Ebu Zer (r.a)’den;
“Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'e
Ey Allah’ın Rasulü! Bana tavsiyede bulunun, dedim.
Sana Allah korkusunu (takvayı) tavsiye ederim; çünkü o her şeyin başıdır, buyurdu.
Ey Allah’ın Rasulü! Biraz daha nasihat et, dedim. Bunun üzerine:
Kur’an okumayı ve Allah’ı anmayı hiç bir zaman ihmal etmemeni tavsiye ederim. Çünkü bu senin için yeryüzünde bir nur, göklerde ise bir azıktır, buyurdu. Ben nasihati biraz daha artırmasını istediğimde:
Çok gülme; çünkü çok gülmek kalbi öldürür ve yüzdeki nuru giderir, buyurdu. Ben nasihati yine artırmasını istedim. Bu kez:
Cihadı asla terk etme! Çünkü bu ümmetimin ruhbanlığıdır (Allah’a yaklaşma vesilesi), buyurdu. Ben yine artırmasını istedim.
Kendini uzun süre susup konuşmamaya alıştır! Çünkü bu, şeytanı kovar ve dinini koruma hususunda sana yardımcı olur, buyurdu. Ben nasihati yine artırmasını istedim.
Fakirleri sev ve onlarla oturup kalkmayı sürdür, buyurdu. Ben yine nasihati artırmasını istedim.
Her zaman senden daha aşağıda olanlara bak; sakın senden daha üstün olanlara bakma! Çünkü bu senin Allah’ın nimetlerini küçümsememen için daha uygundur, buyurdu. Ben nasihati yine artırmasını istedim.
Acı da olsa her zaman hakkı söyle, buyurdu. Ben yine nasihati artırmasını istedim.
Sende bulunan ayıplardan dolayı başkalarını suçlama. Senin işlediğin hataları işleyenlere buğzetme. Çünkü sende bulunan ayıpları görmeyip de aynı ayıplardan dolayı başkalarını kötülemen, işlediğin bir suçtan dolayı başkalarına kızman ayıp olarak sana yeter, buyurdu. Sonra da mübarek elleriyle göğsüme vurarak şunları söyledi:
Ey Ebu Zerr! Tedbir almak gibi akıllılık, Allah’ın haramlarından sakınmak gibi takva ve güzel ahlak gibi şeref yoktur.”
(Kenzu’l-Ummal 44158.)