Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

En Büyük Zevki Namaz Kılmak Olan Kadının Hikayesi

Ümmü Yasir Çevrimiçi

Ümmü Yasir

İşlerimizin hepsini düzelt Allah’ım...
İslam-TR Üyesi
Siz hiç tek zevki namaz kılmak olan birini tanıdınız mı?

Ben gıyaben tanıdım ve hayallerimde yaşatıyorum O’nu. Size Zarife Ana’dan bahsedeyim bugün. Eminim siz de çok seveceksiniz O’nu.

Zarife Ana, babamın anneannesi. Babam en az annesinden bahsettiği kadar bahseder O’ndan. Gözleri dolar anlatırken. Ben de hep eskilerden, şimdilerde pek rastlayamadığımız o güzel insanlardan bahsetsin isterim.

“Zarife ana çok tatlıydı” der babam. “Saçları hep kınalıydı. Mis gibi kokardı. O’na sarılmaya, ellerini öpmeye doyamazdım” der.

Bazen gözleri uzaklara dalıp gider ve anlatır O güzel hatunu bize.

Başında büyük kalın bir beyaz örtüsü vardı. Yabancı bir erkek gördü mü, hemen örtüsüyle ağzını kapatırdı. Goy gıybet bilmezdi. Kimsenin arkasından konuşmazdı. Bilgisi pek yok, itikadı çoktu. İmanı çok kuvvetliydi.

En büyük zevki, sevinci namaz kılmaktı. Ektiği sebzelere suyu çevirir, hemen oracığa namaza dururdu. Üzülse namaz kılar, sevinse namaz kılardı. Ekmekten sudan değerliydi namaz O’nun için.

Bazen onu namaz sonrası dua ederken görürdüm. Örtüsünün bir ucuyla yüzünü tamamen kapatırdı. Gençtim bu yaptığına bir anlam veremezdim.

Bir gün merak ettim:“Ana niye dua ederken yüzünü kapatıyorsun” dedim.

“Çağam (çocuğum)” dedi. “Herkes namazının kabul olup olmadığını bilir. Böyle yüzümü örter, duamı ederim. İnsanın namazı kabul olursa, gözünün önünden yeşillikler, dereler geçer. Kabul olmamışsa bir karaltı çöker gözünün önüne”

Bunu duyduğumdan beri hiç bir namazım tatmin etmedi beni. Zarife Ana’nın kıldığı namazlar nasıl bir ruh haliyle kılınıyordu diye düşünür dururum.

Oğlundan vefatını dinlemiştim. Zarife ana ölüm döşeğinde yatarken, oğlundan yağmur suyu istiyor. Oğlu diyor ki: Aylardan haziran, hava günlük güneşlik. Kendi kendime bu havada nasıl bulurum yağmur suyunu dedim. Çok çaresiz hissettim. Buzluğun karlanmış kısmından biraz alıp eriteyim, yağmur suyu gibi vereyim ki üzülmesin annem diye düşündüm. Tam dolabın kapağını açtım ki, dışarıdan bir gökgürültüsü sesi geldi. Koşarak dışarı çıktım. Bardaktan boşanırcasına bir yağmur yağıyor. Hemen geniş bir kap aldım. Yağmurun altına tuttum. Bir bardak su ayarlayıp anneme götürdüm…

Yazarken bile içim titriyor…

Annem de son 1-2 yılına yetişmiş. O da sık sık rüyasında görüp konuşurmuş Zarife Ana’yla. “Bir gün yine rüyamda gördüm” diyor annem. Beyaz örtüsü başında, güzel ve parlak yüzüyle bir merdivende oturmuş bekliyor. “Ana neyi bekliyorsun?” diye sordum. “Mizan terazinin kurulmasını bekliyorum çağam” dedi. Hep böyle geliyor rüyalarına. Ya namaz kılarken, ya gülümserken, ya en sağlıklı haliyle nasihat ederken…

Bir masal kahramanı değil Zarife ana. Dünyayı bir ikindi gölgesi gibi görüp Allah için yaşamış, ahiretini dert edinmiş gerçek bir insan. Dünya hayatının sonunda ölüp, ahirete doğmuş bir güzel kadın. Allah mekanını cennet eylesin.

Kitâbi bilgilerimizin çok, amellerimizin az, kalplerimizin her an kaymaya müsait olduğunu düşünürsek, sanırım almamız gereken çook dersler çıkar bu hikayeden…

İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciun

Alıntı: Cahide Sultan
 
Nesîbe Lena Çevrimdışı

Nesîbe Lena

"عِشْ حَمِيداً، وَمُتْ شَهِيدًا"
Süper Moderatör
Bazen onu namaz sonrası dua ederken görürdüm. Örtüsünün bir ucuyla yüzünü tamamen kapatırdı. Gençtim bu yaptığına bir anlam veremezdim.
Bunu bizim buralarda çok yaparlar. Her namazdan sonra mı akşam namazlarından sonra mı tam hatırlamıyorum -annemin akşam namazında yaptığına rast gelirdim- örtüleriyle yüzlerini örter, bir elinde tesbih hem Allahı tesbih ederler hemde öldüklerini, kabre konduklarını, kabirde sorularının sorulduğunu onlara cevab verdiklerini düşünürlerdi. Tam emin değilim ama -Allah en iyisini bilendir- sanki bunu sürekli yapınca kabirde sorgu rahat mu geçermiş ne, öyle diyorlardı. Anne nerden öğrendin bunu diye sorunca bilmem hangi Şeyh söyledi diyorlardı. Bunda kaç sene önce çevremdeki tüm kadınlar yapıyordu bunu. Bir ablaya durumu anlatınca SubhanAllah dedi bu nasıl şey diye..
O zamanlar yeniydim tabi bilmiyordum tam neyin ne olduğunu.
Velhasıl bidat diye biliyorum ben bunu Allahu alem. Şöyle bişey de var ki eski insanlar hakikaten takva ve iman sahibi kimselerdi ve çoğu cahil kesimdi.
Allah herşeyin en iyisini bilendir. Rabbim onları affetsin, şimdilere, ailelerimize ve bize hidayet etsin.
Allahumme amin.
 
fisebililkahhar_ Çevrimdışı

fisebililkahhar_

!صبرا يا نفسي معنا الله
İslam-TR Üyesi
Bilgisi pek yok, itikadı çoktu. İmanı çok kuvvetliydi.

Kitâbi bilgilerimizin çok, amellerimizin az, kalplerimizin her an kaymaya müsait olduğunu düşünürsek, sanırım almamız gereken çook dersler çıkar bu hikayeden…

Subhanallah! Gerçekten de bazı insanlara baktıgımızda bizlerin tabiriyle ilimlerinin olmadıgını görürüz! Ancak o kişilerin kaya gibi saglam olan imanlarına şahit oluruz!

Bizlerin itikad itikad diye dilimizden eksik etmedigimizi onlar kalplerinde hakkıyla yaşarlar

Çok bilenin imanı daha çok olmaz bildikleriyle amel etmedigi sürece

Allah azze ve celle bize sahabe misali ögrendiklerimizle amel etmeyi nasip etsin!

Allahumme Amin
 
Üst Ana Sayfa Alt