Duada Tevessül
عَنْ أَنَسٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْه أَنَّ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ كَانَ إِذَا قَحَطُوا اسْتَسْقَى بِالْعَبَّاسِ بْنِ عَبْدِ الْمُطَّلِبِ فَقَالَ : اللَّهُمَّ إِنَّا كُنَّا نَتَوَسَّلُ إِلَيْكَ بِنَبِيِّنَا صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَتَسْقِينَا وَإِنَّا نَتَوَسَّلُ إِلَيْكَ بِعَمِّ نَبِيِّنَا فَاسْقِنَا قَالَ فَيُسْقَوْنَ
Enes b. Malik Radiyallahu Anh şöyle demiştir:
"Halk kıtlığa düştüklerinde, Omer b. Hattab Radiyallahu Anh Rasulullah Sallallahu Aleyhive Sellem 'in amcası Abbas b. AbdilmuttalibRadiyallahu Anh 'e, yağmur yağması için Allah'a dua etmesini söyler ve:
"Allah'ım! Bizler nebimiz hayatta iken ona dua ettirerek senden niyazda bulunurduk da bize yağmurlar ihsan ederdin. Şimdi de nebimizin amcasının duasıyla senden niyaz ediyoruz. Bize yine yağmur ihsan et." diye dua ederdi. Bu duayı edince yağmur yağardı." (Buhari)
Hadisten Ne İstifade Ederiz?
1- Tevhid inancı, her çeşidiyle ibadetlerin yalnız Allah'a yapılmasını emreder. Her kim, küçük ya da büyük olsun ibadet hükmüne giren herhangi bir ameli Allah'tan başkasına yaparsa, tevhidi bozucu harekette bulunmuş, şirk koşarak müşrik sıfatını kazanmış olur. Burada şunu da belirtmemiz gerekiyor: Herhangi bir amelin Allah'tan başkasına yapıldığında şirk hükmüne girebilmesi, bu amelin Kur'an veya sünnette ibadet olarak vasıflandınlması şartına bağlıdır. Örneğin; dua etmek, yardıma çağırmak, kanunlarına teslim olmak, hakimiyetini kabul etmek, kurban kesmek, adak adamak gibi fiiller, Kur'an ve sünnette ibadet olarak vasıflandmldığı için bunlardan birisini Allah'tan başkasına yapan kimse müşrik olur. Allah (c.c) Muhammed Sallallahu Aleyhive Sellem 'i risalede görevlendirdiği anda, bu gerçeği kendisine vahyetmeye başlamış, La ilahe illAllah düsturunu dinin giriş kapısı göstererek, buna teslim olan kullarını her türlü şirkten temizlemiş, "yalnız Allah'a ibadet" şuurunu kalblerine yerleştirmişti. Omer Radiyallahu Anh'nun yukarıdaki yağmurun yağmaması gibi sıkıntılı bir anda, daha önceden vefat etmiş olan Rasulullah'ı yardıma çağırmayıp onu tevessül (vesile edinmek) edinmemesi ve bunun yerine yanlarında sağ olarak bulunan Abbas Radiyallahu Anh'den, dua etmesini istemesi de La ilahe illAllah şuurunun kalbine yerleşmesindendi. Omer Radiyallahu Anh, vefat etmiş olan Rasulullah Sallallahu Aleyhive Sellem 'i yardıma çağırması halinde, bunun kişiye fayda veya zarar vermeyecek halde olan bir ölüyü yardıma çağırmak, böylelikle de Allah'a şirk koşmak manasına geleceğini çok iyi biliyordu. Bu sebeple Abbas Radiyallahu Anh'a dua talebinde bulunmuştu.
2 - İslam dini, duada; Allah'ın isim ve sıfatlarını, kulun işlediği salih amelleri vesile kılmayı ve diri olan salih kişilerden dua talebinde bulunmayı caiz kılmıştır.
Dinin birçok yönünün yanlış anlaşılması gibi, bu caizlik de bazı kişiler tarafından yanlış anlaşılmış ve diri olan salih kimselerden dua talebinde bulunmaya dair izin, ölü veya çağırışını duyamayacak mesafede olan kimselerden yardım isteme, onları manevi yolla yardıma çağırmaya izin şeklinde değiştirilmiştir. Ve günümüzde birçok kimse buna dayanarak, salih olarak kabul ettikleri bazı şahıslan, manevi yolla yardıma çağırıp sıkıntı anında sıkıntılarını gidermesi için manevi yolla onlardan imdat istiyorlar. Oysa, bu kişiler böyle bir çağırmanın ibadet olduğunu ve bunun Allah'tan başkasına yapıldığında şirk manasına geldiğini bilmiyorlar ve bunu işleyerek Allah'a şirk koşuyorlar. Allah'ın mübarek dini, müşriklerin bu amelinden Rabbi Teala'yı tenzih ediyor ve ister rasul, ister melek, isterse salih bir kul olsun, Allah'tan başka hiçbir yaratılmışın ibadet edilmeye layık olmadığını kulakları patlatırcasına haykırıyor. Fakat hakka karşı kulağını sağır edenin değil kulağı, beyni dahi patlasa hakikati duyması ve kabul etmesi mümkün değildir, elbette.
3 - Sıkıntı, üzüntü ve darlık anında namaz kılarak, Allah'a yönelmek ve O'ndan bu hususlarda yardım istemek, kişinin rahatlamasına ve bu sıkıntılardan kurtulmasına vesile olacaktır.