Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Günün Sahih Hadis-i Şerif'i

H Çevrimdışı

haradirm

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Size çullanmak üzere, yabancı kavimlerin, tıpkı sofraya çağrışan yiyiciler gibi, birbirlerini çağıracakları zaman yakındır." Orada bulunanlardan biri: "O gün sayıca azlığımızdan mı?" diye sordu: "Hayır," buyurdular. "Bilakis o gün siz çoksunuz. Lakin sizler bir selin getirip yığdığı çer-çöpler gibi hiçbir ağırlığı olmayan çer-çöpler durumunda olacaksınız. Allah, düşmanlarınızın kalbinden size karşı korku duygusunu çıkaracak ve sizin kalplerinize zaafı atacak!" "Zaaf da nedir ey Allah'ın Resulü?" denildi. "Dünya sevgisi ve ölüm korkusu!" buyurdular.

Kaynak: Ebu Davud, Melahim 5, (4297)
 
عبد الرحمن Çevrimdışı

عبد الرحمن

قُل آمَنتُ بِاللهِ ثُمَّ استَقِم
İslam-TR Üyesi
Her kim Kehf suresinin başından üç ayet okursa Deccal fitnesinden korunur.

Müslim, Müsafirin, 27; Ebu Davud, Melahım, 14; Tirmizi, Fedailül-Kuran, 6

"Bir kimse Akşam namazından sonra hiç konuşmadan altı rekat namaz kılsa, o namaz (sevap bakımından) on iki senelik ibadete denk olur."

(Tirmizi, Mevakit, 204)
 
EBU HANİFE Çevrimdışı

EBU HANİFE

İslam-tr Mudâvimi
İslam-TR Üyesi
Ebu Said el-Hudri (r.a) şöyle demiştir:

"Sizden biriniz önünde sütresi olduğu halde namaz kılarken önünden birisi geçmek isterse ona engel olsun. Yine de geçmek isterse onunla dövüşsün. Çünkü o, şeytandır."

Buhari, Müslim

Enes (r.a)'den Rasulullah (s.a.s)'in şöyle buyurduğu rivayet edildi:

"Muhakkak kul, kabre konulduktan sonra dönenlerin ayak seslerini işittiği halde, arkadaşları kabirden döndüğü vakit, kendisine iki melek gelip onu oturtup yahud kaldırırlar ve kendisine:

"Bu adam hakkında (yâni; Muhammed (s.a.s) hakkında ne dersin?" diye sorarlar. O kimse mü'min ise:

"O'nun, Allah'ın kulu ve Rasulü olduğuna şehadet ederim" der. Bunun üzerine kendisine:

"Ateşteki yerine bak. Allah o'nu sana cennetteki bir yer ile değiştirdi" derler. Ve mü'min bunların (yâni ateşteki yeri ile bunun değiştirildiği cennetteki yerin) her ikisini birden görür. Kâfir ve münafıka gelince de kendisine:

"Bu adam (yâni; Rasulullah (s.a.s) hakkında ne
dersin?" diye sorulur. O da:

"Bilmiyorum. İnsanların dedikleri gibi derim" diye cevap verince kendisine:

"Bilmez ve uymaz olaydın. (Yahud ne bildin, ne de bilenlere uydun)" denilir ve kendisine demirden çekiçlerle öyle bir darbe indirilir ki, insan ile cinden başka her şey onun kopardığı feryadı duyar."

(Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei)

Can çekişmekte olan hastaya şehadet kelimesi hatırlatılır.

Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu:

"Ölülerinize (yâni; ölmek üzere bulunan hastalarınıza) "Lâilahe illallah" Kelime-i Tevhidini telkin ediniz (hatırlatınız)."

(Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei)
 
E Çevrimdışı

Ebu & Dücane

Misafir
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Bir davada haksız olan tarafa yardım eden kişi bundan geri çekilene kadar Allah Teala'nın öfkesindedir"
(İbn Mace (2320) Ebu Davud (3597, 3598) el-Elbânî, Sahihu'l-Cami'de (6049) sahih demiştir.)
 
عبد الرحمن Çevrimdışı

عبد الرحمن

قُل آمَنتُ بِاللهِ ثُمَّ استَقِم
İslam-TR Üyesi
Ömer radıyellahü anh'dan, Rasulullah Salallahu aleyhi ve Sellem buyurdu,

"Dua gök ile yeryüzü arasında durur. Benim üzerime salatü selâm getirilmedikçe (Allah'a) yükselmez. Beni hayvanına binen adamın maşrapası yerine (alelade bir şey gibi) tutmayınız. Bana duanın başında, ortasında ve sonunda salatü selâm getirin!"

Tirmizî
 
İ Çevrimdışı

İki Hicretyolu

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Nebî salallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Kul, Allah'ın hoşnut olduğu bir sözü önemsemeksizin söyleyiverir de Allah onun derecesini yüceltir. Yine bir kul Allah'ın gazabını gerektiren bir sözü hiç önemsemeksizin söyleyiverir de Allah onu bu sözü sebebiyle cehennemin dibine atar.."

Buhârî: Rikak 23. Tirmizî: Zühd 10; İbni Mâce: Fiten 12.

"Hani o iftirayı dilden dile dolaştırıyor; hakkında hiçbir bilginiz olmayan şeyleri ağzınıza alıp söylüyor ve bunu önemsiz bir iş sanıyordunuz. Hâlbuki bu, Allah katında büyük bir günahtır."
Nur:15
 
Muaz ibni Cebel Çevrimdışı

Muaz ibni Cebel

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Bir davada haksız olan tarafa yardım eden kişi bundan geri çekilene kadar Allah Teala'nın öfkesindedir"
(İbn Mace (2320) Ebu Davud (3597, 3598) el-Elbânî, Sahihu'l-Cami'de (6049) sahih demiştir.)


Bu hadisi şerifde ne denilmek isteniliyor anlayan akhiler açıklayabilir mi?
Ben anlayamadım...
 
EBU HANİFE Çevrimdışı

EBU HANİFE

İslam-tr Mudâvimi
İslam-TR Üyesi
(4318)-
İbnu Abbâs (radıyallahu anh) anlatıyor: "Uyeyne ibnu Hısn (Medine'ye) gelince, kardeşinin oğlu Hürr İbnu Kays'ın yanına indi. Hürr İbnu Kays ise Hz. Ömer'in yakınlarındandı. Onun meclisinde yaşlı veya genç bir kısım kurrâ ve fakihler müşâvere heyeti olarak bulunurdu. Uyeyne İbnu Hısn:
"Ey kardeşimin oğlu! Emirü'lmü'mininin yanına girmem için izin taleb et!" dedi. O da izin istedi. Ancak yanına girince:
"Yeter artık! Ey İbnu'l-Hattâb sen

bize bol vermediğin gibi, aramızda

adaletle de hükmetmiyorsun!" dedi. Hz. Ömer (radıyallahu anh) pek öfkelendi. Neredeyse dövmek için üzerine yürüyecekti ki,

Hürr (radıyallahu anh) atılıp:
"Ey emire'lmü'minin Allah Teâla Hazretleri Resûlüne: "Affı esas tut, ma'rufu emret ve câhillerden de yüz çevir!" (A'raf, 199) emretmiştir. Bu
adam da

cahillerden biridir" dedi. Vallahi, Hürr ayeti okuyunca Hz.

Ömer olduğu yerde kalıp hiçbir

şey yapmadı. Hz. Ömer

Kitabullah'ın yanında hemen durur, onu koyup geçmezdi (radıyallahu anh)." [Buhârî, İ'tisam 2, Tefsir, A'raf 5.]

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Bir davada haksız olan tarafa yardım eden kişi bundan geri çekilene kadar Allah Teala'nın öfkesindedir"
(İbn Mace (2320) Ebu Davud (3597, 3598) el-Elbânî, Sahihu'l-Cami'de (6049) sahih demiştir.)


Bu hadisi şerifde ne denilmek isteniliyor anlayan akhiler açıklayabilir mi?
Ben anlayamadım...
Bir Kimsenin Aslını Esasını Bilmediği Bir Davada Taraflardan Birine Yardımcı Olmaya Çalışması

3597... Abdullah b. Ömer (r.anhüma)'den, Rasûlullah (s.a)'m şöyle buyurduğunu duyduğu rivayet edilmiştir:

"Aracılığı Allah'ın cezalarından bir cezanın yerine getirilmesine engel olan kimse Allah'a savaş açmış olur. Bile bile haksız bir davayı savunan kimse bu davadan dönünceye kadar, Allah'ın gazabına uğramaya devam eder. Bir müslüman hakkında onda olmayan şeyleri söyleyen kimseyi de Allah, söylediği (bu) sözden dönünceye kadar, cehennem ehlinin vücudundan akan irinle toprak karışımı olan bir bataklıkta tutar."


Açıklama

Redf: Toprak demektîr.

Habâl: Cehennem ehlinin vücudundan akan irin ve cerahat demektir.

İki kelime birbirine izafe edilmekle irin ve toprak karışımı bir çamur ve bataklık anlamı ortaya çıkmaktadır ki, Bezlü'l-Mechûd yazarının açıklamasına göre hadis-i şerifte kastedilen mana budur.

Mevzumuzu teşkil eden bu hadis-i şerifte üç esas üzerinde durulmaktadır:

1- Allah'ın yasaklarından birini işleyerek Allah'ın bu yasak için takdir ettiği cezaya çarptırılmayı hak eden bir kimsenin bu cezayı almaması için yetkili mercilere müracaat eden ve o kimseyi hak ettiği cezayı almaktan kur-îaran kimse, Allah'ın emrinin aksine hareket etmiş olacağı için Allah'a savaş açmış olur.

2- Bir davanın asılsız ve yalan olduğunu bile bile savunan bir kimse bu dava peşinde koştuğu ve ondan dönmediği sürece Allah'ın gazabına maruzdur. Bile bile haksız davaları sanunanlar için bu hadis-i şerifte çok büyük bir tehdit vardır.

3- Bir müslümanı kendisinde bulunmayan vasıflarla kötülemek büyük bir vebaldir. Allah bu gibiler için, cehennemde büyük bir azap hazırlamıştır. Bu gibi kimselerin cehennemdeki yeri cehennem ehlinin vücudundan akan kan, cerahat ve irinin toprakla karışmasından meydana gelen bir bataklıktır.

İnsanın bir müslüman hakkında sarfettiği bu gibi asılsız sözler sebebiyle yüklenmiş olduğu bu vebalden kurtulabilmesi için, hakkında bu kötü sözleri sarfettiği kimse ile helâlleşmesi ve bu hareketinden vazgeçmesi gerekir. Metinde geçen "...söylediği (bu) sözden dönünceye kadar..." sözünden kastedilen mana da budur. Avnü'l-Ma'bûd yazarı bu konuda şöyle diyor: Bazılarına göre ise bu sözle kastedilen mana, "Bu kimse cehennemde kendisi için hazırlanan bataklıkta bu günahının cezasını çekecek kadar kalmadıkça oradan kurtulamaz" demektir. el-Eşref bu görüştedir.

Kadı lyâz'a göre, burada bu sözle, "Bu kimsenin, aleyhinde konuştuğu kimseden dünyada af dileyip onunla helalleşmedikçe yaptığı bu işin vebalinden kurtulamayacağı" ifade edilmek İstenmektedir.

İnsan, mahkemede derdini anlatmak ya da şahitlik yapmak gibi meşru bir sebep olmadıkça, bir müslümanda gerçekten mevcut olan kötü vasıfları bile anlatmaktan kaçınmalıdır. Çünkü böylesi konuşmalar da gıybetten sayılır. Bilindiği gibi eğer söylenenler o müslümanda yoksa o zaman bu sözler hem gıybet hem de iftira olur. Bütün bu sözler mahkemede haklıyı haksız, haksızı da haklı çıkarmak için söylenmişse daha da büyük bir önem kazanır, vebali daha da ağırlaşır.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 13/184.
 
İ Çevrimdışı

İki Hicretyolu

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Ebu Hureyre (r.a) Rasulullah'ın (s.a) şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir;
''Sağılan süt memeye geri dönmedikçe Allah korkusundan ağlayan kişi de cehenneme girmez. Allah yolunda cihad ederken oluşan tozla cehennemin dumanı birleşmez.''
(Tirmizi)

Enes (r.a) der ki;
Rasulullah (s.a) bize şimdiye kadar işitmediğimizbir hudbe okuyarak şöyle buyurdu;
''Eğer bildiğimi bilseydiniz az güler, çok ağlardınız'' Enes (r.a) der ki; Rasulullah'ın ashabı bu söz üzerine yüzlerini örttüler, hıçkıra hıçkıra ağladılar.'' (Buhari ve Müslim)

İbrahim b. Abdurrahman b. Avf der ki,
''Oruçlu olduğu bir gün Abdurrahman b. Avf'a iftar yemeği getirildi. O da şöyle dedi; ''Benden daha değerli olan Mus'ab b. Umeyr şehid edildiğinde hırkasından başka kefenleneceği birşeyi bulunmamıştı. Onunla başı örtülse ayakları, ayakları örtülse başı açık kalıyordu. Sonra bize dünyalıktan verildi de verildi. Öyle ki, iyiliklerimizin karşılığı dünyada verilmeye başlandı, ahirete bir şey kalmayacak diye korktuk'' Bu sözleri söyledi, ağlamaya başladı ve iftar edemedi'' (Buhari)

Ebu hureyre'den (r.a) rasulullahın (s.a) şöyle buyrulduğu rivayet edilmiştir;
''Yedi sınıf insan vadırki, kendi gölgesinden başka gölgenin olmadığı bir günde Allah onları arşının gölgesi altında gölgelendirir: Bunlar, Adaletli devlet başkanı, Allah'a ibadetle yetişen genç, Kalbi mescitlere tutkun kimse! Allah rızası için birbirini sevip, bu sevgi ile bir araya gelip, bu sevgi ile ayrılan iki kişi, mevki sahibi güzel bir kadının zina teklifine ''Allah'tan korkarım'' diye cevap veren kimse, sağ elinin verdiğini sol eli duymayacak şekilde gizli sadaka veren kimse, kendi başına kaldığı zaman Allah'ı anarak gözyaşı akıtan kimse''
(Buhari ve Müslim)

Siz bu söze mi hayret ediyor, gülüyor da ağlamıyorsunuz!” (53/Necm, 59-60) âyetleri nâzil olduğu zaman
Suffe ashâbı, yanakları ıslanıncaya kadar gözyaşı döktüler. Onların iniltilerine Rasûlullah’ın da ağlaması üzerine diğer ashâb da ağlamaya başladı. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.s.): “Allah korkusundan dolayı ağlayan, cehenneme girmez. Tevbe etmeksizin günahta ısrar eden kimse de cennete girmez. Eğer siz, günah işlemeseydiniz, Allah Teâlâ mutlaka günah işleyen bir kavim yaratır, onları affederdi.” buyurdu. (Beyhakî, Terğîb 5/190).

Müjdeler olsun samimi olarak Allah korkusuyla bir damla gözyaşı akıtana.Süfyanı Servi’nin şu sözü hadis ışığında iyi anlaşılmaktadır:”” Çok ağlamak … Kişi sırf Allah için yılda bir defa ağlarsa bu çoktur.”” Evet vallahi öyle !! Hatta,cehennemden kurtulmaya ve gelmiş geçmiş tüm günahları silmeye yol açan bu ameli kişi ömrü boyunca sadece bir defa işlese bu bile çoktur.


Ebu Musa El Eşari r.a dediki:"Ey cemaat Ağlayın !!!!! .Ağlayamazsanız ağlar gibi yapın.Cehennemlikler gözyaşı dökerler,sonunda gözyaşları kesilir.Bu defa kan ağlarlar.Öyle ki gemiler bile bu gözyaşı ve kan denizinde yüzebilir."

Abdullah bin Ömer, Mutaffifîn sûresini okudu: “İnsanlar, hesaba çekilmeleri için, âlemlerin Rabbinin huzurunda durdukları zaman...” (83/Mutaffifîn, 6) âyetine gelince düştü, ağlamaktan gerisini okuyamadı
 
C Çevrimdışı

CihadiL

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
subhanellah sanki bugün suriyedeki müslümanların halini anlatarak onlara işaret eden bir hadis.buğuz haset arka çevirmk.bu üç şeyden allah bizleri uzaklaştırsın.

لاَ تَبَاغَضُوا وَلاَ تَحَاسَدُوا وَلاَ تَدَابَرُوا وَكُونُوا عِبَادَ اللَّهِ إخْوَانًا وَلاَ يَحِلُّ لِمُسْلِمٍ أنْ يَهْجُرَ أخَاهُ فَوْقَ ثَلاَثِةِ اَيَّام

Birbirinize buğuz etmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize arka çevirmeyin; ey Allah’ın kulları, kardeş olun. Bir müslümana, üç günden fazla (din) kardeşi ile dargın durması helal olmaz.
 
eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
subhanellah sanki bugün suriyedeki müslümanların halini anlatarak onlara işaret eden bir hadis.buğuz haset arka çevirmk.bu üç şeyden allah bizleri uzaklaştırsın.
لاَ تَبَاغَضُوا وَلاَ تَحَاسَدُوا وَلاَ تَدَابَرُوا وَكُونُوا عِبَادَ اللَّهِ إخْوَانًا وَلاَ يَحِلُّ لِمُسْلِمٍ أنْ يَهْجُرَ أخَاهُ فَوْقَ ثَلاَثِةِ اَيَّام

Birbirinize buğuz etmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize arka çevirmeyin; ey Allah’ın kulları, kardeş olun. Bir müslümana, üç günden fazla (din) kardeşi ile dargın durması helal olmaz.


la havle vela kuvvete illa billah :(
 
H Çevrimdışı

haradirm

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Huzeyfe (r.a.) şöyle demiştir: Rasûlüllah (s.a.) şöyle buyurdu:

"Allah, bid'at sahibinin ne namazını, ne orucunu, ne zekatını, ne haccını, ne umresini, ne cihadını, ne farzını, ne nafilesini kabul etmez. (Sanki O) kılın hamurdan çıktığı gibi dinden çıkar.
 
farkındayız Çevrimdışı

farkındayız

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
el-Vadîn isimli bir zat anlatıyor: Bir adam Resûlullah (sav)’a geldi ve şunları aktardı: “Yâ Resûlallah! Biz cahiliye ehlinden iken putlara tapar, çocuklarımızı öldürürdük. Benim bir kız çocuğum vardı. Ona seslendiğim zaman sevinçle yanıma gelir neşelenirdi. Yine bir gün yanıma çağırdım, o da geldi. Evimin yakınında kendimize ait bir kuyu vardı, oraya götürdüm ve kızımı kendi elimle kuyuya attım. Yavrucağızım benim ardımdan ‘Babacığım! Babacığım!’ diye bağırıyordu…” Allah Resûlü bu olayı dinlerken ağlıyordu; o kadar çok ağlıyordu ki, gözünden yaşlar boşanıyordu. Resûlullah’ın arkadaşları o adama, ‘Allah Resûlü’nü üzüyorsun.’ dediler. Resûlullah: “Bırakın bu adam önemli bir şey soruyor.” dedi. Sonra o şahsa dönerek, “Şu olayı bana bir daha anlat…” buyurdu. Adam aynı olayı tekrar anlattı. Resûlullah (sav)’ın gözyaşları güzelim sakalını ıslatıyordu. Sonra adama şöyle buyurdu: “Şüphesiz Allah, senin kâfir iken yaptıklarını silmiştir. Şimdi artık her şeye yeniden başla.”

Darimi, Sünen, Mukaddime 1.
 
عبد الرحمن Çevrimdışı

عبد الرحمن

قُل آمَنتُ بِاللهِ ثُمَّ استَقِم
İslam-TR Üyesi
Ebu Hureyre Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem Buyurdu ki: Benî İsrâîl çıplak ve biribirine baka baka yıkanırlardı. Mûsâ (aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm) ise (kemâl-i hayâsından) yalnızca yıkanırdı. Benî İsrâîl: "Vallâhi Mûsâ`yı bizimle berâber yıkanmaktan men` eden şey (mutlakâ) debbe, yâni kasığı çıkık olmasıdır." der (ve bu guftugû ile zât-ı celîl-i Risâlet-Penâhına ezâ eder)lerdi. (Mûsâ salla`llâhu aleyhi ve sellem) bir def`a yıkanmağa gitti. Elbisesini de bir taşın üstüne koydu. Taş, elbisesini alıp kaçtı. Mûsâ (aleyhi`s-selâm): "Aman taş, rubamı! Aman taş, rubamı!" diyerek (ve alabildiğine koşarak) arkasına düştü. Benî İsrâîl onu (bu halde) görüp de: "Vallâhi Mûsâ`da bir kusur yokmuş." deyinceye kadar (ardınca gitti). (Ondan sonra Musâ aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm) elbisesini alıp taşı döğmeye başladı.- Ebû Hüreyre (radiya`llâhu anh) der ki: Vallâhi o taşta dayaktan hâlâ altı, yâhud yedi bere izi kalmıştır.

Buhari
 
İ Çevrimdışı

İki Hicretyolu

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Hz. Ali radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:"Cennette birtakım odalar vardır. Dışları içlerinden, içleri de dışlarından görülür."Bunu işiten bir bedevi ayağa kalkıp: "Bu odalar kimlere ait ey Allah'ın Resulü?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam: "Sözü güzel yapan, yemek yediren, oruca devam eden, gece herkes uyurken namaz kılan kimselere ait!" buyurdu."(Tirmizi, Birr 53, (1985).)

***************************************************************


Cuma namazına gitmeyenlere ,faziletini bilmeyenlere

Evs b. Evs es-Segafiy Resulullahı (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyururken işittim.""" Kim cuma günü güzelce yıkanır/gusul alır,erkenden mescide,camiye gelir,binmeyip yürürse,imama yakın oturup,boş/abes şeylerle uğraşmazsa(hutbe vakti konuşmazsa),ona attığı her adımın karşılığı olarak bir senenin ibadeti/kıyamı ve oruç sevabı verilir.(Ebu Davut,345-Ahmed,104-Tirmizi,496-Nesei,97-İbn Mace,1087. (Terkedilmiş Sünnetler,sayfa 189.)
 
hebbit kerrih Çevrimdışı

hebbit kerrih

İslam-tr Mudâvimi
Site Emektarı
Bir bedevi, kendisine yardım etmesini istemek üzere Peygamber’e (s.a.v.) geldi. Peygamber (s.a.v.) ona birşey verdikten sonra:

-Sana iyilik ettim mi? dedi. Bedevi:

-Hayır iyilik etmedin, dedi.

Müslümanlar kızıp onun yanına gittiler. Peygamber (s.a.v.) onlara, birşey yapmamaları için işaret etti. Sonra kalkıp evine gitti. Bedeviye haber gönderip evine getirtti. (Biraz daha verdi). Bedevi memnun oldu. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.):

-Sen bize geldin. Bizden istedin. Biz de sana verdik. Söylediklerini söyledin. Müslümanların zihinlerinde şimdi bu söylediklerinin tesiri var. istersen, benim karşımda söylediklerini, onların karşısında da söyle. Böylece, senin aleyhindeki düşünceleri zihinlerinden gider, dedi. Bedevi:

-Tamam, dedi.

Ertesi gün sabah (veya akşam) olunca bedevi geldi. Rasulullah:

-Bu arkadaşınızın karnı açtı. Bizden istedi. Biz de ona verdik. Söylediklerim söyledi. Biz onu eve davet ettik, biraz daha verdik. O da memnun kaldığını söyledi. Öyle mi? dedi. Bedevi:

-Evet! Allah aile ve akrabalarından dolayı sana hayırla mukabele etsin, dedi. Peygamber (s.a.v.):

- “Dikkat edin! Benimle bu bedevinin misali, sahip olduğu devesi ürküp kaçan adam gibidir, insanlar o devenin peşine düşerler ama daha fazla ürkütmekten başka bir şey yapmazlar. Bunun üzerine deve sahibi onlara: Benimle devemin arasından çekilin! Ben ona, daha yumuşak davranırım, der. Deve sahibi ona yönelir. Ona vermek için yerdeki süp-rüntüden alır. Deve gelir çöker. Onu yolculuğa hazırlar. Üzerine yerleşir. işte ben de o bedevi söylediklerini söylediğinde sizi kendi halinize bırak-saydım ve siz de onu öldürseydiniz Cehennem’e girerdi” buyurdu

Bezzar

bu hadis bize ders olmalı Allah rasülü bir kişi dahi iman etsin diye uğraşırken biz müslüman koymuruz meydanda. Sapkın da olsa bid'at ehli de olsa müslüman müslümandır hakikatleri anlatmak lazım kardeşler sapkınlıkları gidermek lazım. selametle.
 
İ Çevrimdışı

İki Hicretyolu

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
10426659_10152981418945353_7685046640214204541_n.jpg



Ebû Musa (radıyallahu anh) anlatıyor: Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Aziz ve Celil olan Allah, gündüz günah işleyenlerin tevbesini kabul etmek için geceleyin elini açar. Gece günah işleyenlerin tevbesini kabul etmek için de gündüz elini açar, bu hal, güneş batıdan doğuncaya kadar devam edecektir."

Müslim: Tevbe 32, (2760)
 
İ Çevrimdışı

İki Hicretyolu

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
10350996_1415646065382634_261624116167271031_n.jpg




Rasulullah (s.a.v) şöyle buyurdu:

“Hatalarınız göğe ulaşsa sonra tevbe etseniz yine de Allah kulun tevbesini kabul eder.”


Kaynak: İbni Mace/Kitabu’z-Zühd 4248.
 
hebbit kerrih Çevrimdışı

hebbit kerrih

İslam-tr Mudâvimi
Site Emektarı
rasûlullah(s.a.v))şöyle buyuru:"size çullanmak üzere, yabancı kavimlerin, tıpkı sofraya çağıran yiyiciler gibi, birbirlerini çağıracakları zaman yakındır." orada bulunanlardan biri:"o gün sayıca az olmamızdan dolayı mı?" diye sordu.bunun üzerine rasûlullah(s.a.v):"hayır, bilakis o gün çoksunuz. lakin sizler bir selin getirip yığdığı, hiçbir ağırlığı olmayan çerçöpler durumunda olacaksınız. allah, düşmanlarınızın kalbinden size karşı korku duygusunu çıkaracak ve sizin kalplerinize zaafı atacak" buyurdu.orada bulunanlardan biri:"zaaf nedir ey allah'ın rasulü?"dedi.allah rasulü(s.a.v)şöyle buyurdu:"dünya sevgisi ve ölüm korkusu."

ebu davud
 
Üst Ana Sayfa Alt