İSLAMA GİRİŞ REDDİYE İLE BAŞLAR, KABUL İLE DEVAM EDER
RED VE KABUL
1- RED: ''LA'' REDDİYESİ
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
İslama girişin ön temeli olan Kelime-i Tevhid girişindeki ‘’LA’’ islama girmek için gereken reddin anlamıdır.. İslama girmek için ilk önce Kur’an’dada belirtildiği üzere tağutları reddetmek gerekir. Tağutları reddetmeden iman gerçekleşmez.İmanın sahih bir iman olması için tağutlar (sahte ilahlar) reddedilir.
Sırayla tağuta örnek vererek açıklayalım inşaALLAH.
Tağut; Haddini aşmış mahluk demektir.
Örnek verecek olursak bunlar;
ALLAH’ın dışında hüküm koyan yöneticiler,
Bu kanunlar ile insanları yöneten kişiler,
ALLAH’ın hükümleri dışındaki hükümlerle muhakemeye zorlayan kişiler,
Gaybı bildiğini iddaa eden kişiler, vs..
Sevgi, dostluk, düşmanlık, itaat, bağlanma, muhakeme olma, dua, korku, adak, namaz ve uluhiyyetle alakalı herhangi bir konuda kendisine ibadet edilen Allah-u Teâlâ dışındaki her varlık taguttur.
Allah-u Teâlâ'nın şeriatine muhalif olan bütün kanun ve şeriatlerin her biri birer taguttur.
Küfür, fesat ve sapıklıkta öncü olan herkes birer taguttur.
Kısaca ALLAH’a has olan ibadeti ALLAH’la birlikte veya sadece bir başkasına yapmak imanı sahih bir iman şehadeti sahih bir şehadet yapmaz, iman iddaası geçersiz olur.
Tağutu reddetmeden iman geçersiz olur.
"O halde kim Tağut'u reddedip Allah'a inanırsa, kopması mümkün olmayan sağlam kulpa yapışmıştır. Muhakkak ki Allah Semi'dir, Alim'dir." (Bakara: 2/256)
Tağutu reddetmek ise 3 türlü olduğunda red gerçek bir red olur.
1-Dil ile reddetmek,
2- Kalb ile buğz etmek,
3- Amellerde bunu göstermek.
Bunlardan herhangi biri yapılmadığında iman geçersiz olur.
Örnek verecek olursak; dil ile reddeden, kalb ile buğz eden ama amellerinde tağuta sevgi besleyen, onun (tağutun) kanunları ile muhakeme olan kişinin reddi boş bir red olur.
Günümüzde iman iddaasında bulunan kişiler tağuta muhakeme olmanın caiz,
Tağutun askeri olmanın caiz,
Tağuta sevgi beslemenin caiz olduğunu iddaa ediyorlar. Bu kişiler oy vererek tağuta destek oluyorlar.halbuki tağuta oy vermek beni yönet manasına gelip, küfürdür.
Çünkü tağuta oy verildiğinde tağut, oy verenleri İSLAM ŞERİATı ile değil beşer ürünü şeriat (demokrası) ile yönetecektir.
Bu tarz kişiler TEVHİD’in ne olduğundan habersiz küfür üzerinde yaşayan kişilerdir. Kendi küfürlerine başkalarınıda ortak etmek isterler. Bu tarz kişilere Tevhid anlatılmalı küfürden imana davet edilmelidir, küfründe ısrar ederse gerekli tavır alınmalıdır.
Kur’an’da Tağut:
'' Dinde zorlama yoktur. Doğruluk ile sapıklık birbirinden kesinlikle ayrılmıştır. Kim Tağut'u, azgınlığı reddederek Allah'a inanırsa kopması sözkonusu olmayan, sapasağlam bir kulpa yapışmıştır. Hiç kuşkusuz Allah herşeyi işitir, herşeyi bilir.’’(Bakara/256)
"Kafirlerin dostları ise tağutlardır. Onları nurdan karanlıklara çıkarırlar. İşte bunlar ateş ashabıdırlar ve orada ebedi olarak kalacaklardır." (Bakara/257)
‘’Şu kendilerine kitaptan bir pay verdiklerimizi görmüyor musun? Bunlar puta ve tağut'a (şeytana) inanırlar ve kâfirler hakkında `Bunların yolu müminlerin yolundan daha doğrudur' derler’’ (Nisa/51)
‘’ Gerek sana ve gerekse senden öncekilere indirilen kitaplara inandıklarını ileri sürenleri görmüyor musun? Bunlar karşı çıkmakla, tanımamakla emredildikleri Tağutun hakemliğine başvurmak istiyorlar. Şeytan onları koyu bir sapıklığa düşürmek istiyor.’’(Nisa/60)
‘’Müminler Allah yolunda, kafirlerse Tağut (şeytan) uğrunda savaşırlar. O halde şeytanın dostlarıyla savaşınız. Çünkü şeytanın hilesi-düzeni zayıftır.’’ (Nisa/76)
‘’ De ki; "Allah katında bundan daha kötü konumda olanları size bildireyim mi? Allah'ın lanet ettiği, gazabına uğrattığı, aralarından bir bölümünü çarpıtarak maymuna ve domuza dönüştürdüğü kimseler ile tağuta (şeytan) tapan kimselerdir. Bunlar konumları en kötü ve doğru yoldan en sapmış olanlardır.’’ (Maide/60)
‘’Biz her millete "Allah'a kulluk ediniz, tağuta (şeytana) tapmaktan sakınınız" diyen bir peygamber gönderdik. Kimini Allah doğru yola iletti, kimi de sapıklığı haketti. Yeryüzünde geziniz de peygamberlerini yalanlayanların sonunun ne olduğunu görünüz.’’ (Nahl/36)
‘’ Tağuta kulluk etmekten kaçınan ve Allah'a yönelenlere müjde var. Müjdele kullarımı.’’(Zümer/17)
Bu ayetlerden sonra hala tağuta muhakeme olmanın caiz olduğunu söyleyebilirmisiniz ?
Bu tağuta ‘’bizi yönet’’ diye oy verirmisiniz ?
Tağutlara sevgi gösterisinde bulunabilirmisiniz ?
Bu, tağut düzen devam etsin diye bu sistemde görev alırmısınız ?
Cevaplarınız evet ise:
"Apaçık belgelerle indirdiklerimizi ve insanlar için Kitap'ta açıkladığımız hidayeti gizlemekte olanlar; işte onlara, hem Allah lanet eder, hem de lanet ediciler lanet eder." (Bakara/159)
____________________________
2-KABUL: ‘’İLAHE İLLALLAH’’ KABULU
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
Sahte ilahları (tağutu) reddettiğimize göre gelelim neleri kabul etmemiz gerektiğine.
Yani: ilahın sadece ve sadece ALLAH olduğunu kabul etmektir.
İlah ise; ibâdet edilmeye lâyık, yani kudret ve kuvveti önünde huşû ile boyun eğip ibâdet ve itaat etme gereği duyulan, herşeyin O'na muhtaç olduğu bir varlık demektir. İlâh kelimesi, gizlilik ve esrârengizlik mânâlarına da gelir ki, böylece ilâh, görülmez ve ulaşılmaz bir varlıktır. İlâh, İslâmî ıstılahta şu anlamlara gelir: "Otorite sahibi, kanun koyan, ibâdet edilen, rızık veren, hesaba çeken, kendisine ihtiyaç duyulan." İlâhlık ve otorite birbirini gerektirir. İlâh denildiğinde, aklımıza, hayatımız için kanun koyan, nizam ve hukuk belirleyen ve kayıtsız şartsız hâkimiyet sahibi Allah (c.c.) gelmelidir.
"Senden önce hiçbir Rasul göndermiş olmayalım ki ona: "Benden başka ibadete layık hiçbir ilah yoktur, yalnızca bana kulluk edin" diye vahyetmiş olmayalım." (Enbiya/25)
"Bil ki! Allah’tan başka ibadete layık hiç-bir ilah yoktur." (Muhammed/19)
"Allah’tan başkasına çağıranlar şefaate hak kazanamayacaklardır. Ancak kelime-i şehadetin manasını bilerek şehadet edenler bundan müstesnadır." (Zuhruf/86)
İbn-i Ömer (r.a)'den Rasulullah (s.a.s)'in şöyle dediği rivayet edilmiştir:
‘’İslam beş şey üzerine bina olmuştur: Allah'tan başka ibadete layık ilah olmadığına ve Muhammed (s.a.s)'in Allah'ın kulu ve Rasulü olduğuna şehadet etmek, namazı gerektiği gibi kılmak, zekatı vermek, haccetmek, ramazan orucunu tutmak.’’ (Buhari-Müslim)
Ebu Abdullah Tarik b. Eşyam (r.a): ''Rasulullah (s.a.s)'in şöyle dediğini işittim'' demiştir:
‘’Kim La ilahe illallah Muhammedun Rasulullah der ve Allah'tan başka ibadet edilenleri reddederse malı ve kanı haram olur. Sonra onun hesabı Allah'a aittir.’’ (Müslim)
Bu gibi hadisler çoktur.
La ilahe illallah’ın Gerekleri: Allah-u Teâlâ’yı ibadet konusunda birlemek, emrettiği şekilde O’na ibadet etmek, onun dinini yeryüzünde hakim kılmak için bütün gücü harcamak, şirkin her türünden ve bu kelimeyi bozacak her çeşit inanç, söz ve amellerden uzaklaşmaktır.
Son duamız:
Alemlerin RABB’i olan ALLAH’a Hamd olsun.
Selam Hidayete Tabi Olanlara.
RED VE KABUL
1- RED: ''LA'' REDDİYESİ
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
İslama girişin ön temeli olan Kelime-i Tevhid girişindeki ‘’LA’’ islama girmek için gereken reddin anlamıdır.. İslama girmek için ilk önce Kur’an’dada belirtildiği üzere tağutları reddetmek gerekir. Tağutları reddetmeden iman gerçekleşmez.İmanın sahih bir iman olması için tağutlar (sahte ilahlar) reddedilir.
Sırayla tağuta örnek vererek açıklayalım inşaALLAH.
Tağut; Haddini aşmış mahluk demektir.
Örnek verecek olursak bunlar;
ALLAH’ın dışında hüküm koyan yöneticiler,
Bu kanunlar ile insanları yöneten kişiler,
ALLAH’ın hükümleri dışındaki hükümlerle muhakemeye zorlayan kişiler,
Gaybı bildiğini iddaa eden kişiler, vs..
Sevgi, dostluk, düşmanlık, itaat, bağlanma, muhakeme olma, dua, korku, adak, namaz ve uluhiyyetle alakalı herhangi bir konuda kendisine ibadet edilen Allah-u Teâlâ dışındaki her varlık taguttur.
Allah-u Teâlâ'nın şeriatine muhalif olan bütün kanun ve şeriatlerin her biri birer taguttur.
Küfür, fesat ve sapıklıkta öncü olan herkes birer taguttur.
Kısaca ALLAH’a has olan ibadeti ALLAH’la birlikte veya sadece bir başkasına yapmak imanı sahih bir iman şehadeti sahih bir şehadet yapmaz, iman iddaası geçersiz olur.
Tağutu reddetmeden iman geçersiz olur.
"O halde kim Tağut'u reddedip Allah'a inanırsa, kopması mümkün olmayan sağlam kulpa yapışmıştır. Muhakkak ki Allah Semi'dir, Alim'dir." (Bakara: 2/256)
Tağutu reddetmek ise 3 türlü olduğunda red gerçek bir red olur.
1-Dil ile reddetmek,
2- Kalb ile buğz etmek,
3- Amellerde bunu göstermek.
Bunlardan herhangi biri yapılmadığında iman geçersiz olur.
Örnek verecek olursak; dil ile reddeden, kalb ile buğz eden ama amellerinde tağuta sevgi besleyen, onun (tağutun) kanunları ile muhakeme olan kişinin reddi boş bir red olur.
Günümüzde iman iddaasında bulunan kişiler tağuta muhakeme olmanın caiz,
Tağutun askeri olmanın caiz,
Tağuta sevgi beslemenin caiz olduğunu iddaa ediyorlar. Bu kişiler oy vererek tağuta destek oluyorlar.halbuki tağuta oy vermek beni yönet manasına gelip, küfürdür.
Çünkü tağuta oy verildiğinde tağut, oy verenleri İSLAM ŞERİATı ile değil beşer ürünü şeriat (demokrası) ile yönetecektir.
Bu tarz kişiler TEVHİD’in ne olduğundan habersiz küfür üzerinde yaşayan kişilerdir. Kendi küfürlerine başkalarınıda ortak etmek isterler. Bu tarz kişilere Tevhid anlatılmalı küfürden imana davet edilmelidir, küfründe ısrar ederse gerekli tavır alınmalıdır.
Kur’an’da Tağut:
'' Dinde zorlama yoktur. Doğruluk ile sapıklık birbirinden kesinlikle ayrılmıştır. Kim Tağut'u, azgınlığı reddederek Allah'a inanırsa kopması sözkonusu olmayan, sapasağlam bir kulpa yapışmıştır. Hiç kuşkusuz Allah herşeyi işitir, herşeyi bilir.’’(Bakara/256)
"Kafirlerin dostları ise tağutlardır. Onları nurdan karanlıklara çıkarırlar. İşte bunlar ateş ashabıdırlar ve orada ebedi olarak kalacaklardır." (Bakara/257)
‘’Şu kendilerine kitaptan bir pay verdiklerimizi görmüyor musun? Bunlar puta ve tağut'a (şeytana) inanırlar ve kâfirler hakkında `Bunların yolu müminlerin yolundan daha doğrudur' derler’’ (Nisa/51)
‘’ Gerek sana ve gerekse senden öncekilere indirilen kitaplara inandıklarını ileri sürenleri görmüyor musun? Bunlar karşı çıkmakla, tanımamakla emredildikleri Tağutun hakemliğine başvurmak istiyorlar. Şeytan onları koyu bir sapıklığa düşürmek istiyor.’’(Nisa/60)
‘’Müminler Allah yolunda, kafirlerse Tağut (şeytan) uğrunda savaşırlar. O halde şeytanın dostlarıyla savaşınız. Çünkü şeytanın hilesi-düzeni zayıftır.’’ (Nisa/76)
‘’ De ki; "Allah katında bundan daha kötü konumda olanları size bildireyim mi? Allah'ın lanet ettiği, gazabına uğrattığı, aralarından bir bölümünü çarpıtarak maymuna ve domuza dönüştürdüğü kimseler ile tağuta (şeytan) tapan kimselerdir. Bunlar konumları en kötü ve doğru yoldan en sapmış olanlardır.’’ (Maide/60)
‘’Biz her millete "Allah'a kulluk ediniz, tağuta (şeytana) tapmaktan sakınınız" diyen bir peygamber gönderdik. Kimini Allah doğru yola iletti, kimi de sapıklığı haketti. Yeryüzünde geziniz de peygamberlerini yalanlayanların sonunun ne olduğunu görünüz.’’ (Nahl/36)
‘’ Tağuta kulluk etmekten kaçınan ve Allah'a yönelenlere müjde var. Müjdele kullarımı.’’(Zümer/17)
Bu ayetlerden sonra hala tağuta muhakeme olmanın caiz olduğunu söyleyebilirmisiniz ?
Bu tağuta ‘’bizi yönet’’ diye oy verirmisiniz ?
Tağutlara sevgi gösterisinde bulunabilirmisiniz ?
Bu, tağut düzen devam etsin diye bu sistemde görev alırmısınız ?
Cevaplarınız evet ise:
"Apaçık belgelerle indirdiklerimizi ve insanlar için Kitap'ta açıkladığımız hidayeti gizlemekte olanlar; işte onlara, hem Allah lanet eder, hem de lanet ediciler lanet eder." (Bakara/159)
____________________________
2-KABUL: ‘’İLAHE İLLALLAH’’ KABULU
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
Sahte ilahları (tağutu) reddettiğimize göre gelelim neleri kabul etmemiz gerektiğine.
Yani: ilahın sadece ve sadece ALLAH olduğunu kabul etmektir.
İlah ise; ibâdet edilmeye lâyık, yani kudret ve kuvveti önünde huşû ile boyun eğip ibâdet ve itaat etme gereği duyulan, herşeyin O'na muhtaç olduğu bir varlık demektir. İlâh kelimesi, gizlilik ve esrârengizlik mânâlarına da gelir ki, böylece ilâh, görülmez ve ulaşılmaz bir varlıktır. İlâh, İslâmî ıstılahta şu anlamlara gelir: "Otorite sahibi, kanun koyan, ibâdet edilen, rızık veren, hesaba çeken, kendisine ihtiyaç duyulan." İlâhlık ve otorite birbirini gerektirir. İlâh denildiğinde, aklımıza, hayatımız için kanun koyan, nizam ve hukuk belirleyen ve kayıtsız şartsız hâkimiyet sahibi Allah (c.c.) gelmelidir.
"Senden önce hiçbir Rasul göndermiş olmayalım ki ona: "Benden başka ibadete layık hiçbir ilah yoktur, yalnızca bana kulluk edin" diye vahyetmiş olmayalım." (Enbiya/25)
"Bil ki! Allah’tan başka ibadete layık hiç-bir ilah yoktur." (Muhammed/19)
"Allah’tan başkasına çağıranlar şefaate hak kazanamayacaklardır. Ancak kelime-i şehadetin manasını bilerek şehadet edenler bundan müstesnadır." (Zuhruf/86)
İbn-i Ömer (r.a)'den Rasulullah (s.a.s)'in şöyle dediği rivayet edilmiştir:
‘’İslam beş şey üzerine bina olmuştur: Allah'tan başka ibadete layık ilah olmadığına ve Muhammed (s.a.s)'in Allah'ın kulu ve Rasulü olduğuna şehadet etmek, namazı gerektiği gibi kılmak, zekatı vermek, haccetmek, ramazan orucunu tutmak.’’ (Buhari-Müslim)
Ebu Abdullah Tarik b. Eşyam (r.a): ''Rasulullah (s.a.s)'in şöyle dediğini işittim'' demiştir:
‘’Kim La ilahe illallah Muhammedun Rasulullah der ve Allah'tan başka ibadet edilenleri reddederse malı ve kanı haram olur. Sonra onun hesabı Allah'a aittir.’’ (Müslim)
Bu gibi hadisler çoktur.
La ilahe illallah’ın Gerekleri: Allah-u Teâlâ’yı ibadet konusunda birlemek, emrettiği şekilde O’na ibadet etmek, onun dinini yeryüzünde hakim kılmak için bütün gücü harcamak, şirkin her türünden ve bu kelimeyi bozacak her çeşit inanç, söz ve amellerden uzaklaşmaktır.
Son duamız:
Alemlerin RABB’i olan ALLAH’a Hamd olsun.
Selam Hidayete Tabi Olanlara.