Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Günün Şiiri

Muwahhide Tevhid Çevrimdışı

Muwahhide Tevhid

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Bu da benden olsun bari anlık duygular..

20170912_015450.png
 
Ubeyd Çevrimdışı

Ubeyd

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Haya'l-Et!
Hatıralarsın sen de benim gibi,
Uçan bir uçutmayı gördüğünde
Sende hayal edersin;
Uçurtmayı uçurmayı...
Evet, kardeşim hayal et! benimle.
Sahip olmak istediklerine sahip olamamışsın.
Gönlün titrek ve kırılgan,
Şimdi kahraman ol!
Ve HAYAL ET!
Cihad beldesindesin,
Bütün dünyalıklar geride kalmış,
Sen en öndesin.
Hayal ettiklerin, hayalde kalmış.
Sen ise gerçektesin!
Üzenler, kızanlar, yarım bırakıp senden tam alanlar, selamını almayıp yüzsüzlüğü kazananlar, seni çekemeyenler...
Hepsi geride kalmış sen en öndesin.
AZ SONRA, siperinden çıkıp
Düşmanına koşacaksın,
Yüzün terli, gözlerin kısık çarpışacaksın,
Sana kızan mermilere aldırmadan koşacaksın,
En öndekilerin önünde sen olacaksın.
Göğüsünde bir sızı ve sen yerdesin.
Gökyüzü mavi,
Rüzgar neşeli,
Sen sevinçlisin,
Hayat birden gözlerinin önünden geçti bilirsin,
Sen öndekilerin, en önündesin
Çünkü sen şehidsin.

Mongolian-Charity-Horse-Rid.jpg
 
Nesîbe Lena Çevrimdışı

Nesîbe Lena

"عِشْ حَمِيداً، وَمُتْ شَهِيدًا"
Moderatör
Silinmedi çehremizde ki hasret,
Bilinmedi şehrimizde ki matem,
Gidebilseydik, sevebilseydik
Ve ölebilseydik
Toprak etmezdi ya sitem!

Soğukkanlı denildi
Kanımız neden soğuktu; sorulmadı.
Görülmedi sakallara düşen kar
Ve başımızdan dökülen yapraklar.
Kafamız dumanlı gezerdik.
Bir is kokusu kaplardı dünyayı;
Yalnız bize kokardı.
Dağlar üstümüze gelir
Yıldızlar üstümüze düşer
Güneş hiç doğmaz
Ve kıyamet yalnız bize kopardı...

Karanlık kuyulara bakar,
"İşte dünya!" derdik.
Taş olur, yakıt olur
Ama cenneti düşlerdik.

Bilal Hattab

 
H Çevrimdışı

Havîn

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Sonra bir çağ geldi
Baktım kafamda karıncalar vardı
Sonra yapılardan yollardan bıkmıştım
Issız sokaklar beni ürkütüyordu
Kötü meydanlarda boğuluyordum
Suları borulara almalarına kızıyordum
Hele hele hep düğmelere basıp,
yaşamalarına çok çok içerlemiştim
Sonra kalkıp afrikaya gittim
Ohh afrikaya.

(Sudana,Ohh sudana. .
 
Ümmü Yasir Çevrimdışı

Ümmü Yasir

İşlerimizin hepsini düzelt Allah’ım...
İslam-TR Üyesi
Dava adamlığıyla başlayan ve hüsranla biten bir ömür...

İLGİLİSİNE.... !

Uzun bir nöbetti bizimkisi… Ümmetin umudu olmak için çıkılan uzun ve zorlu bir yolculuğun nöbeti… Şehir şehir, mahalle mahalle, ev ev tutulacak bir nöbet...

Kimimiz terk etti tepeyi, ganimetlerin peşinden koşup gittik. Ne zafere ulaşabildik, ne de ganimet toplayabildik… Ne evlerimizi koruyabildik, ne şehirlerimizi, ne de nesillerimizi... Tüm tepeleri kaybettik…

Kimimiz karaya çıkınca Allah’ı unuttu... Ne gemide verdiğimiz sözü tutabildik ne de karada adam gibi durabildik… Kimimiz bahçe sahiplerinin imtihanına tutuldu… Kimse görmeden toplayacaktık mahsulümüzü. Büyük bir musibete duçar olduk. Ne mahsul toplayabildik, ne de kimse gördü bizi… Her şeyimizi kaybettik…

Kimimiz amansız bir “vehn” hastalığına yakalandı bu yolda… Dünya sevgisi ve ölüm korkusu kapladı yüreklerimizi. Yürürken mal, makam, şan, şöhret, güç, kuvvet ne varsa topladık yoldan. AVM’lerin, lüks İslami otellerin, milyarlık iftar sofralarının pençesinde tükenip gittik… Dünya selinin önünde sürüklenen çer çöp gibi olduk… Allah düşmanımızın kalbinden söküp aldı korkumuzu… Dünyalık kazanımlarımızı kaybetmeme adına, ahiretimizi kaybettik…

Kimimiz Tâlut ordusunun imtihan edildiği nehirle imtihan edildi yolda… Bir avuç içmemiz gereken nehirden kana kana, tıksıra tıksıra içtik... Ne sabit kalabildi ayaklarımız, ne de gökten sabır yağdı üzerimize… Dizlerimizin bağı çözüldü… Bizim bu zalimlerle, bu kalabalıklarla başa çıkacak takatimiz yok, biz bu medeniyet karşısında yenildik demekten başka bir şey gelmedi elimizden… İzzetimizi kaybettik… Onurumuzu kaybettik…

Kimimiz Samiri’lerle karşılaştı yolda… Buzağıların peşine takılıp gittik… Sahte böğürtülerin, göz kamaştıran parıltıların büyüsüyle yoldan çıktık. Yola çıktıklarımızı, yolda bulduklarımızla değiştirdik. Düşmanlarımızı yakın, dostlarımızı uzak tuttuk. Yakınlaşan düşman dost olmadı amma uzaklaşan dostlarımızı düşman ettik sonunda… Kardeşliğimizi kaybettik…

Kimimiz Züleyha’lara rastladı yolda… Nefsimizin ardına düşüp gittik. Ne Yusuf olabildik ne de ben Allah’tan korkarım dedik… Zindanlar bize göre değildi, yırtılmasına bile fırsat vermeden çıkarıp attık gömleklerimizi… Apart dairelerin tek odalarında, gizli nikahlarla ve sonu gelmez yalanlarla tükenip gittik… Ahirete bir şey bırakmadan ne varsa yaşadık bu dünyada… İffetimizi kaybettik…

Kimimiz Salebe’lere katıldı yolda… Dava için çıktığımız yolda davarların peşine takılıp gittik. Vadi dolusu mallar doyurmadı gözümüzü… Tırnaklarımızla kazanmıştık her şeyi… Allah’ın verdiğini itinayla esirgedik onun yolundan… Daha çok biriktirdik, biriktirmekten vakit bulamadık dağıtmaya, her şeyi anladığımız zaman dağıttığımızı kabul edecek kimse kalmamıştı yanımızda… Şuurumuzu kaybettik…

Kimimiz Kuzman’lara dönüştü yolda… Nice Uhud’lar gördük amma, desinler, görsünler, bilsinler, sevsinler, övsünler diye savaştık… Reklamcılık kapladı tüm benliğimizi… Şan ve şöhretin ardında eriyip gittik… Canımız dâhil her şeyimizi verdik ancak ne şehit olabildik sonunda, ne de kimse övdü bizi… İhlâsımızı kaybettik…

Allah’ın rızasından başka kaybedecek bir şeyi olmayanlardık yolun başında… Şimdi ellerimizde kaybetmekten korkacağımız çok şey var amma her şeyimiz olan “o bir şeyi” kaybettik sonunda…

(Önceden paylaşan olduysa silebiliriz)
 
ruhisukut Çevrimdışı

ruhisukut

Önce tanı sonra bağlan!
İslam-TR Üyesi
Dava adamlığıyla başlayan ve hüsranla biten bir ömür...

İLGİLİSİNE.... !

Uzun bir nöbetti bizimkisi… Ümmetin umudu olmak için çıkılan uzun ve zorlu bir yolculuğun nöbeti… Şehir şehir, mahalle mahalle, ev ev tutulacak bir nöbet...

Kimimiz terk etti tepeyi, ganimetlerin peşinden koşup gittik. Ne zafere ulaşabildik, ne de ganimet toplayabildik… Ne evlerimizi koruyabildik, ne şehirlerimizi, ne de nesillerimizi... Tüm tepeleri kaybettik…

Kimimiz karaya çıkınca Allah’ı unuttu... Ne gemide verdiğimiz sözü tutabildik ne de karada adam gibi durabildik… Kimimiz bahçe sahiplerinin imtihanına tutuldu… Kimse görmeden toplayacaktık mahsulümüzü. Büyük bir musibete duçar olduk. Ne mahsul toplayabildik, ne de kimse gördü bizi… Her şeyimizi kaybettik…

Kimimiz amansız bir “vehn” hastalığına yakalandı bu yolda… Dünya sevgisi ve ölüm korkusu kapladı yüreklerimizi. Yürürken mal, makam, şan, şöhret, güç, kuvvet ne varsa topladık yoldan. AVM’lerin, lüks İslami otellerin, milyarlık iftar sofralarının pençesinde tükenip gittik… Dünya selinin önünde sürüklenen çer çöp gibi olduk… Allah düşmanımızın kalbinden söküp aldı korkumuzu… Dünyalık kazanımlarımızı kaybetmeme adına, ahiretimizi kaybettik…

Kimimiz Tâlut ordusunun imtihan edildiği nehirle imtihan edildi yolda… Bir avuç içmemiz gereken nehirden kana kana, tıksıra tıksıra içtik... Ne sabit kalabildi ayaklarımız, ne de gökten sabır yağdı üzerimize… Dizlerimizin bağı çözüldü… Bizim bu zalimlerle, bu kalabalıklarla başa çıkacak takatimiz yok, biz bu medeniyet karşısında yenildik demekten başka bir şey gelmedi elimizden… İzzetimizi kaybettik… Onurumuzu kaybettik…

Kimimiz Samiri’lerle karşılaştı yolda… Buzağıların peşine takılıp gittik… Sahte böğürtülerin, göz kamaştıran parıltıların büyüsüyle yoldan çıktık. Yola çıktıklarımızı, yolda bulduklarımızla değiştirdik. Düşmanlarımızı yakın, dostlarımızı uzak tuttuk. Yakınlaşan düşman dost olmadı amma uzaklaşan dostlarımızı düşman ettik sonunda… Kardeşliğimizi kaybettik…

Kimimiz Züleyha’lara rastladı yolda… Nefsimizin ardına düşüp gittik. Ne Yusuf olabildik ne de ben Allah’tan korkarım dedik… Zindanlar bize göre değildi, yırtılmasına bile fırsat vermeden çıkarıp attık gömleklerimizi… Apart dairelerin tek odalarında, gizli nikahlarla ve sonu gelmez yalanlarla tükenip gittik… Ahirete bir şey bırakmadan ne varsa yaşadık bu dünyada… İffetimizi kaybettik…

Kimimiz Salebe’lere katıldı yolda… Dava için çıktığımız yolda davarların peşine takılıp gittik. Vadi dolusu mallar doyurmadı gözümüzü… Tırnaklarımızla kazanmıştık her şeyi… Allah’ın verdiğini itinayla esirgedik onun yolundan… Daha çok biriktirdik, biriktirmekten vakit bulamadık dağıtmaya, her şeyi anladığımız zaman dağıttığımızı kabul edecek kimse kalmamıştı yanımızda… Şuurumuzu kaybettik…

Kimimiz Kuzman’lara dönüştü yolda… Nice Uhud’lar gördük amma, desinler, görsünler, bilsinler, sevsinler, övsünler diye savaştık… Reklamcılık kapladı tüm benliğimizi… Şan ve şöhretin ardında eriyip gittik… Canımız dâhil her şeyimizi verdik ancak ne şehit olabildik sonunda, ne de kimse övdü bizi… İhlâsımızı kaybettik…

Allah’ın rızasından başka kaybedecek bir şeyi olmayanlardık yolun başında… Şimdi ellerimizde kaybetmekten korkacağımız çok şey var amma her şeyimiz olan “o bir şeyi” kaybettik sonunda…

(Önceden paylaşan olduysa silebiliriz)

Paylaşım için Allah razı olsun abla, önceden günün şiiri olmuş bir şiir bugünde günün şiiri olabilir değil mi )
 
M Çevrimdışı

Muzammil

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Senin için görülen bir düş de ben olsaydım,
Yeryüzünde seni bir görmüş de ben olsaydım,
Sana hicret eden bir Kureyş de ben olsaydım,
Damar damar seninle, hep seninle dolsaydım,
Batılı yıkmak için kuşandığın kılıcın,

Kabzanda bir dirhem gümüş de ben olsaydım..

( Şairin adını unuttum bu dizeler tek kaldı hatirimda)
 
ruhisukut Çevrimdışı

ruhisukut

Önce tanı sonra bağlan!
İslam-TR Üyesi
Senin için görülen bir düş de ben olsaydım,
Yeryüzünde seni bir görmüş de ben olsaydım,
Sana hicret eden bir Kureyş de ben olsaydım,
Damar damar seninle, hep seninle dolsaydım,
Batılı yıkmak için kuşandığın kılıcın,

Kabza bir dirhem gümüş de ben olsaydım..

( Şairin adını unuttum bu dizeler tek kaldı hatirimda)

Şiiri bulup okumak isteyenler için; Nurullah Genç- Yağmur Naatı

Rasulullah (aleyhisalatu vessellem) için yazılmış bir şiir.
 
Nesîbe Lena Çevrimdışı

Nesîbe Lena

"عِشْ حَمِيداً، وَمُتْ شَهِيدًا"
Moderatör
Sevdiklerin gidiyor
Bakıyorsun; baki olan ancak Allah!

Halinden anlasınlar istiyorsun
Bakıyorsun; veli olan ancak Allah!

Haykırmak istiyorsun,
Bakıyorsun Semi' olan ancak Allah!

Ağlıyorsun,
Bakıyorsun; Basir olan ancak Allah!

Ve sonunda kaçmak istiyorsun!
Duyuyorsun; "Fefirrû ile'llah..."

Bilal Hattab
 
H Çevrimdışı

Havîn

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Birgün öldüğünde kimse,
Kendisiyle beraber mezara
Bir dili de taşıdığını nereden bilebilir ki?
Bilse ölmek o kadar kolay
Gelebilir mi ki?
 
C Çevrimdışı

cuheyman el-uteybi

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Zorluklar, yiğidin azmiyle orantılı gelir

Ve değişiklikler, kerim olanların kerametiyle orantılıdır

Küçüklerin gözlerine sinirlendirici şeyler zor gelir

Kerim olanların gözünde ise zorluklar küçük kalır

Onlar, çelikten silahlarını bir orduyla sürüyerek gelir

Ki gürültüleri göğü, denizi alır

Yürüyen bu ordu, Doğu ve Batı arasındaki boşlukları doldurdu

Şiddetli gürültüleri, yıldızların kulaklarına vurdu

Ordularında her dilden ve ırktan olanlar toplandı

Konuşulan dillere tercüme lazımdı

Romalılar ve Ruslar sizin kalelerinizi nasıl yıkabilir ki

Tutuyorken yılmaz yiğitler onun sütunlarını ve temelini

Sizin aslan olmanızdan değil, düşmanınızın gelen hakkından

Fakat işte bu tevhiddir şirki hezimete uğratan.




Dr. Eymen ez zehavarin.
 
H Çevrimdışı

Havîn

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Uçamadı kuşlar kanadını kırdılar yok oldu o imanlar. .
Aydınlık dünyalara açılan kapılar umutlu insanlar. . .
 
C Çevrimdışı

cuheyman el-uteybi

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Sanki nefsin senden razı olmuyor

En kerim olanı keramette geçmedikçe

O seni kalbinin can damarı için bir koruyucu görmüyor

Sen tehlikenin ortasında kendinden ikramda bulunmadıkça

Herkes bir lider olurdu eğer olmasaydı zorluklar

Zira cömertlik azaltır, cesaret ise öldürür.


Dr. Zevahirin
 
Üst Ana Sayfa Alt