Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Soru Haramı Meşrulaştırmak Nasıl Olur?

H Çevrimdışı

hutbetussahra

Hayat, İman ve Cihad...
İslam-TR Üyesi
Selamun aleykum.
Bir haramı merşrulaştırarak küfre girme nasıl olur?
Örneğin buluğ çağını geçmiş bir kızın sürekli açık gezmesi haramı meşrulaştırmak olup kişiyi küfre sokar mı?
Ya da bir müslümanın bir kafirle evlenip cima yapması ona evlilik cimayı helalleştiren bir müessese olduğundan fakat kendisinin evliliği batıl olduğu halde cimayı meşrulaştırdığı için küfür işlemiş olur mu?
Yani bu haramı meşrulaştırma nasıl olur ve kişiyi dinden çıkartır? Buradaki usul nedir?
 
Yorgun Mucahid Çevrimdışı

Yorgun Mucahid

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Kötülükte çığır açıp onu yayarak vebale girmekten uzak durmak lazım
Ancak yaygın bir günahı ilk işleyen olmak ya da işleyenlerden olmak kafir yapmaz
Ama "Zaten herkes işliyor bunda ne var" dememesi lazım. Herkes işliyor diye onun gayet normal bir şey olduğunu ve kötü bir şey olmadığını iddia ediyorsa geçmiş olsun
 
U Çevrimdışı

uksimu

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Selamun aleykum.
Bir haramı merşrulaştırarak küfre girme nasıl olur?
Örneğin buluğ çağını geçmiş bir kızın sürekli açık gezmesi haramı meşrulaştırmak olup kişiyi küfre sokar mı?
Ya da bir müslümanın bir kafirle evlenip cima yapması ona evlilik cimayı helalleştiren bir müessese olduğundan fakat kendisinin evliliği batıl olduğu halde cimayı meşrulaştırdığı için küfür işlemiş olur mu?
Yani bu haramı meşrulaştırma nasıl olur ve kişiyi dinden çıkartır? Buradaki usul nedir?
meşruulaştırmak yasalaştırmak demektir. bu anlamıyla bir haramı meşruulaştırmak Allahın haram kıldığı ve yasakladığı bir şeye izin vermek veyahut onu şer'i olarak emretmek anlamlarına gelebilir. bunun kanun olarak izin verilmesi ve emredilmesi arasında fark yoktur. her ikiside büyük küfürdür. ancak bir kimsenin haram olan bir fiili işlemesi küfür değildir haramdır ve meşruulaştırmak değildir. ancak meşruu kelimesi örfümüzde bazen bunu normalleştirmek anlamında kullanılmaktadır. günahları açıktan ileyenler için bazen bu ibare kullanılsada aslında doğru bir kelime değildir. ama bu anlamıyla alınacak olursa o halde bu dinden çıkara küfür değildir. bir kişinin yasağı çiğnemesi demektir. haramları içlemek büytük günah diye isimlendirimiştir. emredilenlerin terk edilmesi ise genellikle şeriatte küfür olarak isimlendirilmiştir buda kimi zaman küçük küfür kimi zamanda büyük küfrü ifade eder. verdiğiniz örneklerin her ikiside konuyla bağlantısıs ayrıca ıkıncı orneginizde kafir biriyle evlenmek meselesinde evlenilen kişiyle cima etmek haram bile değildir. ehli kitapla evlenmek helal olduğu gibi müslümanın evlendiği hanımıyla hukukunda ne varsa aynısı onlar içinde geçerlidir. doılayısıyla evlilikleri batıl olmamaktadır.

haramı meşruulaştırmak bir kimsenin ; içki içmek islamda haram kılınmıştır ben ise bunu helal kılıyorum demesi ile . yahut islamda zina etmek haramdır . bizim kanunlarımızda ise serbesttir dilediğini yapabilirsin demesi . yahut Allah bunu haram kıldı ben ise size emrediyorum demesi gibi şeylerdir. bunlar teşrii koymak kanun yapma emretme şeriat belirleme kabilinden şeylerdir. islam dininde bir tane bile emredileni yahut yasaklananı bu gibi şekilde tebdil etmek değiştirmek dinden çıkartan büyük küfürdür.çünkü bu merkezi islama alan bir teşrii değildir. Allah ve resulu byle buyurmuştur dememktedir.

ancak ben Allah ve resulune göre hükmediyorum kuran ve sunnet kaynagımızdır diyen onunda hükmü bu meselede şu şekildedir diyen fakat bunda herhangi küfür yada şirk olmayan bir sebebten gerçeği gizleyen yahut hakkın zıddına başka bir had cezası yahut hukum veren kişi teşrii koymuş olmaz kanun yapmış olmaz bir meselede muayyen şahıslar için gerekli yerde gerekeni yapmamış olur. hükmü uygulamamış olur.

dolayısıyla aslında bu meseledeki taksimat bir nevi şu şekilde olmaktadır.

büyük küfür olan teşrii kanun koyma filinin gerçekleşmesindedir. yani kaynağı Allah ve resulu olmayan tüm kanun ve nizamlar büyük küfür babına girer dolayısıyla bu nizamlarla hükmedilen muayyenlere hükmedenlerde hükmolunanlarda büyük küfür işlemişlerdir. küfrü ekber ile muhttabtırlar.


küçük küfür olan kısımlar ise kaynagım Allah ve resulu olan onunla hükmediyor olan ancak hükmü bazı dünyevi sebebler ile gizleyen hakikati aşikar etmeyen doğruyu değiştiren hatalı olduğunu bilmesine rağmen yanlış hükümle hükmeden yada bunu bilmesine rağmen bu tip hükme razı olan müslüman olan muayyen kişiler söz konusu olduğunda vukuu bulmaktadır.

ve Allahu alem.
 
H Çevrimdışı

hutbetussahra

Hayat, İman ve Cihad...
İslam-TR Üyesi
meşruulaştırmak yasalaştırmak demektir. bu anlamıyla bir haramı meşruulaştırmak Allahın haram kıldığı ve yasakladığı bir şeye izin vermek veyahut onu şer'i olarak emretmek anlamlarına gelebilir. bunun kanun olarak izin verilmesi ve emredilmesi arasında fark yoktur. her ikiside büyük küfürdür. ancak bir kimsenin haram olan bir fiili işlemesi küfür değildir haramdır ve meşruulaştırmak değildir. ancak meşruu kelimesi örfümüzde bazen bunu normalleştirmek anlamında kullanılmaktadır. günahları açıktan ileyenler için bazen bu ibare kullanılsada aslında doğru bir kelime değildir. ama bu anlamıyla alınacak olursa o halde bu dinden çıkara küfür değildir. bir kişinin yasağı çiğnemesi demektir. haramları içlemek büytük günah diye isimlendirimiştir. emredilenlerin terk edilmesi ise genellikle şeriatte küfür olarak isimlendirilmiştir buda kimi zaman küçük küfür kimi zamanda büyük küfrü ifade eder. verdiğiniz örneklerin her ikiside konuyla bağlantısıs ayrıca ıkıncı orneginizde kafir biriyle evlenmek meselesinde evlenilen kişiyle cima etmek haram bile değildir. ehli kitapla evlenmek helal olduğu gibi müslümanın evlendiği hanımıyla hukukunda ne varsa aynısı onlar içinde geçerlidir. doılayısıyla evlilikleri batıl olmamaktadır.

haramı meşruulaştırmak bir kimsenin ; içki içmek islamda haram kılınmıştır ben ise bunu helal kılıyorum demesi ile . yahut islamda zina etmek haramdır . bizim kanunlarımızda ise serbesttir dilediğini yapabilirsin demesi . yahut Allah bunu haram kıldı ben ise size emrediyorum demesi gibi şeylerdir. bunlar teşrii koymak kanun yapma emretme şeriat belirleme kabilinden şeylerdir. islam dininde bir tane bile emredileni yahut yasaklananı bu gibi şekilde tebdil etmek değiştirmek dinden çıkartan büyük küfürdür.çünkü bu merkezi islama alan bir teşrii değildir. Allah ve resulu byle buyurmuştur dememktedir.

ancak ben Allah ve resulune göre hükmediyorum kuran ve sunnet kaynagımızdır diyen onunda hükmü bu meselede şu şekildedir diyen fakat bunda herhangi küfür yada şirk olmayan bir sebebten gerçeği gizleyen yahut hakkın zıddına başka bir had cezası yahut hukum veren kişi teşrii koymuş olmaz kanun yapmış olmaz bir meselede muayyen şahıslar için gerekli yerde gerekeni yapmamış olur. hükmü uygulamamış olur.

dolayısıyla aslında bu meseledeki taksimat bir nevi şu şekilde olmaktadır.

büyük küfür olan teşrii kanun koyma filinin gerçekleşmesindedir. yani kaynağı Allah ve resulu olmayan tüm kanun ve nizamlar büyük küfür babına girer dolayısıyla bu nizamlarla hükmedilen muayyenlere hükmedenlerde hükmolunanlarda büyük küfür işlemişlerdir. küfrü ekber ile muhttabtırlar.


küçük küfür olan kısımlar ise kaynagım Allah ve resulu olan onunla hükmediyor olan ancak hükmü bazı dünyevi sebebler ile gizleyen hakikati aşikar etmeyen doğruyu değiştiren hatalı olduğunu bilmesine rağmen yanlış hükümle hükmeden yada bunu bilmesine rağmen bu tip hükme razı olan müslüman olan muayyen kişiler söz konusu olduğunda vukuu bulmaktadır.

ve Allahu alem.
benim evlilikten kast ettiğim ehli kitap ile olan değildi. Ehli kitap dışında bir müşrik ile evlilikten bahsediyordum
 
U Çevrimdışı

uksimu

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
benim evlilikten kast ettiğim ehli kitap ile olan değildi. Ehli kitap dışında bir müşrik ile evlilikten bahsediyordum
bu haliyle olacaksa o nikah caiz değildir içerisindeki füruuları konuşmak zaten yanlış olacaktır. yani dolayısıyla batıl bir evlilikte işlenen şey haram olacaktır.. ama haramı meşruulaştırmak değil. Allah en doğrusunu bilir. Allah c.c. bizlere merhamet etsin...

 
H Çevrimdışı

hutbetussahra

Hayat, İman ve Cihad...
İslam-TR Üyesi
bu haliyle olacaksa o nikah caiz değildir içerisindeki füruuları konuşmak zaten yanlış olacaktır. yani dolayısıyla batıl bir evlilikte işlenen şey haram olacaktır.. ama haramı meşruulaştırmak değil. Allah en doğrusunu bilir. Allah c.c. bizlere merhamet etsin...

sağol. birde bu konuda bu hadis delil getiriliyor bir bilginiz var mı?

Bera b. Azib (r.a) şöyle rivayet etmiştir:
"Dayım Ebu Burde elinde sancak ile yanımdan geçti. "Nereye gidiyorsun?" diye sordum. Dedi ki:
"Rasulullah (SallAllahu Aleyhi ve Sellem) beni, babasının hanımıyla evlenen birini öldürüp malını da ganimet olarak almam için gönderdi."
(Ebu Davud, Tirmizi, Nesei, İbn-i Mace, Ahmed) (Senedi Sahihtir)

Çünkü normalde, üvey annesiyle cinsi münasebette bulunan kişi kafir değil günahkar olur. Bu kişi üvey annesiyle, nikah yapmaksızın sadece
cinsi münasebette bulunsaydı, ona mürtedlere uygulanan hüküm değil, zina yapanlara uygulanan hüküm tatbik edilirdi. Fakat bu adam, haram
olan; "üvey anneyle cinsi münasebette bulunma" amelini, evlilik akdiyle helal (meşru) kıldığı için, yani; Allah'ın haramını helal kıldığı için,
meşrulaştırdığı için mürted olmuştur.
 
U Çevrimdışı

uksimu

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Allahu Teâla’nın kitabında kendisi ile nikâh akdinin ‎yapılmasını haram kıldığı biri ile ‎nikâh akdi yapmaktır. Yüce Allah ‎şöyle buyuruyor: "(Ey iman edenler!) Babalarınızın ‎evlendiği ‎hanımlarla sakın evlenmeyin (bu, haram kılınmış bir ‎ameldir).” (Nisa: 22)‎ bu hadisteki meselede zifafa girmelerinden ötürü değil kendisine haram kılınan ve dinde zaruri olarak bilinen büyük günahlardan olan anne ile evlenmeyi nikah kıyarak meşruulaştırmasından dolayı mürtedliği söz konusudur. ve bu haramı helal saymaktır. helali haram saymak ise büyük küfürdür dinden çıkartır. bu meselede kısaca şöyle bir durum vardır.
1. si haramı helal saymak
2. si zina haramını işlemek.

2. si büyük günah iken birincisi dinden çıkartan küfürdür. ve bu meselede kendisi hakkında mürted hükmü veren kişi resulullah s.a.v. dir. dolayısıyla o kişi bunun haram olduğunu bilmesine rağmen nikahı kıyan bir kişidir.bu yüzden mürtede karşı uygulanacak olan had uygulanmıştır. yani hakim hükmetmiştir o yüzden hiç kimse kalkıpta o mesele ile ilgili engelleri yahut şlartları dile getiremez. çünkü eğer bir hakim bir meselede hükmetmiş ise zaten bunu yapmış demektir.

fıkıh kitaplarında mürtedler babında bu mesele meşhurdur. alimler bu meseleyi nas ile haram olanı helalleştirmke diye görmüş yukarıda zikrettiğim ayete muhalefet olarak almışlardır bundan dolayı irtidad söz konusudr.

İbn Kesir, tabiinden olan Ata’dan nakil yaparak ayeti açıklıyor. Ayette ‎‎“öldürülür ve malı ganimet olarak” alınır geçmiyor ama İbn Kesir ayeti ‎açıklarken hüküm bildiriyor ve akabinde o hükme delalet eden üvey ‎annesiyle nikâh akdi yapan kişinin rivayetini naklediyor. Kendisine ‎ebediyyen haram olan kişiyle nikâh akdi yapan kişinin bu ameli, haramı ‎helal saymaktır ve böyle bir kimse hükmü bildiği halde bunu yaparsa, ‎haramı helal saymaktan dolayı küfre girer. İşte bu apaçık haramı ‎helalleştirmektir.‎


İmam Ahmed’in oğlu Abdullah’ın rivayet ettiği Mesaili İmam Ahmed ‎kitabının c.1 s. 351, 352’de, Bir Kişinin ‎Mahremiyle Evlenmesinin Hükmü ‎başlığında şöyle geçmektedir:‎

Babama, bir adam mahremiyle, mahremi olduğunu bildiği halde ‎evleniyor, hükmü nedir diye sordum, şöyle dedi: Eğer ki mahremi ‎olduğunu bildiği halde‏ ‏onunla evlenmişse boynu ‎vurulur ve malı ‎beytülmale alınır. Eğer ki mahremi olduğunu bilmiyorsa ayrılırlar. ‎İmam ‎Ahmed kadına verilen mehrin ondan alınmamasını iyi görüyor ‎gibiydi. Kadına verilen mehir ya da hediyeler geri alınmaz. Babama: Bera ‎hadisinde geçen babasının hanımını nikâhlayan adamı sordum. Şöyle ‎dedi: ‎Bu kişi o kadının babasının hanımı olduğunu biliyordu ve onunla ‎evlenip zifafa girdi. Bu ise ancak bilerek ‎olur. ‎

guradada görüleceği gibi mesele bu amelin mahrem ile evlilik olduğunu bilen bir kişi hakkındadır bile bile bunu yapan bir kişi olması hasebiyle haramı helal kıldığı için mürted hükmü almıştır. bile bile yapılması seriatte özürlerin hepsini def eden bir kaidedir. bile bile ibaresi fıkıhta o yüzden en önemli meseleerden biridir.

eğer bir kişi annesiyle nikahlanmış olsa ve bunun haram olduğunu bilmiyorsa ozaman o kişi haram işlemiş kabul edilir. ama bile bile nikah kıyarsa haramı helal kılmış demektir. eğer denirseki bir kişi bile bile içki içse o halde odamı kafir olacaktır elbette hayır. ama içki içen kişi bunu Allah adına yaparsa yahut bunu Allah bana helal kıldı derse ozaman kafir olacaktır.

buıradaki nikah akdinide ulema haram olan birşeyi helal saymak olarak aldığından dolayı zaten mahremle nikahlanmayı o yüzden helal saymış kabul etmektedir.

1295: Babama, babasının hanımı ile evlenip Rasulullah’ın öldürülmesini ‎ve malının alınmasını emrettiği ‎kişi ile ilgili hadisin manası hakkında ‎sordum. Babam şöyle dedi: "Allah en doğrusunu bilir. Bu kişinin bu ‎ameli, haramı helalleştirmektir. Rasulullah bu sebeple öldürülmesini ve ‎malının alınmasını emretti. ‎Babam şöyle dedi: Aynı şekilde mürtede de ‎ailesi mirasçı olamaz. Çünkü Rasulullah şöyle buyuruyor: ‎‎"Müslüman ‎kâfire mirasçı olamaz."‎ (‏Abdullah ibn Ahmed: Mesaili İmam Ahmed c.1 s. ‎‎351, 352)‎

Allah en doğrusunu bilir
 
H Çevrimdışı

hutbetussahra

Hayat, İman ve Cihad...
İslam-TR Üyesi
Allahu Teâla’nın kitabında kendisi ile nikâh akdinin ‎yapılmasını haram kıldığı biri ile ‎nikâh akdi yapmaktır. Yüce Allah ‎şöyle buyuruyor: "(Ey iman edenler!) Babalarınızın ‎evlendiği ‎hanımlarla sakın evlenmeyin (bu, haram kılınmış bir ‎ameldir).” (Nisa: 22)‎ bu hadisteki meselede zifafa girmelerinden ötürü değil kendisine haram kılınan ve dinde zaruri olarak bilinen büyük günahlardan olan anne ile evlenmeyi nikah kıyarak meşruulaştırmasından dolayı mürtedliği söz konusudur. ve bu haramı helal saymaktır. helali haram saymak ise büyük küfürdür dinden çıkartır. bu meselede kısaca şöyle bir durum vardır.
1. si haramı helal saymak
2. si zina haramını işlemek.

2. si büyük günah iken birincisi dinden çıkartan küfürdür. ve bu meselede kendisi hakkında mürted hükmü veren kişi resulullah s.a.v. dir. dolayısıyla o kişi bunun haram olduğunu bilmesine rağmen nikahı kıyan bir kişidir.bu yüzden mürtede karşı uygulanacak olan had uygulanmıştır. yani hakim hükmetmiştir o yüzden hiç kimse kalkıpta o mesele ile ilgili engelleri yahut şlartları dile getiremez. çünkü eğer bir hakim bir meselede hükmetmiş ise zaten bunu yapmış demektir.

fıkıh kitaplarında mürtedler babında bu mesele meşhurdur. alimler bu meseleyi nas ile haram olanı helalleştirmke diye görmüş yukarıda zikrettiğim ayete muhalefet olarak almışlardır bundan dolayı irtidad söz konusudr.

İbn Kesir, tabiinden olan Ata’dan nakil yaparak ayeti açıklıyor. Ayette ‎‎“öldürülür ve malı ganimet olarak” alınır geçmiyor ama İbn Kesir ayeti ‎açıklarken hüküm bildiriyor ve akabinde o hükme delalet eden üvey ‎annesiyle nikâh akdi yapan kişinin rivayetini naklediyor. Kendisine ‎ebediyyen haram olan kişiyle nikâh akdi yapan kişinin bu ameli, haramı ‎helal saymaktır ve böyle bir kimse hükmü bildiği halde bunu yaparsa, ‎haramı helal saymaktan dolayı küfre girer. İşte bu apaçık haramı ‎helalleştirmektir.‎


İmam Ahmed’in oğlu Abdullah’ın rivayet ettiği Mesaili İmam Ahmed ‎kitabının c.1 s. 351, 352’de, Bir Kişinin ‎Mahremiyle Evlenmesinin Hükmü ‎başlığında şöyle geçmektedir:‎

Babama, bir adam mahremiyle, mahremi olduğunu bildiği halde ‎evleniyor, hükmü nedir diye sordum, şöyle dedi: Eğer ki mahremi ‎olduğunu bildiği halde‏ ‏onunla evlenmişse boynu ‎vurulur ve malı ‎beytülmale alınır. Eğer ki mahremi olduğunu bilmiyorsa ayrılırlar. ‎İmam ‎Ahmed kadına verilen mehrin ondan alınmamasını iyi görüyor ‎gibiydi. Kadına verilen mehir ya da hediyeler geri alınmaz. Babama: Bera ‎hadisinde geçen babasının hanımını nikâhlayan adamı sordum. Şöyle ‎dedi: ‎Bu kişi o kadının babasının hanımı olduğunu biliyordu ve onunla ‎evlenip zifafa girdi. Bu ise ancak bilerek ‎olur. ‎

guradada görüleceği gibi mesele bu amelin mahrem ile evlilik olduğunu bilen bir kişi hakkındadır bile bile bunu yapan bir kişi olması hasebiyle haramı helal kıldığı için mürted hükmü almıştır. bile bile yapılması seriatte özürlerin hepsini def eden bir kaidedir. bile bile ibaresi fıkıhta o yüzden en önemli meseleerden biridir.

eğer bir kişi annesiyle nikahlanmış olsa ve bunun haram olduğunu bilmiyorsa ozaman o kişi haram işlemiş kabul edilir. ama bile bile nikah kıyarsa haramı helal kılmış demektir. eğer denirseki bir kişi bile bile içki içse o halde odamı kafir olacaktır elbette hayır. ama içki içen kişi bunu Allah adına yaparsa yahut bunu Allah bana helal kıldı derse ozaman kafir olacaktır.

buıradaki nikah akdinide ulema haram olan birşeyi helal saymak olarak aldığından dolayı zaten mahremle nikahlanmayı o yüzden helal saymış kabul etmektedir.

1295: Babama, babasının hanımı ile evlenip Rasulullah’ın öldürülmesini ‎ve malının alınmasını emrettiği ‎kişi ile ilgili hadisin manası hakkında ‎sordum. Babam şöyle dedi: "Allah en doğrusunu bilir. Bu kişinin bu ‎ameli, haramı helalleştirmektir. Rasulullah bu sebeple öldürülmesini ve ‎malının alınmasını emretti. ‎Babam şöyle dedi: Aynı şekilde mürtede de ‎ailesi mirasçı olamaz. Çünkü Rasulullah şöyle buyuruyor: ‎‎"Müslüman ‎kâfire mirasçı olamaz."‎ (‏Abdullah ibn Ahmed: Mesaili İmam Ahmed c.1 s. ‎‎351, 352)‎

Allah en doğrusunu bilir
yani bu durumda evlenilmesi yasak olan bir müşrikle evlenen müslüman kadın/erkek mürted olmuş oluyor doğru mu?
 
Mustafa bin Yılmaz Çevrimdışı

Mustafa bin Yılmaz

''Selef,selef ve selef...''
İslam-TR Üyesi
yani bu durumda evlenilmesi yasak olan bir müşrikle evlenen müslüman kadın/erkek mürted olmuş oluyor doğru mu?
Evlendiği kişinin mahrem/evlenilmesi yasak olan birisi olduğunu biliyorsa mürted olmuş olur diye geçiyor. Ancak bunu bilmeden evlenirse haram işlemiş/mürted olmaz diyor. Bu o kişiye açıklandıktan sonra yani yasak olduğunu bilmeden evlenmiş ise bu kişiye durum açıklanır ve ayrılırlar. Ayrılmaz ise yine mürted olmuş olur çünkü artık bile bile bu işi yapmıştır.
 
H Çevrimdışı

hutbetussahra

Hayat, İman ve Cihad...
İslam-TR Üyesi
Evlendiği kişinin mahrem/evlenilmesi yasak olan birisi olduğunu biliyorsa mürted olmuş olur diye geçiyor. Ancak bunu bilmeden evlenirse haram işlemiş/mürted olmaz diyor. Bu o kişiye açıklandıktan sonra yani yasak olduğunu bilmeden evlenmiş ise bu kişiye durum açıklanır ve ayrılırlar. Ayrılmaz ise yine mürted olmuş olur çünkü artık bile bile bu işi yapmıştır.
teşekkürler. doğru mu anlamışım diye emin olmak istemiştim.
 
U Çevrimdışı

uksimu

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Allahu Teâla’nın kitabında kendisi ile nikâh akdinin ‎yapılmasını haram kıldığı biri ile ‎nikâh akdi yapmaktır. Yüce Allah ‎şöyle buyuruyor: "(Ey iman edenler!) Babalarınızın ‎evlendiği ‎hanımlarla sakın evlenmeyin (bu, haram kılınmış bir ‎ameldir).” (Nisa: 22)‎ bu hadisteki meselede zifafa girmelerinden ötürü değil kendisine haram kılınan ve dinde zaruri olarak bilinen büyük günahlardan olan anne ile evlenmeyi nikah kıyarak meşruulaştırmasından dolayı mürtedliği söz konusudur. ve bu haramı helal saymaktır. helali haram saymak ise büyük küfürdür dinden çıkartır. bu meselede kısaca şöyle bir durum vardır.
1. si haramı helal saymak
2. si zina haramını işlemek.

2. si büyük günah iken birincisi dinden çıkartan küfürdür. ve bu meselede kendisi hakkında mürted hükmü veren kişi resulullah s.a.v. dir. dolayısıyla o kişi bunun haram olduğunu bilmesine rağmen nikahı kıyan bir kişidir.bu yüzden mürtede karşı uygulanacak olan had uygulanmıştır. yani hakim hükmetmiştir o yüzden hiç kimse kalkıpta o mesele ile ilgili engelleri yahut şlartları dile getiremez. çünkü eğer bir hakim bir meselede hükmetmiş ise zaten bunu yapmış demektir.

fıkıh kitaplarında mürtedler babında bu mesele meşhurdur. alimler bu meseleyi nas ile haram olanı helalleştirmke diye görmüş yukarıda zikrettiğim ayete muhalefet olarak almışlardır bundan dolayı irtidad söz konusudr.

İbn Kesir, tabiinden olan Ata’dan nakil yaparak ayeti açıklıyor. Ayette ‎‎“öldürülür ve malı ganimet olarak” alınır geçmiyor ama İbn Kesir ayeti ‎açıklarken hüküm bildiriyor ve akabinde o hükme delalet eden üvey ‎annesiyle nikâh akdi yapan kişinin rivayetini naklediyor. Kendisine ‎ebediyyen haram olan kişiyle nikâh akdi yapan kişinin bu ameli, haramı ‎helal saymaktır ve böyle bir kimse hükmü bildiği halde bunu yaparsa, ‎haramı helal saymaktan dolayı küfre girer. İşte bu apaçık haramı ‎helalleştirmektir.‎


İmam Ahmed’in oğlu Abdullah’ın rivayet ettiği Mesaili İmam Ahmed ‎kitabının c.1 s. 351, 352’de, Bir Kişinin ‎Mahremiyle Evlenmesinin Hükmü ‎başlığında şöyle geçmektedir:‎

Babama, bir adam mahremiyle, mahremi olduğunu bildiği halde ‎evleniyor, hükmü nedir diye sordum, şöyle dedi: Eğer ki mahremi ‎olduğunu bildiği halde‏ ‏onunla evlenmişse boynu ‎vurulur ve malı ‎beytülmale alınır. Eğer ki mahremi olduğunu bilmiyorsa ayrılırlar. ‎İmam ‎Ahmed kadına verilen mehrin ondan alınmamasını iyi görüyor ‎gibiydi. Kadına verilen mehir ya da hediyeler geri alınmaz. Babama: Bera ‎hadisinde geçen babasının hanımını nikâhlayan adamı sordum. Şöyle ‎dedi: ‎Bu kişi o kadının babasının hanımı olduğunu biliyordu ve onunla ‎evlenip zifafa girdi. Bu ise ancak bilerek ‎olur. ‎

guradada görüleceği gibi mesele bu amelin mahrem ile evlilik olduğunu bilen bir kişi hakkındadır bile bile bunu yapan bir kişi olması hasebiyle haramı helal kıldığı için mürted hükmü almıştır. bile bile yapılması seriatte özürlerin hepsini def eden bir kaidedir. bile bile ibaresi fıkıhta o yüzden en önemli meseleerden biridir.

eğer bir kişi annesiyle nikahlanmış olsa ve bunun haram olduğunu bilmiyorsa ozaman o kişi haram işlemiş kabul edilir. ama bile bile nikah kıyarsa haramı helal kılmış demektir. eğer denirseki bir kişi bile bile içki içse o halde odamı kafir olacaktır elbette hayır. ama içki içen kişi bunu Allah adına yaparsa yahut bunu Allah bana helal kıldı derse ozaman kafir olacaktır.

buıradaki nikah akdinide ulema haram olan birşeyi helal saymak olarak aldığından dolayı zaten mahremle nikahlanmayı o yüzden helal saymış kabul etmektedir.

1295: Babama, babasının hanımı ile evlenip Rasulullah’ın öldürülmesini ‎ve malının alınmasını emrettiği ‎kişi ile ilgili hadisin manası hakkında ‎sordum. Babam şöyle dedi: "Allah en doğrusunu bilir. Bu kişinin bu ‎ameli, haramı helalleştirmektir. Rasulullah bu sebeple öldürülmesini ve ‎malının alınmasını emretti. ‎Babam şöyle dedi: Aynı şekilde mürtede de ‎ailesi mirasçı olamaz. Çünkü Rasulullah şöyle buyuruyor: ‎‎"Müslüman ‎kâfire mirasçı olamaz."‎ (‏Abdullah ibn Ahmed: Mesaili İmam Ahmed c.1 s. ‎‎351, 352)‎

Allah en doğrusunu bilir
yanlış anlaşılmaların önüne gemek ve meseleyi kapalılıktan kurtarmak için bazı hususlara değinmeyi uygun gördüm.
bunlardan birincisi buradaki açıklamalarda yer alan kafirlerden maksat ehli kitap değil, mürtedler ve semavi dine mensub olmayanlardır.

ikincisi mürtedlerle yahut semavi dinden olamayan ehli kitapların dışındaki kafirlerle evlenmek caiz değildir. büyük günahtır.

büyük günahlar kişilerin onu helal kılmaları yahut o haramı güzel görmeleri gibi bazı kaide ve kurallar ile küfür olur sahibini dinden çıkartır.

açıklamasını yaptığımız hadisi şerifle ilgili meselede resulullah s.a.v. bir sahabeyi göndermiş mürtedin hükmünü vermiştir. dolayısıyla o mesele ile ilgili o kadının mürted olduğunu peygamberden biliriz. ve orada büyük günah olan mürted ile evliliği küfür hükmüne çıkartacak şeylerin olduğunu bundan dolayıdıa pğeygamberin tekfir ettiğini biliriz. ortada bir hüküm var ise o halde sebeb vardır. Allah resulü mürted dediyse hüküm verilmiş hükmün gerektirdiği kaideler yerine gelmiş demektir dolayısıyla o kadın büyük günah işledi peygamber bu yüzden mürted dedi demek yerine aksine o kadının küfür işlediği ve tekfirin önündeki engellerin ortadan kalkıp şartların yerine geldiğini bu yüzdende kadının mürted hükmü aldığını bilmiş oluruz. ama her mürted ile evlilik o kadının evliliğiyle aynıdır demediğimiz gibi her bu şekilde evliliği yapanda kafir olur demeyiz. ve Allahu alem....bir mesele hakkıdna tüm deliller toplanıp ondan sonra hüküm verilir. bir hadisi şerifle kalkıp ona benzer tüm amel sahiplerini tekfir etmek batıldır....
 
Üst Ana Sayfa Alt