Allah'ın (celle celaluhu) seveceği değerli ameller işlemiş olmasına bağlı (bununla ilgili bir hadis vardı, bilenler hatırlayacaktır; eklerseler güzel olur)
Bahsettiğiniz hadis bu galiba:
Hakîm İbn Hizam şöyle anlatır: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e, "Ey Allah'ın Resulü! Cahiliyye dönemimde iken yaptığım sadaka, köle azadı veya akrabayı gözetmek gibi hayırlardan mükafaat alabilir miyim, ne dersiniz?" diye sordum. Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem bana, "Geçmişte yaptığın hayırlar sayesinde Müslüman oldun" buyurdu.
(Müslim İman 194-196, Buhari, Zekat 24, Edeb 16)
Dediklerinize aynen katılmakla beraber birkaç şeyde ben ekleyeyim.
Hidayetin önündeki en büyük engeller şu başlıklar altında toplanabilir:
1.Haktan Yüz Çevirmek,Önemsememek
2.Atalar Dini
3.Te'vil
4.Aklını kullanmamak
5.Nefse tapma,nefse duyulan aşırı sevgi
6. Kibir
Bu maddeler görünür sebep olarak karşımıza çıkmaktadır.Ben size şu noktada katılıyorum.Hidayetin önündeki engellerden belki en büyüklerinden biri kibirdir.Kişi aşireti,cemaati, doğup büyüdüğü toplumu,kavminin kutsalları(!) vb.şeyleri o kadar çok sevip,dokunulmaz kabul ediyor ki siz hakkı anlatmaya başladığınızda hemen ne dediğinize bile bakmadan kutsal (!) kabul ettiği öğeler gözünün önüne geliyor ve kibrinden dolayı hemen karşı çıkma pozisyonuna giriyor.Acaba Allah ayetlerde bu konu hakkında ne demiş ona da bir bakayım demiyor.Hemen savunma refleksine girip sizi dinlemek istemiyor,sözlerinizi çarpıtıyor vs.
İşte bu kesim gerçekten zor ama imkansız değil.
Sonuçta hidayet Allah'tandır.Ama tabiki de tercih kişiye bırakılmış.Biz bilemeyiz belki bir gün iman edecek.Nitekim Ebu Süfyan r.a. yıllar sonra iman ediyor.
Kibirle alakalı Kur'anda geçen bazı ayetler:
(Bakara Suresi, 13,34,206,Nisa Suresi, 172,173,Araf Suresi 12,13,36,40 40,48,75,76, 88,133,146,206,Yunus Suresi 75,83,Hud Suresi 10,Hicr Suresi, 33. ayet,Nahl Suresi, 22,23,29,49,İsra Suresi 4,61,Kehf Suresi 50,Hac Suresi 9,Saffat Suresi, 35. ayet,Mü'min Suresi, 76. ayet,Duhan Suresi 19,31,Kamer Suresi, 25. ayet,Casiye Suresi, 31. ayet)
Sizce akrabaya davet yapılırken nasıl usûl izlenmeli?
Siz nasıl yaptınız veya yapsaydınız nasıl yapardınız?
Hanbeliyye kardeşim senin soruna dönecek olursam ben şahsım özelinde şöyle bir yöntem izliyorum ki çok da işe yarıyor:
Kâfirler der ki: “Ona Rabbinden bir ayet/mucize indirilmesi gerekmez miydi?” De ki: “
Allah dilediğini saptırır, kendisine yönelenleri de hidayet eder.”
(Ra'd, 27)
Şu ayetle konuya girmemin sebebi ayetin sonuna dikkat edecek olursak Allah kendisine yönenenleri hidayete erdireceğini belirtiyor.Yani samimi olarak hak arayışına girenlere Allah bunu vereceğini söylüyor.
İşte bu sebepten ötürü benim ilk yöntemim her zaman şu oluyor.Karşıda ki muhatabın Allahın varlığı ve Kuranın hak olduğuna olan imanını oluşturacak veya güçlendirecek deliller ortaya koymaya çalışıyorum.Tebliğe öncelikle bununla başlamamın sebebi kişinin Allah'a olan imanı ve Kur'anın hak olduğuna olan imanı ve yakini ne kadar artarsa bu tevhide de yansıyor.Kur'an da bu konuyla alakalı belkide yüzlerce ayet buraya yazabilirim ama konu çok uzar.Bahsettiğim ayetlerde genellikle şöyle bir üslup var rububiyete dikkat çekilip ordan uluhiyete geçiş yapılarak madem rububiyette bunları yapan Allahtır diyorsunuz o halde niçin uluhiyette şirk koyuyorsunuz gibi bir üslup var.Yani müşriklerin şirklere düşmelerinin önemli sebeplerinden biri de rububiyet tevhidinde olan iman eksikliği ve noksanlıklar.Tabi bu tek neden mi elbette değil yukarıda maddeler halinde belirttiğim gibi 6 ayrı neden var.Ama belki de en önemli sebep hatta diğer 6 konununda en temel sebebi rububiyetteki zayıflık,iman eksikliği olarak görüyorum.
Onun için Allahin varlığı ve Kur'anın hak olduğunu yüzlerce delille anlatarak işe başlıyorum.Bu kısmı hallettikten sonra şirk koşulan veya inkar edilen konu her ne ise en başta ilgili ayetleri,hadisleri ve gerekli görürsem de alim sözlerini sıralıyorum.Ondan sonra samimi biriyse zaten ayetlere teslim oluyor.
Kimiside tarikatçı vb. ise ilk başta tepki gösteriyor,kabullenemiyor tabiki.Bende onun şüphelerini, ona delil diye anlatılan şeylerin batıllığını ispat ederek meseleye giriş yapıyorum.Ve sonra şunu diyorum kardeş bak senin şeyhin bu sözleri söylüyor ama ayetler,hadisler ve ilk dönem selef alimleri bunun tam aksini söylüyor.
Şimdi sen şeyhinin sözlerini ayetlerin,hadislerin önüne mi geçiriyorsun diyorum.O da haşa olur mu öyle şey diyor.Sonrasında eğer inatçı bir müşrik değilse nihayet teslim olup iman ediyor.
Ama kimileri de var ki ne yapsan boş.Onlar da inatçı müşrikler.Adam ne anlattığın delilleri çürütebiliyor,ne de karşıt bir argüman üretebiliyor.Böyleleri gerçekten zor.Çünkü adamın tutunabileceği tek bir ayet,hadis delil yok aksine sen onlarca karşıt argüman söylüyorsun ama adam hala inat ediyor.Sonra bir ara şunu bile düşünüyorum ya kardeş ya sen bu ayetlere iman etmiyorsun yada bizimle dalga geçiyorsun diye içimden geçirmiyor değilim.Allah açıkça şirk olduğunu belirtiyor adam hala inanmak istemiyor.Hatta bazı "sözde müslümanlar" için ve tarikat müşrikleri için Allahın kelamının haşa bir şeyhin sözü kadar değeri yok bunu tabiki dilleriyle söylemiyorlar.Ama ayetleri okuyunca bir kulaktan girip birinden çıkıyor.Normal bir vatandaşın sözünü dinler gibi dinliyor.Ayetleri anlatınca adamda tık yok haşa masal dinler gibi dinliyor gerekli önemi Allah'ın kelamına vermiyor.İşte bu tarz insanlar gerçekten zor ama imkansız değil.Çaba bizden başarı ve hidayet Allah'tandır.
Rabbim bu mücadelede hepimize yardım etsin.