Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Besmele Ile Kilise Açtılar

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
bunların dinler arası diyalog dedikleri bu işte ahi
 
halit bin velit Çevrimdışı

halit bin velit

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Hizmet perdesi altinda hiristiyan propagandasinimi? yapiyorlar.. Acaba?
Bunlardan beklenirmi?.....?
 
B Çevrimdışı

burukanlar65

Üye
İslam-TR Üyesi
EHLİ KİTAP KİMDİR..?
"ehl-i kitap,yada kitap ehl-i"

Lugat Manası :


Ehl-i kitab Farsça terkibinin, yahut ehlu'l-kitab Arapça terkibinin lugat manası "kitap ehli, kitaplı, kitaba bağlı olanlar" demektir.


Şer-i Manası :


Şer-i manası
olarak,ehl-i kitap konusunda İslam alimleriarasında farklı görüşler vardır.
İmamı azam'a göre,tahrif edilmiş olmasına rağmen,aslı itibari ile semavi vahy'e dayanan,bir kitaba iman eden kimseler,ehli kitaptır.
Bu sebeple,hırıstiyanlar ve yahudiler ehli kitap oldukları gibi Hz. Davud'a ve Hz .İbarahim'e gönderilen,kitaplara iman edenler de ehli kitap olarak isimlendirilmektedir.

Fakat genel kanı,ehl-i kitaptan kasıt yahudi ve hıristiyanlardır.
Şahsen benim de görüşüm bu.

Bir kısım insanlara,kitap ehl-i denmesinin sebebi,kendilerini nisbet ettikleri kitaplarıdır.Burada kitaptan kastım;Cenabi ALLAH' ın Nebileri vasıtası ile göndermiş olduğu sözler ve bilgiler bütünüdür.Her ne kadar,zaman içerisinde,kendilerini nisbet ettikleri kitabı tahrif edip,bunun yerine,sapmalar,inkarlıklar göstermişselerde,yinede hak Dine en yakın insan toplulukları bunlar olmuşlardır.Ayrıca bu Dinlere iman edenler,İslam dinine daha yatkın ve daha yakın
olmuşlardır İnşallah bunları ayetlerle izah edeceğiz.

Hicaz arapları,yahudi ve hıristiyanları Şam ve Hicaz Coğrafyasın da tanımışlar ve onların birçok örf , adetlerinden etkilenmişlerdir.
Şimdi Mekke de ehl-i kitabın durumuna bakalım.

Ehl-i kitap Mekke de çok azınlakta idiler.Mekke de inen Ayetlere dikkat edecek olursak Yahudi ve Hıristiyanlarla doğrudan,ilgili ayetler yok gibi.Ancak Nahl Suresi 103.Ayette onlara işaret vardır Ayeti okuyalım;

"Andolsun ki biz onların bunu kendisine ancak bir beşer öğretmektedir dediklerini biliyoruz.
.Saparak kendisine yöneldikleri (kimsenin) dili acemcedir.
Bu ise açıkça arapça olan bir dildir."(nahl 103)

Bu Ayet de müşriklerin,iddiasına göre Peygamber Efendimize (s.a.v) Mekke de yaşayan,Hristiyan yada Yahudi olan biri tarafından,bu sözlerin öğretildiği iddia edilmiştir.
Bu Ayet de Müşriklerin iddia ettikleri kişinin,dilinin Arapça olmadığı, o kişinin dilinin,Acemce olduğuıdur.Oysa ki Kur'an Arapça olarak indirildiğine dikkat çekmektedir.

Efendimizin (s.a.v) Medine ye Hicretinden sonra,Ehl-i kitap ile ilgili,çok sayıda Ayetler nazil olmuştur.İnşallah bu Ayetleri de ele alacağız.Bu Ayetleri ele almadan önce,Yahudilik ve Hristiyanlığı biraz tanımaya çalışalım.

HRİSTİYANLIK.NEDİR ?

Lugat manası:
Bazı kimselere göre Hristiyan kelimesinin kökü "nasara" olarak adlandırılır.Hz Peygamberimizin doğduğu yerin adıda "nasıra" dır.Aslında,bu kelimenin kökü "nusret"kelimesinden çıkmışttır.Bunun kaynağı Hz.İsa'nın şu sözlerindedir;
"Men sari İlahi (Allahın yolunda kimler benim yardımcılarım olacaktır.) Hz İsa'nın bu sorusunu şöyle cevaplandırmışlardır;

"Nahnu ensar-ullahi (Biz Allahın işinde sana yardımcı olacağız).Fakat Kuran-ı Kerim bizzat Hıristiyanların kendilerine "nasara" dediklerini iddia ediyor.
(Ali imran /52) Ayrıca Hıristiyanlar hiçbir zaman kendilerine nasiri dememişlerdir. (Hz peygamberin hayatı cilt 2 sahife 83/ mevdudi)

Bu Din Hz İsa eksenli olup,daha sonraları tahrif edilerek,Peygamber Efendimiz dönemine kadar gelmiştir.Bugün bile dünyada en çok taraftarı olan,evrensel bir Dindir.Takriben 1/5 milyar civarında taraftarı olduğu bilinmektedir.Hıristiyanlık Hz. İsa merkezli demiş idik.Bizim Kitabımıza göre,Hz. İsa'ya bir tane Kitap (İncil)verilmiştir.Ancak Hıristiyanlar Hz. İsa'nın havarilerinden naklen 4 tane Kitap,olduğuna inanırlar.Bu Kitaplar "Luka, Matta, Markos, Yuhanna" dır,Hıristiyanlığın Yahudilikten kopması Aziz Paol'un şu sözleri olmuştur."Hz İsa'ya iman etmenin Ahiret de kurtuluş olduğunu söyledi ve kendi Cemaatini bu konuda ikna etti.
Şimdi Hıristiyanlığı biraz da mukaddes Kitabımız Kur-an dan ve Rasulüllah'ın hadislerinden tanıyalım...

3/59- Gerçekten Allah katında İsa nın durumu Adem in durumu gibidir.Allah onu topraktan yarattı sonra ona ol dedi oda oluverdi

3/61- Sana ilim geldikten sonra kim seninle tartışırsa deki gelin oğullarımız ve oğullarınızı kadınlarımızı ve kadınlarınızı kendimizi ve
kendinizi çağıralım sonra lanetleşelim.Allah ın lanetinin yalancıların üstüne olmasını dileyelim."

2/116 - O zalimler, "Allah kendisine çocuk edindi." dediler. Hâşâ, O sübhândır. Doğrusu, göklerde veyerde ne varsa O'nundur. Hepsi O'na boyun eğmiştir.

5/17 - Muhakkak ki, "Allah, ancak Meryemoğlu İsa Mesih'tir" diyenler kâfir olmuşlardır. (Onlara) de ki: " Allah, Meryemoğlu İsa Mesih'i, anasını ve bütün yeryüzündekileri helak etmek istese O'na kim engel olabilir? " Göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin mülkiyeti sadece Allah'a aittir. O, dilediğini yaratır. Allah, her şeye kadirdir.

Bu ayetler de hıristiyanların asılsız ve iftira dolu düşüncelerine, inançlarına bir tokat gibi cevap verme niteliğinde. Olmuştur.iki rahipler peygamber efendimizle konuşuyorlardı.Allah Rasul'ü o iki rahibe hitaben Müslüman olun buyurdu, onlar muhakak ki biz daha evvel müslüman olduk dediller.Onlar ey Muhammed İsa nın babası kimdir diye sordular ,Rasullulah sustu.ve onlara cevap vermedi. Allah'u Teala da"ve ayrılığa düştüğü konular için Ali imran suresinin baş kısmında seksen küsür ayet indirdi.

İbn-i İshak şöyle devam eder ;
_
Hz peygamberle heyet arasında hüküm ifade eden heyetler gelince, tartıştıkları konularda onun sözünü kabul etmedikleri takdirde karşılıklı lanetleşme emrini alan a-Afendimiz onları lanetleşmeye çağırdı..
3/61-Sana ilim geldikten sonra kim seninle tartışırsa deki gelin oğullarımız ve oğullarınızı kadınlarımızı ve kadınlarınızı kendimizi ve kendinizi çağıralım sonra lanetleşelim.Allah ın lanetinin yalancıların üstüne olmasını dileyelim...

İşte bu ayet o esnada indi.Rahipler dediler ki Ey ebul Kasım (efendimiz)bırak düşünelim sonra bizi çağırdığın şeyi yapıp yapmayacağımızı sana bildiririz ve ayrılıp gittiler.
(Muhtasar İbni kesir cilt 1 sahife 272-274)

Hem bu ayette hem de hadisde anlatılan bu olay hırıstiyanların islama göre gerçek yüzlerini ortaya koymaktadır.
İndi rahipleri efendimizi çok iyi tanıyorlardı.Çünki kendi kitaplarında Efendimizin vasıfları verilmişti..Bu gerçeği bilen indi rahipleri otorite makam mevkiden elde ettikleri çıkarları yüzünden bu çağrıya olumsuz cevap vermişlerdir.Lanetleşmeğe yanaşmamalarının bir sebebide kendilerine Allah tan
bir musibet geleceğini çok iyi biliyorlardı.Tevhid gerçeğinden yüz çevirenlerin üstlendikleri büyük bir cehalettir bu.
Tevhid gerçeğinin birinci ve kati hükmü
Allah'ı öbür sahte ilahlardan ayırarak teke indirgemektir
hırıstiyanlığı tanımaya devam ediyoruz

2/116 - O zalimler, "Allah kendisine çocuk edindi." dediler. Hâşâ, O sübhândır. Doğrusu, göklerde ve yerde ne varsa O'nundur. Hepsi O'na boyun eğmiştir

Bu hiristiyanların asılsız mesnedsiz isnadları Allah tarafından bu cümlelerle zalimlik sıfatı olarak red edilmiştir.Allah bu zalimlik sıfatını ku'ran'ın bir çok yerinde kafir olarak mana vermiştir.Bu ayette de açık bir şekilde o zalimler sıfatını kafirlik olarak belirtilmiştir.Hıristiyanlar Hz.İsayı Allah'ın oğlu (sümme haşa) olarak tanımlıyorladı Yani peygamberlerini aşırıya giderek Allah'a asılsız ve küstahca isnadlar da bulunmuşlardır.Hristiyanların bu asılsız ve küstahça isnatlarına karşın şu ayetle Allah cevap vermiştir.
1/4- "De ki Allah bir tekdir.Allah samettir, doğurmamış ve doğrulmamıştır.Ona hiçbir şey denk değildir."

Bize ebu Yamman İbn abbasdan nakletti ki:Resulallah (s.a.v) şöyle buyurmuş:Adem oğlu beni yalanladı, ama onun için böyle bir şey mümkün olamaz. Beni inkar etti, ancak onun için böyle bir şey olamaz. Onun beni yalanlaması, kendisini olduğu gibi tekrar diriltmeye gücümün yetmediğini sanmasıdır.Beni inkar etmesi de çoçuğum olduğunu söylemesidir.Ben bir eş veya çocuk edinmekten münezzehim.
(Bu hadis muhtasar cilt 1 suhuf 86 İbn Kesir)

Hırıstiyanlığı tanımaya devam ediyoruz

2/135 - Bir de: "yahudi veya hıristiyan olunuz ki, hidayet bulasınız." dediler. Sen onlara de ki: "Hayır! Hanif olarak hakka tapan İbrahim'in dinine (uyarız) ki, o hiçbir zaman müşriklerden olmadı."

Bu ayetde dikkat çeken husus, yahudiler ve hristiyanlar için müşriklik terimi kullanılmıştır.Kuran'da yahudi ve hristiyanlar için Fasık ,Zalim ,Kafir Müşrik ve Ehl-i kitap terimleri kullanılmıştır.Bu ayette Yahudi ve Hristiyanların asılsız küstahça iddialarından birini daha gözler önüne sermektedir

5/17 - Muhakkak ki, "Allah, ancak Meryemoğlu İsa Mesih'tir" diyenler kâfir olmuşlardır. (Onlara) de ki: " Allah, Meryemoğlu İsa Mesih'i, anasını ve bütün yeryüzündekileri helak etmek istese O'na kim engel olabilir? " Göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin mülkiyeti sadece Allah'a aittir. O, dilediğini yaratır. Allah, her şeye kadirdir."

İşte hristiyanların asılsız mesnetsiz alçakça iddialarından biri daha .Ku'ran-i kerim hristiyanların ve yahudilerin bu asılsız iddialarıyla doludur.Ben burada bazı ayetleri zikir ettim.:Tarih boyunca hırıstiyanlık tartışıla gelmiştir.Aslında hıristiyanlık günümüzde kapitalizmin gölgesi altında kaldı gibi görünsede gerçekte ise halen çok etkilidr.Vatikan merkezinde yetiştirilen rahibler ve rahibeler dünya ülkelerinin değişik yerlerinde misyonerlik görevlerini bütün hızı ile devam etmektedir.

Vatikanın güya demakrasi ile yönetilen halkları hırıstiyan olan ülkelerde ki etkisi küçümsenmeyecek boyuttadır.Burada hıristiyanlığı az da olsa tanımaya çalıştık ehli kitap konusunu işleyince tekrar hıristiyanlık hakkında bazı bilgiler vermeye çalışacağım.

YAHUDİLİK VE MUSEVİLİK

Yahudilik Hz.Yakubun dördüncü oğlu Yehuda ya atf edilmektedir. Yahudilik kelimesi çok daha sonra ortaya çıkmıştır.
Aslında yahidilik bir din midir yoksa bir ırk mıdır? oda ayrı bir tartışma konusu..Yahudilik günümüzde mensubu en az olan semavi bir dindir.Kendi kitaplarını tahrif etmiş peygamberlerine itaat noktasın da hep sorun ve problem olmuşlardir.Ben burada yahudilikten ziyade yahudileri konu etmek istiyorum aradan geçen uzun yllar boyunca Hz Musaya Hz Yakuba ve Hz İshak,a gelen dini kendi çıkarları doğrultusunda,değiştirerek nerdeyse o hak olan dinin özünden hiç bir şey bırakmamışlardır.Yahudiler ticaretleri, sinsilikleri, içten pazarlıklı, hain, küstah Allah ile pazarlık yapacak kadar melun bir millet olarak tarih sayfalarında yerlerini almışlardır
Yahudu kahin ve rahibleri kendi kitabları olan Tevratı çağlar boyunca yanlış tefsir ederek şirk ve putperestliğe kadar gitmiştir.Kurana göre yahudilik
şirk,sapıklık,kulların kullara, olan kulluklarını yansıtan bir inanç dinidir..Kuran onlar için "beni israil" yada israil oğulları olarakta bahs eder.

Yahudiler tarih boyunca ticareti hep kendi tekellerinde bulundurmuşlardır. Bu kaide günümüzde bile bu özelliğini yitirmemiştir.Yahudiler ikinci dünya savaşı(1945) te Alman olan hitler tarafından soykırıma uğramışlardır.
Bu soykırımdan kurtulan yahudiler filistin bölgesine akın etmişlerdir.filistin bölgesinde kısa sürede çoğalarak ve para gücünü kullanarak filistin halkının üzerinde güç sahibi olmuşlardır.Daha sonrada her ne kadar bazı ülkeler tarafından tanılmasada dünyanın bir çok ülkesi tarafından tanılan bir devlet kurmuşlardır.Zülum, kan ve göz yaşı üzerine inşa ettikleriYahudi devletini tanıyan ülkelerde biride Türkiye olmuştur.
Şimdi siz diyeceksiniz ki nerde bu yahudilerle iligili ayetler ve hadisler işte geliyor;

5/43- Allahın hükmünün bulunduğu tevrat yanlarında olduğu halde seni nasıl hakem kılıyorlar
ve sonra bunun peşinden yüzçeviriyorlar işte onlar inanmış değillerdir.
5/78- İsrail oğullarından inkar edenlere davut ve meryem oğlu isa dili ile lanet edilmiştir"...

İlk Ayet de Allah onların nasıl iki yüzlü ve Allah'ın çağrısına,yüz çeviren bir millet olduklarnı açıkca beyan etmiştir. Bu yüz çevirme maide 78 de Hz Davut (as) ve Hzİsanın (as) onları lanetlediğini gözler önüne sermektedir.Maide/43. ayet medinede nazil olmuştur.Bu Ayetin nuzül sebebi çok ilginçtir. Bir okadarda Yahudiler açısından da vahimdir.
Yahudilerden iki kişi zina etmişlerdir,kendi şeriatlarına göre recm edilmeleri gerekmektedir. Yahudi din adamları,herzaman yaptıkları gibi Tevrat da bulunan bu hükmü bu kez tahrif etme yerine,sinsilik yaparak şöyle demişlerdir.Biz bu işi peygambere götürelim,diyelim ki Yahudi olan bu erkek ve Yahudi olan bu kadın zina etmişlerdir.Biz sizin şeriatınaza göre hüküm vermenizi istiyoruz, sinsi ve hain olan Yahudiler zina hükmünün Ku'ran da yüz değnek olduğunu çok iyi biliyorlardı.Ama Allah onların,bu sinsice pilanını yerle bir ederek,Efendimize bu Ayeti indirdi.Şimdi bu olayı birde hadisde görelim.

Malik nafi kanalıyla Abdullah ibni Ömerden nakl ederki.o şöyle demiş;

"Yahudiler hz.oeygambere geldiler ve kendilerinden bir kadınla bir erkeğin zina ettiğini söylediler
Rasulüllah onlara tevratta recm konusunda ne görüyorsunuz diye sordu onlar biz zina edenleri sopalataırız dediler.Abdullah ibn selam dediki yalan söylersiniz tevratta recm vardır.Tevratı ketirdiler ortaya koydular.Yahudilerden biri elini recm yazılı bölümün üzerine koydu.


Bu bölümün öncesi ve sonrasını okudu Abdullah ibn selam dediki elini kaldır o elini kaldırdı görüldiki eliyle kapatmış olduğu kısımda recm ile ilgili bölüm bulunmaktadır.
Yahudiler Muhammed (sav) doğru söyler tevratta recm bölümü vardIr dediler.Rasulullah onlara emir etti ve zina eden kişileri recm ettirdi.Ben adamın kadının üzerine eğilip ona taş değmesinden korumaya çalıştığını gördüm.

"Bu hadisi buhari ve müslim tahric etmişleridr. (muhtasar suhuf 563 ayet maide /43)

Bu olay Yahudilerin ne kadar yalancı,iki yüzlü,kendi dinlerin de bile,sahtekar,aldatmacı olduklarını bütün çıplaklığı ile ortaya koymaktadır.
Yahudileri sahifeler değil kitaplar yazsak yinede tam anlatmış olmayız.En iyisi biz yahudilerle ilgili ayetleri okumaya devam edelim.

"Ama zulm edenler kendilerine söylenen sözü bir başkasıyla değiştirdiler.bizde o zalimlerin
yaptıkları bozgunluğa karşılık üzerlerine gökten iğrenç bir azap indirdik" /Bakara7 59

"Onlar Allah'ı bırakıp din adamlarını meryem oğlu mesihi ilahlar edindiler. Oysa onlar tek olan ilaha ibadet etmekten başka emir olunmamışlardı..." Tevbe/ 31.
"And olsun gerçek Allah fakirdir biz ise zenginiz diyenlerin sözlerini Allah işitmiştir.Onların bu sözlerini peyganberlerini haksız yere öldürmelerini yazacağız ve yakıcı olan azabı tadın diyeceğiz" Ali imran" /181


Arkadaşlar,Yüce Allah bu sinsi,alçak,iftiracı,hain,kafir olan yahudilerin bir sıfatını daha gözlermizin önüne seriyor. O da Peygamber öldüren.Allah,ın onlara olan Rahmetine bakın,bir de yahudilerin yaptığına bakın.Kurtulsunlar,Cehennem azabını tadmasınlar diye onlara bir elçi gönderiyor,onlar da Allah,ın bu elçisinin canına kast ediyor.
Şimdi günümüzde bazı şerefini,haysiyetini,vicdanını,Dinini üç beş kuruşa satan güya alim bozuntusu olan kişiler vardır.Bunlar Ehl_i Kitabın (Yahudi ve Hıristiyanların) cennete girebileceklerini söylemek üzereler.
Mavi Marmmara gemisi olayında , İsrail kendisini korumuştur ve davasında haklıdır diyecek kadar alçalan ve büyük insan yığınlarını peşinden cehenneme sürükleyen
bu kitap yüklü merkepler (af edersiniz) Kuran da Yahudilerin taşıdığı tüm sıfatları aynen taşımaktadırlar.Neyse biz konumuza geri dönelim.

İddaya bakarmısınız Allah fakir biz zenginiz diyorlar bu idda dünyada hiç bir milletin aklına gelmez bence.Dedim ya sinsilik işte. Bir zamanlar bir karikatür görmüştüm onu burda zikr etmek istiyorum izniniz ile: Karikatür şöyle idi,bir maraton koşusu çizilmişti,önde üç kişi koşuyor bu kişilerin isimleri karikatürde verilmişti ama ben o isimleri vermeyecem konumuz onlar değil çünki
Tam arkalarında da Şeytan koşuyordu. ve Şeytan şöyle diyordu.Ben ilk üçe girmeğe çalışıyorum.Evet bunların yanında Şeytan değil ilk üçe ilk beşe bile giremez.

Yahudi ve Hıristiyanlarla İlgili Kuran ve Hadislerde o kadar çok konu edilmişki onlara yazmağa kalkarsak kitap olur,dilim döndüğünce kısaca Yahudi ve Hıristiyanların
yapılarını ve karakterlerini ortaya koymaya çalıştım,şimdi İslamdaki bazı terimleri ele almak istiyorum İnşllahu Rahman.

İSLAM

Lugat Manası ;


İslam kelimesi esleme fiilinden bir mastardır.Bu fiilin anlamları ve islam kelimesi kökü olan "if'al"kelimesinden türemiştir."if'al" kelimesi anlamı çok geniştir ve özelliklidr.
Ben bu kelimenin kökenini burada zikr etmeyerek onun şeri manası üzerinde durmak istoyorum
.
Şeri manası;


Boyun eğmek itaat etmek,kabullenmek,baş eğmek,sulhe girmek,sulh yapmak,Allah,a varlığnı teslim etmek,halis ve samimi olmak,bir durumu bir şeyi terk etemk ,taraf olmak (hani "la ilahe illallah" ta ki "la" demek gibi).İslam dışı örf,anane,gelenek,kanun,tağut ve şeytanları vs. terk etmek İslam kelimesinin daha bir çok anlamı vardır.

Bir insan İslamı kabul edip,İslama girdiği zaman müslüman olmuş olur.Ancak bir insanın İslama girebilmesi için yukardaki manaları anlaması ve onu bozucu düşünce ve amellrden uzak durması gerekir.İslam Yahudilik ve Hıristiyanlık gibi değildir. Ben İslamı kabul ettim."La ilahe illallah" demekle müslüman olmuş olmaz.Çünki islam ciddi bir dindir öbür dinler gibi değildir.
Gerçek manada "la ilahe illallah" yani islamın kast etmiş olduğu manada söylendiğinde,dünyada insanın başına büyük belalar açar,açmasıda gerek.

Kuran terimlerinin içi (yani manaları) boşaltılmıştır."La ilahe illallah" bir baş kaldırıdr,bir isyan ve bir teslimiyettir.Araplar bu kelimenin manasını çok iyi biliyorladı,onun için Peygamber Efendimiz (sav)onlara "la ilahe illallah" deyin derdi.
Ama Bizans kıralı hıraklyusa gönderdiği mektupta "la ilahe illallah" deyin demedi..Onlara alimran 64. ayetini gönderdi.
Bir rivayette Efendimizin o felaket günde,yani Taif dönüşünde Medineden ona bir heyet geldi.Dediler ki bize gel ey Allah,ın Rasulü biz "lailaheillallah" diyor ve seni Peygamber olarak kabul ediyoruz
Orada bulunan sahibilerden biri ey Medineliler,siz bu çağrıyı iyice anladınızmı,siz belki dostlarınız ile düşman,anne,baba,kardeşleriniz ve akrabalrınız ile karşı karşıya geleceksiniz,belkide onlarla savaşacaksınız,buna hazırmısınız dedi.Ensar evet dedi yemim ederizki biz bunu göz önünde bulundurarak geldik dediler ve Efendimize (sav) e biat ettiler.
Bir kişi "la" kelimesinin anlamını bilmeden, bilerek "illallah" derse bile iman etmiş olmaz.Ayetleri okuyalım
"Ey muhammed de ki işte bu benim yolumdur.Ben Allah'a çağırıyorum.Ben ve bana uyanlar kesin bilgiyle basiretle Allah'a davet ediyoruz.Allah bütün eksiklikleren münezehttir ve ben müşrüklerden değilim"Yusuf suresi /8

Bakara/256- "Dinde zorlama (ve baskı) yoktur. Gerçek şu ki, doğruluk (rüşd) sapıklıktan apaçık ayrılmıştır. Artık kim tağutu tanımayıp Allah'a inanırsa, o, sapasağlam bir kulpa yapışmıştır; bunun kopması yoktur. Allah, işitendir, bilendir."

Ayettler de açıkca beyan edildiği gibi iman önce red sonra kesin bir bilgiye dayanmak zorundadır .O kesin bilgide örf,adet,gelenek,mezhep,tarikat yada ataların yolu değildir o bilgi Allah,ın Kitabı ve Nebi,nin sünnetidir.

İbn Abbas (r.a) şöyle rivayet etmiştir
Rasulüllah (sav) Muaz,ı Yemen,e gönderirken ona Muaz,sen Ehl-i Kitap olan bir topluluğa gidiyorsun.Onları ilk olarak "lailaheillallah" a davet et,eğer kabul ederlerse
onlara Namazı Zekatı.. ve diğer ibadetleri yapmalarını söylersin.Hadis uzundur ben kısaca zikr ettim Buhari ve Müslümde yeralır bu hadis isteyen arkadaşlar bakabilirler.

Günümüzde görevli din adamları Allah,ın bu emirlerini salt bir sözden ibaret olduğunu ve terimlerin Kuran,i manalarını insanlardan gizleyerek onları Allah,ın azabına doğru sürüklmektedirler.

''Allah'ın indirdiği kitabtan bir şeyi gözardı edip saklayanlar ve onunla değeri az (bir şeyi) satın alanlar:' onların yedikleri karınlarında ateşten başkası değildir. Allah kıyamet günü onlarla konuşmaz ve onları arındırmaz. Ve onlar için acı azab vardır.''Bakara'' 174

Bu yaptıkları (ilahi vahyin mesajlarını gizlemeleri) sebebiyle karınlarında şiddetli ateş azabını tadacaklarını bu Ayet bize açıklmaktadır.
"la ilaheillallah" kelimesinin içinden İslam kelimsi çıkar.İslamı tarif ederken ne demiştik.İslam kelimesinin bir manasıda "bir şeyi terk etmek" tir.İşte bu terk etme "la" kelimesine eşittir. İslam kelimesinin bir anlamıda,boyun eğmek,teslim olmak kabullenmek,baş eğmektir. Kime?" illallah"a.


İllallahın manasının :daha iyi anlaşılması için şöyle tercüme de edebiliriz "illa allah" yani "ille allah" diyebiliriz "illa" bir bağlaçtır yani Allah'tan hariç anlamına gelir yada ""illa allah"en büyük Alllah,tır da denebilir.O halde Allah,ın istdeiği şekilde "lailaheillallah" demedikçe,kişi bunu bozucu amel ve düşüncelerden kurtulmadıkça iman etmiş olmaz

Peki insan Allah'ın istediği şekilde "la ilahe illallah" derse Müslüman olmuş olurmu?
Hayır Müslüman olmuş olmaz Çünki islam dininde birde Peygamber olgusu da vardır.Bu emirle birlikte (la ilahe illallah) Muhamedden abdühü ve Rasulühü demek zorunluluğu vardır.Bu cümleyi tam olarak birleştirdiğimizde şöyle olur

"Eşhedü enla ilahe illallah muhammeden abduhü ve rasuluhu" bu cümleyi Kurani manası ile,dil ile ikrar,kalp ile tasdik,amel ile yaşamak sonucunda kişi islami hüvviyet kazanmış olur.Aksi düşünelemez.
Bu cümle içerisinde bulunan Muhhammeden Rasulullah kelimeleri sadece Muhammed (sav) Allah,ın Rasuludür anlayışını çıkarmak doğru bir yaklaşım değildir.
Evet Muhammeden Rasulullah demek, getirmiş olduğu ilahi mesajın tamamını(yani bir kısmı değil) kabullenip o eliçyi kendi nefsinden daha evla kabaul etmedikçe o elçiyi çağlar üstü Peygamber,Önder,Lider olarak benimsemdikçe,bu iman, gerçekleşmiş olmaz.Ve o Elçinin Ku'ran,i vasıflarını tam olarak eksiksiz görmedikçe,onun emir ve yasaklarını (ki bu ku'ran dır) hayatının her alanına taşımadıkça,bu iman gerçekleşmiş olmaz.

Bunun ötesindeki iman şekli kişinin kendisini avutmasından başka birşey olamaz.

Günümüzde bazı düşüncelere göre Hz. Muhhammed (sav) o toplumun içerisinde,dürüst,namuslu,sözü özü bir olan,sıradan bir insandı bu nedenle böyle insanlar zamanımızda da vardır.Allah bu Risaleti Muhammed (sav) hakettiği için ona verdi derler.
O da (sav) bu Risaletin gereklerini ister isteyerek,ister istemeyerek,yerine getirdi derler. Bize Kuran,ı bıraktı o (sav) görevini tamamlımış,geçmiş zamanda kalmıştır..Elimiz de onu (sav.) in getirmiş olduğu Ku'ran vardır.Bizi bağlayan ancak bu kitabdır.Peygamberin yaptıkları söyledikleri ve yapmadıkları söylemdikleri o çağın gerekleri doğrultusundadır,bizi bağlamaz derler.Şimdi bunun konumuz ile ne alakası var diyeceksiniz var? var efendin var.

Ne demiştik Allah,ın istediği şekilde bir Allah inancı,bir Peygamber inancı ve Ku'ran inancı olmadıkça gerçek iman meydana gelmiş olmaz.
Hz.Muhammed (sav) ne bir postacıydı anlayışı, nede sadece Allah,ın elçisidir anlayışı, Kuran,i bir anlayış değilidr..
Allah,Kuran gibi ilahi bir mesajı plansız, programsız, rast gele,insanların içerisinden birini yoldan çevirerek vermemiştir.Dağlar bile bu mesajı yükünü kaldıramaz dı
diyen Allah bu ilahi mesajı sokaktan birini çevirerek (haşa) vermesi düşünülemez. .

Ey insan,sen ne kadar basit,tutarsız,Kurandan uzak (Güya Ehli Kuran) kafirane bir düşünce içerisindesin.Şunu bilmelisin ki kendini nisbet ettiğin Ku'ran,ı düzgün okusaydın ne büyük bir yanılgı içerisnde olduğunu görürdün.
Allah Risalet yükleyeceği elçilerini,doğumlarından vefatlarına kadar,bir program dahilinde yapmıştır..Ki Hz.İsa,nın Hz. Musa,nın durumu gibi.Hz.Muhammed,in de durumu aynen onlar gibidir.Onun (sav) in doğumundan vefatına kadar olan hayatı,bir program dahilindedir,
.O Nebi ne Postacı ne sadece bir Elçi ne de Allah,ın ortağı idi.Bu nedenle
İslama girmek ve müslüman olmak için, gerçek ve doğru bir iman anlayışı gerekmektedir.


Bazı arkadaşlarımıza göre, kişi bu kelimenin (la ilahe illallah) anlamını bilmediği halde söylesebile Müslüman sayılabileceğini,hatta dahada ileri giderek bilmemenin mazeret olduğunu.ileri sürmektedirler,bu arkadaşlırımız eğer Kuran ve sünnetten bu konuyu bir parça araştırma zahmetinde bulunmuş olsalardı böyle düşünmezlerdi.

Allah kendisine ortak koşulmasını kabul etmez. Şirk (ortaklık) bir sıfattır,herhangi bir toplumun,kralın,yada kabilenin ismi değilidr.Kim bu sıfatı işlerse oda müşrik olmuş olur
Bu sıfatı işlememek için kurani bir bilgiye sahip olmak lazım yada eğer kişi( ümmi) ise yani okuma yazma bilmiyor ise o zaman aklını kullanarak duyu organları ile bu çağrıya kulak verecek ve onu (bu çağrıyı) kabullenecek ikrar amel kalb ile tasdik edecektir.

"Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz; bundan başkasını, (günahları) dilediği kimse için bağışlar. Allah'a ortak koşan kimse büyük bir günah (ile) iftira etmiş olur. (Nisa suresi/48)
"Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz; ondan başka günahları dilediği kimse için bağışlar. kim allah'a ortak koşarsa büsbütün sapıtmıştır"(Nisa suresi/116)
islam teriminii yukarıda açıkladık.Şimdi islamdaki öbür terimlere bakalım

Riya münafık : Konumuz ile doğrudan ilşkili olmadığından kelimenin kökenine girip yazımı uzatmak istemiyorum

Münafık:müslümanın zıddı riyakar iki yüzlü içten hesaplı gösterişci içi baka dışı başka iman etmediği halde menfaat çıkar sağlamak için müslüman gibi yapmak dinlerini eğlence konusu yapan hakikatı ara sıra benimseyen küstah ama kendi cehenneminede eyvallah diyen nifak saçan gösteriş için mal mülk saçmaktan geri durmayan vs.vs.
Münafıklık ku'ran da bir çok ayette sert bir üslüp ile eleştirilmiş onların cehennimin en alt katında olacaklarını bilidrmişti işte ayetler.

“Gerçekten münafıklar, ateşin en alçak tabakasındadırlar. onlara bir yardımcı bulamazsın.” (nisa suresi, 145)

Bakara sûresi17/18- Onların durumu karanlıkta ateş yakan kimseler gibidir. Ateş etraflarını aydınlattığı zaman Allah onların aydınlıklarını gidererek kendilerini hiçbir şey göremeyecekleri koyu bir karanlıkta bırakır. Onlar sağır, dilsiz ve kördürler. Bu yüzden geri dönemezler.

19- Ya da onların durumu koyu bulutlu, şimşekli ve gürültülü bir gökyüzünün yağmuruna tutulmuş, ölüm korkusu içinde yıldırımlara karşıparmakları ile kulaklarını tıkayan kimselere benzer. Allah kâfirleri çepeçevre kuşatandır.

2/8 - İnsanlardan öyleleri de vardır ki, inanmadıkları halde, "Allah'a ve ahiret gününe inandık." derler.
2/9 - Allah'ı ve müminleri aldatmaya çalışırlar. Halbuki sırf kendilerini aldatırlar da farkına varmazlar.
2/10 - Kalplerinde hastalık vardır. Allah da onların hastalığını arttırmıştır. Yalan söylemelerine karşılık onlara elem verici bir azab vardır.
2/11 - Hem onlara: "Yeryüzünde fesat çıkarmayın." denildiğinde: "Biz ancak ıslah edicileriz." derler.
2/12 - İyi bilin ki, onlar ortalığı bozanların ta kendileridir, fakat anlamazlar.
2/13 - Onlara: "İnsanların (müslümanların) inandığı gibi inanın." denilince, "Biz de o beyinsizlerin inandığı gibi mi inanacağız?" derler. İyi bilin ki, asıl beyinsiz kendileridir fakat bilmezler.
2/14 - Onlar iman edenlere rastladıkları zaman: "İnandık" derler. Fakat şeytanlarıyle yalnız kaldıkları zaman: "Biz, sizinle beraberiz, biz sadece (onlarla) alay ediyoruz." derler.
2/15 - (Asıl) Allah onlarla alay eder ve taşkınlıkları içinde serserice dolaşmalarına mühlet verir.

Daha bir çok ayet vardır.


FASIKLIK:
Fasıklık Kuran da Kafir olarak da verilmiştir. Ama yaygın olan kanaat anlamı Müslüman olupta bazı haram şeyleri sıkça işleyen kişiler için de kullanılır
Fasıklık "fısk" yani bir çeşit günah çeşididir.Bu günahlar insanı çepeçevre kuşatmamış ise,yani bu günahlar insanın hayatının bir anlamı haline gelmemiş ise,insanı dinden çıkarmaz fısk işlemiş olur.Fakat dediğim gibi günahlar ona bir yaşam biçimi haline gelmiş ise sahibini dinden çıkarır İşte ayetler;

5/47 - İncil ehli de Allah'ın ona indirdikleriyle hükmetsinler. Kim, Allah'ın indirdiği ile hükmetmezse, işte onlar fâsıkların ta kendileridir.
2/26 - Muhakkak ki Allah bir sivri sineği, hatta daha üstününü misal getirmekten çekinmez. İman edenler bilirler ki, o şüphesiz haktır, Rabb'lerındandır. Ama küfre saplananlar: "Allah böyle bir misal ile ne demek istedi?" derler. Allah onunla birçoklarınışaşırtır, yine onunla birçoklarını yola getirir. Onunla ancak o fasıklarışaşırtır.
7:145 - Ve onun için o levhalarda her şeyden yazdık, nasihat ve hükümlerin ayrıntılarına ait herşeyi (belirttik). Haydi bunlara sıkı sarıl, kavmine de emret, onlar da en güzeline sarılsınlar. Size yakında o fasıkların yurdunu göstereceğim

Dedimya ku'ran da fasıklık yoldan çıkmış Allah'ın Hükmü ile Hüketmeyen olarakta zikr edilişmtir.Fasıklık hakkında.daha çok ayetler vardır.

MÜRTEDLİK:
İslam Dinine girip,daha sonra dalaleti seçen kişiler için,kullanılan bir terimdir.İslam Dini bu tür insanlara yaşam hakkı tanımaz Onların öldürülmelerini emir eder.
İslam Dininde zorla İmana kabul yasak edilmiş (bakara 256 ye bakabilirsiniz) kişi kendi rızası ile ilahi bir bilgiye dayanarak iman etmesini ister.
Bir Ayette mealen "bir bilgi üzerine iman edin yada bir bilgi üzerine inkar edin denilmiştir".


Ali imran suresi 85,86,87,88,89. dörtbüyük imama göre ise mürtedin cezası ölümdür.En doğrusunu Allah bilir.


Ben diyorum ki,kendisini İslama nisbet edenlerin,her ne kadar lugat manası bakımından Ehl-i Kitab'a benziyor olsalar dahi İslam hukuku açısından Ehl-i Kitap statüsüne girmezler.Yukarıda örneklerini verdiğim gibi "Münafıklık" Fasıklık "Mürtdetlik "Müslüman" terimleri kullanılmıştır.
Bu yüzden Maide Suresinde ki Ehl-i Kitaba tanılan imtiyazlar (kestikleri'ni yemek kadınları ile evlenmek) kendisini Kur'an'a nisbet edip,ama gereklerini yerine getirmeyen kişilere bu hüküm uygulanamaz.Biz ehl-i kitaba geri dönecek olursak.

Bugün ki Ehl-i Kitap ile o günki Ehl-i Kitap aynı statüye sahiptir.Benim görüşüme göre,Yahudilik ve Hıristiyanlık Dini İslam Dini gibi değildir.
Eskiden olduğu gibi,bu günde Kiliselerin,Havraların ve Sinegogkların,insanlar üzreindeki etkisi büyüktür. Geçmiş çağlarda da bu böyle idi.Eskiden Kral vardı,bu Kralın yanında Keşişler,Rahipler,Hahanlar ve Din görevlileri vardı.
Bugün hernekadar şeklen farklılık gösterselerde işin özü itibarı ile aynıdır.Dedim ya Vatikanın ve Sinegogkların Başbakanların,Devletbaşkanlarının,Cumhurbaşkanları'nın üzerinde çok büyük bir etki sahibidirler.
Yahudilikte ve Hırıstyanlıkta,kişinin kendisini o Dine mensup sayması o Dinden olması için yeterlidir.
Son söz;
Günümüzde bazı beyinleri uyuşmuş,satılık kalemler,Yüce Kitabımız Kur'an da Yahudi ve Hıristiyanlar'ın bu sapıklıkları ile ilgili açık ve net ayetler olduğu halde.Onların (Yahudi ve Hıristiyanları'n) Allah'u Tealayı inkar etmedikleri,biz Müslümanların da Peygamber olarak kabul ettiğimiz,Peygamberlere İman ettiklerini bu sebeble;Onların (Yahudi ve Hıristiyanlar) 'da Cennete gerebileceklerini alttan alttan söylemektedirler.

Şeytan'ın yeryüzüne insan olarak yansıyan,halini taşıyan bu alçak,iki yüzlü,kişiler bazen karşımıza bir medya patronu,bazen bir tarikat şeyh'i,bazen bir cemaat lideri,bazen bir dekan,bazen bir kitap yüklenmiş Alim bozuntusu,bazen bir baba,bazen bir amca,bazende herhangi bir yakınımız olarak karşımıza çıkmaktalar.Müslüman olan her davetçinin asli görevlerinden biride,bu kişilerin,sahte maskelerini düşürerek,insanlara onların,alçak,düzenbaz,iki yüzlü yüzlerini ortaya koymaları gerekmektedir.

Dinler arası diyalog adı altında yahudi ve hıristiyan dünyasına şirin gözükmeye çalışan onların yanında izzet ve şerefi arayan,onların emelleri doğrultusunda hizmetlerine devam eden bazı çevrelere ,
bu beyni uyuşmuş kişilere buradan bir çağrım var:

Gelin Allah'u Teala bizim ve sizin canlarımızı almadan önce,sizinle bizim,aramızdaki ortak olan bir kelimede birleşelim.Kendi Şerefimizi,Haysiyetimizi makam mevki,para,pul için satmayalım.Yoksa mahşerde Allah'u Tealaya bunun hesabını çok ağır bir bedelle ödeyeceğinizi sizlere hatırlatırım.

Selam: Allahın Hidayetine Tabi Olanların Üzerine Olsun.

Emanetlerin En Emini Allaha Emanet Olun....


 
M Çevrimdışı

mslmn

Üyeliği İptal Edildi
Banned
ben darül islam da ehli kitap ın cizyelerini vermek şartıyla eman içinde inançlarını özgürce yaşayabileceklerini biliyorum ama darül islamda mevcut ibadethaneler dışında başka küfür ibadethanesi açılamayacağını da biliyorum. bu anlamda şimdi bunlar yanlış bir iş yapmış olmuyorlar mı? bir de ehli kitap dışındakilerin de yani semavi olmayan dinler ve ateistler de darül islamda yaşayabilir mi? ben iran'ın ateistleri idam ettiğini biliyorum, doğru mudur acaba? onların yaşamaya hakkı yok mu? sadece kafir olmak ölmek için yeterli sebep midir? onları savunduğumdan değil ama olur ya o da bilerek kafir olmuyordur, sonuçta hidayet Allah'tan değil mi? Onun da yaşayıp ömrünün sonunda bile hidayete ermesini beklemek, ona bu konuda yardımcı olmak gerekmez mi? biraz uzun oldu ama bu diğer dinlerle ilişkiler konusunda kafamçok karışık.
 
B Çevrimdışı

burukanlar65

Üye
İslam-TR Üyesi
Şimdi bazı arkadaşlar hüsnü zan besleyelim kardeişim demekteler.
Bu yahudi ve hıristiyanların amacına hizmet edenlere hüznü zan olmaz.

Bunların dostluklarını umanlar şunu unutmasınlar"Allah siz onların dinine girmedikçe onlar sizden razı olmazlar"diye buyurmaktadır.Allahın çağrısını göz ardı edenlere hüsnü zan olmaz bunu böylece bilmemiz gerekmektedir.

Ehl-i Kitab Kur’an’i beyana göre

‘’Geçmiş vahyin izleyicileridirler’’Lakin geçmiş vahyi izleme süreçlerini maddeler halinde ele alacak olursak geçmiş ve gelecek dönemlerde her daim aynı mikropluk üzere oldukları açıktır.


Bunları kategorilere ayıracak olursak öncelikle İsrailoğulları ‘’Yahudileşenler’’


Buzağıyı Put edinme, Üzeyrin Allah’ın oğlu dediler, Cibt ve Tağuta inandılar Müşriklerin daha doğru yolda olduğunu söylediler, Yahudiler biz Allah’ın oğullarıyız dediler, Hz İsayı öldürdük dediler, Peygamberleri öldürdüler, Allah resulünü ve Kur’an’ı bile-bile inkar ettiler, Cibril ve Mikail’e düşmandırlar, İşittik ama isyan ettik dediler, İman etmemek için kalplerimiz kılıflı dediler, Allah’ın eli bağlı dediler…


Hıristiyanların sapkınlıkları.


Allah İsa’dır İsa Allah’ın oğludur Teslis inancı İsa ve Meryemi Tanrı edinme Din adamlarını tanrı edinme


İki kesimin ortak sapkınlıkları:


Yahudileşenler İbrahim Yahudi dediler Hıristiyanlarda Hıristiyan dediler. Allah’a karşı yalan uydurup iftira atma Allah’ın yolundan insanları saptırma. Yalnız Yahudi ve Hıristiyanların cennete gireceğini söyleme, Açık delillere rağmen ihtilaf etme, Birbirlerinin dostu olup İslamın düşmanı olmaları Bu sapkınlıkları ile Müşrik oldukları.


İnançlarında aşırı gitme, ölçüsüz istekler, Gelecek olan Peygamberi tasdik sözlerinde durmama, Kendi kitaplarının hükümlerini uygulamayıp tahrif etme, Hahamlar ve Rahiplerin dediklerine kesin itaat ve insanların mallarını haksız yere yeme günahta ve zulümde yardımlaşma, Kıbleye tabi olmama, İyiliği emretme kötülüğü sakındırmayı yapmama, Helali haram haramı helal kabul etme, Faizi meşru kılma, Meryem’e iftira, münafıklık etme, yeryüzünde fesat ve fitne çıkarma. Dünyaya düşkünlük, Müslümanlara karşı en şiddetli düşman olanlar Yahudi ve Hıristiyanlardır. İslam ile alay ederler hainlik yaparlar.


Bu ve benzeri fiillerinde ötürü birçok defa İlahi cezaya müstahak olmuşlardır…
__________________
 
!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
burası darul islam değil ki dediğin şekilde durumlar olsun. Burada müslümanlara zorbalık yapan, ehli kitaba kucak açan bir sistem var.
 
!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
Şimdi bazı arkadaşlar hüsnü zan besleyelim kardeişim demekteler.
Bu yahudi ve hıristiyanların amacına hizmet edenlere hüznü zan olmaz.
;
__________________

Ahi Allah cc'dan kork ya, daha biz ölmedik. Ölsek demek ki arkamızdan yahudilere kucak açanlara hüsnü zan ile bakıyordu diye iftira yapacaksın. Sen hiç türkçede mecaz, kinaye vs gibi kavramlar görmedin mi? O cümlenin altında derin şekilde kınama,buğz etme, Allah için nefret duyma var. Allah için burada yazan kardeşlere hüsnü zan ile yaklaşın, öyle herşey sayfalarca yazı yazmakla bitmiyor.
 
B Çevrimdışı

burukanlar65

Üye
İslam-TR Üyesi
Ahi Allah cc'dan kork ya, daha biz ölmedik. Ölsek demek ki arkamızdan yahudilere kucak açanlara hüsnü zan ile bakıyordu diye iftira yapacaksın. Sen hiç türkçede mecaz, kinaye vs gibi kavramlar görmedin mi? O cümlenin altında derin şekilde kınama,buğz etme, Allah için nefret duyma var. Allah için burada yazan kardeşlere hüsnü zan ile yaklaşın, öyle herşey sayfalarca yazı yazmakla bitmiyor.

Bakın bu yahudi ve hıristiyanları dost edinenlere karşı tavrmız net olmalıdır,Eğer bu tavrımızı net bir şekilde ortaya koymaz isek ileride çocuklarımız bunların dinine tabi olacağını hatırlatırım.

onları dostluğunu umanlara karşı karşı müslüman duruşunu sergilemek zorunluluğumuz vardır,bu zorunluluk dinimizin emridir.Bunu hatırlatmak istedim hakkınızı helal edin.
 
!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
Benim yanıtım net'te siz bizi ya anlamak istemiyor ya da belli kalıpta gördüğünüzden anlayamıyorsunuz. Hayrolur inşAllah.
 
S Çevrimdışı

Sadat-ı Kiram

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Besmele ile rakı içen bir milletten , besmele ile kilise açmaktan başka bişey beklemek olmaz dimi :)
 
B Çevrimdışı

burukanlar65

Üye
İslam-TR Üyesi
Ahi genel söyledim kimsenin fikirlerine karşı bir önyargım olamaz.Yani bu siyonistler onlara zarar gelecek ve müslümanları zinde tutacak bütün kurani kavramalrın içini boşaltıllar.Örneğin cihad bera islam red manasına gelen tüm terimleri müslümanım diyen herkesin lugantından çıkarmışlardır.

Bu terimleri islam lukatında çıkardığımız taktirde içi boşaltılmış bir din anlayışından geriye kalan,uysal yumuşak bir insan tipi kalır,buda onların işine yarar.Onların arzuladıkları bu insan tipi türkiye üzerinde denendi ve başarılı oldu şimdi bu modeli tüm ortadoğu uygulayacaklardır.

Onlar yeni strateji belirlediler tüm müslümanların buna hazırlıklı olması ve bu oyunlara alet olmaması gerekir.
 
B Çevrimdışı

burukanlar65

Üye
İslam-TR Üyesi
Dost VE Düşman
Dileğimiz bu konunun iyice idrak edilmesi ve bu kavram kargaşalığı içerisinde neyin nereye oturtulması,kafalardaki bulanıklığın,azda olsa giderilmesi içerikleri itibarı ile içleri,boşaltırılmış terimlerin tekrar gerçek anlamları ile müslümanların zihinlerinde yer almasıdır.

el-VELA ve BERA’’ islami bir terim olup kuran ve sünnette bir çok anlamda kullanılmıştır.Biz burada, bu terimi birkaç yönü ile ele almak, biz müslümanların günlük yaşamlarımızın bu terimin nekadar gerisinde olup olmadığını sorgulamak ve kendi vicdan muhasebemizi yapmaya davet etme gayreti içerisnde olacağız.

Bu ilahi mesajın asıl olan gayesini doğrudan,açık ve net bir şekilde aktarmaktır.Bu ilahi mesajı aktarırken dolambaçlı karmakarışık bir şekilde aktarmaktan uzak bir eğilim içerisin de olmak gerekr.Çünki kuran ve sünnet bunu gerektirir.

“”Ehl-i Kitaptan öyle bir gurup vadır ki,okuduklarını kitaptan sanasınız diye kitabı okurken dillerini eğip bükerler.Söyledikleri ALLAH katında olmadığı halde bu ALLAH katındandır derler.Onlar bile bile ALLAH’a iftira ederler.’’(Ali imran /78

İşte dosdoğru tebliğ yolu budur.Putlara,tağutlara,makam ve mevkilere,madi varlık düzenlere, Allahın yolundan başka herşeye davet eden imansızlara, menfaat getiren tüm olgulara reddiye çekilmek suretiyle yüz çevirmektir.
Müslüman davetçi bunların hç birinin sahte boyası ile boyanmak istemez, bilakis Allah’ın boyası ile boyanmaktan başka herhangi bir amacı gütmez.

‘’(biz)ALLAH’ın boyası ile boyandık.ALLAH’tan daha güzel rengi kim verebilir.Biz ancak ona kulluk edenleriz.’’(Bakara /138

Hiristiyanların çocuklarını vaftiz etmek sureti ile,renklerini belirlediklerini müslümanların yüzlerine vurarak üste çıkma çabalarına karşı Allah bu ayetleri indirmiştir.
Allah müslümanlara sizin onların yada başkalarının rengine ihtiyacınız yoktur, Allah’ın rengi size yeter diye buyurmuştur.Bu öylesine bir renktirki bugünde, yarında müslümanlara yeter.Bu öylesine bir renktirki hiç bir zaman solmaz ve ilk günki gibi hep taze kalır.Yeterki müslüman davetçiler bu rengin farkında olabilsinler.

’el-VELA ve BERA’’ bu islami terimin sözlük manasına dalmaktan ziyade daha çok ıstalahi manası üzerinde durmak istiyorum."Vela" dost "Bera" düşman manasına gelir.
Müslüman davetçi ilahi mesajı bir kılıç gibi kuşanarak işe öncelikli olarak, düşmanlarının sahte iki yüzlü yüzlerini Allah’ın kendisine vermiş olduğu feraset ile,en çıplak şekliyle tanıyacak ve yoluna öyle devam edecektir.

Günümüzde batıda doğuda güneyde ve kuzeyde “”küfür”” her yerde müslümanlar üzerine bir kabus gibi çökmektedir. Bunlara karşı dimdik duran islam davetçelerini değişik iftiralarla yaftalayarak,yobaz,harici tekvirci,gerici,demekten geri kalınmamakta,güya bu davetçiler uygarlığa medeniyete karşı bir engel teşkil etmektedirler.

Yeni yeni fırkalar,tarkitalar,islam dışı örf ve adetler türeterek olabildiğince müslüman davetçilerinin zihinlerinde bulanıklık tohumları ekmek ismektedirler.İslam davetçilerinin çocukları üzerinde eğitim ve öğretim yollarını engelleyerek illegaldir gerekçesi ile izin verilmemekte bu çocukların zihinlerine kendi okullarında küfür nifakları şırınga etmektedirler.

Bu ve benzeri oyunlar ile islam davetçilerinin önüne set çekmek gayretindedirler.Bu nedenledir ki islam davetçilerinin önce kimin dost kimin düşman olduğunu kesin çizgilerle belirledikten sonra yoluna devam etmesi gerekmektedir.
O halde akla gelen soru şu olması gerek

1-Müslüman kimi dost edinecek velayetini kime verecek din kardeşlik bağını kiminle kuracak.?

2-Müslüman kime saygınlığnı ve bağlılığnı göstercek?

3- Müslüman kime sevgi muhabbet beslyecek ve sırlarını onunla paylaşacak?

4-Müslüman kimi düşman bilecek?

5-Müslüman müslümana karşı merhametli kime karşı haşin ve sert duracak?

6-Müslüman küfür ehlini dost edindiğinde islama göre hükmü ne olacak?

Bütün soruların cevaplarını kuran ve sünnet dahilinde bulmaya çalışmak gerekmektedir" inşallah."
’el-VELA ve BERA’’kelimesinin tevhid inancı ile doğrudun ilişkili ve ayrılmaz bir parçası olduğu gerçeği davetçi tarafından muhakkak suretle bilinmesi gerekmektedir.Bunun yanında islam ile çelişen şirk ,küfür,riddet,nifak kelimelerinide bilmesi bir zarurettir.

Bütün bu bilinç içerisinde davetçi yaradanına güvenmeli ve onun göstereciği yoldan hiç bir gerekçe ve sapma göstermeden dos doğru bir şekilde işe koyulmalıdır.İş dedim,evet bu DAVETÇİNİN amacı gayesi hedefi ve işi olmalıdır.Çünki cenneti kazanmak onu hak etmek ancak ve ancak bu olguyu davetçi kendisine şiyar edindiğinde iş edindiğinde cenneti hak etmiş olcaktır.Adil olanda bu değilmidir.

Bütün bu bilinç içerisindeki davetçi artık ilahi mesajı bütün dünyaya haykırmaya hazırdır.Davetçi büründüğü örtüsünü üstünden atarak Rabbisinin çağrısına kulak vermeye hazırdır artık.

“”Ey örtüye bürünerek saklanan (davetçi) Muhammed!Kalk da uyar."
Müddesir/1-2
“”De ki: İşte benim yolum budur; basiret üzere Allah'a davet ediyorum. Ben ve bana uyanlar (işte böyleyiz). Ben Allah'ı tesbih ederim ve ben müşriklerden değilim””yusuf/108

“”Ey Muhammed! İşte bunun için insanları tevhide davet et ve sana emredildiği gibi dosdoğru ol. Onların keyiflerine uyma ve de ki: "Ben Allah'ın kitaptan indirdiğine inandım ve bana aranızda adaleti gerçekleştirmem emredildi.
Allah bizim de rabbimiz sizin de Rabbinizdir. Bizim yaptıklarımız bize, sizin yaptıklarınız da size aittir. Sizinle bizim aramızda hiçbir tartışmaya yer yoktur. Allah hepimizi biraraya toplayacaktır. Dönüş yalnız “”O'nadır.””Şura/15

Hazır olan davetçinin “Rabbi’si” onun yolunu kesin ve net çizgilerle dosdoğru bir şekilde çizmeye başlamıştır. Artık bu yoldan geri dönüş yoktur.Artık bundan sonrasını bu davetçinin davetine kulak vermeyen kafirler düşünsün .Akıllarını başlarına alsınlar ve “Rabbi’sinden” tam bir yetki alan bu davetçinin karşısında hadlerni bilsinler.

“”Her kim Allah'ın davetçisine uymazsa bilsin ki, yeryüzünde Allah'ı aciz bırakacak değildir. Onun Allah'tan başka dostları da yoktur. İşte onlar apaçık bir sapıklık içerisindedirler.””Ahkaf/32

Allah bu ayette öylesine bir ültimaton veriyor ki,her kim islam davetsinin çağrısına uymassa diye başlıyor,siz kimi isterseniz bu mesajın içine dahil edebilirsiniz.Anne,baba, kardeş nemrutlar,firavunlar,feodeller,şeyhler,bu çağrının karşısında duran her kim varsa,hepsi bu ayetin mesajı kapsamına dahil edilirler.

İşte bu ayette ilk düşman (BERA) tanımı ortaya çıkmaya başlamıştır.Davetçi artık ilk düşmanını tanımaya başlamıştır.Ayetin sonraki cümlesine bakalım
Bu ne büyük bir şeref,bu ne büyük bir izzet,Allah islam davetçisini dost bildi, onu şereflendirdi.O halde islam davetçisi Allah’ın dostudur artık ona kafirlere tekrar dost olmak yakışmaz.Davetcin “Rabbi’si” ona bu ayetin ikinci cümlesinde dostu (VELA) kimdir ona öğretti.

Davetçi çağrısını yaparken içimizden birileri,belkide çok yakın birileri aynen şöyle diyebilmektedir:Sen bizi çağırıyorsun, ama ya bizim biat ettiğimiz (taptığımız) Şeyhlerimiz ne olacak,yada parti liderlerimiz,yada hahamlarımız,yada din adamlarımız,bu işe ne diyecekler bakalım,doğrusu biz sana güvenmiyoruz,sana karşı getirdiklerine karşı, kafamızda bir takım şüpheler var.
İşte insan oğlu bu.Yüce Allah’ın az önceki ültimaton niteliğinde ki çağrısını hemen de unutuverdi.

“”Şimdi bizi babalarımızın taptıklarına tapmaktan mı engelliyorsun?Biz, doğrusunu istersen bizi davet ettiğin şeyden kuşkulandıran bir şüphe içindeyiz."”Hud/62

İşte düşman (bera) kelimesi davetçinin kafasında iyice netleşiyor.”Rabbi’si “ona nasılda öğretiyor.Günümüz insanlarına bu ayet okunduğu zaman verdikleri cevab, bu ayet ile neden bu kadar örtüşüyor acaba? Noktasına, virgülüne kadar aynı.

Davetçilere adeta öfke kusarak bizim atalarımız, krallarımız, şehlerimiz, parti başkanlarımız,cemaat liderlerimiz bilmiyor da sizmi biliyorsunuz diyerek,içlerindeki müslümana karşı kin ve nefretlerini tüm benlikleri ile ortaya koymaktalar.

Davetçi artık çok rahat,çünki dostunu da düşmanını da tanımştır.”Rabbi’si” ona dostunu da düşmanını da öğretmiştir.Davetçinin bu çağrısına,babaları,anneleri,kardeleri herkim ki olumlu cevap vermez ise davetçiye düşen artık onlara Allah’ın ayetleri ile cevap vermesidir.

“”De ki: "Ben ancak Allah'a kulluk etmekle ve O'na şirk koşmamakla emrolundum. Ben O'na davet ediyorum, dönüşüm de O'nadır."” Rad/36

Davetçi dimdik,alnı açık,şerefli,izzetli bir duruş sergileyerek onlara ben Allah’ı dost edinmiş,onun yoluna baş koymuş ve sadece ona davet ederim, gerisi sizin karar verceğiniz bir meseledir.

Davetçi kendisine değil Allah’a davet etmekte peki ya Yahudiliye,hıristiyanlığa,partilere, fırkalara,hinduizme,budiizme,putperestliğe kullara kulluğa,fuhuşa,tefeciliğe,kadın tücarlığına,islama uymayan örflere adetlere, feodalizme,laikliğe,demokrasi safsatasına,hırsızlığa,dolandırıclığa tarikatlara, entrikalara,şerefsiliğe,haysiyetsizliğe çağıranlara ne demeli söylermisiniz.
İslammı demeli? Yoksa müslümanmı? yoksa yoksa Allah’ın dostumu? Ne demeli? Yok arkadaş yok,bu işte bir yanlışlık var,en iyisi biz yanlışın neresinden dönersek kardır hesabı,gelin hemen biz bu davetçinin yoluna uyalım,onun çağrısına kulak verelim,kafirleri asla dost edinmyelim.

Şerefi İzzeti onların yanında aramayalım.Çünki Şeref ve İzzet sadece ve sadece bu davetçinin “Rabbi’sinin” yanındadır.

“”Habibim, onların lafları seni üzmesin. Çünkü şan ve şeref bütünüyle Allah'ındır. O her şeyi işitiyor, hepsini görüyor.””Yunus/65

“”Her kim izzet istiyorsa bilsin ki izzet tamamıyla Allah'ındır. O'na hoş kelimeler yükselir, onu da salih amel yükseltir. Kötülükler kuranlara gelince, onlara şiddetli bir azab vardır. Onların tuzakları hep darmadağın olur.””Fatır/10

“”İblis: "Öyle ise izzet ve şerefine yemin ederim ki, ben onların hepsini mutlaka aldatır, saptırırım."”Sad/82

“”Diyorlar ki: "Andolsun, eğer Medine'ye dönersek, daha üstün olan, daha alçak olanı oradan mutlaka çıkaracaktır." Üstünlük, ancak Allah'a, O'nun elçisine ve müminlere mahsustur. Fakat münafıklar bilmezler.””Münafikun/8


Evet demekki İzzet ve Şeref Allah’ın yanındadır. Tağutların ve kafirlein yanında değil.Dost odur veli odur biz davetçinin “Rabbi’sini” eğer hiçe sayıp bu İzzet ve Şerefi başka yerde arar isek o halde biride çıkar derki ””cennet sizin neyinize ulan neyinize””

Kafirler birbirlerinin velileridirler. Siz bunu (birbirinize gerekli yardımı) yapmazsanız, yeryüzünde fitne ve büyük bir kargaşa olur." (Enfal: 8/73)

"Ey iman edenler! Müminleri bırakıp da kafirleri dost edinmeyin ..." (Nisa: 4/144)

"Kim izzet isterse, izzetin tamamı Allah'ındır ..." (Fatır: 35/10)
Onlardan bir çoklarının kafirleri dost edindiklerini görürsün. Nefislerinin kendilerine sunduğu şey ne kadar kötüdür. Allah onlara gazap etmiştir ve onlar, azap içinde daimidirler. Oysa ki Allah'a, nebiye ve ona indirilene iman etmiş olsalardı, kafirleri dost edinmezlerdi. Fakat onların çoğu fasıktırlar." (Maide: 5/80-81)
İbni Kesir de der ki:

"Bu söylenenler güzeldir. Çünkü yeryüzünde fesat, müminlerin kafirleri veli edinmeleriyle ortaya çıkar.
"... Oysa izzet Allah'a, Rasulü'ne ve müminlere aittir. Ama münafıklar bilmezler." (Münafikun: 63/8)

Şeyhülislam İbni Teymiyye diyor ki:

"Allah (c.c.), kendisine, Rasulü'ne ve ona indirilene imanı; kafirleri dost edinmemeye, onları veli tanımamaya bağlıyor. Onların veli edinilmesi durumunda ise, kişinin imandan çıkacağını haber veriyor. Zira, imanın varlığı şartlarının varlığına bağlıdır. Şartlar yerine getirilmediğinde ise iman yoktur. Bir kimse kafirlere dostluk gösteriyorsa, kendisinde iman yok demektir. Eğer imanlı olsaydı kafirleri dost edinmezdi."
İbni Sirin'den şöyle rivayet edilmiştir:

"Abdullah b. Utbe şöyle dedi:
'Biriniz farkında olmaksızın Yahudi ve hristiyan olmaktan sakınsın.' Biz onun Maide Suresinin 51. ayetini kastettiğini anladık." (İbn Ebu Hatim)

“”De ki: İşte benim yolum budur; basiret üzere Allah'a davet ediyorum. Ben ve bana uyanlar (işte böyleyiz). Ben Allah'ı tesbih ederim ve ben müşriklerden değilim””yusuf/108
Allaha emanet olunuz
 
M Çevrimdışı

mslmn

Üyeliği İptal Edildi
Banned
mecburen: 'Ali imran suresi 85,86,87,88,89. dörtbüyük imama göre ise mürtedin cezası ölümdür.En doğrusunu Allah bilir.' diye yazmışsın ama ben ayetlere baktım herhangi bir ölüm emri göremedim.

Kim İslâm'dan başka bir din ararsa ondan asla kabul edilmeyecek ve o ahirette de zarar edenlerden olacaktır. 85
İnandıktan, Peygamber'in hak olduğuna şehadet ettikten ve kendilerine açık deliller geldikten sonra, inkâra sapan bir milleti Allah nasıl doğru yola eriştirir? Allah zalimler güruhunu doğru yola iletmez. 86
İşte onların cezaları, Allah'ın, meleklerin, insanların hepsinin laneti onların üzerlerindedir. 87
Onlar bu (lanetin) içinde ebedî kalacaklardır. Kendilerinden ne bu azab hafifletilir, ne de yüzlerine bakılır. 88
Ancak bundan sonra tevbe edip kendini düzeltenler başka. Şüphesiz ki Allah, çok bağışlayan ve çok esirgeyendir. 89

Sadece lanet edildiğinden bahsediliyor ve bu lanetten kasıt da ebedi cehennem olarak gösteriliyor. ancak tevbe edenler de bunlardan ayrı tutuluyor. şimdi bu ayetlerden nasıl oluyor da mürtede ölüm cezası hükmü çıkarılabiliyor? hem her dinden çıkan sorgusuz sualsiz direkman idam mı edilir? adama sorulmaz niye döndün? diye..
 
B Çevrimdışı

burukanlar65

Üye
İslam-TR Üyesi
mslmn arkaşım o ayet numaraları aşağıaya kaymış o ayetleri sağlam iman hak din için vermişti bir sıra aşağı kaymış. konumuz mürdetlik olmadığı için detaylarına girmedim.

kafirleri dost edinme onlara şirin görünme konusunu işlemek istedim.

klavyemin e w r tuşları çalışmamaya başladı size cevabı daha uzun yazamıyorum.Çünkü şuan ekran klaviyesi kullanıyorum

 
B Çevrimdışı

burukanlar65

Üye
İslam-TR Üyesi
mecburen: 'Ali imran suresi 85,86,87,88,89. dörtbüyük imama göre ise mürtedin cezası ölümdür.En doğrusunu Allah bilir.' diye yazmışsın ama ben ayetlere baktım herhangi bir ölüm emri göremedim.

Kim İslâm'dan başka bir din ararsa ondan asla kabul edilmeyecek ve o ahirette de zarar edenlerden olacaktır. 85
İnandıktan, Peygamber'in hak olduğuna şehadet ettikten ve kendilerine açık deliller geldikten sonra, inkâra sapan bir milleti Allah nasıl doğru yola eriştirir? Allah zalimler güruhunu doğru yola iletmez. 86
İşte onların cezaları, Allah'ın, meleklerin, insanların hepsinin laneti onların üzerlerindedir. 87
Onlar bu (lanetin) içinde ebedî kalacaklardır. Kendilerinden ne bu azab hafifletilir, ne de yüzlerine bakılır. 88
Ancak bundan sonra tevbe edip kendini düzeltenler başka. Şüphesiz ki Allah, çok bağışlayan ve çok esirgeyendir. 89

Sadece lanet edildiğinden bahsediliyor ve bu lanetten kasıt da ebedi cehennem olarak gösteriliyor. ancak tevbe edenler de bunlardan ayrı tutuluyor. şimdi bu ayetlerden nasıl oluyor da mürtede ölüm cezası hükmü çıkarılabiliyor? hem her dinden çıkan sorgusuz sualsiz direkman idam mı edilir? adama sorulmaz niye döndün? diye..


İslama göre mürtedin hükmü ölümdür.bu konu alimler arasında tam bir ittafak konusudur.Onlar ehl-i kitap kategorsinde değil putperest müşrikler hükmünde değerlendirilmişlerdir.ihtilaflı olan konu irtidat etmiş kişinin islam tekrar dan kaç kez daha davet edileceğidir.

Kimi alimlere göre 1 defa bazı alimlere göre en 2 defa bazı alimlere göre dört defa islama davet edilirler.bu karşılık bulmadığı takdirde ölümüne hüküm verilir ve öldürülür.Bu konu bu bölümde mülaza yeri olmadığından detaylı girmeye gerek görmüyorum.Şunu unutmayalım bir müslümana Allah'ın dini hususunda delilsiz konuşması yakışık almaz anlatmak istediğim konu başka olduğundan detaylara girmemiştim.

Ehl-i kitap islam dini karşısında hukuk olarak imtiyazlı kılınmışlardır maide/5 kestikleri hayvanlar ve iffetli kadınları müslümanlara helaldır.Bu kaide diğer din mensupları için geçerli değildir.Fakat Allah millet olarak islam dışında kalan tüm din mensuplarını aynı kategoride değerlendirmiş küfür tek milletir diye buyurmuştur.

Kafirlik bakımından islam dışında kalan tüm toplumlar islam dinine göre aynıdır.Bu durum fert bazında ikili ilişkilerde farklılıklar arz edebilir,ancak karşındaki kişinin müslüman olmadığını bilerek şeytanı şiddetli kafirlere islama daha yakın kişilere günlük muamelelerinde farklı davranabilirler.

Örneğin Allah siz kendinize daha yakın hıristiyanları bulacaksınız diye buyurarak hıristiyanları yahudilerden birazcıkta olsa ayrı değerlendirmiştir.Bu durum kalıcı bir durum olmamakla beraber zaman ve koşullar gereği deşiklik gösterebilir.Değişmeyen tek şey yahudilerdir.Yahudiler tarih boyunca zalim içten pazarlıklı pislik olduklarından dolayı dünyanın gündemini sürekli meşkul etmişleridir
 
M Çevrimdışı

mslmn

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Yukarıdaki ayetlerden mürtedin cezasının ebedi lanet (cehennem?) olduğu yazıyor. tevbe etmesi de sözkonusudur. Şimdi neye göre cezası ölümdür? Hangi ayet, hadise göre? Allah'ın dininde delilsiz konuşmak doğru olmaz diyorsun da delil yok ortada. Neyse burada uzatmayalım. delillerle birlikte ayrı bir konu açarak açıklar mısın? olmadı özelden anlatır mısın?
 
M Çevrimdışı

Molla_efendi

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Yukarıdaki ayetlerden mürtedin cezasının ebedi lanet (cehennem?) olduğu yazıyor. tevbe etmesi de sözkonusudur. Şimdi neye göre cezası ölümdür? Hangi ayet, hadise göre? Allah'ın dininde delilsiz konuşmak doğru olmaz diyorsun da delil yok ortada. Neyse burada uzatmayalım. delillerle birlikte ayrı bir konu açarak açıklar mısın? olmadı özelden anlatır mısın?

Kardeş kafanda çok sorular var inşallah abu ibrahim kardeşe soru sor o sana guzeel şekilde cevap verir soru ve cevap bölümde soru sor cevap alırsın umarım
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Ana Sayfa Alt