Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Soru Emir Timur Devletini Nasıl Yönetiyordu?

A Çevrimdışı

AhmedElTurki

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Kardeşim, yukarıdada dediğim gibi eğer mesele büyü yapmak ise Mecusiler'de büyü yapmaktadır.
Hatta bir Yahudi içinde Kabala ile uğraşmak bir nevi farzdır. Kabala ritüellerinde ise feci şekilde bebek dahi katlettikleri bilinmektedir. Bunlara nasıl suç işlenmedikçe ceza verilmez, aynı şey diğer diğerleri içinde geçerli olabilir.
Küfür ayinleri meselesine gelince; küfürden kastın ne olduğunu açıklamak lazım. Eğer Arapça/Istılah manası ise zaten Hristiyanlarda bu şekilde ayin yapmaktadır ve her ayinlerinde "Baba, Oğul ve Ruh ul-Kudüs" adına ayin yaparlar. Keza Mecusilerde, güneşe namaz kılarlar. Bunların hepsi şirktir velakin bunlar memnu değildir.
Velakin Satanistlerin, bu şekilde ayin yaptığını ben bilmiyorum. Her halde kastettiğiniz, Türkçe manası ile küfretmek yani tahkir etmek.
Bunların yapılmayacağına dair elbetteki bir garantimiz yoktur. Velakin biz kimsenin kalbini yarıp bakamayız. Zımmilerin veya Müminlerin kutsallarına hakaret eden, ayinlerinde en feci şekilde cinayet işleyip, en rezil şekilde zina eden, büyü yapan hangi inançtan olursa olsun had uygulanır.
Zaten -inşaAllah- bir İslam hakimiyyeti durumunda, Satanistlerin hiçbirisi "Ben Satanistim" demeyecektir! Şia'dan bile koyu bir takiyye anlayışları vardır bunların.
Zerdüştlerde büyünün dinlerinin bir gereği olduğuna dair birşey bilmiyorum.Eğer bir delilin varsa yazabilirsin.
Ayrıyeten yahudiler için kabala ile uğraşmak bir farz değildir.Kabala dediğimiz şey tasavvuf gibidir.Her müslüman nasıl tasavvufcu değilse her yahudi de kabalacı değildir.İblis İslamın altına tasavvuf adı altında kendi dinini nasıl sokup İslamı nasıl bozmaya çalıştıysa zamanındada yahudiliğin içine kabala adı altında kendi dinini sokmuştur.Ancak bu her yahudi kabalacı demek değildir.
Hristiyanların ana mezhebi olan katolikler ise büyüye şiddetle karşıdır.Yiğidi öldür hakkını yeme demişler.Orta Çağda laik kafirler Katolik Kilisesinin gücünü kırmadan önce Katolikler bütün büyücüleri cadıları ve pagan kafirleri kazıklarda yakıyorlardı.Üzülerek söylüyorum aynı dönemde yani 1400'lerden başlayarak 1800lere kadar ne yazık ki İslam Alemi Osmanlı'nın cahil yönetimi altında hoca adı altında büyücülere giderken Katolik Avrupa bu konuda bizden daha bilinçliydi.Büyücülerin hepsini yakıyorlardı.Bunda Osmanlıların büyü ve sihri serbest bırakmasınında ne yazık ki çok büyük etkisi vardır.Osmanlı padişahları bizzat kendileri müneccimler tutup haşa gelecek hakkında onlardan birşey öğrenmeye çalışıyorlardı.Abbasi Hilafetinin 1250'lerde çöküşüyle İslam Ümmetinin dini ilimlerdeki gerilemesi ve dini- ilmi cahilliği başlamış ve bugünlere kadar gelmiştir.Bundan Osmanlı'nın payı da ne yazık ki yadsınamaz.
(Elbette Osmanlıları tekfir etmiyorum yanlış anlaşılma olmasın ama Osmanlı'nın dini cahilliği İslam Ümmetine çok büyük zararlar verdi.Allah onlarıda bizleride affetsin)
 
عبد الرحمن Çevrimdışı

عبد الرحمن

قُل آمَنتُ بِاللهِ ثُمَّ استَقِم
İslam-TR Üyesi
Hristiyanların ana mezhebi olan katolikler ise büyüye şiddetle karşıdır.Yiğidi öldür hakkını yeme demişler.Orta Çağda laik kafirler Katolik Kilisesinin gücünü kırmadan önce Katolikler bütün büyücüleri cadıları ve pagan kafirleri kazıklarda yakıyorlardı.Üzülerek söylüyorum aynı dönemde yani 1400'lerden başlayarak 1800lere kadar ne yazık ki İslam Alemi Osmanlı'nın cahil yönetimi altında hoca adı altında büyücülere giderken Katolik Avrupa bu konuda bizden daha bilinçliydi.Büyücülerin hepsini yakıyorlardı.Bunda Osmanlıların büyü ve sihri serbest bırakmasınında ne yazık ki çok büyük etkisi vardır.Osmanlı padişahları bizzat kendileri müneccimler tutup haşa gelecek hakkında onlardan birşey öğrenmeye çalışıyorlardı.Abbasi Hilafetinin 1250'lerde çöküşüyle İslam Ümmetinin dini ilimlerdeki gerilemesi ve dini- ilmi cahilliği başlamış ve bugünlere kadar gelmiştir.Bundan Osmanlı'nın payı da ne yazık ki yadsınamaz.
(Elbette Osmanlıları tekfir etmiyorum yanlış anlaşılma olmasın ama Osmanlı'nın dini cahilliği İslam Ümmetine çok büyük zararlar verdi.Allah onlarıda bizleride affetsin)

Akhi bunda hangi araştırmayı referans alıyorsunuz? Aksine İstanbul'da bir rasathanenin yıkılma olayı var mesela, rasathanedekilerin gaybı bildikleri izlenimini vermelerinden dolayı.

İlimlerin gerilemesi konusunu ise Osmanlı idaresine bağlamak kolay değildir. Örneğin Chaney (2016) Islamic Science yazılan kitap sayılarına bakar müspet ilimlerin 12.yüzyıldan itibaren gerilemeye başladığı sonucuna varıyor. Ayrıca bu gerilemenin doğudan başladığını ve Nizamiye medreselerinin yaygınlaşmasını takiben Batı'ya doğru ilerlediğini ifade ediyor. Sebep olarak da medreselerin şeri ilimlere odaklanmasını gösteriyor ve ardından bunun altında ulemanın ilim ve felsefe düşmanlığı yattığını iddia ediyor.

Yaptığı bazı çıkarımlar sathi ve dayanaksız olsa da, medreseler konusunda isabet etmiş olabilir. Selçuklular İslam tarihine medrese ve vakıflar yoluyla yeni bir merkeziyetçilik örneği getirdiler. Ulema, kadı ve katipler de bu merkeziyetçiliğin bir parçasıydılar. Bu aynı zamanda Maverdi ve Ebu Ya'la gibi alimlerin siyaseti sultaniyye eserleri yazdıkları döneme tesadüf ediyor. Daha önceleri ilim bu kadar kurumsallaşmamıştı. Kurumsallaşma da müspet ilimleri göz ardı etmişti. Ancak G. Saliba gibi tarihçilerin bulgularına göre, örneğin astronomi sahasında 15. yüzyıl sonuna kadar büyük ilerlemeler devam etmiştir.

Şeri ilimlere gelince bunlar aksine güçlenmiştir 12. ve 13. yüzyıllarda. Ardından telifat sayısı düşüyor, en azından Chaney'nin 942 kitaplık örneğinde. Bunun sebebine gelince, Osmanlı yüzünden oldu demek kolay değildir. Bu daha kapsamlı bir araştırmayı gerektirir. En azından hangi yolla olduğunu (tahminen de olsa) açıklamak gerekir. Sosyal medyada bir kullanıcı Fatih Sultan Mehmed'in ulemayı İstanbul'a çağırma siyasetini sorumlu tutuyor ve Osmanlı'nın ilme veya vakıflara daha az yatırımda bulunduğunu iddia ediyordu. Ancak dönemin daha geniş olayları çoğu zaman görmezlikten geliniyor. Örneğin 14.yüzyılda Avrupa'nın üçte birini helak eden, Mısır, Şam, Irak ve Yemen'e de yayılan büyük bir veba ortaya çıktı. Bu gibi olaylar çok önemli ve bunların iktisada da etkisi oldu. J. Abu-Lughod kitabında Mısır'ın iktisadi gerilemesinin Osmanlı değil, dünya ekonomik düzeninin değişmesi sebebiyle olduğu belirtiyor. Avrupa vebadan kurtulduktan sonra yükselişe geçti ve deniz ticareti ile 1500'lerde başlayan bir sürçe sonucunda dünyanın merkezine oturdu. İslam beldelerini zengin kılan ipek yolu ticareti sona erdi böylece. İktisadın vakıflar ve ulema üzerinde de büyük bir etkisi vardır. Tabi tek sebep budur denilemez, sadece meselenin karışık olduğunu göstermek için bunu zikrediyorum.

Ayrıca bir mesele daha var. İlmi üretkenlik tek başına bir şey ifade etmez. Endülüs ilim olduğu halde düştü. Osmanlı ise ilmi üretkenliği az olsa dahi Rumeli'yi fethetmiştir. Cihad dersten, derin bahisten üstündür. Onun dışında ilmi üretkenliğin (telifat sayısı) toplumdaki ahlak/rüşt seviyesini ne kadar yansıttığı da tartışılabilir, çünkü halk arasında ilim ve edep şiir ve kıssalar yoluyla sözel veya belli başlı tergip kitapları vasıtasıyla yayılmıştır. Kaç kişi okuma yazma biliyordu ki kitap okusunlar? Kitap yerine medrese sayılarına bakmak da faydalı olacaktır, ki bunların yayıldığını tahmin ediyorum.

İlmi üretkenlikten öte "Osmanlı'nın dini cahilliği"nden bahsetmek ise tüm bunların ötesinde çok basit ve Arap/Türk milliyetçilerinden kalma bir söylemdir. Karşılaştırmak lazım, Emevi veya Abbasi ümerası daha mı eğitimli ve dindarlardı. Yakın zamanın ayıplanması, bilinmeyen önceki zamanların da ona nispeten masumlaştırılması yaygın bir eğilimdir bizdeki tarih yazımında.
 
Son düzenleme:
Üst Ana Sayfa Alt