Bu arada odak sorunumu nasıl hallettim (büyük oranda)
Odak sorunumun, bir odak sorunu olmadığını fark ettim ) Nitekim bu bir sorun değil, sonuçtu.
Neyin sonucu denilirse:
Daha evvelce de dediğim üzere:
Aciliyet/Önem sıralamasını yapamamak.
Gün içindeki standart işlerimiz haricinde, karşımıza çeşitli sürpriz durumlar da çıkabiliyor ve bu tür durumlarda "neyin öncelikli olduğunun" daha önceden esaslı bir şekilde düşünüp, sabit bir fikir haline getirilmesi gerekiyor.
Misal, bir ev hanımı için, o gün etraftaki genel dağınıklık ve günün yemekleri dışında hiçbir şeyin standart olarak bir önemi yoktur. Mesela düzeltilmesi gereken bir çekmece, hiç de acil değildir, bekleyebilir.
Veya çocuk ağlarken, Kur'an-ı Kerim okumak acil bir durum değildir.
Veya komşu gelmişken, gelen acil olmayan bir mesaja dönmek, acil değildir.
Odak sorunu olan kişiler, istemsiz bir şekilde "gördükleri her işe" anında mudahele etmek istiyorlar ve ellerinde bulunan işi yarım bırakarak bile olsa bunu yapabiliyorlar.
Bazı işlerin yarım bırakılması gerekir, evet.
Ama bazı işlerin yarım bırakılmaması gerekir.
Kimi işlerde ise, araya kısa bir ara verilip, işin başına geri dönülebilir.
Tüm bunları düzeltebilecek birincil etken ise "gerçekte neyin önemli ve acil olduğunun" daimi bilincinde olmak.
İkinci olarak ise:
Beynimiz bir konuya odaklandığında, benzer işleri de ardışık şekilde kolaylıkla yapabilir. Mesela bir yandan bir konuda okurken, diğer yandan aynı konu üzerinde birileri ile yazışabiliriz.
Benzer bir kolaylık ise mekân birliğinde olur. Mesela, bir yandan yemek yaparken, bir yandan masa ve tezgahı silebiliriz.
Birisi zihnin içinde düşündüğümüz tek bir konuya odaklanmakken, ötekisi gözlerimizle gördüğümüz işlere bütüncül olarak odaklanmak.
Tüm bunların farkında olan birisi, yeri geldiğinde hangi işlere ne tür bir sıra ile yaklaşabileceğini bilir.
Bir odaktan bir diğer odağa geçmek ise, genel olarak kişiyi zorlayan bir şey. Ancak ruh haline ve enerji düzeyine göre kişiler kendilerine sabit rotalar oluşturabilir. Mesela "yorgunken şu şu işler, enerjikken şu şu işler" şeklinde bir sabit oluşturabilirler.
Ve bazı işleri set halinde yapmak; mesela her namazın öncesinden veya ardından 1-2 sayfa Kur'an-ı Kerim okumak, ardından 5 dk dinlenme arası koymak gibi; bunlar hatırlamayı zaman içinde garantiler. Aynı şey ev işleri için de geçerli; akşamları etrafı toparlamak, çaydanlığı temizleyip, çöpleri atmak gibi sabit rutinler...
Kısaca: gün içinde zorunlu olan işler, acil ve önemli olanlar, ve olmayanlar arasında sürekli bocalamamak için, genel bir farkındalık halinde olmamız gerekiyor. Sabah-akşam sabit rutinleri herkes için çok önemli. Namazlar, kişisel bakım, evin/çalışma alanının temizlik ve düzenini sağlamak; hepsinin belli bir standartı olmalı.
Kalan zamanlarda ise, önümüzde acil bir iş varsa, diğer konuları "bilinçli bir şekilde" sonraya ertelemeliyiz. Tümden görmezden gelerek değil ama, bilinçli bir şekilde, sonra muhakkak o işlere dönmek üzere... Çünkü, şu an acil olmayan o işler, biriktikçe bir dağ olup omuzlarımıza çökecek. Bu, şey gibi: hani küçük günahlar önemsenmezse, bunlar bize büyük günah olarak geri döner ya, aynı o hesap.
Bu açıdan işin acil olan veya olmayanı vardır ama işin büyüğü veya küçüğü yoktur, küçük işler de biriktikçe büyüdüğü için onlara da vakit ayırılmalıdır.
Kişinin standart yaşam alanı, düzeni ne kadar sabit olursa, odak sorunu o kadar geride kalır.
Bu arada faydasız ilimden sakınmak gerektiği, haliyle keşfetlerde çok dolanarak kendimizi gereksiz bilgiyle yormamamız gerektiğini de tekraren hatırlatırım. Her gereksiz bilgi, zihne bırakılan bir çöp gibidir. "Kişinin kendini ilgilendirmeyen şeyleri terk etmesi, Müslümanlığının güzelliğindendir." hadisi boşa olmasa gerek.