Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Soru Hoparlörle Namaz Bid'at mıdır?

M Çevrimdışı

Muhammed furkan

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Kandil bidat değil ayet bile var zaten. tesbih bidat değil toplu halde müezzine uyarak yapılması bidat. misvak sünnet. ibadette bidatlar çok sakıncalı
 
AbdulFettah Çevrimdışı

AbdulFettah

94.7 - Öyleyse, bir işi bitirince diğerine koyul.
İslam-TR Üyesi
Kandil bidat değil ayet bile var zaten. tesbih bidat değil toplu halde müezzine uyarak yapılması bidat. misvak sünnet. ibadette bidatlar çok sakıncalı
Ahi kandille alakalı ayeti buraya yazar misin?

İkincisi tesbıhata bidat demedım bidat olan müezzin eşliğinde çekilen tesbıhattır yani sesli tesbıhattan kastım oydu
 
M Çevrimdışı

Muhammed furkan

Üyeliği İptal Edildi
Banned
müezzinler imamın arkasından tekbirleri tekrar ederler. Eskiden camilerimizde bu sünnet uygulanırdı. Hoparlör bid’ati çıktı, bu sünnet kalktı ve namazlar tehlikeye girmeye başladı.

Ne yazık ki kıyâmete yakın insanlar ölümü unutup dünya zevklerine dalacak, dinin direği olan namazı kılanlar azalacak ve kılanlar da baştan savma alelacele kılınca, kalplerindeki huşû kalkacak.
Baştan savma alelacele kılınan namazdan ruhsal zevk ve mânevî feyiz alamayanlar maddeye yönelecek ve huzuru camilerin süsünde ve imamların sesinde arayacak. O dönemin imamları da yakalarına mikrofonu takıp ve hoparlörün sesini sonuna kadar açıp mihraba geçecek ve ibâdetler farklı bir şekle dönüşecek.

Mikrofonla namaz kıldırmanın bir sakıncası var mı?
Camilerde beş vakit namazı kıldıran görevlilere imam, beş vakit namazın dışında cuma ve bayram hutbelerini de okuyanlara imam-hatib ve ezan okuyup kâmet getirenlere de müezzin denir.
Müezzinlerin ezan ve kâmetin dışında bir ek görevleri daha vardır. Cuma, cenaze, terâvih ve bayram namazı gibi cemaatin yoğun olduğu zamanlarda, müezzinler de imamla birlikte “Allahu Ekber” diye seslice tekbir alırlar ve imam rükû’dan kalkerken “SemiAllahü limen hamideh” derken müezzinler de “Rabbena ve leke’l-hamd” der ve namaz bitince imamla birlikte selâm verirler.

Ancak!
Görevli müezzin ya da cemaatten biri imamla birlikte seslice “Allahu Ekber” diye iftitah tekbirini (ilk tekbiri) alırken, kalbinden namaz kılmaya niyet etmesi şarttır. Eğer iftitah tekbirini alırken sadece cemaate duyurmayı kalbinden geçirirse, kendisi namaza başlamış olmadığı gibi onun tekbiri ile namaza başlayanların namazı da olmaz, iade etmeleri (tekrar kılmaları) gerekir.
Aynı imama uymayan ve aynı cemaate dahil olmayan bir kimsenin tekbir
sesi ile namaza başlamak kesinlikle geçerli olmadığı gibi namazla mükellef olmayan bir çocuğun, âdetli kadının, beyinsel özürlünün (delinin) ve gayr-i müslimin tekbir sesi ile de namaza girilmiş olmaz.

Mikrofona gelince
İslâm, her çeşit bilim, teknoloji ve yeniliklere açıktır. Tabii ki bunların İslâmî kurallara uyumlu bir şekilde ve hayırlı işlerde kullanılması şarttır. Kâğıdın icadı ile üzerine Allah’ın (c.c.) kelâmı yazıldığı, matbaanın icadı ile Kur’an-ı Kerim ve dînî kitaplar basıldığı ve televizyonun icadı ile özel kanallarda dînî sohbetler yapıldığı gibi,

Mikrofonun ve hoparlörün icadı ile de yaklaşık yüz yıla yakın bir zamandan
beri camilerde, evlerde ve özel salonlarda daha geniş kitlelere hitab edilmekte ve daha kapsamlı bir şekilde dînî sohbetler yapılmakta ve yararlı konferanslar verilmektedir.

Ancak namaza gelince durum farklıdır
Mikrofondan gelen ve hoparlörde duyulan ses, aks-i sada (yankı) mı? Nakli sada (sesin nakli) mi? Ya da ikisinin dışında başka bir şey mi? Nakli sada (sesin nakli) ise sorun yok! Aksi sada (yankı) ise kesinlikle câiz değil yani olmaz. Ya ikisinin dışında başka bir şeyse, işte sorun burada!
Mikrofon, ses dalgalarını elektrik titreşimlerine çevrirerek hoparlöre gönderir. Mikrofondan gelen titreşim sinyallerini alan bobin elektromanyetik güçlerin etkisi ile hareket etmeye ve hareket ederken diyaframı da hareket ettirmeye başlar. Diyafram, kendine gelen değişik elektrik sinyallerine uyum sağlayarak hareket eder ve havaya ses dalgaları yayar.
Televizyon ekranlarındaki görüntüler kişinin kendisi olmadığı gibi hoparlördeki diyaframların havaya yaydığı ses dalgaları da kişinin (imamın) kendi sesi değildir ve sorun buradadır.

İftitah tekbirini alırken namaz kılmaya değil de sadece cemaate duyurmayı niyet eden bir müezzinin sesi ile namaza başlayanların namazı olmadığı gibi ne namaz kılmaya ve ne de cemaata duyurmaya niyet etmeyen cansız ve bilinçsiz bir cihazın sesi ile de namaza başlanmış olmaz!

Günümüzde imamların pek çoğu yaka mikrofonu kullandığına göre, namazlarımızın sahih (geçerli) olması için üç seçeneğimiz var:
1- Ön saflara yakın bir yerde duralım ve imam “Allahu Ekber” diye tekbir alırken, doğrudan onun kendi sesini duyalım.
2- Safların ortasında ve imamın arkasına yakın bir yerde duralım, imamın elini kaldırıp iftitah tekbirini aldığını, rükû ve secdeye gittiğini görelim.
3- Arka saflarda kaldığımız zaman hoparlördeki tekbir sesine değil, imama yakın olan cemaatin el kaldırıp tekbir almasına bakalım ve onları izleyelim.

Ayrıca namazın dışındaki bir kimsenin duasına Âmin dememiz sakıncalı olduğu gibi imamın hoparlörden gelen “Gayri’l-mağdûbi aleyhim vele’ddâllîn” sesine de Âmin demeyelim.

“Her şeyin beteri vardır” derler ya, doğrudur. Örneğin, kadınların camilerin
alt katlarında ya da cami yanındaki Kur’an kurslarında imamın hoparlördeki sesine uyarak terâvih namazını kılmaları geçerli değildir.
 
M Çevrimdışı

Muhammed furkan

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Bu var her şeye bidat diyen sizler neden bu bidat kabul etmezsiniz. sonradan cıkan her şey bidat değilmi ?


) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Sözlerin en doğrusu Allah’ın Kitabıdır, yolların en hayırlısı Muhammed’in yoludur. İşlerin en şerlisi muhdes olanlardır. Dine sonradan sokulan her şey bid’attır, her bid’at dalalettir ve her dalalet ateştedir.”

Muhdes: Dinden olmayan şeyin din adına çıkarılmasıdır.

Müslim 867, Nesei 3/188

2) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“…Yolun en faziletlisi Muhammed’in yoludur. En kötü iş ise sonradan icat edilenlerdir. Her bid’at dalalettir.”

Buhari İtisam 16

3) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Hakikat şu ki kim benden sonra terk edilmiş bir sünnetimi ihya ederse, onunla amel eden herkesin ecri kadar o kimseye sevap verilir, hem de onların sevabından hiçbir şey eksilmeden. Kim de Allah’ın ve Rasulünün rızasına uygun düşmeyen bir dalalet bid’atı icad ederse onunla amel eden insanların günahları kadar o kimseye günah yükletilir, hem de günahlarından hiç bir şey eskitilmeden.”

Tirmizi, Müslim, Ebu Davud

4) Hakem ibnu’l-Mübarek haber verip dedi ki: Bize Amr bin Yahya haber verip dedi ki; babamı babasından şöyle rivayet ederken duydum: babam dedi ki:

“Sabah namazından önce Abdullah bin Mes’ud (Radiyallahu Anhuma)’ın kapısının önünde oturduk. O çıkınca onunla birlikte mescide yürürdük. Bir gün Ebu Musa el-Eşarî (Radiyallahu Anh) yanımıza geldi ve:

−‘Ebu Abdirrahman şimdiye kadar yanınıza çıktı mı?’ dedi. Biz:

−‘Hayır’ dedik. O da bizimle beraber oturdu. Nihayet Abdullah bin Mes’ud (Radiyallahu Anhuma) çıktı. O çıkınca hep birden ayağa kalktık. Sonra Ebu Musa (Radiyallahu Anh), Abdullah ibni Mes’ud (Radiyallahu Anhuma)’ya şöyle dedi:

−‘Ebu Abdirrahman biraz önce mescidde yadırgadığım bir durum gördüm. Ama yine de Allah’a şükür hayırdan başka bir şey görmüş değilim.’ Abdullah bin Mes’ud (Radiyallahu Anhuma):

−‘O nedir?’ diye sordu. Ebu Musa (Radiyallahu Anh):

−‘Birazdan mescide gidince göreceksin’ dedi ve şöyle devam etti:

−‘Mescidde halkalar halinde oturmuş ellerinde de çakıl taşları olan bir grup ve bu grubun başında bir adam:

−‘Yüz defa Allah-u Ekber deyin’ diyor, onlarda yüz defa Allah-u Ekber diyorlardı. Grubun başında bir adam sonra:

−‘Yüz defa Lailahe İllallah deyin’ diyor, onlarda yüz defa Lailahe İllallah diyorlardı. Yine grubun başında bir adam:

−‘Yüz defa Subhanallah deyin’ diyor onlarda yüz defa Subhanallah diyorlardı.’ Abdullah bin Mes’ud (Radiyallahu Anhuma):

−‘Peki, onlara ne dedin?’ dedi. Ebu Musa (Radiyallahu Anh):

−‘Senin görüşünü bekleyerek veya senin emrini bekleyerek onlara bir şey söylemedim’ dedi. Abdullah bin Mes’ud(Radiyallahu Anhuma):

−‘Onlara kötülüklerini sayıp hesap etmelerini emretseydin ya. İyiliklerinden hiçbir şeyin zayi edilmeyeceğine dair onlara güvence verseydin ya’ dedi. Sonra Abdullah bin Mes’ud (Radiyallahu Anhuma) ile beraber mescide gittik. Nihayet Abdullah bin Mes’ud (Radiyallahu Anhuma) bu halkalardan birine gelip, başlarında durdu ve şöyle dedi:

−‘Bu yaptığınızı nedir?’ Onlar:

−‘Ebu Abdirrahman bu çakıl taşları ile Allah-u Ekber, Lailahe İllallah ve Subhanallah deyişlerimizi sayıyoruz.’ dediler. Bunun üzerine Abdullah bin Mes’ud (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:

−‘Artık kötülüklerinizi sayıp hesap edin! Ben iyiliklerinizden hiçbir şeyin zayi edilmeyeceğine kefilim dedi. Yazıklar olsun size! Ey ümmeti Muhammed ne çabuk helak oldunuz! Nebiniz Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in şu sahabesi içinizde hala bolca bulunmaktadır. İşte onun elbiseleri henüz eskimemiş, kabları henüz kırılmamıştır. Canım elinde olan Allah’a yemin olsun ki sizler kesinlikle Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in dîninden daha doğru yolda olan bir din üzerindesiniz ki bu imkânsızdır veya bir sapıklık kapısı açmaktasınız.’ Onlar:

−‘Vallahi, Ebu Abdirrahman! Biz sadece hayrı elde etmek istedik’ dediler. Abdullah bin Mes’ud (Radiyallahu Anhuma)’da şöyle karşılık verdi:

−‘Hayrı elde etmek isteyen niceleri vardır ki onu hiç elde edemeyeceklerdir.’ Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

-‘Bir topluluk Kur’an’ı okuyacaklar da (bu okuyuşları sadece dilde kalacak), onların köprücük kemiklerinden ileriye geçemeyecek.’

−‘Vallahi bilmiyorum, belki onların çoğu sizdendir.’ Sonra Abdullah bin Mes’ud (Radiyallahu Anhuma) onlardan yüz çevirdi. Amr bin Yahya’nın dedesi Amr bin Selime bundan sonra şöyle dedi:

−Bu halkalardaki insanların genelini en-Nehveran olayında Haricilerin yanında bize karşı vuruşurken gördük.

Darimi 1/23/210
 
Üst Ana Sayfa Alt