Hacamat nedir? Hacamat İki omuz arasından, belden,kalp karşısından,bacaklardan,sırttan, başın arka tarafından veya vücudun herhangi bir yerinden tedavi maksadıyla
şişe,bardak, veya boynuzla kan aldırmaktır. Peygamberimiz (s.a.s)'in tavsiyelerinden ve bizzat tatbik ettiği sünnetlerindendir.
Hacamatın birinci hikmeti sevgili peygamberimizin (s.a.v.) sünneti olması ve Mirac'ta verilmiş olmasıdır.
Onun herbir sünnetine uymanın ne kadar makbul olduğu hepimizce bilinmektedir. Biz tabii ki işin tıbbi yönüne bakacak olursak hacamat damardan kan almak değildir.
Hacamatla vücutta fazla kan kalp ve beyin sektelerine, sinirsel rahatsızlıklara, allerji gibi bir çok hastalığa sebep olmaktadır.
Hacamatla; işte bu fazla kan ve deri altındaki kirli kanlar dışarı çıkartılır.
Peygamber Efendimiz (Sallallahü aleyhi ve sellem) hayber'de yahudi bir kadın tarafından zehirli koyun buduyla zehirlenildiği zaman,Cebrail Aleyhisselâm kendisine gelerek hemen kafasının arkasından hacamat yaptırmasını buyurmustur.
Efendimiz (s.a.v) basından ve iki omuzarasından hacamat yaptırıp zehiri vücudundan kirli kanlarla birlikte atmıstır ve ondan sonra ümmetine hacamat olmayı tavsiye etmiştir.
''Herkim vücuduna bir hastalık veya bir rahatsızlık gelirse hemen hacamat olsun'' buyuruyor.
Hacamat İki sebepten dolayı olunur;
1)Sünnet için: Yani herhangi bir kişide bir hastalık rahatsızlık olmayıp sadece Efendimizin sünnetini yerine getirmek için yaptırılır.
Bunun için en faziletli günler tercih edilirse daha evla olur.
İlk bahar,sonbahar ayları ve hicri ayın tek günleri 15_17_19 vb. gibi
2)Hastalık için: Peygamber efendimiz (s.a.v) Hadisi Şerifte ''Sizin Başınıza bir hastalık,geldiğinde ilk önce hacamat olun'' buyurmuştur.
Hastalık için yapılan hacamatta sadece hacamat yapılmayan günler dikkate alınır.
Çünkü hasta olan kişinin veya zehirlenen bir kişinin daha faziletli olan günleri bekleme gibi veyahutta bir kaç ay bekleme imkanı yoktur.
Nitekim peygamberimizde buyuruyor başına bir hastalık gelen hemen hacamat olsun buyuruyor.
Eger hacamat senede 1 defa veya 2defa olsaydı hastalanan bir kişi nasıl hacamat olan günü bekleyecekti
İşte bundan dolayıdır ki, Bir insan hastalandıgı zaman veya vücudun hacamata ihtiyacı oldugu zaman Pazar,Pazartesi,Salı,ve Perşembe günleri Hacamat olabilirler.
(Tedavi amaçlı olduğu zaman,mevsim ve aylar gözetilmez, ancak haftanın günleri gözetilmeye çalışılır.
"Hacamat olunuz, şifa bulunuz"
İnsanoğlunun 5 bin yıldır kullandığı tedavi yöntemi gerçekten onlarca hastalığı tedavi ediyor mu? Hacamat, nasıl yapılıyor? İşte "hacamat" tedavisi...
HACAMAT NASIL ÇALIŞIR
Hacamatın birinci hikmeti sevgili peygamberimizin (s.a.v.) sünneti olması ve Mirac'ta verilmiş olmasıdır.Onun herbir sünnetine uymanın ne kadar makbul olduğu hepimizce bilinmektedir.
Biz tabii ki işin tıbbi yönüne bakacak olursak önce hacamat (kan aldırmak) damardan değildir. Kan bağışı ile hacamat tamamen değişik iki yöntemdir.
Hacamat vakum usulu ile vücudun çeşitli yerlerinden kan almaktır. Damardan değil. Hacamatla vücuttta fazla kan kalp ve beyin sektelerine, sinirsel rahatsızlıklar, allerji gibi bir çok hastalığa sebep olmaktadır.
Hacamatla; işte bu fazla kan ve deri altındaki kirli kanlar dışarı çıkartılır. Deri altındaki kılcal damarlardan kan dolaşımı normal dolaşıma nazaran daha yavaş yürüdüğünden dolayı yıllarca bı kanlarda temizlenmeme oranı artar.
Bu sebepten dolayı vücutta çeşitli rahatsızlıklar (baş ağrısı, bel ağrısı, diz ağrısı, uyuşukluk, tembellik, ağırlık, v.s) baş gösteriri. Hacamat ile deri altındaki bu rahatsızlıklara sebep olan kan dışarı çıkartılarak kanın rahatça dolaşması sağlanmış olur.
HACAMAT İLE TEDAVİ OLUNAN HASTALIKLAR
Hacamat kan ile alakalı bir işlem olduğu için kan da insan bir bölgeye tesir etme imkanı vardır. Bununla beraber vücuttaki kirli kanı almakla kandaki toksinler, kolestrol ve kullandığımız ilaçlardan dolayı kanda bulunan ve bize zarar veren maddeler tehlikesiz bir şekilde vücuttan uzaklaştırılır.
Hacamat ile insanlar; anında tesir gösteren, emin, tehlikesiz, yan tesirsiz ve ucuz bir şekilde tedavi olma imkanı bulurlar.
Bununla beraber hacamatla tedavi olunan hastalıkların bazıları şunlardır.
*Baş ağrısı, yarım baş ağrısı ve sinuzit,
*Tembellik, uyku fazlalığı,
*Yüksek tansiyon ve şeker hastalığı,
*Prostat ve cinsel zayıflık,
*Sırt ağrısı, bel ağrısı (lumbago), işiaz, diz ağrısı, yanlarda uyuşukluk,
*Hormon bozzukluğu,
*Yumurtalık hastalıkları,
*Buna benzer bir çok kadın hastalığı,
Hacamatla başarılı bir şekilde tedavi olunmaktadır.
HANGİ HALLERDE HACAMAT YAPILMAZ
*Hacamat çok ihtiyar ve zayıf kişilerde,
*Kalp Yetmezliği olanlarda,
*Bir yeri kesildiğinde kanı durmayan kişilerde,
*Hamilelerde,
*Aşırı kansız kişilerde
*AİDS HİV
*Tansiyonu çok düşük olan kişilerde
*Küçük çocuklarda
*Çok hassas ve korkan kişilerde kanlı hacamat yapılmamaması tavsiye olunur, duruma göre kansız hacamat tatbik olunur.
Tedavi Edilen Hastalıklar
VARİS
Bacak toplar damarlarının genişlemesi,uzması ve büklümlü hale gelmesi olarak tanımlanır.
Varis ile ilgili diğer bir özellik doğada yalnızca insanlarda görülmesidir.
Diğer hiçbir canlı türünde görülmemiştir.
VARİSİN OLUŞUMU
Kalp her atışta vücudun ihtiyaçlarını karşılamak için bir miktar kanı,gerekli oksijeni ve besleyici maddeleri hücrelere verir. Ve ortamda oluşan artık maddeleri kirli kanları kılcal damarlara taşır.Varis bacaktaki bu kirli kanın birikmesinden ve damarın genişlemesinden meydana gelir.
EGZAMA
Birden bire ortaya çıkarak gelişen,kızartı, kaşınma sulanma gibi doku bozukluklarıyla belirginleşen bir deri hastalığıdır.egzama kişiyi rahatsız eder,ancak hayatı tehdit eden bir hastalık değildir.
EGZAMANIN ORTAYA ÇIKIŞI
Egzama derinin iç ve dış faktörlere bağlı iltihap cevabıdır.Genellikle alerji nedeniyle meydana gelir.Kişinin belirli bir maddeye karşı alerjisi varsa bu maddeye temastan birkaç saat sonra alerjik egzama şiddetli kaşıntı ile başlar.Deterjanların içinde bulunan kimyasal maddeler hemen egzama yapmaz içinde tahrişe neden olan zayıf kimyasal maddelerle tekrar tekrar karşılaşması egzamaya meyilli kişilerde birikici etki yapar ve bir süre sonra deri yüzeyinin savunma kapasitesi azalır yada yok olur.Bunu sonucunda da egzama meydana gelir.Ama bazen görünürde hiç. Bir şey yok iken de egzama meydana çıkabilir
ROMATİZMA
Umumiyetle eklem, kas ve sinir sistemini etkileyen hastalıklara romatizma denir. romatizma ağrıları, vücudun her tarafında görülebilir. Halk arasında, romatizma ağrılarına yel denir. Şişmanlık, hormon dengesizliği, karaciğer yetersizliği, beslenme dengesizliği, mide ve bağırsak bozuklukları, çürük dişler, sinüzit, bademcik iltihapları ve yaşlılık romatizmayı hazırlayan nedenlerin başında gelir. Ayrıca, soğuk ve rutubet de çok önemli rol oynar. romatizmalı yerlerde ağrı, yanma veya üşütme ve şişlikler görülür. Ağrı bazen dayanılmaz dereceye varır. Hareket etmekte de güçlük çekilir.
MİGREN
Halk arasında yarım baş ağrısı diye bilinen ve soğuk bir terleme ile birlikte gelip, başın ve yüzün yarısını kaplayan özel bir baş ağrısıdır. Ağrılar bazen dayanılmayacak kadar şiddetli olur. Birkaç dakika sürebileceği gibi saatlerce hatta günlerce devam eder. migren, herhangi bir hastalığın belirtisi olabildiği gibi, belirli bir neden olmadan da görülebilir. İrsi olanlar da vardır. Başın yarısında zonklamalar, bulantı ve bazen kusma görülür. Gözünün önünde siyah benekler, bulanık lekeler, uçuşur. Bazı kimseler, konuşmakta da zorluk çekerler. Ağrı geldiği zaman, karanlık bir odada sırt üstü yatmak oldukça etkilidir. Ayrıca, hazımsızlığı önlemek, haftada iki kere ılık banyo yapmak, sebze yemek ve kahve, çay, sigara, içki, gibi zararlı şeyleri terk etmek gerekir.
UNUTKANLIK
Beyin hücrelerinin azalması, yaşlılığın kaçınılmaz sonucudur. Fakat bazı besinlerin yardımıyla beyin hücrelerinin ölümü geciktirilebileceğini artık tıp uzmanları da kabul ediyorlar. Doğru takviyelerle yaşa bağlı bellek kaybını ve zamanla Alzheimer hastalığına yakalanma tehlikesini ortadan kaldırmak mümkün diyor uzmanlar.
Unutkanlık gençler için de önemli bir sorun olmaya başladı. Uzmanlar stresin, ağır yaşam koşullarının ve yetersiz beslenmenin beyin hücrelerinin erken ölümüne yol açtığını belirtiyorlar. Unutkanlıktan yakınmak yerine başlangıçta bazı önlemler alabiliriz. Önce neden unutkan olmaya başladığınızı araştırın. Kullandığınız bazı ilaçlar, belleğinizde bir sorun yaratabilir. Bu konuyu doktorunuza da danışmanızda yarar var. Beslenme düzeninizde değişiklik yapın. Az yağlı yiyeceklere ağırlık verin. Bol meyve ve sebze yiyin. Zihinsel faaliyetinizi artırın. Bilim adamları beyinin sürekli egzersiz yapması gerektiğini vurguluyorlar. Yeni meraklar edinmek, zihni sürekli yeni konularla meşgul etmek bulmaca çözmek hatta video oyunları bile belleği güçlendirebilir
BEL FITIGI NEDİR?
Bel fıtığı, omurgalar arasındaki kıkırdağın aşırı zorlama nedeniyle yerinden kayarak bacaklara gelen sinirlere ve omuriliğe baskı yapması sonucu oluşan bir hastalıktır.
Belirtiler: Hasta belinden kalçasına ve bacağına yayılan ağrıdan şikayet eder. Bu ağrı ayak topuğuna ve parmaklara kadar uzanabilir. Bazı hastalar bacağının arka kısmından bir iple çekildiğini söylerler. Hastanın beli bir tarafa eğilebilir. Zamanla ayakta uyuşma, kuvvet kaybı gelişmeye başlar. İlerlemiş vakalarda idrar ve büyük abdest yapmakta zorluklar oluşabilir.
BOYUN FITIĞI NEDİR?
Boyunda 7 adet omur cismi bulunur. Her omurga arasında yastıkçık kıkırdaklar mevcuttur. Bu kıkırdak yapının yırtılarak , omurga içinde seyreden omurilik veya kola dağılan sinirlere baskı yapması sonucu oluşan hastalığa boyun fıtığı denir. Hastada şiddetli bir boyun ağrısıyla birlikte kola yayılan ağrı, uyuşma mevcuttur. Zamanla yırtılan kıkırdak sinirlere baskı yaparsa kolda kuvvetsizlik, eğer omuriliğin kendisine de baskı yaparsa tüm vücutta hareket kusurları ortaya çıkabilir.
SEDEF HASTALIĞI NEDİR?
Sedef Hastalığı çeşitli biçimlerde ortaya çıkabilen, tekrarlayıcı, kronik bir deri hastalığıdır. Deride tipik olarak üzeri sedef rengi pullarla kaplı kızarık alanlar mevcuttur. Derinin üst katmanı aşırı derecede büyümekte, kalınlaşmaktadır.
Oldukça sık görülen bir deri hastalığıdır. Toplumun yaklaşık % 1-3 ünde görülür. Hemen her yaşta görülebilmesine rağmen 15-35 yaş arasında daha sık rastlanmaktadır.
Hastalık zaman zaman şiddetlenir, zaman zaman bulgular azalır.Ailesel yatkınlığı olan kişilerde daha sık görülür. Vücudun her tarafında küçük belirtileri ortaya çıksa da büyük parçalar daha çok gövde, dirsek, diz , kafa derisinde,derinin kat yerlerinde ve tırnaklar da ortaya çıkar. Normal şartlarda deri yaklaşık bir ayda kendini yeniler. Ancak sedef hastalığında bu süre birkaç güne kadar inmiştir ve ölü deri hücrelerindeki artış kalın plaklar oluşturmaktadır.
Deri yüzeyine zarar veren yaralanmalar, kesikler, yanıklar, böcek sokmaları hastalığı alevlendirebilir. Kanser tedavisinde kullanılan bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlar, romatizmalı eklem hastalığı, viral veya bakteri el enfeksiyonlar, alkol kullanımı, şişmanlık, güneş ışığından yararlanamama veya aşırı güneş ışığı alma, stres, genel sağlık durumu bozuklukları, çok soğuk iklim de alevlendirici etkenlerdendir.
KALP HASTALIKLARI VE DAMAR TIKANIKLIKLARI NEDİR?
Dünyadaki insan ölümlerine en fazla sebep olan hastalık olarak literatüre geçen bu rahatsızlık Türkiye'de tüm ölümlerin %35'ini oluşturmaktadır.
KALP VE DAMAR TIKANIKLIĞI HASTALIKLARININ BAŞLICALARI
A. KORONER KALP HASTALIĞI
B. HİPERTANSİYON
C. KAN PIHTILAŞMASI
Kalp hastalıklarının başlıca nedeni, damar sertliğidir.
Yüksek kolesterol, sigara, yüksek tansiyon, genetik sebepler, yanlış beslenme ve çevrenin olumsuz etkisiyle esnek ve pürüzsüz yapıdaki damarlar, zamanla sertleşip tıkanmaktadırlar. Sertleşip hasar gören bölgelerde kolesterol ve farklı maddeler plaklar oluşturmaya ve damarın o bölgesini yavaş yavaş tıkamaya başlar.
Damarlar tamamen tıkandığında da ya da bir kan pıhtısı bu damarı tıkadığında, kalp krizi meydana gelir. Atheros klerozun (damar sertliği) en korkutucu yönü ise sessiz bir hastalık olmasıdır. Bazen hiç bir belirti vermeyen bu rahatsızlık, %85lere kadar daralmaya sebep olsa da, bu olay anlaşılamaz.
Erkeklerde daha genç yaşta ve sık olarak rastlanan bu hastalık kadınlarda östrojenin koruyucu etkisiyle daha az ve geç yaşlarda görülmektedir.
GASTRİT:
Midenin iç yüzündeki zarın iltihaplanması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Mide iltihabı veya mide nezlesi de denir. Hazırlayıcı nedenler : Ağır yemekler, fazla kuru veya sert yiyecekler, hamur işleri, tatlılar, acı ve baharatlı yiyecekler, alkol, fazla miktarda çay, kahve veya sigara içmek, yemek saatlerinin düzensiz olması, çabuk çabuk ve çiğnemeden yemek, fazla ilaç kullanmak, ateşli hastalıklar, karaciğer veya safra kesesi hastalıkları, kalp hastalıkları veya romatizmadır. Tedaviye başlamadan önce hastalığın nedenini tespit etmek gerekir. Belirtileri : Mide ağrısı, bulantı veya kusma, baş ağrısı, iştahsızlık, aniden çıkan ateş, baş dönmesi, dilde beyaz pas, yorgunluk görülür. Midenin üzerine bastırlınca da ağrı hissedilir. Bu belirtiler özellikle ilk bahar ve son bahar aylarında artar. Tedavisi : Perhiz ve istirahat şarttır. Hastalığı doğuran nedenler ortadan kaldırılır. Hafif yiyecekler yenir. Aspirin gibi ilçlar kullanılmaz. Yemekler, yavaş yavaş ve çok çiğnenerek yenir.
HAZIMSIZLIK:
Sindirimin normal şekilde olmaması ve bağırsakların seyrek çalışmasına; halk arasında hazımsızlık, tıp dilinde ise dispepsi denir. Nedenleri çeşitlidir. Ağır yemekler, yemekleri gereği gibi çiğnememe, diş veya dişeti iltihapları, içki veya sigara içmek, çok miktarda çay veya kahve içmek, fazla miktarda şekerli veya unlu şeyler yemek, kansızlık, yorgunluk, sinir bozukluğu ve üzüntü hazımsızlığı doğuran nedenler arasında sayılabilir. Yemekten bir süre sonra; midede şişkinlik veya yanma hissi ortaya çıkar. Sık sık yemek ihtiyacı hissedilir. Kabızlıktan şikayet edilir. Bazı kimselerde halsizlik, uykusuzluk, unutkanlık veya çarpıntı görülür. Tedavinin ilk şartı; sıkıntı ve üzüntülerden sıyrılmaktır. Zararlı şeyler terk edilir. Et yemekleri de mümkün olduğu kadar azaltılır. Haddinden fazla yemek yenmez. Yemeklerden sonra soğuk su içilmez. Yemek aralarında acıkınca süt ile birkaç galete yenir.
SİNÜZİT:
Çene, alın ve şakak kemikleri içinde bulunan ve buruna açılan içleri hava dolu boşlukların, sinüslerin iltihaplanması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Had ve müzmin olmak üzere iki çeşidi vardır. Nedeni burun iltihabı, nezle, grip, alerji, burundaki şekil bozuklukları veya buruna kaçan yabancı cisimlerdir. Hastanın yüzünde zonklayıcı bir ağrı, burnunda tıkanma, akıntı ve baş ağrısıyla birlikte gelen ateş görülür.