Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Birçok Sorular - Ateist Şüphelerine Cevap

L Çevrimdışı

lekula

Üye
İslam-TR Üyesi
1. Dünyaya neden geldik? Ve neden acı çekiyoruz?
2. Bundan 999 x 999 x 999 x 999 ... milyar yıl önce Allah varmıydı? Ve neredeydi?
3. Kıyamet Allah unutulduktan sonra kopacaksa Allah'ı unutan kafirlerin çocuklarının günahı nedir?
4. Kıyamet Alametlerinden gerçekleşen olaylar var mıdır? Varsa nelerdir?
5. Evrimleşme yalansa Müslümandan daha fazla insan kendi yalanlarına neden inanıyor?
6. Ölümü bir son olarak görüyorum. Bu yüzden çok korkuyorum. Bu korkumu nasıl yenebilirim? Veya ölümün bir son olmadığını mantığımla nasıl açıklayabilirim?
7. %99'u Müslüman ülkede Allah'a inanabilmek kolay ancak Hristiyan, Budist, Yahudi veya farklı inançlara sahip ülkelerde İslam'a inanmak çok zor. Hatta inanmak istenmediği taktirde bu imkansız. Dinsiz insanlardan dünyaya gelen çocuğun günahı nedir?
8. Ben Müslüman olarak doğdum. Farklı bir din veya dinsizlik gibi bir arayışım kesinlikle yok. Çünkü dünyada seçilebilecek en doğru din İslam. Ancak bu inançların hepsi büyük bir yalansa? ya evrimleşme gerçekse?
9. Kur'an ebedi cehennemden bahseder. Korkunç azaplar korkunç işkenceler yer alır. Ben bir insan olarak karşımdaki ne kadar kötüde olsa bu azaplara uğramasını istemem. Biz dünyaya kendi rızamız ile gelmedik bunun için neden Allah inanan ve inanmayan diye ayırıp inanmayanları ateşte yakar? İstese kimsenin ceza almayacağı herkesin kendisine ibadet edeceği bir düzen kuramazmıydı?
10. Allah'ın isimleri nerede yazar?
11. Hayata bir kere geldik engelli doğanların fakir doğanların ne suçu var? Ayrıca Müslüman ülkelerin geneli neden hep fakir?
12. Acaba insanlar ölüm gerçeğini unutmak veya korkularını yenmek için dinleri çıkarmış olabilirlermi?
13. Kur'an a abdestsiz ellemek günah diye biliyorum. Ancak bir videoda Kuran'ı yırtıyor, üstüne basıyor ve yakıyordu. Allah neden müdahale etmiyor? Neden insanlara kapı açmıyor ona inanmamız ve varlığından şüphe etmememiz için?
14. Allah'ı tanımak istiyorum ama ''ne bir cisim ne de bir madde'' deniyor. Adeta yokluğu anlatıp varlığına inanıyorlar. Ben Allah'ın nasıl olduğunu mantığımla nasıl cevaplayabilirim?
15. İnsan öldükten sonra bile süreç bilimsel olarak işliyor. Ceset zamanla çürüyor ve hiç kemik kalmıyor. İnsanlar yok olamayı akıllarından çıkartmak için ruh diye bir kavram çıkartmış olabilirlermi?
16. Bu soruya özür dileyerek başlıyorum, dinde zina büyük bir günah. Ancak pornografik filmlerde zina eden kadınlar veya erkekler ne boyutta günah işliyorlar? Kimi insan çalışır inanır 5 kazanır, bunlar ise çalışmaz inanmaz hem zevk alır hemde kat kat mislisini kazanır. Bu nasıl adalettir? Kimse dünyayı kazanamaz herkes elbet ölür ancak ölümden sonrası ya yoksa? diye kendi kendime sorup duruyorum.
17. Allah neden birçok din yaratıp dilediğini yoldan saptırıp dilediğini yola sokar ve bunun sonundada hiçbir gözün ve kulağın işitmediği derecede azap ve işkence uygular? Ve bunu Kur'an da açıkça söyler?
18. Allah'ın gücü sonsuz ise neden kendini açıkça gösterip veya varlığını mucizelerle ispatlayıp herkesi neden Müslüman yapmaz. Peygamber ve kitaplar ile kendisinin varlığını inandırmak ister? Ve bunun sonunda neden azap verir?
19. Her din her kimse farklı farklı şeyler söylüyor ben Allah'a inanmak istiyorum. Zaten inanmayıp yokluğa inanacak kadar hasta değilim. Ama sizi İslam dininde en çok ne etkiliyor? İşte bu gerçekler diyebileceğiniz bir kanıt varmı?
20. İslam ve diğer dinlerin savaşı hakkında mesela din için savaşçak iki taraf bir taraf diyor benim dinim doğru diğer taraf diyor benim dinim doğru ve savaşıp birbirlerini öldürüyorlar şimdi Allah haksız tarafa kendini belli etseydi hiç savaş olmadan sorun çözülcekti ama Allah savaşmayı mı seçiyor?
21. Hiçbir şeye ihtiyacı olmayan bir ilah, durup dururken bir canlı yaratıp o canlılara, aynı onlar gibi bir canlıyla ulaşıp kanıt olarak kendini göstermeyip inanmayanları ateşin milyonlarca katı sıcaklıkta sonsuza dek yakması bana çok kötü geliyor tamam aklımızı kullanıp bulmamız lazım diyelim fakat insana saçma gelen şeyler olabilir yani Allah bir türlü dinlere inanamadığını hangisi doğru din olduğu yada dinlerin gerçek olup olmadığını düşünüp araştırıp bir türlü ulaşamayan bir kulu ondan yardım istediği zaman ona ulaşması yardım etmesi gerekmez mi? Onu geçtim Allah kendini bile gösterse ve bir insan inanmasa bile sonsuza kadar ateşin milyonlarca katı sıcaklıkta yanmak çok korkunç bir şey merhametli iyi bir Allah neden bu kadar kızgın?
22. İslam hoşgörü diniyse neden kölelik, el kesme cezaları, dinden çıkanı öldürme cezası, kadınları taşlama, erkek dört kadın alabildiği halde kadının erkeğin üstündeki pisliği yalayarak temizlese bile hakkını ödeyemeyecek kadar düşürülmesi vb. şeyler var?
23. Neden dünya kötü yani bir çok insan var çok acı çekiyor manevi olsun ( yakını ölür biriyle küsken ölür vs.) fiziksel olarak olsun ( sakatlık, körlük, ölüm vs.) . neden bir sınavdayız bu sınavda çok büyük acılarla ölçülüyoruz biz deney, oyuncak falan mıyız yani yazık değil mi insanlara sınav için çok büyük acılar çekiyolar akıl almaz acılar ben Allah olsam böyle yapmazdım şimdi ben Allah'tan daha mı merhametliyim?
24. Şimdi düşünsenize dünyanın %99 u en az birkere olsun o milyonlarca kat fazla sıcak olduğu denilen ateşi heryerinde uzunca bir süre hissetçek bu çok feci bir şey değil mi? yani kendini gösterse sadece bir kişiye değilde her insana ulaşsa insanlar korkup dediklerini yapıcaklardı fakat kendini göstermiyor ve sadece bir kişiye ulaşıp diğerlerinin ona inanmasını bekliyor ve inanmayanları bu kadar feci yakıyor?


- Elimden geldiği kadar açıkça konuşmaya çalıştım. Açık açık sordum ve aynı şekilde cevaplar istiyorum. Yanlış birşey yazdıysam affola. Her soruya cevap vermeyip bilginizin en üst olduğu sorulara cevap vermenizi rica ediyorum. Her sabah uyandığımda (NEDEN?) yaşıyoruz sorusunu sormaktan her akşam uyumadan önce (ya ölüm yokluksa) diye sormaktan bıktım. Hem hayattan soğudum hemde yok olmak beni çok korkutuyor. Zor durumdayım yardımlarınız için şimdiden teşekkür ederim.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
lekula;262118' Alıntı:
1. Dünyaya neden geldik? Ve neden acı çekiyoruz?
C 1- Dünyaya gelmemiz kendi seçimimizde değil , bizi yaratan Allah (c.c.)nin takdiri iledir. Sebeb olarak da şöyle buyurmuştur :
"Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım." (Zariyat 56)



lekula;262118' Alıntı:
2. Bundan 999 x 999 x 999 x 999 ... milyar yıl önce Allah varmıydı? Ve neredeydi?

C 2- O, evvel ve âhir, zahir ve bâtındır. O her şeyi bilir.“ (Hadid 3)

"Allahım! Sen evvelsin, senden önce olan yoktur; sen âhirsin, senden sonra da hiçbir şey yoktur. Sen zahirsin, senden daha açık ve üstün olan yoktur; sen bâtınsın, senden daha gizli ve senden öte hiçbir şey yoktur..."
(Muslim, Zikr 61; Tirmizî, Da'avât 19)

Ashab'tan Ebu Razîn anlatıyor:
"Ben: "Ey Allah'ın Rasulu! Rabbimiz, mahlukatı yaratmadan önce neredeydi?" diye sordum.
"Allah mahlukatı yaratman önce bir 'AMA'da idi. Amanın altında da hava, üstünde de hava vardı. Sonra Arşını su üzerinde yarattı." diye cevap verdi."
(Ahmed b. Hanbel; IV/11-12; Tirmizî, Tefsir, 12; İbn Mace, Mukaddime,13)


lekula;262118' Alıntı:
3. Kıyamet Allah unutulduktan sonra kopacaksa Allah'ı unutan kafirlerin çocuklarının günahı nedir?

C 3- Kıyametin Günü ve Kimler Üzerine Kopacağı ?

Musluman ve Muşriklerin Küçük Yaşta Ölen Çocuklarının Ahiretteki Durumu ?

lekula;262118' Alıntı:
4. Kıyamet Alametlerinden gerçekleşen olaylar var mıdır? Varsa nelerdir?

C 4- Kıyamet alametleriyle ilgili pek çok hadis vardır ve bunların bir kısmı sahih kaynaklarda da yer almıştır. Bu hadislerden birinde on alametten söz ediliyor. Bunlar:
1. Ortalığı kaplayacak ve insanlara zarar verecek bir duman,
2. Deccal,
3. Dâbbetu'l-ard (yer canavarı veya yaratığı),
4. Güneşin Batı'dan doğması,
5. Hz. Îsâ'nın (a.s.) inmesi,
6. Ye'cûc ve Me'cûc adı verilen yaratıkların yeryüzüne yayılmaları,
7-8-9. Doğuda, batıda ve Arab Yarımadasında üç büyük toprak hareketi (çökme olayı),
10. Yemen taraflarından başlayacak bir ateş kümesi
(Muslim, Fiten, 39 vd.).

Bu hadiste geçen alametlere başka hadislerde birkaç tanesi daha ilave edilmiştir.
Ebu Davud ve Tirmizi'nin Sünen'lerinde yeralan bazı hadislere göre Mehdî'nin çıkması da Kıyâmet'in büyük alametlerindendir.

(Sunen-i Tirmizî, IV, s.1-93; Sünen-i Ebu Davud, N. Şr. M.Abdul Hamid IV, 100, 106)

Kıyametin(Bazısı Gerçekleşen) Küçük alametleri ise şunlardır :
a) İnsanların bina yapmakta birbiriyle yarışmaları (Buhârî, Fiten, 25; Tecrid-i Sarih Terc; 1/58)
b) İnsanların ölümü temenni etmeleri (Buharî, Fiten, 25; Muslim, Fiten, 53-54)
c) Câriyenin efendisini doğurması (Muslim, İmân, 1).
d) Hicaz'da bir ateşin çıkarak Busra'da (Şam yakınlarında bir yer) develerin ayaklarını aydınlatması
(Buhârî, Fiten, 24; Muslim, Fiten, 42).
e) Fırat nehrinin sularının çekilerek, nehir yatağından altın çıkması (Muslim, Filen, 29-31).
f) İkisi de hak iddiasında bulunan iki büyük İslâm ordusunun birbiriyle savaşması
(Buhâri, Fiten, 25; Muslim, Fiten, 17).
g) İslâmî ilimlerin ortadan kalkması, cehaletin artması
(Buhârî, Fiten, 4).
h) Depremlerin çoğalması
(Buhârî, Fiten, 25).
ı) Zamanın yaklaşması, gece ile gündüzün eşit olması
(Buhârî, Fiten, 25).
i) Cinâyetlerin çoğalması, fitnelerin zuhur etmesi
(Buhârî, Fiten, 4; Muslim, Fiten, 18).
j) Yahudilerle Müslümanların savaşmaları, Müslümanların Yahudileri öldürmesi (Tecrid-i Sarih Tercümesi, VIII, 341; Muslim, Fiten, 79-82).
k) Zinanın açıkça işlenmesi, içki tüketiminin artması, kadınların çoğalıp erkeklerin azalması (el-Ali en-Nâsif Tac, 5/335).
l) Kahtân'dan bir kişinin çıkarak, insanları asâsı ile sevketmesi
(Buhârî, Fiten, 23).


lekula;262118' Alıntı:
5. Evrimleşme yalansa Müslümandan daha fazla insan kendi yalanlarına neden inanıyor?

C 5- İslam, evrimi reddeder! Kafirlerin evrim yalanlarına inanması, Allah'a (tam) iman etmemelerinden kaynaklanmakta, şeytan onlara pisliklerini süslü gösterdiğindendir!

" Bir zamanlar Rabb'in meleklere: "Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" demişti. (Melekler): "A!.. Orada bozgunculuk yapacak ve kan dökecek birisini mi yaratacaksın? Oysa biz seni överek tesbih ediyor ve seni takdis ediyoruz" dediler. (Rabb'in): "Ben sizin bilmediklerinizi bilirim." dedi." (Bakara 30)


"Kendi içlerinde hiç düşünmediler mi ki, Allah göklerde, yerde ve bu ikisi arasında bulunan her şeyi ancak hak ile ve belirlenmiş bir süre için yaratmıştır? Gerçekten insanların çoğu, Rablerine kavuşmayı inkâr etmektedirler." (Rum 8)

"Doğrusu Allah katında İsa'nın (yaratılışındaki) durumu, Âdem'in durumu gibidir; onu topraktan yarattı, sonra ona "ol!" dedi, o da oluverdi." (Al-i İmran 59)


lekula;262118' Alıntı:
6. Ölümü bir son olarak görüyorum. Bu yüzden çok korkuyorum. Bu korkumu nasıl yenebilirim?
Veya ölümün bir son olmadığını mantığımla nasıl açıklayabilirim?

C 6- Öldükten sonra dirilmeyi / ahirati inkar etmek kafirlerin inançlarındandır.
"Yaratılışını unutarak bize bir de mesel fırlattı: "Kim diriltecekmiş o çürümüş kemikleri?" dedi - De ki: "Onları ilk defa yaratan diriltecek ve o her yaratmayı bilir." (Yasin 78-79)

"
Kıyamet ise şüphesiz gelecek ve muhakkak ki Allah bütün kabirlerde olan kimseleri tekrar diriltecektir."(Hacc 7)

"
Size (ilk defa) hayat veren, sonra öldürecek olan, sonra da yeniden diriltecek olan O'dur. İnsan gerçekten pek nankördür." (Hacc 66)

"Allah ölüleri diriltecek ki, o kâfirlerin, hakkında ihtilaf ettikleri şeyi onlara açıkça göstersin ve bunu inkâr edenler kendilerinin yalancı olduklarını bilsinler." (Nahl 39)
Pek çok peygamberin kavimlerinde bu tür sapkınlardan bulunanlar mevcuttu.

"Yusuf dedi ki: "Size yiyecek olarak verilecek bir yemek gelmeden önce onun tabirini size bildiririm. Bu, Rabbimin bana öğrettiği ilimlerdendir. Çünkü ben Allah'a inanmayan ve ahireti inkâr eden bir kavmin dinini terkettim." (Yusuf 37)

Ölüm, musluman için son değildir, aksine ölüm sonsuzluğun startıdır. Bu hâl, ahirati inkar eden kafirler içinde aynı durum söz konusudur.

"Allah onlara, altından ırmaklar akan cennetler hazırladı. İçlerinde ebedi kalacaklar. İşte o büyük kurtuluş budur." (Tevbe 89)


"İnkâr eden ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte onlar cehennem ehlidirler. Orada ebedi kalacaklardır. Ne kötü gidilecek yerdir orası! " (Teğabun 64)

lekula;262118' Alıntı:
7. %99'u Müslüman ülkede Allah'a inanabilmek kolay ancak Hristiyan, Budist, Yahudi veya farklı inançlara sahip ülkelerde İslam'a inanmak çok zor. Hatta inanmak istenmediği taktirde bu imkansız. Dinsiz insanlardan dünyaya gelen çocuğun günahı nedir?

C 7- Kendisine peygamber gönderilen ve din/kitabı tahrif olunanana kadar O din üzerine muvahhid olarak kalanlar da mu'mindir. Fakat kendisinden sonra gelen din olduğu halde hala muharraf dini üzerine kalmanın bir faydası yoktur. Kendilerine peygamber gönderildiğini gördükleri halde yine de küfürlerinde kalmaya devam edenler olmuştur.
Günümüzde halkının çoğu kafirlerden oluşan ülkelerin vatandaşlarından oluşan toplumlarda doğan çocuklar; Allah (c.c.) adaleti gereğince buluğ -akil baliğ çağına erişinceye kadar günahları kaydedilmeyecektir. Ergenlik çağına gelen her akıl sahibi insan, iyi ve kötüyü, doğru ve yanlışı ayırt edip etmemesinden, Allah (c.c.) birlemesinden, dinini araştırmaktan ve şirkten berî olmakla mukelleftir.


"Şimdi Rabbinden sana indirilenin gerçekten hak olduğunu bilen bir kimse, kör olan bir kimse gibi olur mu? Fakat bunu ancak üstün akıllı ve temiz vicdanlı kimseler idrak ederler." (Ra'd 19)

"O kâfirlerin hali, sadece bir çağırma veya bağırmadan başkasını işitmeyerek haykıranın haline benzer; onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler, akıl da etmezler
." (Bakara 171)

"Şubhesiz göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar şeylerle denizde akıp giden gemide, Allah'ın yukarıdan bir su indirip de onunla yeri ölümünden sonra diriltmesinde, diriltip de üzerinde deprenen hayvanları yaymasında, rüzgarları değiştirmesinde, gök ile yer arasında emre hazır olan bulutta şüphesiz akıllı olan bir topluluk için elbette Allah'ın birliğine deliller vardır." (Bakara 164)

"Namaza çağırdığınız zaman, onu alay ve eğlence konusu yaparlar. Bu onların, akıllarını kullanmayan bir toplum olmalarından dolayıdır." (Maide 58)
"Ey kavmim! Bu iş için sizden bir ücret istemiyorum. Benim ecrim ancak beni yaratana aittir. Artık akıllanmayacak mısınız?" (Hud 51)

Küfür diyarlarının kafir sakinlerinin çocukları olarak doğdukları halde ilerki yaşlarında, İslam'ı araştırıp musluman olan pek çoktur. Yine halkından muslumanların daha çok olduğu ülkelerin musluman anne babadan doğmuş olduğu halde, kafr olan da pek çoktur. Tüm bunlar, Allahın dilemesi ve kişilerin kendi cuz-i iradeleriyle araştırıp, seçmeleri sonucudur. Üstelik tüm insanlar, ilk misakta Allah (c.c.)yi tasdik etmişlerdir.

"Bir de Rabbin, Âdemoğullarından, bellerindeki zurriyetlerini alıp da onları kendi nefislerine şahid tutarak: Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" dediği vakit, "pekâlâ Rabbimizsin, şahidiz" dediler. (Bunu) kıyamet günü "Bizim bundan haberimiz yoktu." demeyesiniz diye (yapmıştık)." (A'raf 172)


lekula;262118' Alıntı:
8. Ben Müslüman olarak doğdum. Farklı bir din veya dinsizlik gibi bir arayışım kesinlikle yok. Çünkü dünyada seçilebilecek en doğru din İslam. Ancak bu inançların hepsi büyük bir yalansa? ya evrimleşme gerçekse?

C 8- "O hak, Rabbindendir. Artık şubheye düşenlerden olma sakın!" (Bakara 147 ; Al-i İmran 60)

"Kendinden başka ilah olmayan Allah, sizi kıyamet gününde mutlaka biraraya toplayacaktır. Bunda asla şüphe yoktur. Allah'tan daha doğru sözlü kim olabilir?" (Nisa 87)

lekula;262118' Alıntı:
9. Kur'an ebedi cehennemden bahseder. Korkunç azaplar korkunç işkenceler yer alır. Ben bir insan olarak karşımdaki ne kadar kötüde olsa bu azaplara uğramasını istemem. Biz dünyaya kendi rızamız ile gelmedik bunun için neden Allah inanan ve inanmayan diye ayırıp inanmayanları ateşte yakar?
İstese kimsenin ceza almayacağı herkesin kendisine ibadet edeceği bir düzen kuramazmıydı?


C 9- Allah (c.c.) Rahman ve Rahim ismi şerifi gereğince çok merhamet sahibidir. Aynı zamanda el Adl ismi gereğince Adalet sahibidir. Hiç yokken kullarını "kendisine ibadet için yaratmış", içlerinden kendilerine uyulması için uyarıcı elçiler göndermiş, kendilerini cennet ve cehennemle ikaz etmiştir. Kimse Allah (c.c.)nin Rahmetini ve Adaletini sorgulayamaz.
Siz bir öğretmen olsanız, öğrencilerinize aylarca ders verip, anlatsanız ve öğrencileriniz arasında dersi dinleyen ile derste sizi kâ'le almayıp uyuyan ya da; imtihan ettiğiniz halde sınavı geçemeyen öğrencilerinizi, dersini tam çalışıp yapan, sınavdan geçen öğrencileri; birbirinden farklı tutmaz mısınız? Dersini tam yapanların suçu ne? Sizin yaptığınız Adalet mi, dalalet mi olur?

"Biz gök ile yeri ve aralarındaki şeyleri, boş bir eğlence için yaratmadık. - Eğer bir eğlence edinmek isteseydik, elbette onu katımızdan edinirdik. Yapacak olsaydık öyle yapardık." (Enbiya 16 - 17)

" Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüz sopa vurun; Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah dini(ni tatbik) hususunda sizi sakın acıma duygusu kaplamasın! Mu'minlerden bir grup da onlara uygulanan cezaya şahid olsun." (Nur 2)

"Hâlâ Allah'a tevbe edip O'ndan af dilemiyorlar mı? Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir" (Maide 74)

"İşte bu bir öğüttür. Artık dileyen Rabbine bir yol tutar." (Muzzemmil 19)
"Biz kıyamet günü için doğru teraziler kurarız; hiçbir kimse hiçbir haksızlığa uğratılmaz. Yapılan amel, bir hardal tanesi ağırlığınca da olsa, onu getirir (tartıya koyarız.). Hesap görenler olarak da biz kâfiyiz." (En'am 152)


lekula;262118' Alıntı:
10. Allah'ın isimleri nerede yazar?

C 10- Kur'an-ı Kerim'de Allah (c.c.)nin isimlerinin bazıları geçmektedir. Hadis-i şeriflerde ise Esma-ul Husna adı verilen Allah (c.c.)nin 99 ismi celil-i bildirilmiştir.

"De ki: İster "Allah" deyin, ister "Rahmân" deyin, nasıl çağırırsanız çağırın. En güzel isimler O'nundur. Namazında sesini pek yükseltme, çok da gizli okuma, orta yolu seç." (İsra 110)


"En güzel isimler Allah'ındır. Allah'a bu isimlerle dua ediniz" (A'raf Sûresi, 180)

"......Sufyân ibn Uyeyne tahdîs edip şöyle dedi: Biz bu hadîsi Ebu'z-Zinâd'dan; o da Ebû Hurayra (r.anh)'den; o da Peygamber (s.a.v.)'den rivayet olarak ezberledik. Peygamber (s.a.v.):
— "Allah'ın doksandokuz, yânî bir mustesna olmak üzere yüz ismi vardır. Bunları ezber eden herbir kişi muhakkak cennete girer. Yüce Allah tek'tir, tek olanı sever" buyurmuştur "
(Buhari, Dua, 68. bab, Hadis no : 103; Muslim, Zikir, Bab 2, Hadis no : 2677)

"Şubhesiz, Allah'ın doksan dokuz, yüzden bir eksik ismi vardır. Muhakkak Allah tektir, tek olanı sever. Kim o doksan dokuz ismi sayarsa veya ezberlerse Cenab-ı Hak onu Cennetle mukâfatlandırır."
(İbni Mâce, Dua 10; Tirmizî, Dua 83)

Ebû Hurayra (r.anh)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
Allah’ın doksan dokuz ismi vardır. Kim bunları öğrenir ve hayatı boyunca Allah’ı bu şekilde tanıyarak yaşar ve hayatını bu iman ve yaşayış üzere bitirirse inşallah Cennete girer.”
O Allah ki Ondan başka gerçek ilah yoktur ancak o vardır. O dünyada herkese ahirette ise sadece mu’minlere acıyıp şefkat edendir.

(Bu 99 ismi; manzum tercemesiyle veriyoruz ki Müslümanlar kolayca ezberleyip Allah’ı iyi bilisinler diye…)

Buhârî ve Muslim’de isimler sayılmaksızın, Tirmizî, Deavât, 86 ve İbn-i Mâce, Duâ, 10 da 99 isim sayılarak rivayet edildiğine göre; “Allah’ın 99 ismi vardır. Kim bunları öğrenir (hayatı boyunca Allah’ı bu şekilde tanıyarak yaşar ve hayatını bu iman ve yaşayış üzere bitirirse inşaallah) Cennete girer.”


اَللَّهُ
Allah, O'ndan başka yoktur tapacak
En güzel isimler, O'nundur ancak.


اَلْوَكِيلُ - اَلْقَوِىُّ
Vekîl'dir, daima kulun vekili.
Kavî'dir, işi pek güçlü, kuvvetli.


اَلرَّحْمَنُ – اَلرَّحِيمُ
Rahman'dır, esirger, merhametlidir.
Rahim'dir, kuluna pek rahmetlidir.


اَلْمَتِينُ - اَلْوَلِىُّ
Metîn'dir, sarsılmaz pek metanetli.
Velî'dir, mevlâ'dır, ne güzel velî.


اَلْمَلِكُ – اَلْقُدُّوسُ
Melik'dir, mülk O'nun varlık O'nundur.
Kuddûs'tür, eşsizlik, birlik O'nundur.


اَلْحَمِيدُ – اَلْمُحْصِى
Hamîd'dir, her işi yerinde, yüce.
Muhsî'dir, saymıştır, nasıl ve nice.


اَلسَّلاَمُ – اَلْمُؤْمِنُ
Selâm'dır, selâmet, saadet O'ndan.
Mûmin'dir, hidayet emniyet O'ndan.


اَلْمُبْدِئُ – اَلْمُعِيدُ
Mubdî'dir, her işin başıdır, başlar.
Muîd'dir, her işi tekrar O işler.


اَلْمُهَيْمِنُ – اَلْعَزِيزُ
Muheymin, gözeten, denetleyen O.
Aziz'dir, şerefli, şeref veren O.


اَلْمُحْيِى - اَلْمُمِيتُ
Muhyî'dir diriltir, hayat bahşeder.
Mûmît'dir, öldürür ve helak eder.


اَلْجَبّاَرُ
Cebbâr'dır, her derdin çaresi O'ndan.
Çıkmaya çare yok, buyruklarından.


اَلْحَىُّ - اَلْقَيوُّمُ
Allah'ım bir Hayy'dir, daim sağ ölmez.
Kayyûm'dur hiç bir şey O'nsuz sağ olmaz.


اَلْمُتَكَبِّرُ
Büyüklük O'nundur, O mütekebbir.
Bir Allah, en büyük demektir tekbir.


اَلْواَجِدُ - اَلْماَجِدُ
Vâcid'dir, ezeli, ebedi vardır.
Mâcid'dir, mecidle anlamı birdir.


اَلْخاَلِقُ – اَلْباَرِئُ
Hâlık'tır, yarattı, yoktan var etti.
Bârî'dir, düpdüzgün yaptı, düzeltti.


اَلْواَحِدُ - اَلصَّمَدُ
Vâhid'dir, birdir O, başka İlah yok.
Samed'dir, eşsizdir, gayrine âh yok.


اَلْمُصَوِّرُ
Musavvir, her şeye bir suret vermiş.
Sanatını gözler önüne sermiş.


اَلْقاَدِرُ - اَلْمُقْتَدِرُ
Kâdir'dir, herşeyin üstüne gider.
Muktedîr, her işi yapar, alteder.


اَلْغَفّاَرُ – اَلْقَهّاَرُ
Ğaffâr'dır, bağışlar, eksiği kapar.
Kahhâr'dır, kahreder ne yapar, yapar.


اَلْمُقَدِّمُ - اَلْمُؤَخِّرُ
Mukaddim, isterse öne alır O.
Muahhir, isterse sona alır O.


اَلْوَهّاَبُ – اَلرَّزاَّقُ
Vehhâb'tır, hep verir, hep karşılıksız.
Razzâk'tır, mahlûku komaz rızıksız.


اَلأَوَّلُ – اَلآخِرُ
Evvel'dir, ilk O'dur, yoktur öncesi.
Ahir'dir son O'dur, yoktur sonrası.


اَلْفَتّاَحُ – اَلْعَلِيمُ
Fettâh'tır, yol açar kapılar açar.
Alîm'dir, bilendir sonsuz ilmi var.


اَلظّاَهِرُ - اَلْباَطِنُ
Zâhir'dir, en üstün O'ndan üste yok.
Bâtın'dır, en gizli O'ndan berî yok.


اَلْقاَبِضُ – اَلْباَسِطُ
Kâbız'dır, dilerse sıkar, dar eder.
Bâsıt'tır, bol verir, yoğu var eder.


اَلْواَلِى - اَلْمُتَعاَلِى
Vâlî'dir, üstlenir, destekler kulu.
Muteâlî O'dur, yüksek ve ulu.


اَلْخاَفِضُ – اَلرّاَفِعُ
Hâfız'dır, indirir, alçaltır aman.
Râfı'dir, bindirir, yüceltir heman.


اَلْبَرُّ - اَلتَّوّاَبُ
Berr'dir, kaplamıştır lutfu her yeri.
Tevvâb, kabul eder, tüm tevbeleri.


اَلْمُعِزُّ – اَلْمُذِلُّ
Muîz'dir, yükseltir izzetler verir.
Muzil'dir, alçaltır, zilletler verir.


اَلْمُنْتَقِمُ – اَلْعَفُوُّ
Muntakîm, intikam alır, bırakmaz.
Afuv'dür, yalvarsan affeder, bakmaz.


اَلسَّمِيعُ – اَلْبَصِيرُ
Semi'dir, herşeyi duyar, işitir.
Basîr'dir, herşeyi görür, gözetir.


اَلرَّؤُوفُ – ماَلِكُ الْمُلْكِ
Raûf'dur, şefkati, merhameti çok.
Mâliki'l-Mülk'tür O, mülk de ortağı yok.


اَلْحَكَمُ – اَلْعَدْلُ
Hakem'dir, söz O'nda, her sözü hikmet.
Adl, işi adalet, sözü adalet.


ذُوالْجَلاَلِ وَاْلاِكْراَمِ
O'dur zu'l-Celâli ve'l-İkrâm mevlâ.
Yücelik ve İhsan hep O'ndan ola.


اَللَّطِيفُ – اَلْخَبِيرُ
Latîf'tir, lutfeder, pek ince bilir.
Habîr'dir, her şeyden haberdar olur.


اَلْمُقْسِطُ - اَلْجاَمِعُ
Muksit'tir, Âdildir, her işi denge.
Câmî'dir, toplayan belli bir güne.


اَلْحَلِيمُ – اَلْعَظِيمُ
Halîm'dir, hiç ivmez, hep verir mühlet.
Azîm'dir, sadece O'nun azamet.


اَلْغَنِىُّ - اَلْمُغْنِى
Ğanîy'dir, değildir bir şeye muhtaç.
Muğnî'dir, O'ndandır bütün ihtiyaç.


اَلْغَفُورُ – اَلشَّكُورُ
Ğafûr'dur, bağışlar, örter, affeder.
Şekûr'dur, hak bilir, azı çok eder.


اَلْماَنِعُ
Manî'dir, engeller her ne isterse.
Veremez hiç kimse, O bir keserse.


اَلْعَلِىُّ – اَلْكَبِيرُ
Alîy'dir, en üstün, en yüksek O'dur.
Kebîr'dir, en büyük, en büyük O'dur.


اَلضّاَرُّ - اَلنّاَفِعُ
Zârr'dır, zararına engel olunmaz.
Nafi'dir, faydasından uzak kalınmaz.


اَلْحَفِيظُ – اَلْمُقِيتُ
Hafîz'dir, O kollar, O bekler durur.
Mukît'tir, herşeyin hakkını korur.


اَلنُّورُ - اَلْهاَدِى
Nûr'dur, nasıl nûrdur asla bilinmez.
Hâdî'dir, O'nsuz hiç bir şey bulunmaz.


اَلْحَسِيبُ – اَلْجَلِيلُ
Hasîb'tir, hesablar ve hesab sorar.
Celîl'dir en yüce, en yüce O var.


اَلْبَدِيعُ - اَلْباَقِى
Bedî'dir, herşeyi yoktan var kılan.
Bâkî'dir, ebedi kalacak olan.


اَلْكَرِيمُ – اَلرَّقِيبُ
Kerîm'dir, pek cömert, ikram edici.
Rakîb'dir, görücü, hem gözetici.


اَلْواَرِثُ
Vâris'dir, herşeyin mirası O'nun.
Burası O'nundur, orası O'nun.


اَلْمُجِيبُ – اَلْواَسِعُ
Mucîb'dir, karşılık verir duâya.
Yalvar her şeyi bol, Vâsî Mevlaya.


اَلرَّشِيدُ - اَلصَّبوُرُ
Raşîd'dir, gösterir ve eriştirir.
Sabûr'dur, sabırlı hep fırsat verir


اَلْحَكِيمُ – اَلْوَدُودُ
Hakîm'dir, her sözü, her işi doğru.
Vedûd'dur, sevilir, sever kulunu.


اَلْمَجِيدُ – اَلْباَعِثُ
Mecîd'dir, şanlıdır, pek şereflidir.
Bâis'dir, ruh verir, elçi gönderir.


اَلشَّهِيدُ – اَلْحَقُّ
Şehîd'dir, her şeye şâhiddir Allah.
Ezelî, ebedî tek Hak'dır Allah.

(Tirmizi, Dua, Bab 83, hadis no : 3507; İbn-i Mâce, Duâ: 10 (Terc. 10/48)

Tirmizî: Bu hadis garibdr.
Pek çok râvî bu hadisi bize Safvân b. Salih’den rivâyet etmiştir. Bu hadisi sadece Safvân’ın rivâyetiyle bilmekteyiz. Hadisçiler yanında güvenilen bir kişidir. Bu hadis aynı zamanda değişik şekilde Ebû Hurayra’dan rivâyet edilmiştir. Pek çok rivâyetler içinde Esma-ul Hüsna’nın isimlerinin sayıldığını sadece bu hadisle bilmekteyiz.
Adem b. ebî İyas bu hadisi başka bir senedle yine Ebû Hurayra’den zikrederek Allah’ın isimlerini zikretmiştir. Fakat rivâyetin senedi sağlam değildir.


lekula;262118' Alıntı:
11. Hayata bir kere geldik engelli doğanların fakir doğanların ne suçu var? Ayrıca Müslüman ülkelerin geneli neden hep fakir?

C 11- Kişinin engelli olarak doğması ya da sonradan engelli /sakat kalması ilahi takdirin gereğidir. Bunda nice hikmetler vardır ki bunu net olarak ancak ahiratta göreceğiz. Fakat kişi başına gelen musibetlere güzelce sabredib, isyan etmemesi durumunda imtihanı kazanır, günahlarına kefarat olur ve ahirattaki dereceleri yükselebilir. Bu sebeble ilk baştan kötü gibi gözüken bir hadise, sonu itibarıyla hayırlı/güzeldir. Bu durumu baştan fark edemeyişimiz, Allah (c.c.)nin Adalet sıfatına halel getirmez.

"Savaş size farz kılındı, gerçi o size hoş gelmez. Olabilir ki siz, bir şeyden hoşlanmazsınız; oysa ki o sizin için bir hayırdır. Yine olabilir ki, siz bir şeyi seversiniz, oysaki o sizin için bir kötülüktür. Allah bilir, siz bilmezsiniz." (Bakara 216)

"Hâlâ bilmediler mi ki; Allah, rızkı dilediğine açar ve kısar. Şubhesiz ki bunda iman edecek bir kavim için nice ibretler vardır." (Zumer 52)


lekula;262118' Alıntı:
12. Acaba insanlar ölüm gerçeğini unutmak veya korkularını yenmek için dinleri çıkarmış olabilirlermi?

C 12- Kurayş'lı muşrikler, ahirata inanmıyorlardı.

"Yaratılışını unutarak bize bir de mesel fırlattı: "Kim diriltecekmiş o çürümüş kemikleri?" dedi." (Yasin 78)

"Eğer kulumuz (Muhammed)a indirdiğimiz (Kur'ân)den şubhe içinde iseniz, haydi onun gibi bir sûre getirin, Allah'tan başka güvendiklerinizin hepsini çağırın; eğer doğru iseniz." (Bakara 23)


lekula;262118' Alıntı:
13. Kur'an a abdestsiz ellemek günah diye biliyorum. Ancak bir videoda Kuran'ı yırtıyor, üstüne basıyor ve yakıyordu. Allah neden müdahale etmiyor? Neden insanlara kapı açmıyor ona inanmamız ve varlığından şüphe etmememiz için?

C 13- "Eğer Allah insanları zulümleri yüzünden hesaba çekseydi, yeryüzünde kımıldayan tek canlı bırakmazdı. Fakat Allah onları, belli bir vakte kadar erteler. Muddetleri (ecelleri) geldiği zaman, onu ne bir saat erteleyebilirler, ne de öne alabilirler." (Nahl 61)
"Ey Peygamber! Sakın zalimlerin yaptıklarından Allah'ın gâfil olduğunu sanma! Ancak Allah, onların cezalarını, gözlerin dışa fırlayacağı güne erteler." (İbrahim 42)

lekula;262118' Alıntı:
14. Allah'ı tanımak istiyorum ama ''ne bir cisim ne de bir madde'' deniyor. Adeta yokluğu anlatıp varlığına inanıyorlar. Ben Allah'ın nasıl olduğunu mantığımla nasıl cevaplayabilirim?

C 14- İnsanoğlu Allah (c.c.)nun mahluku olan melekleri, cinleri dahi görmekten aciz iken; yaratılmışlara benzemeyen Rabbini dünyadayken nasıl göremiyorum diye nasıl şubheye düşer?
Allah (c.c.)nun fiziki durumunu İnsan oğlu kavrayamaz, idrak edemez.
"Gözler onu göremez, O ise bütün gözleri görür; O, lütuf sahibidir, her şeyden haberlidir." (En'am 103)

Muslumana düşen Allahın nimetlerini, kudretini, ilmini (sıfatlarını) tefekkur ederek, Allah (c.c.)nun büyüklüğü karşısında kulluğunu bilmelidir. Muslumanlar, Rabb'ini ancak cennette görebileceklerdir.

"Ahireti bırakıyorsunuz. -Yüzler var ki o gün ışıl ışıl parlar. -Rabbine bakar." (Kıyamet 21 - 22- 23)

-.......Cerîr ibn Abdillah (r.anh) şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) ayın ondördüncü gecesi bizim yanımıza çıktı da şöyle buyurdu:
"Şubhesiz sizler şu Ay'ı görmekte nasıl sıkışıp üstüste yığılmanıza hacet kalmaksızın hepiniz zahmetsizce görüyorsanız, kiyâmet gününde Rabb'inizi de öylece göreceksiniz".
(Buhari, Tevhid, Bab 24, Hadis no : 64)

-.......Bize îbrâhîm ibn Sa'd, îbn Şihâb'dan; o da Atâ ibn Yezîd el-Leysî'den; o da Ebû Hurayra (r.anh)'den şöyle tahdîs etti:
İnsanlar: — Yâ Rasûlallah, bizler kıyamet gününde Rabb'imizi görecek miyiz? diye sordular.
Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.): — "Ayın ondördüncü gecesi Ay'ı görmek için itişip kakışmaya, birbirinize zahmet vermeye hacet görür müsünüz?" diye sordu.
Sahâbîler: — Hayır yâ Rasûlallah! dediklerinde, tekrar:
— "Ya Güneş'in önünde hiçbir bulut yokken görmek için itişip kakışmaya, birbirinize zahmet vermeye hacet görür müsünüz?" diye sordu.
Sahâbîler yine; — Hayır yâ Rasûlallah! deyince,
Rasûlullah şöyle buyurdu: — "Şubhesiz sizler, O'nu işte böyle açık göreceksiniz. Allah, kıyamet gününde insanları toplayacak da: — Her kim her neye tapıyor idiyse, onun ardına düşsün! buyuracak.
Artık Güneş'e tapmakta olan Güneş'in ardına; Ay'a tapmakta olan Ay'ın ardına; tâgûtlara tapmakta olanlar da tâgûtların arkalarına düşüp gidecek. Ve yalnız bu ümmet, içlerinde şefaatçileri -
yâhud: munafıkları- da olduğu hâlde yerinde durup kalacak -Râvî İbrâhîm bu iki kelimede şekk etti-; Allah onlara (evvelce tanıdıklarından başka bir surette) gelip:
Ben sizin Rabb'inizim! buyuracak. Onlar (Rabb'Ierini o tecellî ile tanıyamadıkları için:Senden Allah'a sığınırız, Rabb'imiz bize gelinceye kadar bi*zim yerimiz burasıdır (yerimizden ayrılmayız) Rabb'imiz bize geldiğinde biz O'nu tanırız! diyecekler. Allah Taâlâ onlara bu defa tanımakta oldukları suret üzere gelecek de:
Ben sizin Rabb'inizim! buyuracak. Onlar da:
(Hakikat) Sen bizim Rabb'imizsin! diyecekler ve (Allah'ın davet etmesi üzerine) O'na tâbi olacaklar.
Cehennemin de ortasına sırat
(yânî köprü) kurulur. Ben ummetimi onun üstünden geçirecek ilk kimse olacağım. O gün rasûllerden başka hiçbir kimse (korku ve dehşetten dolayı) tekellum edemez. Rasulllerin de o günkü duası:
— "Allâhumme sellim sellim
(Allah'ım, selâmet ver, selâmet ver)!'olacaktır. Cehennemden sa'dân dikenlerine benzer çengeller vardır. Sa'dân dikenlerini hiç görmüşlüğünüz var mı?"
Sahâbîler: — Evet yâ Rasûlallah, dediler.
Rasûlullah şöyle devam etti: — "İşte bu çengeller sa'dân dikenlerine benzer. Ancak şu var ki, ne kadar büyük olduklarını yalnız Allah Taâlâ bilir. İşte bunlar insanları (kötü) amellerinden dolayı kapıp alırlar. Artık insanlardan kimisi helak olur, kötü ameliyle kalır -yâhud: Kötü ameli dolayısiyle helak olur-, kimisi de hardal gibi ezim ezim ezildikten sonra yâhud cezasını gördükten yâhud buna benzer bir hâlde kurtulur. Nihayet Allah Taâlâ kulları hakkında hüküm ve kaza adlini icra ve tamam edib de sırf ilâhi rahmeti olarak cehennem ehlinden dilediklerini cehennemden çıkarmak istediğinde meleklere ilâhi rahmete nâiliyetleri murâd olanlardan Allah'a birşeyi ortak edinmemişleri, 'Lâ ilahe ille'llâh' diye şehâdet etmişleri cehennemden çıkarsınlar diye emredecektir.
Melekler bunları cehennemde üzerlerindeki sucûd izlerinden tanıyacaklardır. Ateş Âdem oğlunun bütününü yer de yalnız sucûd eserini yiyemez. Allah Taâlâ sucûd eserini yemeyi cehennem ateşine haram kılmıştır. Bunlar ateşten kavrulup kapkara olarak çıkarılacaklar. Üzerlerine hayât suyu dökülecek de onun altında seyl uğrağında biten yabani reyhan tohumları nasıl çabuk biterse, yeniden öylece bitecekler.
Sonra Allah Taâlâ kulları arasında hüküm ve kazayı sona erdirir. Ancak cennet ile cehennem arasında yüzü ateşe dönük bir kimse kalır ki, o cennete girecek cehennem ehlinin sonuncusu olacaktır.
O kimse:
Yâ Rabb! Yüzümü şu ateşten döndür. Çünkü kokusu beni zehirleyip duruyor, alevi beni yakıp duruyor, diyecek. O adam mutemadiyen Allah'a, Allah'ın dilemesi kadar duâ ve niyazda bulunacak.
Sonunda Allah ona:
Bu senin dediğin sana verilecek olsa, acaba başka şey daha istemiyecek misin? buyuracak.
O ise:
İzzetine yemîn olsun ki, hayır; bundan başka Sen'den birşey daha istemem! diyecek ve Rabb'ine, ilâhî ma'siyeti taalluk eden birçok ahidler ve misâklar verecek.
Ondan sonra Allah Taâlâ onun yüzünü cehennem cihetinden
(cennet tarafına) çevirecek. Yüzünü cennete doğru döndürünce cennetin güzelliğini görecek. (Lâkin hemen istekten utanıp) Allah'ın dilediği kadar bir muddet sukût ettikten sonra:
Yâ Rabb! Beni cennetin kapısına yanaştır, diyecek.
Allah da ona:
Evvelce istediğinden başka ebediyyen hiçbirşey istemiyeceğine ahidlerini ve mîsâklarını vermiş değil miydin? Allah lâyıkını versin be hey Âdem oğlu! Sen ne kadar sözünde durmaz kimsesin!
buyuracak.
Oda
: — Ey Rabb'im! der ve Allah'a devamlı duâ eder.
Nihayet Allah:
Bu sana verilirse, bundan başka birşey istemiyecek misin? diyecek.
O da:
İzzetine yemîn ederim ki, hayır; bundan başka birşey istemem! diyecek ve yine Rabb'inin dilediği bir çok ahidler ve mîsâklar verecek.
Bunun ardından Rabb'i onu cennetin kapısına yanaştıracak. O kimse cennet kapısına varıp dikildiği ve cennet ona açılıp genişlediği, o da cennetin içindeki güzel ve bol ni'metleri, sevinci görünce
(yine utanıp) Allah'ın dilediği kadar bir muddet sukût edecek. Sonra:
Yâ Rabb! Beni cennetin içine sok! diyecek. Allah da ona:
İstediğin sana verildiği takdirde, ondan başka hiçbirşey istemiyeceğine ahidlerini ve mîsâklanm vermiş değil miydin? der ve: Sana veyl olsun ey Âdem oğlu! Sen ne kadar sözünde durmaz kimsesin! buyurur.
Bunun üzerine o kimse:
Ey Rabb 'im! Mahlûklarının en bedbahtı ben olmayayım, diyecek, durmadan dua ve niyaza devam edecek.
Nihayet Allah Taâlâ ona gülecek. Ona gülünce de:'

Cennete gir! buyuracak.
O kul cennete girince Allah ona:

Temenni et! buyuracak.
O da Rabb'inden ister ve temenni eder. Nihayet Allah ona
:
Şunu da, bunu da iste! diye buyurarak, istenecek şeyleri onun aklına getirecek.
Nihayet bu dileklerinin hepsi kesilince, yine Allah ona
:
Bunların hepsi ve bir o kadar dahası hep senindir! buyuracak."

Hadîsi Ebû Hurayra'dan rivayet edenlerden biri olan Atâ ibn Yezîd şöyle dedi: Ebû Hurayra bunu rivayet ederken Ebû Saîd el-Hudrî de oturuyor ve Ebû Hurayra'nın dediklerinden hiçbir şeyi değiştirmeğe lüzum görmüyordu. Tâ: "Bunların hepsi ve bir o kadar dahası hep senindir" sözüne gelince;
Ebû Saîd Hudrî (r.anh), Ebû Hurayra'ya: — Rasûlullah: "Allah, bunların hepsi ve daha on misli senindir, buyuracaktır", demişti, yâ Ebâ Hurayra! dedi.
Ebû Hurayra da: — Ben şehâdet ederim ki, Rasûlullah'tan yalnız "Bu ve bunun on misli senindir" ezberledim, dedi.
Ebû Saîd Hudrî de: — Ben de şehâdet ederim ki, ben Rasûlullah'tân, O'nun "Bunun hepsi ve on misli de senindir" buyurduğunu ezberledim, dedi.
Ebû Hurayra: — işte bu adam, cennet ehlinin cennete en son girecek olanıdır, demiştir.

(Buhari, Tevhid, Bab 24, Hadis no : 65; Rikak, 53; Muslim, iman, 299)

Başlığa uygunluğu meydandadır. Bunun bir rivayeti Rikaak Kitabı, "Sırat, cehennemin köprüsüdür bâbı"nda da geçmişti.
Bu hadîsin Ezan Kitâbı'nda ve daha başka yerlerde Ebu Hurayra'dan, ibn Mes'ûd'dan, Ebû Saîd el-Hudrî'den gelen rivayetleri geçmişti.
Muslim'de İmân'da, Kıyâme, Cennet ve Nârın Sıfatı Kitâbı'nda bunun ayrı ayrı râvîlerden farklı metinlerini getirmiştir. Tecrid Ter., II, 658-689'daki 450 rakamlı hadîsin haşiyelerinde bunların birçoğuna işaret edilmiştir.


lekula;262118' Alıntı:
15. İnsan öldükten sonra bile süreç bilimsel olarak işliyor. Ceset zamanla çürüyor ve hiç kemik kalmıyor. İnsanlar yok olamayı akıllarından çıkartmak için ruh diye bir kavram çıkartmış olabilirlermi?

C 15- Allah (c.c.)'nun yaratması için, cesedin çürümüş olup olmamasının bir önemi yoktur. Bu düşünceye sebeb, Allah (c.c.)'yi, kendisi gibi aciz yaratık gibi kıyasladığından meydana gelmektedir. Oysa Allah (c.c.) için "ol" dedi mi o hemen oluverir.

"(Meryem): "Ey Rabbim, bana bir beşer dokunmamışken benim nasıl çocuğum olur?" dedi. Allah: "Öyle ama, Allah dilediğini yaratır, bir şeyin olmasını dilediğinde ona sadece 'ol!' der, o da hemen oluverir." dedi." (Al-i İmran 47; Bakara 117; Nahl 40; Meryem 35; Yasin 82; Mu'min 68)

"İsterse gönlünüzde büyüyen başka bir yaratık olun, (Muhakkak öldürülecek ve diriltileceksiniz.) "Onlar: "Bizi kim tekrar diriltecek?" diyecekler. De ki: "Sizi ilk defa yaratmış olan o kudret sahibi." Sana başlarını sallayarak: "Ne zamandır bu." diyecekler. De ki: "Yakın olması gerekir!" (İsra 51)

"Size (ilk defa) hayat veren, sonra öldürecek olan, sonra da yeniden diriltecek olan O'dur. İnsan gerçekten pek nankördür." (Hacc 66)


lekula;262118' Alıntı:
16. Bu soruya özür dileyerek başlıyorum, dinde zina büyük bir günah.
Ancak pornografik filmlerde zina eden kadınlar veya erkekler ne boyutta günah işliyorlar?
Kimi insan çalışır inanır 5 kazanır, bunlar ise çalışmaz inanmaz hem zevk alır hemde kat kat mislisini kazanır. Bu nasıl adalettir?
Kimse dünyayı kazanamaz herkes elbet ölür ancak ölümden sonrası ya yoksa? diye kendi kendime sorup duruyorum.

C 16- Porno filmlerinde zina yapanlar, zina günahını (musluman ise) kazandıkları gibi, zina haramını yaygınlaştırıp, sebebiyet verdiği için de günahı daha da katmerlenmektedir. Çünkü Allah (c.c.) zinaya yaklaşmayı dahi haram kılmıştır.

"Zinaya da yaklaşmayın, çünkü o pek çirkindir ve kötü bir yoldur." (İsra 32)

Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
Kim islamda iyi bir çığır açarsa açtığı çığrın ecri ve kendisinden sonra, onunla (o çığırla) amel edenlerin ecirleri, sevablarından hiçbir şey eksilmeden ona aittir. Kim de İslam'da (müslümanlar içinde) kötü bir çığır açarsa, açtığı çığrın günahı ve kendisinden sonra onunla amel edenlerin günahları, günahlarından birşey eksilmeden ona aittir.
(Riyâzu’s-Salihîn, 19, bab. 172. hadis, s. 158)

"Yine onlar ki, Allah ile beraber başka bir ilaha yalvarmazlar, Allah'ın haram kıldığı cana haksız yere kıymazlar ve zina etmezler. Bunları yapan günahı(nın cezasını) bulur." (Furkan 68)

"Kim güzel bir işte aracılık ederse, ona o işin sevabından bir pay vardır. Kim de kötü bir şeyde aracılık yaparsa, ona da o kötülükten bir pay vardır. Allah her şeyi gözetip karşılığını verir." (Nisa 85)


"Bunlar ahireti, dünya hayatına satmış kimselerdir. Onun için bunlardan azab hafifletilmez ve kendilerine bir yerden yardım da gelmez. " (Bakara 86)

Dünya hayatında Allahın emir ve yasaklarına riayet etmeyenler, haram yollardan mal kazananlara karşılıkları hesap gününde verilecektir. Yaptıkları yanlarına kalmayacaktır ki "Bu nasıl Adalettir" diyesiniz.
"Her kim zerre kadar hayır işlemişse onu görecektir. -Her kim, zerre kadar şer işlemişse onu görecektir." (Zilzal 7-8)

"Ölümden sonrası yoksa" küfür şubhesiyle Allahı, Rasulunu, ahirati, ve kitabları inkar ederek sınırsızca yaşamak en fazla bir ömür boyudur ki; aksi durumunda sınırsız, ebedi bir hayatın ortaya sürülmesi vardır ki, azabı da hafifletilmeyecektir. Allah (c.c.) ve ahiratın varlığıyla ilgili deliller şubhe bırakmayacak şekilde kat'i iken, ateist kafirlerin küfre davet eden şeytani soruları karşısında ancak dininden habersiz olanlar kuruntulara düşer!

"İşte onlar, Rabblerinin âyetlerini ve O'nun huzuruna çıkacaklarını inkâr etmişlerdir de bu yüzden iyilik altında yaptıkları bütün amelleri boşa gitmiştir. Artık kıyamet günü onlar için hiçbir ölçü tutturmayız." (Kehf 105)


lekula;262118' Alıntı:
17. Allah neden birçok din yaratıp dilediğini yoldan saptırıp dilediğini yola sokar ve bunun sonundada hiçbir gözün ve kulağın işitmediği derecede azap ve işkence uygular? Ve bunu Kur'an da açıkça söyler?

C 17- Allah (c.c.) nin bütün peygamberleri ve kitabları ancak İslam'a davet etmişlerdir. Allah (c.c.)'nun elçilerinin ve kitablarının isimleri farklı olsa da, içerikleri ve davetleri hep tevhid üzerine, İslam'adır.

"Bir de: "yahudi veya hıristiyan olunuz ki, hidayet bulasınız." dediler. Sen onlara de ki: "Hayır! Hanif olarak hakka tapan İbrahim'in dinine (uyarız) ki, o hiçbir zaman muşriklerden olmadı." (Bakara 135)

"Doğrusu Allah katında din, İslâm'dır .." (Al-i İmran 19)


İnsanların dine tâbi olmaları veya doğru yoldan sapmaları ancak kendi iradeleriyledir. Kul, kendi cuz-i iradesiyle Hakk'a yönelir veya batıl'a / Kufre yönelmesi durumunda; Allah (c.c.) kulunun bu yönelmesine göre ya Hidayeti nasib eder ya da dalaleti nasib eder. Burada tüm mesele kulun kendi yönünü belirlemesinden sonra Rabb'in o kula karşılığını vermesidir. Aksi durumda imtihanın bir mahiyeti kalmaz, Allah (c.c.)nun Adil sıfatına tezat oluşturur.
"Bu, kendi ellerinizin yapıp öne sürdüğünün karşılığıdır". Allah kullar(ın)a asla zulmetmez." (Al-i İmran 182; Hacc 10)

lekula;262118' Alıntı:
18. Allah'ın gücü sonsuz ise neden kendini açıkça gösterip veya varlığını mucizelerle ispatlayıp herkesi neden Müslüman yapmaz. Peygamber ve kitaplar ile kendisinin varlığını inandırmak ister? Ve bunun sonunda neden azap verir?

C 18- "O, öyle bir Allah'dır ki, hanginizin daha güzel amel işleyeceğini imtihan etmek için gökleri ve yeri altı günde yarattı. Arşı da su üstündeydi. Onlara "öldükten sonra tekrar dirileceksiniz" dersen, o kâfirler de kesinlikle sana: " Bu apaçık bir sihirden başka birşey değildir." diyecekler." (Hud 7)

lekula;262118' Alıntı:
19. Her din her kimse farklı farklı şeyler söylüyor ben Allah'a inanmak istiyorum. Zaten inanmayıp yokluğa inanacak kadar hasta değilim. Ama sizi İslam dininde en çok ne etkiliyor? İşte bu gerçekler diyebileceğiniz bir kanıt varmı?

C 19- "Onlar hâlâ Kur'ân'ı gereği gibi düşünüp anlamaya çalışmazlar mı? Eğer o Allah'tan başkası tarafından indirilmiş olsaydı mutlaka onda birçok çelişkiler bulurlardı." (Nisa 82)
"(Ey Muhammed!) sen hatırlat, öğüt ver. Rabb'inin nimeti sayesinde sen ne kâhinsin, ne de mecnûn. Yoksa onlar (senin için): "Bir şâirdir, zamanın felaketlerine çarpılmasını gözetliyoruz." mu diyorlar?
De ki: Bekleyin, çünkü ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim.
Onların akılları mı bunu emreder yoksa onlar azgın bir topluluk mudur?
Yoksa "Onu uydurdu" mu diyorlar? Hayır onlar inanmıyorlar.
Eğer doğru iseler onun benzeri bir söz meydana getirsinler.

Yoksa onlar, hiçbir şey olmadan (yani yaratıcısız) mı yaratıldılar? Yoksa kendileri yaratıcı mıdırlar?
Yoksa gökleri ve yeri onlar mı yarattılar? Hayır, onlar düşünüp hakikati anlamazlar.
Yoksa Rabb'inin hazineleri onların yanında mıdır? Yahut hâkim (her şeyin yöneticisi) kendileri midir?" (Tur 29 - 37)

"Halbuki Allah'ın nimetlerini teker teker saymaya kalkışsanız, onları sayamazsınız. Muhakkak ki Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir." (Nahl 18)

"Şimdi Rabb'inizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?" (Rahman 13)


lekula;262118' Alıntı:
20. İslam ve diğer dinlerin savaşı hakkında mesela din için savaşçak iki taraf bir taraf diyor benim dinim doğru diğer taraf diyor benim dinim doğru ve savaşıp birbirlerini öldürüyorlar şimdi Allah haksız tarafa kendini belli etseydi hiç savaş olmadan sorun çözülcekti ama Allah savaşmayı mı seçiyor?

C 20- "Cihad size farz kılındı, gerçi o size hoş gelmez. Olabilir ki siz, bir şeyden hoşlanmazsınız; oysa ki o sizin için bir hayırdır. Yine olabilir ki, siz bir şeyi seversiniz, oysaki o sizin için bir kötülüktür. Allah bilir, siz bilmezsiniz." (Bakara 216)
"Allah, mûminlerden, canlarını ve mallarını, kendilerine cennet vermek üzere satın almıştır: Allah yolunda çarpışacaklar da öldürecekler ve öldürülecekler. Bu, Tevrat'ta da, İncil'de de Kur'ân'da da Allah'ın kendi üzerine yüklendiği bir ahittir. Allah'dan ziyade ahdine riayet edecek kim vardır? O halde yaptığınız alış-veriş ahdinden dolayı size müjdeler olsun! Ve işte o büyük kurtuluş budur." (Tevbe 111)

"Hem bir fitne kalmayıp, din yalnız Allah'ın oluncaya kadar onlarla çarpışın . Vazgeçerlerse, düşmanlık ancak zalimlere karşıdır." (Bakara 193)

"Yoksa siz, Allah içinizden cihad edenleri belli etmeden, sabredenleri ortaya çıkarmadan cennete girivereceğinizi mi sandınız?" (Al-i İmran 142)

"Şubhesiz ki iman edenlere, Allah yolunda hicret edip, cihad edenlere gelince, işte onlar, Allah'ın rahmetini umarlar. Allah, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir." (Bakara 218)

"Ey Peygamber! Mu'minleri cihada teşvik eyle...." (Enfal 65)


lekula;262118' Alıntı:
21. Hiçbir şeye ihtiyacı olmayan bir ilah, durup dururken bir canlı yaratıp o canlılara, aynı onlar gibi bir canlıyla ulaşıp kanıt olarak kendini göstermeyip inanmayanları ateşin milyonlarca katı sıcaklıkta sonsuza dek yakması bana çok kötü geliyor
tamam aklımızı kullanıp bulmamız lazım diyelim fakat insana saçma gelen şeyler olabilir yani Allah bir türlü dinlere inanamadığını hangisi doğru din olduğu yada dinlerin gerçek olup olmadığını düşünüp araştırıp bir türlü ulaşamayan bir kulu ondan yardım istediği zaman ona ulaşması yardım etmesi gerekmez mi?
Onu geçtim Allah kendini bile gösterse ve bir insan inanmasa bile sonsuza kadar ateşin milyonlarca katı sıcaklıkta yanmak çok korkunç bir şey merhametli iyi bir Allah neden bu kadar kızgın?

C 21- Rabb'imiz olan Allah (c.c.) durub dururken veya sebebsiz yere kullarını yaratmış değildir.
"O, öyle bir Allah'dır ki, hanginizin daha güzel amel işleyeceğini imtihan etmek için gökleri ve yeri altı günde yarattı. ...." (Hud 7)

Allah (c.c.), kullarını, İlahlarını görmeden iman etmelerine değer verir. Aksi taktirde imtihanın bir kıymeti kalmaz ve tüm kullar mecburen iman etmiş olacağından, cuz-i iradelerini kullanmadıklarından ecir kazanamayacaklardır. Oysa Rabbimiz, Adem (a.s.)'ı yarattığı vakit, kıyamete kadar dünyaya gelecek olan tüm insanları O'nun sırtından çıkarıb söz almıştır bile.
"Bir de Rabbin, Âdemoğullarından, bellerindeki zurriyetlerini alıp da onları kendi nefislerine şahid tutarak: Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" dediği vakit, "pekâlâ Rabbimizsin, şahidiz" dediler. (Bunu) kıyamet günü "Bizim bundan haberimiz yoktu." demeyesiniz diye(yapmıştık)." (Âraf 172)

İnsan, Rabbine söz verib kendisini İlah olarak kabullenmesine rağmen, dünyada azgınlaşıp, verdiği sözü unutup hevasının peşine koşarak isyan edecekse, bunun karşılığı olarak Allah (c.c.) ateş ile uyarmışsa, ve kulda bu cezayı bildiği halde zulmunde ısrar ediyorsa, buna da "ben Allah'ı görmedim, isyanımda masumum" bahanesine itibar edilmeyecektir!

"İşte onlar, hidayeti verip sapıklığı, affedilmeyi bırakıp azabı satın alan kimselerdir. Bunlar, ateşe karşı ne kadar da sabırlıdırlar!" (Bakara 175)

"Bununla beraber başka değil, hep yaptığınız amellerinizle cezalandırılacaksınız." (Saffat 39)


"Melekler, o kâfirlerin yüzlerine ve sırtlarına vura vura ve "Tadın bakalım cehennem azabını!" diye diye canlarını alırken hallerini bir görmeliydin. - İşte bu, sizin kendi ellerinizle meydana getirdiğiniz bir sonuçtur. Hiç şubhesiz Allah, kullarına hiçbir şekilde zalim biri değildir." (Enfal 50 - 51)

lekula;262118' Alıntı:
22. İslam hoşgörü diniyse neden kölelik, el kesme cezaları, dinden çıkanı öldürme cezası, kadınları taşlama, erkek dört kadın alabildiği halde kadının erkeğin üstündeki pisliği yalayarak temizlese bile hakkını ödeyemeyecek kadar düşürülmesi vb. şeyler var?

C 22- İslam'ı sadece hoşgörü ile kısıtlayamazsınız, İslam dini ayrıca tevhid ve adalet dinidir de. Adaletinin gereği olarak Allaha ve kullara karşı aşırı gidenlerin hadleri tatbik etmek de İslam'ın gereklerindendir. Tâbi saydığın meseleler ateistlerin (ve hadis inkarcılarının) İslam'ı karalama ve avam arasında şubhe uyandırarak sözum ona İslam'dan uzaklaştırma ayak oyunlarındandır. Bunlara karşı uyanık olalım.
"Kadın, erkeğin üzerindeki irini yalayarak temizlese bile hakkını ödeyemez" uydurması, İslam'ın kadına verdiği değerden habersiz cahillerin iftirasından başka bir şey değildir. Oysa bir erkek, (kadın olan) annesini sırtında taşıyarak tavaf ettirse bile, annesinin karnındaki attığı bir tekmenin hakkını dahi verdirememiş; bununla birlikte kadına mirastan pay vermiştir.

lekula;262118' Alıntı:
23. Neden dünya kötü yani bir çok insan var çok acı çekiyor manevi olsun ( yakını ölür biriyle küsken ölür vs.) fiziksel olarak olsun ( sakatlık, körlük, ölüm vs.) .
neden bir sınavdayız bu sınavda çok büyük acılarla ölçülüyoruz biz deney, oyuncak falan mıyız yani yazık değil mi insanlara sınav için çok büyük acılar çekiyolar akıl almaz acılar ben Allah olsam böyle yapmazdım şimdi ben Allah'tan daha mı merhametliyim?

C 23- Dünyada en çok musibetlere mâruz kalan kişi, en fazla normal bir kişinin hayat süreceği zaman kadar bu acılara mubtela kalır. Bu bâdireler karşısında gösterdiği tavıra göre derecesi yükselebilir de, düşebilir de. Çünkü kul için her şey imtahandan muteşekkildir. Ve karşılığında sonsuz bir hayat, cennet veya cehennem vardır. Allah hastalıklar verdiği gibi, ölümden (ihtiyarlamaktan) başka tüm hastalıkların devasını da vermiştir. Bu sıkıntılar karşısında muslumanın isyan etmeden sabrederek kulluğuna devam etmesi, Allah katında derecesini yüceltir.
"Yavrucuğum! Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten sakındır. Başına gelenlere sabret, çünkü bunlar, azmi gerektiren işlerdendir." (Lukman 17)
"Onlar başlarına bir musibet geldiği zaman: "Biz Allah'a aidiz ve sonunda O'na döneceğiz." derler." (Bakara 156)

"Bir de biz insanlara bir rahmet tattırdığımız zaman ona güveniyorlar da; ellerinin önceden yaptığı şeyler sebebiyle başlarına bir fenalık gelirse, hemen her ümidi kesiveriyorlar. " (Rum 36)


lekula;262118' Alıntı:
24. Şimdi düşünsenize dünyanın %99 u en az birkere olsun o milyonlarca kat fazla sıcak olduğu denilen ateşi heryerinde uzunca bir süre hissetçek bu çok feci bir şey değil mi? yani kendini gösterse sadece bir kişiye değilde her insana ulaşsa insanlar korkup dediklerini yapıcaklardı fakat kendini göstermiyor ve sadece bir kişiye ulaşıp diğerlerinin ona inanmasını bekliyor ve inanmayanları bu kadar feci yakıyor?

C 24- Son sorunuz da 21. sorudaki gibi "Allah kendini gösterseydi, insanlar hemen iman edecekler, boşuna cehenneme gidip yanmazlar" saplantısı burada da benzer ifadelerle tekrar edilmiş.
Burada da görüldüğü gibi bu ateistler, daha kendilerini yaratıp rızıklandıran Allah'ın (c.c.) varlığına inanmamaktadırlar. Sonra da "bize kendini gösterirse iman ederiz, aksi taktirde inanmayız, bunun sonucunda cehennem ateşine gidersek, suçlu olan Allahtır, çünkü bize kendini göstermedi, böyle imtihan mı olur?" sapıklığıdır.
Kalpleri muhûrlenmiş bu kimselere, okula gittiğiniz sırada, öğretmeniniz size sınavda cevapları söylemedi diye, öğrencilerin sınav kağıdına yazması (vermesi) gereken cevap yerine, alakasız hikayeler anlatması mantıklı mıdır?

Allah (c.c.) dinini insanlar arasından seçtiği elçiler ve kitabları aracılığıyla iletir.

"Kim doğru yola gelirse sırf kendi iyiliği için gelir. Kim de saparsa ancak kendi aleyhine sapar. Hiçbir günahkar başkasının günah yükünü çekmez. Biz bir Peygamber göndermedikçe, hiç kimseye azab edecek değiliz." (İsra 15)

"Rabb'in, kendilerine âyetlerimizi okuyan bir peygamberi memleketlerin ana merkezlerine göndermedikçe, memleketleri helâk edici değildir. Zaten biz, ancak halkı zalim olan memleketleri helâk etmişizdir." (Kasas 59)


lekula;262118' Alıntı:
- Elimden geldiği kadar açıkça konuşmaya çalıştım. Açık açık sordum ve aynı şekilde cevaplar istiyorum. Yanlış birşey yazdıysam affola. Her soruya cevap vermeyip bilginizin en üst olduğu sorulara cevap vermenizi rica ediyorum. Her sabah uyandığımda (NEDEN?) yaşıyoruz sorusunu sormaktan her akşam uyumadan önce (ya ölüm yokluksa) diye sormaktan bıktım. Hem hayattan soğudum hemde yok olmak beni çok korkutuyor. Zor durumdayım yardımlarınız için şimdiden teşekkür ederim.
Kardeşim eğer samimi isen , cevabları Kur'an ve sunnet ölçüsünde değerlendirir, anlamak için çaba sarf edersin.
Şimdi sen aşağıdaki sorularıma cevab verirsen sevinirim.
Aldığın bu cevaplardan dolayı sana bir faydası oldu mu? Bir değişiklik fark edebildin mi?
 
L Çevrimdışı

lekula

Üye
İslam-TR Üyesi
Ben Allah'a cani yürekten inanıyorum, hiçbirşeyin tesadüfen olamayacağınıda hem aklımla hem bilim le tastik ediyorum. Ellerinize sağlık Allah razı olsun cevaplarınız için sorunum psikolojik olduğunu anladım ve artık düzelmek için çalışıyorum. Bu sorular zaten geçmişte zihnimde yer etmişti sayenizde ortadan kalktı. Allah tüm müslüman kardeşlerimizden razı olsun İnşaAllah.
 
Üst Ana Sayfa Alt