Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Soru Emeviler Ehli Beyt Düşmanı mıydı?

K Çevrimdışı

Kerbela Şehidi

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Ulan kaç ay sonra bir girdik karşımıza çıkan konuya bak :D
Fikrim sorulursa -ki genelde sorulmaz- Emevilerin genel anlamda Osmanlılardan pek farklı olmadığı kanaatindeyim. Usame bin Ladin'in(r.aleyh) güzel bir temsili var Osmanlılar hakkında "Onlar sürüsüne iyi davranmayan ama düşmanlardan koruyan çobana benzerdi" diye. Emevilerde böyle. Raşid halifeler devri ile tabiki kıyas edilemez diğer yönü ile bu gün ilede kıyas edilemez. Sonuç olarak zulümlerinden beriyim, Müslüman olarak kendilerinden değil.
Haccac fetih yaptı da ne oldu? Mevaliden cizye alan adamların İslam uğruna fetih yaptıklarını düşünmek cahillik olur.

Akhim bu mantık doğru değil. Harama bakan bir kişi Allah için namaz kılabilir. Kimsenin kalbini yarıp bakmadık buna Haccac da dahil Yezid de.
Yapılan fetihlerin hiçbirisi Allah rızası için değildi. Bilakis Emeviler fethettikleri yerdekilerin Müslüman olmasını istemiyordu ki cizye alabilsinler. Emevilerin ırkçı olmadığını söyleyen de ancak cahil birisi ya da utangaç Arap ırkçısı biridir.

Yani ben özellikle Müslümanlaşma karşıtı bir tutum bilmiyorum.
Damarlarımda bir damla Arap kanı yok bildiğim kadarıyla. Utangaç Arap ırkçısı olmam gibi bir şey sözkonusu olamaz.
Yani Emevi komutanlarından pek çok önemli isim mevali yada mevali çocuğu. Meşhur Tarık bin Ziyad ve Musa bin Nusayr bunlardan aklıma gelen ikisi.

Emevilerden en çok çekende Iraklı Araplar oldu zaten.
Türkler de Emevilerin yaptıkları fetihler ile Müslüman olmamıştır, topluca İslamlaşmalar 900'lü senelerde olmuştur.

İran ve Mısır, Hz Ömer(r.anh( döneminde fetholundu ama Müslümanlaşma çok sonraları oldu. Bu Hz Ömer'in ve raşid hilafetin rolünü küçültmez diye düşünüyorum.

***
Bende sana son cevabımı söyleyeyim her konuda olduğu gibi hanefi maturidi taasupcusu müfterinin tekisin ilim yoksunu olduğun kadar delil isteyince diyanetin sitesini atacak kadar acizsin. Ama ben yinede senin için Allah'tan kötü bir istekte bulunmuyacağım Allah akıl fikir versin .

Akhi bu uslubu kullanma sadece savunduğun şey her ne ise ona halel getirirsin. Ben şahsen bu konu hakkında genel fikir sahibi olmasaydım zehebi kardeşe hak verirdim. Bunun hanefi maturidi taasubu ile alakası yok. Bende hanefiyim. Konu fıkhi değil tamamen tarihsel. Fıkhi olan tarafı sadece Sultan'a karşı gelmek caizmidir meselesi
 
Muhammed087 Çevrimdışı

Muhammed087

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Bazı emevi halifeleri zalim olabilir ama bu onların hiç sevilmeyecek olmaları anlamına gelmez kendileri İslam için çok şey yapmışlardır fetihlerle Fransa'dan Çin'e yaymışlardır Allah emirlerine ve komutanlarının hepsine rahmet etsin onlardan razı olsun .Emevi devletine düşmanlığı bırakın artık .Tabi ilkokuldan beri size öğrettikleri için emeviler kötü, ırkçı vs. bunları demeniz normal.

hepsine boşuna rahmet okumuşsun tahta çıkanlardan biri velid bin yezid azılı bir kafirdi
 
EBU HANİFE Çevrimdışı

EBU HANİFE

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi

Geçmişin travmalarıyla yaşayan, en ilkel davranış olan kavimcilikten sıyrılamayan İslam alemi birde toparlanıp hakimiyet elde etme hayali kuruyor.
Yerinde tespit kardesim cok begendim bu yorumunu. Allah cc sana rahmet eylesin.

Kardesler bende Hanifi /maturidiyim kactir hosuma gitmeyen mezhebimin aleyhine yazilar goruyorum yapmayin boyle.Bix Imam maturidi esari ve ibn teymiyyeyle beraber bir ummetiz.
 
Bumin Kağan Çevrimdışı

Bumin Kağan

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Emeviler tarihinde ehli beyt düşmanlığı yapmış halifeler çoğunluktadır. Hutbelerden Hz. Ali'ye uzun yıllar beddua ettirmişlerdir. Bu adeti Ömer bin Abdülaziz kaldırmıştır. Aynı zamanda emevi devleti Arap ırkçılığı yapan bir devlettir. Arap olmayan müslümanlara karşı mevali politikası gütmüş onları azat edilen kölelerle aynı sınıfta görüp aşağılamış sosyal ilişkiler dahi kurmaktan çekinmişlerdir. Emeviler döneminde birçok fetih yapılmış fakat kalpler fethedilemiştir. Olaya Türk tarafından bakacak olursak Kuteybe bin Müslim Orta Asya'da çok fazla kan dökmüş savaşmadan teslim olan Türk topraklarında dahi katliam yapmaktan çekinmemiştir. Talkan ve Curcan katliamları İslam kaynaklarında da yer almaktadır. Türkler bu durumdan ötürü uzun yıllar İslam'a karşı mesafeli durmuş bazı Türkler İslamiyeti kabul etmiş fakat emeviler cizye gelirleri azaldığı için müslüman olduğunu söyleyen Türklerden vergi almaya devam etmişlerdir. Türkler her fırsatta Emevilere karşı ayaklanmış Emevileri topraklarından atana kadar da durmamışlardır. Türkler ancak Abbasiler döneminde kitleler halinde Müslüman olmuşlardır. Zaten Emevilerin yıkılışı da Mevali diye sınıflayıp hor gördüğü topluluklar tarafından olması da kaderin büyük bir cilvesidir.
 
K Çevrimdışı

Kerbela Şehidi

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Emeviler tarihinde ehli beyt düşmanlığı yapmış halifeler çoğunluktadır. Hutbelerden Hz. Ali'ye uzun yıllar beddua ettirmişlerdir. Bu adeti Ömer bin Abdülaziz kaldırmıştır.

Kardeşim İslam tarihçisi olduğumu iddia etmiyorum ama bu konuyu zamanında özel olarak araştırdım.
Emeviler döneminde bir kısım insanların Halifelere yalakalık olsun diye Hz Ali'ye sebbettiği yada beddua ettiği doğrudur ama bunun genel bir uygulama ve devlet zoruyla olduğu kısmı işin Acem yada Türkmen palavrası boyutu.
Aynı zamanda emevi devleti Arap ırkçılığı yapan bir devlettir. Arap olmayan müslümanlara karşı mevali politikası gütmüş onları azat edilen kölelerle aynı sınıfta görüp aşağılamış sosyal ilişkiler dahi kurmaktan çekinmişlerdir.

Yukarıda örneğini verdim pek çok önemli komutan var mevali yada mevali çocuğu olan. Ki siz sosyal ilişkiler dahi kurulmadığını yazmışsınız halbuki o dönem genel olarak Fars ve Rumların kadınlarıyla çok evlenilmesiyle tenkit konusu olmuştur. Hatta Anadolu ya ilk İslam gazalarını yapan meşhur Emevi komutanı Battal Gazi'nin annesinin baba tarafından Seyyid anne tarafından ise Mevali-Türk olduğunu söyleyen tarihçiler vardır ki bu hem Mevali hemde Ehli beyt politikası konusundaki iddilarınızı boşa çıkartır.

Emeviler döneminde birçok fetih yapılmış fakat kalpler fethedilemiştir. Olaya Türk tarafından bakacak olursak Kuteybe bin Müslim Orta Asya'da çok fazla kan dökmüş savaşmadan teslim olan Türk topraklarında dahi katliam yapmaktan çekinmemiştir. Talkan ve Curcan katliamları İslam kaynaklarında da yer almaktadır. Türkler bu durumdan ötürü uzun yıllar İslam'a karşı mesafeli durmuş bazı Türkler İslamiyeti kabul etmiş fakat emeviler cizye gelirleri azaldığı için müslüman olduğunu söyleyen Türklerden vergi almaya devam etmişlerdir. Türkler her fırsatta Emevilere karşı ayaklanmış Emevileri topraklarından atana kadar da durmamışlardır.

Türklük yönünün kuvvetli olması ile bilinen tarhiçi Kadir Mısıroğlu, Türklerin hem Kuteybe'yi hemde ona emir veren Haccac'ı minnetle anması gerektiğini zira zahiren onların sayesinde İslam'a girdiklerini söylemiştir. Keza Kuteybe bin Müslim'in zahiri planda, Türklerin İslamlaşmasında birinci faktör olduğunda hemen bütün tarihçiler müttefiktir. Türkler ise Emevileri hiçbir zaman topraklarından atamamışlardır. Emevi devleti hasta yatağındayken dahi Nasır bin Seyyar(r.aleyh) eliyle Türklere galebe çalmayı başarmıştır.
Zaten Emevilerin yıkılışı da Mevali diye sınıflayıp hor gördüğü topluluklar tarafından olması da kaderin büyük bir cilvesidir.

Mevali desteği ile iktidara gelen Abbasiler dönemi kelimenin tam anlamıyla bir facia ile neticelenmiştir. Evet, Emeviler döneminde de çürümüşlük ve zulüm vardı, hatta bazı halifeler(!) zındıktı. Ama genele baktığımız zaman en azından ümmeti dış tehtitlere karşı koruyorlardı. Usame bin Ladin'in(r.aleyh) Osmanlılar için söylediği emeviler içinde geçerlidir.
Sonra gelen Abbasiler ne daha adil olabildi nede Ümmeti koruyabildi. Allah yardım edipte Selçuklular güçlenip zamanında yetişmeseydi ümmet dışarda bizans içerde ise Batınilik tarafından yok edilebilirdi.
 
Bumin Kağan Çevrimdışı

Bumin Kağan

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Kardeşim İslam tarihçisi olmadığını söylüyorsun ama kesin hüküm vermekten de geri durmuyorsun. Emeviler devletinin kabul gören en önemli iki yanlışını yok sayıyorsun şu mantığa göre Hz. Hüseyin de ortada geçerli bir sebep yokken Emevilere isyan etti. Cevaba gelirsek
Ehli Beyte beddua edilmiştir ve Ömer bin Abdülaziz bu adeti kaldırmıştır. Bununla ilgili İslam Ansiklopedisinde Ömer bin Abdülaziz kısmında bu konu açıklanmaktadır. Gene Hz. Hasan'ın hilafeti Muaviyeye devir şartlarından birisi de atası Hz. Aliye sövülmemesidir. Hâşimoğulları’na da Abdüşemsoğulları’na (Ümeyye) gösterilen yakınlık gösterilecek ve aynı ihsanlarda bulunulacaktır (Dîneverî, s. 221-222). İbnü’l-Esîr bu şartlara Hz. Ali’ye sövmemeyi de ilâve etmiştir (el-Kâmil, III, 405). Tarihi bunca olay varken bu Acem Türkmen palavrası demek senin palavran olmaktan öteye gitmemektedir.
Öncelikle mevali ne demek bunu araştırıp öğrenmen gerekiyor. Zaten mesele arap olmayanlara ikinci sınıf vatandaş (Mevali) olarak davranmalarından kaynaklanıyor. Zaten İslam'dan önce de kullanılan bir kavram ve aşağılayıcı bir sıfat olduğuna şüphe yok. Bir iki tane basit örnek veriyor ve bakın mevalilerle hiç sıkıntı olmamış diyorsun. Pes doğrusu. Arap olmayan müslümanlardan cizye almaya devam etmeleri onları azat ettikleri köleler olarak görmeleri hiç bir zaman Araplarla eşit görmedikleri zaten bilinen bir durum. Emevi hanadanı içerisinde Arap olmayanlarla evlenen olmuştur fakat hiçbir zaman bu haneden içerisinde kabul görmemiştir. Kendini o dönemde hayal ettiğinde sana mevali denmesini kabul ediyorsan sorun yok. Arap olmayanlarla evleniyorlardı diyip temize çıkarmaya çalışılıyor. Güneş balçıkla sıvanmaz Detaylı bilgi için bakabilirsin: MEVÂLÎ - TDV İslâm Ansiklopedisi
Kadir mısıroğlunun Türklük yönü kuvvetli değildir. Kadir mısıroğlu Osmanlı yönü ağır basan bir tarihçidir. Fakat bunu da ne kadar doğru yaptığı tartışılır. Emevileri yönetenler de neticede insandı ve insanlar hata yapabilir bu hataları söylemek İslam düşmanlığı değildir bilakis İslamı doğru anlamaktır. Peygamberimiz 23 yıl gibi bir süre sabırla İslam'ı anlatmıştır. Ebu Süfyan ancak mekkenin fethi esnasında müslüman olmuştur. Peygamberimiz zorunlu kalmadıkça da kan dökmekten çekinmiştir. Emeviler ise bunun aksine hızlı saldırılar yapmıştır. Türklerin İslam'ı öğrenme anlama fırsatları da olmamıştır. O zamanlar orta asyada yaşayan bir Türk olsan neye uğradığını anlamadan üzerine gelen ordularla savaşmaz mıydın? Kuteybe sayesinde Türklerin Müslüman olması konusunda ittifak eden tarihçileri buraya yazar mısın? Biz neden böyle bir ittifak duyamadık? Kuteybe bin Müslim ve Haccac'a minnet duymak zorunda değiliz. Kuteybe'ye emeviler dahi minnet duymamış sonu da onların elinden olmuştur. Kaldı ki Türkler onların uygulamaları ile müslüman olmamıştır. Herhalde o dönem kesilen Türkler seninle aynı düşünmemiş ve Sulu Kağan önderliğinde Araplarla savaşmıştır. Sulu Çor ve Türgişleri iyi okuduğun takdirde Türkler ellerine geçirdiği her fırsatta karşı saldırıya geçtiklerini görürsün. Güle oynaya Arapları kabul eden Türkler neden Sulu Kağan önderliğinde Araplarla savaşmıştır? Türkler sulu önderliğinde çok büyük başarılar da kazanmışlardır emevi ordularını peş peşe yenilgiye de uğratmışlardır. Hatta sulu kağana zahmetin babası unvanını da Araplar vermişlerdir Sana basit iki örnek vereceğim Türklerin islamlaşmasını daha kolay anlayabileceğiz. İtil Bulgarları ve Karahanlı devleti.
Gelelim diğer konuya Abbasiler döneminin Moğal belası yüzünden kötü bitmesi onların döneminin Emevilerden kötü olduğu anlamına gelmez. Bu çok sığ ve garip bir yorum. Abbasiler dönemi çok uzun bir dönem. bu dönem içerisinde dış tehditler emeviler döneminde asla olmayan boyutlara ulaşmıştır. Sadece dış değil iç düşmanlar da olmuştur. Kaldı ki senin mantığına göre Emevilerin ardılı olan Endülüs Emevileri de müslümanları koruyamamıştır fakat kimse böyle sığ bir yorum yapmaz. Endülüs emevileri ve Abbasiler de ellerinden geldiğince müslümanları korumuş müslümanlar da düşmanlara karşı savaşmıştır
fakat Moğol ve haçlılara karşı başarılı olamamışlardır onlar yıkıldıktan sonra yerine bayrağı başka devletler almışlardır adil halifeler de olmuş hata edenler de. Kaldıki kimse hatasız değildir. İslam'a ilim ve bilim anlamında altın çağını yaşatan uzun yıllar İslam'a hizmet eden de Abbasilerdi. daha sonra sahneye Selçuklular çıktı. Onlar da yıkıldılar. Emeviler tarih sahnesinden 90 küsür senede silinmiştir. Fakat müslümanları korumalarına gerek kalmamış çünkü zaten müslümanlar tarafından ortadan kaldırılmıştır.
 
Son düzenleme:
Repentant Çevrimdışı

Repentant

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Abi emeviler üzerinden de kavga etmeyiverin ya vallahi üzülüyorum siz böyle yapınca he,adamlar yıkılalı yüzyıllar olmuş,bizim kardeşler birbirini yiyor,yıl 2022.
 
K Çevrimdışı

Kerbela Şehidi

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Kardeşim İslam tarihçisi olmadığını söylüyorsun ama kesin hüküm vermekten de geri durmuyorsun. Emeviler devletinin kabul gören en önemli iki yanlışını yok sayıyorsun şu mantığa göre Hz. Hüseyin de ortada geçerli bir sebep yokken Emevilere isyan etti.

Kesin hüküm vermiyorum hak bildiğim şeyi söylüyorum ki tarih bilgimde oldukça iyidir. Hem zannedersem sizde İslam tarihçisi değilsiniz.
Hz Hüseyin'in yaptığı şeyi tamamen haklı görüyorum. Ama o dönem sağ olan sahabenin tamamı bu konuda Hz Hüseyin ile hemfikir değildi.
Benim karşı çıktığım bir kaç kendini bilmezin Hz Ali'ye karşı yaptığı terbiyesizliği koskoca bir döneme atfetmek yanlış olur, tıpkı Babürlüler döneminde bir kaç kendini bilmezin kendisini Rasulullah'tan üstün addetmesini ve yer yer bunu Allah'ın evlerinde dinlendirmesini koskoca Babür İmparatorluğuna atfetmenin yanlış olduğu gibi.
Ehli Beyte beddua edilmiştir ve Ömer bin Abdülaziz bu adeti kaldırmıştır. Bununla ilgili İslam Ansiklopedisinde Ömer bin Abdülaziz kısmında bu konu açıklanmaktadır. Gene Hz. Hasan'ın hilafeti Muaviyeye devir şartlarından birisi de atası Hz. Aliye sövülmemesidir. Hâşimoğulları’na da Abdüşemsoğulları’na (Ümeyye) gösterilen yakınlık gösterilecek ve aynı ihsanlarda bulunulacaktır (Dîneverî, s. 221-222). İbnü’l-Esîr bu şartlara Hz. Ali’ye sövmemeyi de ilâve etmiştir (el-Kâmil, III, 405). Tarihi bunca olay varken bu Acem Türkmen palavrası demek senin palavran olmaktan öteye gitmemektedir.
Evela olayı kişiselleştirmenin bir anlamı yok. Acem palavrası derken yazılı Şii, Türkmen palavrası derken ise Anadoluda ki Alevilerin anlatıları kastedilirdi Osmanlılarda. Kişi cehaletini yenmeden başkasını ithama kalkmamalıdır.
Hz Hasan'ın(r.anh), Hilafeti Hz Muaviye'ye devrederken bu şartı ileri sürmüş olması Ömer bin Abdulaziz(r.aleyh) dönemine kadar Hz Ali'ye sövülüyordu demek olmaz. Dediğim gibi Emeviler döneminde MÜNFEERİT OLARAK böyle hadiselerin yaşandığını inkar etmiyorum. Emeviler dönemini raşid hilafet olarakta görmüyorum.
Öncelikle mevali ne demek bunu araştırıp öğrenmen gerekiyor. Zaten mesele arap olmayanlara ikinci sınıf vatandaş (Mevali) olarak davranmalarından kaynaklanıyor. Zaten İslam'dan önce de kullanılan bir kavram ve aşağılayıcı bir sıfat olduğuna şüphe yok. Bir iki tane basit örnek veriyor ve bakın mevalilerle hiç sıkıntı olmamış diyorsun. Pes doğrusu.

Benim bir tane örnek vermiş olmam bir kişi oldukları anlamına gelmez. Muhammed ibni Sirin, Abdullah ibni Mübarek, Hasan-ı Basri. Tarık bin Ziyad ve hatta sermezhebimiz olan Ebu Hanife(r.aleyh) ve daha pek çokları Emeviler döneminde el üstünde tutulan Mevali yada Mevali çocuklarıdır.
Emevi hanadanı içerisinde Arap olmayanlarla evlenen olmuştur fakat hiçbir zaman bu haneden içerisinde kabul görmemiştir. Kendini o dönemde hayal ettiğinde sana mevali denmesini kabul ediyorsan sorun yok. Arap olmayanlarla evleniyorlardı diyip temize çıkarmaya çalışılıyor. Güneş balçıkla sıvanmaz Detaylı bilgi için bakabilirsin:
Güneşi balçıkla sıvamaya çalışan yok.
Osmanlıda da sonradan Müslüman olanlara "Dönme" diyorlardı. Sen kendine dönme denmesini kabul ediyorsan sorun yok. Keza koskoca sadrazamlara "Devşirme" diyorlardı.
Bir dönem bu şekilde anlaşılmaz.
Emevileri yönetenler de neticede insandı ve insanlar hata yapabilir bu hataları söylemek İslam düşmanlığı değildir bilakis İslamı doğru anlamaktır.
Katılıyorum, benim karşı çıktığım Şii ve Oryantalistlerden temel alarak Emevileri tenkit etmek. İmam Şafii'nin dediği gibi "Düşman oklarını izlerseniz o sizi hak ehline götürür".
Emeviler dönemi İslam aleminde öncesinde görünmemiş bir istibdad devriydi. Yezid ve Haccac ise modern çağlara kadar kendilerine benzeri İslam aleminde az gelmiş olan iki zalimdi. Benim karşı çıktığım bu tarz temeli Şii ve Oryantalist anlatıları olan meseleler.
Peygamberimiz 23 yıl gibi bir süre sabırla İslam'ı anlatmıştır. Ebu Süfyan ancak mekkenin fethi esnasında müslüman olmuştur. Peygamberimiz zorunlu kalmadıkça da kan dökmekten çekinmiştir.
Peygamber'in(s.a.v) Medine dönemi neredeyse tamamen savaşla geçmiştir. Mekke döneminde ise henüz cihad ayetleri inmemiştir. Konuyu değiştirmeyelim istersen.
O zamanlar orta asyada yaşayan bir Türk olsan neye uğradığını anlamadan üzerine gelen ordularla savaşmaz mıydın?
Mesele bizim duygusal tepkilerimiz meselesi değil. 1453'te İstanbulda yaşayan bir Rum olsaydım şehrimi savunurdum.

Kuteybe sayesinde Türklerin Müslüman olması konusunda ittifak eden tarihçileri buraya yazar mısın?

Kaynaklar şu anda elimde yok o yüzden irticalen yazacağım. İtimadın yoksa araştırabilirsin.
Türkiyede genellikle en çok okunan "Muhtasar İslam Tarihi" adlı eserin müellifi Hayati Ülkü, Türklerin Müslüman olmasında Kuteybe'nin en büyük pay sahibi olduğunu hem Kuteybe bin Müslim hemde Nasır bin Seyyar'ın seferlerini anlattığı kısımda yazmıştır.
Zikrettiğim kadir Mısıroğlu da aynı isimli eserinde bu görüşe yer verir. Fatih Şeker ise aynen şu ifadeleri kullanır: Eğer Kuteybe'nin faaliyetleri olmasaydı, Türklerin doğrusu Müslüman olabileceğine ben inanmıyorum. Dolayısıyla Kuteybe, o "demir yumruğuyla" bir manada ne yapmış, İslamlaşmanın önünü açmış.
Hem Türk hemde Araplara yabancı olan Leiden İslam ansiklopedisindeki Kuteybe bin Müslim maddesinde de bu söylediklerim geçmektedir.
Bunun dışında erken cumhuriyet döneminin tarih tezinde de Türklerin, Kuteybe bin Müslim'in faaliyetleri olmasaydı Müslimalaşmayacağı üzerine kuruludur. Mahut Turan Dursun da aynı şeyi zikretmiştir
Şu anda aklıma gelen isimler bunlar burda akademik makale yazmıyoruz.
Şimdi bu kadar çok benzemezin aynı anda aynı yanlışı savunmasının ne gibi bir sebebi olabilir ki?
Kuteybe bin Müslim ve Haccac'a minnet duymak zorunda değiliz. Kuteybe'ye emeviler dahi minnet duymamış sonu da onların elinden olmuştur.

Bunu ben değil Mısıroğlu söylemişti. Kuteybe bin Müslim'in öldürülmesi ise Emevilerin bahsettiğim zulümlerinden birisidir. Pek çok Osmanlı paşasıda benzer sebeplerden padişahların paranoyalarının kurbanı olmuştur. Selçuklularda ise koskoca bir Çaka bey örneği vardır.



Sulu Çor ve Türgişleri iyi okuduğun takdirde Türkler ellerine geçirdiği her fırsatta karşı saldırıya geçtiklerini görürsün. Güle oynaya Arapları kabul eden Türkler neden Sulu Kağan önderliğinde Araplarla savaşmıştır? Türkler sulu önderliğinde çok büyük başarılar da kazanmışlardır emevi ordularını peş peşe yenilgiye de uğratmışlardır. Hatta sulu kağana zahmetin babası unvanını da Araplar vermişlerdir Sana basit iki örnek vereceğim Türklerin islamlaşmasını daha kolay anlayabileceğiz. İtil Bulgarları ve Karahanlı devleti.

O dönem Türklerin, bölgedeki İslam faaliyetlerinin karşısında olduğu doğrudur. Ben Kuteybe döneminde Türkler Müslüman oldu demedim. Kuteybe'nin faaliyetleri olmasaydı Müslüman olmazlardı dedim. Tıpkı Farsların, Hz Ömer döneminde Müslüman olmaması gibi. Hz Ömer döneminde belki müslüman olmadılar ama Hz Ömerin fetihleri olmasa Müslümanlaşmaları zahiren mümkün değildir. Türklerinde Kuteybe bin Müslim'in faaliyetleri olmasa Müslümanlaşma emaresi yoktu.
Gelelim diğer konuya Abbasiler döneminin Moğal belası yüzünden kötü bitmesi onların döneminin Emevilerden kötü olduğu anlamına gelmez. Bu çok sığ ve garip bir yorum. Abbasiler dönemi çok uzun bir dönem. bu dönem içerisinde dış tehditler emeviler döneminde asla olmayan boyutlara ulaşmıştır

Benim Abbasileri eleştirdiğim zaten ümmeti parçalayıp saldırıya açık hale getirmeleri. Moğol İstilasına gelene kadar Abbasiler Iraka hapsolmuşlar İslam aleminde ise kırk tane saltanat ortaya çıkmıştı. Abbasi hilafeti miladi sekizinci asrın sonundan beri yok hükmündeydi.
 
Bumin Kağan Çevrimdışı

Bumin Kağan

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
1) Kusura bakma ama Hz. Hüseyin'in yaptığı şeyi tamamen haklı bulup hem de emevileri bu kadar savunmak nasıl bir akıl tutulmasıdır kardeşim? Hz. Hüseyin'e sahabeler karşı çıkmıştır demişsin bunun sebebi Emevi hanedanına olan bağlılıklarından ziyade Kufelilere olan güvensizlikleridir. Anlattıkların şuna geliyor ortada aslında münferit olaylar vardı yapılan yanlış davranışlar geleneksel değil münferit olaylardı ama Hz. Hüseyin gene de isyana kalkıştı ama genede %100 haklıydı. Yani buradaki çelişki dolunay kadar açık. Neyse devam edelim
Ömer bin Abdülaziz münferit olan ve belli kişilere yalakalık için yapılan bir durumu neden özel olarak yasaklama ya da kaldırma ihtiyacı duymuş? Münferit bir olay olsaydı belli şahıslarla sınırlı kalır Ömer bin Abdülaziz dönemine kadar uzanmazdı. Yani bir karar ver önce.
2) Israrla Arap olmayan alimlerden örnekler veriyorsun kimse Arap olmayanlardan alim çıkmamış gibi bir ifade kullanmadı. Fakat Arap olmayanlardan alim çıkmış olması Mevali politikası olmadığı anlamına mı geliyor? Mevali politikasına karşı Şuubiyye akımı dahi ortaya çıkmıştır. Keyfinden mi ortaya çıktı Şuubiyye? Arap olmayan müslümanlardan cizye almaya devam etmediler mi? Onları ikinci sınıf vatandaş görmediler mi? yani emevilerin kendilerine yakın olan Arap kabilelerine bile ayrımcılık yapmalarından diğer Arap kabileleri dahi rahatsız olmuşken sen burada savunmaya geçiyorsun. Sence bu kadar memnun olan mevaliler neden Abbasilere destek verdiler. Ettikleri isyanları saymıyorum bile.

3) Verdiğim hiçbir kaynak şia kaynağı ya da oryantalist kaynağı değil. Bunun yanında şia benzer veya daha sert tenkitlerde bulunuyor olabilir. Bu bizim söylediklerimizin hak olmadığını göstermez. Benzer durum Tevrat ve Kuran içinde örnek olarak verilebilir. Ben kendim sünniyim ve kullandığım kaynaklar da sünni kaynakları.
Devam edelim emeviler dönemi istibdad dönemi diyorsun bunu kabul ediyor ve hala bu dönemde yapılan aykırı davranışlara münferid hareketler diyip garip şekilde bu dönemdeki olayları savunmaya geçiyorsun. Şii oryantalist anlatılar diyorsun pes neresi şia anlatıları sana verdiğim diyanet kaynağı şia kaynağı mı? El insaf hepsi Sünni kaynaklarda yeri olan meseleler. Devam edelim.
4) Hz. Muhammed in Medine döneminin savaşlarla geçmesi önemli değil benim sana bahsettiğim peygamberimiz son ana kadar savaşmak değil ıslah etmek kalpleri fethetmek yoluna gitmesidir. Yoksa mecbur kaldığında savaştan geri durmamıştır. Kuteybe ve Haccac ise mecburiyetden değil henüz dini hüccet etmedikleri Türkleri dahi öldürmekten çekinmemişlerdir. Tarihi kaynakları da ekleyeceğim.

5) Gerçekten konu üzerinde ittifak eden tarihçilere hayran kaldım kardeşim. Kadir Mısıroğlu ve Turan Dursun. Mükemmel. Yani Türklerin Müslümanlığı kabulü ile ilgili Turan Dursun'u nasıl örnek verirsin şaşırıyorum. Turan Dursun ateist birisi ve niyeti Türklerin kılıç zoruyla müslüman olduğunu severek ve isteyerek bu dine girmediğini ispat etmek. İslam'ı vahşet dini olarak lanse etmek. Sende onu örnek vererek aslında onu haklı çıkarmış oluyorsun buna gerçekten şaşırdım. Halbuki Türkler belli oranda Kuteybe'nin baskısıyla İslam'ı kabul etseler de en ufak fırsatta karşı saldırıya geçmiş ve eski Göktengri ve şaman inançlarına geri dönmüşlerdir.


6) Türklerin müslümanlaşmaya niyeti yoktu demek ne demek?? İtil Bulgarları nasıl müslüman oldu? Oğuz yabgu devleti ve ardılı Selçuklular nasıl müslüman oldu? Kaldıki bu boyların emevilerle ve onların dönemiyle alakası yok. Örnekleri duruma göre artırırım


7)Osmanlının sonradan müslüman olanlara dönme demesi ya da sadrazamlara devşirme demesi benim değil Osmanlı'nın sorunudur. Bir yanlışı Osmanlının yapması onu doğru kılmaz. Kaldı ki mevali kelimesinin kullanılmasını ve arap olmayanlara kötü davranılmasını karalayan doğru olmadığını söyleyen ben, olumlamaya çalışan sensin. Yüksek ihtimal o dönem yaşasaydık dönme denilmesine ben gene karşı çıkar sen ise burada olduğu gibi dönme olduğunu en önde kabul edebilir savunanlardan olabilirdin.


8) Kadir Mısıroğlu'nun söylediklerini hüccet kabul etmek zorunda değilim. Kaldı ki kendisi Selahattin Eyyübi'ye şerefsiz diyen bir kişi. Tarihçiler arasında ne kadar sözü geçtiği ise tartışılır. Lakabı Maraş dondurmacısı


Gelelim son konuya Abbasilerin son dönemlerde pasif kalması zaten bilinen bir konu. Halifelerin etkin siyaset yönetememesi vs bunlar eleştirilebilir. Zaten eleştirilemez gibi bir ifade kullanmadım. Öncesinde de dediğim gibi hem emeviler hem de abbasiler eleştirilebilir. Benim yaptığım da onun dışında bir şey değildir. Fakat emeviler devletine yaptığın yakıştırmalardan sonra onları tarihi kaynaklar üzerinden eleştiren bize neden karşı çıkma ihtiyacı hissettin onu anlayamadım
 
Son düzenleme:
Bumin Kağan Çevrimdışı

Bumin Kağan

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
1) Kusura bakma ama Hz. Hüseyin'in yaptığı şeyi tamamen haklı bulup hem de emevileri bu kadar savunmak nasıl bir akıl tutulmasıdır kardeşim? Hz. Hüseyin'e sahabeler karşı çıkmıştır demişsin bunun sebebi Emevi hanedanına olan bağlılıklarından ziyade Kufelilere olan güvensizlikleridir. Anlattıkların şuna geliyor ortada aslında münferit olaylar vardı yapılan yanlış davranışlar geleneksel değil münferit olaylardı ama Hz. Hüseyin gene de isyana kalkıştı ama genede %100 haklıydı. Yani buradaki çelişki dolunay kadar açık. Neyse devam edelim
Ömer bin Abdülaziz münferit olan ve belli kişilere yalakalık için yapılan bir durumu neden özel olarak yasaklama ya da kaldırma ihtiyacı duymuş? Münferit bir olay olsaydı belli şahıslarla sınırlı kalır Ömer bin Abdülaziz dönemine kadar uzanmazdı. Yani bir karar ver önce.
2) Israrla Arap olmayan alimlerden örnekler veriyorsun kimse Arap olmayanlardan alim çıkmamış gibi bir ifade kullanmadı. Fakat Arap olmayanlardan alim çıkmış olması Mevali politikası olmadığı anlamına mı geliyor? Mevali politikasına karşı Şuubiyye akımı dahi ortaya çıkmıştır. Keyfinden mi ortaya çıktı Şuubiyye? Arap olmayan müslümanlardan cizye almaya devam etmediler mi? Onları ikinci sınıf vatandaş görmediler mi? yani emevilerin kendilerine yakın olan Arap kabilelerine bile ayrımcılık yapmalarından diğer Arap kabileleri dahi rahatsız olmuşken sen burada savunmaya geçiyorsun. Sence bu kadar memnun olan mevaliler neden Abbasilere destek verdiler. Ettikleri isyanları saymıyorum bile.

3) Verdiğim hiçbir kaynak şia kaynağı ya da oryantalist kaynağı değil. Bunun yanında şia benzer veya daha sert tenkitlerde bulunuyor olabilir. Bu bizim söylediklerimizin hak olmadığını göstermez. Benzer durum Tevrat ve Kuran içinde örnek olarak verilebilir. Ben kendim sünniyim ve kullandığım kaynaklar da sünni kaynakları.
Devam edelim emeviler dönemi istibdad dönemi diyorsun bunu kabul ediyor ve hala bu dönemde yapılan aykırı davranışlara münferid hareketler diyip garip şekilde bu dönemdeki olayları savunmaya geçiyorsun. Şii oryantalist anlatılar diyorsun pes neresi şia anlatıları sana verdiğim diyanet kaynağı şia kaynağı mı? El insaf hepsi Sünni kaynaklarda yeri olan meseleler. Devam edelim.
4) Hz. Muhammed in Medine döneminin savaşlarla geçmesi önemli değil benim sana bahsettiğim peygamberimiz son ana kadar savaşmak değil ıslah etmek kalpleri fethetmek yoluna gitmesidir. Yoksa mecbur kaldığında savaştan geri durmamıştır. Kuteybe ve Haccac ise mecburiyetden değil henüz dini hüccet etmedikleri Türkleri dahi öldürmekten çekinmemişlerdir. Tarihi kaynakları da ekleyeceğim.

5) Gerçekten konu üzerinde ittifak eden tarihçilere hayran kaldım kardeşim. Kadir Mısıroğlu ve Turan Dursun. Mükemmel. Yani Türklerin Müslümanlığı kabulü ile ilgili Turan Dursun'u nasıl örnek verirsin şaşırıyorum. Turan Dursun ateist birisi ve niyeti Türklerin kılıç zoruyla müslüman olduğunu severek ve isteyerek bu dine girmediğini ispat etmek. İslam'ı vahşet dini olarak lanse etmek. Sende onu örnek vererek aslında onu haklı çıkarmış oluyorsun buna gerçekten şaşırdım. Halbuki Türkler belli oranda Kuteybe'nin baskısıyla İslam'ı kabul etseler de en ufak fırsatta karşı saldırıya geçmiş ve eski Göktengri ve şaman inançlarına geri dönmüşlerdir.


6) Türklerin müslümanlaşmaya niyeti yoktu demek ne demek?? İtil Bulgarları nasıl müslüman oldu? Oğuz yabgu devleti ve ardılı Selçuklular nasıl müslüman oldu? Kaldıki bu boyların emevilerle ve onların dönemiyle alakası yok. Örnekleri duruma göre artırırım


7)Osmanlının sonradan müslüman olanlara dönme demesi ya da sadrazamlara devşirme demesi benim değil Osmanlı'nın sorunudur. Bir yanlışı Osmanlının yapması onu doğru kılmaz. Kaldı ki mevali kelimesinin kullanılmasını ve arap olmayanlara kötü davranılmasını karalayan doğru olmadığını söyleyen ben, olumlamaya çalışan sensin. Yüksek ihtimal o dönem yaşasaydık dönme denilmesine ben gene karşı çıkar sen ise burada olduğu gibi dönme olduğunu en önde kabul edebilir savunanlardan olabilirdin.


8) Kadir Mısıroğlu'nun söylediklerini hüccet kabul etmek zorunda değilim. Kaldı ki kendisi Selahattin Eyyübi'ye şerefsiz diyen bir kişi. Tarihçiler arasında ne kadar sözü geçtiği ise tartışılır. Lakabı Maraş dondurmacısı


Gelelim son konuya Abbasilerin son dönemlerde pasif kalması zaten bilinen bir konu. Halifelerin etkin siyaset yönetememesi vs bunlar eleştirilebilir. Zaten eleştirilemez gibi bir ifade kullanmadım. Öncesinde de dediğim gibi hem emeviler hem de abbasiler eleştirilebilir. Benim yaptığım da onun dışında bir şey değildir. Fakat emeviler devletine yaptığın yakıştırmalardan sonra onları tarihi kaynaklar üzerinden eleştiren bize neden karşı çıkma ihtiyacı hissettin onu anlayamadım

Kaynağa göre, hicri 41. Yılında Muğire b. Şube’yi Kufe’ye vali tayin edince – ki burası Hz. Ali taraftarlarının bol olduğu bir yerdi – kendisine şöyle demişti:
“… Ali’nin şetmi (sebbi) ve zemmini, Osman’a terahhumu (ona ‘rahimehullah = Allah ona rahmet etsin’) demeyi (Luis Ma’luf, s. 253) ve ona istiğfarı terk etme, ayrıca Ali’nin ashabının ayıplarını, onlara uzaklaştırmayı ve Osman taraftarlarının ıtrayı (aşırı övgüyü) onlara (halkı) yaklaştırmayı terk etme.” (İbnu’l-Esir, el-Kâmil, III, 472)
Muğire bunu yapacağını belirtti ve Kufe’ye gelince setm-i Ali ile birlikte, Osman’a dua ve istiğfarı da bırakmadı. (İbnu’l-Esir, el-Kâmil, III, 472)

Suyuti’nin Tarihu’l-Hulefa adlı eserine bakılırsa, henüz Hasan (r.anh) hayatta iken, Medine valisi Mervan b. Hakem, “her Cuma minberde Ali’ye zemmederdi.” (Suyûtî, Tarihu’l-Hulefa, s. 190: “Fekâne yesubbu ‘aliyyen kulle cum’atin ‘ale’l-minberi”)

Hasan ise buna şahid olduğu halde bu konuda herhangi bir tepki vermezdi. O sebbe seble karşılık vermek istemiyor, bu durumda gerekeni Allah’a bırakıyordu.(Suyûtî, Tarihu’l-Hulefa, s. 190)

Osmanlı döneminin önemli klasiklerinden olan Ahmed Cevdet Paşa’nın Kısas-ı Enbiya’sına göre, “Umeray-ı Beni Umeyye ise minberde Osman’a dua ettikten sonra Ebu Turab’a (Ali) sebbeyler (söğer) ve Alevilere ‘Turâbiler’ tabir ederlerdi. Ehl-i Şam’ın avamı (halkı) Ebu Turab’ın kim olduğunu bilmezlerdi. Hatta bir gün bir kimse ehl-i Şam’dan birine: ‘Hatiblerinizin minberde sebbeyledikleri Ebu Turab kimdir?’ diye sual ettikte, ‘zannederim bir haydut olmak gerektir’ diye cevab vermiş olduğu mervidir.” (Ahmed Cevdet Paşa, I, 614-615)

Turab diye açıkça adını vermeden sebbediyorlardı. Ali’ye Ebu Turab ünvanı Peygamber tarafından verilmiş bir ünvandı. Gerçekte Ali de Rasulullah kendisine bu unvanı verdiği için böyle anılmaktan hoşlanırdı.(Ahmed Cevdet Paşa, I, 614)

Emeviler ona Ebu Turab (Toprak Babası) diye sebbettiklerine göre bu kelimeyi hakaret ve yergi anlamında kullanmış olmalıdırlar.

Kufe valisi Muğire de daha önce belirttiğimiz gibi aynı şekilde Ali’ye Ebu Turab unvanıyla minberde Cuma günleri sebbedince Hucr b. Adiy ve arkadaşları buna karşı çıkardı. Yine böyle bir karşı çıkışta o ve on üç arkadaşı kelepçelenip Şam’a gönderilmiş Hucr ve altı destekçisi gelişmeler sonrası idam edilmişti.(Ahmed Cevdet Paşa, I, 615)

Ahmed Cevdet Paşa’ya göre Ancak Emevi halifelerinden Ömer b. Abdülaziz Ebu Turab’a (Ali) sebbi kaldırmıştır.(Ahmed Cevdet Paşa, I, 707 - 708) Muaviye’nin hilafetinin (h. 41-60/m. 661-680) yılları içinde başladığı ve Ömer b. Abdulaziz’in (99-101/717-720) yıllarında olduğu düşünülürse, (Hasan İbrahim Hasan, İslam Tarihi, I, 351) seb işinin elli yedi elli sekiz yıl kadar devam ettiği anlaşılır.

Yine Kısas-ı Enbiya’ya göre, Ömer b. Abdulaziz’den sonra halife olan Emevi halifesi Hişam’ın (105-125/724-743) Emevi emirlerinden birinin seb adetini yeniden ihya etmesini istemesine karşılık, Hişam bu sözden sıkılıp: “Biz buraya (Mekke’ye) ancak hac için geldik, kimseye şetm ve za’an için gelmedik” dediği aktarılır. (Ahmed Cevdet Paşa, I, 717)
 
M Çevrimdışı

musab99

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Kuteybe ve o zaman ki emevi idaresi derdi sadece toprak ve zenginlikti .
Türklerin müslüman olmasını istemiyorlardı, çünkü aldıkları verginin azalmasını istemiyorlardı.

Az sayıda müslüman olan Türklerden bile vergi alıyorlar ,savaş ganimetini azını veriyorlardı.
Emevi idaresinin yaptığı katlilamlar ayrı bir konu.
İslam öncesine bakıyorsun, islam sonrası ve Osmanlı dönemine , bakıyorum, hucurat süresi ayet 10 , maide süresi ayet 8 iman ettiğimiz için bu düşünce batıl ama yoksa yaşananlar bakarsak Türkün Türk’ten başka dostu yoktur sözü vücut buluyor.
İranlılar sırf Osmanlı devletine muhalif olmak için normal Sünni olan halkını şia mezhebini benimsetti.
 
Bumin Kağan Çevrimdışı

Bumin Kağan

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Türklük yönünün kuvvetli olması ile bilinen tarhiçi Kadir Mısıroğlu, Türklerin hem Kuteybe'yi hemde ona emir veren Haccac'ı minnetle anması gerektiğini zira zahiren onların sayesinde İslam'a girdiklerini söylemiştir. Keza Kuteybe bin Müslim'in zahiri planda, Türklerin İslamlaşmasında birinci faktör olduğunda hemen bütün tarihçiler müttefiktir.

Tarih-i Taberi / Cilt 3/(Syf-343)

Her kim Türk’lerden baş getirirse yüz dirhem vereceğim.
İmdi müslümanlar bir bir Türk’lerin başını kesip getirip 100 dirhemi aldılar.
Ve Türk’leri dağıtıp hesapsız kırdılar ve mübaleğa ile mal ve ganimet alıp yine dönüp Merv’e geldiler.

Yaz gelince Kuteybe Horasan şehirlerine nameler gönderip asker topladı.
Sonra göçüp Talkan’a vardı.
Şehrek ki Talkan meliki idi.
Neyzekle müttefik idi.
Kuteybe’nin geldiğini işitince kaçtı.
Kuteybe Talkan’a girdiği vakit hükmetti ki ahalisini kılıçtan geçireler.
Ne kadar kırabilirlerse kıralar.
Bunun üzerine Kuteybe’nin askeri orada hesapsız adam öldürdü.

Rivayet ederler ki 4 fersenk yol iki taraftan muttasıl ceviz ağacı dallarına adamlar asılmış idi.
Oradan göçtü.
Mervalarüd’e kondu.
Oradaki melik kaçtı.
Kuteybe onun da iki oğlunu tuttukta kalan şehrin beyleri itaat edip istikbale geldiler.(Syf-344)

Kuteybe dedi:
- Vallahi eğer benim ömrümden üç söz söyleyecek kadar zaman kalmış olsa bunu derim ki (Uktülühü uktülühü uktülühü).(öldürün, öldürün, öldürün )

Bunun üzerine Neyzek’i ve iki kardeşi oğulları ki biri Sol ve biri Osman’dır.
Ve yine o kendisi ile mahsur olanların hepsini öldürdüler.
hepsi 700 adam idi.
Buyurdu başlarını kesip Haccac’a gönderdiler.(Syf-347)

Arap şairi Kaah el-Aşkari şöyle haykırmıştır,
”Kazah ve Facfac önlerinde korkudan birbirlerine sarılmış zavallı Türkleri öldürdüğünüz geceleri hele bir hatırlayınız.
Herkesi kılıçtan geçirdiniz.
Sadece ata dahi binmeyecek yaşta küçük çocuklar kaldı.
Binenlerde o hırçın atların sırtında sanki bir yük gibiydiler.”
 
Muhammed087 Çevrimdışı

Muhammed087

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Kuteybe ve o zaman ki emevi idaresi derdi sadece toprak ve zenginlikti .
Türklerin müslüman olmasını istemiyorlardı, çünkü aldıkları verginin azalmasını istemiyorlardı.

Az sayıda müslüman olan Türklerden bile vergi alıyorlar ,savaş ganimetini azını veriyorlardı.
Emevi idaresinin yaptığı katlilamlar ayrı bir konu.
İslam öncesine bakıyorsun, islam sonrası ve Osmanlı dönemine , bakıyorum, hucurat süresi ayet 10 , maide süresi ayet 8 iman ettiğimiz için bu düşünce batıl ama yoksa yaşananlar bakarsak Türkün Türk’ten başka dostu yoktur sözü vücut buluyor.
İranlılar sırf Osmanlı devletine muhalif olmak için normal Sünni olan halkını şia mezhebini benimsetti.
iranlılar osmanlıya muhalif olmak için değil ki şah ismail'in katliamları sonrası şii oldular,şah ismail de türkdü
 
Üst Ana Sayfa Alt