Ibn Teymiyye Sohbeti ( ? ) - Ebubekir Sifil Hoca

A Çevrimdışı

asrinsirri

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
ebubekir-sifil.jpg


 
M Çevrimdışı

Muhammed Et-temimi

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Kevseri sapığının Türkiye şubesi bu bidatçi..İbn teymiye(r.h) hakkında görüşleri bellidir...Objektif bakıyorum ayağına çürük akidesinin doğru olduğunu ibm teymiyenin yanlış olduğunu söylemeye getirmiş.
 
Kuteybe Çevrimdışı

Kuteybe

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
ilmi eleştirilere karşı neden bu kadar öfke duyuyorsunuz ki! Birbirimizi sevelim ve merhametli olalım. Alimlere sapık, supuk diye dil uzatmaktan kaçınalım. Küfre karşı haşin , birbirimize karşı merhameti elden bırakmayılm. vesselam.
 
H Çevrimdışı

hido79

Üye
İslam-TR Üyesi
Kevseri sapik elbette, zira o Ebu Hureyre'ye (ra) bunamis diyecek kadar sapik
 
aknczlfkr Çevrimdışı

aknczlfkr

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Selefi-Hanbeli Alim İBNİ KUTEYBE Rahimehullah'ın TE'VİL-ÜL-MUHTELİF-UL-EHADİS adlı Kitabı, HADİS MÜDAAFAASI adıyla Türkçe'ye tercüme edildi basıldı malum;

Orada okuduğumuz, "ALLAH ADEMİ SURETİNDE YARATTI" Hadisi için, (en sondaki Rahman lafzı olmaksızın, Rahman lafzının olduğu nakilleri değil, olmadığı nakilleri esas alarak) "Ademi Adem gibi yarattı" mealinde bir tevil tefsir yapıyor İbni Kuteybe.. Yani burada sohbette bahsettiği tariflerin aşağı yukarısı aynısı.. Ademi adem gibi, kediyi kedi gibi ağacı ağaç gibi.. Gibi bir mana da çıkıyor, ya da; E. Sifil'in bahsettiği alimlerin dediği arka plan bilgisi dahilinde bakılırsa, "O, vurulan adamın suratı gibi", "yani bildik insan suratında yarattı", yani "adamın yüzüne vurursan ademiyet şerefini aşağı alıyorsun, bir ademoğluna bu yapılmamalı" manası çıkıyor. Gayet makuldur..

Şeyhülislam İbni Teymiyye Rahimehullah veya İbni Kayyım Rahimehullah bu hadisler için tam olarak ne diyor bilen varsa paylaşalım inşallah..

Öyle sloganla cevap vermek olmaz. Ayrıca, Ebubekir Sifil beyefendi bir kimsedir, yanına giden soru soranlar olduysa bilirler, görüşümüzü bildiği halde gayet saygılı ve mütevazi bir surete cevap verir.. biz sofiliğinde ve kelama dair görüşlerde elbette muhalifiz, ama önce dediği her şeyi tek tek masaya yatırarak çözümlemek gerekir.. örterek veya istihza ederek değil.. Meseleleri tek tek gerekirse her birine bir bölüm açarak ve seviyeyi koruyarak cevaplamak lazım.. Tabi cevabı da ilim ehline ve eserlere müracaat ederek toplayacağımız bilgileri paylaşarak yapmamız gerekir.. Ya da bu sohbetini alıp bir ilim ehlimize götürüp tamamen ona havale etmeliyiz..
 
H Çevrimdışı

Hüseyin.

Üye
İslam-TR Üyesi
Sifil'in İbnu Teymiyye (r.h.) hakkındaki verdiği kaynaklara ilmî cevap verecek kimse varsa lütfen versin.
Hakikaten İbnu Teymiyye (r.h.) teşbih ve tecsime kaymış mıdır?

videoyu baştan sona kadar izledim, konuşmacının Sifil veya başkası olması önemli değil.
Adam birşeyler söylüyor, kaynak gösteriyor, ilmî cevap veremeyip şahıslar üzerinde durup hakaret edenler nekadar da acizler...

Rabbim sıratı mustakimden ayırmasın!
 
M Çevrimdışı

Muhammed Et-temimi

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Sifil'in İbnu Teymiyye (r.h.) hakkındaki verdiği kaynaklara ilmî cevap verecek kimse varsa lütfen versin.
Hakikaten İbnu Teymiyye (r.h.) teşbih ve tecsime kaymış mıdır?

videoyu baştan sona kadar izledim, konuşmacının Sifil veya başkası olması önemli değil.
Adam birşeyler söylüyor, kaynak gösteriyor, ilmî cevap veremeyip şahıslar üzerinde durup hakaret edenler nekadar da acizler...

Rabbim sıratı mustakimden ayırmasın!

Kevseri Sapığının Türkiye şubesi olan bu sapığa haddinden fazla cevap verildi.Tabi ki bidatçi sapık sapıklığından dönmüyorsa ne yapacaksın...

Şimdi bu videosuna cevap versen ne olacak iman mı edecek ?
Bu sapıklar kevserinin yolundan dönmeyiz diye yemin edenlerdir..Sen neyi anlatacaksın daha..
 
H Çevrimdışı

Hüseyin.

Üye
İslam-TR Üyesi
Kevseri Sapığının Türkiye şubesi olan bu sapığa haddinden fazla cevap verildi.Tabi ki bidatçi sapık sapıklığından dönmüyorsa ne yapacaksın...

Şimdi bu videosuna cevap versen ne olacak iman mı edecek ?
Bu sapıklar kevserinin yolundan dönmeyiz diye yemin edenlerdir..Sen neyi anlatacaksın daha..

kardeş, kim nerde cevap verdi, söyler misin?
 
aknczlfkr Çevrimdışı

aknczlfkr

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Bildiğim kadarıyla Mehmed Emin Akın Hoca'nın Kevseri'ye reddiyeleri var bu bahiste.

Kardeş İbni Teymiyye mücessime müşebbihe değildir. Bazı kitaplarını okuduk, öyle bir şey olması da mümkün değil.

Akıncı, tab etmeye hazırlandığı Birgivi ve Kadızade konulu kitabında yazdığını söyledi:

Hanefi-Maturudi Osmanlı Uleması'nın büyüklerinden ve Birgivi mektebinin ekolünden olan Kadızade Rahimehullah; İbni Teymiyye ile mücessime yi ayırıyor, bir tutmuyor, Vasiyetname-i Birgivi şerhinde bir yerde tenkitte bulunurken; ayrım yapıyor ve "..ZAHİRİYYUN'DAN OLAN iBNİ TEYMİYYE VE TABİLERİ DEDİLER Kİ NAMAZDA KIBLE KABE DUANIN KIBLESİ İSE SEMA'DIR.." diyor..

Yani, Hanefi-Maturudi osmanlı Alimleri; bu sofi hurafatının en sert tenkitçileri olan gerçek Osmanlılar, İbni Teymiyye için Zahiri demişler. Mücessime veya Müşebbihe değil..

Ebubekir Sifil bey ne derse desin, Kadızade Rahimehullah sözü daha bağlayıcı bir zattır. Kaldı ki biz ona da katılmıyoruz, aslolan en saf akide Selef akidesidir, lakin bilginiz olsun diye yazdım; Hanefi Ulema İbni Teymiyye Rahimehullah hakkında mücessime müşebbihe vs dememiştir..

Kaldı ki İbni Teymiyye'nin talebesi olduğu "kesin" olan İbni Kayyım, İbni Kesir, Zehebi gibi alimleri her daim kaynak gösteren ve öven Hanefi Osmanlı Uleması nasıl İbni Teymiyye hazretleri için mücessime der, mücessime kafirdir.. Bu gün her evde ya İbni Kesir tefsiri ya İbni Kayyım'ın Zadül Mead'ı veya İmam Birgivi'nin İbni Kayyım'dan esinlenerek yazdığı Kabir Ziyaretleri adlı eser mevcuttur.. Nasıl olur da bu zatların, hocaların hocası olan İbni Teymiyye için mücessime müşebbihe derler? mücessime ki kafirdir, Şeyhülislam için kafiri bırakın sapık bile denmemiştir.. Bazı şaz bulunan görüşleri sebebiyle olsa gerek ümmet genel olarak İbni Teymiyye hazretlerine biraz mesafeli durmuştur o kadar.. Zaten kitaplıklarda O'nun eserlerinin olmaması ama talebelerinin eserlerinin baş tacı edilmesi başka nasıl açıklanabilir ki?...

Kısacası, Sifil bey Hanefi-Maturudi ekolü temsil etmiyor,aksine, onların sapkın dediği ve bir çok reddiye ve tenkitte bulunduğu Sofi ekolü hususan da Nakşiliği temsil ediyor.. Konuşurken de onlar adına onlar lehine konuşuyor bunu bilelim yeter şimdilik..

Fakat saygısıszlık etmeden ifade etmek gerek bu meseleleri..





devam edecek..
 
aknczlfkr Çevrimdışı

aknczlfkr

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Nasıl ki Ehli Hadis; Maturudi ve Eşarileri ve Zahirileri; İsim ve Sıfat bahsinde "Cehimyye ve Mutezile" gibi görmemiş ama O CİHETTE BİR TEMAYÜLLLERİNİN OLDUĞUNU veya buna benzer ifadelerde bulunmuşlar;

Aynı şekilde, Maturudi ve Eşari Kelam ekolü de Selefileri doğrudan "Mücessime-Müşebbihe" gibi görmemiş, ama O CİHETTE BİR TEMAYÜLLERİNİN VEYA BENZERLİĞİN VEYA ORAYA KAYABİLİRLİĞİNİN OLDUĞUNU veya buna benzer bir şeyle söylemişlerdir..

Bu günde kaynakları iki tarafı da karşılıklı mukayeseli karıştırdığımızda artık bu tablo netleşiyor.. Kimse kimseye doğrudan mücessime veya cehmiyye dememiştir.. Bu denli bir rekabet kavga ve ithamlaşma olmamıştır.. Bu işi Suud ekolü ile Nakşi gruplar ajite edip ümmeti tefrika ve şu Hilafetsiz Devletsiz işgal asrında yersiz yere fitneye sürüklüyorlar..

Ve şu kesindir ki ; Ne Suudi Rejimi Selefi-Hanbeli yolundadır;
ne de Nakşi ve benzeri Sofiler Hanefi-Maturudi veya Şafi-Eşari yoldadırlar..

Ortada bir istismar ve sırtını bir yerlere dayama çabası sözkonusudur..

Soruyorum şimdi; o denli hakimiyyet Tevhidi'ne ve Cihad'a vurgu yapan ve ömrünü bu işte harcamış İbni Teymiyye rahimehullah bu günkü Suudileri görse ne derdi?

Veya; Ömrünü Ehli Sünnet'i hurafattan temizlemeye adamış İmam Birgivi veya İbrahim el Halebi'ler bu Sofileri görse ne derlerdi?..

Hiiç öyle konuşmasınlar güya derin bir çatlak hep varmış gibi, Ehli Sünnet-i Amme çatısı ve mevcut Halife Sultan sancağı altında ümmet her daim tek vücut olmasını bilmiştir..

İsim-Sıfat bahsi, meşhur tevil edip etmeme meselesi dışında hemen her meselede usul birliği vardır.. Şia, İtizal, Havaric ve de Sufiyye ye karşı; Selefi-Maturudi-Eşari her daim bir bütündür, bu bidat ekollerine karşı yazılan reddiyeleri mukayese ettiğimizde İbni Teymiyye ne ise Taftazani nin veya İbni Hacer in de aynı olduğunu görürüz.. Rahmetullahialeyhimecmaiyn.. Alayı da vahdeti vücut ve sair sapkınlıklara keskin bir dille cevap vermişlerdir..

Kısacası, Suudiler Hanbeli-Selefi mezhebi temsil etmediği ne kadar kesinse;
Nakşi-Sufi grupların da Hanefi-Maturdi veya Eşari-Şafi mezhebleri temsil etmediği o denli kesindir..

Burası lazım bize.. Burasını iyi idrak eden hiç bir fitneye düşmez biiznillah..

Cevap burada saklıdır.. Çözüm burayı iyi kavramaktadır..
 
aknczlfkr Çevrimdışı

aknczlfkr

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Hanefi-Maturudi Osmanlı Alimi İbni Abidin Siyaset ve Tazir Yoluyla Katl başlığı altında şunu yazar;

"..TA'ZİR KATL İLE DE OLABİLİR. İBNİ TEYMİYYE'NİN ES-SARİMUL MESLUL ADLI ESERİNDE GÖRDÜM, DİYOR Kİ; HANEFİ HUKUKÇULARINA GÖRE LİVATA, ALET-İ CARİHA DIŞINDA ADAM ÖLDÜRME VE BENZERİ SUÇLAR TEKERRÜR ETTİĞİNDE İMAM YANİ ULUL EMİR SUÇLUYU KATLEDEBİLİR.."

Şimdi; Sayın Sifil'e soruyoruz Alleme İbni Abidin Rahimehullah Şeyhülislam İbni Teymiyye Rahimehullah'dan alıntı yapıyor. Bir Mücessime zındıktan mı haşa alıntı yapıyor bu ulema?

Ya da İmam Birgivi Rahimehullah, haşa mücessime zındık olan İbni Teymiyye Rahimehullah'ın talebesi olduğunu gayet net bir şekilde bildiği Alleme İbni Kayyım Rahimehullah'dan alıntılar yapıyor ve övgüyle bahsediyor acaba neden?

Veya; Kadızade Ahmed Bin Emin Rahimehullah Birgivi şerhinde İbni Teymiyye Rahimehullah'a Zahiri deyip mücessime ve müşebbihe ile bir tutmuyor acaba neden?

Veya, Ümmet bunca tarih boyunca; Şeyhülislam'ın talebesi olduğunu bildikleri İbni Kayyım'ları, İbni Kesir'leri, Zehebi'leri neden acaba baş tacı etmişlerdir? Madem İbni Teymiyye haşa Mücessime bir zındıktır? ? ?

Bunlar göstermektedir ki; Sifil ve benzer düşüncedeki akidedeki mütefekkirler -alim değil- Hanefi Maturudi ekolü temsil etmiyorlar..

Sadece Sufi ve Nakşi ekolü temsil ediyorlar.. Görüşleri onların görüşüdür..

Hanefi-Maturudi ve Şafi-Eşari ekoller ise, aksine değil İbni Teymiyye ve sair Selefi-Hanbeli Ulemaya haşa mücessime demek, asıl sufizmin batıllarını deşifre ediyor ve tekfir ediyorlar.. Büyük büyük Hanefi alimlerinin eserlerine bakarsak orada tüm fetava ve akaid kitaplarında ERVAHI MEŞAYIH HAZIRADUR, BİLÜRLER DİSE KAFİR OLUR gibi klişelerin vazgeçilmez oldugunu görürüz.. Yine, ŞEYHİ OLMAYANIN ŞEYHİ ŞEYTANDIR DİYENİN KAFİR OLACAĞINI da yazan Osmanlı Hanefi ulemayı yakında selefi bir tarihçi olan akıncı yeniden şerh ederek yayınlayacak inşaallah. Bu çalışmalarda sufilerin epey başı ağrıyacak :)

Vahdeti Vücutu da M Arabiyi de tekfir eden Halebi'ler, Ervahı Meşayıh Hazırdır diye inananın küfre düştüğünü diyen Birgivi'ler, Raks Sema Devran vs zırvalıkların batıllığına dair fetvalar veren Ebu Suud'lar, Kadızade'ler, Ali Kari'ler vs Hanefi Ulema açıkça bu meselelerde Selefi-Hanbeliler ne derse aynını hatta BAZEN DAHA DA SERT VE KESKİN İFADELERLE VE TEKFİR EDEREK beyan ediyorlar..

Yani, kimse Sifil bey, Mahmut Usta, Topbaş vs sufilerin HANEFİLERİ TEMSİL ETTİĞİNİ sanmasın vesselam...

Onlar sadece SUFİZMİ ve de hususan da RABITACI HALİDİLİĞİ temsil ediyorlar o kadar...

Ve savundukları görüşler İbni Hacer, Nevevi, Kurtubi, Serahsi, Birgivi, Ebu Suud, Halebi, Şatıbi, İbni Hazm, İzz Bin Abdusselam, İbni Teymiyye, İbni Kayyım, İbni Abidin vs tüm EŞARİ, MATURUDİ, ZAHİRİ, SELEFİ yani EHLİ SÜNNET-İ AMME nin icmasıyla bidat ve batıl şeylerdir.. Bahsettikleri istigase gavs vahdet himmet medet imdat cifr ebcet vs meselelerde tüm Ümmet İcma etmiş batıl diye.. Ama yazık ki cahliz, sanıyoruz ki hanefi veya şafii ekol de böyle.. Oysa Maturudi veya Eşari versiyonuyla dahi hiç bir Sünni mezheb uleması, ciddi ve kebir ulema yani; bu batılları tasvip etmemiştir.. Bize düşen sufilerin bindiğini sandıkları dalı silkelemek.. Evet biz Ehli Sünnet-i Hasse yani Ehli Hadis'iz. Lakin bu meselelerde tüm Sünniler bir bütündür, sadece bizi yalnızlaştırmak "bir kaç selefi görüşü" demek isteyen bu bidatçilere aslında kimlerin yalnız oldugunu göstereceğiz.. Kimler kebir ulemanın İbni Hacer, Nevevi, Kurtubi, Serahsi, Birgivi, Ebu Suud, Halebi, Şatıbi, İbni Hazm, İzz Bin Abdusselam, İbni Teymiyye, İbni Kayyım, İbni Abidin, Şevkani, Süyuti, Gazali, Ali Kari vs nin yolunda kimler dipte köşede kalmış bir iki Acluni, Nablusi vs alimi de bayraklaştırarak diğer Zındık sufi şeyhlerinin küfürlerini kaynaştırıp- meşrulaştırmaya çalışmakta bunu ortaya koyacağız..
 
muhammet87 Çevrimdışı

muhammet87

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
(Ehli Hadis düşmanı el-Kevseri’nin gerçek yüzü hakkında küçük bir uyarı)

Dini Islah Davasında Bir Din Tahripçisi

Bismillahirrahmanirrahim

BİR MÜRCİ/CEHMİ BOZUNTUSU : ZAHİD EL KEVSERİ

Muhammed Zahid Kevseri isimli zındığın türkçeye terceme edilmiş eseri olmasa da, ehli sünnete aykırı, bozuk akidesi, eserlerinin içeriği başta Ebu Bekir Sefil olmak üzere çeşitli mukallidleri tarafından takdim edilmektedir. Maalesef sahabelerin Kuran ve Sünnet hakkındaki menheclerini bilmeyen taklitçiler, kendisini ehli sünnettenmiş gibi maskeleyen bu zındığın fitnesine düçar olmakta, sinsice kurulmuş tuzaklarını fark etmemektedirler.

Ebu Ahmed Abdurrahman kardeşimizin Kevseri’ye reddiye hazırlamakla meşgul olduğundan haberdar olunca, kendisinden bu konuda bazı notlarını göndermesini, sitemde yayınlamak üzere rica ettim. Onun çalışması şuan bitmemiş halde olup devam etmektedir. Mezkur çalışması için derlediği bazı notlarını bana gönderdi ve ben de şimdi yayınlıyorum. Allah Ebu Ahmed’e hayırlı karşılıklar versin, faydalı eserlerinde muvaffakiyet versin ve çalışmasını müslümanlara bereketli kılsın.

KEVSERİ’NİN EBU HANİFE İLE BİR İLGİSİ VAR MI?

Ebu Hanife'nin adını kullanıp, onunla alakası olmayanlara;

Bugün kendilerini imam ebu hanife'ye nisbet edenler, biz Ebu Hanife’ye uyuyoruz diyenler, aslında sadece onun adını kullanıyorlar ve onunla hiç alakaları yoktur. Bugün hanefi olanlar aslında Muhammed Zahid el-Kevseri'nin mezhebine uyuyorlar. Maturidilik mezhebi tarih boyunca dört merhale geçirmistir. Son merhalenin basinda ise Muhammed Zahid el-Kevseri vardir. Kevseri, son merhalenin en önemli sahsiyetidir. bugün Hanefi-Maturidi veya Eş'ari-Şafii olup kevseri'den etkilenmeyen, ondan beslenmeyen hiçbir kimse yoktur. ama bunu hanefilerin avam tabakası bilmez, bunu sadece ilimle ugraşanları bilir. bugun hanefiyiz diyenler aslında kevseri'nin mezhebine mensubdurlar, ama Ebu Hanife'nin, imam Şafii'nin adını kullanırlar.

Oysa Kevseri, Ebu Hanife'nin ve Şafii'nin tam zıttıdır. hem akidede, hem mezhebde hem de meşrebde...Kevseri, sahabelere hakaret eden, selef imamlarına sapık diyen, sahih buhari'de ve sahih muslim’deki bir çok sahih hadisi inkar eden, imam ahmed'e dil uzatan, cehmiyye mezhebinin kurucularını mudafaa eden, sapık birisidir.

Bugün Türkiye’de ve hatta bütün dünyada, imam ebu hanefi'ye uyduklarını iddia edenler, hanefi mezhebi mensubları, akidede ise ebu mansur el-maturidinin mezhebine uyarlar. maturidilik mezhebi ise tarih boyunca dört merhale geçirmistir. son merhalenin başında muhammed zahid el-kevseri vardır. bugün akidede maturidi olanlar, hatta şafii olup, akidede eş'ari olanlar, zahid el-kevseri'den mutlaka istifade etmiş, ondan beslenmişlerdir. yani günümüzde, hanefi ve safii olduğunu iddia edenler, aslında, muhammed zahid el-kevseri'nin mezhebine, görüşlerine uymaktadırlar, ebu hanife'nin ve şafii'nin adları kullanılmaktadır sadece. Çünkü kevseri, ebu hanife'nin, şafii'nin ve diğer selef imamlarının yolundan ayrılmış birisidir. kevseri'nin birçok görüşleri, ebu hanife'nin ve diger selef imamlarinin görüşlerine tamamen zıttır. Ebu hanife ve ebu mansur el-maturidi tarikat ehli olmamalarına rağmen, kevseri, tasavvufun sapık görüşlerini de hanefi-maturidiliğe sokmuştur.

SAHABEYE, ÜMMETİN SELEFİNE HAKARETLER SAVURAN KEVSERİ !!!

el-kevseri, peygamber sav'in sahabelerine dil uzatan hakaret eden birisidir; buyuk sahabi enes ibni malik(ra)'a “bunak” diyor. buyuk sahabi enes'in fıkıh bilmediğini, fakih olmadığını iddia ediyor (et-Te'nib,s.117; et-Terhib, s.332)

Peygamber sav, medine'ye hicret ettiğinde, Enes ra. on yaşındaydı. annesi elinden tutup onu peygamber sav'e getirdi. onun hizmetine onu verdi. enes gece gündüz tam on yıl peygambere hizmet etti. ona (sav) en yakın ve en büyük sahaberlerden biriydi. eğer Enes fakih değilse daha fakih olan bir kimse yok yeryüzünde! peygamber sav., enes'in bereketine dua etti. herkesin bahcesi yılda bir kere ürün verirdi, enes’in bahçesi iki kere. herkesin hanımı yılda bir kere doğum yapardı, enes'in hanımları yılda iki kere. kuraklık zamanı bir bulut gelir yalnızca enes'in bahçesini sulardı. taun salgını geldiğinde enes, kendi eliyle 120 tane evladını defnetti. bayram namazına yetişemezse, enes, bayram namazını kendi çocukları ile kılardı, yani Allah ona o kadar bereket bolluk vermişti, hem dinde hem de dunyalıkda. enes, en çok hadis rivayet eden sahabelerdendir. en alim ve en fakih olan sahabelerdendir. bütün ümmet bunda ittifak etmistir. oysa Kevseri kalkmış enes'e “bunak” diyor. “fakih değildi” diyor. selef imamlari da der ki; eğer sahabelere dil uzatan birini görürseniz bilin ki, o, bid'at ehlidir, sapıktır. Allah rasulu de sahabelere dil uzatanlara la'net ediyor,(sav.)

kevseri, büyük sahabi, Mu'aviye ibni ebi'l Hakem (ra) da dil uzatır, o'na hakaret eder. bu sahabi için, o'nun fakih olmadığını söyler, o'nun namazda konuşacak kadar (cahil) olduğunu(!) söyler, belasını bulmuş biriydi, kafayı yemiş, hadisleri ma'na ile rivayet ederdi, der (ta'likat, s.421; tebdid ez-zalam, s.94; makalat, s.349).

bütün bunları onun rivayet ettiği muslim hadisini inkar etmek için yapar. Çünkü Mu'aviye ibni ebi'l hakem, muslim'de gelen cariye hadisinin sahibidir. bu hadiste, cariye, Allah'ın gökte olduğunu söyler ve Allah rasulu sav onu tasdik eder. o cariye icin "bu, mu'minedir" der. (sahih muslim, kitab'ul mesacid)biz kuranı, kuranın anlayışını, hadisleri, hadislerin anlayışını, dini, sahabelerden aldık. sahabelere dil uzatıp, onların dokunulmazlığına dokunanlar, dini yıkmak isteyen zındıklardır.bugün hanefi-maturidi-sofi olanların, ibni teymiye'ye ve ibni kayyim'a kafir demeleri de, kevseri'nin papağanlığını yapmalarından dolayıdır. Kevseri'nin, ibni teymiye'ye kafir demesi, sahabelere dil uzatması cürmünün yanında nedir ki?!!!

KEVSERİ HADİSÇİLERİ DÜŞMAN BELLEDİ, SAHABEYİ FIKIHTAN ANLAMAMAKLA İTHAM ETTİ.

el-kevseri, ebu hureyre gibi, enes gibi bazı büyük sahabelerden hadis almaz. onların fakih olmadığı, sadece muhaddis olduğu gerekçesi ile (et-te'nib, s.223). oysa bu usul, dinde büyük bir çatlak meydana getirir. fakih değil diye bazı hadisleri redd ederseniz, sizin dininiz eksik kalır. ondan sonra bu eksikliği gidermek için içtihad eder kıyas yaparsınız sonra da sünnete ters düşersiniz, sonra da size sahih hadis getirirler, mezhebe uymuyor diye redd edersiniz. boylece dinde olmayan yeni hükümler doğar.

imam ebu hanife rh der ki; eger bir hadis sahihse, benim mezhebim işte o'dur

DECCAL KEVSERİ SELEF İMAMLARINI MÜCESSİME OlMAKLA SUÇLADI

el-kevseri, selef imamlarına ve onların kitaplarına da dil uzatır, onları sapık olmak, mücessime olmakla suçlar. bunlardan bazıları şunlardır;

1-imam ahmed'in oğlu abdullah, babasına sorular sorar, bu soruları ve aldığı cevapları bir kitapta toplar. bu kitabın adı "es-Sunne"dir. bu kitab, akide ve menhecde, ehli sunnetin temel kaynaklarındandır. kevseri, bu kitabın, sapıklığın, mucessime'nin ve muşebbihe'nin kitabı olduğunu söyler. bu kitapta yazılanların, putçuluğun satırları olduğunu söyler. (makalat, s.320, 324, 301, 307, 325, 329, 332, 338)

2-yine el-kevseri, buyuk imam ibni huzeyme'nin, "et-tevhid" adlı kitabına dil uzatır. oysa bu kitap da ehli sünnetin akide ve tevhidde en büyük kaynak kitaplarındandır. hep hadislerle yazılmıştır. kevseri, bu kitabın, tevhid kitabı değil, bilakis şirk-Allah'a ortak koşmanın kitabı olduğunu soyler. bu kitabda yazılanların, putçuluğun görüşleri olduğunu söyler. (makalat, s.330) ve kevseri, kelamcı-felsefeci Razi'nin bu kitab için, şirk'in kitabı, dediğini nakleder. (et-te'nib, s.108). kevseri, ibni huzeyme'yicahil olmakla suçlar, bu cehaleti ile böyle bir kitab yazmaması gerektiğini söyler. (ta'likat, s.267)

kevseri, selefin büyük imamlarından olan, abdurrahman ibni ebi hatim er-razi'ye de dil uzatır. ibni ebi hatim'in, cehmiyye mezhebini ve sapık görüşlerini redd etmek için yazdığı kitabı (er-redd ala'l-cehmiyye), akılsızca yazdığını, ibn ebi hatim'in aklının bu konulara ermediğini, söyler. (ta'likat, s.269)

yine kevseri, büyük imam muhaddis ibn ebi şeybe'yi, "el-arş" adlı kitabından dolayı, yalancı-kezzab, olmakla suçlar. (et-te'nib, s.110)

KEVSERİ EHLİ SÜNNET DÜŞMANI CEHMİYYE FIRKASININ KURUCULARINI ÖVE ÖVE BİTİREMİYOR

kevseri, selef imamlarına, ehli sünnetin büyüklerine böyle hücum ederken, diğer yandan da, sapik cehmiyye mezhebinin kurucuları olan, ca'd ibni dirhem ve cehm ibni safvan'ı över ve müdafaa eder ve onların hakkıyla anlaşılamadığını söyler. (bir iftiracının yalanını beyan adlı eserinin mukaddimesinde, s.12; et-te'nib, s.91)

muhammed zahid el-kevseri'ye reddiye olarak yazılmış, tek kitap olarak yazılmış kitablar, risaleler var. ayrıca bazı internet sitelerinde de ilim ehli olan insanların hazırladıkları çeşitli yazılar vardır. ama bildiğim kadarıyla bunların hiç biri türkceye tercüme edilmiş değildir. arabcadır. ayrıca el-kevseri'nin eserleri de arabca olup türkceye tercüme edilmediğini biliyorum. el-mu'allimi'nin, "et-tenkil" isimli eseri bu konuda en onemli eserlerdendir. Dr. muhammed ibni abdurrahman el-humeyyis'in, "kevseri'nin selef akidesine muhalefeti" isimli eseri önemlidir. el-gumari ise kevseri'nin kitablarındaki çelişkili-birbirine tam zıt olan ifadeleri karşılaştırmıştır. bir kitabında söylediklerini başka kitablarında zıttını söylemiş. bu eserin adı da, "bir iftiracinin telbisini beyan yada kevseri'nin kevseri'ye reddiyyesi"dir. bunların hiçbiri turkceye tercume edilmedi biliyorum. ayrica bazı alimlerin, kaset olarak yapmış oldukları reddiyyeler de vardır. arabçadır.

NEKROFİLİST RUH HALİ İLE ETRAFA SALDIRAN BİR MEZARPEREST

1-el-kevseri,kabirlerin üzerine mescid yapmanın caiz olduğunu söyler. (makalat, s.156-157)

2-el-kevseri, kabirlere, mum yakmanın , kandil koymanın caiz olduğunu söyler. (makalat, s.158)

3-el-kevseri, bir kabrin üzerine yapılmış olan mescidde, namaz kılmanın caiz olduğunu söyler. (makalat, s.156-157)

4-el-kevseri, salih kişilerin ruhlarından isti'ane, istimdad, yardım dileme, sığınmanın caiz olduğunu söyler. (makalat, s.358; tebdid ez-zalam, s.162)

5-salih kişilerin ruhlarının kainatta mutlak tasarruf sahibi olduğunu, kainatı idare ettiklerini söyler. (tebdid ez-zalam, s.61 ve 382)

6-evliyaların kabirlerini ziyaret etmenin, ziyaret edenlere feyiz kaynağı olacağını söyler. (makalat, s.386; tebdid ez-zalam, s.162)

7-salihler vefat edip, ruhları bedenden ayrıldığında, artık gaybi bilirler, herşeyi bilirler, örtü onlardan kalkar. (makalat, s,383)

8-peygamber sav'e, bela anında ona sığınmak, ondan yardım istemek caizdir ve onun zatı ile tevessül caizdir der. (makalat, s.389-391)

9-vahdeti vucudcu olan ibni arabi'yi ve ibni farid'i mudafaa eder savunur. (makalat, s.340-341; munye isimli kitabin mukaddimesi, s.7)

zahid el-kevseri olmeden once tevbe etmedi. etmis olsa bile ne fark eder. tevbe etmiş olsa kendine. ama açmış olduğu bu bid'at yolunda onu takip edenler çoktur. bugun hanefi veya şafii olduğunu iddia edip, aslında imam ebu hanife ve imam safii ile hiçbir alakası olmayan ne kadar muteassıb mezheb ehli varsa hepsi el-kevseri'nin izindedir. ibni teymiyye'yi ve ibni kayyim'i kafirlikle suçlamaları da oradan geliyor. kevseri mezhebinde oldukları, o'nun taklitçileri olduklarından dolayıdır.

(alıntı)
 
Üst