Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Kur'an'da İki Örtü Sınırı Mı Var?

Ö Çevrimdışı

özgürlüğe hasret

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi

26 Ocak 2008 Cumartesi

Şu günlerde velveleye verilen, aslı hicab olup boyutu “başörtüsü”ne, ismi “türban”a indirilmeye çalışılan problemin kolayca çözülmesini beklemek safdillik olacaktır. Müslüman halktan gizlenen bir gerçek var. O gerçek; Türkiye’de laik esaslı bir devrim yapılmıştır. Türkiye’yi doğu kültürü ve İslam anlayışı ile ilintilendirebilecek her türlü nesne, simge, ölçü, tartı, kisve v.s. ne varsa ortadan kaldırılmıştır. Devrim gereği kaldırılması işin tabiatında var. Tüm yeni oluşumlar üç aşağı beş yukarı halka bir şekilde kabul ettirilmiştir. Resmi ideoloji muktediriyetinin oturup oturmadığı da bu devrimlerin işleyip işlemediği ile ilintilidir. Bu sebeple sokakta gezen her başörtülü ya da İslami kisve, devrimist bakış açısıyla devrimin yerli yerine oturmadığının bir göstergesidir. Diğer manada bu mesele birilerinin açısından rejimin onur meselesidir. İşte bunun içindir ki yıllardır vaad edilen, çözülecekmiş gibi gösterilmeye çalışılan, partilerin potansiyel oy kapısı olarak kullanılan mütedeyyin kitle şu günlerde yine umutlandırılmıştır. Ama görünen o ki; “ölümü gösterip komaya razı etme” siyaseti işlemektedir.

Elinden hakikat ölçüleri alınan mütedeyyin kitleye yutturulmak istenen veya yutturulmuş olan uyku ilacı; başörtüsünün yasak olmasının “olağan sınırları ve olağan dışı sınırları” dır. Hicabı, örtünmeyi ALLAH Teala mümineye ne zaman, hangi yaşta ve hangi alanlarda farz kılmıştır sorgusunu yapmaktan aciz bırakılmış kitle politikacıların oyuncağı olmaktadır. “Üniversitede serbest olsun, sonrasında ve öncesinde yasak devam etsin” söylemi ile sözde başörtüsü sorunu çözmüş olma onurunu(!) elde edip politik nemalanmasını sürdürmeye çalışan mantığa, ALLAH Teala’nın örtü farziyetini hatırlatmak gerekiyor. Hangi başörtüsünden bahsettiğini sormak gerekiyor. Çözmek istediğiniz nokta Müslümanların Rablerinin emirlerini yerine getirme isteğini insani bir hak olarak görüp makul karşılamanız mı yoksa tıkanmış dayatmacı sistemi geçmişte olduğu gibi “baraja bir delik açarak” rahatlatmak mı?

Eğer cevap ilki ise bilmeliler ki başörtüsü müminelere üniversiteyi kazanmaları ile farz olmaz ve bu farz mezuniyetle birlikte sakıt olmaz. Hicab emri buluğla birlikte işlev kazanır ve ölünceye kadar da devam eder. Yok, eğer cevap ikincisi ise Müslümanların böyle bir örtünme şekli sınırı yoktur. Müslümanlara ait olmayan bir ölçüyü esas alarak “alın size haklarınızı veriyoruz” kandırmacanızı alın başınıza çalın! Çünkü iki tane Kur’an yok! Bu tutum Kitab’ın bir kısmını yok saymaktır.(Bakara-85’e Bknz)

Başörtüsü yasağını sadece üniversitede kaldırarak tıkanıklığı bir süre daha geçiştireceğini umanlar haksız da değiller. Zira bu aşamaya gelmiş olmak bile onlarca yılı aldı. “Daha ne istiyorsunuz” minnetini şimdiden duyar gibiyiz. Ama şunu politiklerin iyi bilmesi gerek; sınırlı bir başörtüsü serbestiyeti Müslümanların iman ettiği Kur’an’da emredilen bahsedilen başörtüsü(Hicab) değildir. Farklı şeylerden bahsederek meseleyi çözdük yanılgısı, tıkanıklığı tehir etse de baraj dolmaya devam edecektir.

Halkın aldatılmasında, oyalanmasında politikacılardan daha fazla vebal sahibi olan kürsü, minder sahibi olan zevattır. “Türkiye İslam Devletidir” söylemi anayasal bir suç olmasına rağmen kendilerini Osmanlı kadısı sanan tribün avcıları ve avları kartel yazarlarının bağırıp durduğu gerçeği lütfen duysunlar. O gerçek; Türkiye Cumhuriyeti Laik Demokratik bir devlettir.

İbrahim Küçük
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt