Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Domuz Gribi "Tesadüf" Mü?

GuLYaRaSi Çevrimdışı

GuLYaRaSi

VuSLaTa HaSReT
Admin
H1N1 virüsü, DICK CHENEY, TAMiFLU (Antviral ilac), Donald Rumsfeld, ve Gilead Science (Tamiflu ilk üreten firma) hisseleri, H1N1 asisi-->> bunlarin hepsinin birbiriyle baglantili oldugunu söyleyenler var, yani virüsü ortaya cikaranlar Dick Cheney, yine ilaci ve asiyi üreten firmanin basinda olan Dick Cheney, yani bunlar hakkinda biseyler duyduysaniz , yada fikirlerinizi paylasirsaniz sevinirim...ABD nin ekonomik durumunun kötü olmasindan, böyle bi virüs ortaya cikarip, asi parasindan kazanc elde etmeyi amacladigi söylentileri var mesela...
 
R Çevrimdışı

ramazanusta

Üye
İslam-TR Üyesi
kardeşim öncelikle konuya bir şekilde cevap vermek istedim. yıllar önce yapmış oldugum araştırma sebebi ile hastalıklar hakkında bazı bilgilerim var. mesela sıtma hastalığı 21 gün sürer. şayet iyileşme olmassa tekrar 21 gün devam eder. saranın zamanı vardır vs. gelelim grib mikrobuna. grip mikrobu her yıl degişime ugrar genel olarak verdiği etkiler aynı etklilerin üstüne her sene farklı bir etki eklenir 7 yıl önce eklenen etki silinir. bu senenin gribinde diğrlerinden farkı kemiklere sızı verecek kadar degişik bir etkiye sahib olmasıdır. ölüm vakti gelenleri diğer ölüm sebebleri gibi gripde sebep olarak ölüme ulaştırır. tabiki kapitalizmin canavarları artık insanları, her yıl gelen grip hastalığı ile soymaya karar verdiler. ölümden korkan insanlar bu hastalıktan kurtulmak için bütün varlıklarını harcamaya dünden hazırlar. bir ailede bu hastalıktan bir ölüm olsa ve bu ölümü etraftaki insanlara duyurdugun anda her duyan önlem anlam için eczacılara ilaç firmalarına saldırırcasına koşmaya başlarlar. burda oluşan rantı bir düşünün. borsada para harcamayan, krizden parasını saklayan, ve ölümden çok korkan insanlar için tam bir harcama yapma zamanı hemde sınırsızca. bu gribe koyulan isimde her sene degişir oldu artık buda bir rant haline geldi. bu işin arkasında ciddi rant var. bunun başka bir adıda keriz silkeleme operasyonu. mesela 1925 yılının gribinin mikrobu hala örnek olarak labaratuarlarda saklanmaktadır tanınmış bir griptir ama zamanı geldiğinde onuda insanlara bulaştırmaktan hiç çekinmezler 1925 gribi en tehlikeli griptir. kapitalizmin rantçıları için bir kaç ölüm panik çıkarmya yeterlidir. onlar eger bütün insanları öldürmeye kalkarlarsa sermayelerini kaybederler. onlara lazım olan şey inançsızlık ve insanların sütleri etleri yünleri lazımdır. BU GRİP HER YIL DEGİŞKEN OLAN GELENEKSEL BİR GRİPTİR İLACIDA MEYAN KÖKÜ VE TİRİTDİR. KOYUN SÜRÜLERİNİN ARASINA KATILMAYALIM. ECELİ GELENİ BİR SİVRİSİNEKTE ÖLDÜRÜR VEYA ATOM BOMBASIDA. dünyadaki bu kadar imansız insna bunu ne kadarda anlatsak gerçek imana ulaşamayanlar bu oyunun içinde bir oyuncak olmaya devam edecekler. isterseniz gelecek yılın gribinin adınıda biz koyalım. $ dolar gribine ne dersiniz
 
GuLYaRaSi Çevrimdışı

GuLYaRaSi

VuSLaTa HaSReT
Admin
Allah razi olsun kardes..

Enteresan olaylara deginmisin, hala her virüs özellikle amerikan ve rus labaratuvarlarinda saklaniyor, herhangi bi hastalik cikarsa yine, bu virüsü kullanarak, antivirüs ilaclar üretebilsinler diye..ama tabiki dedigin gibi istedgi zamanda hastalik ortaya cikarabilirler, biolojik silahlanma..

Bi kac seyi anlamadim:

Yapmis oldugum hastaliklar derken, gecirdigin hastaliktan mi bahs ediyorsun?

1925 de, 1918 de grip epidemisini diyorsun sanirim?

"BU GRİP HER YIL DEGİŞKEN OLAN GELENEKSEL BİR GRİPTİR İLACIDA MEYAN KÖKÜ VE TİRİTDİR. " Bu denenmis mi?

Ayrica bütün grip virüsleri, kemiklere kadar isleyen agri yapabilir..


"isterseniz gelecek yılı gribinin adınıda biz koyalım. $ dolar gribine ne dersiniz" :) tam yerinde olmus, bütün meseleyi anlatmisin sanki, Allah razi olsun kardes..
 
T Çevrimdışı

Taabbud

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Aşıların Koruyucu Olduğu Hurafesi


Domuz Gribi Aşısında neler var?

AŞI HAKKINDAKİ GERÇEKLER

(Zorunlu tutulan veya kullanılması için baskı oluşturulan aşılar hakkında)

Ağustos 2009'da İngiltere ve Fransa'da Domuz Gribi aşısı, hayvanlardan sonra az sayıda insan üzerinde, ABD'de ise 2 bin kişinin üzerinde denenmiştir. Ancak sonuçlar en fazla 2 aylık verilerle sınırlıdır.

Büyük ihtimalle, domuz gribi aşısı Türkiye’de aşıyı satan firmanın kendi personeli vasıtasıyla uygulanacaktır. Böylece Faz-1 deneyi Türkiye'de 28 milyon kişi üzerinde yapılmış olacaktır. Önceden hiçbir olumlu verisi olmayan, tehlikesi büyük olan bir aşının 6-36 aylık bebeklere, çocuklara, sağlık çalışanlarına ve savunma mensuplarına uygulanması bugüne kadar Türkiye'nin göreceği en büyük tehlike olabilir.

Aşılar Zararlı mı?

Grip aşıları dahil tüm aşıların, aşılanan kişiyi ömür boyu etkileyecek derin zararları vardır. Yeni üretilen bir aşının yan etkilerine yönelik araştırmalar kısa vadeli sonuçlar verir. Dolayısıyla yan etkilerinin 2-10 yıl sonra ortaya çıkabileceği gözardı edilmektedir. Çocuklarımıza yapılacak bir aşı eğer kısırlığa yol açıyorsa, bu, 15-20 yıl sonra çok acı bir şekilde anlaşılacaktır. AIDS virüsü çocuk felci aşılamasından 10-12 yıl sonra, otizm 2-4 yıl sonra, kas-kemik ve bağ dokusu hastalıkları 4-6 yıl sonra; sinir sistemi hastalıkları 2-10 yıl sonra ve Guillain-Barre sendromu hemen veya birkaç yıl sonra ortaya çıkmıştı. Aşının yan etkileri aşıdan hemen sonra ortaya çıkmayabilir. Aşının sebep olacağı bir hastalık 20-30 ve hatta 50 yıl sonra ortaya çıkabilmektedir.

Her ilacın kutusunda hangi maddeleri içerdiğine dair bir prospektüs bulundurma zorunluluğu vardır. Fakat uygulanan bir aşı partiler halinde gönderilmekte ve tek bir prospektüs taşımaktadır. Dolayısıyla hastanın prospektüsü inceleme imkanı yoktur.

Grip aşılarının Bilinen İçeriği

1-Alüminyum hydroxide, alüminyum fosfat, amonyum sülfat, amphotericin B

2-Domuz dokuları, At kanı, Tavşan beyni, Köpek böbreği, Maymun böbreği.

3-Civciv embriosu, Tavuk-Kaz yumurtası, Sığır serumu, Betapropiolacton

4-Doğmamış sığır serumu, Formaldehyde, Formalin jelatin, Köpekbalığı karaciğeri yağı.

5-İnsan fetusu ( Üçüncü gebelik ayı başından doğuma kadarki devre içinde ana rahmindeki canlıya verilen ad)

6-Maymun böbrek hücreleri

7-Yıkanmış Koyun kanı

8- Monosodyum Glukomat

9- Polioksidonyum (Sentetik proteinler ve nano materyaller içerir. Bunlar gende değişiklik yaptığı gibi fenotipte de değişmeler yapmaktadır)

10- İnsan spermi

11- Etilen gliserol (antifriz)

12- Antibiyotikler

13- Skualen

Tüm aşılarda etki arttırıcı ve koruyucu olarak kullanılan maddeler bellidir ve hemen hemen aynıdır. Çoğunun özellikleri araştırılmamıştır ve etkileri tam olarak bilinmemektedir. Bu maddelerin deride kabarcıklar, beyin zarı iltihabı, kan yapısında bozulma, sinir iltihabı gibi rahatsızlıklara sebep olduğu tespit edilmiştir.

İmmünolojist Hugh Fudenburg'un ifade ettiğine göre son 10 yılda art arda 5 grip aşısı olan kişilerin alzheimer olma ihtimalleri 10 kat artıyor. Bunun sebebi ise kullanılan aluminyum ve civadır. (thimerosal)

Formaldehid kanserojen olma özelliğinden dolayı mobilya üretiminde bile yasaklanmıştır.

Thimoresal, çocuklarda konsantrasyon problemi, öğrenme zorluğu, konuşma bozukluğu, havale, epilepsi, hiperaktivite, sürekli ve yüksek sesle ağlama ve daha bilinmeyen bir çok probleme yol açmaktadır.

Alüminyum hidroksit kas ve kemik gelişimi bozuklukları ve felçlere sebep olabilir.

Skualen, Körfez Savaşı sırasında Amerikan askerlerine verilen şarbon ilaçlarında mevcuttu ve ALS gibi immün sistemi tahrip eden çok ağır hastalıklara yol açtığı tespit edilmiştir.

Dr. J. f. Graetz aşının yanetkileri nedeniyle hastalananların hemen hemen hepsinde farklı derecede beyin tahribatı olduğunu tespit etmiştir.

Aşılar ve içerdiği katkılar sebebiyle ölümle sonlanabilen şiddetli alerji, tansiyonda ani düşme, ateş, havale, eklem iltihabı, kas ağrıları, deri döküntüleri, lenf bezlerinde büyüme, kronik yorgunluk, kronik baş ağrıları, bütün vücut kıllarında dökülme, kapanmayan yaralar, hafıza kaybı, sara nöbetleri, felç, kansızlık, ruhsal ve sinirsel problemler, nefes darlığı, kronik ishal, gece terlemesi ve daha pek çok rahatsızlık ortaya çıkmaktadır.

Aşı Denen Şey Korur mu?

Dr. G. Buckwald'a göre: Herhangi bir aşının (domuz gribi aşısı da dahil) hastalıklara karşı koruyucu olduğunu ispat eden herhangi bir veri yoktur. Yani hiçbir aşı korumaz. Aksine her aşı bağışıklık sistemine karşı açılan bir savaş, büyük hastalıklara hatta ölüme açılan bir kapıdır.

Peki Bu Israrın Sebebi Ne?

Tüm bunlar karşısında neden aşılama üzerinde bu kadar ısrar edilmektedir sorusu akla geliyor.

Günümüzde bütün aşıların üretiminde genetik klonlama ve rekombinant DNA teknolojisi kullanılmaktadır. Kullanılacak DNA parçası, maymun ve domuz da dahil olmak üzere herhangi bir organizmadan alınabilir. DNA parçasında genleri manipüle edilir ve bu şekilde rekombine edilmiş DNA parçası aşılarda kullanılır. Aşılardaki Rekombinant DNA insan DNA’sına 'sıçramakta’ ve kalıcı olarak yerleşmekte, özelliklerini değiştirmekte ve bozmaktadır.

Ayrıca aşı üretiminde, tavuk embriyosu, tavşan beyin hücresi, maymun böbrek hücresi, buzağı ve domuz doku hücresi kullanılmakta ve bu dokuların hücre ve proteinleri aşının içeriğinde kalmaktadır. Bu doku kalıntıları çeşitli virüsler ve kanser hücreleri taşıyabilir. Bu şekilde kanser ve benzeri ağır hastalıklar aşılar vasıtasıyla yayılabilir.

Maymunlaşmak ve Domuzlaşmak!

Aşı, enjeksiyon, ağız, burun, vajina mukozası veya genetiği degiştirilmiş besinler yolu ile hücre çekirdeğine ulaşmakta, yumurta ve sperm hücreleri dahil hücre genomuna yerleşmektedir. Tavuk, buzağı, tavşan, maymun ve domuz DNA’sı aşı ile kalıcı olarak insan genomuna karışmaktadır. Bu demektir ki insan, tavuklaşacak, sığırlaşacak, tavşanlaşacak, maymunlaşacak veya domuzlaşacak ve gelecek nesilde bu hayvanların fiziksel ve ruhsal özellikleri gibi fenotipik değişiklikler görünür hale gelecektir. Kur-an'ı Kerim'de Maide Suresi 60. ayette bu durum şu şekilde bildirilmiştir:

De ki: “Allah katında cezası bundan daha kötü olanları size haber vereyim mi? Onlar, Allah’ın lanetlediği ve gazabına uğrattığı, içlerinden maymunlar ve domuzlar çıkardığı kimseler ile şeytanlara tapan kimselerdir. İşte bunların yeri daha kötüdür ve onlar doğru yoldan daha çok sapmışlardır.”

Yakın zamanda domuz endometrimundan (rahim iç zarı) insanda kullanılabilecek özellikte kök hücre elde edildi. Bu, ilaç üreticileri için çok sevindirici bir buluştu. Çünkü ilaç üretimindeki zorluklar ve maliyetler bir anda ortadan kalkmış oluyordu. Domuz rahmini kürtaj ederek hemen hemen bedava, istendiği kadar kök hücre elde edilebilir.

Ancak kök hücrenin hedef hücrelere nasıl aktarılacağı araştırma konusuydu. Öyle görünüyor ki en kolay ve en etkili yol bulunmuştur: Domuz gribi aşısı burun mukozası yoluyla, yani hipofize giden en kısa yol ile verilmektedir. Hipofiz, bütün iç salgı bezlerini yöneten, bütün hormonların üretiminde ve hormonlar vasıtasıyla bütün süreçlerde rol alan en önemli salgı bezidir. Bu yolla fenotipik değişimler çok kısa zamanda gerçekleşmektedir.

Genetik Yapıyı Değiştirmek... Ne Demek?

Bu komplo teorisi gibi görünebilirdi. Ancak modern tıpta ve biyoteknolojide “Bugün hastalıkları ve belirtilerini ilaçlarla tedavi etmek yerine hastaların Genetik Yapısının Değiştirilmesi ya da eksik olan genin verilmesi tercih edilir” temel prensibine karşı her teori zayıf kalır.

Halbuki Kur'an-ı Kerim'de sadece aşılarda bulunan Genetik Müdahalelere değil genetik yapının değiştirilmesine dair her türlü müdahaleye karşı Nisa suresi 118 ve 119. ayetlerde şöyle buyurulmaktadır:

“Allah o şeytana lânet etti ve o da, “Andolsun ki senin kullarından elbette belirli bir pay alacağım” dedi. Onları mutlaka saptıracağım, mutlaka onları kuruntulara sokacağım ve onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını yaracaklar. Yine onlara emredeceğim de Allah’ın yarattığını değiştirecekler.” Kim Allah’ı bırakıp da şeytanı dost edinirse şüphesiz o, apaçık bir hüsrana düşmüştür.”

Hastalık Üreten de İlaç Üreten de Aynı

İlaç şirketleri, 20. yüzyılda keşfettikleri “Hasta olanlara zaten ilaç satılıyor. Yeni hedef kitlemiz hasta olmayanlar” prensibi ile 'koruyucu hekimlik' adı altında sağlıklı bireylere aşı, biyolojik aktif maddeler ve vitaminler satıyor. İlginç olan şu ki, her ilaç firması sadece ilaç değil, GM tohumlar, tarım ilaçları, aromalar ve katkı maddeleri de üretiyor. Yani hastalık üreten maddeler de “tedavi” için sunulan maddeler de aynı şirketler tarafından üretiliyor. Ancak daha ilginci şu ki, milyarlarca insan şifa umuduyla hastalık üreticilerinden “ilaç” satın almaya devam ediyor.

İçeriğinde domuz hücrelerinin bulunması fıkhi olarak aşının durumunu ortaya koymaktadır. Fakat bazı din adamları 'zaruret' halini ileri sürerek, henüz ortaya çıkmamış, hatta belki hiçbir zaman da oluşmayacak bir salgını ‘zaruret’ kabul etmektedir. Hatta bu zaruret halini belirlemede Dünya Sağlık Örgütü gibi İslam dışı otoritelerin, İslam kaynaklı olmayan görüşlerini temel almaktadır.

Korunmak İçin Ne Yapmalı?

Prof. Dr. A. Rasim Küçükusta aşı hakkında şöyle diyor: “Domuz gribi ağır bir hastalık değildir. Belirtileri diğer grip türlerine göre daha hafiftir. Hastaların ateş düşene kadar evde istirahat etmeleri yeterlidir. Hastalık kendiliğinden geçer”

Ayrıca hastaların, iştahı gelene kadar yemek yememesi, bol miktarda limon suyu, greyfurt suyu içmesi, sarımsak ve soğan yemesi daha kısa zamanda iyileşmelerini sağlar.

Aşıların Etkili Olma İhtimali Var mı?

Bugüne kadar 863 tür grip virüsü belirlenmiştir. Bu 863 türden sadece 3 zincire karşı aşı geliştirilmiştir. İlaç şirketleri tarafından her yıl bu 863 türden biri için aşı geliştirildiği ve bu aşının da o türe karşı ortalama olarak %30 oranında koruma sağlayabileceği biliniyor. Ancak bu yıl 863 grip türünden hangisinin aktif olacağını doğal olarak kimse bilemiyor. Üstelik her sene başında tesadüfen seçilen türün, aşı üretildikten sonra mutasyon geçirmiş olma olasılığı yüksektir. Dolayısıyla aşı büyük ihtimalle hiçbir olumlu etki göstermeyecektir. Çünkü bu durumda aşı tamamen başka bir virüse karşı üretilmiş olacaktır.

Bu durum çok komik olabilirdi, trajik olmasaydı. Öyle görünüyor ki birisi insanlarla açıkça alay ediyor.

Ünlü Amerikalı çocuk doktoru Henry Bieler’e göre “Aşıların hastalıklar üzerinde hiçbir olumlu etkisi yoktur çünkü hastalıkların asıl sebebi mikroplar değildir. Hastalıkların sebebi toxemia (vücutta toksik madde toplanması) ve toxemia’nın hücre düzeyinde sebep olduğu bozulma ile mikropların çoğalması ve aktifleşmesine uygun ortam oluşmasıdır.” Toxemia’nın sebepleri arasında ise işlenmiş et ürünlerini, pastörize sütü, gıda katkı maddelerini, aşıları, ilaç ve deterjan tüketimini, tarım ilaçlarını sayabiliriz.

Dr. G. Buchwald 40 yılı aşan araştırmaları sonunda aşının bir faydası olmadığını ama pek çok zararı olduğunu tespit etmiştir. O şöyle diyor: “Aşı korumaz, Aşı yardım etmez, Aşı tahrip eder.”

Dünya, Aşılara Karşı Mesafeli

2 Kasım 2000’de Amerikalı Doktorlar ve Cerrahlar Birliği (AAPS) St. Louis’deki 57. toplantılarında çocuk aşılarının zorunlu olmasının kaldırılması için oy birliği ile karar aldı. Bu karara bir tane bile hayır diyen çıkmadı.

ABD Kongresi üyesi Dr. Ron Paul'un ifade ettiği üzere “1997'de geliştirilen Domuz Gribi aşısından ölenlerin sayısı 25, gripten ölenlerin sayısı sadece 1 idi.”

İngiltere’deki doktorlar şu anda ciddi bir korku içindeler. Tahminlerine göre bugün kullanılan grip aşısı Amerika’da 1976 yılında yaşanan grip salgınında kullanılan aşının analogudur (eşi).

Aşılar Birçok Derin Hastalığa Sebep Oluyor

1976’da Amerika’da kullanılan grip aşısının sonuçları:

• Aşıdan ölenlerin sayısı gripten ölenlerin sayısından daha fazlaydı.

• 500 kişide Guillain-Barre sendromu tesbit edildi.

• Guillain-Barre sendromuna yakalanma riski 8 kat arttı.

• Grip aşısının Guillain-Barre sendromuna sebep oldugu ispat edildikten 10 gün sonra aşılama durduruldu.

• Amerikan hükümeti tazminatlar için milyonlarca dolar ödemek zorunda kaldı.

Aşıların sebep olduğu belirtilen bazı rahatsızlıklar şöyledir:

Çocuk Felci Aşısı: AIDS’e

Tetanos: Beyin iltihabı’na

Hepatit B: Multiple Skleroz’a (MS)

Kızamık: Kalın bağırsak iltihabı, Beyin iltihabı’na

Kabakulak: Şeker hastalığı, Kramplı hastalıklar, Nörölöjik hastalıklar’a

Karma Aşılar: Ani çocuk ölümleri’ne

Grip Aşısı: Guillain-Barre sendrom’una, genetik ve fenotipik değişimlere sebep olmaktadır

Düşünün ve Karar Verin

Kendinize ve ailenize yaptırılacak her aşı için geniş bilgi toplayın. İçindekileri ve etkilerini öğrenin. Aşı olup olmamak konusunda SADECE SİZ karar verebilirsiniz. Unutmayın; aşıların sonuçları karşısından TEK SORUMLU SİZ OLACAKSINIZ.

Ne ilaç üreticileri, ne doktorlar, ne de devlet birimleri aşı ile oluşacak zararlar karşısında sorumluluk kabul etmezler.

Dr. Aidin SALİH
 
GuLYaRaSi Çevrimdışı

GuLYaRaSi

VuSLaTa HaSReT
Admin
Yazar sanirim asi karsiti, hicbisekilde objektif degil. Tabiki asilar uzerinden para kazaniliyor , oyunlar oynaniyor, ama "asi" nin pozitif yönleri tamamen gözardi edilmemeli,

"cicek hastaligi"- "pocken"- "pox virus" -"small pox" daha 1976 a gelesiye kadar, birsürü cocugun ölümüne neden oluyordu, ve bu hastalik yüzyillar öncede vardi, ama yapilan bi deneyimde, Edward Jenner diye bir doktor, hastalanan ineklerin cildindeki irinli kabarciklardan alir ve sonra kendi ogluna onlari asi yapar, sonucunda cocuk biraz ateslenir, hasta olur, ama bir kac gün sonra tamamen iyilesir, ve bu hastaliga yakalanmaz, bundan yola cikarak "asi" yapma gelistiriliyor, ve mesela bu cicek hastaligi "dünya saglik organizasyonu" tarafindan her tarafta asi kampanyasi yapilmasini sagliyarak, tamamen dünyadan kaybediliyor, sonuc, cocuklarin ölmemesi, ve bu asinin ise yaramasi.(asi yi ilk Edward Jenner yapmamistir, ondan önce hindistan-pakistanda, müslüman devletlerde de yapildigi söyleniliyor tarihte.)
180px-Child_with_Smallpox_Bangladesh.jpg



ASi vurulunca insanin icinde bazi hücreler harekete gecer, bunlar "savasci" hücredir, 13 saniyede kan hertarafi dolanir vucutta, icinde bu savascilar da var, bunlar vücütda yabanci cisim var mi diye tetikdedirler, ve asi yaptiginiz zaman, öldürülmüs bakteri yada virüs parcaciklari, yada birazcik etkisi giderilmis parcaciklar gelir bedeniniz, bunlar bedene ait olmadigi icin, immun sistemimiz yani savasci hücreler hemen harekete gecer, ve o mikroplari atmaya calisir, atarken cok enerji harcadigi icin, distan da insan kendisni cok yorup daha cok enerji harcayarak, enerji kaybi olmasin, daha cok enerji "ic savas" icin harcansin diye, insani bitkin yaparlar hormonlar salgilanir vs, insan kendisini bitkin hisseder, atesi cikar, ve dinlenmeye zorunlu birakilir, icerden savas devam eder...ve bu "savascilar" bi kerre asi olundumu, o virüsü unutmalar, arsivleme yaparlar yani, ve bir daha o virüs yada bakteri girdimi vucuda onu hemen etkisiz ale getirirler, cunku makinalari silahlarini iyice gelistirmislerdir artik..bu her vucudumuza olmamasi gereken seyler girip düzeni bozdugu zaman olur, asi durumuda ayni sekilde, yalniz bazi insanlarin "savascilari" daha zayif oldugu icin, bu Asiya karsi cikamazlar, ve onarda asi maddesi belki örnegin beyin enfeksiyonuna yol acabilir...ama bu yan etkiler cok nadirdir, ve yan etki var diye, milyonlarin hastaligini giderebilecek asi yapilmasin mi yani? kisaca asi nin pozitif yönleride cok..

savascilardan "T-Hücresi" elektronenmikroskop görüntüsünde:
180px-SEM_Lymphocyte.jpg



Asilarda yardimci maddeler kullaniliyor, ve ilac denetleme merkezlerinden gözden geciriliyor, dünyanin fakir ülkelerinde asi maddesine yan etki, yada dna degistirebilecek maddeler konulabilir, ama gelismis ülkelerde olduguna inanmiyorm, cok abartilmis, bu ayetide buna göre tefsir etmis...De ki: “Allah katında cezası bundan daha kötü olanları size haber vereyim mi? Onlar, Allah’ın lanetlediği ve gazabına uğrattığı, içlerinden maymunlar ve domuzlar çıkardığı kimseler ile şeytanlara tapan kimselerdir. İşte bunların yeri daha kötüdür ve onlar doğru yoldan daha çok sapmışlardır.” Asinin pozitif yönlerini, ve milyarlarca insanin cocuk yasta ölmemesine sebep oldugundan hic bahsetmemis.


Asi özellikle cocuk hastaliklarinda cok etkili, asi yapilmadan, daha cok cocuk ölüyor, asi cogu cocuk hastaliklarini özellikle gelismis ulkelerde tamamen kaybetmistir.

Ebu Hureyre r.a. rivayet etmistir ki, Rasulullah sallallahu aleyhi wesellem söyle buyurmustur: "Allah hicbir hastalik yaratmadiki, onun ilaci olmasin"

"Ey Allah´in kullari! Tedavi görün. Muhakkak ki, Allah c.c. ihtiyarlik ve ölümden baska her hastaligin sifasi icin ilacinida yaratmistir."
 
Üst Ana Sayfa Alt