Kurtulusumuz
Allâh’u Teâlâ, şöyle buyurmaktadır: “Hakkında ihtilâfa düştüğünüz herhangi bir şeyin hükmü Allâh’a aittir.” (Şûrâ: 42/10)
“Eğer herhangi bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz Allâh’a ve âhiret gününe gerçekten îmân ediyorsanız onu Allâh’a ve Rasûlü’ne (Kur’ân ve Sünnet’e) götürün (çözümü onlarda arayın).” (Nisâ: 4/59)
İmâm İbn Kesîr rahimehullâh, âyet-i kerîmenin tefsîrinde şöyle demiştir: “Seleften birçokları: ‘Allâh’ın Kitâbı’na Rasûlü’nün Sünneti’ne’ demiştir. Bu da dînin usûl ve füruunda tartışılan her şeyin Kitâb ve Sünnet’e götürülmesine dair emirdir. Nitekim Allâh’u Teâlâ, ‘Hakkında ihtilâfa düştüğünüz herhangi bir şeyin hükmü Allâh’a aittir.’ (Şûrâ: 42/10) buyurmuştur. Kitâb ve Sünnet’in hükmettiği ve doğruluğuna şehâdet ettikleri hak ve gerçektir. Hakkın dışında dalâletten (sapıklıktan) başka ne vardır? Bu sebeble Allâh’u Teâlâ ‘Allâh’a ve âhiret gününe gerçekten îmân ediyorsanız’ buyurmaktadır. Yani dâvaları ve bilinmeyen şeyleri Allâh’ın Kitâbı’na Rasûlü’ nün Sünneti’ne götürün, aranızda çıkan ihtilâflarda o ikisine başvurunuz demektir. ‘Allâh’a ve âhiret gününe gerçekten îmân ediyorsanız.’ Bu da gösteriyor ki kim ihtilâf halinde Kitâb ve Sünnet’in hakemliğine gitmez ve o ikisine müracaat etmezse, o Allâh’a ve âhiret gününe îmân etmiş değildir.” [İbn Kesîr , Tefsîru’l Kur’ân-il Azîm: 2/304.]
...Kur’an’ın içinde bulunan gerçekleri ve insanlık için nasıl bir kurtuluş reçetesi ve kılavuzu olduğunu Allah Resûlü (s.a.v) meâlen şöyle açıklamıştır:
“Muhakkak ki ileride karanlık gece parçaları gibi fitneler olacak."
Ey Allah’ın Resûlü ondan kurtuluş nasıl olur? denildi. O buyurdu ki: "Yüce Allah’ın kitabı... Onda sizden öncekilerin haberleri, sizden sonrakilerin haberleri ve sizinle ilgili hükümler vardır. O bir eğlence vasıtası değildir. Hak ile bâtılı ayıran bir kelâmdır. Onu kibirlenerek terk edenin Allah belini kırar. Kim doğru yolu ondan başkasından ararsa Allah onu sapıklığa düşürür. O Allah’ın sağlam ipidir. Ve apaçık nurudur. Hikmet dolu Kur’an’dır. Doğru yoldur. Nefsânî arzuların sapıtmamasına, görüşlerin dağılmamasına yegâne sebep odur. Âlimler ona doymaz, Allah’tan korkarak günah işlemekten çekinenler, ondan usanmazlar. Onun ilmini bilen ileri gider, onunla amel eden sevap kazanır. Onunla hükmeden adalet eder. Ona sımsıkı sarılan doğru yolu bulur.” (Ahmed bin Hanbel, Müsned,1,91, Elmalılı M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili. (Sadeleştirilmiş baskısı)1,223)