İlmi Konu Kur'an'daki Sünnet

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
K Çevrimdışı

Kafası Karışık

Üye
İslam-TR Üyesi
@Muhammed087 linkini verdiğiniz çalışmada: Bu kıymetli eserin iki nüshasını bulan Muhammed Hamidullah, tahkikini yapmış ve başına muhtasar bir hadis tarihi ekleyerek onu neşretmiştir. Onun bu çalışmasını Talat Koçyiğit, Kemal Kuşçu ve M.Ragıb İmamoğlu, ayrı ayrı, Türkçe’ye tercüme etmişlerdir. Bu tercümeler, farklı yayınevleri tarafından 1967 yılında yayınlanmıştır. deniyor. Benim ulaşabildiğim bilgiden farklı, daha eski nüshasının veya nüshalarının bulunduğuna dair bir bilgi bulunmuyor. Zaten bu alanda çalışanların birçoğunun başvurduğu kaynaklar Talat Koçyiğit, Fuat Sezgin gibi kişilerin yaptığı çalışmalar. Onların da PDF'lerini bulup kendim bakmıştım.
 
E Çevrimdışı

Ebu SILA

İslam-tr Mudâvimi
İslam-TR Üyesi
Kafası Karışık, arkadaş.! Rabbim kimseyi avrupa da ki arşivlere güvenipte Peygamberinin ,ümmetin alimlerinin sahihliğinde İCMA ettiği hadislerinden kuşku duyanlardan yapmasın.!
Avrupa da ki arşivler yazılırken oradamıydın.?
Arkadaşım sen yazxılanları okumuyormusun.?
Hangi alim hadisleri alırken ilk ağızdan yazılması gerektiğini şart koşmuş.?
 
K Çevrimdışı

Kafası Karışık

Üye
İslam-TR Üyesi
Kafası Karışık, arkadaş.! Rabbim kimseyi avrupa da ki arşivlere güvenipte Peygamberinin ,ümmetin alimlerinin sahihliğinde İCMA ettiği hadislerinden kuşku duyanlardan yapmasın.!
Avrupa da ki arşivler yazılırken oradamıydın.?
Arkadaşım sen yazxılanları okumuyormusun.?
Hangi alim hadisleri alırken ilk ağızdan yazılması gerektiğini şart koşmuş.?
Bazı şeyleri birbirine karıştırmayalım. Bugün en eski Kur'an metni ile ilgili bir araştırma yapsanız karşınıza Birmingham (İngiltere) ve Tübingen (Almanya) Üniversiteleri çıkıyor. İngiltere ve Almanya ellerindeki bu metinleri gizlemiyor.

Hadis konusunda araştırma yaparken de Avrupalı ne diyor diye bakarak araştırma yapmıyorum. Genel olarak Türkçe ve İngilizce kaynaklara başvuruyorum.

Hadisler konusunda icma vardır diyorsunuz. Bu bahsettiğiniz icma ne zamandan beri var? Mesela Buhârî ile ilgili tartışmalarda genelde İbn Hacer referans olarak gösteriliyor. İbn Hacer 1372'de doğmuş.

Bu tür konularda sinirlenen ve ezbere cevap yazan çok olabiliyor. Ben diyorum ki varsa araştırma imkânı olan benim cevap bulamadığım sorulara belki cevap bulabilir.

İSAM bir araştırma yaparak Hicrî 550'de istinsah edilmiş mevcut en eski tam Buhârî nüshasının tıpkıbasımını yapmış. Benim Arapçam böyle tafsilatlı bir araştırma yapacak seviyede değil. Dolayısıyla akademisyenlerin ve araştırmacıların bize sundukları bilgilere ulaşabiliyorum. Arapça yazma eserleri okuyabilen biri belki aradaki kopuklukları izah edebilecek malzemelere ulaşabilir.
 
Son düzenleme:
K Çevrimdışı

Kafası Karışık

Üye
İslam-TR Üyesi
Bir dahasorayım; Hangi Alim hadisleri kabul edip alırken ilk ağızdan yazılması gerektiğini şart koşmuş.?
Sizin bu sorunuz konunun dışında.

Ben zaten hadis usulüne göre toplandığı belirtilen kaynakların en eski nüshalarını soruyorum. Buhari zaten Peygamber Efendimiz ile ve sahabelerle çağdaş değil ki. Ama onun eserine aldığı belirtilen kaynaklardan hiçbiri de günümüze ulaşmamış. Ulaştığı söylenenlerden mesela Munebbih'in sahifesinin istinsah tarihi eldeki en eski tam Buhârî nüshası gibi Hicrî 6. yüzyıldan kalma. Buhârî'nin 1000'den fazla şeyhle görüştüğü iddia ediliyor ise bu 1000'den fazla şeyhten hiçbirinin mi H. 200'lerden bir eseri günümüze kadar ulaşamamış?

Herhangi bir eserin en eski nüshası müellifinin devrinden kalmamışsa sonradan yazılmış olanlara ilaveler yapılmış olması hâlinde müellifin "bunları ben yazmadım" diye itiraz etme imkânı kalmamış oluyor.

Düşünün ki birisi sizin vefatınızdan 200 yıl sonra sizin bu forumda yazdıklarınızı derleyip bir kitap yazdığını söylese ve onun da bu kitabı ortada olmasa onun vefatından 200 yıl sonra başkası o kişinin yazdıklarını yazdım diyerek bir kitap çıkartsa aradan geçen zaman içinde değişiklikler veya ilaveler yapılması hâlinde sizin veya ilk defa 200 yıl sonra sizin yazdıklarınızı topladığını söyleyen kişinin yazılanları kontrol edip "hayır ben böyle bir şey yazmadım" deme imkânınız kalmamış oluyor.
 
E Çevrimdışı

Ebu SILA

İslam-tr Mudâvimi
İslam-TR Üyesi
Bak arkadaşım, Hiç bir hadis alimi hadis alma şartları arasında ben ilk ağızdan hadisin yazılması gerektiğini şart koşmamıştır.
Varsa yazarsın ispat edersin bizde öğreniriz.
Hadislerin neredeyse tamamı semâ(işitme.) yoluyla muhaddislere ulaşmıştır.
 
E Çevrimdışı

Ebu SILA

İslam-tr Mudâvimi
İslam-TR Üyesi
Namaz kılan bir adamın önünden eşek,. (kara) köpek ve kadın geçerse namazı bozulur (Buhari 8/102) bu rivayetin başka ravisi var mıdır?

Araştırdığım kadarıyla bu hadisi, Ebu Zer, Ebu Said, Hakem b.Amr el-Gıfari, Ebu Hureyre ve Enes( ra.hum.ecmain) rivayet etmişlerdir. Yani Ebu Hureyre ra.yalnız değildir.
 
K Çevrimdışı

Kafası Karışık

Üye
İslam-TR Üyesi
Bak arkadaşım, Hiç bir hadis alimi hadis alma şartları arasında ben ilk ağızdan hadisin yazılması gerektiğini şart koşmamıştır.
Varsa yazarsın ispat edersin bizde öğreniriz.
Hadislerin neredeyse tamamı semâ(işitme.) yoluyla muhaddislere ulaşmıştır.
Ben hadisler ilk ağızdan alınmamış konusuna takılsaydım Buhârî zaten konumuzun dışında olurdu. Ben kopukluklardan bahsediyorum.
 
K Çevrimdışı

Kafası Karışık

Üye
İslam-TR Üyesi
Hadisler konusuna baktığımızda sanki zamanla hadis anlayışında bir katılaşma olmuş.

TDV İslam Ansiklopedisi'nin Zâhiriyye maddesinde şöyle bir açıklama bulunuyor:
"İslâm hukuk ekollerinin oluşum seyri ve sırası dikkate alındığında ilk kurulan mezhep olan Hanefîliğin ve ardından Mâlikîliğin re’ye daha çok önem verdiği, ardından gelen Şâfiîliğin re’y alanını daraltmaya giriştiği, Ahmed b. Hanbel’in re’yin kullanım alanını iyice sınırladığı ve nihayet Dâvûd ez-Zâhirî’nin re’y kapısını büsbütün kapattığı söylenebilir."

Re'y ile ilgili olarak "Fıkıh ve fıkıh usulündeki dar anlamıyla re’y özellikle vahiy/nas mukabilinde, fakat ona muhalefet anlamı içermeyen şahsî kanaati ifade eder." denilmektedir.

Hadis tartışmalarında sık başvurulan kaynaklardan birisi İbn Hacer el-Askalanî'dir (1372-1449). Hadislerle ilgili çeşitli tez, makale, kitap gibi çalışmaları incelediğimiz zaman bu isim sık sık karşımıza çıkabiliyor. İbn Hacer'e gelinceye kadar hadis rivayetleri konusunda birtakım tartışmalar devam etmiş de, onunla birlikte bu tartışmalar bitmiş gibi bir izlenim verecek ifadeler dahi kullanılabiliyor. Nurettin Yıldız'ın bir videosunun başlığı şu şekildedir: Maşaallah Buhari'de hata bulmuş! Darekutniler, İbni Hacer'ler o dosyaları çoktan kapattı!

İbn Hacer'in doğduğu tarih, Osmanlı Devleti'nin kurulmasından bile sonradır.

Bugün sakalı kazımanın haram olduğunu söyleyenlerin dayandığı kaynak hadis rivayetleridir. Osmanlı padişahlarının tablolarına ve fotoğraflarına baktığınız zaman bazılarının sakalsız olduğunu görebilirsiniz. Mesela Genç Osman hem sakalsız hem de bıyıksız olarak tasvir edilmiş. 2. Abdülhamid'in gençlik yıllarında çekilmiş sakalsız fotoğrafları bulunuyor. Vahdeddin'in de sakalsız fotoğrafları var.
1586802130698.png

Yine müzik haramdır diyenlerin dayandığı kaynak hadis rivayetleridir. Osmanlı zamanında saba, hicaz, rast, uşşak, kürdilihicazkâr, nihavend gibi türlü makamlarla besteler yapılmıyor muydu?

Resim çizmek haramdır diyenlerin dayandığı kaynak da hadis rivayetleridir. Osmanlı zamanında türlü minyatürler ve gravürler çizilmiş ki bunlardan bazıları müstehcen içeriklidir.
 
Muhammed087 Çevrimdışı

Muhammed087

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Hadisler konusuna baktığımızda sanki zamanla hadis anlayışında bir katılaşma olmuş.

TDV İslam Ansiklopedisi'nin Zâhiriyye maddesinde şöyle bir açıklama bulunuyor:
"İslâm hukuk ekollerinin oluşum seyri ve sırası dikkate alındığında ilk kurulan mezhep olan Hanefîliğin ve ardından Mâlikîliğin re’ye daha çok önem verdiği, ardından gelen Şâfiîliğin re’y alanını daraltmaya giriştiği, Ahmed b. Hanbel’in re’yin kullanım alanını iyice sınırladığı ve nihayet Dâvûd ez-Zâhirî’nin re’y kapısını büsbütün kapattığı söylenebilir."

Re'y ile ilgili olarak "Fıkıh ve fıkıh usulündeki dar anlamıyla re’y özellikle vahiy/nas mukabilinde, fakat ona muhalefet anlamı içermeyen şahsî kanaati ifade eder." denilmektedir.

Hadis tartışmalarında sık başvurulan kaynaklardan birisi İbn Hacer el-Askalanî'dir (1372-1449). Hadislerle ilgili çeşitli tez, makale, kitap gibi çalışmaları incelediğimiz zaman bu isim sık sık karşımıza çıkabiliyor. İbn Hacer'e gelinceye kadar hadis rivayetleri konusunda birtakım tartışmalar devam etmiş de, onunla birlikte bu tartışmalar bitmiş gibi bir izlenim verecek ifadeler dahi kullanılabiliyor. Nurettin Yıldız'ın bir videosunun başlığı şu şekildedir: Maşaallah Buhari'de hata bulmuş! Darekutniler, İbni Hacer'ler o dosyaları çoktan kapattı!

İbn Hacer'in doğduğu tarih, Osmanlı Devleti'nin kurulmasından bile sonradır.

Bugün sakalı kazımanın haram olduğunu söyleyenlerin dayandığı kaynak hadis rivayetleridir. Osmanlı padişahlarının tablolarına ve fotoğraflarına baktığınız zaman bazılarının sakalsız olduğunu görebilirsiniz. Mesela Genç Osman hem sakalsız hem de bıyıksız olarak tasvir edilmiş. 2. Abdülhamid'in gençlik yıllarında çekilmiş sakalsız fotoğrafları bulunuyor. Vahdeddin'in de sakalsız fotoğrafları var.
1586802130698.png

Yine müzik haramdır diyenlerin dayandığı kaynak hadis rivayetleridir. Osmanlı zamanında saba, hicaz, rast, uşşak, kürdilihicazkâr, nihavend gibi türlü makamlarla besteler yapılmıyor muydu?

Resim çizmek haramdır diyenlerin dayandığı kaynak da hadis rivayetleridir. Osmanlı zamanında türlü minyatürler ve gravürler çizilmiş ki bunlardan bazıları müstehcen içeriklidir.

osmanlı'nın her yaptığı doğru diye birşey yok osmanlı zamanı asrı saadet zamanı da değildi.bunu buhariyle ilgili hadis inkarcısı abdulaziz bayındır yazmış, bence senin hadislere alman yada ingilizlerin karbon 14 testi yapmadan inanacağın yok

Günümüzde mevcut Sahih-i Buhari nüshaları, Ali b. Muhammed el-Yunini (ö. 701/1301) tarafından Buhari’nin meşhur talebelerinden el-Firebri’nin nüshasına dayanılarak hazırlanan nüshaya dayanmaktadır. Firebri’nin kendi nüshasını, hocası Buhari’den iki defa dinlediği rivayet edilir.
 
K Çevrimdışı

Kafası Karışık

Üye
İslam-TR Üyesi
osmanlı'nın her yaptığı doğru diye birşey yok osmanlı zamanı asrı saadet zamanı da değildi.bunu buhariyle ilgili hadis inkarcısı abdulaziz bayındır yazmış, bence senin hadislere alman yada ingilizlerin karbon 14 testi yapmadan inanacağın yok

Günümüzde mevcut Sahih-i Buhari nüshaları, Ali b. Muhammed el-Yunini (ö. 701/1301) tarafından Buhari’nin meşhur talebelerinden el-Firebri’nin nüshasına dayanılarak hazırlanan nüshaya dayanmaktadır. Firebri’nin kendi nüshasını, hocası Buhari’den iki defa dinlediği rivayet edilir.
TDV İslam Ansiklopedisi'nin kütüb-i sitte maddesinden:
“Kütüb-i hamse” diye de anılan ve hadislerin büyük çoğunluğunu ihtiva ettiği kabul edilen el-Uṣûlü’l-ḫamse’ye, bilindiği kadarıyla ilk defa İbnü’l-Kayserânî (ö. 507/1113), bu eserlerde yer almayan bin kadar rivayeti ihtiva eden İbn Mâce’nin es-Sünen’ini ilâve ederek kütüb-i sitte tabirini oluşturmuş, Şürûṭü’l-eʾimmeti’s-sitte ve Eṭrâfü’l-Kütübi’s-Sitte adlı eserlerini bu altı kitabı göz önünde bulundurmak suretiyle kaleme almış, aynı yüzyılın önde gelen muhaddislerindan Cemmâîlî de altı kitabın râvileri hakkındaki el-Kemâl fî esmâʾi (maʿrifeti)’r-ricâl’ini yazmıştır.
Şimdi de İbnü’l-Kayserânî maddesinden bir alıntı:
İbn Abdülhâdî de onun sünneti her şeyin üstünde tutan bir muhaddis olduğunu, ibâhiyye ile bir ilgisi bulunmadığını, ancak mûsiki dinlemeyi mubah görme konusunda hata ettiğini belirtmektedir (ʿUlemâʾü’l-ḥadîs̱, IV, 16).
Anlaşılacağı üzere kütüb-i sitte tabirini ilk defa kullandığı belirtilen bir zatın, musiki dinlemeyi mubah gördüğü aktarılıyor.

TDV İslam Ansiklopedisinin Safiyyüddîn el-Urmevî (ö. 693/1294)maddesinden:
Safiyyüddin, mûsiki nazariyatı konusundaki riyâzî bilgileri Halife Müsta‘sım-Billâh’ın kâtibinden öğrendi. Onun hayatı Halife Müstansır ve Müsta‘sım dönemleri (1226-1258), Moğollar’ın Bağdat’ı işgali ve sonrası (1258-1263), Cüveynîler dönemi (1263-1294) olmak üzere üç devrede incelenebilir. Müstansır-Billâh ve Müsta‘sım-Billâh dönemlerinde hattat ve müzisyenlerin en büyüğü olarak tanınan Safiyyüddin, kütüphanedeki görevinin yanı sıra zaman zaman saray mûsikişinasları ile çalışmaktaydı. Ona ait bir bestenin halife tarafından beğenilmesi üzerine halifenin meclislerinde bulunmaya ve ud çalmaya başladı.
Burada anlatılanlar Abbâsî devriyle ilgilidir.

Kütüb-i sitte tabirini ilk kullanan zat müzikle ilgili rivayetleri kabul etmiyor muydu veya farklı mı yorumluyordu? Abbasî sarayında çalgının işi neydi?

Diğer taraftan ben en eski mevcut nüshaları araştırıyorum. Yunini, benim bahsettiğim İSAM'ın bulup bastığı nüshadan bile daha sonradır.
 
Muhammed087 Çevrimdışı

Muhammed087

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
TDV İslam Ansiklopedisi'nin kütüb-i sitte maddesinden:

Şimdi de İbnü’l-Kayserânî maddesinden bir alıntı:

Anlaşılacağı üzere kütüb-i sitte tabirini ilk defa kullandığı belirtilen bir zatın, musiki dinlemeyi mubah gördüğü aktarılıyor.

TDV İslam Ansiklopedisinin Safiyyüddîn el-Urmevî (ö. 693/1294)maddesinden:

Burada anlatılanlar Abbâsî devriyle ilgilidir.

Kütüb-i sitte tabirini ilk kullanan zat müzikle ilgili rivayetleri kabul etmiyor muydu veya farklı mı yorumluyordu? Abbasî sarayında çalgının işi neydi?

Diğer taraftan ben en eski mevcut nüshaları araştırıyorum. Yunini, benim bahsettiğim İSAM'ın bulup bastığı nüshadan bile daha sonradır.

neyse kal selametle
 
Son düzenleme:
E Çevrimdışı

Ebu SILA

İslam-tr Mudâvimi
İslam-TR Üyesi
Kafası karışık arkadaş.! İşine geldiği ve kafana yatan yerden delil getiriyorsun. Peki bu delil aldığın kitapların ilk nüshasına ulaştın mı.?
Ben yaklaşık beş yıldır bu sitedeyim. Ne kadar hadis inkarcısı uğradıysa genelde ilk sözleri tıpkı senin gibi
( Ben hadis inkarcısı değilim.! Dedikten sonra hep böyle dediler......lakin ...fakat...ama ....)
 
E Çevrimdışı

Ebu SILA

İslam-tr Mudâvimi
İslam-TR Üyesi
Kafası karışık arkadaş senin bu şüphe ve hadis inkarın seni Mazaallah kuran'ın şüphesine götürür.
O ilk nüshası yok diye burun kıvırdığın Buhari, müslim vb. Hadis külliyatımız olmasaydı Elimizdeki bir harfi bile değişmemiş kitab'ın bize nasıl ulaştığını kimin toplayıp kimin mushaf haline getirdiğini neyle ispat edecektik.?
EbuBekir, Ömer, Osman ,Ali ra.hum vd. Tarihe damga vurmuş İslamın hadimi olmuş şahsiyetleri nasıl tanıyacaktık.? Elimizdeki tarih ve megazi kitaplarının hangisinin ilk nüshası elimizde.?
Hadisleri ve rivayet edilen tasniflere şüphe ile bakarsak Ebu Bekir ra. diye birinin yaşadığını neyle ispat edeceksin.?
Hadisler de tarihi bilgiler de bize rivayet yoluyla geldi. Halen dunya üzerinde hadisleri senetleriyle ezberleyip icazet almış ilim ehli vardır. Mesela şeyh Süleyman ulvan kutubi tisa,yı ezbere okuyor. Yine mısırlı Adil yusuf,da aynı şekilde ezbere okuyor.Hadis ilminde hocadan icazet diye bir usul var. Mesela imam şafi hocası imam malikin muvattasını ezberliyor.!
Buhari 4. 5. Asırda meşhur olmadı o daha yaşarken akranları vehocaları yanında takdir edildi ve meşhur oldu.
Sana son tavsiyem şayet hadis inkarcısı değilsen ,hadis inkarcısı kimselerden uzaklaş. Ümmetin meşhur olmuş muhaddis ve müfessirlerin usulüne ve menhecine tabi ol. İman ettiğin nebi,nin sav.hadislerinden şüphe etme.!
 
K Çevrimdışı

Kafası Karışık

Üye
İslam-TR Üyesi
Yeni bir bilgi daha, TDV İslam Ansiklopedisi'nden:
Ebû Abdillâh Nuaym b. Hammâd b. Muâviye el-Huzâî el-Mervezî (ö. 228/843)

Hadis hâfızı ve fakih.

Ahmed b. Hanbel, Yahyâ b. Maîn, Ebû Hâtim er-Râzî onun şahsiyetli, âbid ve sâlih bir kişi olduğunu söylemekle beraber hemen bütün hadis münekkitleri zayıf ve münker hadis rivayet etmekle tanındığını, rivayetlerinde çokça yanılıp bunları birbirine karıştırdığını belirtmişler, rivayetleri pek kabul görmeyen Îsâ b. Yûnus, Nûh b. Ebû Meryem, Bakıyye b. Velîd, Velîd b. Müslim gibi muhaddislerden hadis rivayet ettiği için de kendisini eleştirmişlerdir. Rivayetlerinin delil olarak kullanılamayacağı ileri sürülmüş, sünneti koruma gayretiyle hadis uydurduğunu söyleyenler de olmuştur (Zehebî, Mîzânü’l-iʿtidâl, IV, 269). Ebû Dâvûd es-Sicistânî, Nuaym’ın nezdinde Hz. Peygamber’le ilgisi olmayan yirmi kadar hadis bulunduğunu ifade etmiştir.
...
Kendisinden Buhârî, Zühlî, Ebû Dâvûd es-Sicistânî, Tirmizî, Yahyâ b. Maîn, Ebû Hâtim er-Râzî, Ebû Zür‘a ed-Dımaşkī gibi âlimler hadis rivayet etti.
 
K Çevrimdışı

Kafası Karışık

Üye
İslam-TR Üyesi
Kafası karışık arkadaş.! İşine geldiği ve kafana yatan yerden delil getiriyorsun. Peki bu delil aldığın kitapların ilk nüshasına ulaştın mı.?
Ben yaklaşık beş yıldır bu sitedeyim. Ne kadar hadis inkarcısı uğradıysa genelde ilk sözleri tıpkı senin gibi
( Ben hadis inkarcısı değilim.! Dedikten sonra hep böyle dediler......lakin ...fakat...ama ....)
Alıntılarda yanlışlık varsa ve siz alıntı yapılan kaynakların ilk nüshalarına ulaşabiliyorsanz burada paylaşabilirsiniz. İnsanlar din konusunda öğrendikleri bilgilerden farklı, onlara zıt bilgilerle karşılaştıkları zaman mukavemet gösterebiliyor ve hatta karşısındakini kâfirlikle, zındıklıkla, münafıklıkla suçlayabiliyor.

Ben hadis inkârcısı değilim, mezhebim Hanefî. Sadece hadis kaynaklarının sıhhatleri ile ilgili kafama takılan konulara cevap arıyorum.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Benzer konular

Üst