M
Çevrimdışı
8 yıl Nur Cemaatinde bulundum. Yaklaşık 5-6 yılını aktif olarak geçirdim. Çok da yükselmiştim.
Sonra gruba yeni katılmış bir Selefi adayı akrabamın Nur Cemaati hakkında ileri geri atıp tutmasını gördüğümde Selefilik diye bir şeyin varlığından haberim oldu.
Nur Cemaati mensupları ölümüne, cemaatin, cemaattekinin "her" yaptığını savunur. Ben de öyle yaptım hep. Ve savunmamız hep aynıydı. (Tahminimce %99u) Kuran, Hadis, Akide konusunda hiç bilgiye sahip olmayan eski Biz, delil sunmaya ihtiyaç duymaksızın bilmediğimiz şeye; Kuran ve Özellikle Hadis'e düşmandık, kabul etmezdik.
Sonra memlekette, çok sevdiğim, abimin selefi hocası ile görüştük. Her görüşüne katılmadım fakat konuştuğu şeylerin çoğuna Ayet ve Hadisleri delil göstermesi beni çok etkilemişti. Çünkü 8 yıl cemaatte bulunan biri olarak böyle bir şeye rastlamamıştım. Hiç mi bileni yoktu? Tabi ki vardı fakat gerek Said Nursi, gerekse Fethullah Gülen, hatta geçtim onları abilerinin yanlış yaptığını gösterecek bir Ayet ve Hadis olduğunda görmezden gelip mantık çerçevesinde konuyu bağlıyorlardı. İnsan bir şeye inanmak istiyorsa kesinlikle inanıyor. Kendimden biliyorum. Sonuçta insan inanmak isterse Allahın yokluğuna -haşa- inanıyor değil ki başka şeye inanmayacak.
Ayrıca bu konunun benim yanımda çok ayrı yeri var. Lisede Risale-i Nur kampları yaptığımızda en çok okuyanlar belirlenirdi. Cevşen 1.liği hep bende olurdu
Bugün Said Nursi hakkında kesinlikle "çok" kötü düşünmüyorum. Fakat yanlış yapmadığını ölümüne savunma gafletinde bulunmuyorum, hatta çok büyük yanlışları olduğunu da reddetmiyorum. Said Nursi çok büyük hataları da olsa İslam adına çok büyük mücadeleler vermiştir. İşlediği günahlar Allah ile onun arasındadır. Belki ileride bu düşüncem de değişecektir fakat, daha önce düştüğüm hatadan Allah'a sığınıp aynısını yapmamalıyım ve yok denecek kadar ilmim ile Said Nursi'yi eleştirmemeliyim.
Çünkü benim de Selefiler hakkında yanlış düşünmeme sebep olan şey aynısı. Aslında insanın fıtratı belli. Selefilere katılıp da kendini geliştirememiş, özellikle dini meselelerde henüz hiç birşey bilmeyen bir kısım yeni Selefi adayları, körü körüne, tıpkı Nur Cemaatindekiler gibi, hocaları ne söylüyorsa aynısını söylüyorlar. Hocalarının ayet, hadis delili olan söylediklerine lafım yok fakat, yorumlarını dahi hiç düşünmeden, bu sadece bir yorum bunu düşünmeliyim demeden, akıl süzgecinden bir kez geçirmeden kabul ediyorlar. Tıpkı farklı görüşte olan bir insanın Nurculardan tiksinmesi gibi bir görüntü oluşuyor insanın gözünde.
Şimdi memleketten uzağım. Tek başıma biraz zor da olsa uğraşıyorum bir şeylere. Özellikle bu siteyi bulduktan sonra biraz olsun kolaylaştı işim. Allah sizlerden, bilhassa yöneticilerden razı olsun.
Yöneticilerimizden de ricam şudur. Şüphesiz söyledikleriniz Ayet ve Hadislerle destekli. Fakat buna rağmen sitedeki diğer kişilerin şunu anlamasını sağlasak çok güzel olur: Bu kadar delillerle söylemeniz sizi ne kadar doğru ve düzgün insan yaparsa yapsın, yine de herkesin araştırması gerekiyor. "Bugün bunu gördük tamam olay budur" dememek gerekiyor. Çünkü şu an gaflette olan tarikatçılar, şeyhçiler, nurcular hep "gerçek yaşamlarında dürüst, ve gerçekten aldatmayan" hocalarının söylediklerine bağnazca bağlanıp bu yola geldiler.
Neyse. Aslında bu kadar yorumu yapmamın sebebi Delillerle bezediğiniz yazılarınıza klasik, duygusal, ve kendince! mantıksal (Allah affetsin) cevaplar veren Profesör'dü. Ne kadar üzücü. İşte bugün kendi üniversitemde de görüyorum. Profesör olması bir şeyi değiştirmiyor. Profesör demek her zaman araştırmacı demek değil. Tez için araştırmacı demek. Allah ıslah etsin. Ne aksini ispat edecek bir delil buluyor ne de kabul ediyor.
Neyse çok uzun oldu yine. Selamun Aleyküm.
Sonra gruba yeni katılmış bir Selefi adayı akrabamın Nur Cemaati hakkında ileri geri atıp tutmasını gördüğümde Selefilik diye bir şeyin varlığından haberim oldu.
Nur Cemaati mensupları ölümüne, cemaatin, cemaattekinin "her" yaptığını savunur. Ben de öyle yaptım hep. Ve savunmamız hep aynıydı. (Tahminimce %99u) Kuran, Hadis, Akide konusunda hiç bilgiye sahip olmayan eski Biz, delil sunmaya ihtiyaç duymaksızın bilmediğimiz şeye; Kuran ve Özellikle Hadis'e düşmandık, kabul etmezdik.
Sonra memlekette, çok sevdiğim, abimin selefi hocası ile görüştük. Her görüşüne katılmadım fakat konuştuğu şeylerin çoğuna Ayet ve Hadisleri delil göstermesi beni çok etkilemişti. Çünkü 8 yıl cemaatte bulunan biri olarak böyle bir şeye rastlamamıştım. Hiç mi bileni yoktu? Tabi ki vardı fakat gerek Said Nursi, gerekse Fethullah Gülen, hatta geçtim onları abilerinin yanlış yaptığını gösterecek bir Ayet ve Hadis olduğunda görmezden gelip mantık çerçevesinde konuyu bağlıyorlardı. İnsan bir şeye inanmak istiyorsa kesinlikle inanıyor. Kendimden biliyorum. Sonuçta insan inanmak isterse Allahın yokluğuna -haşa- inanıyor değil ki başka şeye inanmayacak.
Ayrıca bu konunun benim yanımda çok ayrı yeri var. Lisede Risale-i Nur kampları yaptığımızda en çok okuyanlar belirlenirdi. Cevşen 1.liği hep bende olurdu
Bugün Said Nursi hakkında kesinlikle "çok" kötü düşünmüyorum. Fakat yanlış yapmadığını ölümüne savunma gafletinde bulunmuyorum, hatta çok büyük yanlışları olduğunu da reddetmiyorum. Said Nursi çok büyük hataları da olsa İslam adına çok büyük mücadeleler vermiştir. İşlediği günahlar Allah ile onun arasındadır. Belki ileride bu düşüncem de değişecektir fakat, daha önce düştüğüm hatadan Allah'a sığınıp aynısını yapmamalıyım ve yok denecek kadar ilmim ile Said Nursi'yi eleştirmemeliyim.
Çünkü benim de Selefiler hakkında yanlış düşünmeme sebep olan şey aynısı. Aslında insanın fıtratı belli. Selefilere katılıp da kendini geliştirememiş, özellikle dini meselelerde henüz hiç birşey bilmeyen bir kısım yeni Selefi adayları, körü körüne, tıpkı Nur Cemaatindekiler gibi, hocaları ne söylüyorsa aynısını söylüyorlar. Hocalarının ayet, hadis delili olan söylediklerine lafım yok fakat, yorumlarını dahi hiç düşünmeden, bu sadece bir yorum bunu düşünmeliyim demeden, akıl süzgecinden bir kez geçirmeden kabul ediyorlar. Tıpkı farklı görüşte olan bir insanın Nurculardan tiksinmesi gibi bir görüntü oluşuyor insanın gözünde.
Şimdi memleketten uzağım. Tek başıma biraz zor da olsa uğraşıyorum bir şeylere. Özellikle bu siteyi bulduktan sonra biraz olsun kolaylaştı işim. Allah sizlerden, bilhassa yöneticilerden razı olsun.
Yöneticilerimizden de ricam şudur. Şüphesiz söyledikleriniz Ayet ve Hadislerle destekli. Fakat buna rağmen sitedeki diğer kişilerin şunu anlamasını sağlasak çok güzel olur: Bu kadar delillerle söylemeniz sizi ne kadar doğru ve düzgün insan yaparsa yapsın, yine de herkesin araştırması gerekiyor. "Bugün bunu gördük tamam olay budur" dememek gerekiyor. Çünkü şu an gaflette olan tarikatçılar, şeyhçiler, nurcular hep "gerçek yaşamlarında dürüst, ve gerçekten aldatmayan" hocalarının söylediklerine bağnazca bağlanıp bu yola geldiler.
Neyse. Aslında bu kadar yorumu yapmamın sebebi Delillerle bezediğiniz yazılarınıza klasik, duygusal, ve kendince! mantıksal (Allah affetsin) cevaplar veren Profesör'dü. Ne kadar üzücü. İşte bugün kendi üniversitemde de görüyorum. Profesör olması bir şeyi değiştirmiyor. Profesör demek her zaman araştırmacı demek değil. Tez için araştırmacı demek. Allah ıslah etsin. Ne aksini ispat edecek bir delil buluyor ne de kabul ediyor.
Neyse çok uzun oldu yine. Selamun Aleyküm.