Doğum olduğu için kutlamalarına kur'an ve sünnette dayanak teşkil edecek bir hüküm yoktur. Ancak kur'an ve sünnette açık delil olmayan hiç bir şeyin yapılmayacağına dair de bir hüküm yoktur. Açık hükün olmaması caiz olmadığı amlamına gelmez ve bu durum yaşam gerçekleriyle de bağdaşmaz. İnsanların sevdiklerini, önemli şahsiyetleri ve hele de peygamberini hatırda tutma, tanıtma, sevgi ve saygı gösteriminde bulunmasına vesile olmaı bakıından doğum günü kutlamalarının bir sakıncası yada dine aykırı bir yönü olmasa gerek. Burada aslolan kutlamalarda dine aykırı söz ve fiillerde bulunmamaktır. Dinde insanın içinde yaşadığı toplumun dine aykırı olmayan her türlü örf ve adetlerine uygun yaşamak caiz görülmüştür hatta fıkıhta uyulması tavsiye edilmiştir ve fıkhi hükümlerin ihdasında da örf ve adetler delil ve kaynak kabul edilmiştir.
Bidat, dinin özüyle bağdaşmayan bir şeyi veya mübah (insanın yapıp yapmamakta serbest bırakıldığı şeyler) olan şeyleri dinin gerği gibi görüp uygulamaktır. Peygamberimizin dünyaya teşriflerine sevinip kutlama yapmak bidat sayılmaz kasıt olmaksızın kutlama yapmamayı insanın inancında yada dindarlığında eksiklik görmek ve bu sebepten kınamak bidattir. Aslolan peygamberimizi örnek almaktır. Zira, Allah bizden peygamberi örnek almamızı istiyor.
İnsanların çocuklarını, anne babasını kardeşlerini Allahın bir lutfu olarak görüp şükrün ve mutluluğun tezahürü olarak kutlama yapması da bu bağlamda değerlendirilmelidir.