Allah'ın zatı yarattıklarının dışındadır
İşte bunu kabul ediyorsunuz, biz de aynısını diyoruz. Sadece bunu diyebilmeniz için "Allah'ın değil, "Allah'ın yarattıklarının" bir sınırı olduğunu" ve Allah'ın bunun ötesinde olduğunu kabul etmeniz gerekir kardeşim. Buna "Allah arşa istiva etmiştir" denilir. İstiva etmenin anlamı içinde olmak, oraya sığmak gibi bir anlam değil. "Üzerinde, ötesinde..." Yani yarattığı, bu bizim gördüğümüz kainatın sınırlarının ötesinde. Arş -haşa- Allah'ı kısıtlayan ve büyüklüğüne engel olan, Allah'ın ihtiyaç duyduğu bir şey değil; Arş O'nun yarattığı, bizim gözlemleyebileceğimiz kainatın sınırı. Ve Allah, aynen dediğiniz gibi yarattıklarının dışında.
Bunun ötesindeki bilgiler, nasıllığı vs ise tamamen meçhul (hatta ben ifade ediyorken yanlış bir ifade kullandı isem, Allah affetsin: sadece "Allah yarattıklarının dışında" demeyi izah için aktardım, bir beşer olarak yanlış ifade kullanmış olabilirim) Tekraren bu anlatmaya çalıştıklarımıza kısaca ilk ehli sünnet alimler, selef: "Allah arşa istiva etmiştir" demiştir. Dediğim gibi, ötesini bilmiyoruz, sadece sizin dediğiniz gibi "yarattıklarının dışında" anlamına geliyor.
Okunulması için linki tekrar ekliyorum, gereken tüm bilgiler ayrıntıları ile mevcut.
RAHMAN ARŞA İSTİVA ETTİ İSTİVÂ ALLAHu Teâlâ'nın haberi sıfatlarından istilâ uluvv, suûd ve irtifa anlamlarında haberî bir terim. Kur'ân-ı Kerîm'de "istivâ" sözcüğü dokuz yerde kullanılmaktadır. Bu kullanışların hepsinde fiil olarak "istevâ: istivâ etti" şeklindedir. Bunlardan ikisi, "ilâ:...e...
islam-tr.org
Bu konuyu okuyan misafirlerimiz için kısa bir özet de ben yapayım:
Miraç Gecesinde Rasulullah'ın (sav) Burak denilen Cennet Bineği ile yükselişini düşünün, çoğu kişiye bu yeter.
Ayrıca selef alimleri Arşa istiva'yı "nasılını, mantığını, olur mu, olmaz mı" vs irdelemeden, olduğu gibi kabul etmişlerdir.
Tam olarak şu ayete uyarak:
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
"O, sana Kitab’ı indirendir. Onun (Kur’an’ın) bazı âyetleri muhkemdir, onlar kitabın anasıdır. Diğerleri de müteşabihtir.[84] Kalplerinde bir eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onun olmadık yorumlarını yapmak için müteşabih âyetlerinin ardına düşerler. Oysa onun gerçek manasını ancak Allah bilir. İlimde derinleşmiş olanlar, “Ona inandık, hepsi Rabbimiz katındandır” derler. (Bu inceliği) ancak akıl sahipleri düşünüp anlar.
Al-i İmran 7. Ayet
Arşa istiva, tıpkı Allah'ın zatıyla ilgili diğer konularda olduğu gibi anlamı bize kapalı, yorumlamaya açık ama yorumlama ile asla tam bulunamayacak/anlaşılamayacak bir şeydir. İlim sahipleri bu ayetleri yorumlamaz, "aklıma uymadı" diye reddetmez, sadece verildiği gibi yüzeysel olarak iman eder; nitekim Allah öyle emretmiştir.
Bunu en kısa şekilde ifade eden alimlerimizden Maliki Mezhebinin imamı İmam Malik (rh) şu şekilde çok güzel ifade etmiştir:
İmam Mâlik'e ALLAH'ın Arş'a nasıl istivâ ettiği sorulduğunda; "O Rahman, kendini vasıfladığı şekilde Arş'a istivâ etmiştir, O'nun hakkında nasıl sorusu sorulmaz" demiştir. Başka bir rivayete göre ise şöyle demiştir:
"İstivâ (Arab dilinde anlamı)meçhul değildir. Keyfiyeti akıl ile bilinmez. Buna iman etmek vacibdir ve bu konuda soru sormak bid'attir" (Beyhakî, el-Esmâ' ve's-Sıfât; Mısır 1358, s. 408)
Selef hakkında şöyle denebilir: Onlar, nassların sınırlarını aşmamak için bu gibi konularda çok titiz davranır ve fazla izahatta bulunmaz, teferruata dalmazlardı.