Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Dün Gece Rüyâmda Rabb'imi Genç Bir Delikanlı Sûretinde Gördüm Rivayetinin Sıhhati Nedir?

ENSAR Çevrimdışı

ENSAR

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
1- “Dün gece rüyâmda RABBİMİ GENÇ BİR DELİKANLI SÛRETİNDE gördüm. Altından yapılmış bir koltuk üzerinde oturuyordu. Başında altından bir tâc, iki ayağında altından nalinler vardı. (Krş. Tirmîzî, Tefsîr, Sad -38; İbn Hanbel, Müsned, V, 367; Dârimî, Sünen, Rüyâ, 12.)


2- Peygamberimiz (sav) buyurdu ki: "ALLAH BENİMLE GÖRÜŞTÜ VE EL SIKIŞTI. Elini iki omuzum arasına koydu; öyle ki PARMAKLARININ SOĞUKLUĞUNU İKİ GÖĞSÜM ARASINDA HİSSETTİM.” (Hanbel, 5/243)
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
1- Taberâni’de { رَأَيْتُ رَبِّي فِي الْمَنَامِ فِي صُورَةِ شَابٍّ }
"Rabb'imi ruyada genç bir delikanlı suretinde gördüm"
(Taberânî, es-sunne, Ummu’t-Tufeyl’den) ---


{ رَأَيْتُ رَبِّي فِي صُورَةِ شَابٍّ }
“Rabb'imi bir delikanlı sûretinde gördüm.”
(Taberânî, es-Sunne)


:وَعَنْ أُمِّ الطُّفَيْلِ امْرَأَةِ أُبَيِّ بْنِ كَعْبٍ قَالَتْ: سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ - صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ - يَقُولُ
رَأَيْتُ رَبِّي فِي الْمَنَامِ فِي صُورَةِ شَابٍّ مُوَفِّرٍ فِي خُفٍّ، عَلَيْهِ نَعْلَانِ مِنْ ذَهَبٍ، عَلَى وَجْهِهِ فِرَاشٌ مِنْ ذَهَبٍ
İlgili rivâyet Taberani, el-Evsat, 18/321, Hadis no: 20854 'de geçmektedir. Bu hadis için muhaddisler, rivâyetinin senedi munkatı / kopuk, mânası ise “munker” (İslam ruhuna aykırı) olduğunu belirtmişlerdir! (Heysemi, Mecmau’z- Zevaid, 7/179, Hadis no: 11745).
Bu rivayetin bir benzeri de Keşfu’l-Hafa, 1/436 'da yer almaktadır. İmam Subki; "Bunun uydurma olduğunu" belirtmiştir.
Bazı âlimler bu munker rivâyet için, "sahih olsaydı bile bunun tevil edilmesi gerekir. Bu da “Allah’ın bir tecellisinin ruyada bir suret şeklinde tezahur etmesi” şeklinde olabileceğini demekle birlikte, bu rivayetin senedinin uydurma olduğu hususunda İmam Subki ile aynı görüştedirler. (Aclûni, Keşfu’l-Hafa, 1/436, Hadis no: 1409)

Bu rivayet hakkında özetle diyecek olursak; "Rabb'imi ruyada genç bir delikanlı suretinde gördüm" manasındaki hadisin senedi, sağlam olmadığı gibi rivâyet uydurmadır! Fakat "genç bir delikanlı şeklinde gördüm" manasında olmayan hadisin diğer varyantları için aşağıdaki açıklamalar yapılmıştır:


وعن ابْنِ عَبَّاسٍ رَضِيَ اللّهُ عَنْهما قال: قَالَ رَسُولُ اللّهِ : أتَانِى اللَّيْلَةَ آتٍ مِنْ رَبِّى، وَفى رِوَايَةٍ: أتَانِى رَبِّى في أحْسَنِ صُورَةٍ. فقَالَ يَا مُحَمَّدُ. فَقُلْتُ: لَبَّيْكَ رَبِّى وَسَعْدَيْكَ. قَالَ: هَلْ تَدْرِى فِيمَ يَخْتَصِمُ الْمَ‘َ ا‘عْلى؟ قُلْتُ: َ. فَوَضَعَ يَدَهُ بَيْنَ كَتِفِىَّ حَتّى وَجَدْتُ بَرْدَهَا بَيْنَ ثَدْيَىَّ. فَعَلِمْتُ مَا في السَّمواتِ وَمَا في ا‘رْضِ.
ثُمَّ قَالَ: يَا مُحَمَّدُ! أتَدْرِى فِيمَ يَخْتَصِمُ الْمَ‘ُ ا‘عْلى؟ قُلْتُ: نَعَمْ، في الدَّرَجَاتِ وَالْكَفَّاراتِ وَنَقْلِ ا‘قْدَامِ الى الجَمَاعَاتِ، وَإسْبَاغِ الْوُضُوءِ في السَّبْراتِ، وَاِنْتِظَارِ الصََّةِ بَعْدَ الصََّةِ، ومَنْ حَافَطَ عَلَيْهِنَّ عَاشَ بِخَيْرٍ وَمَاتَ بِخَيْرٍ وَكَانَ مِنْ ذُنُوبِهِ كَيَوْمَ وَلَدَتْهُ أُمُّهُ ثُمَّ قَالَ: يَا مُحَمَّدُ. قُلْتُ: لَبَّيْكَ وَسَعْدَيْكَ. قَالَ: إذَا صَلَّيْتَ فَقُلِ: اللَّهُمَّ إنِّى أسْألُكَ فِعْلَ الْخَيْرَاتِ وَتَرْكَ الْمُنْكَرَاتِ، وَحُبَّ الْمَسَاكِينِ، وَإذَا أرَدْتَ بِعبَادِكَ فِتْنَةً فَاقْبِضْنِى إلَيْكَ غَيْرَ مَفْتُونٍ. قَالَ: وَالدَّرَجَاتُ إفْشَاءُ السََّمِ وإطْعَامُ الطَّعَامِ وَالصََّةُ بِاللَّيْلِ وَالنَّاسُ نِيَامٌ . أخرجه الترمذي..اطق »الصُّورةِ« على اللّهِ تعالى يجوز، والمراد بما جاء في الحديث أنه أتاه في أحسن صفة، أو يكون المعنى عائداً الى النبي : أي أتاني ربى وأنا في أحسن صورة. والْمَ‘ُ ا‘عْلى« المئكة المقربون.و»السبرات« بإسكان الموحدة : جمع سبرة، وهى شدة البرد. وفي بعض النسخ : المكروهات .
İbnu Abbas (radıyallahu anhumâ) anlatıyor: "Rasûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Bu gece Rabb'imden bir (melek, elçi olarak) geldi. -Bir rivayette ise şöyle demiştir: "Rabb'im bana en güzel bir surette geldi"- ve: "Ey Muhammed!" dedi.
"Buyur Rabb'im, emrindeyim!" dedim.
"Mele-i A'la
(da bulunanların) nelerde yarıştıklarını biliyor musun?" dedi.
"Hayır!" dedim. Bunun üzerine elini omuzlarımın arasına koydu. Hatta onun serinliğini göğüslerimde hissettim. Derken semavat ve arzda olanları öğrendim.
Sonra: "Ey Muhammed! Mele-i A'la
(efradı) nelerde yarışır biliyor musun?" dedi.
"Evet! Dereceler
(i artıran ameller)de, keffaretlerde. [Keffaretler ise -Tirmizi'de geçtiği hâli] yaya olarak cemaatlere gitmek, şiddetli soğuklarda abdesti tam almak, namazdan sonra namaz beklemektedir. Kim bunlara devam ederse hayır üzere yaşar, hayır üzere ölür, günah mevzûunda da annesinden doğduğu gündeki gibi olur" dedim.
Sonra tekrar: Ey Muhammed!" dedi.
"Buyurun emrinizdeyim!" dedim.
"Namaz kıldığın vakit, dedi, şunu oku: "Allahım, senden hayırları yapmamı, kötü şeyleri de terketmemi ve fakirleri sevmemi taleb ediyorum! Kullarına bir fitne arzu edersen, beni fitneye düşmeden, yanına al!"

(Gece bana gelen elçi -veya Rabbim- son olarak) dedi ki: "Dereceler ise, selamı yaymak, yemek yedirmek, insanlar uyurken gece namaz kılmaktır!"

(Tirmizî , Kuran-ı Kerim Tefsiri 39. sûre, Bab 39, Hadis no: 3231, 3232, 3234)
Tirmizî: Bu hadis bu şekliyle hasen garibtir.

Tirmizî: Bu konuda Muâz b. Cebel’den, Abdurrahman b. Âişe’den de hadis rivâyet edilmiştir.

Bu hadis Muâz b. Cebel tarafından uzun olarak aktarılmış olup Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

Uyuklamaya başlamıştım bir ağırlık çöktü uyuya kalmışım Rabb'imi en güzel şekilde gördüm büyük ve ileri gelen melekler topluluğu hangi konuda tartışıyorlar? Buyurdu.

- Muâz b. Cebel (r.anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir:
Rasûlullah (s.a.v.), bir sabah namazına o kadar geç kalmıştı ki neredeyse güneş doğacaktı. Derken çabucak çıktı namazı için kamet getirildi. Rasûlullah (s.a.v.), namazı biraz hafifçe kıldırdı. Selam verince olanca sesiyle saflarda bulunduğunuz şekilde kalınız buyurdu ve bize dönerek şöyle dedi:
Beni bu sabah namazına geciktiren sebebin ne olduğunu söyleyeceğim, geceleyin kalkıp abdest alıp gereği kadar namaz kıldım, derken namazda uyuklamaya başladım sonra uykum ağırlaştı ve ben bu sırada Rabb'imi en güzel surette gördüm.
Ya Muhammed buyurdu. Ben de: Ey Rabb'im buyur emrine amadeyim dedim.
Şöyle buyurdu: Büyük ve ileri gelen melekler topluluğu hangi konuda tartışıyorlar?

Ben de: “Bilmiyorum Ya Rabb'i” dedim.
Bunu üç kere tekrarladı. Sonra el ayasını iki küreğimin arasına koydu ben iki elin serinliğini iki memem arasında hissettim. Her şey bana göründü ve her şeyi bildim
.
Ya Muhammed!
Buyurdu.
Ben de “Buyur Rabbim emrine amadeyim” dedim,
Şöyle buyurdu:
“Büyük ve ileri gelen melekler topluluğu hangi konuda tartışıyorlar?
Ben de: “Keffaretler konusunda” dedim.
Nedir onlar?” buyurdu.
Ben de dedim ki: “İyiliklere adımları çoğaltmak, namazlardan sonra mescidlerde oturmak, her türlü zorluklar karşısında abdest organlarını kapsamlı yıkamak.”
Sonra hangi konularda” buyurdu.
“Yemek yedirmek yumuşak söz söylemek, insanlar uyurken geceleyin namaz kılmak.
Bunun üzerine: “Dile benden ne dilersen” buyurdu.
Ben de şöyle duâ ettim: “Allah’ım iyilikler yapmayı kötülüklerden el çekmeyi, yoksulları sevmeyi beni beni bağışlayıp esirgemeni senden dilerim. Bir topluma bir fitne göndereceksen beni o fitneye düşürmeksizin vefat ettir. Bana seni sevmeyi seni sevenleri sevmeyi ve senin sevgine yaklaştıran her ameli sevmeyi nasib eyle.”
Rasûlullah (s.a.v.): “Bu söylenenler haktır ve gerçektir bunları kendinize ders edininiz ve öğreniniz” buyurdu.

(Tirmizî , Kuran-ı Kerim Tefsiri 39. sûre, Bab 39, Hadis no: 3235; Musned: 21093)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Muhammed b. İsmail’e bu hadis hakkında sordum; Dedi ki: Bu hadis hasen sahihtir. Bu hadis Velid b. Muslim’in, Abdurrahman b. Yezîd b. Câbir’den rivâyetinden daha sahihtir.
Tirmizî: Hâlid b. Leclac, Abdurrahman b. Aiş el Hadramî’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.)’den işittim dedi ve bu hadisi aynen aktardı bu rivâyet mahfuz değildir.

Aynı şekilde Velid hadisinde Abdurrahman b. Âiş’den rivâyet ederek şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.)’den işittim…

Bişr b. Bekr, Abdurrahman b. Yezîd b. Câbir’den bu hadisi bu senedle Abdurrahman b. Âiş’den rivâyet etmiştir. Bu rivâyet daha sahihtir. Abdurrahman b. Âiş, Peygamber (s.a.v)’den hadis işitmemiştir.


Hadisin metninde "Genç Bir Delikanlı" ifadesi yoktur!

Allah’u Teâla, hiçbir mahluka benzemediği gibi O'na bir şekil de verilemez."
Bu sebeble, bir kısım âlimler, bu hadisi açıklamaktan çekinmiş, bunun aklımızın idrakinden âciz kaldığı muteşabih / manası kapalı bir hadis olduğunu söylemişlerdir.

Bazı alimler de ehl-i sünnet akidesine aykırı olmayacak şekilde şu şekilde teviller yapmışlardır:

“Rabb'imi en güzel surette gördüm” : Ben, en güzel surette iken; en büyük lûtuflarına mahzar olduğum bir halde Rabbimi gördüm.” demektir.

"Rabbi'mi en güzel surette gördüm.” : Onun sıfatlarının tecellilerini, onun lûtuf ve ikramlarını sonsuz mükemmellikte ve nihayetsiz güzellikte ve eşsiz bir cömertlikte gördüm.” demektir.

“Rabb'imi en güzel surette gördüm.” : Şimdiye kadar hiç görmediğim şekilde bana yaptığı lûtuf ve ikramlarını, manevî nihayetsiz celal, kemal ve cemalini gördüğüm bir halde Rabb'imi gördüm.(Mubârakfuri, Tuhfetu’l-Ahvezî bi-Şerhi Camii't-Tirmizi, ilgili hadisin şerhi).


2-
Allah benimle görüştü ve el sıkıştı. Elini iki omuzum arasına koydu. Öyle ki parmaklarının soğukluğunu iki göğsüm arasında hissettim.”

حدثنا سلمة بن شبيب وعبد بن حميد قالا حدثنا عبد الرزاق عن معمر عن أيوب عن أبي قلابة عن بن عباس قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : أتاني الليلة ربي تبارك وتعالى في أحسن صورة قال أحسبه في المنام فقال يا محمد هل تدري فيم يختصم الملأ الأعلى قال قلت لا قال فوضع يده بين كتفي حتى وجدت بردها بين ثديي أو قال في نحري فعلمت ما في السماوات وما في الأرض قال يا محمد هل تدري فيم يختصم الملأ الأعلى قلت نعم قال في الكفارات والكفارات المكث في المساجد بعد الصلوات والمشي على الأقدام إلى الجماعات وإسباغ الوضوء في المكاره ومن فعل ذلك عاش بخير ومات بخير وكان من خطيئته كيوم ولدته أمه وقال يا محمد إذا صليت فقل اللهم إني أسألك فعل الخيرات وترك المنكرات وحب المساكين وإذا أردت بعبادك فتنة فاقبضني إليك غير مفتون قال والدرجات إفشاء السلام وإطعام الطعام والصلاة بالليل والناس نيام قال أبو عيسى وقد ذكروا بين أبي قلابة وبين بن عباس في هذا الحديث رجلا وقد رواه قتادة عن أبي قلابة عن خالد بن اللجلاج عن بن عباس
صحيح
İbn Abbâs (r.anhuma)’den rivâyete göre;
Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Ulu ve yüce Rabb'im bu gece en güzel surette (İbn Abbâs dedi ki: Uyku aleminde) bana göründü ve Ey Muhammed büyük ve ileri gelen melekler topluluğu hangi konuda munâkaşa ediyorlar biliyor musun?

Ben de hayır dedim.
Bunun üzerine elini iki omuzumun arasına koydu -veya göğsüme- ve ben o iki elin soğukluğunu iki kürek kemiği arasında veya göğsümde hissettim. Sonra göklerde ve yerde ne varsa hepsini bildim.
Tekrar, Ey Muhammed! Büyük ve ileri gelen melekler topluluğu hangi konuda munakaşa ediyorlar biliyor musun?
Ben de evet dedim. Keffaretler hakkında
Keffâretler namazdan sonra mescidde kalmak, mescidlerdeki cemaate yaya olarak yürümek her türlü zorluk ve soğuklarda bile abdest organlarını kapsamlı yıkamaktır. Kim böyle yaparsa hayırla yaşar hayırla ölür ve her türlü hata ve günahlarından sıyrılarak annesinden doğduğu gün gibi tertemiz olur.
Sonra şöyle buyurdu: Ey Muhammed! Namaz kıldığında şöyle duâ et: Allah’ım iyilikler yapmayı kötülüklerden el çekmeyi yoksulları sevmeyi senden dilerim. Kullarına bir kötülük göndereceğin vakit beni o kötülüklerden uzak tut yanına al…
Rasûlullah (s.a.v.), sözüne şöyle devam etti: Dereceler ise selamı yaymak, yemek yedirmek, insanlar uykudayken geceleyin namaz kılmaktır. (Tirmizî rivâyet etmiştir.) (Şeyh Elbani dedi ki : Sahihtir)

Tirmizî: Bu hadiste Ebû Kılabe ile İbn Abbâs arasında bir şahıs daha ilave edilmektedir. Katâde bu hadisi Ebû Kılâbe’den, Hâlid b. Leclac’tan ve İbn Abbâs’tan rivâyet etmiştir.

محمد بن بشار حدثنا معاذ بن هشام حدثني أبي عن قتادة عن أبي قلابة عن خالد بن اللجلاج عن بن عباس عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : أتاني ربي في أحسن صورة فقال يا محمد قلت لبيك ربي وسعديك قال فيم يختصم الملأ الأعلى قلت ربي لا أدري فوضع يده بين كتفي فوجدت بردها بين ثديي فعلمت ما بين المشرق والمغرب قال يا محمد فقلت لبيك رب وسعديك قال فيم يختصم الملأ الأعلى قلت في الدرجات والكفارات وفي نقل الأقدام إلى الجماعات وإسباغ الوضوء في المكروهات وانتظار الصلاة بعد الصلاة ومن يحافظ عليهن عاش بخير ومات بخير وكان من ذنوبه كيوم ولدته أمه قال هذا حديث حسن غريب من هذا الوجه قال وفي الباب عن معاذ بن جبل وعبد الرحمن بن عائش عن النبي صلى الله عليه وسلم وقد روي هذا الحديث عن معاذ بن جبل عن النبي صلى الله عليه وسلم بطوله وقال إني نعست فاستثقلت نوما فرأيت ربي في أحسن صورة فقال فيم يختصم الملأ الأعلى

قال الترميذ حسن غريب
قال الشيخ الألباني : صحيح
3234- İbn Abbâs (r.anhuma)’dan rivâyete göre;
Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Rabb'im bana en güzel şekilde göründü ve: “Ey Muhammed!” dedi.
Ben de “Ey Rabb'im, buyur emrine amadeyim” dedim.
Şöyle buyurdu: “Büyük ve ileri gelen melekler topluluğu hangi konuda tartışıyorlar?
Ben de: “Bilmiyorum Ya Rabb'i” dedim.
“Elini iki küreğimin arasına koydu ben iki elin soğukluğunu iki memem arasında hissettim sonra doğu ile batı arasında her şeyi bildim sonra, "Ya Muhammed!" buyurdu.
Ben de “Buyur Rabbim emrine amadeyim” dedim.
Şöyle buyurdu: “Büyük ve ileri gelen melekler topluluğu hangi konuda tartışıyorlar?
Dereceler ve keffaretler konusunda” dedim;
Mescidlere cemaate katılmak için adım atmalar, her türlü zorluk ve sıkıntılı anlarda bile abdest organlarını kapsamlı yıkamak bir namazdan sonra diğer namazı beklemek. Kim bunlara devam ederse hayırla yaşar hayırla ölür ve günahlarından temizlenip annesinden doğduğu gün gibi olur. (Tirmizî rivâyet etmiştir.)
Tirmizî: Bu hadis bu şekliyle hasen garibtir. (Elbani dedi ki Sahihtir)

Tirmizî: Bu konuda Muâz b. Cebel’den, Abdurrahman b. Âişe’den de hadis rivâyet edilmiştir.

Bu hadis Muâz b. Cebel tarafından uzun olarak aktarılmış olup Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
Uyuklamaya başlamıştım bir ağırlık çöktü uyuya kalmışım Rabbimi en güzel şekilde gördüm. Büyük ve ileri gelen melekler topluluğu hangi konuda tartışıyorlar? Buyurdu.


حدثنا محمد بن بشار حدثنا معاذ بن هانئ حدثنا أبو هانئ اليشكري حدثنا جهضم بن عبد الله عن يحيى بن أبي كثير عن زيد بن سلام عن أبي سلام عن عبد الرحمن بن عائش الحضرمي أنه حدثه عن مالك بن يخامر السكسكي عن معاذ بن جبل رضي الله عنه قال : احتبس عنا رسول الله صلى الله عليه وسلم ذات غداة عن صلاة الصبح حتى كدنا نتراءى عين الشمس فخرج سريعا فثوب بالصلاة فصلى رسول الله صلى الله عليه وسلم وتجوز في صلاته فلما سلم دعا بصوته قال لنا على مصافكم كما أنتم ثم انفتل إلينا ثم قال أما إني سأحدثكم ما حبسني عنكم الغداة إني قمت من الليل فتوضأت وصليت ما قدر لي فنعست في صلاتي حتى استثقلت فإذا أنا بربي تبارك وتعالى في أحسن صورة فقال يا محمد قلت لبيك رب قال فيم يختصم الملأ الأعلى قلت لا أدري قالها ثلاثا قال فرأيته وضع كفه بين كتفي حتى وجدت برد أنامله بين ثديي فتجلى لي كل شيء وعرفت فقال يا محمد قلت لبيك رب قال فيم يختصم الملأ الأعلى قلت في الكفارات قال ما هن قلت مشي الأقدام إلى الحسنات والجلوس في المساجد بعد الصلوات وإسباغ الوضوء حين الكريهات قال فيم قلت إطعام الطعام ولين الكلام والصلاة بالليل والناس نيام قال سل قل اللهم إني أسألك فعل الخيرات وترك المنكرات وحب المساكين وأن تغفر لي وترحمني وإذا أردت فتنة قوم فتوفني غير مفتون أسألك حبك وحب من يحبك وحب عمل يقرب إلى حبك قال رسول الله صلى الله عليه وسلم إنها حق فادرسوها ثم تعلموها قال أبو عيسى هذا حديث حسن صحيح سألت محمد بن إسماعيل عن هذا الحديث فقال هذا حديث حسن صحيح وقال هذا أصح من حديث الوليد بن مسلم عن عبد الرحمن بن يزيد بن جابر قال حدثنا خالد بن اللجلاج حدثني عبد الرحمن بن عائش الحضرمي قال سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم فذكر الحديث وهذا غير محفوظ هكذا ذكر الوليد في حديثه عن عبد الرحمن بن عائش قال سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم وروى بشر بن بكر عن عبد الرحمن بن يزيد بن جابر هذا الحديث بهذا الإسناد عن عبد الرحمن بن عائش عن النبي صلى الله عليه وسلم وهذا أصح وعبد الرحمن بن عائش لم يسمع من النبي صلى الله عليه وسلم
قال الترميذ حسن صحيح
قال الشيخ الألباني : صحيح
Muâz b. Cebel (r.anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir:
Rasûlullah (s.a.v.), bir sabah namazına o kadar geç kalmıştı ki neredeyse güneş doğacaktı. Derken çabucak çıktı namazı için kamet getirildi.
Rasûlullah (s.a.v.), namazı biraz hafifçe kıldırdı.
Selam verince olanca sesiyle saflarda bulunduğunuz şekilde kalınız buyurdu ve bize dönerek şöyle dedi: “Beni bu sabah namazına geciktiren sebebin ne olduğunu söyleyeceğim, geceleyin kalkıp abdest alıp gereği kadar namaz kıldım, derken namazda uyuklamaya başladım sonra uykum ağırlaştı ve ben bu sırada Rabb'imi en güzel surette gördüm.
Ya Muhammed buyurdu.
Ben de: Ey Rabbim buyur emrine amadeyim dedim.
Şöyle buyurdu: Büyük ve ileri gelen melekler topluluğu hangi konuda tartışıyorlar?
Ben de: “Bilmiyorum Ya Rabb'i” dedim.
Bunu üç kere tekrarladı. Sonra el ayasını iki küreğimin arasına koydu ben iki elin serinliğini iki memem arasında hissettim. Her şey bana göründü ve her şeyi bildim.
Ya Muhammed! buyurdu.
Ben de “Buyur Rabbim emrine amadeyim” dedim.
Şöyle buyurdu: “Büyük ve ileri gelen melekler topluluğu hangi konuda tartışıyorlar?
Ben de: “Keffaretler konusunda” dedim.
Nedir onlar?” buyurdu.
Ben de dedim ki: “İyiliklere adımları çoğaltmak, namazlardan sonra mescidlerde oturmak, her türlü zorluklar karşısında abdest organlarını kapsamlı yıkamak.”
Sonra hangi konularda” buyurdu.
Yemek yedirmek yumuşak söz söylemek, insanlar uyurken geceleyin namaz kılmak.
Bunun üzerine: “Dile benden ne dilersen” buyurdu.
Ben de şöyle duâ ettim: “Allah’ım iyilikler yapmayı kötülüklerden el çekmeyi, yoksulları sevmeyi beni beni bağışlayıp esirgemeni senden dilerim. Bir topluma bir fitne göndereceksen beni o fitneye düşürmeksizin vefat ettir. Bana seni sevmeyi seni sevenleri sevmeyi ve senin sevgine yaklaştıran her ameli sevmeyi nasib eyle.”
Rasûlullah (s.a.v.): “Bu söylenenler haktır ve gerçektir bunları kendinize ders edininiz ve öğreniniz” buyurdu.
(Ahmed b. Hanbel, Musned: 21093)

Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Muhammed b. İsmail’e bu hadis hakkında sordum; Dedi ki: Bu hadis hasen sahihtir. Bu hadis Velid b. Muslim’in, Abdurrahman b. Yezîd b. Câbir’den rivâyetinden daha sahihtir.

Tirmizî: Hâlid b. Leclac, Abdurrahman b. Aiş el Hadramî’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.)’den işittim dedi ve bu hadisi aynen aktardı bu rivâyet mahfuz değildir.

Aynı şekilde Velid hadisinde Abdurrahman b. Âiş’den rivâyet ederek şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.)’den işittim…

Bişr b. Bekr, Abdurrahman b. Yezîd b. Câbir’den bu hadisi bu senedle Abdurrahman b. Âiş’den rivâyet etmiştir. Bu rivâyet daha sahihtir. Abdurrahman b. Âiş, Peygamber (s.a.v)’den hadis işitmemiştir.

(Tirmizi ; C: 3, Hadis no: 3233, 3234, 3235, S: 150 - 151)



Hadis İnkarcılarının Reddettiği Bazı Hadisler
Çözüldü - Hadis Inkarcılarının Reddettiği Bazı Hadisler

 
Üst Ana Sayfa Alt