Kolsuz ve düğmesiz
Ve sağ göğsünde bir rozet deliği olan freng gömleği
Bekar terleriyle sırılsıklamdı
Hayata acemi erkeğinin
Ah gülüm
Onu kanla ıslatmayı becerdiğim gün
Artık ne esirlik ne zulüm
Ne de gözlerimde
Sabah tuvaletinden arta kalan sabun köpükleri
-
Kardeşlik, dostluk ve arkadaşlık
Bir sancının vücuda ilk girmesi gibi sıcak ve güzel bir şeydir sevgilim.
Çünkü ben onlarla geçtim, gerçek bir buluşma olan namazın,
Kesin ve ödün vermeyen saflarından…
-
Sana döndümse şimdi ben
Bütün eski sevgilerimi yıkarak döndüm
Yaşayamadıklarım, yaşayabildiklerimden daha çok
Ve daha layıksa özlenmeye
Sesim seninle daha gür
Şarkılarım daha özgürse
Bil ki yaşayamadıklarımızı yaşanabilir kılmak için savaşmak
Seninle bir menekşeyi koklayıp soldurmaktan daha güzeldir
-
İsterdim öğrenmesin doğacak oğlum bile
Sana nasıl yandığımı
Ben tırnağımla koparırken ta göğsümdeki kermeleri
Doğacak çocuğuma emanet olsun
Öfkem, kılıcım, heyecanım
Ve
Yüreğim soğusun diye sevgilim
Yüzüne bakarak susacağım
Başını bağlayıp düş ardıma
SevgilimDüş ardıma
Seninle bir adım daha yaklaştım
Daha yaklaştım muradıma
-
Ve ben diplomalarımı yırttımsa
Bunun üstüne kılıcımı kınından sıyırdımsa
Kalleşliği bir hamlede yere vurdumsa
Savur gülüşlerini
Ne duruyorsun
Konuş
Dillerin olayım. Ağla! Dua et!
Çünkü hıncım da tazedir, sevincim de
Çünkü tek sevda var şimdi içimde
Kavgamız
Ve saflarımızda senin yerin
-
Nasıl da dadanmış sırtlanları
Daha gömüldüğümüz mezara
Şu küfürbaz kuşağın
Nasıl da tutmuş kuşatmış yolumuzu
Gölgesi arkadan vuranın, alçağın
Lakin bir umut bulunur daima
Bulunur elbet
Çıkıp sıyrılmaya doğru açılmış
Bir bitmez umut
Ki inancın ve aydınlığın kapısı odur
Odur başımızı dik tutarız
Odur yenilmeyiz karşılaştığımız ilk tahakküme
İlk karanlığa
İlk tel örgüye
-
Bizim de haberlerimiz vardır sevgilim
İkimizin arasında
Bütün kardeşlerimizin başı bağlıdır ona
Ve bizim
Çünkü bizim haberlerimiz vardır sevgilim
Sağlam ve sadık
Tutunur dağ aşarız yardımıyla
Tutunur bileniriz
Tutunur silme insan olan künyemizi
Yar kılarız sevdasına
-
Sana anlatacağım şeyleri kafamda toparlamadan daha
Kundaklamaya çağırıyorlar karanlığın kalleş bekçileri
Tam bir adım kala sabaha uyanıyorum
Ben ürküntüyle uyanınca
Çalıyor zilleri kafamın içinde
İğrenç utanmaz
O zaman koşup kitabımızın sözlerine saklanıyorum
Kitapİtiyor beni alanlara
Ve kitap itince beni alanlara
Görsen yiğidin ne kadar cesur
Vay heyran
Yiğidin bir özge candır
Anasına layık oğul
Çocuklarına baba
Ve sana sultandır
-
Esmerim, güzelim, nazlı yarim
Tam kumrular tüy düşürürken yere
Bir şafak üzere
Ve bizimkiler
Kitab’ın kavline göre ayaklanınca
Ko gideyim
Ko ki serbestlesin zincirlerimiz
Ko ki korkak,
Ko ki kaçak demesin kimse
Demesin yiğidine..
[şiir:Metin Önal Mengüşoğlu]
Ve sağ göğsünde bir rozet deliği olan freng gömleği
Bekar terleriyle sırılsıklamdı
Hayata acemi erkeğinin
Ah gülüm
Onu kanla ıslatmayı becerdiğim gün
Artık ne esirlik ne zulüm
Ne de gözlerimde
Sabah tuvaletinden arta kalan sabun köpükleri
-
Kardeşlik, dostluk ve arkadaşlık
Bir sancının vücuda ilk girmesi gibi sıcak ve güzel bir şeydir sevgilim.
Çünkü ben onlarla geçtim, gerçek bir buluşma olan namazın,
Kesin ve ödün vermeyen saflarından…
-
Sana döndümse şimdi ben
Bütün eski sevgilerimi yıkarak döndüm
Yaşayamadıklarım, yaşayabildiklerimden daha çok
Ve daha layıksa özlenmeye
Sesim seninle daha gür
Şarkılarım daha özgürse
Bil ki yaşayamadıklarımızı yaşanabilir kılmak için savaşmak
Seninle bir menekşeyi koklayıp soldurmaktan daha güzeldir
-
İsterdim öğrenmesin doğacak oğlum bile
Sana nasıl yandığımı
Ben tırnağımla koparırken ta göğsümdeki kermeleri
Doğacak çocuğuma emanet olsun
Öfkem, kılıcım, heyecanım
Ve
Yüreğim soğusun diye sevgilim
Yüzüne bakarak susacağım
Başını bağlayıp düş ardıma
SevgilimDüş ardıma
Seninle bir adım daha yaklaştım
Daha yaklaştım muradıma
-
Ve ben diplomalarımı yırttımsa
Bunun üstüne kılıcımı kınından sıyırdımsa
Kalleşliği bir hamlede yere vurdumsa
Savur gülüşlerini
Ne duruyorsun
Konuş
Dillerin olayım. Ağla! Dua et!
Çünkü hıncım da tazedir, sevincim de
Çünkü tek sevda var şimdi içimde
Kavgamız
Ve saflarımızda senin yerin
-
Nasıl da dadanmış sırtlanları
Daha gömüldüğümüz mezara
Şu küfürbaz kuşağın
Nasıl da tutmuş kuşatmış yolumuzu
Gölgesi arkadan vuranın, alçağın
Lakin bir umut bulunur daima
Bulunur elbet
Çıkıp sıyrılmaya doğru açılmış
Bir bitmez umut
Ki inancın ve aydınlığın kapısı odur
Odur başımızı dik tutarız
Odur yenilmeyiz karşılaştığımız ilk tahakküme
İlk karanlığa
İlk tel örgüye
-
Bizim de haberlerimiz vardır sevgilim
İkimizin arasında
Bütün kardeşlerimizin başı bağlıdır ona
Ve bizim
Çünkü bizim haberlerimiz vardır sevgilim
Sağlam ve sadık
Tutunur dağ aşarız yardımıyla
Tutunur bileniriz
Tutunur silme insan olan künyemizi
Yar kılarız sevdasına
-
Sana anlatacağım şeyleri kafamda toparlamadan daha
Kundaklamaya çağırıyorlar karanlığın kalleş bekçileri
Tam bir adım kala sabaha uyanıyorum
Ben ürküntüyle uyanınca
Çalıyor zilleri kafamın içinde
İğrenç utanmaz
O zaman koşup kitabımızın sözlerine saklanıyorum
Kitapİtiyor beni alanlara
Ve kitap itince beni alanlara
Görsen yiğidin ne kadar cesur
Vay heyran
Yiğidin bir özge candır
Anasına layık oğul
Çocuklarına baba
Ve sana sultandır
-
Esmerim, güzelim, nazlı yarim
Tam kumrular tüy düşürürken yere
Bir şafak üzere
Ve bizimkiler
Kitab’ın kavline göre ayaklanınca
Ko gideyim
Ko ki serbestlesin zincirlerimiz
Ko ki korkak,
Ko ki kaçak demesin kimse
Demesin yiğidine..
[şiir:Metin Önal Mengüşoğlu]