Birinci bu bakış açınız hatalı. Rabbim Esed meselesi değil. Hama'da düzene karşı yazı yazıldı. Yazı yazanlar işkence gördü. Sonra aile büyükleri ve devlet yetkilileri bir araya gelip uzlaştı. Ardından askerlere saldırı oldu. Demokrasi istekleri her kesimde vardı. Kısa süre önce Suriyeden gelen arkadaşlarla beraberdim. Bizde şu veya bu dindensin ayrımı yoktu. Sizin burada bahsettiğiniz gibi değil. Nusayriler hakkında bilginizde yanlış. Hatay, Mersin,Adana arkadaş edinip veya yetkili kuruluşlarını ziyaret edenilirsiniz. En son Sn.Davutoğlu EHDAV'ı ziyaret etti. Bir anlamda günah çıkarttı. Esedte bir nevi buradaki Alevilere göre Sunnileşmiştir(benimle görüşmelerinden edindiğim izlenim)
Tabii ki esed'te pürü pak değil. Lakin Erbakan hocamızın görüşü akılda kalmalı. Hedefte Suriye varken sırada İran sonra da Türkiye vardır. Bu siyonist proje tıkır tıkır işliyor.
Şunu da diyeyim. Savaştan önce çocuklarını Suriyeye arapça okusunlar diye gönderen yönetimdekilerin ve hatta ortak maç ve ortak tatil yapan kişilerin kısa süre sonra basın yoluyla zalimdir vs söylemlerine bürünmeleri
Ehl-i akıl sahiplerinin çok düşünmesi lazım.
Ülkemizin ekonomisine verdikleri zararı bence zalim esed kelimesiyle açıklanamaz. Irak'ta 3.000 den fazla asker kaybeden ABD'de tereyağından kıl çeker gibi bu savaşta bal yalamıştır.
Derhal barış görüşünü savunup Suriyelilerin Türkiyeden ülkelerine sağlıklı gitmeleri sağlanmalıdır.
Efekenip çok zarar etmenin mantığı yoktur. İdlip teki suriyelilere bakmak görevimiz olmamalı. Zorunlu dr gönderimi yasal değildir. Doktor bile oraya gitmek istememektir. Çünkü can güvenliği yoktur.
Buradaki suriyelilerde ekonomik sıkıntı için burada olduklarını beyan ediyorlar.
Bizim Almanyaya giden Türkler gibi.
Bunun böyle olmadığını iddia eden varsa gelsin Hatay'a Suriyelilerle konuşsun. Gözleriyle görsün. Devletin yaptığı baraka da yaşayanların insanlık adına ve müslümanlık adına utanç vericidir. Yayladağda habis hayatı yaşıyorlar.
Akılla bu işi çözmek hepimizin görevi.
Nusayri esad
Zalim esed vs bu acıyı ve insanlık dışı gerçeği düzeltemez.
Akıl şunu diyor. Madem ki Beşşar Nusayri bizimde devletimizde Nusayri vatandaşımız var. Onlar üzerinden temas sağlanıp çözüm sağlayalım. Bu elinizde bir fırsattır.
Şunu diyeyim. Basın ne olduğu malum. Onun dediği bizi fazla bağlamamalı.
Çözülmese ne olur. Zarar eden yine biz oluruz.
Suriyede ne olup bittiğine bakmadan İran, Türkiye zart zurt üzerinden kardeşlik naraları atama, akıl beden ruh ve ahiret hayatı sağlığına zararlıdır!
Esat köpeğinin Nusayri olduğuna ve Nusayrilerinde Ali'ye Allah dediğini dolayısı ile icmaen kafir olduğunu ve dolayısı ile onun safında savaşan herkesinde onun hükmünde olduğunu bilmiyorsun diyelim, bil farz.
Peki Suriyede ağzından köpükler çıkararak ölen çocukları, ırzı kirletilen kadınlar ve işkenceler altında şehid edilen gençleride mi duymadın?
Eğer mesele düzene karşı isyan meselesi ise açıkça şunu söyleyebilirim, İsrail'in devleti Esad'ın devletinden daha efdaldir. Zira zulmü esaddan ağır olmamakla beraber ehli Kitap Yahudidir.
Bütün müminlerin kardeşliğinden bahsediyorsun, o zaman orada katledilen çocuklar ve ırzı kirletilen kadınlar mecusimi ateşperestmi? Onlar neden kardeşin değil, yoksa hınzır gibi namsunu kıskanmamaya ve çocuklarını yemeyi normal görmeyemi başladın!
Ümmetin vahdetini düşünenler, fırka ve cemaatlerden evvel ümmetin genel halini düşünmek zorundadırlar. Esat hüküm bakımından İsrailden daha rezil ve aşağıdır, Müslümana karşı kafir ile birlik olmanın ise mazereti yoktur!
Orada Esat köpeği hüküm sürdükçe bu mesele düzelmez sadece dahada acı hale gelir bu gerçeğin bilinmesi laızm, eğer İran'ın ve Nasrallat'ın köpeklerinin müdahalesi olmasa orada şu ana kadar Esat köpeğininde esamesi okunmayacaktı! Git onlara kız!
Hama isyanı, baba esat'ın zaferi ile sonuçlandı peki ne oldu? Orası güllük glistanlıkmı oldu!
Hayır bilakis halk sonunda dayanamadı ve daha beter patladı!
Biraz akleden bir dimağ, gören bir göz ve hisseden bir kalp lazım.
VESSELAM!