işletme, uluslararası ilişkiler yahut iktisat istiyorDUM
Hamd âlemlerin Rabbi Allah'a, Salat O'nun Rasûlu Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi vesellem'in üzerinedir.
Selamın aleyküm kardeşim,
Üniversiteye ilk başladığım yıl aklımda tamamıyla "üniversitede islami çalışma nasıl yapılır, nasıl olur?" Sorularına cevap aramak vardı. Elhamdulillah bu cevabı arama azmim daha da bitmiş değil. Bunu etkileyen faktörleri sana sıralamak istedim. Öncelikle hala bir üniversite öğrencisi olarak bunları yazdığımı bilmenide istiyorum.
Değerli kardeşim, üniversitede insanın kendisini koruması kardeşlerin dediği gibi ciddi manada zordur. Çünkü ablanın dediği gibi ortam bunun önündeki en büyük engeldir. Bunun dışında "insanın kendisini koruması imkansızdır" da denilemez. Tabi bunun denilememesi için faktörler, etkenler vardır.
1- En önemli faktörlerden bir tanesi gideceğin üniversitede islami çalışma var mı? Seni şeytanın oyuncak olarak kullandığı ve Şirke bulaşmış ortamdan kurtaracak bir kardeşin var mı? Sorusuna cevap aramandır. Tabi bu faktör ilmi bir seviyen ve kendini koruyacak kadar tecrübe ehli değilsen daha da önemlidir. Zira unutmamak gerekir ki tek kalanın dostu şeytandır.
2- Üniversiteler de en büyük imtihan kadınlar konusudur. Sakın kendime güveniyorum deme zira o ortama tanıklık etmiş biri olarak söyleyebilirim ki bu tamamıyla şeytanın vesvesesidir. Bundan korunmanın yolu %70 seçtiğin bölüme, %30 da birinci madde de bahsettigim bir kardeşinin yahut islami çalışmanın olup olmadığına bağlıdır(Şüphesiz iman bu etkenlerin dışında sayılan en büyük etkendir. Burada daha çok çevre üzerinde durduğum için bu şekilde orantıladım). Zira yazdığın bölümlerin hepsinde kız sayılarının oranı erkek sayılarına oranla çok yüksektir, haberin olsun ınşaallah.
Bu faktörle ilgili başımdan geçen ve henüz Üniversiteye adım attığım hafta yaşadığım bir olayı aktarmak isterim. Değerli kardeşim, üniversiteye gitmeden önce sevdiğim saydığım bir abi söyle demişti: "Üniversiteye fetva ile gidilir, takva ile gidilmez. " tabi ilk etapta anlamamış, kavrayamamıştım taa ki gözlerimle görüp kulaklarımla şahit olana kadar. Üniversiteye ilk gittiğim gün bir arkadaş yanıma geldi(Bu arada Sakarya'da okuyorum, İstanbul'da yaşıyorum). Ve nereden geldiğimi sorup beni tanıdığını söyledi. Tabi şaşırdım ve abilerin çok uyarmasından dolayı(sakallılara yanaşıp düşüncelerini sömürmek istediklerinden dolayı dikkat etmemiz gerektiği konusunda) biraz şüpheli yaklaştım. Daha sonra kardeşin beni bir dernekte gördüğüne kanaat getirerek buna tebliğ etmeye başladım. Üniversitenin kafeteryasına gidip çay içerek muhabbet edip, tebliğimi yapıyordum. Bi arada hemen yan tarafa bir bayan yaklaştı bende rahatsız oldum, kalkıp kalkmamak konusunda biraz tereddüt ettim çünkü kardeş yumuşamış, nasihat kıvamına gelmişti. Biraz daha oturma kararı aldım. Daha sonra bayanın arkadaş geldi ve tavla oynamak isteyip istemediğimi sordu. SubhanAllah. Aklımda abinin "Fetvayla gidilir, takvayla gidilmez" cümlesi şimşek gibi çaktı. Allah'tan kork diye yakınarak kalkıp gittik.
Üniversite ortamında bu tür şeyler çok normalmiş gibi karşılanır. Umarım bu kıssadan hisse çıkarırsın. Sana üniversite okuma gibi abes bir şey söylemiyorum ama okursanda müslümanlara faydalı bir bölüm okumanı tavsiye ediyorum. Zira teknoloji yönünde müslümanlar olarak baya bir gerideyiz. Bu açığı kapatmak senin, benim ve üniversite okuyacak kardeşimizin elinde. Biz niyet edelim âlemlerin Rabbi Allah azze ve celle bizlere yardım eder. Amaç sadece oku, birşeyler yap demek değildir. Senden sonrakilere verecek bir misyondur. Eğer biz okumayı Allah'a yaklaştıracak bir araç olarak görüyorsak ve bunu ardılımızla paylaşıp onlarada bu misyonu verebiliyorsak ne mutlu bizlere...
Bu arada sana bir kardeşin olarak tavsiyem, üniversite kapısından girmeden önce; "Ey kalpleri evirip, çeviren Rabbim. Kalbimi dinin İslam üzere sabit kıl." duasını kesinlikle yap. Hatta her derse girmeden önce, her okula girmeden öncede yapmandır.
Şüphesiz Hamd başında da sonunda da Alemlerin Rabbinedir.