Ebu Muhammed El-Makdisi'nin ( rahimehullah) bir makalesinde Hamas'tan bahsetmiş.Daha doğrusu Hamas'ın müftüsünün risalesine reddiye vermiş ve bu makalede şöyle ifadeler kullanmış:
Şurası bilinen bir gerçektir ki, gerek “Hamas” gerekse “İhvanu Muslimiyn” hadiste belirtilen yardım edilen cemaatin (Taifetul Mansura’nın) yolundan en uzak olan cemaatlerdir.
Zira Taifetu-l Mansura’nın en önemli ayırıcı özelliği Allah’ın emirlerini ikame etmesidir. Bunların en yücesi ise Tevhiddir. Fakat Hamas hükümeti beşeri kanunlarla hükmetmekle, şirk olan demokrasiyi kendisine menhec edinmekle, alemlerin rabbinin hükümlerini işlevsiz kılmakla tevhidi bozmuştur.
"Diğer taraftan kendisine muhalefet edenlerin zerre kadar etkisi altında kalmaması Taifetul Mansura’nın bir diğer özelliğidir. Bu özelliğinden dolayı onlar, Tevhidi, Allah’ın şeriatini ve dinini açık bir şekilde ortaya koyar, bunun üzerinde ısrar eder ve bundan asla geri adım atmaz. İnsanlar tarafından kendilerine yönelik bir zarar görme endişesi ve bundan dolayı da Allah’ın hükümlerini uygulamaktan vazgeçmesi Taifetul Mansura için asla düşünülemez.
Hamas’a gelince… Bu saydığımız vasıflardan insanlar arasında en uzak olanı Hamas’dır. Zira Hamas Allah (sb)’nın “Artık insanlardan değil sadece benden korkun” (4 Maide/44) buyruğuna rağmen sadece insanlardan korkmasından dolayı Allah’ın indirdiği hükümlerle hükmetmekte yüz çevirdi."
"Allah (sb)’nın kendilerine yeryüzünde hilafet bahşettiği kimselerin en önemli vasfı “Bana şirk koşmaksızın ibadet edin” (24 Nur/55) buyruğudur. Bu da Allah’a yönelik ibadetin şirkten hali olmasını gerekli kılar. Ancak Hamas’a gelince onlar kendileri için birden çok kanun koyucu rabler edinmekle, menhec olarak demokrasiye tabi olmakla Allah’a şirk koşmuşlardır."
Ve Hamas'ın içinden isimlerin küfür olan şu sözlerini naklediyor:
"Filistin parlamentosunun Hamas milletveli Hamid Beytavi “El-Gadil Urdunuyye” isimli gazetede 20.2.2006 yılında yaptığı bir röportajında şöyle demiştir:
“Kimileri bizim hükümette oluşumuzdan dolayı, irticayı getireceğimizden, kadınları örtünmeye zorlayacağımızdan, kişisel özgürlükleri kısıtlayacağımızdan yana –ki kadın hakları da buna dahildir- endişe duymaktadır. Ancak bu endişelerin hiç birisi haklı değildir. Zira Hamas hareketi yeni bir oluşum değildir ki… Aynı zamanda biz yaygaracı bir cemaatte değiliz. Hamas kökleri “İhvanu Müslimiyn” cemaatine dayanan bir harekettir. Biz onun uzantısıyız. Biz asla İslam şeriatini uygulamayacağız. Buna mukabil bizler mümkün mertebe gücümüz nispetince İslami ilkelere uymaya, güzel öğütle ve hikmetle İslamî şiarlara bağlı kalmaya davet edeceğiz. Hamas’ın hiçbir zaman İslam devleti kurmak ve İslam şeriatini tatbik etmek gibi bir düşüncesi olmamıştır.”
İsmail Heniyye’nin naibi Dr. Nasruddin Şair şöyle der: “Bizim çıkardığımız kanunlar herkese tatbik edilmek üzere konulmuştur. Kim bu kanunları istemiyorsa cehennemin dibine gitsin.”"
"Hamas hükümetinin meclis başkanı Aziz Duveyk 23.2.2006 yılında yaptığı bir konuşmada şöyle demiştir:
“Hamas’ın idaresi altındaki yeni hükümet hiçbir zaman Filistinlileri, günlük hayatlarında İslam şeriatinin kurallarını benimsemeye zorlamayacaktır. Yine aynı şekilde hiçbir zaman sinemaları, alkollü içeçek satan lokantaları kapatmayacaktır. Hamas hükümeti içinde hiçbir ferdin İslam şeriatini zorla tatbik etmek gibi bir niyeti yoktur. Tüm bunlar bizim proğramımızda olmayan şeylerdir ve bunları yapmaya da asla kalkışmayacağız.”
"Aziz Duveyk şöyle diyor: “Demokrasi’yi bu topraklarda en iyi uygulayacak bizleriz. Tüm konularda kendisine yöneleceğimiz temel kriter halkımızın kararıdır. Halk dilediği şekilde hükmeder. Dilediğini de reddeder. Uluslararası uygulamalar ve demokrasinin temel ilkeleri çerçevesince bu alanda tek söz sahibi halktır.”
Yine Aziz Duveyk bir Arap televizyonunda Cevz el-Huveni tarafından “Şayet İsrail devleti sizi tanırsa siz de onu tanıyacak mısınız” şeklinde kendisine yöneltilen bir soruya şöyle cevap vermiştir:
“Kesin sınırlar belirlendiği zaman bizlerin batının bizzat kendisinden dahi daha demokrat olduğu görülecektir. İşte o zaman biz bu konuyu Filistin halkına arzederiz. Şayet halk bunu kabul ederse demokrat olmamızın gereği bizler de bunu elbette kabul ederiz. Eğer halk bunu reddederse bilinmelidir ki bu toprakların tek sahibi halkımızdır.”
Yine Hamas Hükümeti’nin resmi sözcüsü “El-Kudsu-l Arabiyye” isimli gazetye verdiği bir demeçte şöyle demiştir:
“Şu an endişenin sebebi Hamas’ın seçimleri kazanmasından kaynaklananmamaktadır. Bilakis bugün insanların taşıdığı endişe bizlerin anayasayı ve mevcut kanunları yürürlükten kaldıracağımıza yönelik bir endişedir. Ancak bilinmelidir ki, Hamas hareketi el verdiği ölçüde anayasaya, mevcut kanunlara ve demokrasiye son derece bağlı kalacaktır.”
10.5.2005 Çarşamba günü İsmail Heniyye bir akşam proğramında şöyle demiştir:
“Filistin halkının birlik ve bütünlüğünü sağlamak, çok partili siyasi sistemin temelini atmak Hamas hükümetinin parlamentoya girme isteğinin temelinde yatan hedeflerdendir. Bilinmelidir ki Hamas hareketi halkın iradesine oldukça saygı duyan bir harekettir. Hamas, halkın tercihine ve iradesine mutlak surette saygı gösterecektir. Hamas seçimlerden çıkacak sonuca katlanacak, bundan razı olacak ve daima halkın iradesi ile beraber olacaktır. Seçim sandıklarından çıkan sonuç her ne olursa olsun bunu kabulleneceğiz. Çünkü seçim sandıkları ve demoktasi en selim yoldur.”
Ve en önemlisi Ahmed Yasin hakkında şunu söylüyor:
"Ahmed Yasin’e “Kominist bir parti seçimleri kazanırsa sizin tutumunuz ne olacaktır” şeklinde bir soru yöneltilir. Kendisi bu soruya şu şekilde cevap vermiştir:
“Şayet kominist parti seçimleri kazansa bile ben Filistin halkının bu tercihine saygı göstereceğim.”
Bunun arkasından bir başka soru…
“Peki seçimlerde Filistin halkının çok partili demokratik bir yönetim şeklini istediğini açığa çıkarsa o zaman sizin tutumunuz ne olacaktır.”
“Allah’a yemin olsun ki, biz bir değeri ve bir takım hakları olan bir milletiniz. Eğer halk İslam devletini istemediğini açıkça ortaya koyarsa ben yine de onların bu tercihlerine saygı duyacağım ve tercihlerini mukaddes addedeceğim.”"
Gördüğünüz gibi kardeşlerim Makdisi Hamas'tan bu sözleri nakletmekte.Onlara "Şirk koştunuz, Allah'ın indirdikleriyle hukmetmediniz." demekte. Ben Hamas'ın hükmünü Abdulmuizz Fida'ya sormak istiyorum. Bu konunun aslı nedir. Bir makalesinde ise Makdisi Hamas'ın emri altında savaşmanın caiz olduğunuda söylüyor. Bu meselenin aslı nedir. Hamas müslüman'mıdır? Ve ya tağut mudur? Ve yahutta Mücahid bir ordu mudur? Tağutsa askerleri de kafir hükmünde midir? Bunun dışında Eymen El-Zavahiri(hafizaullah) Hamas'ın askerleri için mücahid demektedir ve El-Kaide Ahmed Yasin için taziye yayınlamıştîr. Bu meselenin aslı nedir? Allah rızası için aydınlatır mısınız Abdulmuizz Fida. Cezakumullahu hayran.Ve'selamu Aleykum.
Şurası bilinen bir gerçektir ki, gerek “Hamas” gerekse “İhvanu Muslimiyn” hadiste belirtilen yardım edilen cemaatin (Taifetul Mansura’nın) yolundan en uzak olan cemaatlerdir.
Zira Taifetu-l Mansura’nın en önemli ayırıcı özelliği Allah’ın emirlerini ikame etmesidir. Bunların en yücesi ise Tevhiddir. Fakat Hamas hükümeti beşeri kanunlarla hükmetmekle, şirk olan demokrasiyi kendisine menhec edinmekle, alemlerin rabbinin hükümlerini işlevsiz kılmakla tevhidi bozmuştur.
"Diğer taraftan kendisine muhalefet edenlerin zerre kadar etkisi altında kalmaması Taifetul Mansura’nın bir diğer özelliğidir. Bu özelliğinden dolayı onlar, Tevhidi, Allah’ın şeriatini ve dinini açık bir şekilde ortaya koyar, bunun üzerinde ısrar eder ve bundan asla geri adım atmaz. İnsanlar tarafından kendilerine yönelik bir zarar görme endişesi ve bundan dolayı da Allah’ın hükümlerini uygulamaktan vazgeçmesi Taifetul Mansura için asla düşünülemez.
Hamas’a gelince… Bu saydığımız vasıflardan insanlar arasında en uzak olanı Hamas’dır. Zira Hamas Allah (sb)’nın “Artık insanlardan değil sadece benden korkun” (4 Maide/44) buyruğuna rağmen sadece insanlardan korkmasından dolayı Allah’ın indirdiği hükümlerle hükmetmekte yüz çevirdi."
"Allah (sb)’nın kendilerine yeryüzünde hilafet bahşettiği kimselerin en önemli vasfı “Bana şirk koşmaksızın ibadet edin” (24 Nur/55) buyruğudur. Bu da Allah’a yönelik ibadetin şirkten hali olmasını gerekli kılar. Ancak Hamas’a gelince onlar kendileri için birden çok kanun koyucu rabler edinmekle, menhec olarak demokrasiye tabi olmakla Allah’a şirk koşmuşlardır."
Ve Hamas'ın içinden isimlerin küfür olan şu sözlerini naklediyor:
"Filistin parlamentosunun Hamas milletveli Hamid Beytavi “El-Gadil Urdunuyye” isimli gazetede 20.2.2006 yılında yaptığı bir röportajında şöyle demiştir:
“Kimileri bizim hükümette oluşumuzdan dolayı, irticayı getireceğimizden, kadınları örtünmeye zorlayacağımızdan, kişisel özgürlükleri kısıtlayacağımızdan yana –ki kadın hakları da buna dahildir- endişe duymaktadır. Ancak bu endişelerin hiç birisi haklı değildir. Zira Hamas hareketi yeni bir oluşum değildir ki… Aynı zamanda biz yaygaracı bir cemaatte değiliz. Hamas kökleri “İhvanu Müslimiyn” cemaatine dayanan bir harekettir. Biz onun uzantısıyız. Biz asla İslam şeriatini uygulamayacağız. Buna mukabil bizler mümkün mertebe gücümüz nispetince İslami ilkelere uymaya, güzel öğütle ve hikmetle İslamî şiarlara bağlı kalmaya davet edeceğiz. Hamas’ın hiçbir zaman İslam devleti kurmak ve İslam şeriatini tatbik etmek gibi bir düşüncesi olmamıştır.”
İsmail Heniyye’nin naibi Dr. Nasruddin Şair şöyle der: “Bizim çıkardığımız kanunlar herkese tatbik edilmek üzere konulmuştur. Kim bu kanunları istemiyorsa cehennemin dibine gitsin.”"
"Hamas hükümetinin meclis başkanı Aziz Duveyk 23.2.2006 yılında yaptığı bir konuşmada şöyle demiştir:
“Hamas’ın idaresi altındaki yeni hükümet hiçbir zaman Filistinlileri, günlük hayatlarında İslam şeriatinin kurallarını benimsemeye zorlamayacaktır. Yine aynı şekilde hiçbir zaman sinemaları, alkollü içeçek satan lokantaları kapatmayacaktır. Hamas hükümeti içinde hiçbir ferdin İslam şeriatini zorla tatbik etmek gibi bir niyeti yoktur. Tüm bunlar bizim proğramımızda olmayan şeylerdir ve bunları yapmaya da asla kalkışmayacağız.”
"Aziz Duveyk şöyle diyor: “Demokrasi’yi bu topraklarda en iyi uygulayacak bizleriz. Tüm konularda kendisine yöneleceğimiz temel kriter halkımızın kararıdır. Halk dilediği şekilde hükmeder. Dilediğini de reddeder. Uluslararası uygulamalar ve demokrasinin temel ilkeleri çerçevesince bu alanda tek söz sahibi halktır.”
Yine Aziz Duveyk bir Arap televizyonunda Cevz el-Huveni tarafından “Şayet İsrail devleti sizi tanırsa siz de onu tanıyacak mısınız” şeklinde kendisine yöneltilen bir soruya şöyle cevap vermiştir:
“Kesin sınırlar belirlendiği zaman bizlerin batının bizzat kendisinden dahi daha demokrat olduğu görülecektir. İşte o zaman biz bu konuyu Filistin halkına arzederiz. Şayet halk bunu kabul ederse demokrat olmamızın gereği bizler de bunu elbette kabul ederiz. Eğer halk bunu reddederse bilinmelidir ki bu toprakların tek sahibi halkımızdır.”
Yine Hamas Hükümeti’nin resmi sözcüsü “El-Kudsu-l Arabiyye” isimli gazetye verdiği bir demeçte şöyle demiştir:
“Şu an endişenin sebebi Hamas’ın seçimleri kazanmasından kaynaklananmamaktadır. Bilakis bugün insanların taşıdığı endişe bizlerin anayasayı ve mevcut kanunları yürürlükten kaldıracağımıza yönelik bir endişedir. Ancak bilinmelidir ki, Hamas hareketi el verdiği ölçüde anayasaya, mevcut kanunlara ve demokrasiye son derece bağlı kalacaktır.”
10.5.2005 Çarşamba günü İsmail Heniyye bir akşam proğramında şöyle demiştir:
“Filistin halkının birlik ve bütünlüğünü sağlamak, çok partili siyasi sistemin temelini atmak Hamas hükümetinin parlamentoya girme isteğinin temelinde yatan hedeflerdendir. Bilinmelidir ki Hamas hareketi halkın iradesine oldukça saygı duyan bir harekettir. Hamas, halkın tercihine ve iradesine mutlak surette saygı gösterecektir. Hamas seçimlerden çıkacak sonuca katlanacak, bundan razı olacak ve daima halkın iradesi ile beraber olacaktır. Seçim sandıklarından çıkan sonuç her ne olursa olsun bunu kabulleneceğiz. Çünkü seçim sandıkları ve demoktasi en selim yoldur.”
Ve en önemlisi Ahmed Yasin hakkında şunu söylüyor:
"Ahmed Yasin’e “Kominist bir parti seçimleri kazanırsa sizin tutumunuz ne olacaktır” şeklinde bir soru yöneltilir. Kendisi bu soruya şu şekilde cevap vermiştir:
“Şayet kominist parti seçimleri kazansa bile ben Filistin halkının bu tercihine saygı göstereceğim.”
Bunun arkasından bir başka soru…
“Peki seçimlerde Filistin halkının çok partili demokratik bir yönetim şeklini istediğini açığa çıkarsa o zaman sizin tutumunuz ne olacaktır.”
“Allah’a yemin olsun ki, biz bir değeri ve bir takım hakları olan bir milletiniz. Eğer halk İslam devletini istemediğini açıkça ortaya koyarsa ben yine de onların bu tercihlerine saygı duyacağım ve tercihlerini mukaddes addedeceğim.”"
Gördüğünüz gibi kardeşlerim Makdisi Hamas'tan bu sözleri nakletmekte.Onlara "Şirk koştunuz, Allah'ın indirdikleriyle hukmetmediniz." demekte. Ben Hamas'ın hükmünü Abdulmuizz Fida'ya sormak istiyorum. Bu konunun aslı nedir. Bir makalesinde ise Makdisi Hamas'ın emri altında savaşmanın caiz olduğunuda söylüyor. Bu meselenin aslı nedir. Hamas müslüman'mıdır? Ve ya tağut mudur? Ve yahutta Mücahid bir ordu mudur? Tağutsa askerleri de kafir hükmünde midir? Bunun dışında Eymen El-Zavahiri(hafizaullah) Hamas'ın askerleri için mücahid demektedir ve El-Kaide Ahmed Yasin için taziye yayınlamıştîr. Bu meselenin aslı nedir? Allah rızası için aydınlatır mısınız Abdulmuizz Fida. Cezakumullahu hayran.Ve'selamu Aleykum.