Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Aşkın Aşkı

G Çevrimdışı

Güleyru

Üye
İslam-TR Üyesi
Dünyalıktan geçerek tövbe etmeliyim . .
Bulutlanmalı gözlerim,
Islanmalı yanaklarım,
Sinem ıslanmalı,
Boğazım düğümlenmeli,
Defalarca yutkunmalıyım . .
Öyle ki nefes almakta zorlanmalıyım!
Kavak ağacı gibi sallanmalıyım!
Uzaklardan duyulmalı titreyen sesim!
Maveradaki suda görülmeli bulanık aksim!
Pişmanlık kokmalı nefesim . . .!
Ve kendime gelmeliyim;
Yalnızlığımda çaresizliğimi tanımalıyım;
İnşirah'ı okumalıyım,
Ferahlamalıyım ...
:crycry :crycry Aminnnn! inşallah...

Emeğine sağlık kardeşim.
 
K Çevrimdışı

kıtmir

Üye
İslam-TR Üyesi
ginger ' Alıntı:
Amin . . . Amin . . . Amin . . .
Emhamdulillah
Emhamdulillah
Elhamdulillahirabbilalemin . .
Vessalatu vesselamu ala resulina muhammedin ve ala alihi
Ve sahbihi ecmein . . .
 
rucane Çevrimdışı

rucane

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
Özgürlük menşurum kanatlarındır
Toprağım, devletim, bayrağım sensin


Maddemsin, manamsın, varımsın yoğumsun
Ufkumsun yakınım uzağım sensin
Göklerim yerlerim dağım denizim
Yanım yönüm solum ve sağım sensin


Annem babam atam kardeşim yavrum
Evim barkım bahçem ve bağım sensin


Övüncüm şerefim sözüm şiirim
Saklım gizlim köşem bucağım sensin


Seslerin kalbimin dudaklarında
Zamanım dönemim ve çağım sensin


Ümidim cihanım şafağım sende
Hicretim menzilim durağım sensin


Seninle olmaktır ahdim yeminimi
Ordum emirim ve otağım sensin..


AKİF İNAN
 
rucane Çevrimdışı

rucane

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
ACİZEM

Acizem, bicareyem, fakirem,
bunların çaresi nedir bilmezem,
bu yüzden dergaha baş koyup, elimi açtım,
dua dua ALLAH'ima yalvarmisam,
Çünkü çaresizler çaresidir,
Acizlerin acziyetine cevap verendir,
Gani-I mutlak olan ancak O'dur,
Ya ilahi derbeder oldum,
kapinda bir bahti karayim,
beni yaratan Sensin, seksiz süphesiz,
Senin hazinende yok diye bir sey yokken,
yarattigini derbeder birakacakta degilsindir,
halimi Sana arz etmektende acizem,
Sense bana sah damarimdan yakinsin,
beni benden daha iyi bilensin,
bana hazineyin güzelliklerinden ikramda bulunsan,
hicbirsey eksilmeyecegi muhakkaktir,
Ey Gani-I Mutlak Senden baskasina bizleri muhtac eyleme
 
rucane Çevrimdışı

rucane

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
MUHTACIM
NOKSANIM
EKSİĞİM
ACİZİM…

Noksanım...
Eksiğim...
Muhtacım...
İşsiz kaldığım günler oldu,
Aç kaldığım anlar oldu,
Utandığım zamanlar,
Horlandığım mekânlar oldu...
Belki bu yazıyı tamamlayamadan,
Belki yarın,
Belki öbür gün,
Ama mutlaka bir gün,
Dört omuz üstünde yol alıp,
Bir parça beyaz beze bürünüp kabre konacağım,
İşte, en muhtaç olduğum gün o gündür.
Orda ihtimaller bitmiş,
Ümitler yitmiş,
Servet ve sevgililer çekip gitmiştir...
Noksanım...
Eksiğim...
Muhtacım...
Kapıların suratıma çarpıldığını,
Yüzüme nefretle bakıldığını,
İnsanların benden sıkıldığını,
Ev sahipliğimden hoşlanılmadığını,
Misafirliğimden bıkıldığını hatırlarım.

Ne yaparım çorbamı pişirmez,
Gömleğimi yıkamazsa karım?
Ne yaparım ihtiyarlayınca,
Bana yüz çevirirse çocuklarım?
Noksanım...
Eksiğim...
Muhtacım...
Ama en muhtaç olduğum gün,
Kabre konduğum gündür.
Orada bedenim bir başına toprağa dalmış,
Malım, mülküm,
Çoluk çocuğum geride kalmış,
Yanım sıra yalnızca amellerim gelmiştir...

Noksanım...
Eksiğim...
Muhtacım...
Amirdim,
Dürüst ve güvenilir memura muhtaç oldum.
Memurdum,
Amirime muhtaç oldum.
Yoksul düştüm,
Zengine muhtaç oldum.
Servetim oldu,
İstifade edebilmek için zaman,
Ve uygun zemin ve sağlığa muhtaç oldum.
Aç oldum,
Doydum, doktora muhtaç oldum.
Alırken ağaya,
Verirken duaya muhtaç oldum.
Muhtaçlığım bitmedi...
Hâlâ noksanım...
Eksiğim...
Muhtacım...
Ama en muhtaç olduğum gün,
En muhtaç olduğum an,
Kabre konduğum gün,
Kabre konduğum andır.
Gayrisi masal.
Gerisi yalandır.
Bülbülüm nisanda güle,
İfadem dönen dile,
Sağ elim sol ele muhtaç.
Secdem kapanan alnıma,
Kıyamım doğrulabilen bele...
Nihayetinde,
Mektubum bir pula,
Ayaklarım gidilecek yola,
Çiçeğim ilkbaharda dala,
Nefsim ise mala muhtaç.
Bir bardak suya hasret kaldığım,
Korkulu düşlerle uykularımı böldüğüm,
Ayıbım ortaya çıkıverir diye,
Daha yaşarken öldüğüm,
Aklımı oynatıp,
Acınası halime güldüğüm günlerim oldu.
Hep noksandım...
Hep eksiktim...
Hep muhtaçtım...
İlle de en muhtaç olduğum gün,
Kara toprağa,
Gömüldüğüm gündür.
***
Noksanım...
Eksiğim...
Muhtacım...
Yoğun bakımlarda kaldım,
Bir merdiven inemediğim,
Sağ yanımdan sol yanıma dönemediğim,
Bir dostuma güvenemediğim günler oldu.
Oysa o günlerimin bile mumla aranacağı gün,
Karanlık kabre konduğum gündür.
***
Noksanım...
Eksiğim...
Muhtacım...
Bir lokma peşinde topaç edildim,
Kimi yerlerden ihraç edildim,
Riyakâr insanlara bile muhtaç edildim...
Evet, eksiğim...
Evet, noksanım...
Evet, muhtacım...
Fakat en muhtaç olacağım an,
Kabre konduğum andır.
Çünkü orada ihtimaller bitmiş...
Bilcümle ümitler yitmiş...
Servetim ve sevgililerim alıp başını gitmiştir.
***
Öyle diyor: Ebûzer Gıfâri (ra)
"En garip ve en muhtaç olduğum gün,
kabre konduğum gündür."
Ey nefsim, söyle hazır mısın?
 
G Çevrimdışı

ginger

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
Senden baskasina bizleri muhtac eyleme


:crycry :crycry :crycry
 
G Çevrimdışı

ginger

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
:helalsana :helalsana :helalsana

Allah cc razı olsun kardeşim ınşAllah...
 
rucane Çevrimdışı

rucane

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
Beni zalimlere dost iblislere yar etme,
Kim dinime düşmandır, onu bahtiyar etme!..
Keremin rüzgarı gönüle gözler açar,
İmanımı taze tut, Rabbim ihtiyar etme!..



Elim ermez bir şey, fazlına güvenirim,
Yolumuz kapama, aşılmaz duvar etme!..
Ey Sultanlar Sultanı, Ey can mülkünün Şahı,
Yüreklerde kinleri, hasetleri var etme!..
Fitne, fitne alemde bir gamlı değirmendir,
Uyusun hep kahr ile onu hiç bidar etme!..
Varlıklar içinde be değersiz dikenim,
Lütfen, Cemâlin göster, mahrum-u didar etme!..
Keremin bahçelere güller hediye eder,
Lale sünbüle boy versin, gülşenimi hâr etme!..
Günahkarlar da Senin affına ümit bağlar,
Bize rahmet buyur, sonumuzu nâr etme!..
Yüreklerden pınarlar, nice sevgiler çağlat,
Sen bu necip ümmeti Rabbim, tar-ü mar etme!,,
Güzel hoş kokulu gül, cennetin fidanıdır,
Gülden ayırma bizi, bülbül-ü zâr etme!..
O ne yaman düşmandır, yollara kurar pusu,
Kahar uğrat iblisi, kalbini gülzar etme!..
Rahmetin çiçekleri, şebnemi güldürür hep,
Gönüllere nur indir, bir harap mezar etme!..
Rahman, Rahim bir Sensin.. Can kapının toprağı,
Bizlere Celâlinle, ey Rabbim, nazar etme!...

Mustafa Necati Bursalı
 
ruveyda Çevrimdışı

ruveyda

İslam-tr Sakini
Site Emektarı
Rucane ' Alıntı:
Beni zalimlere dost iblislere yar etme,
Kim dinime düşmandır, onu bahtiyar etme!..
Keremin rüzgarı gönüle gözler açar,
İmanımı taze tut, Rabbim ihtiyar etme!..



Elim ermez bir şey, fazlına güvenirim,
Yolumuz kapama, aşılmaz duvar etme!..
Ey Sultanlar Sultanı, Ey can mülkünün Şahı,
Yüreklerde kinleri, hasetleri var etme!..
Fitne, fitne alemde bir gamlı değirmendir,
Uyusun hep kahr ile onu hiç bidar etme!..
Varlıklar içinde be değersiz dikenim,
Lütfen, Cemâlin göster, mahrum-u didar etme!..
Keremin bahçelere güller hediye eder,
Lale sünbüle boy versin, gülşenimi hâr etme!..
Günahkarlar da Senin affına ümit bağlar,
Bize rahmet buyur, sonumuzu nâr etme!..
Yüreklerden pınarlar, nice sevgiler çağlat,
Sen bu necip ümmeti Rabbim, tar-ü mar etme!,,
Güzel hoş kokulu gül, cennetin fidanıdır,
Gülden ayırma bizi, bülbül-ü zâr etme!..
O ne yaman düşmandır, yollara kurar pusu,
Kahar uğrat iblisi, kalbini gülzar etme!..
Rahmetin çiçekleri, şebnemi güldürür hep,
Gönüllere nur indir, bir harap mezar etme!..
Rahman, Rahim bir Sensin.. Can kapının toprağı,
Bizlere Celâlinle, ey Rabbim, nazar etme!...

Mustafa Necati Bursalı
AMİNNNNNN.......ALLAH RAZI OLSUN KARDEŞİM.....SELAMETLE
 
G Çevrimdışı

ginger

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi

KAPINI ÇALIYORUM YA RABBİ !

Bu yollar, bu kaldırımlar ..
Bu deniz, bu dalgalar ..
Bu gemiler, vapurlar ..
Hiç biri boşuna değil !
Bu kalabalıklar,
Bu insan ! kümeleri,
Bu yığınlar !
Yığınaklar !
Kuru ağaçlar !
Çorak topraklar !
İmanlı görünen imansızlar !!!
Hiç biri boşuna değil !
Biri cennetlere,
Biri cehennemlere sebep:
BEN NEREDEYİM NEYE SEBEBİM ?..


Neler oluyorla başlıyor,
Ve verimsiz hasatla harmanlanıyor sorularım.
Cevaplar arıyorum !
Bulamıyorum !
Hayata dair güzel şeyler kaybolmuş,
Yoksa benmi zivanadan çıkmış yerlerdeyim,
Bilemiyorum !
Burada kelimeler anlamlarını yitirmiş,
Beyinler erimiş ..
Ya Rabbi ! Kıyamet mi yaklaştı ?
Kadim kitaplarda yazılanlar bir bir çıkıyor
En sona ramak kaldı
Ya Esfeli safiline / aşağıların en aşağısına
Ya da !!!

Zaman !
Ah bu zaman !
Bu zaman şüphesiz ahir zaman !
Kıyamete çeyrek kalmışken neden düzelmiyoruz ?!
DÜZELEMİYORUZ !?!
Sözler neden ismet tarlalarına giremiyor ?
Gözler neden iffet çeşmesinden su içmiyor ?
Yoksa ölümü öldürdük mü ?
Hani dönüşler O’ naydı ?
Hani galu Bela’ daki söz ?
Hani “Eseltu bi rabbikum” a “Bela” demiştik ?
Ya Rabbi ! Biz zalimlerden olduk !
“Lailahe illa ente subhaneke inni küntü minezzalimin”


Nerede o Kur’an-ı Hakim ?
Hangi duvara çakılmış çivide !?
Hangi anneannenin cehizliğinde !?
Nerede hadis kitapları ?
Sahih-i Müslim ?
Kedilerin Babası Hz Ebu Hureyre’ den nakledilen hadisler nerde ?
Nerde Sünneti Seniyye ?
Ya Rabbi ! Yok mu bir çare ?
Yok mu bir çıkar yol ?
Çıkmaz sokaktan çıkmak için ne yapmalı ?
Bu dünya isteğinden,
İhanetlerden,
Maskelerden,
Düzenbaz dillerden nasıl kurtulmalı ?...

Soru yumağı beynimde harç olurken,
Bir tokat düşüyor enseme
Kamer Suresi’ nin 17. ayeti doluyor gözlerime
Zira Rabb’ı Rahim o ayette ;
“Kuşkusuz biz Kur’an-ı da öğüt için kolaylaştırdık.
Öğüt alan var mı ?” diyor.
Kella diyorum acziyetimle !
Ve ağlamaya başlıyorum !
Ilık ılık göz yaşlarım dudaklarımı ıslatıp,
Ağzıma düşüyor ..
Çaresizliğin girdabında değilim !
Cehaletin mengenesine atmışım kendimi !
İntiharlığı seçmişim dünyalık için,
Ahiretim için intihar etmişim.
Oysa Üstad’ın ;
“Tel tel ve iplik iplik dikselerde ağzımı;
Tek ses duysalar, ALLAH … Yoklayanlar nabzımı.”
Şiirini okumuş ve yönümü çizmiştim
Önce “Estağfirullahel azim ve etubu ileyh” diyecektim
“Lailaheillallah” la devam edecektim.
Sonra “Allahumme salli ala seyyidina Muhammed”
Ve cennete her tesbihimde ağaç olacak olan;
“Subhanallahi velhamdulillahi vela ilahe illallahu vellahu ekber
vela havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim” i söyleyecektim
İşte yeniden şahlanıyor imanım.
Son defa tevbe için açıyorum ellerimi :
Ya Rabbi ! Tüm günahkarlığımla ve acziyetimle yeniden kapını çaldım.
Anladım ki Sen’ den başka gidecek yerim yok !
Anladım ki Sen’ den başka beni affedecek yok !
Okudum ki Sen affeden ve affetmeyi sevensin !
Okudum ki Sen üzerine rahmeti yazmışsın !
Okudum ki Sen’ i sevenleri Sen de seversin !
En Sevgili Sen’ i bilip kapına geldim !
Şüphesiz ki rahmetini diliyor, umud ediyorum
Bana gazap edersen de şüphesiz ki ben fazlasıyla hakkettim.
Bu günahkar kulunu affet Ya Rabbi !! Amin, amin, amin ..
Elhamdulillahirrabbilalemin
Vesselatu vesselamu ala rasulina muhammedin ve ala alihi
Ve sahbihi ecmain …
 
G Çevrimdışı

ginger

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
KORKUYORUM ALLAHIM,
KORKUYORUM SENDEN KORKMAMAKTAN.
BIRGÜN SEYTANA UYMAKTAN..
KORKUYORUM..
MUMIN YATIP KAFIR KALKMAKTAN..

KORKUYORUM HAYATTAN, INSANLARDAN..
YÜZÜME GÜLÜP, ARKAMDAN ATANLARDAN.
KORKUYORUM HIYAKARLIKTAN, SAHTE DOSTLUKTAN..
KORKUYORUM ALLAHIM SENI UNUTMAKTAN....

KORKUYORUM DÜNYANIN HILESINDEN ,OYUNUNDAN
KORKUYORUM KUZU POSTU GIYMIS KURDUNDAN..
KORKUYORUM GENCLIGIMDEN, KENDIMDEN..
BENI ESIR ETMIS HAIN NEFSIMDEN...

YALNIZ KALIYORUM ALLAHIM, SU KOCA DÜNYADA..
SARILIYORUM SIMSIKI GÖNDERDIGIN KURANA..
AMA YINEDE KORKUYORUM, SAPARIM DIYE GÜNAHA.
KORKUYORUM GIDEMEM DIYE RESULLULLAHA!!!!!
 
G Çevrimdışı

ginger

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
Canım yanıyor,içimde bir sızı nedenini bilmiyorum

Adı sensizlik belki

Yada ulaşamamak ,ağlayamamak derinden,

Kıyamdayken başka yerde, secdedeyken başka yerde olmak

Yönelememek sana içten bir aşkla

Canım yanıyor ya Rabbel alemin

Bir sızı var anlayamadığım,

Canım yanıyor Ya Erhamerrahimin

Adını koyamadığım,

Bugün gitmek istedim buralardan

Sana yakın olmak için,uzakları yakın yapabilmek için,

Çıktım viran şehrimden;daha fazla gidemedim nedense,

Bir yağmur başladı sessizce,ER-RAHİM diye fısıldadı paramparça olan yüreğime,

İrkildim Ya Rabbelalemin,rahmetine kavuştur beni,

Sonra yürüdüm içimde bir ses anlayamadığım,

Bir güvercin gördüm sırılsıklam;EL-CELİL dedi içimdeki sese,

Ne büyük.ne yücesin;yüceliğinle derman ol derdime,

Islandım,yorgunum birde acı var içimde nereye baksam seni gördüm ALLAHIM

Bir çocuk tebessümünde,bir yaprağın vedasında mevsime,

MALİKÜ’L-MÜLK tecellisini gördüm kara bulutların içinden doğan güneşte

Sen her şeyin tek sahibi ALLAHIM,

İçimde bir uçurumken hayat,üstelik çıkmazdayken dar sokaklarım

EL-MÜHEYMİN sesi kulağımda,

Sen aciz kullarını unutmayan hep gözeten ALLAHIM,yardım et bu kuluna,

Savruluyorum nereye gitsem bilmiyorum,bir dağa bakıyorum bir mahlukata

Hepsi rükuda hepsi kıyamda

Çiçekler,otlar,toprak secdede

En küçük mahlukat zikirde,insanlık ise gaflette

YA HALIK diyor tabiat;adem ise hüsranda,azapta

Ey incelik,lütuf sahibi EL-LATİF

Ey kusurlardan münezzeh KUDDÜS

EY adalet sahibi EL-ADL

EY büyüklük sahibi EL-AZİM

EY merhamet sahibi ER-RAHMAN

Nereye baksam,nereye dönsem sen tecelli ettin,

Bir tek insanlıkta görmedim huşu ile yakarış,

her şey sende yaşarken;İnsanlık nefsinde ölmüş

Her yer sende iken,insanlık her yerde viran olmuş,

Bu viran şehirde,divane dünyada yalnız bırakma bizi

UTANIYORUZ RAHMETİ GENİŞ ALLAHIM...........

Bizi bize bırakma ALLAHIM.........

BİZİ BİZE BIRAKMA.............
 
:)sümeyye:) Çevrimdışı

:)sümeyye:)

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
bizi bize bırakma allah'ım
amiiiinn.... canım yanıyor :agliyorum :agliyorum :agliyorum :agliyorum :agliyorum
 
T Çevrimdışı

tewhid-el-hak

Üye
İslam-TR Üyesi
SANA YÖNELDİM

Kuluna göz verdin, ''gör Beni'' dedin,
Dil verdin, ''bilene sor Beni'' dedin,
Gönül verdin, ''hayra yor Beni'' dedin,
Gördüm, sordum, yordum, Sana yöneldim.

Nice dervişlerle, uzun söyleştim,
Kör kör bakan, kullarınla eyleştim,
İyi, kötü, ne verdiysen paylaştım,
Aldığım hisseyle, Sana yöneldim.

Bolca bolca verdin, gönül aşımı,
Müjdelere yordun, şu göz yaşımı,
Hiç kimseye, eğmediğim başımı,
Yalnız Sana eğdim, Sana yöneldim.

Beşer, kazanında, piştim pişeli,
Kimi üzgün gördüm, kimi neş'eli,
Kimi döner durur, aşka düşeli,
Pervaneler gibi, Sana yöneldim.

Kimi uykulara, derince dalmış,
Kimisi kararsız, ortada kalmış,
Kimi, Seni arar, kimi de bulmuş,
Bulanlardan oldum, Sana yöneldim.

Kimi der ki; ''varsa görünsün, bize''.
Kimi, görmüş, gelmiş önünde dize.
Nasıl göstermeli, görmeyen göze?
Görenlerden oldum, Sana yöneldim.

Bir ana serçenin, içgüdüsünde,
Tavus kuşlarının ince süsünde,
Nice örümceğin, ak örtüsünde,
Hep, Seni gördüm de, Sana yöneldim.

Bir lokma, bir hırka hâllere düştüm,
Herkesi dost bildim, dillere düştüm,
İncecik, dikenli yollara düştüm,
Kan revan içinde, Sana yöneldim.

Bir kitap gönderdin, cümle âleme,
Tek hecesi bile gelmez kaleme,
Dedin ''Benden başka bir şey dileme''
Satır satır çözüp, Sana yöneldim.

Toprak verdin, tohum verdin ekmeye,
Çile verdin, dergâhında çekmeye,
O zengin sofranda, kuru ekmeğe,
Razı ola ola, Sana yöneldim.

Hak verdin, bâtılı yanında kıldın,
Şeytanı, insanın kanında kıldın,
Akıl verip, nefsin, önünde kıldın,
Nefsime hükmedip, Sana yöneldim.

Âlimin ilmini, zâlim bilir mi?
Yol sokak bilmeyen, Seni bulur mu?
Bilenle bilmeyen, eşit olur mu?
Bilenlerden oldum, Sana yöneldim.

Kâbe'de şahlanan, elleri gördüm,
Yalvarıp yakaran, dilleri gördüm,
Önünde durulmaz, selleri gördüm,
Kapıldım sellere, Sana yöneldim.

Gördüm; dolup taşan mâbetlerini,
Dinledim; çınlayan âyetlerini,
Hele, o kulların niyetlerini,
Duydum, duya duya, Sana yöneldim.

Duydum; kul hakkını, yiyenler varmış,
''Mahşer günü yoktur'', diyenler varmış,
Kürkten kefen dikip, giyenler varmış,
Buna şaşıp kaldım, Sana yöneldim.

Yürüdüm, sağı da solu da gördüm,
Kavşakta yıllarca, düşünüp durdum,
Verdiğin vicdana, elimi vurdum,
''Başka yol yok'' dedi, Sana yöneldim.

Câmi kubbeleri, güyâ büyüktü,
Kubbeni görünce, bir korku çöktü,
Bu nasıl mîmâri, bu nasıl yüktü?
Aczimi bildim de, Sana yöneldim.

Bir köprü kurmuşsun, derler incedir,
Sordum, düşenlerin hâli nicedir?
Dediler; bağışlar, O çok yücedir,
Nice ümitlerle, Sana yöneldim.

Kulda kusur gördüm, kuldan sakladım,
Nice lekeleri, silip pakladım,
Sır verdiler, sır üstüne ekledim,
Doldum, dola dola, Sana yöneldim.

Akrabaya koştum, dedim; ''yaram var'',
''Biraz derincedir, incitmeden sar''
Ne yeminler etti, dedi; ''elim dar''
Asıl, bu yarayla, Sana yöneldim.

Kul gördüm, kuluna hased çekmede,
Kin tohumun, nesil nesil ekmede,
Bir yudum su verse, başa kakmada,
''Muhtaç etme'' dedim, Sana yöneldim.

Kulunu denedin, çöle düşürdüm,
''Bir damla su'' dedim, göle düşürdün,
''Ya hidâyet'' dedim, sele düşürdün,
Boğuldum, boğuldum, Sana yöneldim.

Kimdir, dedim, hücrelere can veren?
Bunca görünmezi, bakmadan gören?
Kilitli, kilitsiz her yere giren?
Hep, Seni dediler, Sana yöneldim.

Kimdir, dedim, kalp gözüme nûr veren?
Bana, bunca güzellikler gösteren?
Bütün, şek ve şüpheleri susturan?
Hep, Seni dediler, Sana yöneldim.

Kimdir dedim, o şeytanı nâr eden?
''Ol '' deyip de, âlemleri vâr eden?
Melekleri kullarına yâr eden?
Hep, Seni dediler, Sana yöneldim.

Hikmetinden ''sorgu sual'' olunmaz,
Bir sel var ki içimde, karşı durulmaz,
Yazdıkça yazar da, elim yorulmaz,
İçim döküp döküp, Sana yöneldim.

Günah denizine, boyumca daldım,
Çırpına çırpına kumsala geldim,
Gör ki; bir kum tanesi de, ben oldum,
Yerimi buldum da, Sana yöneldim.

Bin kez tövbelerden, şaşırıp döndüm,
Bin kere nûrlandım, bin kere söndüm,
Gel gör ki; bu defa, bir başka yandım,
Küllere döndüm de, Sana yöneldim.

Bir zaman, şeytana eşlik ederdim,
''Herşey bu dünyada, öte yok'' derdim,
Bir kara boşlukta, koşup giderdim,
Gör ki; döndüm Yârab, Sana yöneldim.

Kendi gafletimden, düştüm kedere,
Yıllarca suçladım, küstüm kadere,
Ne fayda ki, geçen geçti bir kere,
Zararlardan dönüp, Sana yöneldim.

Dünya nimetleri, başım döndürdü,
Gönül gözlerime, perde indirdi,
Yüreğimde, ne fenerler söndürdü,
Birer birer yakıp, Sana yöneldim.

Haram pazarında, tacirlik ettim,
Sermayeden oldum, kârı tükettim,
İtibârım vardı Sende, yok ettim,
Binbir ''eyvah!'' ile, Sana yöneldim.

Şarap; nice derde, sandım ki değer,
Bunca içer miydim, bilseydim eğer,
Beni sarhoş eden, adınmış meğer,
Kırdım kadehleri, Sana yöneldim.

Bilmedim, verdiğin, can kıymetini,
Yüklendim dünyanın, bin zahmetini,
Gerçi yüzüm yok ya; o rahmetini,
Yine de ver, diye, Sana yöneldim.

Nankör oldum, buldum Sana bahane,
Kibirlendim, oldum deli divane,
En sonunda, harmanında bir tane,
Savrula savrula, Sana yöneldim.

Dediler; ''Hani, sen böyle değildin,
Gaflet lekelerin, neyledin sildin?
Adresi kim verdi, yolu ne bildin?''
Anlata anlata, Sana yöneldim.

''Yıllarca durmadan, meyhane sordun,
Kumarhanelere tezgahı kurdun,
Dört nala koşarken, nasıl da durdun?''
Dedim; ''durduran var'', Sana yöneldim.

Yön bilmez kullara, yollar neylesin,
Bağlanmış kollara eller neylesin,
Mızrap, sarhoş vurur, teller neylesin,
Tel tel inledim de, Sana yöneldim.

Gönül pınarları, gördüm ki kurur,
Kapılar kapanmış kilitli durur,
Açan yok, ellerim boşuna vurur,
Anahtar sormaya, Sana yöneldim.

Katı yürek gördüm, kurşunlar delmez,
Yüz adım giderim, bir adım gelmez,
Dediler; ''nankördür, teşekkür bilmez,''
Dedim; bilen bilir, Sana yöneldim.

Zavallı bir zümre, gördüm ki hele,
Müşrikle, münâfık, vermiş elele,
Hasetten çatlatır, şeytanı bile,
Hâlime şükredip, Sana yöneldim.

Gördüm, daha nice, yoldan sapanlar,
Dünya malın, putlaştırıp tapanlar,
Haram harmanında, hasat yapanlar,
Binlerce ''vah!'' ile Sana yöneldim.

Ölümsüz kim? dedim, aradım durdum,
Bilgelere vardım, kapılar vurdum,
Nice âlimlere, danışıp sordum,
Hep, Seni dediler, Sana yöneldim.

Ölümsüz kim? dedim; güneş ve aya,
Dört milyar yaşında, fâni dünyaya,
Ölümsüz kim? dedim; ateş ve suya,
Hep, Seni dediler, Sana yöneldim.

Nice âhu gözler, samur saçlara,
Zümrüt saraylara, yakut taçlara,
Krallara, kılıçlara, meçlere
Hep, Seni dediler, Sana yöneldim.

Kimseye benzemez, doğmaz ölmezsin,
Ağlayıp sızlamaz, coşup gülmezsin,
Kulumsun dediğin, dostu silmezsin,
Vefâna yâr olup, Sana yöneldim.

Sabahın geceyi, kovduğu yerde,
İlmin cehâleti, boğduğu yerde,
Îmânın kalbime, doğduğu yerde,
Hep, Seni gördüm de, Sana yöneldim.

Ağaçlar, çiçekler, çimler, fidanlar,
Akrepler, böcekler, kuşlar, yılanlar,
Bütün emirleri, Senden alanlar,
Gördüm, göre göre, Sana yöneldim.

Fakir, fukaranın, dik başlarını,
Seyrettim, onurlu savaşlarını,
Bir yetim yavrunun, göz yaşlarını,
Mendil mendil sildim, Sana yöneldim.

Sahipsiz, kimsesiz, felçli düşkünler,
Yaşları yetmişi, çoktan aşkınlar,
Bir el bekliyorlar, öyle şaşkınlar,
El verdim, verdikçe, Sana yöneldim.

Bir gâzi yanında, durasım geldi,
Hâli vakti nedir, sorasım geldi,
Biraz vefâ bulup, veresim geldi,
Yüreğim sızlayıp, Sana yöneldim.

Veren el alandan, üstün buyurdun,
Bunu bütün kullarına duyurdun,
Sonra da, onların seyrine durdun,
Verdim, vere vere, Sana yöneldim.

Komşu kapısını, usulca vurdum,
Aç mıdır, tok mudur, gizlice sordum,
İki lokmam vardı, birini verdim,
Rızânı almaya, Sana yöneldim.

Binbir çeşit, mahlukâtı türettin,
Kimine göz verdin, kimin kör ettin,
Bunca denge hesabını sır ettin,
Çözmek için Yârab, Sana yöneldim.

Ölüm, bir karanlık geceyse eğer,
Bunca korkulara, dedim ki; değer.
Oysa; uyanmakmış, sabahmış meğer,
Seherin gördüm de, Sana yöneldim.

Anam, atam, çoktan Sana varmışlar,
Huzurunda, huzur ile durmuşlar,
Fâtihâ gönderen evlât sormuşlar,
''Vâsıl eyle'' diye, Sana yöneldim.

Bilirim ki; adâletin yücedir,
Kılıçlardan keskin, kıldan incedir,
Ya, hukuk dağıtan, kullar nicedir?
Sen bilirsin Yârab, Sana yöneldim.

Hak yolunda, zincirlere vuruldum,
Ne fırtınalardan, durdum duruldum,
Seni, serap serap, sordum yoruldum,
Şimdi, pınar pınar, Sana yöneldim.

Zengin, fakir demez, bakmazsın yaşa,
Sevdiğin kulunu, çalarsın taşa,
Senden ne gelirse, razıyım başa,
Affına sığındım, Sana yöneldim.

Dedim; vâdettiğin, o Cennet nerde?
Dedin; ''kâlp gözüyle baktığın yerde.''
''Belki, bir fakirde, belki hakirde''
Kalbim göz eyleyip, Sana yöneldim.

Oruç mükâfatı, yalnız Sendeymiş,
Açlığın böylesi, ne güzel şeymiş,
Sabrın lezzetine, vardım ki; neymiş!.
Onu, tada tada, Sana yöneldim.

Kul gördüm; yoksundur, elden ayaktan,
Dedim; yürüyemez, kalkıp yataktan,
Meğerse, o Sana, yürümüş çoktan,
Koştum, nefes nefes, Sana yöneldim.

Gördüm, kadın hakkı, bilmez er kişi,
Zulmeder, aklınca, çünkü o dişi,
En kutsal emânet, verdin ki; eşi,
Başıma tâc edip, Sana yöneldim.

Kötürüm anaya, dertler yükledin,
Oğlunda kızında, sabır yokladın,
Ayağı altına, Cennet sakladın,
Öptüm o Cenneti, Sana yöneldim.

Çektim gözlerimden, gaflet tülünü,
Neyleyim, mevsimlik dünya gülünü?
Yeter ki; kulunun ahret çölünü,
Gül gülistan eyle, Sana yöneldim.

İster isen, bağışlarsın kulunu,
Ateşlerden döndürürsün yolunu,
Atlastan biçersin, kabir çulunu,
Bağışla ki Yârab, Sana yöneldim.

Gördüm ki; kullara hudut çizilmiş,
Gurur, kibir, kullar için değilmiş,
En gururlu başlar bile eğilmiş,
''Yerle yeksan'' olup, Sana yöneldim.

Mahşerde çözülür, diller konuşur,
Diller inkâr etse, eller konuşur,
Göz, kulak, parmaklar, kollar konuşur,
Ben, nice ikrarla, Sana yöneldim.

Duydum ki; düşünce bir ibâdetmiş,
Gönül tahtın; düşünenler fethetmiş,
Bilmem; bu lezzeti, kaç kulun tadmış,
Tadanlardan oldum, Sana yöneldim.

Bir damladan yaptın, insan denizi,
Ne huyları benzer, ne parmak izi,
Daha neler gördü, şu gönül gözü,
Kudretine hayran, Sana yöneldim.

Vermekle bitse de, dünya nimeti,
Verdikçe artıyor, gönül serveti,
Bu nasıl ticaret, nedir hikmeti?
Bunca servet ile, Sana yöneldim.

Cennetten haber mi, güller lâleler?
O namus beyazı, gür şelâleler?
Hani, dağılır ya; suda hâleler,
Büyüdüm, büyüdüm, Sana yöneldim.

Milyarlarca galaksiler, yıldızlar,
Akıllar durduran, ulu sonsuzlar,
Kimbilir ötede, daha neler var,
Bir sorup, bin kere, Sana yöneldim.

Rızkına, bilerek, haram katmadım,
Para pul verdiler, inanç satmadım,
Kul elini, minnet ile tutmadım,
Minnet, diye diye, Sana yöneldim.

Nefsimle savaştım, yendim, yenildim,
Dostum oldu, iyi günde anıldım,
Dünya makâmına, kandım yanıldım,
Makâm istemeye, Sana yöneldim.

Yıllar geçer, ömür geçer âheste,
İstemem, gözüm yok, altın kafeste,
Bana, bir servet ver, o son nefeste;
Îmân, diye diye, Sana yöneldim.

Serveti verirsin, her isteyene,
İlmi, ancak, onu servet bilene,
Ne mutlu ki; o serveti bulana,
Gör ki; bulmak için, Sana yöneldim.

Dedin: ''Bir düşkünü, kim ki, dost seçer,
O ince köprüden, kolayca geçer,
Merhamet ekenler, merhamet biçer,
Ektim de, biçmeye, Sana yöneldim.

Rızân için, karşılıksız verenler,
Rızân için, gönüllere girenler,
Müjdelenmiş, kâlp gözünden görenler,
Müjdemi almaya, Sana yöneldim.

'Tasavvuf' dedim de, düşündüm derin,
Aşk ile kalbimi kapladı yerin,
Şaşırıp kaldığım, bunca eserin,
Ustasını görüp, Sana yöneldim.

Kim, ne yapar, Senden, bedelin alır,
Ne tehir edilir, ne hakkı kalır,
Herkesin serveti, peşinden gelir,
Ben, fakir hâlimle, Sana yöneldim.

Her kula katında, bir yer vermişsin,
''Onu ancak, ben bilirim'' dermişsin,
Hüküm verenlere, kahredermişsin,
Haddimi bildim de, Sana yöneldim.

Nefesleri sayıp, verirsin bize,
Gün be gün, tükenir, görünmez göze,
Şehâdet denilen, o güzel söze,
Nefes ihsân eyle, Sana yöneldim.

Bunu anlatması, zor gelir dile,
Nedir ki, dünyada çekilen çile,
Kabir azâbını, düşünmek bile,
Kuluna yetti de, Sana yöneldim.

Ne yaralar gördüm, ilâç kâr etmez,
Ne hastalar gördüm, gecesi bitmez,
Yine de; sabreder, isyana gitmez,
Hayran, hayran bakıp, Sana yöneldim.

Kin ve intikamda, uyardın bizi,
Dedin; ''Yumuşatın kâlplerinizi,
Sonra; boğar sizi, öfke denizi.''
Kıyılardan döndüm, Sana yöneldim.

Topladın, beş vakit, mâbette bizi,
Olduk, dalga dalga, insan denizi,
Çözüldü göklerde, ruhların gizi,
Onların izinden, Sana yöneldim.

Bu dünya; üç günlük bir saltanatmış,
Hani, var mı onu, bir gün uzatmış?
Ölüm; bazen azat, bazen azapmış,
Azat, diye diye, Sana yöneldim.

Geceler sultanı, Kadir Gecesi,
Yedi kat göklerde, kulların sesi,
Duydum ki; yerini, bulmuş nicesi,
Bir yer ver demeye, Sana yöneldim.

''O gece'' hacetler, bol tutulurmuş;
''O gece'' arayan, Dost'u bulurmuş,
Gönüller, Muhammed tahtı olurmuş,
Gönlümü taht edip, Sana yöneldim.

''O gece'' nefesler, yel yel olurmuş,
Bulutlar nûr döker, sel sel olurmuş,
Bedenler semâda, el el olurmuş,
Yel yel, sel sel , el el, Sana yöneldim.

''O gece'' melekler, saf saf inermiş,
''O gece'' acılar, dertler dinermiş,
''O gece'' cehennem bile sönermiş,
Ben aşk ateşiyle, Sana yöneldim.

Sahip kimdir? dedim, yüce dağlara,
Engin denizlere, sonsuz çağlara,
Göçüp gidenlere, kalan sağlara,
Hep, Seni dediler, Sana yöneldim.

Sahip kimdir? dedim, kurda kuşlara,
Ağaçlara, topraklara, taşlara,
Nice sultanlara, mağrur başlara,
Hep, Seni dediler, Sana yöneldim.

Sahip kimdir? dedim, ıssız çöllere,
Şimşeklere, tayfunlara, sellere,
Yedi kat semâya, bakan ellere,
Hep, Seni dediler, Sana yöneldim.

Aylar döner, mevsim döner, yıl döner,
Dünya döner, devran döner, yol döner,
Bir gün gelir, tövbe eder, kul döner,
Döndüm, döne döne, Sana yöneldim.

Mânâyı, maddeyi, önüme serdin,
Defteri kalemi, elime verdin,
''Beni tanıyorsun, yaz artık'' dedin,
Ne mümkün dedim de, Sana yöneldim.

Bu nâciz kuluna, ömür verdikçe,
Hayrına binlerce, hayır kat YÂRAB,
Dünya var oldukça, mahşere kadar,
Amel defterini, açık tut YÂRAB

ÂMİN!

CENGİZ NUMANOĞLU


amin barak allahu fik allah sizlerden razi olsun çok guzel bir siir
 
A Çevrimdışı

Aynayyı Merzıyye

Üye
İslam-TR Üyesi
Pak eyle gönül çeşmesini ta durulunca. Dik tut gözünü gönlune gönlün göz olunca. İnkarı kov dıl testısını ol çeşmeye tut dur. Ol abı sefa bahş ola bu testi duruunca.Çün hak senı derbanı derhanesi seçti.Dur kapıda gayrı koma ta anı anda bulunca. Sen çık aradan haneyi sahibine ver. Bi şek gelir allah evine sen savulunca.Evvel koma kim sonra çıkarması güç olur güç.Şeytan çerisi haneyi kalbe koyulunca.Çktin bu cihan içre nice mihnet ve zahmet. Ol pir hüda mürşidi kamili bulunca.Ey laa mekan seni çok aradım çook . Sinemde mukim olacagın taaa duyulunca....
 
Kaide Çevrimdışı

Kaide

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Bu aşk meşk saçmalıkları da ne oluyor bir anlayabilsem...Ha tabi aşk hal işi falan filan zırvalıkları...Allaha aşık olunmayacağını olunamayacağını ve olunmaması gerektiğini anlayabilecek şuur seviyesi nerede?!...
 
Üst Ana Sayfa Alt