Namazı bitirdikten sonra "Allahumme ente's- selam ve minke's- selam teberakte ya ze'l celal-i ve'l ikram" diyerek namazın kabul olup Allahın kabul buyurması için dua edildiğinden bunun sonucunda el içlerinin yüze sürülmesinde sakınca yoktur mustehabtır düşüncesindeyim. Buna delil olarak aşağıya şunları aktaracağım :
İbn-i Abbas (radıyallahu anhuma) anlatıyor:
"Rasulullah (s.a.v.) buyurdular ki: "Allah'a dua edince avuçlarının içini açarak dua et, ellerinin sırtlarıyla dua etme. Duayı bitirince avuçlarını yüzüne sür."
Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor:
"Peygamber (s.a.v.) yatağına girdiği zaman, ellerine üfleyip Muavvizateyn'i (felak ve nas sureleri) ve kulhu vellahu ehad'i okur ellerini yüzüne ve vücuduna sürer ve bunu 3 kere tekrar ederdi. Hastalandığı zaman aynı şeyi kendisine yapmamı emrederdi".
(Buharî, Fedâilu'l-Kur'ân 14, Tıbb 39, Da'avât 12; Muslim, Selâm 50, (2192); Tirmizî, Da'avât 21, (3399); Ebu Dâvud, Tıbb 19)
11 - Duâ Ederken Ellerin Kaldırılması Gerekir mi?
3386- Ömer b. Hattâb (r.anh)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.), duâda ellerini kaldırdığı zaman onları yüzüne sürmedikçe indirmezdi.” Muhammed b. Musenna kendi rivâyetinde: “Onları yüzüne sürmedikçe indirmezdi” demektedir. (Tirmizî rivâyet etmiştir)
(Tirmizî, Da’avât, 11)
Tirmizî: Bu hadis sahih garibtir. Sadece Hammad b. İsa’’nın rivâyetiyle bilmekteyiz. Bu hadisi tek başına rivâyet etmiştir. Bu kimsenin hadis rivâyeti azdır. Bazı kimseler ondan hadis rivâyet etmişlerdir. Hanzale b. ebî Sufyân güvenilir bir kimse olduğunu söylemiştir.
Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
'' Allah (cc)' tan dilediğiniz vakit avuçlarınızın içi ile dua edin isteyin... Duayı bitirince de avuçlarınızla yüzünüze sürün ''
(Ebu Davud, Tirmizi, ibni Hibban ve Hakim; İbn Mâce, Sunen, Dua, 13, c. 10, sf: 60; c. 1, sf: 368, Hadis no: 1181; Nesaî, Sunen, Kıyâmu’l-Leyl, 52)
Bu tür hadisler ve rivayetler neticesinde bazı alimler şöyle demişlerdir:
"Allahu Teâlâ, dua edeni hiçbir zaman boş çevirmeyip, kendisi için kalkan ele bir rahmet ulaştırdığına göre, ondaki rahmetin en şerefli ve tekrime en layık organ olan yüze sirâyet ettirilmesi munâsibdir."
Duânın sonunda elin yüze çalınması teberruk içindir. Yani, dua ile ellere inmiş olan rahmet eserleri, sürmek suretiyle yüze ulaştırılmış olur. (Kutub-i Sitte - Prof. Dr. İbrahim Canan)
Duadan sonra ellerin yüze sürülüb sürülemeyeceği konusunda farklı görüşler olmakla beraber, Kâdı Ebu Tayyib, Ebu Muhammed el-Cuvaynî, İbn Sabbağ, el-Mutevellî, Şeyh Nasr ve Gazalî bunun mustahab olduğu görüşündeler. (krş. Nevevî, El-Mecmu’da, 3/501)
İbn Hacer, Buluğu'l Meram'da (1553-1554): "Rivayet yollarının bir araya gelmesi ile hasen olur" buyurmuştur.
119 - Dua Ederken Ellerini Kaldıran ve (Sonunda) Ellerini Yüzüne Sürenin Babı
1181) (Abdullah) bin Abbâs (Radıyallâhu anhumâ)'dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Selietn) şöyle buyurdu, demiştir :
"Allah'a (c.c.) duâ ettiğinde avuç içlerini yukarıya kaldırarak duâ et. Avuçlarının dışlarını kaldırarak duâ etme. Duayı bitirdiğinde de ellerini yüzüne sür."
Râvi Sâllh bin Hassân'ın zayıflığı dolayısıyla isnadının zayıflığı Zevâid'de belirtilmiştir.
(Sunen-i İbni Mace Tercemesi ve Şerhi, Kahraman Yayınları: 3/541)
(Sunen-i İbn Mace, 119, Hadis no: 1181, C. 1, Sf: 368 ; Sunen-i Nesai, Kıyam-ul Leyl: 52)
İzahı
Zevâid yazarı bunu zevâid türünden saymış ise de bu türden değildir. Çünkü Ebû Dâvûd bunu 'Duâ' babında rivayet etmiştir. Lafızları farklı olmakla beraber mânâları aynidir. Ebû Davud'un rivayeti şöyledir:
= -Duvarları (süslemek üzere kumaşlar, halılar ve benzerleri ile) örtmeyiniz. (Din) kardeşinin kitabına izin almadan bakan kimse cehennem ateşine bakmış (buna mustahak olmuş) olur. Avuçlarınızın içleri (ni havaya kaldırmak) ile Allah'a dua ediniz. Avuçlarınızın dışları ile Allah'a dua etmeyiniz. Duanıza son verdiğiniz zaman avuçlarınızın içlerini yüzlerinize sürünüz.-
Hadis, dua edilirken avuçların içlerini semâya doğru açmanın, elleri havaya kaldırmanın meşruluğuna ve dua ederken avuçların içi yere dönük olacak şekilde elleri havaya kaldırmanın yasaklığına delâlet eder. Bunun hikmeti, avuç açmanın Allah'a muhtaçlığın, tevâzuun ve dilemenin bir ifâdesi oluşudur. Ellerin tersini havaya kaldırmak ise, dilenen şeye rağbet etmemek ve buna önem vermemek anlamını ifâde eder.
Hadisin zahirine göre, hayırlı bir şeyin istenmesi veya bir şerrin defedilmesi için duâ edilirken avuçların içini havaya doğru açmak meşrudur. Tıybî böyle demiştir.
İbn-i Hâcer ise, hadîsteki emri, bir hayırlı şeyin verilmesi yolunda yapılacak duaya hamlederek şöyle demiştir:
Çünkü bir şeyi kazanmak için istekte bulunan kimseye uygun olanı, baş vurduğu zâta doğru elini açması ve gönül alçaklığı ile ellerini, uzatıp bol ihsanla doldurulmasına çalışmasıdır. Kişi bir şerrin defi için duâ edeceği zaman ellerinin tersini semâya doğru kaldırması ve avuçlarının içini yere çevirmesi sünnettir. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) böyle yapmıştır.
Bunun hikmeti bir şeyin verilmesi dilenirken bunun alınmasının umulduğunu avuç açmakla belirtmektir. Bir şerrin defi için elin ters çevirilmesi, o şerrin kovulmakta olduğunun umulduğunu ifâde eder.
Hanefi’lere göre, duada avuç içinin aşağıya çevrilmesi sadece yağmur duasında meşru kılınmış, diğerlerine şâmil olmamıştır.
Şafii'lere göre , dua ederken musibetten sakınmak için ellerini aşağıya çevirmeleri bazı hadislere dayanmaktadır ki sünnettir. Bu hadislerden birisi de aşağıdadır.
Konuyla ilgili olarak Ahmed b. Hanbel’in Musned’inde de Hallad bin Hallad bin Sâbi'l-Ensarî şöyle bir rivayet bulunmaktadır:
“Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem, Allah’tan herhangi bir şey istediği zaman avuç içlerini yukarıya çevirirdi. Ancak bir şeyden sakınacağı zaman avuçlarının dışını yukarı çevirirdi.”
(Musned, Ahmed b. Hanbel, 4/56, 27/98 ; Heysemi, Mecmau’z- Zevaid, X/168; Rudâni, Cemu’l-Fevaid, II/618; el-Fethu’l-Kebir, II/357; Nevevî, el-Minhâc, 6/190; İbn Hacer, Fethu’l-Bârî, 2/518)
Heysemî, her ne kadar bu hadisin isnadının “hasen” olduğunu söylüyorsa da (Mecmau’z-Zevaid, c: 10 s: 168), rivayet zincirinde bulunan İbn Lehîa’dan dolayı bu hadisin “zayıf” olduğu bildirilmiştir. (Şevkânî, Neylu’l-Evtâr, c: 4, sf: 10)
Şafii mezhebinin delil aldığı diğer hadisler :
Enes b. Mâlik şöyle rivayet etmiştir:
“Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem yağmur duası yapmış ve ellerinin arkası ile gökyüzüne işaret etmiştir.” (Muslim, Salâtu’l-İstiskâ, 6 (896).
Bu hadisi şerh eden İmam Nevevi şöyle diyor: “Bizim ulemamız (Şafii mezheb alimleri) ile başkalarından muteşekkil bir grup âlim, kıtlık gibi bir belanın def-i için yapılan dualarda eller kaldırılarak, avuçların sırtlarının semaya çevrilmesi; bunun dışında herhangi bir istekte bulunulduğu zaman ise avuç içlerinin gökyüzüne çevrilmesi sünnettir, demişlerdir.” (İmam Nevevî, Şerh-u Sahîh-i Muslim, c: 6, s: 190, hadis no: 896)
Enes hadisinde ise şöyle gelmiştir: ''Peygamber (s.a.v.) yağmur duası dışında hiç bir duada ellerini kaldırmazdı. Yağmur duasında ellerini o derece yukarı kaldırırdı ki koltuk altı beyazlığı görülürüdü.'' (Vehbe Zuhayli. İsl. Fık. Ans. II/504)
Abbadb. Temim (r.anh), amcasından naklediyor: “Rasulullah (s.a.v)’i yağmur duasında gördüm, kıbleye döndü elbisesini ters çevirdi ve ellerini kaldırarak dua etti.”
(Ebû Davud, Salat: 257; İbn Mâce, İkametu’s Salat: 153; Nesai, Kitabu'l İstiska 1495)
ÂbdurRahman (r.anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Ben Rasûlullah(s.a.v)’i Ahcar-uz Zeyd denilen yerde ellerini kaldırmış durumda yağmur duası yaptığını gördüm.”
(Buhârî, İstiska: 21; Dârimi, Salat: 189; Nesai, Kitabu'l İstiska 1497)
Duâ bitince ellerin yüze sürülmesinin hikmeti de şudur:
Duâ edilirken, rahmeti ilâhi ellerin üzerine iner. Bu rahmet en şerefli uzuv olan yüze de ulaşsın diye eller, yüze sürülür.
Hadîslerin Arasını Bulmak
Bu hadis, duâ edilirken avuçların içi semâya bakacak tarzda elleri havaya kaldırmanın meşruluğuna delâlet eder.
Bundan önceki babta geçen Enes (Radıyallâhu anh)'in hadîsinin zahirine göre yağmur duası hâriç Peygamber (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) duâ ederken ellerini havaya kaldırmazdı.
Duâ ederken Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'in ellerini havaya kaldırdığı bir çok hadîsle sabittir. Bu hadîslerle Enes (Radıyallâhu anh)'in hadisi arasında görülen zahiri çelişkinin bertaraf edilmesi yolunda el-Menhei yazarı şu yorumu beyan eder:
Enes (Radıyallâhu anh)'ın gayesi Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yağmur duasında ellerini havaya çok kaldırdığını, diğer dualarda bu kadar kaldırmadığını ve normal bir şekilde kaldırdığını ifâde etmektir.
Veyahut Enes (Radıyallâhu anh)'ın gayesi yağmur duâsındaki ellerin kaldırılışı diğer zamanlardaki kaldırılışından tamamen farklıdır. Yâni yağmur duasında ellerin tersi semâya doğru ve avuçların içi yere doğru tutulurdu. Bu tür kaldırış yağmur duasından başka dualarda olmazdı. Çünkü diğer dualarda avuçların içi semâya doğru tutulurdu.
Hadîslerin arasını bulmanın imkânsızlığı faraza düşünülecek olursa Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in duâ ederken ellerini kaldırdığına dâir hadisler, kaldırmadığına dâir hadislere tercih edilir. Çünkü musbit (bir olayın olduğunu beyan eden) hadisler, nâfi (o olayın olmadığını açıklayan) hadislere tercih edilir.
Hadisin Fıkıh Yönü
1. Duâ ederken elleri havaya kaldırmak meşrudur..
2. Avuçların içini semâya doğru tutmak meşrudur. Avuç içini yere doğru çevirmek yasaktır.
3. Duanın bitiminde elleri yüze sürmek meşrudur.
4. Şafii mezheb alimlerinin görüşüne göre, duanın korku mânâsına gelen cümlelerinde ellerin içinin yere çevrilip aşağıya tutulması mustehabdır.
Cumhura göre her türlü duada ellerin için havaya doğru açılır. Ellerin içinin aşağıya çevrilmesi sadece yağmur duasında meşru kılınmış, diğerlerine şâmil olmamıştır.