Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Soru Küçük Yaşta Ölüp Cennetlik Olmak ile Dünya İmtihanına Tabi Tutulmak Arasındaki Adalet Nasıl Anlaşılmalı?

8 Çevrimdışı

87Burak

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Arkadaslar iyi forumlar,

Kısa bir sure once fark ettigim bir durum kafamı kemirip duruyor. Durumu saglam bir temele oturtamıyorum. Yardımızı isteyecektim,
Şöyle ki;
Ne yazık ki dogal sebeplerden (aclık, hastalık vb.) dünya uzerinde günde binlerce cocuk yasamını yitiriyor. Ve mantıken dogrudan cennete gidiyorlar. (Kur-an'da bu konunun gectigi yeri bilmiyorum acıkcası)
Ama bir yandan düsününce, haşa bu nasıl sınavdır ki bazı ruhlar daha sınavın basında cenneti hak ediyorlar. Geri kalanlar nefisleriyle baş basa çabalıyorlar.
Tesekkurler
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
M Çevrimdışı

münferit

Üye
İslam-TR Üyesi
Bu ve benzeri sorularda göz önünde bulundurulması gereken bazı hakikatler şunlardır:

Allah dilediğini yapar.
Allah adildir, zulmedici değildir.
Allah Alim'dir, Allah'ın ilmi herkesi ve her şeyi kuşatır ve Allah hikmet ile hükmeder.

Bu manaları öğreneceğimiz ayetlerden bazıları:
(Ey Muhammed), sen, sevdiğini doğru yola iletemezsin, fakat Allah, dilediğini doğru yola iletir. O, yola gelecek olanları daha iyi bilir.
Kasas/56

“Şüphesiz Allah, insanlara asla zulmetmez, fakat insanlar kendilerine zulmediyorlar.” Yunus Suresi/ 44. Ayet
Kendisinde Allah’a döndürüleceğiniz günden korkup sakının. Sonra her nefse kazandıkları eksiksiz olarak verilecek ve onlar zulme de uğramayacaklardır.(2/Bakara 281)
(Vuku bulacağında) şüphe olmayan o gün için kendilerini topladığımızda (hâlleri) nice olur? Sonra her nefse kazandığı eksiksiz verilir; onlar zulme de uğramazlar.(3/Âl-i İmran 25)
Bu (ayetler), sana okuduğumuz Allah’ın hak olan ayetleridir. Allah, âlemler için zulüm/haksızlık dilemez.(3/Âl-i İmran 108)
Bu (ceza), ellerinizle (yapıp) takdim ettiğinizin karşılığıdır. Allah, kullarına karşı zalim değildir.(3/Âl-i İmran 182)
Şüphesiz ki Allah, zerre ağırlığınca dahi zulmetmez. Şayet bir iyilik yapılmışsa onu kat kat fazlalaştırır ve kendi yanından büyük bir ecir verir.(4/Nisâ 40)
Nefislerini temize çıkaranları görmedin mi? (Hayır, öyle değil!) Bilakis, Allah dilediğini temize çıkarır. Ve onlar kıl kadar da olsa zulme uğramazlar.(4/Nisâ 49)
Bu, ellerinizle (yapıp) takdim ettiğinizin karşılığıdır. Şüphesiz ki Allah, kullarına zulmeden değildir. (8/Enfâl 51)
Doğrusu Allah, insanlara hiçbir şekilde zulmetmez. Fakat insanlar, kendilerine zulmetmektelerdir.(10/Yûnus 44)
Bunun yanında Allah'ın hikmetini daha iyi anlayabilmek için Kehf Suresi'nin 60.ayetinden 82.ayetine kadar okumanı tavsiye ederim.
 
8 Çevrimdışı

87Burak

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
münferit kardeș Allah razı olsun öylesine geçiştirmemișsin, araștırıp yazmıșsın. Çok teșekkürler.

Ama ne yazık ki sorduğum soruyla gönderdigin ayetler arasında bir ilișki göremiyorum.

Tabi ki;
- Allah dilediğini yapar,
- Zulmedici değildir,
- Allah dilediğini doğru yola iletir,
- insanlar kendilerine zulmediyorlar

Bunların 'sınavın adaletsizliği' ile ilgisi nedir? Kastettiğin Kehf suresi 70. Ayetteki gibi düșüneceksek;
  • O da, “Eğer bana tâbi olursan, sana o konuda bilgi verinceye kadar hiçbir şey hakkında bana soru sorma!” diye tembih etti.
Haşa buna karși çıkmam. Șirk koșmak istemem. Allah bilir deyip kapatacağız konuyu sanırım....


Ama Islam dini düșünmemizi, araştırmamızı, aklımızı kullanmamızı öğütler.

Ben de tabi ki foruma yazmadan önce araştırdım ilgili ayetleri bulmaya çalıștım. "İlahi Sınav" ile ilgili bulduğum ilgili ayetler;

Ruhların Yaratılması ve Ezelî Ahit:
  • Araf Suresi, 7:172:
    • "Ve Rabbin, Âdem oğullarının sulbünden zürriyetlerini almış ve onları kendilerine şahit tutarak: 'Ben sizin Rabbiniz değil miyim?' demişti. Onlar da: 'Evet, (buna) şahidiz!' demişlerdi. Kıyamet günü, 'Biz bundan habersizdik.' dememeniz için (böyle yaptık)."
Mülk Suresi, 67:2:
  • "Sizi imtihan etmek için ölümü ve hayatı yaratan O’dur. Hanginizin daha güzel amel işleyeceğini denemek için..."
Ankebüt suresi 2. ayet:
  • 'İnsanlar, hiçbir imtihana tabi tutulmadan, yalnızca inandık demekle bırakılırlar mı sandılar?'

Karșıma çıkan bu ayetlerin hepsi ne yazık ki 'sınava tabi tutulmadan doğrudan cennete giden çocuklar' ile çelișiyor.
 
SalihBeratt Çevrimdışı

SalihBeratt

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Ve mantıken dogrudan cennete gidiyorlar. (Kur-an'da bu konunun gectigi yeri bilmiyorum acıkcası)
Buluğ çağına ermeden ölen kâfirlerin çocukları hakkında susar ve onlar hakkında herhangi bir hüküm vermeyiz. Hammâd b. Seleme, Abdullah b. Mübârek ve İshak b. Râheveyh bu görüştedirler.

Bu görüşte olanların delilleri (dayanakları):

a). Abdullah b. Abbas'tan -Allah ondan ve babasından râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, o şöyle demiştir:

سُئِلَ رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم عَنْ أَوْلَادِ الـْمُشْرِكِينَ فَقَالَ: اللهُ إِذْ خَلَقَهُمْ أَعْلَمُ بِمَا كَانُوا عَامِلِينَ [ رواه البخاري ومسلم ]

"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e (küçük yaşta ölen) müşriklerin çocukları hakkında sorulduğunda şöyle buyurmuştur:

- Allah Teâlâ onları yarattığı zaman, onlar büyüyünceye kadar yaşayıp kalmış olsalar, Allah Teâlâ onların ne yapacaklarını daha iyi bilir." (Buhârî; hadis no: 1383. Müslim; hadis no: 2660).

b). Yukarıdaki hadisin bir benzeri de Ebu Hureyre'nin -Allah ondan râzı olsun- rivâyet ettiği hadistir.

Nitekim Ebu Hureyre'den -Allah ondan ve babasından râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, o şöyle demiştir:

سُئِلَ النَّبِيُّ صلى الله عليه وسلم عَنْ أَوْلَادِ الْـمُشْرِكِينَ فَقَالَ: اللهُ أَعْلَمُ بِمَا كَانُوا عَامِلِينَ.. [ رواه البخاري ومسلم ]

"Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'e (küçük yaşta ölen) müşriklerin çocukları hakkında sorulduğunda o şöyle buyurmuştur:

- (Onlar büyüyünceye kadar yaşayıp kalmış olsalar), Allah Teâlâ onların ne yapacaklarını daha iyi bilir." (Buhârî; hadis no: 1384. Müslim; hadis no: 2659).

 
SalihBeratt Çevrimdışı

SalihBeratt

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
mantıken dogrudan cennete gidiyorlar. (Kur-an'da bu konunun gectigi yeri bilmiyorum acıkcası)
Buluğ çağına ermeden ölen müslümanların çocuklarının varacağı yere gelince, İbn-i Kesîr -Allah ona rahmet etsin- bu konuda şöyle demiştir:

"Mü'minlerin çocuklarına gelince, bu konuda âlimler arasında hiçbir görüş ayrılığı yoktur.Nitekim Kadı Ebu Ya'lâ b. el-Firâ el-Hanbelî, İmam Ahmed'in şöyle dediğini nakletmiştir: Onların cennetlik oldukları konusunda ihtilaf edilmez. Bu, âlimler arasında meşhur olan görüştür. Biz de -inşaallah- bu görüşü kesin olarak ifâde ederiz." ("Büyük Kur'an Tefsiri"; c: 3, s: 33).

İmam Ahmed -Allah ona rahmet etsin- bu konuda şöyle demiştir:

"Müslümanların çocuklarının cennetlik oldukları konusunda hiç şüphe edilir mir"

Yine, İmam Ahmed -Allah ona rahmet etsin- bu konuda şöyle demiştir:

"Müslümanların çocuklarının cennetlik oldukları konusunda (âlimler arasında) hiçbir görüş ayrılığı yoktur?" (İbn-i Kayyim'in, "Sünen-i Ebî Dâvud Hâşiyesi"; c: 7, s: 83).

İmam Nevevî -Allah ona rahmet etsin- de bu konuda şöyle demiştir:

"Sözüne itibar edilen müslüman âlimler, müslümanların çocuklarından her kim küçük yaşta ölmüşse, onun cennetlik olduğu konusunda ittifak etmişlerdir.Çünkü o çocuk dînen mükellef (sorumlu) değildir." (Nevevî; "Sahih-i Müslim Şerhi"; c: 16, s: 207).

Kurtubî -Allah ona rahmet etsin- de bu konuda şöyle demiştir:

"Müslümanların çocuklarının cennetlik olduklarını söylemek, âlimlerin çoğunluğunun görüşüdür."

"Bazı âlimler, müslümanların çocuklarının cennetlik oldukları konusunda görüş ayrılığı olduğunu inkâr etmişlerdir." (Kurtubî; "et-Tezkira"; c: 2, s: 328).

 
M Çevrimdışı

münferit

Üye
İslam-TR Üyesi
münferit kardeș Allah razı olsun öylesine geçiştirmemișsin, araștırıp yazmıșsın. Çok teșekkürler.

Ama ne yazık ki sorduğum soruyla gönderdigin ayetler arasında bir ilișki göremiyorum.

Tabi ki;
- Allah dilediğini yapar,
- Zulmedici değildir,
- Allah dilediğini doğru yola iletir,
- insanlar kendilerine zulmediyorlar

Bunların 'sınavın adaletsizliği' ile ilgisi nedir? Kastettiğin Kehf suresi 70. Ayetteki gibi düșüneceksek;
  • O da, “Eğer bana tâbi olursan, sana o konuda bilgi verinceye kadar hiçbir şey hakkında bana soru sorma!” diye tembih etti.
Haşa buna karși çıkmam. Șirk koșmak istemem. Allah bilir deyip kapatacağız konuyu sanırım....


Ama Islam dini düșünmemizi, araştırmamızı, aklımızı kullanmamızı öğütler.

Ben de tabi ki foruma yazmadan önce araştırdım ilgili ayetleri bulmaya çalıștım. "İlahi Sınav" ile ilgili bulduğum ilgili ayetler;

Ruhların Yaratılması ve Ezelî Ahit:
  • Araf Suresi, 7:172:
    • "Ve Rabbin, Âdem oğullarının sulbünden zürriyetlerini almış ve onları kendilerine şahit tutarak: 'Ben sizin Rabbiniz değil miyim?' demişti. Onlar da: 'Evet, (buna) şahidiz!' demişlerdi. Kıyamet günü, 'Biz bundan habersizdik.' dememeniz için (böyle yaptık)."
Mülk Suresi, 67:2:
  • "Sizi imtihan etmek için ölümü ve hayatı yaratan O’dur. Hanginizin daha güzel amel işleyeceğini denemek için..."
Ankebüt suresi 2. ayet:
  • 'İnsanlar, hiçbir imtihana tabi tutulmadan, yalnızca inandık demekle bırakılırlar mı sandılar?'

Karșıma çıkan bu ayetlerin hepsi ne yazık ki 'sınava tabi tutulmadan doğrudan cennete giden çocuklar' ile çelișiyor.
Sizin bakış açınıza göre çelişiyor görünen şu ayet de var:



Size, düşünenin düşünüp öğüt alanın öğüt alacağı kadar ömür vermedik mi ve size korkutucu da gelmişti; artık tadın azabı, zalimlere bir yardım eden de yoktur.



Fatır Suresi/37.ayet





Aslında verdiğim cevapta yer alan delillerin ve manaların yeterli olduğunu düşünüyorum ama bunlar üzerinde düşünülmesi gerekir. Allah kimin cennetlik ve kimin cehennemlik olduğunu biliyor. Şimdi bu açıdan baktığımızda Allah isterse 5 yıl isterse 50 yıl yaşatır.





Şöyle bir hadis aktarılmaktadır:



“Eğer başına bir iş gelirse, ‘Keşke şöyle yapsaydım; o zaman şöyle olurdu.’ deme. ‘Allah’ın takdiri böyleymiş; O dilediğini yaptı.’ de. Zira, ‘Keşke şöyle yapsaydım.’ sözü, şeytanın vesvesesine yol açar.” (Müslim, Kader, 34)





Allah'ın gerek Kur'an-ı Kerim'deki ayetleri, gerek tabiattaki, gerek bizatihi kendi nefsimizdeki ayetlerini görmek için Rahmani bir tefekkür ile / şeytanın Allah'ın ayetleri, Allah'ın isim ve sıfatları hakkında Allah'ın kullarına şüphe dolu sözler atması ve bu şüpheli şeyler ışığında sorgulamak arasındaki farkı iyi anlamak gerekir. İmandan sonra felsefi sorgu olmaz, bunun yerine hikmete dayalı tefekkür olur. Felsefi sorguyla insanlar anlamlara ulaşmaya çalışır, hikmette ise iman edilenler ışığında yaratılıştaki hikmetleri anlamaya, keşfetmeye çalışır.



Şüphenin hikmetlerinden biri insanın kendi amellerinden ve imanının kaderinden (acaba iman üzere ölecek miyim gibi) şüphe edip havf u reca/ korku ile ümit arasında olmaktır.





Zeyd b. Vehb el-Cühenî anlatıyor:

“Münafıklardan biri öldü, Hz. Huzeyfe cenaze namazına katılmadı. Bunun üzerine Ömer, ‘Bu da onlardan mıdır?’ diye sorunca Hz. Huzeyfe 'Evet' diye cevap verdi. Bu defa Ömer: ‘Allah aşkına ben de onlardan mıyım?’ diye sormaya başladı. O ‘hayır!’ dedi ve ekledi, ‘Yemin olsun senden sonra artık bunları hiç kimseye anlatmam.’” (bk. İbn Ebî Şeybe, el-Musannef, 8/637; Ebu Bekir el-Hallal, e’s-sünne, babu munakehati’l-Murhile; İbn Hacer a.g.y; Kenzu’l-ummal, a.g.y)



Bu soruyu kadere iman ile ilgili olarak değerlendiriyorum. Kadere ya iman edilir ya da inkar edilir yahut kadere imandan şüphe içinde olunur. Bu tarz sorgulamalar yapacak olursak dünya hayatında da ve ahiret için kader farklılıkları dolayısıyla da itiraza benzeyen şüpheler dile getirilebilir. Bir insan ben neden fakirim deyip kendisini zenginle kıyaslayabilir, bir insan kendini çirkin görüp kendisini güzel görünen bir insanla kıyaslayabilir, sürekli sağlık sorunu yaşayan bir insan dinç ve sağlıklı olup genel olarak sağlık sorunu yaşamayan bir insanla kendini kıyaslayabilir, evlenmekte zorlanan ve evlilik bir şekilde kendisine nasip olmayan birden fazla eşi olan birine bakarak kendisini onunla kıyaslayabilir, senelerce arzu etmesine rağmen çocuğu olmayan bir kimse birden fazla çocuğu olanlarla kendisini kıyaslayabilir ve hikmet nazarıyla bakmayan bir zihin bunlarda da adaletsizlik sezebilir.



Kadere iman etmek, imanın şartlarından biridir:



"Bir kul, hayrıyla, şerriyle kadere iman etmedikçe; kendisine (hayır veya şerden) isabet eden bir şeyin yanlışlıkla onu atlamasının mümkün olmadığını ve kendisini atlamış olan bir şeyin de yanlışlıkla ona isabet etmesinin imkânsız olduğunu bilmedikçe iman etmiş olmaz." (Tirmizî, Kader, 10).



Allah'ın yarattığı kadere iman etmek, Allah'ın isim ve sıfatlarına iman etmek ve onları inkar etmemek imanın şartıdır ve bu şartlar yerine getirilmiyorsa insan iman dairesinde değildir. Bir mümin gerek kendisi, gerekse başkaları için Allah'ın yaratmış olduğu kadere iman eder, Allah'ın bu tayininden razı olur. Müslüman olmak demek Allah'a şeksiz şüphesiz teslim olmak demektir. Allah u Teala şüpheyi kafirlerin özelliklerinden biri olarak zikretmiştir:





O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Yaşatır, öldürür. O, sizin de Rabbiniz, önceki atalarınızın da Rabbidir. Fakat onlar, şüphe içinde eğlenip duruyorlar. (Duhan Suresi 8. ve 9.ayetler)





Tıpkı daha önce benzerlerine yapıldığı gibi, kendileriyle arzuladıkları arasına bir engel konmuştur. Çünkü onlar derin bir şüphe içindeydiler. (Sebe Suresi/54.ayet)





Bir çocuğun ölümü bir mümine Allah'ın adaletinden ve hikmetinden şüphe içinde olmaktan ziyade şu ayeti hatırlatır:



Size ne oldu da Allah yolunda ve “Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu şehirden çıkar, bize tarafından bir sahip gönder, bize katından bir yardımcı yolla!” diyen çaresiz erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz?

(Nisa Suresi/ 75.ayet)

Diri diri gömülen kıza hangi suçundan dolayı öldürüldüğü sorulduğunda;

(Tekvir Suresi / 8. ve 9. ayetler)
 
Son düzenleme:
Üst Ana Sayfa Alt