Kalbe giren ilk şey, düşüncedir. Eğer kişi bunu uzaklaştırırsa sonrakilerden rahata kavuşur. Uzaklaştırmadığı takdirde ise bu, kuvvetlenerek vesvese hâlini alır. Ve giderilmesi daha zor olur. Eğer çabuk davranıp vesveseleri uzaklaştırmazsa, bunlar kuvvetlenerek şehvet hâline gelir. Bunu da tedavi etmediği takdirde irade hâlini alır. Eğer irade hâlini alan bu durumu da tedavi etmezse kat'i niyet hâlini alır. İş bu duruma ulaşınca, defedilmesi mümkün olmaz. Ve kaçınılması nerede ise imkânsız olan fiil meydana gelir. Bu durumda tedavi yöntemi, ilaçların en kuvvetlisi olan tam bir tevbe-i nasuha geçer. Şüphesiz, bu hastalığı en başından defetmek -eğer kader müsade eder ve Allah'ın yardımı gerçekleşirse- daha rahat ve daha kolaydır. Ve uygun olan da böyle haraket edilmesidir...'(Ed-Dau ve'd Deva)
Yani kısaca ;
İbn-i kayyım rahimehullah kalbe gelen kötü düşüncenin amele dönüşmesini beş adımda ele almış,ilki dışındaki 4 aşamaya baktığımızda hem giderek daha içinden çıkılmaz bir hal alıyor hem de kurtulması zorlaşıyor.
BUNA BİNAEN DİKKATİNİZİ ÇEKMEK İSTEDİĞİM HUSUS ;
Akla gelen kötü düşünceyi en başında tefekkür etmeden aklımızdan çıkarmak çirkin işlerin ve büyük günahların önüne geçmenin en kolay,en zahmetsiz ve en kesin yolu olabilir.
Yani kısaca ;
İbn-i kayyım rahimehullah kalbe gelen kötü düşüncenin amele dönüşmesini beş adımda ele almış,ilki dışındaki 4 aşamaya baktığımızda hem giderek daha içinden çıkılmaz bir hal alıyor hem de kurtulması zorlaşıyor.
BUNA BİNAEN DİKKATİNİZİ ÇEKMEK İSTEDİĞİM HUSUS ;
Akla gelen kötü düşünceyi en başında tefekkür etmeden aklımızdan çıkarmak çirkin işlerin ve büyük günahların önüne geçmenin en kolay,en zahmetsiz ve en kesin yolu olabilir.