Bismillahirrahmanirrahim ve ma tevfiqi illa billah ve's-salatu ve's-selamu ala rasulillah.
Kıymetli Allahın kulları hepinize selamlar. Daha önce anlattığım gibi 2014 senesinden beri ilahiyat eğitimi olsun medrese dersleri olsun islami camiayı ve fırkaları uzun süredir takip etmekteyim. ex-Sufi olmam hasebiyle uzun bir süredir bütün hıncımı sofilerden almaya çalışıyorum. Ama bidatçı dalalet ehli olanlar sadece sufiler değil. Mütevatir hadisler de dahil olmak üzere sünneti inkar eden sadece Kur'an ayetleri bana yeter diyen bir güruh var. Mütevessim olanlar bu mealcileri tiplerinden de tanıyabilir ama biz bunu yapmayalım.. Ehli Sünnet mensubları ile mealciler arasında seleften beri süregelen bir tartışma var. Günümüzde sunniler mealcilere hepimizin bildiği ayetlerle karşılık vermelerine rağmen hiç ikna olmayıp daha fazla azıtıyorlar. Bende kendimce düşüncelere kapıldım ve kafamda bir kaç taktik-kısa sürede ilzam edici birkaç soru ürettim. Bunlar için kitaplar makaleler yazmayı gereksiz buluyorum. Madem sadece Kur'an diyorlar buyrun ayeti kerimeleri tedkik etmeye...
1. Taktik: Taha Suresinin 5. ayetini ilk önce takdim edeceğiz;
Şimdi müdahele ediyoruz ve Hud Suresi 44. ayetten; وَاسْتَوَتْ عَلَى الْجُودِيِّ ayetini okuyacağız.. Burada استوى على fiili, gemi cudi dağının üstüne oturdu manasındadır. Bu şekilde izah ettikten sonra diyeceğiz ki; Evet beyefendi/hanımefendi (genellikle bunlar enteldir olabildiğince nazik olun!) Hud/44'te anlıyoruz ki -isteva ala- fiili oturmak, kurulmak manasındadır. Kuran'ı size göre sadece Kur'an tefsir eder dolayısıyla Taha/5'teki -isteva ala- fiiline de oturmak manasını veriyoruz. Ayetin manası şöyledir; Rahman arşın üzerine oturdu!
Burada amaç Kur'andan başka kaynak tanımayan mealciyi köşeye sıkıştırıp kabul edemeyeceği bir manayı Kur'anla ispatlamak suretiyle bunu kendisine kabullendirmektir. Yani arkadaşım madem hadisleri inkar eden bir mealcisin o zaman sende Allahın oturduğunu Kur'ana dayanarak kabul etmek zorundasın!
2. Taktik: Maide Suresinin 6. ayetinin, وَامْسَحُوا بِرُؤُ۫سِكُمْ وَاَرْجُلكُمْ kısmını okuyoruz ve diyoruz ki, Caferi mezhebine mensup olanlar bu ayetteki ارجلكم kelimesini, erculikum olarak okuyup ayaklarını mesh ediyorlar ama sunniler ise erculekum deyip ayaklarını yıkıyorlar. Buradaki kıraat farklılığı Kur'anın hangi ayetine dayanmaktadır? Bir ayeti farklı şekillerde okumak Kuranı değiştirmek değilmidir? Kuran korunsaydı sunniler ve şiiler bu ihtilafa girerlermiydi diyip fişini çekin.
3. Taktik: İkincisine benzer olarak yine Kıraat farklılıklarından yola çıkabilirsiniz. Mesela diyinki, Dünyadaki tüm mushafları toplasan göreceksin ki bazı kelimeler farklı çekimlenmiş, irabı farklı okunmuş, bazı kelimeler nokta tağyiri ile bambaşka bir manaya bürünmüş.. Ben bu kıraat farklılıklarını sünnete dayandırabilirim ama sen Kur'andan tek bir delil bile getiremezsin diyin.
Kıymetli Allahın kulları hepinize selamlar. Daha önce anlattığım gibi 2014 senesinden beri ilahiyat eğitimi olsun medrese dersleri olsun islami camiayı ve fırkaları uzun süredir takip etmekteyim. ex-Sufi olmam hasebiyle uzun bir süredir bütün hıncımı sofilerden almaya çalışıyorum. Ama bidatçı dalalet ehli olanlar sadece sufiler değil. Mütevatir hadisler de dahil olmak üzere sünneti inkar eden sadece Kur'an ayetleri bana yeter diyen bir güruh var. Mütevessim olanlar bu mealcileri tiplerinden de tanıyabilir ama biz bunu yapmayalım.. Ehli Sünnet mensubları ile mealciler arasında seleften beri süregelen bir tartışma var. Günümüzde sunniler mealcilere hepimizin bildiği ayetlerle karşılık vermelerine rağmen hiç ikna olmayıp daha fazla azıtıyorlar. Bende kendimce düşüncelere kapıldım ve kafamda bir kaç taktik-kısa sürede ilzam edici birkaç soru ürettim. Bunlar için kitaplar makaleler yazmayı gereksiz buluyorum. Madem sadece Kur'an diyorlar buyrun ayeti kerimeleri tedkik etmeye...
1. Taktik: Taha Suresinin 5. ayetini ilk önce takdim edeceğiz;
اَلرَّحْمٰنُ عَلَى الْعَرْشِ اسْتَوٰى
O rahmâni Arş üzerine istivâ buyurdu
bu ayeti takdim ettikten sonra, bu ayette geçen استوى على (isteva ala) fiilinin sadece Kuran ayetlerine dayanarak uygun bir mana vermelerini isteyeceğiz. Tabi ki arapçadan bi haber oldukları için ya zırvalayacaklar veya konuyu başka yönlere çekmek isteyeceklerdir (demagoji/cerbeze)O rahmâni Arş üzerine istivâ buyurdu
Şimdi müdahele ediyoruz ve Hud Suresi 44. ayetten; وَاسْتَوَتْ عَلَى الْجُودِيِّ ayetini okuyacağız.. Burada استوى على fiili, gemi cudi dağının üstüne oturdu manasındadır. Bu şekilde izah ettikten sonra diyeceğiz ki; Evet beyefendi/hanımefendi (genellikle bunlar enteldir olabildiğince nazik olun!) Hud/44'te anlıyoruz ki -isteva ala- fiili oturmak, kurulmak manasındadır. Kuran'ı size göre sadece Kur'an tefsir eder dolayısıyla Taha/5'teki -isteva ala- fiiline de oturmak manasını veriyoruz. Ayetin manası şöyledir; Rahman arşın üzerine oturdu!
Burada amaç Kur'andan başka kaynak tanımayan mealciyi köşeye sıkıştırıp kabul edemeyeceği bir manayı Kur'anla ispatlamak suretiyle bunu kendisine kabullendirmektir. Yani arkadaşım madem hadisleri inkar eden bir mealcisin o zaman sende Allahın oturduğunu Kur'ana dayanarak kabul etmek zorundasın!
2. Taktik: Maide Suresinin 6. ayetinin, وَامْسَحُوا بِرُؤُ۫سِكُمْ وَاَرْجُلكُمْ kısmını okuyoruz ve diyoruz ki, Caferi mezhebine mensup olanlar bu ayetteki ارجلكم kelimesini, erculikum olarak okuyup ayaklarını mesh ediyorlar ama sunniler ise erculekum deyip ayaklarını yıkıyorlar. Buradaki kıraat farklılığı Kur'anın hangi ayetine dayanmaktadır? Bir ayeti farklı şekillerde okumak Kuranı değiştirmek değilmidir? Kuran korunsaydı sunniler ve şiiler bu ihtilafa girerlermiydi diyip fişini çekin.
3. Taktik: İkincisine benzer olarak yine Kıraat farklılıklarından yola çıkabilirsiniz. Mesela diyinki, Dünyadaki tüm mushafları toplasan göreceksin ki bazı kelimeler farklı çekimlenmiş, irabı farklı okunmuş, bazı kelimeler nokta tağyiri ile bambaşka bir manaya bürünmüş.. Ben bu kıraat farklılıklarını sünnete dayandırabilirim ama sen Kur'andan tek bir delil bile getiremezsin diyin.