Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Hadis İnkarcısı @lone'a Sorular

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
İsmail Vakkas Çevrimdışı

İsmail Vakkas

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Bu @lone nickli kişi hadislerin hepsini inkar etmektedir.Kendisine hadislere inanmıyorsan namazı nasıl kılıyorsun diye sorduğumda bu soruma cevap verememiştir.Namazın nasıl kılındığını anlatan bir ayet göster demişimidir bunada cevap verememiştir tabi veremez..Onunla yaptığım bu konuşma ile kendisini rezil etmeme rağmen akıllanmamış daha fazla rezil olmak istemiştir..Kendisi bilir.

Kendisine hadis inkarının küfür olduğunu kendisinin de mütavtir hadisleri inkar ederek küfre düştüğünü belirttim ve o benden bunun ispatını istedi.Tevhid ehli alimlerin hepsinin mütevatir hadislerin inkarının küfür olduğu konusunda ittifak ettiklerine söylememe rağmen tatmin olmadı.Tamam ozaman kendisine soruyorum.Şunu bilsin ki çok fazla sorum ve delilim vardır.

Sahih hadislerin inkarı ayetlerin inkarı ile eş değerdedir.Neden ?

Soru 1 : @lone bana tövbe suresinin 31.ayetini hadisler olmadan nasıl anlaşılabileceğini anlatabilirmisin ?

"Yahudiler Allah'ı bırakıp hahamlarını,hristiyanlar ise rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih'i rab edindiler.Oysa bunlar da ancak bir olan Allah'a ibadet etmekle emrolunmuşlardır.O'ndan başka hiçbir ilah yoktur.O,onların ortak koştukları her şeyden uzaktır. " (Tevbe Suresi - 31)

@lone bana bu ayette geçen "yahudilerin hahamlarını,hristiyanların ise rahiplerini" neden,ne şekilde,ne yaparak rab edindiklerini hadisler olmadan yani Resulullah bunu açıklamadan nasıl anlaşılabileceğini,yani bizlerin burada Allah (svt)'ın ne demek istediğini nasıl anlayabileceğimizi açıkla bana.
 
ي Çevrimdışı

يَعْقِلُونَ

Üye
İslam-TR Üyesi
Böyle çocukça ve çirkin bir üslup takınmaya devam edeceksen seni muhatap almayı düşünmüyorum. Bana kafir diyorsun, ben de ispatla diyorum. Sonra da iddianı ispatlamak yerine bana "namaz nasıl kılınır?" diye soruyorsun. Namazın nasıl kılınacağını bilmemem, hadislerin Allah katından olduğunu ve benim kafir olduğumu mu ispatlar? Ve namazın nasıl kılınacağını bilmediğimi iddia edip de kendince beni rezil ettiğini falan yazmışsın. Sonra bir de hadis inkarının küfür olduğunu, alimlerin ittifak ettiğini söylediğini ancak benim tatmin olmadığımı yazmışsın. E be adam, sen bana hangi alimden alıntı yapıp da iddianı delillendirdin ki kalkıp da benim tatmin olmadığımı yazabiliyorsun?

Özür dileyip üslubunu düzelteceksen, her türlü sorunu muhatap almaya ve yanıtlamaya hazırım ancak "ben buyum, böyle gelmişim böyle giderim" dersen sana "selametle, anca gidersin" derim.
 
ي Çevrimdışı

يَعْقِلُونَ

Üye
İslam-TR Üyesi
Peygamberin sakallı ve bıyıksız olduğunu görseydim böyle bir benzetme yapmazdım. Bana peygamberin bıyıksız ve sakallı bir fotoğrafını yolla ki benden özür dilememi bekleyebilesin.

Evet, hiçbir hadisi kabul etmiyorum ama Kur'an'a uygun olan her hadisi kabul edebilirim. Hadisleri kabul etmemek hangi akla sığar? Allah'ın yarattığı temiz akla sığar. Ne yapayım yani? Allah katından olduğuna dair bir delil olmayan, kimin ürünü olduğunu bilmediğim, zanni şeyleri Allah'tan ve peygamberdenmiş gibi kabul edip her ikisine atılan iftiraya ortak olup müfteri mi olayım? Ya bu hadisler Allah ve elçisinden değilse beni kim kurtaracak? Bu hadisleri rivayet eden raviler ve hadisleri onaylayan muhaddisler mi yoksa bunlara ittiba eden sizler mi? Bana cennet garantisi verebiliyorsanız en fanatik hadisçi olmaya hazırım.

"Hadislere İnanmayan namazı nasıl kılacak,diğer ibadetleri nasıl tam anlamıyla öğrenip bu ibadetlerde yapılması ve yapmılmaması gereken şeyleri öğrenecek.Sen ana dilin gibi arapça öğrensen kuranı hadisler olmadan nasıl tam anlamıyla anlayabilirsin."

Bu ne demektir? Şu demektir: "Kur'an eksiktir." "Hadisler olmazsa olmaz" diyenler aslında "Kur'an yarımdır, hadislerle tamamlanması gerekir" demektedirler ki bu Allah'a ve Kur'an'a apaçık bir iftiradır. Allah, "Kur'an'ı okuyup anlayasınız (akledesiniz)" diye indirmiş. "Kur'an'ı okuyup hadislerle açıklayasınız" diye değil. "Kur'an üzerine düşünmezler mi?" der Allah. "Kur'an'ı hadislerle açıklamazlar mı?" demez.

Allah nerede demiş "hadisler de kıyamete kadar korunacak" diye? Madem hadisler de korunmuştur o halde neden hadisler "mevzu(uydurma)/zayıf/sahih/mütevatir hadis" diye sınıflandırılıyor da ayetler "mevzu(uydurma)/zayıf/sahih/mütevatir ayet" diye sınıflandırılmıyor?

Sen şimdi bunları bi' yanıtla, ondan sonra senin sorularına gelelim.
 
Said El Ensariyy Çevrimdışı

Said El Ensariyy

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Eğer gerçekten hadis inkarcısıysa ayetin açıklaması 'Adiy b. Hatem' kıssasında geçiyor, Ki hadisler Kur'an'ın tefsiridir Tevbe / 31 in açıklamasının bu kıssa ile tefsir edildiği gibi...Hadis inkarcılığının tehlikelerinden biri de burada İsmail Vakkas kardeşin verdiği örnek gibi Tevbe / 31 in ne anlatmak istediğini aslen rivayetten anlaşılır diğer türlü zındıkların kafalarına göre yorumlaması olur...
 
toprak56 Çevrimdışı

toprak56

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
@lone arkadaşım sana ; PEYGAMBERSİZ BİR DİN (AKILCILIK AKIMLARINA REDDİYE) Alaaddin PALEVİ'nin kitabını okumanı tavsiye ederim.
Okuduktan sonra düşüncelerin değişecektir.
 
ي Çevrimdışı

يَعْقِلُونَ

Üye
İslam-TR Üyesi
Konuyu ben açtım ilk soruyu ben sordum.Konuyu dağıtma.İlk sorumu niye geçiştiriyorsun ? Senin sorularına tek tek cevap vereceğim tabiki ama kendi soruma yanıt almadan cevap vermem.Benim bir soruma cevap veremiyorsun bende 20 sorunun cevabını istiyorsun ?

Allah Allah! Bak sen şu akıllıya (!) Konuyu ilk o açmışmış. Ona bakarsın konuyu açtıran da benim. Ve beni kafirlikle itham eden dolayısıyla da benim kafir olduğumu acilen ispatlaması gereken de sensin. Madem alimlerden ispatların var, koysana o halde buraya. Çok mu zor bir alıntı yapıp buraya aktarmak? Yoksa halen daha kendi görüşünü destekleyecek bir "alim görüşü" bulamadın mı?
 
ي Çevrimdışı

يَعْقِلُونَ

Üye
İslam-TR Üyesi
Eğer gerçekten hadis inkarcısıysa ayetin açıklaması 'Adiy b. Hatem' kıssasında geçiyor, Ki hadisler Kur'an'ın tefsiridir Tevbe / 31 in açıklamasının bu kıssa ile tefsir edildiği gibi...Hadis inkarcılığının tehlikelerinden biri de burada İsmail Vakkas kardeşin verdiği örnek gibi Tevbe / 31 in ne anlatmak istediğini aslen rivayetten anlaşılır diğer türlü zındıkların kafalarına göre yorumlaması olur...


Asıl zındıklık, "Kur'an üzerinde düşünmezler mi?", "Allah aklını güzelce kullanmayanların üzerine pislik yağdırır" gibi ayetlere rağmen düşünmemek/akletmemek ve "hadissiz olmaz" diyerek dolaylı yoldan Kur'an'ın yarım/eksik olduğunu ima etmek olsa gerek.
 
Said El Ensariyy Çevrimdışı

Said El Ensariyy

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Kur'an'ın yarım/eksik olduğunu ima etmek olsa gerek.

Haşa Şia akidesindeki Kur'an'ın eksik veya yarım olmasını asla düşünmeyiz kabul etmeyiz, ama Rasulullah(s.a.s) Hz. Aişe(r.a) annemizin dediği gibi Kur'an'ı yaşayan bir insandı, biz Kur'an'ın asla eksik ya da anlaşılamaz olduğunu belirtmiyoruz ama Rabbimiz(Sübhaneu ve Teala) Rasul'e itaatin kendine itaat olduğunu söyler ve bunu emreder Kur'an'da muhkem ve müteşabih ayetler vardır bak istersen muhkem ve müteşabih ne demek?

Muhkem;

Sözlükte "sağlam, esaslı ve dayanıklı" anlamına gelen muhkem, terim olarak, manası kolaylıkla anlaşılan, haricî bir yoruma ihtiyaç göstermeyen ve tek anlamı olan, ne anlama geldiği, ne anlatmak istediği ilk bakışta anlaşılan, manası açık ve net olan, niteliği ve içeriği (seçikliği ve açıklığı) belli olan Kur'ân'ın sarih lafızlarına ve âyetlerine denir.

Müteşabih;

Sözlükte benzeyen anlamına gelen müteşâbih ise terim olarak; manası kolaylıkla anlaşılmayan, bir çok manaya ihtimali olup bunlardan birini tayin edebilmek için haricî bir delile ihtiyaç duyulan, ne anlama geldiği, ne anlatmak istediği ilk bakışta anlaşılmayan, manası açık ve net olmayan, niteliği (seçikliği) belli olsa da içeriği (açıklığı) belli olmayan, şaban ayında değil de ramazan ayında oruç tutulması ve namazların sayısı gibi manası akılla kavranamayan lafızlara ve âyetlere denir. İşte bu ayetlerin açıklamasını ne anlatmak istediğini Rasulullah(s.a.s)'ın hadislerinden anlarız...
 
ي Çevrimdışı

يَعْقِلُونَ

Üye
İslam-TR Üyesi
Ben sana kurandaki bazı ayetlerin Resulullah'ın açıklaması olmadan tam anlaşılamıyacağını Kurandan bir ayet ile gösterdim.Altını çiziyorum Ayet ile gösterdim.Niye yazdığım bu soru üzerine bir çift açıklama yapamıyorsun,bir cevap vermiyorsun ? Sen sorularıma bir cevap veremiyorsun ki ? Sen kafir olduğunun ispatını sorularıma geçerli bir cevap veremeyerek kendin zaten ispatlıyorsun.Bana ne gerek var ?

Ben sana ayetin anlaşılıp anlaşılamayacağını mı sordum be adam?! Hadislerin Allah katından olup olmadığını bana ispatla dedim. Bir şey bilmiyorsan, bir yanıt veremiyorsan boş yere yazıp da parazit yapma.
 
Said El Ensariyy Çevrimdışı

Said El Ensariyy

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Ben sana ayetin anlaşılıp anlaşılamayacağını mı sordum be adam?! Hadislerin Allah katından olup olmadığını bana ispatla dedim. Bir şey bilmiyorsan, bir yanıt veremiyorsan boş yere yazıp da parazit yapma.



O (Habibim); hevâdan konuşmaz; o (konuştuğu) sadece O’na yapılan bir vahiydir.” (Necm: 3, 4)


Ebû Dâvûd ve İbnu Hibbân, Sahîh’inde Mikdâm İbnu Ma’dî Keribe radıyallahu anhu’dan, Resûlüllah sallallahu aleyhi ve selem’in şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir:


“İyi dinleyin!.. Bana Kitâb ve ona muadil olan (Sünnet) verildi. Nice koltuğu üzerinde oturmakta olan karnı tok kimseler benim hadîsimi söyleyecek ve ‘bizimle sizin aranızda Allah’ın Kitâb’ı vardır; onda hangi helal bulunursa onu helal kabul eder, ve hangi haram bulunursa onu haram kabul ederiz’ diyecek.

İyi dinleyin!... Allah’ın resûlünün haram yaptığı şeyler, Allah’ın haram yaptıkları gibidir.”
 
ي Çevrimdışı

يَعْقِلُونَ

Üye
İslam-TR Üyesi
Haşa Şia akidesindeki Kur'an'ın eksik veya yarım olmasını asla düşünmeyiz kabul etmeyiz, ama Rasulullah(s.a.s) Hz. Aişe(r.a) annemizin dediği gibi Kur'an'ı yaşayan bir insandı, biz Kur'an'ın asla eksik ya da anlaşılamaz olduğunu belirtmiyoruz ama Rabbimiz(Sübhaneu ve Teala) Rasul'e itaatin kendine itaat olduğunu söyler ve bunu emreder Kur'an'da muhkem ve müteşabih ayetler vardır bak istersen muhkem ve müteşabih ne demek?

Muhkem;

Sözlükte "sağlam, esaslı ve dayanıklı" anlamına gelen muhkem, terim olarak, manası kolaylıkla anlaşılan, haricî bir yoruma ihtiyaç göstermeyen ve tek anlamı olan, ne anlama geldiği, ne anlatmak istediği ilk bakışta anlaşılan, manası açık ve net olan, niteliği ve içeriği (seçikliği ve açıklığı) belli olan Kur'ân'ın sarih lafızlarına ve âyetlerine denir.

Müteşabih;

Sözlükte benzeyen anlamına gelen müteşâbih ise terim olarak; manası kolaylıkla anlaşılmayan, bir çok manaya ihtimali olup bunlardan birini tayin edebilmek için haricî bir delile ihtiyaç duyulan, ne anlama geldiği, ne anlatmak istediği ilk bakışta anlaşılmayan, manası açık ve net olmayan, niteliği (seçikliği) belli olsa da içeriği (açıklığı) belli olmayan, şaban ayında değil de ramazan ayında oruç tutulması ve namazların sayısı gibi manası akılla kavranamayan lafızlara ve âyetlere denir. İşte bu ayetlerin açıklamasını ne anlatmak istediğini Rasulullah(s.a.s)'ın hadislerinden anlarız...


Ama bazıları (konuyu açan arkadaş örneğin) "hadis olmadan şu ayeti (9/31) anlayamayız" diyor mesela. Bu da "hadis olmazsa Kur'an eksik/yarım kalır" demek değil midir?

Tamam, rasule itaat Allah'a itaattir ve peygamberin zamanında yaşayıp da onu gören, duyan birisi olsaydım elbette onun dediklerine uyar, yaptıklarını yapardım ancak günümüzde peygamber yaşamıyor. Şu halde hangi sözün ona ait olduğunu, hangi şeyi yapıp yapmadığını bilemeyiz. Yani hadisler ayetler gibi "şüphesiz, %100 Allah katından" değildirler, zannidirler ve iman-amel gibi konularda böylesi şeylerin yeri olamaz. Bu yüzden hadisler gibi zanni olan şeyleri kabul etmeyenler kafir değildirler çünkü hak olanı değil zan olanı reddediyorlar -ki Kur'an'da da günahkarlar için "onlar zanna uyar" ve "zandan kaçının" denilir.

Son olarak, müteşabih ayetleri peygamber açıklayabilir mi? Müteşabih ayetlerin yorumu sadece Allah'ın bilgisi dahilinde değil midir?
 
ي Çevrimdışı

يَعْقِلُونَ

Üye
İslam-TR Üyesi
O (Habibim); hevâdan konuşmaz; o (konuştuğu) sadece O’na yapılan bir vahiydir.” (Necm: 3, 4)


Ebû Dâvûd ve İbnu Hibbân, Sahîh’inde Mikdâm İbnu Ma’dî Keribe radıyallahu anhu’dan, Resûlüllah sallallahu aleyhi ve selem’in şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir:


“İyi dinleyin!.. Bana Kitâb ve ona muadil olan (Sünnet) verildi. Nice koltuğu üzerinde oturmakta olan karnı tok kimseler benim hadîsimi söyleyecek ve ‘bizimle sizin aranızda Allah’ın Kitâb’ı vardır; onda hangi helal bulunursa onu helal kabul eder, ve hangi haram bulunursa onu haram kabul ederiz’ diyecek.

İyi dinleyin!... Allah’ın resûlünün haram yaptığı şeyler, Allah’ın haram yaptıkları gibidir.”


Kardeş, ben "rasul hevasından konuşur" demiyorum ki. Elbette rasul hevasından konuşmaz ancak bugün bize rasulün sözü diye aktarılan sözlerin gerçekten de rasule ait olup olmadığını bilemeyiz diyorum. ayrıca bu ayetteki konuşma ile kastedilen hadis değil de ayet olabileceğini de söyleyebiliriz.
 
ي Çevrimdışı

يَعْقِلُونَ

Üye
İslam-TR Üyesi
Yani Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi vs hadis alimlerine güvenmiyorsun, hadis diye uydurma sözler çıkarmış olabilirler diyorsun ?


Kardeş neden güveneyim? Tanımam etmem. Ne malum bunların hadis uydurmadıkları? Sonuçta hadis uyduran insanlar var, değil mi? Evet. E peki onlar uydurmuşsa bunlar neden uydurmasın? Hem Kur'an'da "buhari'ye uyun, müslim çok güvenilir adamdır, ebu davud hiç yalan söylemez" gibi bir ayet mi var? Bunlar peygamber gibi "hevadan konuşmayan" insanlar mı?
 
azizk83 Çevrimdışı

azizk83

Üye
İslam-TR Üyesi

Biz Sadece “KU’RAN”a İnanırız Diyen Hadis İnkarcılarına Reddiye!

İmam-ı Beyheki Delail kitabında şöyle rivayet eder:


“Eshab-ı kiramdan İmran bin Husayn (Radıyallahü anh), şefaatle ilgili bazı hadisler nakleder. Oradakilerden biri der ki:

- Siz hadisler bildiriyorsunuz, fakat biz bunlarla ilgili Kur’anda bir şey bulamıyoruz.

İmran bin Husayn hazretleri buyurur ki:
- Sen Kur’anı okudun mu?
- Evet.
- Kur’anda sabah namazının farzının iki, akşamınkinin üç, öğle, ikindi ve yatsının farzının ise dört rekat olduğuna rastladın mı?
- Hayır.
- Peki bunları kimden öğrendiniz? Bizden [Eshab-ı kiramdan] öğrenmediniz mi? Biz de Resulullahtan öğrenmedik mi? Peki Kur’anda kırk koyunda bir koyun, şu kadar devede şu kadar, şu kadar paraya şu kadar dirhem zekat düştüğüne rastladın mı?
- Hayır.

- Öyleyse bunları kimden öğrendiniz? Bizden öğrenmediniz mi? Biz de Resulullahtan öğrenmedik mi? Hac suresinde (Eski evi [Kabe’yi] tavaf etsinler) âyetini okumadınız mı? Peki orada Kabe’yi yedi defa tavaf edin diye bir ifadeye rastladınız mı?
- Hayır.
- Allahü teâlânın Kur’anda şöyle buyurduğunu duymadınız mı? (Peygamber size neyi verdiyse onu alın, size neyi yasakladıysa da ondan kaçının.) [Haşr 7]


Hz. İmran daha sonra buyurur ki: Sizin bilmediğiniz bizim Resulullahtan öğrendiğimiz daha çok şey vardır.”

Sonra Şunu Okudu , (Size, âyetlerimizi okuyacak, sizi her kötülükten arıtacak, size kitabı ve hikmeti öğretecek ve bilmediklerinizi bildirecek aranızdan, bir Resul gönderdik.) [Bakara 151]

İmam-ı Şafii hazretleri, (Bu âyetteki (üstteki ayet)in hikmetten maksat, Resulullahın sallallahu aleyhi vessellem sünnetidir. Önce Kur’an zikredilmiş, peşinden hikmet bildirilmiştir. buyuruyor.


Kur’an-ı kerim açıklamasız öğrenilseydi, Peygamber efendimize, (tebliğ et yeter) denilirdi, ayrıca (açıkla) denmezdi. Halbuki, açıklanması da emredilmiştir. İki ayet meali şöyledir:

(Kur’anı insanlara açıklayasın diye sana indirdik.) [Nahl 44]

(Biz bu Kitabı, hakkında ihtilafa düştükleri şeyi insanlara açıklayasın ve iman eden bir kavme de hidayet ve rahmet olsun diye sana indirdik.) [Nahl 64]

Bu âyet-i kerimeler, açıklamayı gerektiren âyetlerin bulunduğunu gösterdiği gibi, bunu açıklamaya Resulullah efendimizin yetkisi olduğunu da göstermektedir. Kur’an-ı kerimde her bilgi açık değildir. Peygamber efendimiz bunları vahiy ile öğrenmiş ve ümmetine bildirmiştir. İki hadis-i şerif meali de şöyledir:

(Bana Kur’anın misli kadar daha hüküm verildi.) [Ahmed İbni Ahmed]

(Cebrail aleyhisselam, Kur’an ile beraber açıklaması olan sünneti de getirdi.) [Darimi]

İmam-ı Şarani diyor ki:

Ma’lûmdur ki, Sünnet Kitâb üzere kaziyedir. Aksi değildir. Zira sünnet, Kur’ân-ı kerîmdeki icmallerin açıklanmasıdır. Müctehid imamlar, sünnetteki icmalleri bize açıklıyan âlimler olduğu gibi, onlara uyan âlimler de, onların sözlerindeki icmalleri bize açıklarlar ve bu kıyamete kadar böyle devam eder.

Üstadım Aliyyülhavas’dan (rahimehullah) duydum. Buyurdu: Sünnet bize Kur’ândaki icmalleri bildirmeseydi, âlimlerden hiçbiri, fıkıhdaki sular ve abdest bahislerindeki hükümleri çıkaramaz, sabah namazının farzının iki, öğle, ikindi ve yatsının farzlarının dört, akşam namazının farzının üç olduğunu, bilemezdi. Aynı şekilde hiçbir kimse kıbleye dönüldükte yapılan düâda, iftitahda ne söyleneceğini bilemezdi. Tekbîrin nasıl olduğunu, rükû’ ve sücûd tesbihlerini, ta’dili erkânı, teşehhüde oturdukta ne okunacağını bilemezdi. Aynı şekilde bayram namazlarının nasıl kılınacağını, ay ve güneş tutulması namazlarını, cenaze, yağmur duası namazları gibi daha çok şeyleri kimse bilemezdi.

Bunun gibi, zekâtın nisabını, orucun ve haccın şartlarını, alış veriş, nikâh, yaralama, kadılık ve fıkhın diğer bâblarının hüküm ve esaslarını bilen olmazdı.

İmrân bin Husayn’e bir kimse, bizimle yalnız Kur’ânla konuş dedikte, İmrân ona: (Sen tam ahmaksın. Kur’ân-ı kerîmde farzların rek’atlarının sayısı açık olarak var mı? Yahud bunda sesli okuyun, diğerinde sessiz deniyor mu?) buyurdu. O kimse hayır dedi. İmrân bu sözü ile onu susturdu.Yine Beyhakî Sünen’inde Müsâfir namazı bölümünde, hazreti Ömerden (radıyallahü anh) bildirir: Hazret-i Ömere yolculukta namazın kasr edilmesi, ya’nî dört rek’atlı farzları iki rek’ât olarak kılmaktan soruldu ve: «Biz, azîz kitabda korku namazını buluyoruz, fakat seferî namazı bulamıyoruz» denildi. Sorana: «Ey kardeşimin oğlu [yeğenim], Allahü teâlâ bize Muhammed aleyhisselâmı gönderdi. Biz bir şey bilmeyiz. Ancak biz, Resûlullahın (sallallahü aleyhi ve sellem) yaptığını gördüğümüz şeyi yaparız. O, seferde, 4 rekatlı farzları iki kılardı. Onu teşrî’ eden Resûlullahdır (sallallahü aleyhi ve sellem)» buyurdu. Bu sözü iyi düşün. Çünkü çok güzeldir.

İmam-ı Süyuti diyor ki:
“Şunu bilesiniz ki, usül ilminde maruf olan şartları taşıyan -kavlî olsun fiilî olsun- hadisler hüccetdir. Resulullahın (sallallahü aleyhi ve sellem) bu hadislerini inkar eden kimse küfre girer ve İslam dairesinden çıkar, yahudilerle, hıristiyanlarla veya Allahü teâlânın murad ettiği diğer kâfir fırkalarla beraber haşrolunur.” (Miftahu’l-cenne, s.18)


Mehazlar:
1. İmam-ı Süyuti, Miftahu’l-cenne fi’l-ihticac bi’s-sunne (Sünnetin İslamdaki Yeri), Rağbet Yayınları, İst. (Tercüme: Doç Dr. Enbiya Yıldırım)
2. İmam-ı Şarani, Mizan-ül Kübra (Dört Hak Mezhebin Büyük Fıkıh Kitabı), Berekat Yayınevi, İst. (Tercüme: A. Faruk Meyan).

Hazırlayan: Murat Yazıcı
 
ي Çevrimdışı

يَعْقِلُونَ

Üye
İslam-TR Üyesi
Ayeti anlamadın demiyorum bu ayette geçen o ifadeleri hadis olmadan nasıl anlayacaksın diyorum.Çünkü sen de hadise bakarak anladın.Ya senin Türkçen yok mu ? Yoksa algılamada mı sorun yaşıyorsun ? Anlamayan kişi kafasına göre yorumlar,anlıyamıyorsa aklıyla anlamaya çalışır bu da onu zamanla sapıklığa,küfre götürebilir.

Allah (svt) Tevbe suresinin 31.ayetinin tefsir edildiği hadisi korumuş ki şuan müslümanlar ayette geçen ifadeler konusunda itilafa düşmemiş ve hristiyanların rahiplerinin,yahudilerin de hahamlarının Allah (svt)'ın haram kıldığını helal,helal kıldığını da haram saymalarını kabul ederek onları rab edinmiş olduklarını anlamışlar.1400 yıl öncede böyle anlamışlar 1400 yıl sonra da böyle anlamışlar.Kıyamete kadar da böyle anlıyacaklar.

Hadise bakarak anladığımı da nerden çıkardın? Hani hadis nerde hem? Ben hadis falan göremiyorum burada. Aklıyla anlamaya çalışan sapıklığa, küfre mi gider? Kardeş siz ne çekiyorsunuz ya? Kur'an'da "Kur'an üzerine düşünmezler mi?", "Allah akıllarını güzelce kullanmayanların üzerine pislik yağdırır" gibi ayetler dururken böyle saçmalamanızı, ya kafanızın güzel olmasına ya da sırılsıklam Kur'an cahili olmanıza yorumlayabiliriz ancak.

Ayetleri anlamamız için hiçbir hadise ihtiyacımız yok. Eğer olsaydı Allah Kur'an'ın bir bölümüne de hadislerin açıklamalarını koyar öyle yollardı kitabını. Ayetleri anlamamız için Allah'ın bize verdiği aklı güzelce kullanmamız yeterlidir.

"Böyle gelmiş, böyle gider", "biz 1400 yıllık atalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız" diyorsun yani. Böyle bir durumda "böyle gelmiş böyle gidecek, korkarım vallah..." demekten başka bir şey gelmiyor elimden.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Ana Sayfa Alt