Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Günün Sahih Hadis-i Şerif'i

eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
sübhanALLAH
 
M Çevrimdışı

morueqq

لا إله إلا الله
İslam-TR Üyesi
Kin ve Düşmanlığa Dikkat!!!

Ebu Hureyre radiyallahu anh şöyle dedi:

“Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem:

‘Her Cuma iki kez, Pazartesi ve Perşembe günü insanların yaptıklarına bakılır. Kardeşiyle arasında

kin ve düşmanlık bulunan kimse hariç her mü’min kul bağışlanır.


Denilir ki:

−Bu ikisini bırakın ve bağışlanmalarını, aralarındaki kardeşliğe geri dönünceye kadar erteleyin!’

buyurdu.”

Müslim 2565/36

Allah Razı Olsun
 
Muaz ibni Cebel Çevrimdışı

Muaz ibni Cebel

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Belaya Sabretmek

Adamın birisi Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yanına gelerek:

–Ya Rasulallah! Ben seni çok seviyorum dedi.

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem:

–‘Eğer beni seviyorsan, belaya sabırla hazırlan! Yemin ederim ki, Beni sevene bela, tepeden dereye

gelen sudan hızlı gelir’ buyurdu.”

Albânî Silsiletu’l-Ehadîsi’s-Sahiha 1586
 
F Çevrimdışı

FatmaNeşe

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Bela her zaman geliyor, sebebi ne olursa olsun.

Rasuallah'a s.av. olan sevgiden doğacak belaya Amin derim, buyursun gelsin.

Allahümme Salli Ala Seyyidina Muhammedin'in-Nebiyyil Ümmiyi ve Ala Alihi ve Sahbihi ve Sellim
 
A Çevrimdışı

Abdullah Yusuf

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
Muaz ibn Cebel radiyallahu anh demiştirki : Rasulullah sallallahu aleyhi vesselam elimi tuttu ve şöyle buyurdu:

"Ya Muaz! Vallahi seni samimi olarak seviyorum ve sana her farz namazın sonunda şu duayı okumayı hiç terk etmemeni tavsiye ediyorum :"Allah'ım seni anmam, sana şükredebilmem ve sana ibadetlerin en güzelini ifa edebilmem için bana yardım et "


[Ebu Davut, Vitr 26; Nesei, Sehv 60]
 
Nevfelah Çevrimdışı

Nevfelah

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
" اَللَّهُمَّ أَعِنِّي عَلَى ذِكْرِكَ وَشُكْرِكَ وَحُسْنِ عِبَادَتِكَ "

" Allahümme einnî ala zikrike ve şükrike ve hüsni ibadetik: Allahım! Seni anıp zikretmek, nimetine şükretmek, sana layık ibadet etmek için bana yardım eyle!."
 
F Çevrimdışı

FatmaNeşe

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
İlim öretmek her Müslümana farzdır. Layık olmayana ilim öğreten, domuzların boynuna cevher, inci ve altın gergadanlık takan kimseye benzer.

İbni Mace, Mukaddime 7
 
eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
Ebu Hureyre (radıyallahu anh) diyor ki: "Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğunu işittim:


"Kıyamet günü ilk defa yargılanmaya şehid düşmüş biri getirilir. Şehidliğin mükafatı kendisine gösterilince hemen tanır ve onları kabullenir.

Allah (Subhabehu ve Tealâ): "Bunlar için ne yaptın?" der. O da "Senin için savaşıp şehid düştüm"der. Allah (Subhabehu ve Tealâ): "Hayır! Yalan söylüyorsun, sen ancak, insanlar 'kahraman' desinler diye savaştın ve nitekim söylendi de" buyurur ve bu adamın yüzüstü süründürülüp cehenneme atılmasını emreder.


Sonra ilim öğrenen ve öğreten, Kur'an okuyan biri getirilir. Ona da bu işin mükafatı gösterilir. O da onları tanır ve kabullenir. Kendisine: "Bunu elde etmek için ne yaptın?"
der.

O da: "İlim öğrendim, başkalarına öğrettim ve senin için Kur'an okudum" der. Allah (Subhabehu ve Tealâ): "Hayır! Yalan söylüyorsun, sen ancak 'Alim birisidir, Kur'an'ı güzel okuyor' desinler diye ilim öğrenip Kur'an okudun ve nitekim dediler de" buyurur ve sonra yüzüstü süründürülüp cehenneme atılmasını emreder.


Arkasından Allah (Subhabehu ve Tealâ)'nın kendisine bolluk ve birçok mal bahşettiği birisi getirilir ve yapılanların mükafatı gösterilir. O da tanır ve kabullenir. Allah (Subhabehu ve Tealâ): "Bunları elde etmek için ne yaptın?" der. O da: "İnfak edilmesini sevdiğin her yerde infak ettim" der. Allah (Subhabehu ve Tealâ): "Hayır! Yalan söylüyorsun, sen ancak 'Cömert biridir' demeleri için bunu yaptın ve nitekim dediler de" buyurur ve sonra da yüzüstü süründürülüp cehenneme atılmasını emreder."(Müslim )
 
A Çevrimdışı

Abdullah Yusuf

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
Cabir (Allah Ondan razı olsun) söyle demistir:

Biz Hendek savası gününde siper kazıyorduk sert bir yere rastladık. Ashap Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem)e gelip önümüze sert bir kaya çıktı dediler. Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem) hendege ben inerim dedi. Sonra kalktı, açlıktan karnına tas baglamıstı, biz agzımıza üç gündür bir sey koymamıstık. Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) kazmayı eline alıp indirince kaya un ufak olup kum gibi dagıldı. Ben –Ya Rasulullah eve gitmeme müsaade ediniz dedim.

Eve gidip esime ben Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem)de dayanılmayacak bir hal gördüm, yanında yiyecek bir sey var mı? diye sordu. Esim – Biraz arpa ile bir de oglak var dedi, ben oglagı kestim arpayı da ögüttüm eti tencereye koyduk sonra ben ekmek piserken tencere de kaynamakta iken Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem)in yanına geldim. - Ey Allah’ın Resulü birazcık yemegim var, bir veya iki kisiyle beraber bize gidelim, dedim. Rasulü Ekrem: “O yemek ne kadar diye sordu, ben de olanı
söyledim bunun üzerine: - Hem çok hem de ne iyi. Hanımına söyle de ben gelene kadar tencereyi atesten indirmesin, ekmegi de tenur(ekmek pisirmek için çamurdan yapılı)çıkarmasın.

Sonra ashaba: - Kalkınız dedi. Ensar ve muhacirler hep birlikte kalktılar. Ben telasla evimin yanına varıp: Vay basıma gelenlere iste Peygamber ve yanında muhacirler ve ensar beraberce geliyorlar dedim. Esim: -Sana ne kadar yemegimin oldugunu sordu mu? Dedi ben evet dedim. (Öyleyse rahat ol, Allah ve Resulu bu durumu daha iyi bilir biz yanımızdaki durumu ona anlattık dedi.) Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) evimize gelen ashaba hitaben: “Giriniz birbirinizi sıkıstırmayınız” buyurdu. Rasulullah ekmegi koparıp üzerine et koyuyor ve her aldıkça da tencereyi ve tenuru kapatıyordu, ashaplarına yaklasıyor ve onlara veriyordu, sonra yine aynen açıyordu onların hepsi doyuncaya kadar bu ise devam etti. Sonunda bir miktar arttı Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem) karıma “Bunu ye, komsulara da hediye et çünkü insanları açlık perisan etti.” buyurdu.

(Buhari Megazi 29)
 
A Çevrimdışı

Abdullah Yusuf

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
Ebu Abdullah Cabir ibni Abdullah (Allah Onlardan razı olsun) söyle demistir.

Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem) Ebu Ubeyde (Allah Ondan razı olsun)’ı basımıza kumandan tayin etti ve Kureys kervanını karsılamak üzere bizi gönderdi bize azık olarak ta bir deriden yapılı bir kap dolusu(bir dagarcık) hurma verdi bundan baska bir sey bulamamıstı.

Ebu Ubeyde bize hurmayı tane tane veriyordu. O bir hurma ile nasıl geçinebiliyordunuz diye sordular Cabir: o hurmayı çocugun meme emmesi gibi emer sonra üzerine su içerdik de o gün geceye kadar o bize yeterdi. Degneklerimizle agaç yapraklarını silker sonra onları su ile ıslatıp yerdik nihayet deniz sahiline geldik önümüze büyük kum tepesi gibi bir sey göründü, yanına vardıgımızda onun anber balıgı oldugunu ögrendik Ebu Ubeyde, bu ölü bir hayvandır yenilmez dedi sonra biz Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem)in elçileriyiz Allah yolundayız ve son derece sıkıntılıyız onun için yiyiniz dedi.

Biz üç yüz kisi idik bir ay onu yiyerek yasadık hatta sismanladık, balıgın göz çukurundan kapla yag doldurduk o balıktan öküz büyüklügünde parçalar kesiyorduk. Ebu Ubeyde bizden onüç kisiyi alıp balıgın göz çukuruna oturttu onun kaburga kemiklerinden birini alıp yanımızdaki develerin en yüksegini egerleyerek kaburga kemiginin altından geçti. Balıgın etinden pastırma yapıp sakladık Medine’ye geldigimizde Rasulullah’ın yanına gidip olup bitenleri anlattık bunun üzerine Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem): “O Allah’ın sizin için çıkardıgı bir rızıktır onun etinden yanınızda bir sey var mı? bize de yediriniz” buyurdu. Biz de ondan Rasulullah’a bir parça gönderdik o da yemis oldu.

(Müslim Sayd 17)
 
A Çevrimdışı

Abdullah Yusuf

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı

Ebu Hureyre (Allah Ondan razı olsun) söyle demistir.

Kendisinden baksa gerçek ilah bulunmayan Allah’a yemin ederim ki açlıktan karnımı yere dayadıgım ve karnıma tas bagladıgım olurdu.

Bir gün halkın gelip geçecegi bir yol üzerine oturdum Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem) benim yanımdan geçti ve gülümsedi kalbimdeki yemek ihtiyacını yüzümden anladı ve “Ey Ebu Hureyre!” dedi. Bende buyurunuz Ya Rasulullah dedim. Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem)de arkamdan gel buyurdu, ve yürüdü ben de pesinden yürüdüm sonunda evine girdi, ben de izin istedim izin verdi, içeri girdim. Bir kap içinde süt buldu ve: “Bu süt nereden geldi?”diye sordu. Falan veya filan size hediye ettiler denildi. Bunun üzerine Ey Ebu Hureyre dedi ben de buyurunuz Ya Rasulullah dedim. “Suffe ehline git onları buraya çagır” buyurdu.

Ebu Hureyre der ki: Suffe ehli islamın konuklarıdır barınacak aileleri malları ve hiçbir kimseleri yoktur. peygambere bir sadaka gelse onlara gönderirdi kendisi ona el sürmezdi. Eger hediye gelirse yine onlara gönderir kendiside ondan bir parça alarak o hediyeyi bunlarla paylasırdı. Simdi Suffe ehlini davet etmesi benim hosuma gitmedi ve kendi kendime bu süt Suffe ehlinden kime yetecek ki, o sütü sadece ben içip açlıgımı gidermeliydim dedim. Onlar gelince Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem) sütü onlara ikram etmemi emreder ben de onlara içirirsem bana ne kalır?diye düsünüyordum. Fakat Allah ve Peygamberine itaatten baska çare olmadıgından onlara gittim ve kendilerini davet ettim. Onlar bu daveti kabul edip içeri girmek için izin istediler kendilerine izin verildi. onlar da evde yerlerini alıp oturdular.

Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) Ya Ebu Hureyre diye seslendi; Buyurunuz Ya Rasulullah dedim. -Sütü al onlara ikram et buyurdular. Süt kabını alıp herkese vermeye basladım, verdigim kimse kanıncaya kadar içiyor sonra kabı geri veriyor, bende baskasına veriyordum o da kanıncaya kadar içiyor sonra kabı geri veriyordu. Sonunda kabı Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem)e verdim süt kabını eline alarak bana akıp gülümsedi sonra: -Ey Ebu Hureyre dedi. Buyurunuz Ya Rasulullah dedim. -Bir ben kaldım bir de sen buyurdu. Ben de dogru söylediniz Ya Rasulullah dedim. Otur da iç uyurdular. Ben de oturup içtim. tekrar iç buyurdular. Yine içtim. Rasulullah durmadan iç iç buyuruyorlardı sonun da ben, -Hayır seni hak peygamber olarak gönderen Allah’a yemin ederim ki artık içecek yerim kalmadı dedim. Bana ver buyurdu. Kabı Rasulullah’a verdim Allah’a hamd edip besmele çekti ve kalan sütü de kendisi içti.

(Buhari Rikak 17)
 
eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
benimde canım çekti :)
 
A Çevrimdışı

Abdullah Yusuf

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
Ebu Hüreyre (Allah Ondan razı olsun) söyle demistir.

Bir adam Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem)’e gelerek: Ben açım, dedi. Allah’ın Rasulü hanımlarından birine haber gönderip yiyecek göndermesini istedi. O da: -Seni peygamber olarak gönderen Allah’a yemin ederim ki evde sudan baska bir sey yok, dedi. Sonra diger bir hanımına haber gönderdi. O da aynı cevabı verdi. Nihayet tüm hanımları aynı cevabı verince; Bu gece bu adamı kim misafir edecektir ? buyurdu. Ensardan biri Ya Rasulallah ben misafir ederim, dedi. Onu evine götürdü ve karısına peygamberin misafirine yemek hazırla, dedi. * Baska bir rivayette: Evde yiyecek bir seyler var mı? diye sordu. Hanımı -Hayır sadece çocukların yiyecegi kadar bir sey var, dedi. Ensâri: -Öyleyse çocukları bir seylerle avut, sofraya gelmek isterlerse onları uyut. Misafirimiz içeri girince lambayı söndür, ona kendimiz de yiyormus gibi gösterelim dedi. Sofraya oturdular. Misafir karnını doyurdu, onlar da aç yattılar. Sabahleyin o sahabi Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem)’in yanına gitti, onu gören Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem) söyle buyurdu: “Bu gece yaptıklarınızdan dolayı Allah sizden razı oldu.”

(Buhari, Menakıb-ül Ensar 10, Müslim, Esribe 172)
 
A Çevrimdışı

Abdullah Yusuf

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
Ebu Hüreyre (Allah Ondan razı olsun)’den rivayet edildigine göre

Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem) söyle buyurdu: -Adamın biri çölde giderken Filancanın bahçesini sula diye bir ses isitti. Bunun üzerine o bulut kara taslık bir yere saptı ve oraya suyunu bosalttı derken su yollarından biri o suyun hepsini topladı, bu adam suyu takip etti. Bu sırada bahçesinde bulunan bir adamın çapasıyla o suyu öteye beriye çevirdigini gördü ve

– Ey Allah’ın kulu ismin nedir? Diye sordu. – ismim filancadır, dedi ve buluttan isittigi ismi söyledi. Bunun üzerine o adam: -
- Ey Allah’ın kulu adımı niçin soruyorsun? dedi. O da: -Ben su suyu yagdıran buluttan isminizi anarak filancanın bahçesini sula dedigini duydum. Onun için soruyorum, sen ne yapıyorsun ki bu lütfa eristin, dedi.
Bahçe sahibi:

- Madem ki merak ediyorsun söyleyeyim: “Ben bu bahçeden çıkan ürünü hesap ederim. Üçte birini sadaka olarak dagıtırım. Üçte birini çoluk çocugumla yerim, üçte birini de tohumluk olarak ayırırım, dedi.

(Müslim, Zühd 45)
 
Muaz ibni Cebel Çevrimdışı

Muaz ibni Cebel

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir mezarlığa gitti ve:

Selam sizlere ey mü’min topluluklar yurdunun sakinleri! Şüphesiz bizler de inşallah size kavuşacağız’ dedi.

Sonra Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

Keşke biz kardeşlerimizi görseydik diye arzu ettim’ dedi.

Sahabeler:

−Ey Allah’ın Rasulü! Biz senin kardeşlerin değil miyiz? diye sordular!

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

−‘Hayır, siz benim ashabımsınız. Kardeşlerimiz ise, daha sonra gelecek olanlardır. Ben, onlardan önce havuzun

başına varmış olacağım’ dedi.

Sahabeler:

−Ey Allah’ın Rasulü! Henüz senin ümmetinden gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın? diye sordular!

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

−‘Sizden herhangi bir adamın, alnında ve ayaklarında beyazlıkları bulunan atları olsa ve bu adamın atları siyah

atlar arasında bulunsa, adam kendi atlarını tanımaz mı?’ dedi.

Sahabeler:

−Elbette tanır, ey Allah’ın Rasulü! dediler.

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

−‘Onlar kıyamet gününde abdest almalarından dolayı alınları, kolları ve ayakları parlak geleceklerdir.’

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu sözlerini üç defa tekrarladı ve şöyle devam etti:

Ben onlardan önce havuzun başına varmış olacağım. Dikkat edin aranızdan birtakım kimseler havuzumdan,

kaçkın devenin uzaklaştırıldığı gibi uzaklaştırılacaklar. Ben onlara buraya geliniz, buraya geliniz diye

sesleneceğim ve bana şöyle denilecek:

−Onlar senden sonra bid’atlar yaptılar ve hep ökçeleri üzerine gerisin geri dönüp durdular.

Bunun üzerine ben de:

−O halde benden uzak dursunlar, benden uzak dursunlar diyeceğim’ buyurdu.”


Ahmed 2/300, 408 Müslim 1/150, 151, Malik 1/49, 50, Nesei 1/35, İbni Mace 2/580, Beyhaki 4/78
 
Nevfelah Çevrimdışı

Nevfelah

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, "Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur" dedi:

"Her kim bir dostuma düşmanlık ederse, ben ona karşı harb ilân ederim. Kulum, kendisine emrettiğim farzlardan, bence daha sevimli herhangi bir şeyle bana yakınlık sağlayamaz. Kulum bana (farzlara ilâveten işlediği) nâfile ibadetlerle durmadan yaklaşır; nihâyet ben onu severim. Kulumu sevince de (âdeta) ben onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olurum. Benden ne isterse, onu mutlaka veririm, bana sığınırsa, onu korurum."

Buhârî, Rikak 38
 
eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
çok sevdiğim hadislerden biri

paylaşım için ALLAH razı olsun beraat akhi
 
Üst Ana Sayfa Alt