A
Çevrimdışı
YÜZ OTUZ İKİNCİ BÖLÜM
…akşam namazı vakti girdi. Ezan okundu. Akşam namazı kılındı. Namazın ardından ziyafet afiyetle yendi. Ziyafetin ardından çaylar içildi. Çayın ardından Mus’ab:
--Doktor, Ahmet, Cesim, Alarahman benimle gelin!
Mus’ab şura meclisini topladı. Rus karargâhına yapılacak olan baskının ayrıntılarını görüşeceklerdi.
Mus’ab:--Ne zaman baskın yapalım? Önce bu konuyu netleştirelim.
Dr. Levent:--En uygun zaman en yakın zamandır. Silahları ele geçirdik. Ruslara takviye gelmeden baskını yapalım diyorum.
Ahmet:--Doktora tamamen katılıyorum. Hemen hazırlıklara başlamalıyız.
Alarahman:--Evet komutanım. Bu işi uzatmaya gelmez. Ruslar silahları aldığımızı duymuşlardır. Bunun verdiği bir moral bozukluğu da var.
Cesim:--Ben de aynı kanaatteyim.
Mus’ab:--Yarın değil öbür gün Cuma. Baskını Cuma günü yapalım diyorum. Yarın hazırlıklarımızı yaparız. Gece, sabaha karşı Rus karargâhına girecek şekilde buradan hareket ederiz.
Dr. Levent:--Uygundur komutanım.
Mus’ab:--Baskın gününü netleştirdiğimize göre şimdi de diğer ayrıntılara geçebiliriz. Bu arada Meryem İslam’ı da çağırın. Rus karargahı hakkında ondan detaylı bilgi alalım.
Cesim dışarı çıktı ve biraz sonra Meryem islam’la birlikte Komutan’ın çadırından içeri girdi.
Meryem İslam:--Buyurun komutanım!
Mus’ab:--Gel bakalım Meryem İslam. Cuma günü Rus karargâhına saldıracağız inşallah. Karargâh hakkında bize detaylı bilgi lazım.
Meryem İslam:--Çok büyük bir haber bu komutanım.
Mus’ab:--Sen bize karargâh hakkında bilgi ver. Sanırım karargâhı iyiyce gezmişsindir.
Meryem İslam:--Evet komutanım. Malumunuz daha önce size bu konuda bir plan sunmuştum. O plan üzerinde daha ayrıntılı bilgi verebilirim.
Mus’ab:--Ha evet! Dur bakalım nereye koymuştum o planı. Hah işte burada!
Meryem İslam:--Evet komutanım! Burada da görüldüğü gibi, karargâhın iki kapısı var. Batı tarafındaki kapı giriş kapısı. Diğer kapı ise doğu tarafında. Bu kapı acil durumlarda kullanılan bir kapı. Bir de karargâhın ortasında kanalizasyon var. Kanalizasyon güney tarafındaki dereye akıyor. Bir insan buradan rahatlıkla girer. Ama kanalizasyonun içinde herhangi bir engel var mı bilmiyorum. Her türlü ihtimalin düşünülerek ona göre ekipman alınması gerekir.
Mus’ab:--Anladım. Peki nöbetçilerin durumu hakkında ne biliyorsun?
Meryem İslam:--Karargâhın dört tarafında kuleler var. Her kulede iki nöbetçi bulunuyor. Ayrıca gece etrafı tarayan bir aydınlatma lambası var.
Mus’ab:--O konuda anlaşıldı. Karargâhın en zayıf n oktası neresi.
Meryem İslam:--En zayıf noktası doğu ciheti. Orası hem kulelere biraz uzak ve hem de koğuş, yemekhane ve benzeri yerlere uzak. Orası ardiye olarak kullanılmakta. Hurdalık gibi bir şey.
Mus’ab:--Karargâhın etrafı ne durumda?
Meryem İslam:--Genellikle açık alan. Yalnız doğu tarafında birkaç ağaç var. Onlardan yararlanabiliriz. Tabi ki çok dikkatli olmak şartıyla.
Mus’ab:--Merak etme, gereken dikkat gösterilecektir. Başka eklemek istyediğin bir şey var mı?
Meryem İslam:--Ruslar votkayı çok sever. Ama onları votka içmeye sevkedecek bir bahanenin olması lazım. Onları sarhoş edebilirsek işimiz daha da kolaylaşır.
Mus’ab:--Haklısın! Rusları en çok ne sevindirir?
Alarahman:--Müslüman bir komutanın şehadeti elbette ki.
Mus’ab:--Evet! O halde onlara bu yönde bir haberin gitmesi lazım. Ama fazla vaktimiz yok. Yarın erkenden birinin Caharkale’ye gitmesi gerekiyor.
Ahmet:--Komutanım izin verirseniz sabah erkenden yola çıkayım. Bir saatte Caharkale’ye varır Rusları galeyana getiririm.
Mus’ab:--Senin operasyona katılman lazım. Şehre birkaç koldan girmeliyiz.
Ahmet:--Komutanım onun da kolayı var. Ben şehre gidip Rusları galeyana getirdikten sonra….
YÜZ OTUZ İKİNCİ BÖLÜMÜN SONU
…akşam namazı vakti girdi. Ezan okundu. Akşam namazı kılındı. Namazın ardından ziyafet afiyetle yendi. Ziyafetin ardından çaylar içildi. Çayın ardından Mus’ab:
--Doktor, Ahmet, Cesim, Alarahman benimle gelin!
Mus’ab şura meclisini topladı. Rus karargâhına yapılacak olan baskının ayrıntılarını görüşeceklerdi.
Mus’ab:--Ne zaman baskın yapalım? Önce bu konuyu netleştirelim.
Dr. Levent:--En uygun zaman en yakın zamandır. Silahları ele geçirdik. Ruslara takviye gelmeden baskını yapalım diyorum.
Ahmet:--Doktora tamamen katılıyorum. Hemen hazırlıklara başlamalıyız.
Alarahman:--Evet komutanım. Bu işi uzatmaya gelmez. Ruslar silahları aldığımızı duymuşlardır. Bunun verdiği bir moral bozukluğu da var.
Cesim:--Ben de aynı kanaatteyim.
Mus’ab:--Yarın değil öbür gün Cuma. Baskını Cuma günü yapalım diyorum. Yarın hazırlıklarımızı yaparız. Gece, sabaha karşı Rus karargâhına girecek şekilde buradan hareket ederiz.
Dr. Levent:--Uygundur komutanım.
Mus’ab:--Baskın gününü netleştirdiğimize göre şimdi de diğer ayrıntılara geçebiliriz. Bu arada Meryem İslam’ı da çağırın. Rus karargahı hakkında ondan detaylı bilgi alalım.
Cesim dışarı çıktı ve biraz sonra Meryem islam’la birlikte Komutan’ın çadırından içeri girdi.
Meryem İslam:--Buyurun komutanım!
Mus’ab:--Gel bakalım Meryem İslam. Cuma günü Rus karargâhına saldıracağız inşallah. Karargâh hakkında bize detaylı bilgi lazım.
Meryem İslam:--Çok büyük bir haber bu komutanım.
Mus’ab:--Sen bize karargâh hakkında bilgi ver. Sanırım karargâhı iyiyce gezmişsindir.
Meryem İslam:--Evet komutanım. Malumunuz daha önce size bu konuda bir plan sunmuştum. O plan üzerinde daha ayrıntılı bilgi verebilirim.
Mus’ab:--Ha evet! Dur bakalım nereye koymuştum o planı. Hah işte burada!
Meryem İslam:--Evet komutanım! Burada da görüldüğü gibi, karargâhın iki kapısı var. Batı tarafındaki kapı giriş kapısı. Diğer kapı ise doğu tarafında. Bu kapı acil durumlarda kullanılan bir kapı. Bir de karargâhın ortasında kanalizasyon var. Kanalizasyon güney tarafındaki dereye akıyor. Bir insan buradan rahatlıkla girer. Ama kanalizasyonun içinde herhangi bir engel var mı bilmiyorum. Her türlü ihtimalin düşünülerek ona göre ekipman alınması gerekir.
Mus’ab:--Anladım. Peki nöbetçilerin durumu hakkında ne biliyorsun?
Meryem İslam:--Karargâhın dört tarafında kuleler var. Her kulede iki nöbetçi bulunuyor. Ayrıca gece etrafı tarayan bir aydınlatma lambası var.
Mus’ab:--O konuda anlaşıldı. Karargâhın en zayıf n oktası neresi.
Meryem İslam:--En zayıf noktası doğu ciheti. Orası hem kulelere biraz uzak ve hem de koğuş, yemekhane ve benzeri yerlere uzak. Orası ardiye olarak kullanılmakta. Hurdalık gibi bir şey.
Mus’ab:--Karargâhın etrafı ne durumda?
Meryem İslam:--Genellikle açık alan. Yalnız doğu tarafında birkaç ağaç var. Onlardan yararlanabiliriz. Tabi ki çok dikkatli olmak şartıyla.
Mus’ab:--Merak etme, gereken dikkat gösterilecektir. Başka eklemek istyediğin bir şey var mı?
Meryem İslam:--Ruslar votkayı çok sever. Ama onları votka içmeye sevkedecek bir bahanenin olması lazım. Onları sarhoş edebilirsek işimiz daha da kolaylaşır.
Mus’ab:--Haklısın! Rusları en çok ne sevindirir?
Alarahman:--Müslüman bir komutanın şehadeti elbette ki.
Mus’ab:--Evet! O halde onlara bu yönde bir haberin gitmesi lazım. Ama fazla vaktimiz yok. Yarın erkenden birinin Caharkale’ye gitmesi gerekiyor.
Ahmet:--Komutanım izin verirseniz sabah erkenden yola çıkayım. Bir saatte Caharkale’ye varır Rusları galeyana getiririm.
Mus’ab:--Senin operasyona katılman lazım. Şehre birkaç koldan girmeliyiz.
Ahmet:--Komutanım onun da kolayı var. Ben şehre gidip Rusları galeyana getirdikten sonra….
YÜZ OTUZ İKİNCİ BÖLÜMÜN SONU