Tüm dünya medyası IŞİD’in kendilerini kesmesinden korkan Yezidiler’in Sincar Dağına kaçmasını gündem ediyor. Yezidilere günlerdir gökyüzünden havadan yiyecek ve su atılıyor. IŞİD’den kaçan Hristiyanlar da Erbil’e ulaştı. Papa dâhil onların canlarını kurtarmak için seferberlik çağrısı yaptı. Önce Amerika, şimdi de Fransa IŞİD’e karşı Barzani’ye silah yardımı yapacaklarını açıklıyor. Yezidiler ve Hristiyanlar için tüm dindaşları seferber!
Irak ve Suriye’deki Şia zaten İran ve Rusya koruması altında. Onlar da rahat, topluca bir katliam korkusundan uzaklar, Suriye ve Irak’ta kaybettikleri toprakları almak için ilerliyorlar.
Peki ya Ehli Sünnet? Peki ya Suriye’nin ve Irak’ın Sünni halkı ne durumda? Suriye’de ve Irak’ta Şii’ler tarafından katlediliyor, işkence görüyor, hapsediliyorlardı. Artık yeter deyip kıyama kalktılar. Ve Suriye’de Esad’la, Irak’ta Maliki rejimiyle ölüm kalım savaşına tutuştular. Dinleri için, namusları için, izzetleri için ve vatanları için savaştılar. Hizbullah’a, İran’a, Rusya’ya karşı…
Tüm bunlar yetmezmiş gibi şimdi de “halifeleri” tarafından mürted ilan edilip katlediliyorlar. Bu katliamda taraf olmayan cemaatler, mahşer günü Allah’a nasıl hesap vereceksiniz? Bu katliama susan âlimler, mahşer günü mazlumlardan nasıl özür dileyeceksiniz?
Amerika IŞİD’i birkaç gündür vuruyor diye Küresel Cihad Hareketini ve âlimlerini sessiz kalmayla itham edenler, bilsinler ki bu hareket Amerika’yı baş düşman ve baş hedef ilan etmiş, ona tarihindeki en ağır darbeyi vurmuştur. Ancak aynı günlerde Irak’ta ve Suriye’de katledilen mücahidlerin hakkı ve hesabı ne olacak?
Dr. Hani Sıbai diyor ki:
”Bağdadi Hilafeti’nin destekçileri beni Amerika’nın kendilerini vurmasına sevinmekle suçladılar. Buna ancak münafıklar sevinir. Ancak bu, mücahidleri boğazlayan hilafeti temize çıkarmak değildir.”
Evet bizler Amerika’nın sizleri vurmasına sevinmiyoruz. Peki ya sizler IŞİD’in birkaç gündür Halep ve çevresinde Suriye muhaliflerine baskın yapmasına, onlarca mücahidi katletmesine ve esir aldıklarının kafalarını kesmesine seviniyor musunuz? Bize bunun cevabını verin öncelikle!
4 aydır IŞİD petrol bölgesi olan Deyr Zor eyaletini Nusra ve İslami Cephe’nin elinden almak için saldırıyordu. Musul’dan ele geçirdiği silahların yardımıyla bunu başardılar. Daha doğrusu sizin gücünüzden ve acımasızlığınızdan korkan Deyr Zor aşiretlerinin saf değiştirmesiyle IŞİD ele geçirdi. Peki sonra ne oldu? IŞİD hilafet ilan edince bu aşiretleri biat etmeye zorladı. Biat etmeyenlerden bazılarını öldürmesi üzerine aşiretler ayaklandı ve IŞİD’den bazılarını öldürdüler. Bunun üzerine IŞİD’in 3. ismi Ebu Eymen el Iraki “Artık tevbe etseler de ÖSO asla affedilmeyecek” dedi.
Affedilmeyecekler derken? Bu cümlenin pratiği IŞİD’in yayınladığı video ile anlaşıldı. 3 yıldır Esad’a karşı kahramanca çarpışan Deyr Zor’un Ehli Sünnet evlatları birer birer kafası kesildi! Kör bıçakla kestiler Hz. Yahya’ya yapıldığı gibi… Kahkaha atarak kestiler son sözünde la ilahe illallah diye haykıran sakallı gençleri! Kestikleri her kelleyi bir sonraki kesecekleri mücahide gösterdiler gülerek! Bu anlattıklarımız bir korku filminden bir sahne değil, IŞİD’in “gururla” yayınladığı yaptığı katliamın videosu:
Nusra Başkadısı Sami Ureydi bunun üzerine twitter’da şunu dedi: “Irak mücahidlerine ilk kucak açan Deyr Zor aşiretlerinin mükâfatı öldürülmek oldu.”
Sizin dininiz bunu mu emrediyor? Türkiyeli esir tır şoförlerini “Sünni” diyerek serbest bıraktınız, ama “halifenize” biat etmediklerinden dolayı Deyr Zor’daki Sünnilerin kellesini kesip youtube’da anaları izlesin diye yayınladınız! Bu tır şoförleri biat mı ettiler de serbest bırakıldılar!
Suriye muhalifleri son bir ayda IŞİD’in Irak’ta ilerlemesi üzerine IŞİD ile kendi arasına tampo bölge çekmişti. Yani IŞİD ile savaşmak istemiyoruz mesajıydı bu. IŞİD bir yandan Maliki ile, bir yandan Esad ile, bir yandan Barzani ve PKK ile savaşıyordu. Bunca düşmanı ve cephesi varken Suriye muhaliflerine neden saldırması zerre kadar mantıklı değildi. Ama yaptı! Son iki üç günde Esad’a yoğunlaşan Suriye muhaliflerine baskınlar yaptı ve birçok bölgeyi Müslümanların kanlarını dökerek ele geçirdi. Bununla da yetinmeyin Suriye’nin Halep kentinde Esed rejim güçlerine büyük darbe vuran Sukuruş Şam grubunun Şer’i kadısı olan Ebu Abdül Semi’nin boğazını keserek katletti.
Deyr Zor’u IŞİD çok istedi. Hem petrol vardı hem de IŞİD’in Irak ve Suriye topraklarının ortasındaydı. Orayı alınca artık İslami Cephe ve Nusret Cephesi’nin yakasını bırakır diye umut edenler! İşte şimdi de Halep’in kuzey kırsalındaki Dabık, Aktarin, Kuz, Barah, Aziziye beldelerini işgal ettiler. Şimdi burada kendilerine biat etmeyenleri muhalifleri, Deyr Zor’daki gibi kafa kesme seansları beklemediğini kim söyleyebilir?
Elinizde Müslüman kanı varken, dilinizde Müslümanları tekfir etme dururken kimse size biat etmeyecektir! Bu yapılan katliama sessiz kalanlar, bu katliamlara tavır koymayanlar bilsinler ki önce vicdan mahkemenizde yargılanacaksınız sonra da Allah’ın mahkemesinde! Muhammed (sav) bizlere birbirimizin kellesini sırıtarak kesip sokaklarda dolaştırma diye bir sünnet bırakmadı! Eğer bugün “halifelik” adı altında birileri bunu yapıyorsa buna dur diyecek tek güç Tanzimu’l Kaide’dir. Bunu yapacak iman ve kudret, Nusret Cephesi’nin mücahidlerinde mevcuttur. Nusra’nın aslanları şimdiye kadar IŞİD’e karşı saldırı yapmadı, daima olan yerlerini mevzilerini korudu. Ama artık Halep saldırı altındadır. Bıçak kemiğe, can boğaza dayandı. Kalem ve kılıç bunlara karşı çekilmezse, yarınlar bugünlerden daha karanlık olacaktır. Tüm erdem sahibi tevhid erlerini Nusra’yla omuz omuza durmaya, safları sıklaştırmaya davet ediyorum. Ya harekete geçin, ya sıranızı bekleyin!
Ümmeti İslam
Irak ve Suriye’deki Şia zaten İran ve Rusya koruması altında. Onlar da rahat, topluca bir katliam korkusundan uzaklar, Suriye ve Irak’ta kaybettikleri toprakları almak için ilerliyorlar.
Peki ya Ehli Sünnet? Peki ya Suriye’nin ve Irak’ın Sünni halkı ne durumda? Suriye’de ve Irak’ta Şii’ler tarafından katlediliyor, işkence görüyor, hapsediliyorlardı. Artık yeter deyip kıyama kalktılar. Ve Suriye’de Esad’la, Irak’ta Maliki rejimiyle ölüm kalım savaşına tutuştular. Dinleri için, namusları için, izzetleri için ve vatanları için savaştılar. Hizbullah’a, İran’a, Rusya’ya karşı…
Tüm bunlar yetmezmiş gibi şimdi de “halifeleri” tarafından mürted ilan edilip katlediliyorlar. Bu katliamda taraf olmayan cemaatler, mahşer günü Allah’a nasıl hesap vereceksiniz? Bu katliama susan âlimler, mahşer günü mazlumlardan nasıl özür dileyeceksiniz?
Amerika IŞİD’i birkaç gündür vuruyor diye Küresel Cihad Hareketini ve âlimlerini sessiz kalmayla itham edenler, bilsinler ki bu hareket Amerika’yı baş düşman ve baş hedef ilan etmiş, ona tarihindeki en ağır darbeyi vurmuştur. Ancak aynı günlerde Irak’ta ve Suriye’de katledilen mücahidlerin hakkı ve hesabı ne olacak?
Dr. Hani Sıbai diyor ki:
”Bağdadi Hilafeti’nin destekçileri beni Amerika’nın kendilerini vurmasına sevinmekle suçladılar. Buna ancak münafıklar sevinir. Ancak bu, mücahidleri boğazlayan hilafeti temize çıkarmak değildir.”
Evet bizler Amerika’nın sizleri vurmasına sevinmiyoruz. Peki ya sizler IŞİD’in birkaç gündür Halep ve çevresinde Suriye muhaliflerine baskın yapmasına, onlarca mücahidi katletmesine ve esir aldıklarının kafalarını kesmesine seviniyor musunuz? Bize bunun cevabını verin öncelikle!
4 aydır IŞİD petrol bölgesi olan Deyr Zor eyaletini Nusra ve İslami Cephe’nin elinden almak için saldırıyordu. Musul’dan ele geçirdiği silahların yardımıyla bunu başardılar. Daha doğrusu sizin gücünüzden ve acımasızlığınızdan korkan Deyr Zor aşiretlerinin saf değiştirmesiyle IŞİD ele geçirdi. Peki sonra ne oldu? IŞİD hilafet ilan edince bu aşiretleri biat etmeye zorladı. Biat etmeyenlerden bazılarını öldürmesi üzerine aşiretler ayaklandı ve IŞİD’den bazılarını öldürdüler. Bunun üzerine IŞİD’in 3. ismi Ebu Eymen el Iraki “Artık tevbe etseler de ÖSO asla affedilmeyecek” dedi.
Affedilmeyecekler derken? Bu cümlenin pratiği IŞİD’in yayınladığı video ile anlaşıldı. 3 yıldır Esad’a karşı kahramanca çarpışan Deyr Zor’un Ehli Sünnet evlatları birer birer kafası kesildi! Kör bıçakla kestiler Hz. Yahya’ya yapıldığı gibi… Kahkaha atarak kestiler son sözünde la ilahe illallah diye haykıran sakallı gençleri! Kestikleri her kelleyi bir sonraki kesecekleri mücahide gösterdiler gülerek! Bu anlattıklarımız bir korku filminden bir sahne değil, IŞİD’in “gururla” yayınladığı yaptığı katliamın videosu:
Nusra Başkadısı Sami Ureydi bunun üzerine twitter’da şunu dedi: “Irak mücahidlerine ilk kucak açan Deyr Zor aşiretlerinin mükâfatı öldürülmek oldu.”
Sizin dininiz bunu mu emrediyor? Türkiyeli esir tır şoförlerini “Sünni” diyerek serbest bıraktınız, ama “halifenize” biat etmediklerinden dolayı Deyr Zor’daki Sünnilerin kellesini kesip youtube’da anaları izlesin diye yayınladınız! Bu tır şoförleri biat mı ettiler de serbest bırakıldılar!
Suriye muhalifleri son bir ayda IŞİD’in Irak’ta ilerlemesi üzerine IŞİD ile kendi arasına tampo bölge çekmişti. Yani IŞİD ile savaşmak istemiyoruz mesajıydı bu. IŞİD bir yandan Maliki ile, bir yandan Esad ile, bir yandan Barzani ve PKK ile savaşıyordu. Bunca düşmanı ve cephesi varken Suriye muhaliflerine neden saldırması zerre kadar mantıklı değildi. Ama yaptı! Son iki üç günde Esad’a yoğunlaşan Suriye muhaliflerine baskınlar yaptı ve birçok bölgeyi Müslümanların kanlarını dökerek ele geçirdi. Bununla da yetinmeyin Suriye’nin Halep kentinde Esed rejim güçlerine büyük darbe vuran Sukuruş Şam grubunun Şer’i kadısı olan Ebu Abdül Semi’nin boğazını keserek katletti.
Deyr Zor’u IŞİD çok istedi. Hem petrol vardı hem de IŞİD’in Irak ve Suriye topraklarının ortasındaydı. Orayı alınca artık İslami Cephe ve Nusret Cephesi’nin yakasını bırakır diye umut edenler! İşte şimdi de Halep’in kuzey kırsalındaki Dabık, Aktarin, Kuz, Barah, Aziziye beldelerini işgal ettiler. Şimdi burada kendilerine biat etmeyenleri muhalifleri, Deyr Zor’daki gibi kafa kesme seansları beklemediğini kim söyleyebilir?
Elinizde Müslüman kanı varken, dilinizde Müslümanları tekfir etme dururken kimse size biat etmeyecektir! Bu yapılan katliama sessiz kalanlar, bu katliamlara tavır koymayanlar bilsinler ki önce vicdan mahkemenizde yargılanacaksınız sonra da Allah’ın mahkemesinde! Muhammed (sav) bizlere birbirimizin kellesini sırıtarak kesip sokaklarda dolaştırma diye bir sünnet bırakmadı! Eğer bugün “halifelik” adı altında birileri bunu yapıyorsa buna dur diyecek tek güç Tanzimu’l Kaide’dir. Bunu yapacak iman ve kudret, Nusret Cephesi’nin mücahidlerinde mevcuttur. Nusra’nın aslanları şimdiye kadar IŞİD’e karşı saldırı yapmadı, daima olan yerlerini mevzilerini korudu. Ama artık Halep saldırı altındadır. Bıçak kemiğe, can boğaza dayandı. Kalem ve kılıç bunlara karşı çekilmezse, yarınlar bugünlerden daha karanlık olacaktır. Tüm erdem sahibi tevhid erlerini Nusra’yla omuz omuza durmaya, safları sıklaştırmaya davet ediyorum. Ya harekete geçin, ya sıranızı bekleyin!
Ümmeti İslam
Moderatör tarafında düzenlendi: