Helal kesim ? Sadece Allah'ın adını anarak kesildiğinde mi et helal oluyor ve buna helal kesim deniyor.Etin helal olması için tek şart bu mu ? Helal kesim ibaresi ile et ürünleri satanların anladığı ve bu etlerden alan insanların anladığı bu demekki.
akhim maşallah sen takvaya olanı yapıyorsun lakin benim et yediğimde hükmüm nedir vallahi imkansızlıklar içindeyim yemesemde ölmem aslında lakin müşriklerden gelen etin bismillah denip yendiğine dair bişeyler duymuştum böyle birşey varmı
Helal kesim ? Sadece Allah'ın adını anarak kesildiğinde mi et helal oluyor ve buna helal kesim deniyor.Etin helal olması için tek şart bu mu ? Helal kesim ibaresi ile et ürünleri satanların anladığı ve bu etlerden alan insanların anladığı bu demekki.
Kendi yaptığımı söyleyim.Öncelikle hiçbir şekilde ne marketlerden ne de önüme çıkan her kasaptan et almıyorum.Bu etleri ve bu et ürünlerini asla yemiyorum.İster komşum olsun ister akrabam ister kırılsın ister darılsın onların bu et ile yaptıkları yemekleri ve kestiklerini asla yemiyorum.Benim için Allah'ın hakkı,Allah'ın emri her şeyden üstündür.Allah'ın Müslümana haram kıldığı bir şeyi akrabam ya da komşum darılır diye yemek asla islam ile bağdaşan bir şey değildir...
Eti kasaptan alacaksam da kasabın muvahhid bir kasap olması ve kasaptaki etlerin bu kasap ya da başka Müslümanlar tarafından kesildiğinde dair kasaptan güvence almam gerekiyor.Bunun dışında aslı Yahudi komşu veya kasaplardan et alabilirim.Ama aslı Hristiyan olan komşu veya kasaplardan et almam keza onlar hayvanlarını İslama uygun olmayan koşullarda öldürebiliyorlar (şoklama vs. gibi) birde domuz yedikleri için bu konuda güvenilir değiller.Yahudiler bu konularda Hristiyanlara göre çok daha güvenilir,daha titizler.Güvenilir bir Hrisitiyan ise tabiki onun kestiğini de,sattığını da yerim.
Anladım akhim Allah razı olsun.wert kardeş şüphesiz ki Allah swt ve Resulu Müslümanlar için sınırları belirlemiştir.Kimlerin kesitklerinin yenileceği kimlerin kestiklerinin yenilmeyeceği kati ve şeri naslar ile sabittir.Allah'ın haram kıldığını helal görmek küfürdür.Şimdi bir Müslüman bir müşriğin kestiği eti helal görerek yiyorsa elbette ki kafir olur.Ya da haram olan bu eti besmele çekerek yerse de aynı şekilde kafir olur.Nasıl ki içkiyi besmele çekerek içenin kafir olacağı gibi.Çünkü bunlar haramlığı nas ile sabit olan şeylerdir.Ama bir Müslüman müşriğin kestiği bir eti nefsine yenik düşerek,zayıf iradesinden dolayı haram olduğunu bilerek yiyorsa tabiki kafir olmaz.Sadece günah işlemiş olur.Nasıl ki nefsine yenik düşüp içki içen ama bu içkiyi haram kabul ederek,büyük bir günah işlediğini bilerek içenin yaptığı gibi.
Ben et yeme imaknım olmadığında balık yiyorum.Mesela ton balığı yiyorum.Hem kısmen ucuz hemde sağlıklı,hemde zahmetsiz.
Allahu alem kardeşim bu daha kalben güzel bir cevap geldi bana.https://www.islam-tr.org/konu/musrigin-kestigi-et-yenir-mi.9471/
https://www.islam-tr.org/konu/hayvan-kesiminde-besmele-ve-helal-et.9492/
Aynı meselede Alaeddin Palevi hocamız şunları demektedir:
— Malum olduğu üzere İslam âleminde küfrü mutlak hâkim olduktan sonra insanların çoğu ikrah olmaksızın küfrü gerektiren birçok söz ve fiili yaparak küfre girmektedirler.
İnsanlar bir taraftan tevhid kelimesini ikrar edip, namaz kılıp, oruç tutmakta diğer taraftan ise tağutları destekleyerek tevhid kelimesini bozan fiillere bulasmaktadırlar. Böyle toplumların kestiğinin yenilip yenilmemesi günümüzde oldukça büyük tartısmalara neden olmaktadır.
İnsanlar hayvan kesme konusunda üç gruba ayrılırlar.
1. Hiçbir şirke bulaşmamış muvahhid Müslümanın İslam’a uygun olarak kestiği hayvanların eti âlimlerin icmasına göre yenilir. Şayet ehli kitap put üzerine kesmezse onların kestiği de icma ile yenilir.
2. Muşrik ve mülhitlerin putların üzerine kestikleridir. Putların üzerine kesilen bu hayvanların etini yemenin haram olduğuna dair icma vardır. Zira Allah put üzerine kesilmiş hayvanların etinin yenilmesini haram kılmıstır.
“Üzerlerine Allah'ın ismi anılmamış olanlardan yemeyin, çünkü onu yemek yoldan çıkmaktır. Şeytanlar, dostlarına, sizinle mücadele etmeleri için telkinde bulunurlar. Eğer onlara uyarsanız, muhakkak ki, Allah'a ortak koşanlardan olursunuz.” (6, En’am/121)
3. Sabiiler, Mecusiler ve muşriklerin İslami kurallar içerisinde kestikleri hayvanların etleridir. Bu şekildeki kesim hakkında âlimler arasında ihtilaf vardır. Âlimlerin büyük bir kısmına göre kesen kisinin Müslüman olması gerekir. Âlimlerin çoğunluğu sayet kesen kişi muşrik ise, ister put üzerine kessin isterse de Allah’ın ismini anarak İslami usullere göre kessin bu etin yenilemeyeceği görüsünü kabul etmistir.
Fakat İmam Şevkani(rahimehullah) söyle der:
“Kesen kisi eğer hayvanı keserken put üzerine değil de Allah’ın ismini anıp İslami usullere göre keserse bu kestiği yenir. Yenilmez diyenlerin elinde hiçbir delil yoktur. İddia edilen icma ise putlar üzerine kesilenler hakkındadır.” (Seylu-l Cerrar sy: 64)
Şafi alimleri, Sabilerin ehli kitaba benzemesi durumunda kestiklerinin yenilebileceğini bunun tersi bir durumda ise kestiklerinin yenmeyeceğini söylerler. Hanefi alimlerine göre Sabilerin kestikleri mutlak surette yenilirken Maliki ve Hanbeli alimlerine göre de sabilerin kestikleri mutlak surette yenmez.
(Mevsuatul Fıkhıyye, Nikâh babı)
Benim (Alaeddin Palevi) düşünceme göre namaz kılıp, oruç tutan ve İslamın birçok ahkâmını uygulayan ancak küfür ve küfür ehlini destekleme neticesinde sirke giren kişilerin İslami usullere uygun olarak kestikleri hayvanların eti yenilir. Çünkü bu kimseler putların üzerine kesmiyorlar, besmele çekiyorlar ve baskasının adını da anmıyorlar. Bununla beraber kendilerini semavi bir kitaba nispet ediyorlar, kesimlerini ise İslamî usullere uygun kesiyorlar.
Bu konu hakkında önyargılardan uzak bir sekilde düsünürsek zamanımız müşriklerinin, Rasulullah’ın zamanındaki ehli kitapla ortak özelliklere sahip olduğunu görürüz. Zaten Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) döneminde “Muşriklerin kestiği yenilmez ama ehli kitabın kestiğinin yenilir” denilmesinin sebebi de budur. Zira o dönemde yasayan ehli kitap semavi bir kitaba intisap etmisti. Kestikleri hayvanları, önceden gönderilmiş peygamberlerin seriatına uygun bir sekilde ve hepsinden önemlisi Allah’ın ismini anarak keserlerdi ve kesinlikle putlar üzerine kesmezlerdi. Bu özellikler ise o devrin müşriklerinde yoktu. Onlar hayvanı keserken Allah’ın ismi yerine putların isimlerini anarlardı. Benim görüşüme göre burada illet hayvanı kesen kisinin dini değil kesim yöntemidir. Çünkü ehli kitap “Yahudiler -Uzeyir Allah'ın oğlu- dediler. Hıristiyanlar da -Mesih Allah'ın oğlu- dediler” (9, Tevbe/30) ayeti gereğince o zamanın muşriklerinden daha büyük bir sirkin içindeydiler. Oysa muşrikler Allah’ın birliğine inanır, teslisi red ederlerdi. Hz. İbrahim ve Hz. İsmail’in seriatından kendilerine ulasan kısmıyla amel ederler ve kendilerini Müslüman kabul ederlerdi.
Fahreddin Razi meşhur tefsirinde Tevbe Suresi’nin 31. ayetine dair yaptığı açıklamada kitap ehlinin şirk konusunda diğer müşriklerden daha şedid olduğunu söylemektedir.
Muşriklerin kestiğinin hiçbir durumda yenilmeyeceğini söyleyen kimsenin Kur’an ve Sünnetten delil getirmesi gerekmektedir.
Eğer delil olarak “Üzerlerine Allah'ın ismi anılmamış olanlardan yemeyin” ayetini getirirlerse, ayette bahsedilenin Allah’ın ismi anılmadan putların üzerine kesilenler olduğunu söyleriz.
Yine aynı sekilde “kendilerine kitap verilenlerin yiyecekleri size helal olduğu gibi, sizin yiyeceğiniz de onlara helâldir” (Maide /5) ayetini delil getirerek “Allahu Tealâ bize ehli kitabın kestiğinin helal olduğunu söylemektedir.
"Muşriğin kestiği haram olmasaydı buna gerek kalmazdı” denirse bu görüsün sakatbir görüs olduğunu söyleriz. Zira ayetin zahiri öncelikle ehli kitabın kestiğinin helal olduğunu söylemektedir. Ayette müsriklerin kestiklerine dair bir ifade yoktur. Bununla beraber usul ilminde alimlerin çoğuna göre özellikle lakaplarda mefhumu muhalife itibar edilmez.
Müsriklerin putlar üzerine kesmediklerinin yenilebileceği hakkında benim görüsüm budur ve beni bağlar.
Bir kimse çıkıp “Mezhep alimlerinin hemen hemen tamamına göre müsriklerin kestiği hiçbir durumda yenmez. Onun için ben İslami usullere uygun da olsa müsriklerin kestiğini yemem” diyebilir.
Baslangıçta da belirttiğim gibi bu konu oldukça ihtilaflıdır. Bundan dolayı Müslümanların sadece kendi görüslerini doğru kabul etmeleri, karşı görüsü ise yanlış görüs kabul ederek fırkalasmaları caiz değildir.
Bununla birlikte bir olay üzerinde fetva boyutu farklıdır takva boyutu farklıdır. Şüpheli seylerden kaçınmak ise takvadandır.
İhtilafın olduğu konularda kisiler konu üzerinde kendilerince en sahih olan görüsü kabul etmekte serbesttirler. Ancak kisinin ihtilaflı bir meselede sadece kendi görüsünü doğru görüs olarak nitelendirmesi, karşıt görüş sahiplerini ise küfür ve fıskla suçlaması ciddi bir hatadır.
Ve maalesef günümüzde Müslümanların en çok hata ettikleri nokta burasıdır.
Tarih boyunca üzerinde birçok ihtilafın olduğu bir mesele hakkında “Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler kâfirdirler” diyerek Müslümanları tekfir etmek, muhalif düsünce sahiplerine buğzetmek, kâfirlerden daha çok onlara düsmanlık yapmak günümüzün en yaygın hastalıklarındandır. Bundan kesinlikle kaçınmak gerekir.
Burada hatırlatmak istediğim diğer bir husus ise sudur:
Müslümanlar özellikle içinde yasadıkları toplumun durumunu olabildiğince göz önünde tutmalıdırlar. Sirkin mutlak olarak hakim olduğu beldelerde oldukça titiz ve dikkatli davranmak gerekir. Zira böyle toplumlarda fertlerin haram/helal ayrımına özen gösterdiklerinden bahsetmek mümkün değildir. At etinin inek eti diye satılması, tavukların elektrikle soklanarak öldürülmesi ve üzerine de “İslami Usullere Göre Kesilmistir” yazılması pekâlâ mümkündür. Bundan dolayı Müslüman bir ferdin dinini ve ırzını koruma adına süpheli gördüğü her durumdan uzak kalması en sahih olan yoldur. Alaeddin Palevi : Mühim Soruların Cevabı ; S: 168 - 171
Yahudiler bu konularda Hristiyanlara göre çok daha güvenilir,daha titizler.Güvenilir bir Hrisitiyan ise tabiki onun kestiğini de,sattığını da yerim.
akhi Kesilen etin nerden geldığini kimin kestiğini nası kestiğini bilmeden, Bismillah çekerek yersek ve bu yediğimiz haramsa ne olur ?
Kendi gurubundan başkasının kestigini yemeyenleride gòrdük..
Sadece kendi cemaatinin kestigi
bunun dışında asla ne kurban eti ne başka birsey..
Et yemiyor ama israilin kolasını amerikanın malborasını iciyor..
:eyv:
Subhanallah!bu meselede adil olmak gerekiyor, ifrat ve tefrite varmadan.
Tabiki, et yemeyip malboroa icenler mevcut ama günvegün cikan haberleri de görünce insan kendi cemaati disinda et yemeyesi cok cok normal hatta luzum oluyor.
Bir yazi paylasim siz pay biciniz...
KİMLER DOMUZ ETİ YEMEDİM DİYEBİLİR... TURKİYEDE DOMUZ ETİ YEMEDİM DİYEN VAR Mİ?
DOMUZ ETİ YEME YEDİRME
Bilmediğiniz yerden et almayın, yemek yemeyin..
Gaziosmanpaşa Hacımaşlı köyü domuz çiftliği’nde 5 bin domuz var.
Türkiye’deki domuz çiftliklerinde yıllık 3 milyon kg. civarında et üretiliyor. Bu rakam neredeyse kırmızı et üretiminin yarısı. Üretilen domuzlar otellere, yemek fabrikalarına ve marketlere ‘kıyma’ şeklinde satılıyor. Domuz etini Salam, sosis olarak da piyasaya sürmek en sık kullanılan yöntem.
Peki neden domuz?
‘Dinen yasak olmasına, Türk yemek kültürüne aykırı bulunmasına rağmen neden domuz cazib bir konu?’
Çünkü domuz yetiştiriciliği kârlı bir iş. Domuz üretken bir hayvan. Cinslerine ve yaşına göre yılda bir, iki, bazen de üç kez ve her batında 15-20’ye kadar varan yavru dünyaya getirebiliyor. Bir domuz yılda iki kez doğum yapsa, her batından 10 yavru yaşasa, 20 sene yaşayan bir domuzun 400 yavrusu oluyor. Ve dahası yeni doğmuş bir domuz 4-5 ayda 100 kiloya kadar çıkabiliyor.
Normal Şartlarda evcil bir domuzun yüzde 30’u yağ olarak ayrılabilmekte iken bu rakam bazen yüzde 50’yi bulabiliyor.Yani 150 kg’lık bir domuzdan 75 kiloluk yağ elde edilebiliyor. Bu da dana yada koyuna göre tercih edilmesinde önemli bir etken.
Beslenmesi kolay, cam dışında -leş dahil- her şeyi yiyebiliyor. Her domuz da ortalama 80-100 kiloya ulaştığı zaman kesiliyor. Kaba bir hesapla sadece bu çiftlikten yılda yaklaşık 1 milyon kg. et çıkıyor.
Bu etlerin hangi kanalla, nerelere satıldığı meçhul. Diğer çiftlikler de göz önüne alındığında Türkiye’de yaklaşık 3 milyon kg domuz etinin piyasaya değişik yollarla sürüldüğü ortaya çıkıyor.
Türkiye’deki toplam kırmızı et tüketiminin de 6 milyon kg. olduğu göz önüne alınırsa tablonun vahameti daha da netleşiyor. Kilosu 1 ile 3.5 milyon lira arasında satılan bu domuz etlerinin ağırlıklı olarak kıyma, sucuk, salam ve sosis olarak satıldığı dile getiriliyor. Çiftlik çalışanlarından "İsmail Türk"ün verdiği bilgiye göre kesilen etler toplu olarak büyük otellere, yemek fabrikalarına kıyma ve sosis gibi ürünler olarak satılıyor.
Bu ve benzeri çiftliklerden resmi olarak beş firma domuz satın alıyor:
alintidir...
devamini yazmayacagim....
Unuttugumz hakikati dile getirdinz Allah razı olsun..bu meselede adil olmak gerekiyor, ifrat ve tefrite varmadan.
Tabiki, et yemeyip malboroa icenler mevcut ama günvegün cikan haberleri de görünce insan kendi cemaati disinda et yemeyesi cok cok normal hatta luzum oluyor.
Bir yazi paylasim siz pay biciniz...
KİMLER DOMUZ ETİ YEMEDİM DİYEBİLİR... TURKİYEDE DOMUZ ETİ YEMEDİM DİYEN VAR Mİ?
DOMUZ ETİ YEME YEDİRME
Bilmediğiniz yerden et almayın, yemek yemeyin..
Gaziosmanpaşa Hacımaşlı köyü domuz çiftliği’nde 5 bin domuz var.
Türkiye’deki domuz çiftliklerinde yıllık 3 milyon kg. civarında et üretiliyor. Bu rakam neredeyse kırmızı et üretiminin yarısı. Üretilen domuzlar otellere, yemek fabrikalarına ve marketlere ‘kıyma’ şeklinde satılıyor. Domuz etini Salam, sosis olarak da piyasaya sürmek en sık kullanılan yöntem.
Peki neden domuz?
‘Dinen yasak olmasına, Türk yemek kültürüne aykırı bulunmasına rağmen neden domuz cazib bir konu?’
Çünkü domuz yetiştiriciliği kârlı bir iş. Domuz üretken bir hayvan. Cinslerine ve yaşına göre yılda bir, iki, bazen de üç kez ve her batında 15-20’ye kadar varan yavru dünyaya getirebiliyor. Bir domuz yılda iki kez doğum yapsa, her batından 10 yavru yaşasa, 20 sene yaşayan bir domuzun 400 yavrusu oluyor. Ve dahası yeni doğmuş bir domuz 4-5 ayda 100 kiloya kadar çıkabiliyor.
Normal Şartlarda evcil bir domuzun yüzde 30’u yağ olarak ayrılabilmekte iken bu rakam bazen yüzde 50’yi bulabiliyor.Yani 150 kg’lık bir domuzdan 75 kiloluk yağ elde edilebiliyor. Bu da dana yada koyuna göre tercih edilmesinde önemli bir etken.
Beslenmesi kolay, cam dışında -leş dahil- her şeyi yiyebiliyor. Her domuz da ortalama 80-100 kiloya ulaştığı zaman kesiliyor. Kaba bir hesapla sadece bu çiftlikten yılda yaklaşık 1 milyon kg. et çıkıyor.
Bu etlerin hangi kanalla, nerelere satıldığı meçhul. Diğer çiftlikler de göz önüne alındığında Türkiye’de yaklaşık 3 milyon kg domuz etinin piyasaya değişik yollarla sürüldüğü ortaya çıkıyor.
Türkiye’deki toplam kırmızı et tüketiminin de 6 milyon kg. olduğu göz önüne alınırsa tablonun vahameti daha da netleşiyor. Kilosu 1 ile 3.5 milyon lira arasında satılan bu domuz etlerinin ağırlıklı olarak kıyma, sucuk, salam ve sosis olarak satıldığı dile getiriliyor. Çiftlik çalışanlarından "İsmail Türk"ün verdiği bilgiye göre kesilen etler toplu olarak büyük otellere, yemek fabrikalarına kıyma ve sosis gibi ürünler olarak satılıyor.
Bu ve benzeri çiftliklerden resmi olarak beş firma domuz satın alıyor:
alintidir...
devamini yazmayacagim....