Bismillahirrahmanirrahim
"Bugün küfür ve şirk yayılmıştır. Onun için kendisini İslam dinine nispet etsede, İslam'ın bazı alametlerini izhar etsede halklarda aslolan onların asli kafirler olduğudur."
Şeklinde özetleyebileceğimiz bu görüşün Sahabe, tabiun, mutekaddimun ve muteahhirun ulema arasında bilinen bir dayanağı, bir aslı yoktur. Önce ki alimlerde, günümüzde ki muasır ulemada halklar hakkında onların "asli kafirler" olduğunu söylememiştir. Bu görüşü savunan hiç bir alim bilinmemektedir. Bunu dile getiren ve davetçiliğini yapan kişiler bazı ilim talebeleridir. Bu görüşün iki dayanağı vardır birincisi cehalet, ikincisi hamasettir.
Bu görüş Şeytan'ın İslam ümmeti üzerinde ki büyük bir oyunudur. Bu görüş sebebiyle İslam ümmeti ile İslam alimleri arasında ki köprüler yıkılmış, bağlar kopmuştur. Cahil müslümanlar alimleri bırakıp cahilleri kendilerine önder edinmiştir. Bu görüşün kötü bir neticesi olarak tevhid risaleleri yazmakla, tevhidi insanlara beyan edip, şirkten insanları sakındırmakla ömrünü tüketen faziletli İslam uleması dahi "asli kafirler" olarak kabul edilmektedir. Euzubillah.
Ömrünü cihad meydanlarında tüketen, malıyla ve canıyla Allah'ın dinini ikame etmek, şirki ve şirkin sembollerini yok etmek için çalışan faziletli alimler ve mücahidlerde "asli kafirler" olarak kabul edilmektedir.
Şuan İslam ümmetine yol gösteren alimlerde ki ilim ve ahlak, Yahudi ve Hiristiyan alimlerinde olsaydı ehli kitap onların ayaklarını yıkar, suyunu içerdi. Bizim muhakkik ! Müslümanlarımız ise bu alimlere “Asli kafirler” hükmünü veriyorlar.
Allah yolunda cihad eden Müslüman mücahidlerimizde ki iman ve cesaret’ın onda biri Haçlı askerlinde ve diğer din düşmanlarının ordularında olsa tereddütsüz olarak tüm dünyayı fethetmek için harekete geçerlerdi. Bizim Müslümanlar ise bu mücahitleri yeryüzünün en şerli toplulukları olarak kabul ediyor. İmkanı yoksa dilini, eline fırsat geçtiğinde de hemen bıçağı kardeşinin boğazına dayıyor.
Allah Resulu (sallallahualeyhivessellem) veda hutbesinde bizlere şu sözleri vasiyet etmedi mi?
“Benden sonra birbirinizin boynunu vuran kafirlere benzemeyin”
Ey Müslümanlar! Resulullah (aleyhissalatuvesselam)’ın vasiyetine dönün. Dilinizi ve kılıcınızı Müslümanların üzerinden çekin. Allah’ın indirdiği bütün hayırların sizde olduğunu ve Allah’ın başkasına hayır indirmediğini zannetmeyin. Bu ümmette hayır vardır, kıyamet gününe kadar hayır var olmaya devam edecektir.
La havle vela kuvvete illa billah.
"Bugün küfür ve şirk yayılmıştır. Onun için kendisini İslam dinine nispet etsede, İslam'ın bazı alametlerini izhar etsede halklarda aslolan onların asli kafirler olduğudur."
Şeklinde özetleyebileceğimiz bu görüşün Sahabe, tabiun, mutekaddimun ve muteahhirun ulema arasında bilinen bir dayanağı, bir aslı yoktur. Önce ki alimlerde, günümüzde ki muasır ulemada halklar hakkında onların "asli kafirler" olduğunu söylememiştir. Bu görüşü savunan hiç bir alim bilinmemektedir. Bunu dile getiren ve davetçiliğini yapan kişiler bazı ilim talebeleridir. Bu görüşün iki dayanağı vardır birincisi cehalet, ikincisi hamasettir.
Bu görüş Şeytan'ın İslam ümmeti üzerinde ki büyük bir oyunudur. Bu görüş sebebiyle İslam ümmeti ile İslam alimleri arasında ki köprüler yıkılmış, bağlar kopmuştur. Cahil müslümanlar alimleri bırakıp cahilleri kendilerine önder edinmiştir. Bu görüşün kötü bir neticesi olarak tevhid risaleleri yazmakla, tevhidi insanlara beyan edip, şirkten insanları sakındırmakla ömrünü tüketen faziletli İslam uleması dahi "asli kafirler" olarak kabul edilmektedir. Euzubillah.
Ömrünü cihad meydanlarında tüketen, malıyla ve canıyla Allah'ın dinini ikame etmek, şirki ve şirkin sembollerini yok etmek için çalışan faziletli alimler ve mücahidlerde "asli kafirler" olarak kabul edilmektedir.
Şuan İslam ümmetine yol gösteren alimlerde ki ilim ve ahlak, Yahudi ve Hiristiyan alimlerinde olsaydı ehli kitap onların ayaklarını yıkar, suyunu içerdi. Bizim muhakkik ! Müslümanlarımız ise bu alimlere “Asli kafirler” hükmünü veriyorlar.
Allah yolunda cihad eden Müslüman mücahidlerimizde ki iman ve cesaret’ın onda biri Haçlı askerlinde ve diğer din düşmanlarının ordularında olsa tereddütsüz olarak tüm dünyayı fethetmek için harekete geçerlerdi. Bizim Müslümanlar ise bu mücahitleri yeryüzünün en şerli toplulukları olarak kabul ediyor. İmkanı yoksa dilini, eline fırsat geçtiğinde de hemen bıçağı kardeşinin boğazına dayıyor.
Allah Resulu (sallallahualeyhivessellem) veda hutbesinde bizlere şu sözleri vasiyet etmedi mi?
“Benden sonra birbirinizin boynunu vuran kafirlere benzemeyin”
Ey Müslümanlar! Resulullah (aleyhissalatuvesselam)’ın vasiyetine dönün. Dilinizi ve kılıcınızı Müslümanların üzerinden çekin. Allah’ın indirdiği bütün hayırların sizde olduğunu ve Allah’ın başkasına hayır indirmediğini zannetmeyin. Bu ümmette hayır vardır, kıyamet gününe kadar hayır var olmaya devam edecektir.
La havle vela kuvvete illa billah.