Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Fasık Medya Zevahiri ile IŞID ın Arasında Fitne Peşinde

  • Konbuyu başlatan Ebu & Dücane
  • Başlangıç tarihi
E Çevrimdışı

Ebu & Dücane

Misafir
Zevahiri'nin eski IŞİD açıklaması çarpıtıldı


zevahirinin_eski_isid_aciklamasi_carpitildi_h6551.jpg

İslam Devleti karşıtlarının çeşitli medya organları yoluyla, geçtiğimiz gün sanki yeni bir açıklamaymış gibi yayınladıkları ve Zevahiri'ye ait olduğu iddia edilen ses kaydının eski olduğu ortaya çıktı. Üstelik mayıs ayında yapılan bu açıklamaya IŞİD'den cevapta gelmişti.

10 Kasım 2013 Pazar 23:00

Takva Haber
Arap televizyonu El Cezire Cuma günü, El Kaide Emiri Şeyh Eymen Ez Zevahiri'nin Şeyh Ebubekir El Bağdadi'nin liderliğinde Irak ve Şam İslam Devleti'nin (IŞİD) kuruluşuna ilişkin düşüncelerini ifade ettiği bir ses kaydını yayınladı.

Bu kayıt, Mayıs ayında IŞİD'in kurulduğunun ilanı sonrasında yapılmıştı. Kayıtta, El Kaide lideri Irak ve Şam İslam Devleti'nin kuruluşundan memnun olmadığını söylemişti.

Zevahiri, El Kaide'nin Suriye'deki biriminin Emir El Colani liderliğinde Nusra Cephesi olarak kalması gerektiğini, Şeyh Ebubekr El Bağdadi'nin ise Irak'taki Mücahidlere liderlik etmesi gerektiğini beyan etmişti.

Zevahiri, "Ebubekir El Bağdadi, Irak ve Şam İslam Devleti'ni danışmadan ve haber vermeden ilan ederek hata yapmıştır." dedi.

Şeyh Ebubekir El Bağdadi'nin IŞİD'i ilan etmesinden sonra Nusra Cephesi Mücahidlerinin yarısından fazlasının (bazı tahminlere göre ise çok daha fazlasının) Irak ve Şam İslam Devleti'ne katıldıkları ve Şeyh El Bağdadi'ye biat ettikleri belirtilmelidir.


Nusra Cephesi Emiri El Colani bir alt bölüm halinde kalarak, IŞİD oluşumuna katılmayı reddetti ve El Kaide adına bağımsız olarak faaliyet göstermeye devam etti.

IŞİD Emiri Şeyh Ebubekir El Bağdadi'ye gelince, Zevahiri'nin mektubundan sonra, yaz ayında açıkça El Zevahiri'nin tutumunun Şeriat Hukuku bakışı açısından doğru olmadığını düşündüğünü belirtmişti.

Tutumunun değişip değişmeyeceğini, yakın gelecek ortaya koyacak.

Suriye ve Irak Mücahidlerinin tek bir komuta altında birleşmesinin en azından "Suriye'nin dostları" olan ülkeler- ABD, Suudi Arabistan, Katar ve Türkiye tarafından hoş karşılanmadığını söyleyebiliriz. Bilindiği gibi örneğin, bu ülkelerden bazıları Suriye'de savaşan gönüllüler, özellikle Kafkaslardan gelenler arasında, IŞİD'e katılmaktan vazgeçirmek için aktif olarak çalışıyorlar.

El Kaide Emiri Şeyh Zevahiri'nin IŞİD'in ilanı hakkındaki tutumu Suriye'deki Mücahidler tarafından biliniyordu ve El Cezire'nin bu bildiriyi yayınlaması onlar için yeni bir havadis değildir. Ancak konunun bugün Arap ve Batılı medyanın büyük ilgisini çekmesi gerçeği Suriye içinde ki ve yurtdışındaki siyasi muhalefetin daha da kötüleştiğinin muhtemelen bir belirtisidir.

KC analistleri ana akım medyada Zevahiri'nin eski bir bildirisini yayınlamasının, IŞİD'in Suriye ve Irak'taki etkisinin güçlenmesi ve yayılmasının Batı ülkeleri ve onların Arap müttefiklerinde neden olduğu endişeyi de gösterebileceğini söyledi.

Bu bağlamda belirtmek isteriz ki 2013 yılı Irak Mücahidlerinin Saddam Hüseyin'in devrilmesinden bu yana Irak'ta kukla Şii rejimine, ABD'ye ve İran'a karşı yürüttükleri savaşta en başarılı oldukları yıl oldu. IŞİD Mücahidlerinin Irak'taki askeri gücü, etkisi ve bölge kontrolü artıyor. Aynı süreç Suriye'de de gözlemleniyor.

Bunların dışında, IŞİD'in faaliyetlerinde olumsuz olan şeyler de vardır. Buna ilişkin ilk mesele, IŞİD içindeki farklı grupların Suriye'deki yerel halk ve diğer direnişçi gruplarıyla olan ilişkilerindeki üsluptür. Bilindiği gibi, Şeyh El Bağdadi bu problemi komuta kademesiyle görüştü, ve bu konu IŞİD'in zayıf taraflarından biridir.

Şeyh Ez Zevahiri de mektubunda, Müslümanların kanının dökülmesinin kabul edilemez olduğunu vurguladı, bu konuda en yüksek düzeyde dikkatli olunmasını ve Müslümanlara zarar vermekten kaçınılmasını söyledi.

Suriye'de savaşan Mücahid grupların arasında en önemli gruplar- IŞİD, Ahraruş Şam, Nusra Cephesi, Ceyş-ul İslam, Özgür Suriye Ordusu ve vb. kendi başlarına veya ortak askeri operasyonlar yapmaktadırlar.

Aynı zamanda yüzlerce alt grupta savaşan, sayıları düzinelerden yüzlerceye çıkan savaşçılar da faaliyet gösteriyor. Bazen burdaki sorun büyük grupların üyeleri de dahil olmak üzere bu birimlerin bazı aralarında çatışmalara kadar çıkmaktadır.

Batı'nın Irak ve Şam İslam Devleti hakkında bir "El Kaide hücresi" olduğu yönünde yaptığı propagandaya rağmen durumun öyle olmadığı açıktır. IŞİD bünyesinde El Kaide'ye bağlı olmayan alt gruplar da bulunmaktadır.

Dahası, eğer El Kaide kukla Arap rejimlerini ve Batı sistemlerini mahveden bir tür yıkıcı koçbaşı ise, IŞİD gerçek bir yönetim ve devlet unsurları içerir.

Aynı zamanda onların farklı taktikleri ve stratejileri var. Eğer El Kaide batılı neo-Haçlılara karşı küresel bir cepheyi temsil ediyor ve küresel bir çatışma çıkarmak istiyorsa, IŞİD gelecekteki bir küresel saldırı için bir çerçeve oluşturmayı hedefleyen yerel bir projedir. Belki IŞİD'in kuruluşunun El Kaide liderliği tarafından reddedilmesinin sebepleri için bu noktaya bakmak gerekebilir.

Bu arada, Irak ve Şam İslam Devleti'nin Mücahid güçleri yoğunluğu artan bir savaşta birleştirmeye çalışması kaçınılmaz olarak iki küresel çatışma kampı meydana getiriyor. Bir tarafta İslam Halifeliği'nin kurulmasını savunan Müslümanlar diğer tarafta Hristiyan-Şii-Yahudi ittifakı, Rusya, Batı ve seküler kukla Arap rejimleri.

Aynı zamanda, bu iki kampta da çoğu zaman yalnızca politik olmayan, aynı zamanda silahlı çatışmalara varan pek çok zıtlık bulunmaktadır. Lakin, "İsrail"in Suriye'deki bombardımanları, Esad rejimini devirmek veya muhaliflere yardım etmek amacını değil, modern silahların Mücahidlerin veya başka düşman unsurların eline geçmemesi amacını taşıyor.

Suriye konusundaki ABD-Rusya çekişmesine de güç mücadelesi açısından bakmak gerekir, zaten Rusların propagandasını yaptığı gibi Amerika'nın El Kaide'ye bir yardımı etmesi söz konusu değildir.

Kimyasal silahlarla alakalı hadise de şunu ifade ediyor, ABD ve "İsrail"in endişeleri Rusya'nın bu silahların "yanlış ellere düşmesine" dair endişesiyle paralellik arzediyor. Ve bugün kimse Esad'ın Şam banliyölerinde yaptığı toplu kimyasal katliamı anımsamıyor. Bu katliamda Esad 1200 kişiyi öldürmüştü, konvansiyonel silahlarla ise 120 bin kişiyi öldürdü.(kavkaz center)
 
Üst Ana Sayfa Alt