Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Makale Batıl Davaları Için Çaba Sarf Edenler !

eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
Mucahid liderlerden Şeyh Celaleddin el-Hakanî şöyle diyor: Biri erkek, biri bayan iki Fransız doktor geldiler ve bana; yaralılarınızı tedavi etmemiz için müsaade eder misiniz? Dediler. Ben, buyurun, dedim. Ve kadına kim olduğunu sordum. Erkek doktor bu benim eşimdir, dedi. Daha sonra bayan doktorun onun eşi olmadığı ortaya çıktı ve biz çadırlarını ayırdık. Ancak bir süre sonra geceleri birbirlerinin çadırlarına gittiklerini anladık ve çadırların başına birer nöbetçi diktik. Bir müddet sonra da bayan doktorun mucahidlere çıplak bayan resimleri dağıttığını tesbit ettik. Bunun üzerine her ikisini de kovduk... Ve bu iki doktor hâlâ mektub yazıyor ve şartlarınız ne olursa olsun kabul ediyor ve dönmek istiyoruz, şeklinde haber gönderiyor ve hizmette ısrarlı olduklarını belirtiyorlar...

Allahu âlem, bunlar misyonerlik faaliyetlerinde bulunmak istiyorlar, Hıristiyanlaştırma faaliyetlerinde bulunmak istiyorlar... Mucahidleri ahlaken bozmak ve fesat çıkarmak istiyorlar ya da kendi ülkelerinin ajanlığını yapmak... Ancak düşünün... Hedefleri uğrunda şiddetli zor şartlara tâlib olabilmektedirler. Amaçları onları, hemen hemen yarısı yağ olan Afgan çorbasını içmeye tahammül ettiriyor. Hâlbuki bazı kardeşlerimiz bu çorbaları içtiklerinde ishal oluyor. Çorbada et ve pirinç adına bir şey yok ki. Sadece ekmek ve çorba. Bununla birlikte Fransızlar batıl davaları uğrunda böyle bir yaşantıya razı oluyorlar. Peki, müslümanlar nerede? Durmadan soruluyor. Hristiyanlarla yardımlaşalım mı, yoksa yardımlaşmayalım mı? Müslümanlar kaçarsa, burada olanlar ne yapacaklardır? Hasbunallah venimelvekil! İslâm ümmeti ne kadar ihmalkâr, ne kadar kusurludur. Bütün bunlardan sonra bakıyorsun birileri çıkıp geliyor, dilini üç karış uzatıyor ve sana şunlar şöyle, bunlar böyle diye hesap sormaya kalkıyor.

Şehid Şeyh Abdullah Azzam alıntı...
 
H Çevrimdışı

Hattab Amedi

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Bu konuyu okurken aklıma gelen ve kendi iç alemimde cevabını aradığım soruyu buradada yazayım..yanlış yere çekilmesin..bir müslüman olarak belki içimde olan bir hüzün veya hayflanma veya dert..
Elbette bu sorunun bir çok cevabı var ve verilir lakin belki özeleştiri ve gelecekte daha sağlam temeller atılma adına yazmadan geçmek istemedim ..
Pkk gibi bir örgüt batıl davası için yıllardır dağlarda mücadele ediyor ve halen peşinden giden milyon var ve mücadelelerini tüm küfür anlayışına binaen halka benimsettiler,hemde bu kürd halkı dinine bağlı olmasına rağmen..
Çeçenistan ve bir çok bölgede din ve cihad anlayışına rağmen dindar halkı kendimize küstürdük ve barınamadık..
Bunun sebeblerini irdelemek lazım değilmi..
İslami hareketlerin bu tablosunu incelerken elbette küfrün yani emperyalist ülkelerin tuzaklarını ve oyunlarını yazalım,lakin bizdeki hatalar veya eksiklikler neler...diye soruyorum kendime..
 
İmam Malik Çevrimdışı

İmam Malik

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Bizim, perde önündeki sözde en İdealist insanımız; Şam cihadı için "Bu kadar insanın ölmesi ile devrim olacaksa olmaz olsun" demek ile meşgul.
Hayatımda hiçbir zaman kominist olmadım, ama onların(PKK ve VP hariç) idealistliğine hep hayran oldum. Ahiret inancı yok, Cennet/Cehennem inancı yok, Nusret bekledikleri bir İlahları, Sohbetini bekledikleri ve intikamını alacakları bir Peygamberleri yok.
Yok yok yok ama gözünü bile kırpmadan ölüme gidecek yığınları var(dı)
Bizim ise bunların hepsi var ama zora girmeye cesaretimiz yok.
Hepimiz, birilerinin savaşması gerektiğini biliyoruz peki kaçımız en azından bir mermi parası gönderdi Cihad bölgelerine?
Allahın rahmet ettikleri müstesna kaç anne-baba evladı hicret etmek istese destek olur? Desteği bırak kendi evladlarını TC'ye şikayet eden ve evladları ile beraber pek çok muhacir ve mücahidi ora sokan onlarca kişi biliyorum.
İyneyi kendime batırayım, çocukken cep harçlığımla yapmak istediğim infakı yapmamam için ailemin bana "Nasihat" ettiğini, daha sonra Hattab abininde mensubu olduğu gruba dahil olduğumda ettiği hakaretleri biliyorum(Elhamdulillah şu anda ciddi bir problemim yok)
Neyseki bir ahiret inacımız var ve ölümden korkmuyoruz.
Ama Şehadet evinde oturana değil onun için çalışana ter dökene ayakları patlayana kadar cihad meydanlarında yürüyene nasib olacak bir mertebedir.
Bunun yanında şuda var tabi, bölge örneğinden gidersek mesela; PKK dinsiz bir örgüttür. Kürt sosyalizmine karşı, Türklerle kardeşlik adına insanlar TC'ye yöneliyorlar. Halbuki asıl kardeşliği bozanın TC olduğunu gör(e)müyorlar. Ulul Emr(!) olan hükümete itaat ederek PKK karşıtı oluyorlar.
Tabi bu bahane değildir. İslami kesimin devletçi olması yine dünyevi rehavetten kaynaklıdır, bunun çözümü ise insanlara ahireti hatırlatmak, düzenin gayri İslamiliğini anlatmak ve en önemli ve somut tedbir olarak iyi bir propaganda ile desteklenen askeri ve siyasi zaferler ile alaka uyandırmaktır. Allahu Alem
 
İmam Malik Çevrimdışı

İmam Malik

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Bizim, perde önündeki sözde en İdealist insanımız; Şam cihadı için "Bu kadar insanın ölmesi ile devrim olacaksa olmaz olsun" demek ile meşgul.
Hayatımda hiçbir zaman kominist olmadım, ama onların(PKK ve VP hariç) idealistliğine hep hayran oldum. Ahiret inancı yok, Cennet/Cehennem inancı yok, Nusret bekledikleri bir İlahları, Sohbetini bekledikleri ve intikamını alacakları bir Peygamberleri yok.
Yok yok yok ama gözünü bile kırpmadan ölüme gidecek yığınları var(dı)
Bizim ise bunların hepsi var ama zora girmeye cesaretimiz yok.
Hepimiz, birilerinin savaşması gerektiğini biliyoruz peki kaçımız en azından bir mermi parası gönderdi Cihad bölgelerine?
Allahın rahmet ettikleri müstesna kaç anne-baba evladı hicret etmek istese destek olur? Desteği bırak kendi evladlarını TC'ye şikayet eden ve evladları ile beraber pek çok muhacir ve mücahidi ora sokan onlarca kişi biliyorum.
İyneyi kendime batırayım, çocukken cep harçlığımla yapmak istediğim infakı yapmamam için ailemin bana "Nasihat" ettiğini, daha sonra Hattab abininde mensubu olduğu gruba dahil olduğumda ettiği hakaretleri biliyorum(Elhamdulillah şu anda ciddi bir problemim yok)
Neyseki bir ahiret inacımız var ve ölümden korkmuyoruz.
Ama Şehadet evinde oturana değil onun için çalışana ter dökene ayakları patlayana kadar cihad meydanlarında yürüyene nasib olacak bir mertebedir.
Bunun yanında şuda var tabi, bölge örneğinden gidersek mesela; PKK dinsiz bir örgüttür. Kürt sosyalizmine karşı, Türklerle kardeşlik adına insanlar TC'ye yöneliyorlar. Halbuki asıl kardeşliği bozanın TC olduğunu gör(e)müyorlar. Ulul Emr(!) olan hükümete itaat ederek PKK karşıtı oluyorlar.
Tabi bu bahane değildir. İslami kesimin devletçi olması yine dünyevi rehavetten kaynaklıdır, bunun çözümü ise insanlara ahireti hatırlatmak, düzenin gayri İslamiliğini anlatmak ve en önemli ve somut tedbir olarak iyi bir propaganda ile desteklenen askeri ve siyasi zaferler ile alaka uyandırmaktır. Allahu Alem

Şu örneği yazacaktım unutmuşum;
Yavuz Sultan Selim(r.aleyh), Rafızi Şah İsmail ile cihad etmek adına Çaldıran harbine giderken; İslam ordusu büyük zorluklar yaşıyordu.
Kürdistan illerinin engebelli arazilerinden yürürken ayakları şişmişti, Şah İsmail ise su kuyularını kapatmış, ekin tarlalarını yaktırmıştı. Niyeti Sultan'ın karşısına çıkmadan ordusunu lojistiksiz bırakarak yıldırmaktı.
Allahın rahmet ettiği Sultan, istirahat vermişti.
Bu sırada Asker içinde, Şah İsmailin Başkenti Tebrizden çıkıp; iyice İran içlerine çekildiği haberleri yayılmaya başlamıştı.
Zaten büyük zorluklar içinde yol alan asker birde bu asparagas ile iyice sarsılmıştı öyleki Sultan'ın Çadırına ok atanlar olmuştu.
Bunun üzerine Sultan, atına atladı ve bir hutbe irad etti. O hutbede şu ifadeler geçiyordu:
"Ey asker kılıklı korkaklar, henüz düşman meydanda yoktur. Benim için ok takınıp kılıç kuşananlar geri dönsünler ben öyle bir sevdaya gönül vermişimki asla geri dönmezem, Yek başımada olsa giderim! Bir Allah ve Peygamber düşmanı çıkmış, onu sevenler onun uğruna kızgın ateşe, buz gibi soğuğa giriyorlar, Evladı ıyalini onun uğrunda feda ediyorlar. Biz hak yolda olduğumuz halde şu hamiyetsizliğe bakın"
Gerçektenda Şah İsmailin taraftarlarının ona ne kadar bağlı olduğu, bir an bile düşünmeden ölüme yürüdükleri hatta Çaldıran harbi esnasında her birinin kendisinin Şah İsmail olduğunu söyleyerek Şah İsmailin kaçmasına yardım ettikleri bilinir.
Bir kısmının ibret alması dileyi ile
 
Üst Ana Sayfa Alt