69. Kim Allah'a ve O Rasûl'e itaat ederse işte onlar Allah'ın kendilerine in'âm buyurduğu peygamberler, sıddîkler, şehidler ve sâlihlerle birliktedirler. Ne güzel arkadaştırlar onlar!
Hafız Ebu Nuaym'ın..' Hz. Aişe'den rivayetinde o şöyle anlatıyor: Bir adam Allah'ın Rasûlü (sa)'ne geldi ve: "Ey Allah'ın elçisi, sen bana kendimden, ailemden ve çocuklarımdan daha sevgilisin. Ben evdeyken seni hatırlıyorum, hatırlayınca da sana gelip yüzüne bakmamaya sabredemiyorum, senin ayrılığına dayanamıyorum. Benîm ve senin ölümünü hatırladığımda da biliyorum ki sen cennete girdiğinde elbette diğer peygamberlerle birlikte yüksek bir mertebeye yükseltileceksin. Ben ise cennete girdiğimde -eğer oraya girebilirsem- korkarım seni orada göremeyeceğim." dedi. Allah'ın Rasûlü ona herhangi bir cevap vermedi de Cibrîl inip "Kim Allah'a ve O Rasûl'e itaat ederse işte onlar Allah'ın kendilerine in'âm buyurduğu peygamberler, sıddîkler, şehidler ve sâlihlerle birliktedirler..." âyet-i kerimesini indirdi.[164]
Bazıları bu âyet-i kerimenin, ansardan Abdullah ibn Zeyd ibn Abdirabbih hakkında nazil olduğunu söylemişlerdir. Rüyasında kendisine ezan gösterilen sahabî de bu zâttır. Bir gün Hz. Peygamber (sa)'e gelmiş ve: "Ey Allah'ın elçisi, sen ve biz öldüğümüzde sen yüceler yücesinde olacaksın, seni göremeyeceğîz ve seninle bir arada olamayacağız." deyip üzüntüsünü dile getirmişti de bunun üzerine bu âyet-i kerime nazil oldu. Bu sahâbînin, Hz. Peygamber (sa)'in vefatı üzerine "Ey Allah'ım, benim gözlerimi kör et de sevgilimden sonra sevgilime kavuşuncaya kadar bir şey görmeyeyim." diye dua ettiği ve hemen o anda gözlerinin kör olduğu da nakledilmektedir.[165]
Kelbî'den rivayete göre de Hz. Peygamber (sa)'in azatlı kölesi Sevbân ibn Bucdud (veya Cahder, künyesi: Ebu Abdullah veya Ebu Abdurrahman. Yemen, Himyer asıllı. Esir edilmiş, Hz. Peygamber tarafından satın alınarak azat edilmişti. Allah'ın Rasûlü (sa) onu azat ettikten sonra: "İstersen ailene geri dön, istersen bizden, ehl-i beytimizden ol." buyurmuş, o da Hz. Peygamber (sa)'le birlikte kalmayı yeğlemiş ve Efendimiz'in vefatına kadar O'ndan hiç ayrılmamıştı,[166] hakkında nazil olmuştur. Allah'ın Rasûlü (sa)'nü çok sever, ondan ayrı kalmaya sabredemezdi. Bir gün Hz. Peygamber (sa)'in yanına geldi, yüzü sararmış, sanki iyice arıklamış, yüzünden üzüntüsü okunuyor bir haldeydi. Allah'ın Rasûlü (sa) ona: "Ey Sevbân, senin benzini sarartan nedir?" diye sordu. Sevbân: "Ey Allah'ın Elçisi, ne bir hastalığım, ne bir acım var. Fakat seni görmediğim zamanlar seni özlüyor ve senin yanına gelinceye kadar şiddetli bir yalnızlık hissediyorum. Bu dünya böyle de, sonra âhireti hatırladım ve seni orada hiç görememekten korktum. Çünkü ben biliyorum; sen diğer peygamberlerle birlikte yüce mertebelere yükseltileceksin, ben cennete girersem herhalde aşağılarda, senin mertebenden daha aşağıda bir yerde olacağım. Şayet cennete giremezsem zaten ebediyyen seni görmem bir daha mümkün olmayacak." dedi de Allah Tealâ bu âyet-i kerimeyi indirdi. Mesrûk'tan gelen rivayette ise Sevbân yerine benzer yakınmanın bazı ashabdan geldiği kaydedilmekle yetinilmektedir.[167]