Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü "Hayır ve Şer Allah'tandır" Bu Rivayetleri Nasıl Anlamalıyız?

B Çevrimdışı

BirMusluman

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
hayır ve şer Allahtandır"bu rivayetleri nasıl anlamalıyız
Kardeşler hayır konusunda anlamış olmakla beraber geçenlerde bir arkadaş kafamı karıştırdı delilleriyle okumakla beraber Allah kuluna şer diler mi diliyorsa bunun keyfiyeti delilleri nedir bana ben şerrin Allahtan olduguna inanmıyorum diyen birisine nasıl cevap vermeliyim..
 
B Çevrimdışı

BirMusluman

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Kardeşlerim Allah için 2.kez açtım konuyu inşallah cevap bekliyorum yardımcı olun..
 
eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
güzel kardeşim ALLAH (c.c) kuluna şayet şer dileseydi !

Cenneti yaratmaz

Kullarına uyarıcı peygamberler göndermez ve kitaplar indirmezdi Bu bizim için en büyük şer olurdu.

Fakat İslam fıkhı bunu kastettiğini zannetmiyorum ALLAH (c.c) kullarını imtihan etmek için (bizim düşüncemize göre şer fakat RABBİMİZe göre de hayır olan bazı sebebler yaratıyor)

216- Savaş, hoşunuza giden bir iş olmadığı halde size farz kılındı. Bazan hoşunuza gitmeyen birşey hakkınızda hayırlı olabilir, buna karşılık hoşunuza giden birşey de hakkınızda kötü olabilir. Allah bilir, fakat siz bilmezsiniz.(Bakara 216)

Veyahut bir başka açıdan sahabelerin ve peygamber (s.a.v) yaşamış oldukları işkenceler kendileri için şer değilmiydi ve bu olay ALLAH (c.c) takdiri ile değil miydi ?

şayet şer olmasaydı dünya da cenneti yaşardık.RABBİM, bizlere kaldıramayacağımız şeylerle imtihan etmesin amin

ayrıca bir hadisi şerifte şöyle geçmekte

şerden bahsederken;

Huzeyfe b. Yeman (r.a)'den şöyle dediği rivayet edildi:

«İnsanlar, Rasulullah'a hayırdan sorarlardı. Ben de (tersine İslam ümmetine gelecek) serden -o şerrin bana eriş¬mesinden korktuğum için- sorardım. Bu endişe ile bir kere:

«Ya Rasulallah! Biz vaktiyle cahiliyyet devrinde sirk ve küfür içinde idik. Sonra Allah'ın Rasulü bize şu islam hayrı ile geldi? Bu hayır ve saadetten sonra gelecek bir şer ve fitne var mıdır?» diye sordum. Rasulullah:

«Evet vardır» dedi. Ben:

«O şerden ve fitneden sonra bir hayır ve kurtuluş devri var mıdır?» dedim. Rasulullah:

«Evet, bir hayır ve kurtuluş vardır. Fakat onun için¬de bazı şer bulunacak (hayrı bulandıracak, saflığını bozacak)» buyurdu. Ben:

«O hayrın (temizliğini bulandıran) kiri nedir?» diye sordum. Rasulullah:

«Bir zümre çıkacak ve onlar insanları benim yolumdan başka yollara çağıracaklar. Onların yaptıklarının bazılarını, benim sünnetime uygun göreceksin, bazılarını da sünnetime ters bulacaksın» dedi. Ben:

«Ya Rasulallah! bu karışık hayır devrinden sonra bir şer devri var mıdır?» diye sordum. Rasulullah:

«Evet gelecektir. O devirde bir takım çağırıcılar halkı cehennem kapılarına çağıracak. Her kim onların çağrısına uyarsa onu cehenneme atacaklar» buyurdu Ben:

«Ya Rasulallah! O devir bana erişirse (ben o devirde yaşarsam) nasıl hareket etmemi emredersiniz?» dedim. Rasulullah:

«İslam cemaatine ve onların imamına bağlan» buyurdu. Ben:

«Ya Rasulallah! Eğer islam cemaatı ve imamı yoksa» dedim. Rasulullah:

«O cemaatlerin hepsinden ayrıl! Ağacın köküne sıkıca sarıl ve ölüm seni bu halde yakalayıncaya kadar öylece kal» buyurdu.

(Buhari-Müslim)
 
B Çevrimdışı

BirMusluman

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
güzel kardeşim ALLAH (c.c) kuluna şayet şer dileseydi !

Cenneti yaratmaz

Kullarına uyarıcı peygamberler göndermez ve kitaplar indirmezdi Bu bizim için en büyük şer olurdu.

Fakat İslam fıkhı bunu kastettiğini zannetmiyorum ALLAH (c.c) kullarını imtihan etmek için (bizim düşüncemize göre şer fakat RABBİMİZe göre de hayır olan bazı sebebler yaratıyor)
ahi zaten burada problem yok Allah elbette ki kuluna şer dilemez ama neden bizler amentu duası okurken hayrıhı veşerrihi minallahi teala diyoruz.yoksa uydurma olabilir mi bu son kısım.madem ki Allah svt. bize hayır diler o zaman hayrihi mınallahi teala derdik.ki zaten bizler onun hayrın içerisinde dilemiş oldugu zorlukları şer olarak alıglasak dahi ki bu böyle olmalıydı yani sadece khayır terimi geçmeliydi ama burada ki şerden kasıt acaba nedir..
 
eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
Şer (Arapça: şerr,), birçok din ve kültürde tanımlanan, kötü davranış, düşünce, bencillik ve fenalıklar.Şer sözcüğü sıklıkla "hayır" (iyilik, karşılık beklenmeden yapılan şey)sözcüğü ile karşılaştırmalı ve zıt anlamlı olarak kullanılır. Bazı dinlerde şer, evrende hüküm süren kötü bir güç olarak tanımlanır ve şeytan, ahriman gibi varlıklarda vücut bulur.

akhi şer durumu olmasa neye göre imtihan olucaz ?

bu mevzu hakkında kader konusuna bakmanı tavsiye ederim akhi

konuya ehil olan başka bi akhi inşaALLAH daha güzel bir açıklama yapar,onun için sabır

RAHMAN ve RAHİM olan ALLAH'ın izni ile

35- Her canlı, ölümü tadacaktır. Nasıl davranacağınızı görelim diye sizi hem kötülükle ve hem de iyilikle sınavdan geçiririz. Sonunda bize döneceksiniz.(Enbiya suresi)
 
B Çevrimdışı

BirMusluman

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
tamam inşallah canım kardeşim aslında bahsettiğin son yazılar benim arağım cevapları kısmen cevapladı ilgi ve alakandan dolayı Rabbim razı olsun.Allah svt ayaklarını sabit kılsın ne zaman bir sual sorsam veya yazı yazsam senin yazılarını ilk görüyorum akhim :)
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
"Nerede olursanız olun ölüm size ulaşır, sarp ve sağlam kalelerde olsanız bile! Kendilerine bir iyilik' dokunsa "bu Allah'tan" derler; başlarına bir kötülük' gelince de, "bu senden" derler, "Hepsi Allah'tandır" de! Bu adamlara ne oluyor ki bi türlü laf anlamıyorlar." (Nisa 78)

Ölüm, Nerede Olursa Olsun İnsanı Gelip Bulur:


Yüce Allah'ın: "Nerede olursanız ölüm sizi bulacaktır" buyruğu şart ve ceza (cevab) dır. Buradaki “Mâ” ise zaiddir. Bu hitabtan kasıt, her ne kadar munafıklar yahut zayıf imanlı mu'minler ise de hitab umumidir. Bu munafıklar ile zayıf imanlılar: "Bizi yakın bir süreye kadar gecik-tirmeli değil miydin." (Nisâ 77); Yani ecellerimizle ölünceye kadar bizi ertelemeli değil miydin, demişlerdi.
Önceden açıkladığımız gibi bunun munafıklar hakkında olması daha uygun görülmektedir. Zira munafıklar, Uhud'da şehid olanlar isabet alınca: "Yanımızda olsalardı ölmezlerdi ve öldürülmelerdi de" (Âl-i İmran , 156) demişlerdi. İşte yüce Allah, onların bu sözlerine: "Nerede olursanız ölüm sizi bulacaktır. Yüksek kaleler içinde olsanız bile" diye cevab vermektedir. Bu açıklamayı, Ebû Salih'in rivayetine göre, îbn Abbas yapmıştır.
Burûc (kaleler), burc'un çoğuludur. Burç ise, yüksekçe yapı ve büyük, yüksek saray demektir. Tarete, bir dişi deveyi vasiederken şöyle demektedir:
"O sanki bir Rûm (Bizans) burcudur ki, bir bina yapıcısı Onu taş ve kireçten eliyle sıvayıp düzeltmiş gibidir,"
Talha b. Suleyman da; “ Sizi bulacaktır" buyruğundaki birinci kep ı başta "fe" harfini gizli kabul ederek (sakin okumakjerine) ref ile okumuştur. Ancak böyle bir okuyuş, şiirden başka bir yerde pek görülmeyen nadir bir okuyuştur. Şairin şu mısraında olduğu gibi:
"Her Kim iyilikler işleyecek olursa, Allah onlara mukâfat verir.
Şair bununla; ” şeklinde cevabın başına "fe" harfini getirmiş gibidir, İlim adamları ile tefsir alimleri, burada sözü geçen "burçlar (kaleler)" den ne kastedildiği hususunda farklı görüşlere sahiptirler.
Daha sahih olan çoğunluğun görüşü şöyledir: Yüce Allah, burada yer ürerinde bina edilen kaleler üzerindeki burçları kastetmiştir. Çünkü insanların kendilerini koruma ve himaye etmekte ulaştıkları son nokta budur. Yüce Allah da onlara bunları misal vermiştir,
Katade de der ki: Sağlam ve muhkem saraylarda olsanız demektir. Bunu İbn Cureyc ve cumhur da böyle açıklamıştır. Âmir b. et-Tufeyl'în Peygamber (s.a.v.)'a söylediği şu söz de bu kabildendir:
"Alabildiğine sağlam ve muhkem kılınmış bir kake ile güçlü bir koruma hakkında ne dersin?"
Mucahid de; "Burçlardan kasıt saraylardır" der.
İbn Abbas da: "Burçlardan kasıt, kaleler, yüksek saraylar ve surlardır," der.
" Yüksekçe bina edilmiş" buyruğunun anlamı» yükseğe doğru uzatılmış demektir. Bu açıklamayı ez-Zeccac ve el-Kutebi yapmıştır.
İkrime de; Alçı ile süslenmiş demektir, der.
Katade ise: Muhkem kılınmış anlamınadır. "Yükseltilmiş" ile aynıdır.
Yüce Allah'ın: "Yüksek köşkler" (Hac, 45) buyruğundaki bu kelime de buradan gelmektedir.
es-Suddî de der ki: Burçlardan kasıt, dünya semasında bina edilmiş bulunan burçlardır. Mekkî, bu görüşü Mâlik'ten de nakletmektedir. Onun şöyle dediğini de nakletmektedir:
Yüce Allah'ın: "Burçları olan gök hakkı için" (Buruc, 1);
"Gökte burçlar var eden"(Furkan, 61);
"Andolsun ki Biz, semada burçlar yarattık" (Hicr, 16) diye buyurduğuna bakmaz mısın? Ayrıca bunu İbnu'I-Arabî de İbnu'l-Kasım'dan, O, Mâlik yoluyla fivâyet etmiştir. en-Nakkaş da îbn Abbas'tan şöyle dediğini nakletmektedir:
"Yüksek kaleler içinde olsam/ bile" buyruğunun anlamı, demirden köşkler ve saraylarda olsanız bile şeklindedir. İbn Atiyye ise der ki: Ancak lafzın zahiri böyle bir anlam vermemektedir. [363]

2. Kaderiye'nin Yanlış Kanaatleri:

Bu âyeti kerimeler Kaderiye'nin görüşünü reddetmektedir. Çünkü yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "Nerede olursanız ölüm sizi bulacaktır. Yüksek kaleler içinde olsanız bile,"
Bu eceller son buldu mu artık ruhun cesedden ayrılmasının kaçınılmaz olduğunu göstermektedir. Bu, öldürülmekle, ölümle veya bunun dışında Allah Teala'nin, ruhun cesedden ayrılmasını bir. kanun olarak tesbit ettiği herhangi bir yolla da olabilir.
Mutezile ise der ki: Maktul, eğer katil tarafından öldürülmeyecek olsaydı, yaşayacaktı.
Ancak, Âl-i İmran Sûresi'nde (145. ayetin tefsirinde) onların bu görüşlerine cevap verilip red edilmiştir. Kaderiye, bu görüşleriyle kâfir ve munafıklara uygun kanaat belirtmiş olmaktadırlar. [364]

3. Tevekkul, Sebepleri Terketmek Değildir:

Şehirler edinmek, mal ve canların korunmasını sağlamak içindir. Bu da yüce Allah'ın kullanndaki bir sünnetidir. Bu ise, tevekkul sebepbleri terk etmektir, diyenleri reddeden en açık delillerden birisidir. Çünkü, şehirlerin inşa edilmesi, en büyük ve en muazzam sebebplerdendir. Ve biz, bunları yapmakla emrolunduk.
Peygamberler şehir inşa etmiş, çevresinde ise, daha da ileri derecede korunabilmek için hendekler kazımışlar ve adeta böyle bir silahtan istifade etmişlerdir. el-Ahnef e; Şehirin etrafında sur yapmanın hikmeti nedir? diye sorulmuş, o da şöyle demiş:
Bu sur sefih olanı yapmak istediği kötülükten alıkoymak ve hakim olanın gelip onu korumasını sağlamak içindir.

4. Burçların Mahiyeti ve Hikmeti:

Bizler, Malik ve es-Suddî'nin görüşünü kabul ederek, burada sözü geçen yükseltilmiş burç ve kalelerin semadaki burçlar olduğunu benimseyecek olursak, şunu belirteİim ki, semadaki burçlar -yüksek kılınmaktan gelen anlamı ile Yükseltilmiş- oniki burçtur. Bunlar da büyük gezegenlerdir. Gezegenlere burç adının verilmesi, açıkça görülmelerinden dolayıdır. Bu anlamıyla kelime, açıkça görülüp yükselmek anlamını ifade eden “-”dan gelmektedir ki, yüce Allah'ın: “Önceki Cahiliyenin (kadınlarının) açılıp saçılarak ortaya çıkması gibi, siz de Öylece dışarı çıkmayın" (Ahzab, 33) buyruğu da buradan gelmektedir.
Yüce Allah, bu burçları, güneş ve ay için mevkiler olarak yaratmış ve ay'ın bu burçlarda hareketini takdir buyurmuş, zamanı bunlara bağlı olarak düzenlemiş, bunların kimisini kuzeyde kimisini güneyde yaratarak, çeşitli menfeatlere bir delil ve kıbleye de bir alamet, teheccud ve buna benzer hayatta karşı karşıya kalınan çeşitli durumların zamanlannı bilmek için, gece ve gündüz vakitlerinin bilinip öğrenilmesi için bir yol kılmıştır.

Yüce Allah'ın: "Eğer onlara bir iyilik dokunursa bu Allah'tandır derler" buyruğu şu demektir.
Munafıklara bolluk isabet edecek olursa bu Allah'tandır, derler. "Şayet onlara bir kötülük dokunursa" bir kuraklık başgösterir ve yağmur yağmayacak olursa, "bu da sendendir" derler. Yani bu musibet bize senin ve arkadaşlarının uğursuzluğu dolayısıyla isabet etmiştir derler.

Buradaki iyilikten kastın, esenlik ve güvenlik, kötülükten kastın ise hastalıklar ve korku olduğu söylendiği gibi, iyilikten kasıt zenginlik, kötülükten kasıt fakirliktir de denilmiştir. İyilikten kasıt nimet ve zafer, Bedir günü elde edilen ganimet, kötülükten kastın ise belâ, sıkıntı ve Uhud günü öldürülmek olduğu söylendiği gibi, iyilikten kasıt, bolluk, rahatlık, kötülükten kasıt da, darlık, sıkıntı ve hastalık olduğu da söylenmiştir.

İşte bunlar, mufessirlerin ve te'vil alimlerinin -İbn Abbas ve diğerlerinin-ayete dair görüşleridir. Bu âyeti kerime onlara göre, yahudiler ve munafıklar hakkında nazil olmuştur. Şöyle ki, Rasûlullah (s.a.v.) Medine'ye yanlarına gelince şöyle dediler: Bu adam ve arkadaşları bizim bulunduğumuz bu yere geldikleri günden bu yana meyvelerimizde, ekin ve mahsullerimizde eksilmekten başka birşey göremez olduk.
İbn Abbas der ki: "Bu sendendir" buyruğunun anlamı, senin kötü idare ve tasarrufundan dolayıdır şeklindedir. "Bu sendendir" buyruğunun, belirttiğimiz gibi, senin uğursuzluğunun getirdiğidir. Yani, senin uğursuzluğun gelip bizi bulmuştur, anlamında olduğu da söylenmiştir. Onlar bu sözlerini uğur ile ilgili kanaatleri dolayısıyla söylemişlerdi.
Yüce Allah: "De ki: Hepsi Allah'tandır" diye buyurmaktadır. Yani darlık, bolluk, zafer ve yenilgi hep Allah'tandır. Allah'ın kaza ve kaderi iledir.
"Böyle îken bunlara" yani munafıklara ne oluyor ki hiçbir sözü anlamaya yanaşmıyorlar?" Ne diye bunlar herşeyin Allah'tan geldiği gerçeğini iyice anlayamıyorlar.
(İmam Kurtubi, el-Camiu li-Ahkami’l-Kur’an, 5/329-333)


"Rabbin, dilediğini yaratır ve seçer. Onların seçme hakkı yoktur. Allah, onların koştukları ortaklardan munezzehtir, yücedir." (Kasas 61)

"Şubhesiz kendileri için daha önceden tarafımızdan iyilik takdir edilmiş olanlar, işte onlar oradan uzaklaştırılmışlardır." (Enbiya 101)

 
B Çevrimdışı

BirMusluman

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Allah karşılığını hayırla versin akhi, ben yazının hepsini okudum inşallah.Şöyle anladım yani hayır ve şer Allah svt dandır buna inanmalıyız ama keyfiyetini bilmemekle beraber Allah svt nın bize dilediği şerrinde imtihan olduğunu düşünmekteyim en doğrusun Allah bilir.Allah svt yoksa hiçbir kuluna zulmetmez değilmidir hocam ..
 
Üst Ana Sayfa Alt