Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

İslam'da Takva Örtüsü Tesettür

S Çevrimdışı

sehadet yusra

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Bizler bu asırda, müslümanlar olarak Allah'ın indirdiği ile hükmedilmeyen, sonradan icad edilmiş beşeri kanunların uygulandığı ülkelerde yaşıyoruz. Allah subhanehu ve teala'nın yüce Kur'an'ı Kerimindeki; "Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler kafirlerin ta kendisidir." (MAIDE-44) ayetine dayanarak, bütün islam ve selef alimlerinin ittifakıyla Allah'ın hükümleriyle hükmetmeyerek, insan ürünü kanunlarla hükmeden hakimler, demokratlar, parlementler ve bunun gibi Allah'ın nizamını hiçe sayıp kendi koymuş oldukları kanunları halka dayatanlar, Allah'ın dininden çıkmış ve kafir olmuşlardır. Bu sebeple Cumhuriyet'in kurulmasıyla İslam düşmanları, müslüman kadınların hicaplarını çıkartarak, kendi tabirleriyle "modern çağa ayak uydurma" iddiasıyla ortaya salmışlar ve benliğinden çıkartarak sokaklara dökmüşlerdir. Bu ithal dayatmacı anlayışın adı da özgürlük idi. Malesef bu anlayış hala devam etmekle birlikte, kadınlar daha da basite indirgenerek satış mağazaları, reklamlar ve filimler gibi yerlerde ortaya çıkarılarak değerlerini yitirmiş ve önemsizleştirilmişlerdir.

İslam, kadını saygın bir yere oturtmuş, ona değer vermiş ve onu yüceltmiştir. Aynı zamanda kadına verdiği önemle birlikte, hakkı olan her şeye eksiksiz olarak ulaştırmıştır. İslam, koymuş olduğu kurallar çerçevesinde kadının gücü, yeteneği ve yapısına uygun yetkiler vermiştir. Kadına vermiş olduğu değerden dolayı, onu korumak için her türlü önlemi almıştır. Bu korumada kadını dış tepkilere karşı koruyacak olan örtüsüdür.

Örtü, kadının silahıdır. Söylemek istediği ama söyleyemediği, haykırmak istediği ama haykıramadığı şeylerin sözcüsüdür aslında. Örtü, kadının şahsiyeti ve kimliğidir. Kadınlar Allah'ın kendilerine bahşetmiş olduğu incelik ve zerafetle, korunmaya muhtaç narin bir inci gibidir. Onların örtüleriyse, onları koruyan bir deniz kabuğu. Müslüman kadının izzeti örtüsünde saklıdır, örtüsü ise izzetin ta kendisidir. Allah zerafetlerini sadece ku'an'da belirttiği kimselerin yanına çıkarken göstermelerini, kendilerini koruyan o güçlü sığınak olan örtülerinden sıyrılmalarını emretmiştir. Allah subhanehu ve teala, hayat rehberimiz olan yüce kur'an'ı kerimde bizlere şöyle buyuruyor.

"Mü'min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Görünen kısımlar müsresna zinet yerlerini göstermesinler. Başörtülerini ta yakalarının üzerine kadar salsınlar. Zinetlerini kocalarından, yahut babalarından, yahut kocalarının babalarından, yahut oğullarından, yahut üvey oğullarından, yahut erkek kardeşlerinden, yahut erkek kardeşlerinin oğullarından, yahut kızkardeşlerinin oğullarından, yahut müslüman kadınlardan, yahut sahip oldukları kölelerden, yahut erkekliği kalmamış hizmetçilerden, yahut da henüz kadınların mahrem yerlerine vakıf olmayan erkek çocuklardan başkasına göstermesinler.Gizledikleri zinetler bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Ey mü'minler, hepiniz Allah'a tevbe edin ki kurtuluşa eresiniz." (NİSA-31)

Kıymetli olan saklanmaya muhtaç ve korunması gerekendir. Kıymetsiz ve deşerini yitirmiş olansa ortada, korunmasız ve insanların gözü önünde olandır. Özgürlük adı verdikleri açıklık, kadının değerini yitirmesi ve gerçek anlamda özgürlüğünün elinden alınması demektir. Gerçek anlamda özgürlük ise, kadının fıtraten korunmaya muhtaç olan bedeninin örtülmesidir.

Abdullah bin Amr bin As (r.a) Hz. Muhammed (s.a.v)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Ümmetimin son dönemlerinde giyimli fakat çıplak, birtakım kadınlar olacaktır. Bunların başlarının üstü deve hörgücü gibi bulunacaktır. Onlar cennete giremez, cennetin kokusunu bile alamazlar." (Ahmed/Müsned/Taberani)

Sanki peygamber (s.a.v) bu asrı görmüş gibi kızlarımızın bugünkü durumunu bizlere bildirmektedir. İslam'da başörtüsü yoktur, Hicap vardır. Fakat dönemimizin modern müslümanları! kadınları daha fazla süsleyip güzelleştirecek icadlarda bulunup sokağa dökmektedirler. Oysa kadın saklanıp muhafaza edilmesi gereken bir mücevher kabilindedir. Tıpkı şu hadisin bizlere bildirdiği gibi;

İbn Ömer ve İbn Mes'ud (r.a) Hz. Muhammed (s.a.v)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Kadın örtülmesi gereken bir avrettir. Dışarı çıktığında şeytan bakışları ona çevirir." (Tirmizi)

Kadın, açılarak yada başını kapatıp diğer muhtelif yerlerini açarak ancak kendi değer ve kıymetini düşürür. Allah subhanehu ve teala şöyle buyurmaktadır:

"Ey peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına söyle, dış elbiselerini üzerlerine alıp örtünsünler. Bu onların tanınmaları ve eziyete uğramamaları için en uygun yoldur. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir." (AHZAB-59)
Dikkat edilirse bu ayet, sadece Rasulullah (s.a.v)'in kadın ve kızlarına değil, bütün mü'minlerin hanımlarına inmiştir. Bu ayet tesettürü en güzel şekilde anlatan bir ayettir. Birçok alim bunda ittifak etmişlerdir ki, birçok güzelliği kendinde barındırdığı için yüzün örtülmesi vaciptir, yani farzdır. Bu ayette geçen "Tanınıp eziyete uğramamaları için" cümleside göstermektedir ki, yüzlerin örtülmesi gerekmektedir. Çünkü yüz, belirleyici bir olgudur. Ancak örtülmesiyle tanınıp eziyete uğramamak mümkündür.

İbn Mes'ud (r.a) Hz. Muhammed (s.a.v)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:

"Kadın tesettürlü ve peçeli olmalıdır. O, evinden çıktığında şeytan ona gözünü diker. Kadın evinde olduğu zaman, Allah'ın rahmetine daha yakındır." (Tirmizi)

Başka bir hadiste ise şöyle buyurulmaktadır.
İbn Ömer (r.a) Hz. Muhammed (s.a.v)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Kadınlarda ihramlı iken, yüzlerine peçe takmasınlar ve eldivende kullanmasınlar." (Buhari-Tirmizi)

Şeyhulislam İbn Teymiyye (r.h) Nur suresinin tefsiri adlı eserinde şöyle diyor:
"Buda gösteriyor ki, peçe ve eldiven, o gün ihramlı olmayan kadınların giyimleri arasındaydı ve herkesçe maruftu. Böylece kadınların yüzlerini ve ellerini örtmeleri gerekir." (İbn-i Teymiyye Tefsiru Suretin-Nur/56)

İslam öncesi, cahiliye döneminde köle veya cariye olan kadınların çoğu açıklardı ve güzelliklerine göre seçilir, parayla satın alınırlardı.
Lakin İslam'ın gelmesi ve bu ayet'in inmesiyle, mü'min kadınlarla müşrik kadınlar birbirinden ayrıldı. İffet sahibi olanlar örtülerine büründü. İçinde yaşamış olduğumuz şu asırda, cahiliye dönemiyle aynı olmakla birlikte müslüman, müşrik,kafir ve mü'min giymiş oldukları kıyafetle ve kendilerine biçmiş oldukları değerle yine kendilerini gösteriyorlar.

Dilerim Rabbim'den, örtüsünde emrine uyanlardan, emirlerineyse işittik ve itaat ettik diyerek, hakkıyla boyun eğenlerden oluruz. İzzetimizi bir bayrak gibi üzerimizde taşıyarak, bir inci kabilindeki zerafetimizi iffetimizle süsleyerek şekillendirmek dileğiyle...

BUŞRA ŞİMŞEK
 
Üst Ana Sayfa Alt