KREDİ KARTI İLE ALIŞ-VERİŞ
- "Allah alışverişi helal, faizi ise haram kılmıştır." (Bakara 275)
- "Allah faizi mahveder (faize karışan malın bereketini giderir), sadakaları çoğaltır (içinden sadaka verilen malları bereketlendirir)." (Bakara 176)
- "Helal ve temiz nafaka yeyin ve salih ameller işleyin." (Mûminun 51)
- "Mallarınızı aranızda batıl (sebeblerle) yemeyin." (Bakara 188)
- "Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve mûmin iseniz faizden arta kalanı terk edin. Eğer böyle yapmazsanız (faizi terk etmezseniz) Allah’a ve peygamberine karşı harb(e girmiş olduğunuzu) bilin." (Bakara 278, 279)
- Helal nafaka temini her müslüman üzerine farzdır.
(Taberani)
- Kırk gün helal yiyenin kalbini Allah nurlandırır ve hikmet gözelerini kalbinden lisanına akıtır.
(Ebu Naim, Hilye)
- Nice saçı sakalı tozlu, yüzü kirli, oradan oraya kovulan kimseler vardır ki yediği haram, giydiği haramdır. Haramla gıdalanmış iken elini kaldırır da "Ey Rabb'im!" diye dua ettiğinde bu dua nasıl kabul olur (haram gıda alanın duası kabul olmaz).
(Muslim)
- Haramdan meydana gelen her ete (vucuda) yaraşan ateşte yanmaktır.
(Tirmizi)
- Kazancın nereden geldiğine aldırış etmeyen kimseyi, Allah Teala hangi kapıdan cehenneme atacağına aldırış etmez.
(Ebu Mansur Deylemî, Musned)
- Dininizin en hayırlı tarafı veradır (şubheli şeylerden kaçınmaktır).
- Abdullah b. Hanzale (r.anh)'dan rivâyetle : "Kişinin bilerek yediği bir dirhem riba (fâiz), otuzaltı zinadan eşeddir / daha şiddetlidir.”
(Ahmed bin Hanbel; Nureddin el Heysemi, Zevaid, 4/117 sahih hadis)
İnsanlar kazançları konusunda üç kısımdır:
1- Dünya geçimi kendisini meşgul etmiş ve ahiratini unutturmuş kimselerdir. Bu kimseler helak olmuştur.
2- Ahirat telaşı dünyalığını unutturmuş kimselerdir. Bunlar kurtuluşa eren bahtiyarlardır.
3- Ahiratini kazanmak için dünya ile meşgul olan kimselerdir. İtidale en yakın olan bu üçüncü derecedeki kimselerdir.
Rasul-u Ekram (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
- "Helal belli, haram da bellidir. Ancak aralarında (helal mi, haram mı belli olmayan) şubheli bir takım şeyler vardır ki insanların çoğu bunları bilmez. Şubhelilerden sakınan hem dinini hem de ırzını korumuş olur."
(Buhari, Muslim)
Şubheli olanlara örnek verecek olursak;
1- Önceden haram olduğu bilinmiş iken sonradan helal olduğundan şubhe edilen şeyler,
2- Helal olduğu bilinib, haram olmasından şubhe edilen şeyler,
3- Aslolan haramdır fakat zannı gâlible helal olmasını iktiza eden bir sebeb olsa bile haram ihtimali olunca onu terk ederse kişi için güzel olur.
4- Helalliği belli iken zannı gâlible haramlık arız olmuş ise helallik hükmü kalkar ve haramlığına hükmedilir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v) bunlara işaretle şöyle buyuruyor:
"İçerisinde bir dirhemi haram olduğu halde on dirheme bir elbise alan kimsenin, o elbise ile kıldığı namaz ve tuttuğu orucu Allah kabul etmez."
(Buhari, 289)
***
Harama sebebiyetin hükmü:
Hükümlerin kaynakları, Edilleyi Şer’iyyenin bölümlerinden olan "zerâî" bunu en güzel şekilde ortaya koyar. Zerâî, haram veya helale vasıta olan şeylerdir. Harama vesile olan şey haram, mubaha vesile olan mubah, vâcib için zaruri olan şey vâcib olur. Zina haramdır. Zinaya sebebiyet verdiği için kadının mahrem yerine bakmak haramdır. Kadınların mahram yerlerini açmaları da harama vesile olmaları sebebiyle haramdır.
Cumua namazı farzdır. Cumua namazını kılmak için alışverişi bırakmak da farzdır. Cumua namazına mâni olan herhangi bir iş -meşru mazeretlerin dışında- haramdır. Ne garibdir ki, Cumua namazına rastlayan saatte okullarda talebeler ders başında.. Böyle bir tahsilin bereketi olmaz. Çünkü Cumua namazına mâni olan her iş haramdır. Cumua vakti marketler, alışveriş merkezleri açıktır. Bu ve benzeri haller Cumua namazına mânidir. Bu vakitte bir işle meşgul olmak haramdır.
İçki haram, kumar haram, zina haram, adam öldürmek haram, zulum haram, beşerî sistemi ilahî sisteme tercih haramdır. Bunlara farklı yollarla vesile olmak, önünü açmak, reklamını yapmak, övmek, hepsi haramdır. Kim ne yaparsa yapsın sonunda Allah yaptıklarımızdan haberdardır. Sonunda herkes Allah’a hesab verecektir. Zira dönüşümüz en sonunda Allah’adır.
Kredi Kartı
Kredi kartı sahibi alışveriş yaptığı eşyanın bedelini, aldığı fiyattan öder ve ödemelerini günü gününe (gecikme faizi ödeme durumunda kalmaksızın zamanında) yaparsa, faiz olmaz. Mağaza sahibi de veresiye satışını peşine çevirmek için bankaya komisyon ödemeye girişmemelidir. Mağaza sahibi parasını günü gelince almayı beklerse kredi kartı ile alışveriş caiz olur. Aksi halde faize bulaşırsa kredi kartı ile alışveriş caiz olmaz. (Yazının sonunda açıklama gelecektir)
Komisyon adı altında gününden önce parayı çekerse bu fâiz olur. Böylesi yerlerden alışveriş yapılması, eğer mağaza sahibinin bu işi yaptığı biliniyorsa uygun değildir. O zaman kişilerin alışveriş yaptığı yerlere dikkat etmeleri gerekir.
Yenilmesi, içilmesi veya yararlanılması ayet ve sahih hadislerle yasaklanmış bulunan şeylerin alım-satımını yapmak haram hükmündedir. (Şarap, domuz eti gibi)
Eşya hususunda bir şeyin yenilmesi veya kullanılması haramsa onun alışverişi de haramdır.
Bir alışveriş yeri haram olan şeylerden satış yapıyorsa oradan alışveriş yapmak doğru olmaz. Aldığınız eşya helal nevinden de olsa.
Müslüman müslümanın davetine icabet eder. Bu müslümanların birbirlerine olan haklarındandır. Ancak davet olunan yerde haram olan alışveriş veya oyun, eğlence, içki varsa böyle bir davete müslüman icabet etmez. (Velev ki öz kardeşinin düğünü ola)
Müslüman kimse böyle bir şeyle karşılaşırsa öncelikle bu haramları ortadan kaldırmaya (onun men’ine) çalışmalı, eğer o haramları ortadan kaldırmaya gücü yetmezse o yeri terk etmelidir.
Kredi kartını fâizli kullananların durumu
Buraya kadar ayet ve hadislerden, haram ve helallerden de anlaşılacağı gibi, faizle meşgul alışveriş yerlerinden değil, güvendiğiniz, emin olduğunuz yerlerden alışveriş yapmanız dünya ve ahiret saadetiniz için elzemdir.
Allah(c.c):
"Ey İnsanlar! Yeryüzündeki helal ve temiz olan şeylerden yeyin." (Bakara 168 ) buyuruyor.
Aslında bu durumda gayri meşru alışveriş yapana yanlışından vazgeçmesi için bir fırsattır. Ona hakaret değil izzete davettir. Çünkü Allah (c.c):
"Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve doğrularla beraber olun." (Tevbe 119) buyurmaktadır.
Allah (c.c) doğru olun demiyor, "doğrularla beraber olun." buyuruyor. Onlarla beraber olanlar onların güzel halleri ile hallenirler. Bu onlarla beraber namaz kılma, haccetme, ilim meclislerinde beraber olma, onlarla arkadaş olma, hayır işlerde yarışma, mâsiyetle ilgili konulardan uzak durma, bu konularda yardımcı olmamak asıldır.
Alışverişimizi sadık ve güzel insanlardan yapmamız gerekir. Yaratılış gayemiz, bu dünyada hangi şartlarda olursa olsun sadece yaşamak değil, yaratan Rabb'imizin rıdası doğrultusunda hayatımızı sürdürmek olmalıdır. Alışverişimiz sadıkça, sadıklarla, emin bildiğimiz kimselerle olmalıdır. Onlar ki; Allah’a verdiği sözü tutan, Kur'an ve sünnet ölçüleri içerisinde yaşayan ihsan ve ihlas sahibi kimselerdir. Ey Ummet-i Muhammed! Sadıklarla beraber olun ve sadıklaşın. Unutmayın ki cehennem ateşi şiddetlidir. Herkes Allah’a hesab verecektir. Hesab zordur. Dünya’nın geçici zevkleri bizi aldatmasın.
Kart Gününde Ödense Ve Çekilse Dahi Dolaylı Yoldan Faize Bulaşılmaktadır:
Mesela ;
4. ayın 1 inde 50 ytl lik kart ile alışveriş yapan bir müşteri diyelim ki son ödeme tarihi 4. ayın 25'idir . Son gün götürüp borcunu yatırıyor .
Esnaf ise sattığı 50 ytl'lik malın parasını ancak 5. ayın 10 unda alabiliyor .
Dolayısıyla bu alış verişten dolayı banka hiç bir sebeb yok iken bu imkanı sağladığı ve böyle alış veriş yapanların yüzünden 15 gün boyunca alışveriş taraflarının yatırmış ve çekilmek üzere bırakılan o parayı Allah ve Rasulune harb açan fâizli kurumunda (banka) kullanma hakkına kavuşmuş olur.
Böylece hem alan hem satan fâiz kurumlarına paralarını mahkum ettikleri için destek vermiş olmaktadırlar.
Bir de esnafın sattığı malın parasını gününden önce alma durumu söz konusudur. O zaman ise banka vereceği 50 ytl yerine çektiği erken güne göre misal 42 ytl verir. Böylece çağdaş tefecilik icra edilmiş fâize bulaşılmış olur.
Bunda kartla alış veriş yapan kişi benim suçum yok diyemez. Çünkü alışverişler iki taraf arasında gerçekleşmektedir.
Zaten bir de son ödeme gününde ödeyemezse o zaman da birde gecikme fâizi uygulanır ki dolayısıyla her türlü necis yuvaları olan fâiz kurumlarına destek verilmiş ve bulaşılmış olunur .
Ayrıca , Kart ve post sahiblerinin yüzünden bu medeni(!) tefeci binaları , küfür devletlerinden mûdi'leri adetince para yardımı almaktadırlar.
Allah’ım! Ummet-i Muhammed’i Kur'an’a mahkum et. Amin.
- "Allah alışverişi helal, faizi ise haram kılmıştır." (Bakara 275)
- "Allah faizi mahveder (faize karışan malın bereketini giderir), sadakaları çoğaltır (içinden sadaka verilen malları bereketlendirir)." (Bakara 176)
- "Helal ve temiz nafaka yeyin ve salih ameller işleyin." (Mûminun 51)
- "Mallarınızı aranızda batıl (sebeblerle) yemeyin." (Bakara 188)
- "Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve mûmin iseniz faizden arta kalanı terk edin. Eğer böyle yapmazsanız (faizi terk etmezseniz) Allah’a ve peygamberine karşı harb(e girmiş olduğunuzu) bilin." (Bakara 278, 279)
- Helal nafaka temini her müslüman üzerine farzdır.
(Taberani)
- Kırk gün helal yiyenin kalbini Allah nurlandırır ve hikmet gözelerini kalbinden lisanına akıtır.
(Ebu Naim, Hilye)
- Nice saçı sakalı tozlu, yüzü kirli, oradan oraya kovulan kimseler vardır ki yediği haram, giydiği haramdır. Haramla gıdalanmış iken elini kaldırır da "Ey Rabb'im!" diye dua ettiğinde bu dua nasıl kabul olur (haram gıda alanın duası kabul olmaz).
(Muslim)
- Haramdan meydana gelen her ete (vucuda) yaraşan ateşte yanmaktır.
(Tirmizi)
- Kazancın nereden geldiğine aldırış etmeyen kimseyi, Allah Teala hangi kapıdan cehenneme atacağına aldırış etmez.
(Ebu Mansur Deylemî, Musned)
- Dininizin en hayırlı tarafı veradır (şubheli şeylerden kaçınmaktır).
- Abdullah b. Hanzale (r.anh)'dan rivâyetle : "Kişinin bilerek yediği bir dirhem riba (fâiz), otuzaltı zinadan eşeddir / daha şiddetlidir.”
(Ahmed bin Hanbel; Nureddin el Heysemi, Zevaid, 4/117 sahih hadis)
İnsanlar kazançları konusunda üç kısımdır:
1- Dünya geçimi kendisini meşgul etmiş ve ahiratini unutturmuş kimselerdir. Bu kimseler helak olmuştur.
2- Ahirat telaşı dünyalığını unutturmuş kimselerdir. Bunlar kurtuluşa eren bahtiyarlardır.
3- Ahiratini kazanmak için dünya ile meşgul olan kimselerdir. İtidale en yakın olan bu üçüncü derecedeki kimselerdir.
Rasul-u Ekram (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
- "Helal belli, haram da bellidir. Ancak aralarında (helal mi, haram mı belli olmayan) şubheli bir takım şeyler vardır ki insanların çoğu bunları bilmez. Şubhelilerden sakınan hem dinini hem de ırzını korumuş olur."
(Buhari, Muslim)
Şubheli olanlara örnek verecek olursak;
1- Önceden haram olduğu bilinmiş iken sonradan helal olduğundan şubhe edilen şeyler,
2- Helal olduğu bilinib, haram olmasından şubhe edilen şeyler,
3- Aslolan haramdır fakat zannı gâlible helal olmasını iktiza eden bir sebeb olsa bile haram ihtimali olunca onu terk ederse kişi için güzel olur.
4- Helalliği belli iken zannı gâlible haramlık arız olmuş ise helallik hükmü kalkar ve haramlığına hükmedilir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v) bunlara işaretle şöyle buyuruyor:
"İçerisinde bir dirhemi haram olduğu halde on dirheme bir elbise alan kimsenin, o elbise ile kıldığı namaz ve tuttuğu orucu Allah kabul etmez."
(Buhari, 289)
***
Harama sebebiyetin hükmü:
Hükümlerin kaynakları, Edilleyi Şer’iyyenin bölümlerinden olan "zerâî" bunu en güzel şekilde ortaya koyar. Zerâî, haram veya helale vasıta olan şeylerdir. Harama vesile olan şey haram, mubaha vesile olan mubah, vâcib için zaruri olan şey vâcib olur. Zina haramdır. Zinaya sebebiyet verdiği için kadının mahrem yerine bakmak haramdır. Kadınların mahram yerlerini açmaları da harama vesile olmaları sebebiyle haramdır.
Cumua namazı farzdır. Cumua namazını kılmak için alışverişi bırakmak da farzdır. Cumua namazına mâni olan herhangi bir iş -meşru mazeretlerin dışında- haramdır. Ne garibdir ki, Cumua namazına rastlayan saatte okullarda talebeler ders başında.. Böyle bir tahsilin bereketi olmaz. Çünkü Cumua namazına mâni olan her iş haramdır. Cumua vakti marketler, alışveriş merkezleri açıktır. Bu ve benzeri haller Cumua namazına mânidir. Bu vakitte bir işle meşgul olmak haramdır.
İçki haram, kumar haram, zina haram, adam öldürmek haram, zulum haram, beşerî sistemi ilahî sisteme tercih haramdır. Bunlara farklı yollarla vesile olmak, önünü açmak, reklamını yapmak, övmek, hepsi haramdır. Kim ne yaparsa yapsın sonunda Allah yaptıklarımızdan haberdardır. Sonunda herkes Allah’a hesab verecektir. Zira dönüşümüz en sonunda Allah’adır.
Kredi Kartı
Kredi kartı sahibi alışveriş yaptığı eşyanın bedelini, aldığı fiyattan öder ve ödemelerini günü gününe (gecikme faizi ödeme durumunda kalmaksızın zamanında) yaparsa, faiz olmaz. Mağaza sahibi de veresiye satışını peşine çevirmek için bankaya komisyon ödemeye girişmemelidir. Mağaza sahibi parasını günü gelince almayı beklerse kredi kartı ile alışveriş caiz olur. Aksi halde faize bulaşırsa kredi kartı ile alışveriş caiz olmaz. (Yazının sonunda açıklama gelecektir)
Komisyon adı altında gününden önce parayı çekerse bu fâiz olur. Böylesi yerlerden alışveriş yapılması, eğer mağaza sahibinin bu işi yaptığı biliniyorsa uygun değildir. O zaman kişilerin alışveriş yaptığı yerlere dikkat etmeleri gerekir.
Yenilmesi, içilmesi veya yararlanılması ayet ve sahih hadislerle yasaklanmış bulunan şeylerin alım-satımını yapmak haram hükmündedir. (Şarap, domuz eti gibi)
Eşya hususunda bir şeyin yenilmesi veya kullanılması haramsa onun alışverişi de haramdır.
Bir alışveriş yeri haram olan şeylerden satış yapıyorsa oradan alışveriş yapmak doğru olmaz. Aldığınız eşya helal nevinden de olsa.
Müslüman müslümanın davetine icabet eder. Bu müslümanların birbirlerine olan haklarındandır. Ancak davet olunan yerde haram olan alışveriş veya oyun, eğlence, içki varsa böyle bir davete müslüman icabet etmez. (Velev ki öz kardeşinin düğünü ola)
Müslüman kimse böyle bir şeyle karşılaşırsa öncelikle bu haramları ortadan kaldırmaya (onun men’ine) çalışmalı, eğer o haramları ortadan kaldırmaya gücü yetmezse o yeri terk etmelidir.
Kredi kartını fâizli kullananların durumu
Buraya kadar ayet ve hadislerden, haram ve helallerden de anlaşılacağı gibi, faizle meşgul alışveriş yerlerinden değil, güvendiğiniz, emin olduğunuz yerlerden alışveriş yapmanız dünya ve ahiret saadetiniz için elzemdir.
Allah(c.c):
"Ey İnsanlar! Yeryüzündeki helal ve temiz olan şeylerden yeyin." (Bakara 168 ) buyuruyor.
Aslında bu durumda gayri meşru alışveriş yapana yanlışından vazgeçmesi için bir fırsattır. Ona hakaret değil izzete davettir. Çünkü Allah (c.c):
"Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve doğrularla beraber olun." (Tevbe 119) buyurmaktadır.
Allah (c.c) doğru olun demiyor, "doğrularla beraber olun." buyuruyor. Onlarla beraber olanlar onların güzel halleri ile hallenirler. Bu onlarla beraber namaz kılma, haccetme, ilim meclislerinde beraber olma, onlarla arkadaş olma, hayır işlerde yarışma, mâsiyetle ilgili konulardan uzak durma, bu konularda yardımcı olmamak asıldır.
Alışverişimizi sadık ve güzel insanlardan yapmamız gerekir. Yaratılış gayemiz, bu dünyada hangi şartlarda olursa olsun sadece yaşamak değil, yaratan Rabb'imizin rıdası doğrultusunda hayatımızı sürdürmek olmalıdır. Alışverişimiz sadıkça, sadıklarla, emin bildiğimiz kimselerle olmalıdır. Onlar ki; Allah’a verdiği sözü tutan, Kur'an ve sünnet ölçüleri içerisinde yaşayan ihsan ve ihlas sahibi kimselerdir. Ey Ummet-i Muhammed! Sadıklarla beraber olun ve sadıklaşın. Unutmayın ki cehennem ateşi şiddetlidir. Herkes Allah’a hesab verecektir. Hesab zordur. Dünya’nın geçici zevkleri bizi aldatmasın.
Kart Gününde Ödense Ve Çekilse Dahi Dolaylı Yoldan Faize Bulaşılmaktadır:
Mesela ;
4. ayın 1 inde 50 ytl lik kart ile alışveriş yapan bir müşteri diyelim ki son ödeme tarihi 4. ayın 25'idir . Son gün götürüp borcunu yatırıyor .
Esnaf ise sattığı 50 ytl'lik malın parasını ancak 5. ayın 10 unda alabiliyor .
Dolayısıyla bu alış verişten dolayı banka hiç bir sebeb yok iken bu imkanı sağladığı ve böyle alış veriş yapanların yüzünden 15 gün boyunca alışveriş taraflarının yatırmış ve çekilmek üzere bırakılan o parayı Allah ve Rasulune harb açan fâizli kurumunda (banka) kullanma hakkına kavuşmuş olur.
Böylece hem alan hem satan fâiz kurumlarına paralarını mahkum ettikleri için destek vermiş olmaktadırlar.
Bir de esnafın sattığı malın parasını gününden önce alma durumu söz konusudur. O zaman ise banka vereceği 50 ytl yerine çektiği erken güne göre misal 42 ytl verir. Böylece çağdaş tefecilik icra edilmiş fâize bulaşılmış olur.
Bunda kartla alış veriş yapan kişi benim suçum yok diyemez. Çünkü alışverişler iki taraf arasında gerçekleşmektedir.
Zaten bir de son ödeme gününde ödeyemezse o zaman da birde gecikme fâizi uygulanır ki dolayısıyla her türlü necis yuvaları olan fâiz kurumlarına destek verilmiş ve bulaşılmış olunur .
Ayrıca , Kart ve post sahiblerinin yüzünden bu medeni(!) tefeci binaları , küfür devletlerinden mûdi'leri adetince para yardımı almaktadırlar.
Allah’ım! Ummet-i Muhammed’i Kur'an’a mahkum et. Amin.