa: genel olarak programımı 1 gün ertesinden ilerletirim. Mesela ertesi günün yemeğini önceden hazırlarım, dondurucuya bir yiyecek atarım, yarının işini bugün yaparım. Ancak bu hep kısıtlı olur, çünkü abartılırsa yarına enerji kalmaz.

Yarın ne yaparım denilirse, o da bir benzeri. Genel olarak bu şekilde 1-2 gün program kaymalarına hep hazırlıklıyım elhamdülillah. Bu şekilde sürpriz durumlar hayatımda eskisi kadar olumsuz etki yapmıyor.

Daha ötesi durumlar için ise, zaten kimse çok bir şey yapamayacağı gibi, benim de özel bir planım yok. Doğrusu zor koşullarda kimse de aksayan işlere bakmıyor, hayattaysak ve idareten işler yürüyorsa, gerisi çok da önemli olmuyor.

Rabbim evvela iman, ardınca sağlık ve afiyet versin dilerim. En nihayetinde ölümlü dünya, fazla kasmadan işleri kolaylıkla yürütebilmeyi öğrenmek gerek.
 
H Çevrimdışı

hutbetussahra

Hayat, İman ve Cihad...
İslam-TR Üyesi
Aynen ahi.

Ve o programı tümden dolu yapmamak, toplamda 1-2 saat boşluklar bırakmak, acil durumlarda ve genel olarak manen çok yorulmamak için önemli. Bu şekilde sürpriz durumlarda çok paniklemeyiz inşaAllah.

Bu arada, bu boşluk zamanlarında, eğer enerjim de varsa: genel olarak programımı 1 gün ertesinden ilerletirim. Mesela ertesi günün yemeğini önceden hazırlarım, dondurucuya bir yiyecek atarım, yarının işini bugün yaparım. Ancak bu hep kısıtlı olur, çünkü abartılırsa yarına enerji kalmaz.

Yarın ne yaparım denilirse, o da bir benzeri. Genel olarak bu şekilde 1-2 gün program kaymalarına hep hazırlıklıyım elhamdülillah. Bu şekilde sürpriz durumlar hayatımda eskisi kadar olumsuz etki yapmıyor.

Daha ötesi durumlar için ise, zaten kimse çok bir şey yapamayacağı gibi, benim de özel bir planım yok. Doğrusu zor koşullarda kimse de aksayan işlere bakmıyor, hayattaysak ve idareten işler yürüyorsa, gerisi çok da önemli olmuyor.

Rabbim evvela iman, ardınca sağlık ve afiyet versin dilerim. En nihayetinde ölümlü dünya, fazla kasmadan işleri kolaylıkla yürütebilmeyi öğrenmek gerek.
ben bir iki saat boşluktan çok belli zaman aralığına belli görevler ama sabit saat değili tercih ediyorum. İnşaALLAH o konuda da bir yazı hazırlarım. Mesela sabah namazı-öğle namazı aralığı ve o arada yapılacak görevler şeklinde. Ve genelde ikindiden sonrasını boş bırakıp özellikle sabahtan öğlene sıkı çalışmak hele ki akşam namazından sonra komple serbest en verimlisi diye düşünüyorum.
 
Ummu Aişe Çevrimiçi

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
ben bir iki saat boşluktan çok belli zaman aralığına belli görevler ama sabit saat değili tercih ediyorum. İnşaALLAH o konuda da bir yazı hazırlarım. Mesela sabah namazı-öğle namazı aralığı ve o arada yapılacak görevler şeklinde. Ve genelde ikindiden sonrasını boş bırakıp özellikle sabahtan öğlene sıkı çalışmak hele ki akşam namazından sonra komple serbest en verimlisi diye düşünüyorum.
MaşaAllah ideal bir program ahi, nefsin esneklik ihtiyacına da uygun. Saati saatine çok sıkı bir programı yürütmek genel olarak kişiyi çok zorlar; sizinki gibi geniş zaman aralıklarında, belirli işleri, o anki moda göre yapmak daha rahat.
 
H Çevrimdışı

hutbetussahra

Hayat, İman ve Cihad...
İslam-TR Üyesi
MaşaAllah ideal bir program ahi, nefsin esneklik ihtiyacına da uygun. Saati saatine çok sıkı bir programı yürütmek genel olarak kişiyi çok zorlar; sizinki gibi geniş zaman aralıklarında, belirli işleri, o anki moda göre yapmak daha rahat.
kesinlikle katılıyorum. Çünkü hayat sabit değil ve sabitliğe gelmiyor. Doğal olarak sabit ve katı bir program hayatın akışına aykırı. Aynı şekilde çok dolu bir program da insan fıtratına aykırı çünkü insan makine değil dinlenmeye de ihtiyacı var. Yani program yaparken bile orta yollu olmak elzem. Ne tam serbest ne tam katı, ne çok dolu ne çok boş.
 
Ummu Aişe Çevrimiçi

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
kesinlikle katılıyorum. Çünkü hayat sabit değil ve sabitliğe gelmiyor. Doğal olarak sabit ve katı bir program hayatın akışına aykırı. Aynı şekilde çok dolu bir program da insan fıtratına aykırı çünkü insan makine değil dinlenmeye de ihtiyacı var. Yani program yaparken bile orta yollu olmak elzem. Ne tam serbest ne tam katı, ne çok dolu ne çok boş.
Aynen ahi; bedenimizin, nefsimizin ve ruhumuzun ihtiyaçları doğrultusunda ortalama bir program gerek.

Bu arada yeni fark ettim, profilinizde yazılımcı yazıyor ahi. Bu açıdan bilgisayar kodlamaları ile, beynin kodlamalarının benzerliğini en iyi fark edecek grupta olduğunuzu söyleyebilirim ) Neredeyse tamamen aynı mantık; kodlama hatalı ise program yanlış çalışır ve aynı şekilde zihnimizdeki sabit fikirler de hatalı ise, biz de aynı şekilde yanlış şekilde ilerleriz.

Bilgisayarların kodlaması=Zihnimizdeki sabit fikirler.

"Kodlamayı düzelt, hayatın düzelsin" mantığı.
 
H Çevrimdışı

hutbetussahra

Hayat, İman ve Cihad...
İslam-TR Üyesi
Aynen ahi; bedenimizin, nefsimizin ve ruhumuzun ihtiyaçları doğrultusunda ortalama bir program gerek.

Bu arada yeni fark ettim, profilinizde yazılımcı yazıyor ahi. Bu açıdan bilgisayar kodlamaları ile, beynin kodlamalarının benzerliğini en iyi fark edecek grupta olduğunuzu söyleyebilirim ) Neredeyse tamamen aynı mantık; kodlama hatalı ise program yanlış çalışır ve aynı şekilde zihnimizdeki sabit fikirler de hatalı ise, biz de aynı şekilde yanlış şekilde ilerleriz.

Bilgisayarların kodlaması=Zihnimizdeki sabit fikirler.

"Kodlamayı düzelt, hayatın düzelsin" mantığı.
tespitinize katılıyorum lakin bilgisayardaki kodlamalar ile beynimizdeki kodlamalar arasında bazı benzerliklel bulunmakla birlikte ciddi farklılıklar da. İnsan çok daha karmaşık bir yapıya sahip. Yani bir kararımıza etki eden hislerimiz, geçmiş terübelere, anlık durum, bulunduğumuz ortam, çevre, anlık ve genel ruh halimiz hatta yerine göre beslenme ve uykumuz bile etki ediyor. Yani aslında oldukça karmaşık ve çok argümanlı bir karar alma fonksiyonumuz ama dediğiniz gibi argümanlara verilen değerler sorgulanarak problemi çözmek mümkün. Genelde psikoloji ile ilgili tespitlerimi kendi üzerimden yola çıkıp deneme yanılma ve sonrasında teorilerimi insanlar üzerinde deneyerek öğrendim. Herhalde en büyük farklardan biri bilgisayar verilen komutu ya da görevi istese de istemese de yapar. İnsanda işin psikoloji boyuta da devreye girdiği için mantığı evet dese de bazen uygulama hayır olabiliyor erken kalkmak isteyip sabah yatak sıcak dışarısı soğuk diye yatan insan gibi. Ama bazı açılardan da çok benzediği doğru.
 
H Çevrimdışı

hutbetussahra

Hayat, İman ve Cihad...
İslam-TR Üyesi
Aynen ahi; bedenimizin, nefsimizin ve ruhumuzun ihtiyaçları doğrultusunda ortalama bir program gerek.

Bu arada yeni fark ettim, profilinizde yazılımcı yazıyor ahi. Bu açıdan bilgisayar kodlamaları ile, beynin kodlamalarının benzerliğini en iyi fark edecek grupta olduğunuzu söyleyebilirim ) Neredeyse tamamen aynı mantık; kodlama hatalı ise program yanlış çalışır ve aynı şekilde zihnimizdeki sabit fikirler de hatalı ise, biz de aynı şekilde yanlış şekilde ilerleriz.

Bilgisayarların kodlaması=Zihnimizdeki sabit fikirler.

"Kodlamayı düzelt, hayatın düzelsin" mantığı.
sabit fikirler konusuna katılıyorum
 
Ummu Aişe Çevrimiçi

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
tespitinize katılıyorum lakin bilgisayardaki kodlamalar ile beynimizdeki kodlamalar arasında bazı benzerliklel bulunmakla birlikte ciddi farklılıklar da. İnsan çok daha karmaşık bir yapıya sahip. Yani bir kararımıza etki eden hislerimiz, geçmiş terübelere, anlık durum, bulunduğumuz ortam, çevre, anlık ve genel ruh halimiz hatta yerine göre beslenme ve uykumuz bile etki ediyor. Yani aslında oldukça karmaşık ve çok argümanlı bir karar alma fonksiyonumuz ama dediğiniz gibi argümanlara verilen değerler sorgulanarak problemi çözmek mümkün. Genelde psikoloji ile ilgili tespitlerimi kendi üzerimden yola çıkıp deneme yanılma ve sonrasında teorilerimi insanlar üzerinde deneyerek öğrendim. Herhalde en büyük farklardan biri bilgisayar verilen komutu ya da görevi istese de istemese de yapar. İnsanda işin psikoloji boyuta da devreye girdiği için mantığı evet dese de bazen uygulama hayır olabiliyor erken kalkmak isteyip sabah yatak sıcak dışarısı soğuk diye yatan insan gibi. Ama bazı açılardan da çok benzediği doğru.
Evet, insanın nefsinin istekleri, geçmiş yaşanmışlıklardan kalan duygular vs işi biraz daha zorluyor. Bununla birlikte, kişi nefsini onu etkileyecek şekilde yeni bir kodlama ile kodlayabiliyor veya geçmiş yaşanmışlıklardan kalan duygusal izler "o olaylara farklı bir bakış açısı ile bakarak" yine yeniden kodlanabiliyor.

Yani, halihazırda bizlere kendi içimizde engel olan şeyler, bilinçli bir yaklaşımla sorun olmaktan çıkabiliyor. Bu aşamada sorun olarak görülebilecek tek şey ise şu:

Bir bilgisayar yazılımı, dakikalar içinde güncellenebilirken;

Beynimizin güncellenmesi, en basitinden 3 hafta kadar, daha ileri boyutlarda aylar, en ileri boyutlarda ise yıllar alabiliyor.

Bu arada bir benzer yön daha söyleyim: bir yazılım güncellenirken o cihazı o an kullanamadığımız gibi,

Beynin de yer yer kullanılamadığı dönemler oluyor ) Ekseri bir boşluk duygusu ve aşırı yoğun kafa karışıklığı yaşandığı durumlar. Bu durumlarda kişi panik yapmaz ve bu süreci sakince, dualar eşliğinde atlatırsa, yeni edinmek istediği huy, duygu veya düşünce modelini bir sonraki adımda biraz daha gelişmiş olarak hayatında bulabilir.

Yani, bu ikisinin ciddi anlamda sıradan bir benzerliğin ötesinde bir benzerliği olduğunu söyleyebilirim. Ve unutmadan: kişiler bu uzun süreli değişim sürecinde "olmuyor, başaramıyorum" dediği ve çabayı bıraktığı için başarılı olamıyor. Oysa ki devam edilse, bu çaba adım adım başarıya gidiyor. Nitekim, geçmiş yanlış seçimlerimizin etkisi dirençli olsa da, biz irademizi ortaya koyduğumuzda: yeni seçimlerimiz de zaman içinde eskileri gibi dirençli olacak. Sadece biraz zaman ve sabırla çaba gerekiyor.
 
H Çevrimdışı

hutbetussahra

Hayat, İman ve Cihad...
İslam-TR Üyesi
Evet, insanın nefsinin istekleri, geçmiş yaşanmışlıklardan kalan duygular vs işi biraz daha zorluyor. Bununla birlikte, kişi nefsini onu etkileyecek şekilde yeni bir kodlama ile kodlayabiliyor veya geçmiş yaşanmışlıklardan kalan duygusal izler "o olaylara farklı bir bakış açısı ile bakarak" yine yeniden kodlanabiliyor.

Yani, halihazırda bizlere kendi içimizde engel olan şeyler, bilinçli bir yaklaşımla sorun olmaktan çıkabiliyor. Bu aşamada sorun olarak görülebilecek tek şey ise şu:

Bir bilgisayar yazılımı, dakikalar içinde güncellenebilirken;

Beynimiz güncellenmesi, en basitinden 3 hafta kadar, daha ileri boyutlarda aylar, en ileri boyutlarda ise yıllar alabiliyor.

Bu arada bir benzer yön daha söyleyim: bir yazılım güncellenirken o cihazı o an kullanamadığımız gibi,

Beynin de yer yer kullanılamadığı dönemler oluyor ) Ekseri bir boşluk duygusu ve aşırı yoğun kafa karışıklığı yaşandığı durumlar. Bu durumlarda kişi panik yapmak ve bu süreci sakince, dualar eşliğinde atlatırsa, yeni edinmek istediği huy, duygu veya düşünce modelini bir sonraki adımda biraz daha gelişmiş olarak hayatında bulabilir.

Yani, bu ikisinin ciddi anlamda sıradan bir benzerliğin ötesinde bir benzerliği olduğunu söyleyebilirim. Ve unutmadan: kişiler bu uzun süreli değişim sürecinde "olmuyor, başaramıyorum" dediği ve çabayı bıraktığı için başarılı olamıyor. Oysa ki devam edilse, bu çaba adım adım başarıya gidiyor. Nitekim, geçmiş yanlış seçimlerimizin etkisi dirençli olsa da, biz irademizi ortaya koyduğumuzda: yeni seçimlerimiz de zaman içinde eskileri gibi dirençli olacak. Sadece biraz zaman ve sabırla çaba gerekiyor.
panik konusunda zamanla ve boksla öğrendiğim ve tüm hayat için geçerli iki tavsiye öğrendim: nefes al ve sakin ol. Hayatın her alanı için geçerli bu iki tavsiye. Birde boks sadece yumruk atmak derler :D
 
Ummu Aişe Çevrimiçi

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
panik konusunda zamanla ve boksla öğrendiğim ve tüm hayat için geçerli iki tavsiye öğrendim: nefes al ve sakin ol. Hayatın her alanı için geçerli bu iki tavsiye. Birde boks sadece yumruk atmak derler :D
Bu tür şeyler, ardında sağlam bir bilinç olmaksızın etkili şekilde yürütülebilecek işler değil ) Her tür dövüş sanatı, cihadın merkezinde, bir tebliğ anında, bir çocuğa eğitim verir veya birileri ile tartışırken daimi bir şekilde nefsin kontrol altında tutulması çok önemli. Ve "nefes al ve sakin ol", bu çok etkili ve bir o kadar da pratik bir öğreti. Ya da kodlama mı desek? )
 
H Çevrimdışı

hutbetussahra

Hayat, İman ve Cihad...
İslam-TR Üyesi
Bu tür şeyler, ardında sağlam bir bilinç olmaksızın etkili şekilde yürütülebilecek işler değil ) Her tür dövüş sanatı, cihadın merkezinde, bir tebliğ anında, bir çocuğa eğitim verir veya birileri ile tartışırken daimi bir şekilde nefsin kontrol altında tutulması çok önemli. Ve "nefes al ve sakin ol", bu çok etkili ve bir o kadar da pratik bir öğreti. Ya da kodlama mı desek? )
zaten dövüş sanatları genelde insana öfke kontrolünü, sakin kalmayı ve özdisiplini öğretiyor aslında. Farkındaysanız çok nadirdir dövüş sanatları ile uğraşanlar sokaklarda vs kavgaya karışır. Çünkü dövüş öğrenirken öfkenin tehlikesini, sakin kalmazsa başına gelecekleri vs de öğrenir. Ayrıca disiplinli çalışmayı vs de öğrenir.
 
Ummu Aişe Çevrimiçi

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
zaten dövüş sanatları genelde insana öfke kontrolünü, sakin kalmayı ve özdisiplini öğretiyor aslında. Farkındaysanız çok nadirdir dövüş sanatları ile uğraşanlar sokaklarda vs kavgaya karışır. Çünkü dövüş öğrenirken öfkenin tehlikesini, sakin kalmazsa başına gelecekleri vs de öğrenir. Ayrıca disiplinli çalışmayı vs de öğrenir.
Aynen; asıl güç, gücü kontrol edebilmekte nitekim.
 
Üst Ana Sayfa Alt