Özel Soru :
Aleykum selam we rahmetullahi we berakatuh kardeşim;
Evvela günahların ahiratteki karşılığı hakkında verilecek ceza konusu oldukça detaylı ve çetrefelli olduğunu söyleyeyim. Ayrıca günahların büyük ve küçük olması, günahların cezasının ahiratte karşılığı hakkında Mirac hadisesi haricinde tam (sahih) olarak bir nas /delil yoktur. Konu hakkında Rasulullah (s.a.v.)’in Mirac’da cehennemi ve cehennemde çeşitli azab görenleri görmüş ve sebeblerini de sormuş, bizlere de nakletmiştir. Konuyla alakalı çeşitli hadisleri derleyecek olursak;
Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
".... daha sonra bazı kimselerin başlarının ezilmekte olduğunu gördü. Bunların kim olduğunu sordu. Dediler ki, bunlar namaz için ağır hareket ediyorlardı ve namaz için başlarını kaldırmıyorlardı.
Rasûlullah (s.a.v.) yamalı elbiseler giymiş olan bazı kimseleri gördü. Bunlar hayvanlar gibi ot yiyorlardı. Rasûlullah (s.a.v.) bunların kim olduğunu sordu. Dediler ki, bunlar mallarından zekât veya sadaka vermiyorlardı.
Peygamber (s.a.v.) bir kişinin ağaç ve tahtalar toplamakta olduğunu ve bunları kaldırmakta güçlük çektiği zaman bunlara daha çok tahta eklemekte olduğunu gördü. Rasûlullah (s.a.v.), bu kişinin kim olduğunu sordu. Dediler ki, bu adam zaten emanet ve mesuliyetin yükünü taşıyamıyordu, fakat bunları azaltmak yerine daha da artırdı.
Peygamber (s.a.v.) bundan sonra bazı kimselerin dil ve dudaklarının makaslarla kesilmekte olduğuna tanık oldu. Bunların kim olduğunu sordu.
Dediler ki, bunlar dedikoduculardır ki serbestçe konuşuyor ve fitne yayıyorlardı.
Rasûlullah (s.a.v.) bir yerde, bir taşta küçük bir delik gördü. Bu delikten kocaman bir boğa çıktı, daha sonra aynı deliğe dönmek istedi, ama giremedi.
Rasûlullah (s.a.v.), meselenin ne olduğunu sordu.
Dediler ki, bu fitne yayan sorumsuz bir kişidir, ki önce düşünüb taşınmadan bir şey söylüyor veya fitne yayıyor, ama sonra pişman olub hatasını telafi etmek istiyor, ama edemiyor.
Bir başka yerde adamlar hep kendi vücutlarının etlerini kesib yiyorlardı.
Rasûlullah (s.a.v.) bunların kim olduğunu sordu.
Dediler ki, bunlar başkalarına dil uzatıyor ve onlarla alay ediyorlardı.
Bu adamların yanında bazı diğer kimseler vardı. Bunların tırnakları bakırdandı ve ağız ve göğüslerini dövüyorlardı.
Rasûlullah (s.a.v.) bunların kim olduğunu sordu.
Dediler ki, bunlar insanların arkasından konuşuyor ve namuslarına leke sürmek istiyorlardı.
Bazı diğer kimseler vardı ki, dudakları develer gibiydi ve bunlar ateş yiyordu.
Rasûlullah (s.a.v.) bunların kim olduğunu sordu.
Dediler ki, bunlar yetimlerin mallarını yiyorlardı.
Bir süre sonra Rasûlullah (s.a.v.) karınları şişmiş ve yılanlarla dolu kişileri gördü. Gelib geçenler onları eziyordu, fakat onlar yerlerinden kıpırdayamıyorlardı.
Rasûlullah (s.a.v.) bunların kimler olduğunu sordu, dediler ki, bunlar faiz ve haram yiyenlerdir.
Bundan sonra bazı diğer kimseler görüldü. Bu adamların bir tarafında gayet güzel ve temiz et vardı, ama diğer tarafta çürümüş ve kokuşmuş et vardı. Bu adamlar iyi eti bırakıb kötü eti yiyorlardı.
Rasûlullah (s.a.v.) dedi ki, bunlar kimlerdir?
Dediler ki, bunlar kendilerine helâl olan koca veya karılarını bırakıb zina yapan ve haram olanlarla nefislerini tatmin eden erkek ve kadınlardır.
Rasûlullah (s.a.v.) bundan sonra göğüsleriyle asılı kadınları gördü. Rasûlullah (s.a.v.) bunların kim olduğunu sordu. Dediler ki, bunlar kocalarına onlardan olmayan çocukları musallat eden kadınlardır."
(Musned-i Ahmed, İbni Mâce, İbni Cerîr, Beyhakî, Hâkim, İbni Ebî Hâtim, Taberânî, Bezzâr, İbni İshâk, İbni Merdûye, Ebû Dâvûd.
Râviler: Ebû Hurayra, Ebû Sa'id Hudrî ve Enes bin Mâlik)
Büyük günahların (murtekib-i kebire) sayısı hakkında Abdullah bin Abbas 70 tane hatta 700’e yaklaşıktır diyor. (İbn Kesir, İsmaîl Tefsiru Kur'ani'l-azîm, I, 486. Beyrut, 1984)
Büyük günahları tanımak için kriter ise; Allahu teala herhangi bir şeyin hükmü zikretmişse, Onu yapan veya yapmayanların cehennemde yanacağı hakkında tehditte bulunmuş veya dünyada cezaya çarptırılacağı hakkında bir ceza koymuşsa bunlar büyük günahlardır. Mesela "yetim malı yiyen karnınıza ateş doldurursunuz, zina edene 100 değnek vurun, hırsızlık edenin kolunu kesin, faiz yiyenler kabirden şeytanın çarptığı gibi kalkacak ve Allaha ve rasulune savaş açtığınızı bilin" gibi. Ahiratte cehenneme gireceği bildirilen veya Dünyada ceza konmuş ise büyük günahdır denmiştir.
“Allahu Teala bir kula hayır murat ettiği zaman, günahının cezasını (dünyada) peşinen verir. Kötülük murat ettiği zaman da cezasını geciktirir ve ahiratte tam olarak verir.” ( Sebe’ 22.)
Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Şu beş şeyin cezası dünyada hemen verilir: 1- Zulmetmek, 2- Hainlik etmek, 3- Anne babaya eziyet etmek, 4- Akrabalarla ilişkiyi kesmek, 5- Yapılan iyiliği görmemek."
(Suyuti, Câmiu’s-Sağîr, 3/960)
Peygamberimiz helak edici yedi günahı şöyle bildirmiştir:
"اجتنبوا السبع الموبقات “
“Helak edici yedi büyük günahtan sakının" buyurmuş,
Sahabenin; هن؟ وما! هللا رسول يا: قيل"
"Nedir onlar ey Allah'ın Elçisi” diye sormaları üzerine;
(Buhârî, Tıb 48, VII, 29; Muslim, İman 38. I, 92)
İbn Hacer el-Heytemi (v. 974/1567) büyük günahlar hakkında yazdığı “ez-Zevacir an İktirafi’lKebâir” adlı eserinde 467 büyük günahtan bahsetmiştir (Zehebi, Kitabu’l-Kebâir, Beyrut ts; İbn Hacer el-Heytemi, ez-Zevacir an İktirafi’l-Kebâir, I-II, Beyrut, 1988)
Bir diğer görüşe göre büyük günahlar Nisa suresi 1. Ayetten 31. Ayete kadar zikredilen günahlardır denmiştir.
Rasulullah (s.a.v.) da hadiste 7 büyük günahtan kaçınmayı emretmiştir. Bunlar :
1. Allah ‘a (c.c) şirk koşmak. “Allah adına doğru olmayan sözler söylemek”.
2. Sihir, büyücülük, yalan yere muska yapmak.
3. Haksız yere bir insanı öldürmek.
4. Faiz yemek.
5. Kimsesiz yetime ait olan malı yemek.
6. İslam uğruna yapılan savaştan kaçmak.
7. Namuslu bir kadına zina yaptığına dair iftira atmak.
Büyük günahların ahiratteki cezası olarak Hariciler ebedi Cehennem azabı derken, Mutezile ye göre dünyada dinden çıkmış kâfir olmamış iki arada (menzileteyn beynel menzileteyn) olsa da ahirattaki durumu ise kâfirdir. Ehli sünnete göre büyük günah işleyen ise isyankar olarak isimlendirilse de mümindir. Cezası Allaha kalmıştır, dilerse afv eder, dilerse günahını cehennemde çektikten sonra cennete gider.
İslam âlimleri "Günâhın küçüklüğüne büyüklüğüne bakma, kime karşı suç işlediğine bak" demişlerdir. Allah'ı tanımaya ve kulluğa engel olan, Allah ile kulun arasına perde olan her şey günâhtır.
Büyük günahlardan namazın terki ve masum birinin öldürülmesi hakkında ehli sünnet arasında ihtilaf vardır. Namazın terki konusunda Ahmed bin Hanbel (rahimehullah)'a göre cehennemlik kâfirdir. Mâsumun öldürülmesi durumunda Abdullah bin Abbas ve O’na katılanlara göre kâfir olur.
Bir hadis-i şerifde şöyle zikrolunmuştur:
“Kul bir hata yaptığı zaman kalbinde siyah bir iz meydana gelir. Eğer kişi, o günahı terk eder ve tövbe edib af dilerse kalbi o lekeden temizlenir. Eğer, aynı günahı işlemeye devam ederse, kalbdeki leke artar. Hatta bir zaman gelir, kalbi tamamen kaplar. İşte bu durum Allah'ın "Hayır onların kazanmakta oldukları kalblerini paslandırmıştır" (Mutaffifin 14) meâlindeki âyette zikrettiği pastır." (Tirmizî, Tefsir 75..V, 434; İbn Mace, Zuhd 29. II, 1418)
--
Namazın farziyetini inkâr etmeden terk edenin (kılmayanın) , 'bir vakit namazın terki için ahiratteki cezası 80 yıl azab (yanmak) vardır' diye söylenti vardır fakat sahih değildir.
"Bir vakit namaz kılmayanın cezası 80 yıl cehennemde yanmaktır" gibi bir nass yoktur. Bu bir söylentidir.
4 mezheb muctehidlerinden Ahmed bin Hanbel'in kuvvetli olan görüşüne göre 2 vakit namaz kılmayan öldürülüb çöpe atılır. Müslüman mezarlığına gömülmez.
Bazı alimler, Nebe Suresinin 23 ayetinde, bazı rivayetlerde geçen ve cehennemliklerin “hukub”larca kalacağını ifade eden “Ahkab” kelimesinin manası üzerinde durmuşlar ve bu kelimenin tekili olan “hukub”un 40, 70, 80, 360 vs yıllar anlamına geldiğini söylemişler.
En fazla meşhur olan yorum ise 80 yıldır. Allahu alem , soruda söz konusu edilen namaz cezasının 80 yıllık olduğuna dair husus, bu ayetle bir munasebeti kurularak değerlendirilmiştir. Bu tahmini yorum, isabetli bir görüş değildir.
Konu hakkında şimdilik ulaşabildiğimiz cevablarımız bu kadardır, fi emanillah.
İlgili Konular :
Dâr'ul harb ve Dâr'ul İslamda Günahların Cezası
https://www.islam-tr.org/konu/mahremiyle-zina-darul-harb-ve-darul-islamda-gunahlarin-cezasi.19535/
Günahtan Tevbe Edince Afv olma Meselesi ve Şartları
https://www.islam-tr.org/konu/gunahtan-tevbe-edince-avf-olma-meselesi-ve-sartlari.7927/
Selamun Âleykum
Günahları sebebiyle geçici süreyle cehennemlik olan müslümanların günahlarına karşılık azab çekecektir. Hangi günahlara hangi cezalar vardır?
Aleykum selam we rahmetullahi we berakatuh kardeşim;
Evvela günahların ahiratteki karşılığı hakkında verilecek ceza konusu oldukça detaylı ve çetrefelli olduğunu söyleyeyim. Ayrıca günahların büyük ve küçük olması, günahların cezasının ahiratte karşılığı hakkında Mirac hadisesi haricinde tam (sahih) olarak bir nas /delil yoktur. Konu hakkında Rasulullah (s.a.v.)’in Mirac’da cehennemi ve cehennemde çeşitli azab görenleri görmüş ve sebeblerini de sormuş, bizlere de nakletmiştir. Konuyla alakalı çeşitli hadisleri derleyecek olursak;
Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
".... daha sonra bazı kimselerin başlarının ezilmekte olduğunu gördü. Bunların kim olduğunu sordu. Dediler ki, bunlar namaz için ağır hareket ediyorlardı ve namaz için başlarını kaldırmıyorlardı.
Rasûlullah (s.a.v.) yamalı elbiseler giymiş olan bazı kimseleri gördü. Bunlar hayvanlar gibi ot yiyorlardı. Rasûlullah (s.a.v.) bunların kim olduğunu sordu. Dediler ki, bunlar mallarından zekât veya sadaka vermiyorlardı.
Peygamber (s.a.v.) bir kişinin ağaç ve tahtalar toplamakta olduğunu ve bunları kaldırmakta güçlük çektiği zaman bunlara daha çok tahta eklemekte olduğunu gördü. Rasûlullah (s.a.v.), bu kişinin kim olduğunu sordu. Dediler ki, bu adam zaten emanet ve mesuliyetin yükünü taşıyamıyordu, fakat bunları azaltmak yerine daha da artırdı.
Peygamber (s.a.v.) bundan sonra bazı kimselerin dil ve dudaklarının makaslarla kesilmekte olduğuna tanık oldu. Bunların kim olduğunu sordu.
Dediler ki, bunlar dedikoduculardır ki serbestçe konuşuyor ve fitne yayıyorlardı.
Rasûlullah (s.a.v.) bir yerde, bir taşta küçük bir delik gördü. Bu delikten kocaman bir boğa çıktı, daha sonra aynı deliğe dönmek istedi, ama giremedi.
Rasûlullah (s.a.v.), meselenin ne olduğunu sordu.
Dediler ki, bu fitne yayan sorumsuz bir kişidir, ki önce düşünüb taşınmadan bir şey söylüyor veya fitne yayıyor, ama sonra pişman olub hatasını telafi etmek istiyor, ama edemiyor.
Bir başka yerde adamlar hep kendi vücutlarının etlerini kesib yiyorlardı.
Rasûlullah (s.a.v.) bunların kim olduğunu sordu.
Dediler ki, bunlar başkalarına dil uzatıyor ve onlarla alay ediyorlardı.
Bu adamların yanında bazı diğer kimseler vardı. Bunların tırnakları bakırdandı ve ağız ve göğüslerini dövüyorlardı.
Rasûlullah (s.a.v.) bunların kim olduğunu sordu.
Dediler ki, bunlar insanların arkasından konuşuyor ve namuslarına leke sürmek istiyorlardı.
Bazı diğer kimseler vardı ki, dudakları develer gibiydi ve bunlar ateş yiyordu.
Rasûlullah (s.a.v.) bunların kim olduğunu sordu.
Dediler ki, bunlar yetimlerin mallarını yiyorlardı.
Bir süre sonra Rasûlullah (s.a.v.) karınları şişmiş ve yılanlarla dolu kişileri gördü. Gelib geçenler onları eziyordu, fakat onlar yerlerinden kıpırdayamıyorlardı.
Rasûlullah (s.a.v.) bunların kimler olduğunu sordu, dediler ki, bunlar faiz ve haram yiyenlerdir.
Bundan sonra bazı diğer kimseler görüldü. Bu adamların bir tarafında gayet güzel ve temiz et vardı, ama diğer tarafta çürümüş ve kokuşmuş et vardı. Bu adamlar iyi eti bırakıb kötü eti yiyorlardı.
Rasûlullah (s.a.v.) dedi ki, bunlar kimlerdir?
Dediler ki, bunlar kendilerine helâl olan koca veya karılarını bırakıb zina yapan ve haram olanlarla nefislerini tatmin eden erkek ve kadınlardır.
Rasûlullah (s.a.v.) bundan sonra göğüsleriyle asılı kadınları gördü. Rasûlullah (s.a.v.) bunların kim olduğunu sordu. Dediler ki, bunlar kocalarına onlardan olmayan çocukları musallat eden kadınlardır."
(Musned-i Ahmed, İbni Mâce, İbni Cerîr, Beyhakî, Hâkim, İbni Ebî Hâtim, Taberânî, Bezzâr, İbni İshâk, İbni Merdûye, Ebû Dâvûd.
Râviler: Ebû Hurayra, Ebû Sa'id Hudrî ve Enes bin Mâlik)
Büyük günahların (murtekib-i kebire) sayısı hakkında Abdullah bin Abbas 70 tane hatta 700’e yaklaşıktır diyor. (İbn Kesir, İsmaîl Tefsiru Kur'ani'l-azîm, I, 486. Beyrut, 1984)
Büyük günahları tanımak için kriter ise; Allahu teala herhangi bir şeyin hükmü zikretmişse, Onu yapan veya yapmayanların cehennemde yanacağı hakkında tehditte bulunmuş veya dünyada cezaya çarptırılacağı hakkında bir ceza koymuşsa bunlar büyük günahlardır. Mesela "yetim malı yiyen karnınıza ateş doldurursunuz, zina edene 100 değnek vurun, hırsızlık edenin kolunu kesin, faiz yiyenler kabirden şeytanın çarptığı gibi kalkacak ve Allaha ve rasulune savaş açtığınızı bilin" gibi. Ahiratte cehenneme gireceği bildirilen veya Dünyada ceza konmuş ise büyük günahdır denmiştir.
“Allahu Teala bir kula hayır murat ettiği zaman, günahının cezasını (dünyada) peşinen verir. Kötülük murat ettiği zaman da cezasını geciktirir ve ahiratte tam olarak verir.” ( Sebe’ 22.)
Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Şu beş şeyin cezası dünyada hemen verilir: 1- Zulmetmek, 2- Hainlik etmek, 3- Anne babaya eziyet etmek, 4- Akrabalarla ilişkiyi kesmek, 5- Yapılan iyiliği görmemek."
(Suyuti, Câmiu’s-Sağîr, 3/960)
Peygamberimiz helak edici yedi günahı şöyle bildirmiştir:
"اجتنبوا السبع الموبقات “
“Helak edici yedi büyük günahtan sakının" buyurmuş,
Sahabenin; هن؟ وما! هللا رسول يا: قيل"
"Nedir onlar ey Allah'ın Elçisi” diye sormaları üzerine;
قال: "الشرك باهلل. والسحر. وقتل النفس التي حرم هللا إْل بالحق. وأكل مال اليتيم. وأكل الربا والتولي يوم الزحف. وقذف المحصنات الغافًلت المؤمنات".
“Allah'a ortak koşmak, (sihir) büyü yapmak, Allah’ın öldürülmesini haram kıldığı bir kimseyi haksız yere öldürmek, yetim malı yemek, faiz yemek, düşmana hücum anında savaştan kaçmak, namuslu, kendi halinde mûmin kadınlara zina iftirası yapmaktır” buyurmuştur.(Buhârî, Tıb 48, VII, 29; Muslim, İman 38. I, 92)
İbn Hacer el-Heytemi (v. 974/1567) büyük günahlar hakkında yazdığı “ez-Zevacir an İktirafi’lKebâir” adlı eserinde 467 büyük günahtan bahsetmiştir (Zehebi, Kitabu’l-Kebâir, Beyrut ts; İbn Hacer el-Heytemi, ez-Zevacir an İktirafi’l-Kebâir, I-II, Beyrut, 1988)
Bir diğer görüşe göre büyük günahlar Nisa suresi 1. Ayetten 31. Ayete kadar zikredilen günahlardır denmiştir.
Rasulullah (s.a.v.) da hadiste 7 büyük günahtan kaçınmayı emretmiştir. Bunlar :
1. Allah ‘a (c.c) şirk koşmak. “Allah adına doğru olmayan sözler söylemek”.
2. Sihir, büyücülük, yalan yere muska yapmak.
3. Haksız yere bir insanı öldürmek.
4. Faiz yemek.
5. Kimsesiz yetime ait olan malı yemek.
6. İslam uğruna yapılan savaştan kaçmak.
7. Namuslu bir kadına zina yaptığına dair iftira atmak.
Büyük günahların ahiratteki cezası olarak Hariciler ebedi Cehennem azabı derken, Mutezile ye göre dünyada dinden çıkmış kâfir olmamış iki arada (menzileteyn beynel menzileteyn) olsa da ahirattaki durumu ise kâfirdir. Ehli sünnete göre büyük günah işleyen ise isyankar olarak isimlendirilse de mümindir. Cezası Allaha kalmıştır, dilerse afv eder, dilerse günahını cehennemde çektikten sonra cennete gider.
İslam âlimleri "Günâhın küçüklüğüne büyüklüğüne bakma, kime karşı suç işlediğine bak" demişlerdir. Allah'ı tanımaya ve kulluğa engel olan, Allah ile kulun arasına perde olan her şey günâhtır.
Büyük günahlardan namazın terki ve masum birinin öldürülmesi hakkında ehli sünnet arasında ihtilaf vardır. Namazın terki konusunda Ahmed bin Hanbel (rahimehullah)'a göre cehennemlik kâfirdir. Mâsumun öldürülmesi durumunda Abdullah bin Abbas ve O’na katılanlara göre kâfir olur.
Bir hadis-i şerifde şöyle zikrolunmuştur:
“Kul bir hata yaptığı zaman kalbinde siyah bir iz meydana gelir. Eğer kişi, o günahı terk eder ve tövbe edib af dilerse kalbi o lekeden temizlenir. Eğer, aynı günahı işlemeye devam ederse, kalbdeki leke artar. Hatta bir zaman gelir, kalbi tamamen kaplar. İşte bu durum Allah'ın "Hayır onların kazanmakta oldukları kalblerini paslandırmıştır" (Mutaffifin 14) meâlindeki âyette zikrettiği pastır." (Tirmizî, Tefsir 75..V, 434; İbn Mace, Zuhd 29. II, 1418)
--
Namazın farziyetini inkâr etmeden terk edenin (kılmayanın) , 'bir vakit namazın terki için ahiratteki cezası 80 yıl azab (yanmak) vardır' diye söylenti vardır fakat sahih değildir.
"Bir vakit namaz kılmayanın cezası 80 yıl cehennemde yanmaktır" gibi bir nass yoktur. Bu bir söylentidir.
4 mezheb muctehidlerinden Ahmed bin Hanbel'in kuvvetli olan görüşüne göre 2 vakit namaz kılmayan öldürülüb çöpe atılır. Müslüman mezarlığına gömülmez.
Bazı alimler, Nebe Suresinin 23 ayetinde, bazı rivayetlerde geçen ve cehennemliklerin “hukub”larca kalacağını ifade eden “Ahkab” kelimesinin manası üzerinde durmuşlar ve bu kelimenin tekili olan “hukub”un 40, 70, 80, 360 vs yıllar anlamına geldiğini söylemişler.
En fazla meşhur olan yorum ise 80 yıldır. Allahu alem , soruda söz konusu edilen namaz cezasının 80 yıllık olduğuna dair husus, bu ayetle bir munasebeti kurularak değerlendirilmiştir. Bu tahmini yorum, isabetli bir görüş değildir.
Konu hakkında şimdilik ulaşabildiğimiz cevablarımız bu kadardır, fi emanillah.
İlgili Konular :
Dâr'ul harb ve Dâr'ul İslamda Günahların Cezası
https://www.islam-tr.org/konu/mahremiyle-zina-darul-harb-ve-darul-islamda-gunahlarin-cezasi.19535/
Günahtan Tevbe Edince Afv olma Meselesi ve Şartları
https://www.islam-tr.org/konu/gunahtan-tevbe-edince-avf-olma-meselesi-ve-sartlari.7927/