DÜNYA İSLAM KONFERANSI Los Angeles – 1997
ŞEYH AHMET KUFTARU
SURİYE BAŞMÜFTÜSÜ
Bismillahirahmanirrahim
Hamd Alemlerin Rabbı olan ALLAHa, Salat ve selam gönderdiği peygamberlerinin ve onun etbaının üzerine olsun.
Giriş:
İslam tevhit dinidir. ALLAH bir, Din bir ve hedef birdir. “Hakikaten bir tek ümmet olarak sizin ümmetinizdir. Bende sizin Rabbinizim. Öyleyse bana kuluk edin.”İslam; fertler arası farklılıkları kaldırıp tek vüvut haline gelmeyi hedeflemiştir. Bu birliktelikte başarıya ulaşılması için fertlerin kardeş olduğunu bildirmiş. Dil, millet ve kültürel anlamda varolabilecek hertürlü husumeti ortadan kaldırmayı hedeflemiştir.
İslam yaptığı birlik çağrısını ne etnik kökene ne ekonomik koşullara nede coğrafi duruma göre değerlendirerek ele almamıştır.
İslamın davet ettiği birlik çağrısında üstün gelme yoktur O’nda şefkatli olma ve dayanışma vardır. İşte bu durumda gerçekleşecek olan adalet te milliyetçilik ve asabiyetçilik yoktur. İslamda üstünlüğe ancak yapılacak iyi amellerle ulaşılır ve soy sopun üstünlükte bir ölçüsü olamaz.
Yüce ALLAH buyuruyor ki; “Ey İnsanlar muhakkak ki biz sizi bir kadın ve erkekten varettik. Tanışıp kaynaşmanız için sizleri kabileler ve milletler yaptık. ALLAH indinde üstün olanınız O’ndan en çok korkanınızdır.”
Efendimiz s.a.v. hadisi şeriflerinde buyuruyorlar ki; “Yaratılanlar ALLAHın yakınlarıdır. ALLAHa en sevgili olanınız O’nun yakınlarına faydalı olandır”
Tarihte İslam birliği:
Bazıları islam birliğinden bahsedilirken bunun devlet bazında olmasının bir hayal ve varsayım olduğunu düşünüyorlar.
Eğer İslam birliği hayal ise o zaman bu hayatta gerçek olan nedir ki.
Rasulullah Medinede İslam devletini bina ederken sahabesine büyük imparatorlukların fethini, Faris, Roma ve Yemen devletlerini müjdeliyordu. Ve daha vefat etmeden Arap yarımadasını bir devlet yapmış hasta yatağında iken Şam diyarının fethi için ordunun başına genç Üsame b. Zeydi görevlendirmişti.
Fetihler Hz Ebu Bekir, Hz Ömer ve Hz Osman zamanında da devam etmiş, İslam sınırları batıda çin Doğuda paris kapılarına kadar dayanmıştır. Artık arap çinlinin, faris rumlunun kardeşi olmuş ve bu hal ayeti kerimeye mültezim kaldıkları sürece devam etmiştir. “Birbirinizle çekişmeyin; sonra korkuya kapılırsınız.” Hadisi Şerife mutabık kalarak: “Ey İnsanlar! Muhakkak ki Rabbiniz bir ve atanız da birdir. Hepiniz Ademden Ademde topraktandır. ALLAH yanında en üstün olanınız O’ndan en fazla korkanınızdır. Arap’ın Acem’e, Aceminde Arap’a; Beyazın siyaha siyahında beyaza bir üstünlüğü yoktur takva hariç" Ve sonra dedi ki, ALLAHım Şahit ol!”
Bu yolu terkettiklerinde ayrılmışlar ve dağılmışlardır. Dünyanın hakimi iken kendilerini dahi kaybetmişler birlikten ayrılığa geçmişler, her grup kendi başına olmuş İslam devletinin başına birden fazla halife tayin edilmiş ve kendi kendilerini mahvetmişlerdir.
Sonra sömürge güçleri gelmiş geriye kalan birlik tohumlarınıda alarak arkada küçük devletlere ve emirliklere bölünmüş bir islam devleti bırakmışlardır.
Böylece bir zamanlar hakikat olan islam birliği artık bir hayal olmuş, ancak o birlik ruhu halen müslümanların kalbinde var olmasına rağmen onu tekrar canlandıracak ve tekrar hayata döndürecek etkenleri beklemeye başlamıştır.
Çin’e yaptığım bir ziyaret esnasında müslüman bir çinli ile karşılaştım benim görüntümden olmalı ki bir anda bana doğru gelerek ALLAHu Ekber diye bağırdı.
Tabiki ben ne demek istediğini anlamıştım, bana Sen O ALLAHu Ekber diyenlerden misin diye sormak istiyordu. Dedim ki; ALLAHu Ekber
Bir tanışma bir konuşma olmadan boynuma sarılmış ve ağlamaya başlamıştı. Ve şöyle diyordu: “Bütün mü’minler Kardeştir.”
Muhterem Müminler; Bu Asır Ümit edilen Birliğe tesir edecek yeni olgular getirmiş ancak bu olgular islamın özüne tesir etmemiştir. Şayet müslümanlar istedikleri taktirde uygun ortamı hazırlayıp tekrar O Birlik ve bütünlüğe dönebilirler.
ŞEYH AHMET KUFTARU
SURİYE BAŞMÜFTÜSÜ
Bismillahirahmanirrahim
Hamd Alemlerin Rabbı olan ALLAHa, Salat ve selam gönderdiği peygamberlerinin ve onun etbaının üzerine olsun.
Giriş:
İslam tevhit dinidir. ALLAH bir, Din bir ve hedef birdir. “Hakikaten bir tek ümmet olarak sizin ümmetinizdir. Bende sizin Rabbinizim. Öyleyse bana kuluk edin.”İslam; fertler arası farklılıkları kaldırıp tek vüvut haline gelmeyi hedeflemiştir. Bu birliktelikte başarıya ulaşılması için fertlerin kardeş olduğunu bildirmiş. Dil, millet ve kültürel anlamda varolabilecek hertürlü husumeti ortadan kaldırmayı hedeflemiştir.
İslam yaptığı birlik çağrısını ne etnik kökene ne ekonomik koşullara nede coğrafi duruma göre değerlendirerek ele almamıştır.
İslamın davet ettiği birlik çağrısında üstün gelme yoktur O’nda şefkatli olma ve dayanışma vardır. İşte bu durumda gerçekleşecek olan adalet te milliyetçilik ve asabiyetçilik yoktur. İslamda üstünlüğe ancak yapılacak iyi amellerle ulaşılır ve soy sopun üstünlükte bir ölçüsü olamaz.
Yüce ALLAH buyuruyor ki; “Ey İnsanlar muhakkak ki biz sizi bir kadın ve erkekten varettik. Tanışıp kaynaşmanız için sizleri kabileler ve milletler yaptık. ALLAH indinde üstün olanınız O’ndan en çok korkanınızdır.”
Efendimiz s.a.v. hadisi şeriflerinde buyuruyorlar ki; “Yaratılanlar ALLAHın yakınlarıdır. ALLAHa en sevgili olanınız O’nun yakınlarına faydalı olandır”
Tarihte İslam birliği:
Bazıları islam birliğinden bahsedilirken bunun devlet bazında olmasının bir hayal ve varsayım olduğunu düşünüyorlar.
Eğer İslam birliği hayal ise o zaman bu hayatta gerçek olan nedir ki.
Rasulullah Medinede İslam devletini bina ederken sahabesine büyük imparatorlukların fethini, Faris, Roma ve Yemen devletlerini müjdeliyordu. Ve daha vefat etmeden Arap yarımadasını bir devlet yapmış hasta yatağında iken Şam diyarının fethi için ordunun başına genç Üsame b. Zeydi görevlendirmişti.
Fetihler Hz Ebu Bekir, Hz Ömer ve Hz Osman zamanında da devam etmiş, İslam sınırları batıda çin Doğuda paris kapılarına kadar dayanmıştır. Artık arap çinlinin, faris rumlunun kardeşi olmuş ve bu hal ayeti kerimeye mültezim kaldıkları sürece devam etmiştir. “Birbirinizle çekişmeyin; sonra korkuya kapılırsınız.” Hadisi Şerife mutabık kalarak: “Ey İnsanlar! Muhakkak ki Rabbiniz bir ve atanız da birdir. Hepiniz Ademden Ademde topraktandır. ALLAH yanında en üstün olanınız O’ndan en fazla korkanınızdır. Arap’ın Acem’e, Aceminde Arap’a; Beyazın siyaha siyahında beyaza bir üstünlüğü yoktur takva hariç" Ve sonra dedi ki, ALLAHım Şahit ol!”
Bu yolu terkettiklerinde ayrılmışlar ve dağılmışlardır. Dünyanın hakimi iken kendilerini dahi kaybetmişler birlikten ayrılığa geçmişler, her grup kendi başına olmuş İslam devletinin başına birden fazla halife tayin edilmiş ve kendi kendilerini mahvetmişlerdir.
Sonra sömürge güçleri gelmiş geriye kalan birlik tohumlarınıda alarak arkada küçük devletlere ve emirliklere bölünmüş bir islam devleti bırakmışlardır.
Böylece bir zamanlar hakikat olan islam birliği artık bir hayal olmuş, ancak o birlik ruhu halen müslümanların kalbinde var olmasına rağmen onu tekrar canlandıracak ve tekrar hayata döndürecek etkenleri beklemeye başlamıştır.
Çin’e yaptığım bir ziyaret esnasında müslüman bir çinli ile karşılaştım benim görüntümden olmalı ki bir anda bana doğru gelerek ALLAHu Ekber diye bağırdı.
Tabiki ben ne demek istediğini anlamıştım, bana Sen O ALLAHu Ekber diyenlerden misin diye sormak istiyordu. Dedim ki; ALLAHu Ekber
Bir tanışma bir konuşma olmadan boynuma sarılmış ve ağlamaya başlamıştı. Ve şöyle diyordu: “Bütün mü’minler Kardeştir.”
Muhterem Müminler; Bu Asır Ümit edilen Birliğe tesir edecek yeni olgular getirmiş ancak bu olgular islamın özüne tesir etmemiştir. Şayet müslümanlar istedikleri taktirde uygun ortamı hazırlayıp tekrar O Birlik ve bütünlüğe dönebilirler.