Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

İslam-TR Size Neyi Çağrıştırıyor?

Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Bir sofi olarak bizim gözümüzde bu site tekfirci diye biliniyor, kendi gibi düşünmeyen üyeleri sünnetten delil bile getirseler allem edip kallem edip üyeliğini sonlandıran bir site.

Not: Akidem Hüseyin Avni Kansızoğlu, Ebubekir Sifil, İhsan Şenocak ile aynıdır. Lütfen başkalarının yanlışları üzerinden bana yüklenmeyin.

6 senedir atılmadığına göre iyi takiyye yapmışsın!

Saydığın sofi şahıslarla, beri olduğunuz sofi önderlerinden akidedeki farkınız ne?
Hangi itikatlarına katılmıyorsunuz?
Rabıta, ölüden yardım, vahdet-i vucut, tevessülun şirk kısmı, gaybı bilme, keşif, Gavs, Hulûl vs?
 
L Çevrimdışı

lafons7275

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
İbni Kesir, elbidaye:


El-Farusî:

Şeyh, imam, âbid, zahid ve hatip bir kimseydi. Şeceresi şöyledir: İz-zeddin Ebü'l-Abbas Ahmed b. Şeyh Muhyiddin İbrahim b. Ömer b. Ferec b. Sabur b. Ali b. Ganime el-Farusî. Vâsıtlıydı. Hicretin 614. senesinde doğdu. Hadis dinledi. Hadis toplamak amacıyla çeşitli beldelere seyahatlerde bulundu. Hadiste, tefsirde, fıkıhta, vaaz ve belagatta otoriteydi. Dindar, takvalı ve zahid bir kimseydi.


Harika halleri ve salihane yaşantısı vardı. Bir gün cemaate namaz kıldırmak için Hişam Mescidi'nin mihrabına geçti. îftitah tekbirini almadan önce arka tarafına dönerek "Çık gusül yap» dedi. Saflar arasından çıkan kimse olmadı. Bu emrini ikinci kez, üçüncü kez tekrarladı. Ama yine kimse çıkmadı. Bu defa «Ey Osman çık guslet» dedi. Böyle demesi üzerine saflar arasından bir adam çıktı. Gidip gusletti. Sonra döndü ve Şeyh Farusî'nin yanına gelip özür diledi. Aslında Osman, salih bir insandı. Kimseyi görmeden kendisinde meni akıntısı meydana geldiğini, bu yüzden gusletmesi gerekmediğine inandığını, ancak Şeyh Farusî'nin «Çık da guslet» demesi üzerine başkasını kasdettiğini sandığını, ama ismen «Ey Osman çık da guslet» deyince kendisini kasdettiğini anladığını söylemişti.


Farusî, tasavvuf hilafetini Sühreverdî'den alıp hırka giymiş, kıraat-ı aşereyi okumuş, geride 2.200 ciltlik bir kütüphane bırakmış, çok ha*dis rivayet etmişti. Berzalî de ondan çok hadis dinlemişti.
 
L Çevrimdışı

lafons7275

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Ebû Hüreyre ( radıyallahü anh ) bir gün Hazreti Osman’ın huzûruna gidiyordu. Yolda bir kadına gözü ilişti ve baktı. Huzûra varınca Hazreti Osman: “Sana ne oldu? Gözlerinizde zinâ eseri görüyorum.” buyurdu. Ebû Hüreyre ( radıyallahü anh ): Yâ Emîr-el-Mü’minîn, “Resûlullah’dan sonra vahy iner mi?” diye sordu, cevabında: Hayır, vahy inmez, fakat mü’minin firaseti doğrudur. Nitekim Resûl-i Ekrem: “Mü’minin firasetinden kaçınınız. Çünkü, mü’min Allah’ın nûru ile bakar” buyurmuştur, dedi.
 
E Çevrimdışı

Ebu Remle

Üye
İslam-TR Üyesi
s.a

Şayet ehli keşif bir kimse olsaydı, bu Allah rasulü öncelikli ve kesin olması gerekmezmiydi. Oysa Rasululalh (s.a.v) karşısına gelen hasımların kalplerinin hallerini görememiş, tamamen zahire göre hüküm vermiştir. Demek ki-haşa- Rasulullah (s.a.v) ehli keşif değilmiş. Şimdikiler yahut geçmişte yaşamış keşif ehli kimseler takvada, ihlas da rasulullahı geçmiş demek ki...

Kutubi Sitte sahiblerinin rivayet ettiği şu hadisi şerif bu konuyu ne güzel açıklar:

"Ben ancak bir beşerim, siz bana dava getiriyorsunuz. Bazılarınız diğerlerinden delilini sunmakta daha becerikli olabilir. Ben de dinlediğim şekliyle onun lehine hükmederim. Bu şekilde kime bir müslüm hakkını verirsem, o ancak ateşten bir parçadır,, onu alsın veya bıraksın."

Bunu geçtik demek ki sahabeler de bu keşif ehli kimseler kadar olamamışlar. çünkü hadiste: Rasulullah (a.s.v.) , Yemen'e vali olarak yolladığı Muaz b. Cebel'le şu konuşmayı yapmıştır :

Ne ile hükmedeceksin?”
Muâz (r.anh): “ALLAH’ın kitabı ile hükmedeceğim.”
“ALLAH’ın kitabında bulamaz isen?”
“Rasûlullah’ın (a.s.) sünneti ile hükmedeceğim.”
“Onda da bulamazsan?”
“Kolumu bağlayıp durmam! Görüşümle içtihad ederim!”
Rasûlullah Efendimiz (a.s.) bu defa: “Rasûlunün elçisini, Rasûlunün razı olduğu şekilde hüküm verme tarzına muvaffak kılan ALLAH’a hamd olsun!” buyurdu Ve Yemenlilere, size ashâbımdan ilmi ve dini en iyi bilen hayırlı bir kimseyi gönderiyorum diye bir de mektup yazdı.
(İbn Mace, Mukaddime, 1 ; Ebu Dâvud, Akdiye 11, (3592, 3593); Tirmizi, Ahkâm 3, (1327, 1328); İbn Sâ´d, Tabakât, III, 583-590).

Gördüğümüz gibi Muaz bin cebel , batına göre değil zahire göre hükmediyor . Zahiren gördüğü mesele hakkında Kurana bakıyor , kuranda bulamadığı mesele hakkında Rasulullahın sünnetine(hadis-i şerif) bakıyor. Rasulullahın sünnetinde de bulamazsa Kuran ve sünnetle ters düşmeyecek şekilde içtihad yapacağını (muctehid) bildiriyor . Bu da yine müslümanlar için bir metoddur.

Görüldüğü gibi ehli keşif diye bir şey yoktur. Şayet bir kimse kalpde var olanı biliyor ise, bu o kimsenin mutlaka cinlerle çalıştığını, şeytanlardan yardım aldığını ve böylelikle kafir olduuğnu gösterir. Yoksa kalplerde var olanı hiç kimse bilemez. Allah en doğrusunu bilendir...
 
hebbit kerrih Çevrimdışı

hebbit kerrih

İslam-tr Mudâvimi
Site Emektarı
Ebû Hüreyre ( radıyallahü anh ) bir gün Hazreti Osman’ın huzûruna gidiyordu. Yolda bir kadına gözü ilişti ve baktı. Huzûra varınca Hazreti Osman: “Sana ne oldu? Gözlerinizde zinâ eseri görüyorum.” buyurdu. Ebû Hüreyre ( radıyallahü anh ): Yâ Emîr-el-Mü’minîn, “Resûlullah’dan sonra vahy iner mi?” diye sordu, cevabında: Hayır, vahy inmez, fakat mü’minin firaseti doğrudur. Nitekim Resûl-i Ekrem: “Mü’minin firasetinden kaçınınız. Çünkü, mü’min Allah’ın nûru ile bakar” buyurmuştur, dedi.

tamam da bununla ne alakası var? bir adama bakınca onun halinden tavrından heycanından pişmanlığından o anki yürünen ortamdan (pazar vs. olabilir) böyle sonuçlar çıkabilir. gaybı illa Allah'tan başkasına bildireceksiniz ya saçma sapan şeylere tutunuyorsunuz!

senin ayet gereğince gaybı sadece Allah'ın bildiğine dair delillerle uğraşman gerekmez mi? şeytan nasıl aldatıyor sizi! Allah diyor ki gaybı sadece ben bilirim falanca rivayette bilmem kim gaybı bildiğini iddia ediyor ve sen o rivayete güveniyorsun! Allah seni ıslah etsin!
 
E Çevrimdışı

Ebu Remle

Üye
İslam-TR Üyesi
"اتقوا فراسة المؤمن؛ فإنه ينظر بنور الله"

“Mü’minin firasetinden kaçınınız. Çünkü, mü’min Allah’ın nûru ile bakar”

Tahkik ehlinden olan ilim ehli bu rivayetin merfu olarak sahih olmadığını söylemiştir. Bu söz: Amr bin Ebi Kays'a ait bir söz olduğunu naklederler. Yani bu söz: Rasulullah'ın (s.a.v) sözü değildir. Bkz: Ukeyli, Duafa 4/129. Hatib El Bağdadi, tarih Bağdad, 3/191.

vel hasıl: bu rivayet hadis değildir bir şahsa ait bir sözdür. Doalyısıyla böyle önemli bir konu için delil teşkil etmez....
 
L Çevrimdışı

lafons7275

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Rabbim dilerse Hz. Ömer'e hutbe esnasında sariyenin durumunu gösterir ve Hz. Ömer: " Ya Sâriyetu, el-cebele, el-cebele!" (1)
diyen sesini Sariye'ye işittirir,

Rabbim dilerse de Hz. Ömer'in katili Firuz'u dibindeyken göstermez.

Hz. Yakub'a şöyle sorulmuş:

" Mısır'dan Kenan'a gönderilen, sana doğru gelen Yusuf'un gömleğinin kokusunu uzaktan duydun. Yusuf'u kardeşleri kuyuya attığında o yanı başındaki kuyudaydı. Niçin onu kuyuda göremedin ve yakında kokusunu duymadın?"

Hz. Yakup şöyle cevap vermiş:

"Bizim halimiz şimşeklere benzer. Bazen yüksekten her tarafı görür gibi oluruz, bazen de ayağımızın üstünü göremeyiz." (2)


1- "Ey Sâriye, dağa, dağa çekil!" Taberî, Tarihü'l-Ümem ve'l-Mülûk, 2:380; Ebû Nuaym, ed-Delâil, 3:210,211; Beyhakî, Delâilü'n-Nübüvve: 6:370; Süyûtî, Târihü'l-Hulefâ, s.128; İbni Kesîr, el-Bidâye ve'n-Nihâye, 7:131.

2- Sâdi-i Şirâzî, Gülistan
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Keramet ile soytarılığı birbirine karıştırmamak lazım.
Ömer r.anh'a, iradesi dışında komutan ve ordu gösterilmiş, ve hutbe esnasında alakasız bir şekilde seslenmiş, komutan duymuştur.
Keşif'te ise, sofi istediği anda bakıb kalbi okuyabiliyor SubhanAllah.

Rasulullah (s.a.v.) ifk hadisesinde zina söylentisinden dolayı müminlerin anası Aişe r.anha'yı 50 gün boyunca hakkında vahy inene kadar babasının evine yolluyor, Âişe r.anha da gözyaşı döküyor. Rasûlullah da sıkıntı duyuyordu. Ama kalbe bakma mertebesine (!) erişemiyordu!
Yine aynı durum Bir'i Maune ve Ric'i vak'alarında kendisinden öğretmen isteyen munafıkların Sahabeleri katletmesini okuyamamıştı.
 
L Çevrimdışı

lafons7275

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Keramet ile soytarılığı birbirine karıştırmamak lazım.
Ömer r.anh'a, iradesi dışında komutan ve ordu gösterilmiş, ve hutbe esnasında alakasız bir şekilde seslenmiş, komutan duymuştur.


Keşif'te ise, sofi istediği anda bakıb kalbi okuyabiliyor SubhanAllah.

Rasulullah (s.a.v.) ilk hadisesinde zina söylentisinden dolayı müminlerin anası Aişe r.anha'yı 50 gün boyunca hakkında vahy inene kadar babasının evine yolluyor, Âişe r.anha da gözyaşı döküyor. Rasûlullah da sıkıntı duyuyordu. Ama kalbe bakma mertebesine (!) erişemiyordu!
Yine aynı durum Bir'i Maune ve Ric'i vak'alarında kendisinden öğretmen isteyen munafıkların Sahabeleri katletmesini okuyamamıştı.

Benim akidemde altı çizili kısım yok. Allah dilerse kalbi okutturur ki bu çok çok nadir olur. Menzilde maalesef bu gibi itikadlar olabilir.
 
L Çevrimdışı

lafons7275

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Rasulullah (s.a.v.) ilk hadisesinde zina söylentisinden dolayı müminlerin anası Aişe r.anha'yı 50 gün boyunca hakkında vahy inene kadar babasının evine yolluyor, Âişe r.anha da gözyaşı döküyor. Rasûlullah da sıkıntı duyuyordu. Ama kalbe bakma mertebesine (!) erişemiyordu!
Yine aynı durum Bir'i Maune ve Ric'i vak'alarında kendisinden öğretmen isteyen munafıkların Sahabeleri katletmesini okuyamamıştı.



Hz. Yakub'a şöyle sorulmuş:

" Mısır'dan Kenan'a gönderilen, sana doğru gelen Yusuf'un gömleğinin kokusunu uzaktan duydun. Yusuf'u kardeşleri kuyuya attığında o yanı başındaki kuyudaydı. Niçin onu kuyuda göremedin ve yakında kokusunu duymadın?"

Hz. Yakup şöyle cevap vermiş:

"Bizim halimiz şimşeklere benzer. Bazen yüksekten her tarafı görür gibi oluruz, bazen de ayağımızın üstünü göremeyiz."
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Kardeşim delilsiz yazma Yakub as meselesi gibi.
Keşfin, arasıra olursa caiz, sık olursa bâtıldır hükmünü nasıl çıkardın?
Allahın dileyib dilemeyeceği ölçü müdür?
Allah dilerse eşek de keşif yapar. Ama bu bakış din değil.

Birde sana ilk mesajımda soruma cevab yaz
 
L Çevrimdışı

lafons7275

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Kardeşim delilsiz yazma Yakub as meselesi gibi.
Keşfin, arasıra olursa caiz, sık olursa bâtıldır hükmünü nasıl çıkardın?
Birde sana ilk mesajımda soruma cevab yaz

Keşfin ara sıra olursa caizdir, sık sık olursa batıldır diye kastetmedim, gerçi benim hatam kendimi düzgün ifade edemedim, benim itikadım sofi kendi istediği her anda bir kimsenin kalbine vakıf olamaz bu arasıra, çok nadir ve istem dışı Allah Teala dilerse gerçekleşir.

Yani itikadım kişinin istediği anda kalplere vakıf olacağı inancı bende yoktur.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Kalbden geçeni bilen sadece Allah'tır. Kişi, Allah'ın sıfatlarını kim(ler)e veriyorsa, o kadar (sayıda) Allah edinmiştir.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
L Çevrimdışı

lafons7275

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Abdulmuizz Fida demiş ki:
Saydığın sofi şahıslarla, beri olduğunuz sofi önderlerinden akidedeki farkınız ne?
Hangi itikatlarına katılmıyorsunuz?

Rabıta, ölüden yardım, vahdet-i vucut, tevessülun şirk kısmı, gaybı bilme, keşif, Gavs, Hulûl vs?



Kuran ve sünnet ile sabit olmuş bilgilere iman ediyorum. Kuran ve sünnette delili olmayan konulardan beriyim.

Hocam şuanda sizin verdiğiniz link üzerine hazırlık yapmaktayım,

https://www.islam-tr.org/konu/kesif-ehl-kalplerdekini-ve-gaybi-bilir-sirk-sozune-reddiye.27628/

yarın inşeAllah linkiniz ile ilgili musadeniz olursa bir başlık açmak istiyorum, musadeniz var mı?
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt